Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 1986 EKONOMİ CUMHURİYET/11 AYDAN MX EKONOMİ DUNYASI Jaguarve seçim ekononüsi Başbakan özal'ın beklenmedik bir şekilde ara seçimlerin 28 eylülde yapılacağını açıklamasıyla temmuz ayına tam bir seçim gölgesi düştd. "Seçim ekonomisi, seçim yatınmı, seçim uğnına istifa" gibi sloganlar, temmuzda pek sık işitildi. Muhalefet, hükümeti seçim ekonomisiyle ülkeyi idare etmekle suçlarken özal yönetimi, ekonominin temel cephelerinde ara seçimler öncesinde önemli bir yank meydana gelmesini önlemek amacıyla, kapsamb bir ekonomik pakeıi yürürlüğe koydu. Kuşkusuz paketin içinden çıkan en ilginç hediye, tüpgaz fıyatlanıun yüzde 15 indirilmesi karanydı. ö t e yandan Türkiye Odalar Birliği'nin ve TÜSİAD'ın uygulanmakta olan ekonomik politikalara beklenmedik sert çıkışlan, siyasal havanın Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli, ANAP'm Manisa milletvekili adayı seçüerek bu görevinden çekildi. Üst düzey bürokratlardan ve özal'ın en yakın yardımcısı Başbakanlık Müsteşan Hasan Celal Güzei de politika uğnına görevinden istifa ederek ANAP'ın Gaziantep'ten adayı oldu. Ucuzlayan petrvle, düşen faize karşın btiyüme hedeflerine ulaşılamıyor Batıda ekonomik büyüme kaygısı ERHAN KEY Sanayileşmiş ülkelerde temel gösterneleı Saaayl IretM lltlıHt Tikettci flyrtat Tteartl (Mty* 23 (6] TÜSİAD'ın özerk Merkez Bankası Başbakan özal, seçimlerin nazik ortamında tam Jaguar'ın yaralannı sarmaya çahşırken, bu kez ekonomi dünyasından kendisine karşı sesler yükselmeye başladı. Enflasyon raporu yayımlayan ve bu amaçla bir basın toplantısı düzenleyen TÜStAD, emisyondaki şişkinliği, enflasyonun baş nedeni olarak gösteriyor, enflasyonda bu yılki yüzde 25'lik hedefin tutmayacağmı vurguluyor, bütçe dışı fonlann enflasyon yaratacağı konusunda uyarıda bulunuyor ve para basma işlerinin hükümetlerin inisiyatifinden ahnmasmı, özerk bir Merkez Bankası oluşturularak "iktidartann keyfi yerine, ülkenin ihtiyacı oldugu zaman para basdmasuu" salık veriyordu. Başbakan özal'ın kızı Zeynep'e armağan edilen, ancak daha sonra geri verilen 52 milyonluk Jaguar olayının yarattığı fırtına ekonomik ve siyasal havayı iyice ısıttı. yanı sıra ekonomi dünyasının da ısınmasına yol açtı. Başbakan özal'ın kızı Zeynep'e armağan edilen, ancak daha sonra geri verilen 52 milyon liralık Jaguar olayı kamuoyunu gürüerce meşgul etti. Jaguar fırtmasıyla birlikte çeşitli yolsuzluk iddialan ortaya atıldı. Seçim ekonomisi Bir tarafta IMFnin istekleri, diğer tarafta da seçime yönelik yatınmlan yerine getirme zorunluluğu arasında sıkışan Ozal hükümeti, orta yolcu bir tutum izlemeyi tercih eden bir ekonomjk önlemler paketi hazırladı. Her ne kadar Özal "Paket yok" dediyse de alınan önlemler oldukça kapsamlıydı. Tüpgaza yapılan yüzde 15'lik indirim, Hazine'nin sırtına 17 milyar gibi küçük sayılabüecek bir yük bindirirken, özal yönetiminin zincirleme zamlarına alışrruş vatandaşın ağzına bir parmak bal çalmaktan başka bir şey değildi. Bütçe harcamalannın yüzde 15 kısıİmasını öngören paket, aynı zamanda dövizdeki sıkışmayı önlemek arnacı içinde ithalattan alınan teminat oranlannın 3 kat artunlmasını da içeriyordu. Enflasyonun ani bir tırmanışa geçerek seçim öncesi hesaplan altüst edebileceği kaygısından yola çıkan özal yönetimi, para ve kredi a r n üzerindeki kontrolü daha da pekiştirme gereği duydu. Merkez Bankası, aşın kredi genişlemesine neden olduğu gerekçesiyle resmi mevduatın kullanımına sınır koyarken, nisan sonunda aldığı karardan da geri dönerek vadesiz mevduatın faizini yüzde 10'da bırakmayı uygun gördü. Yine emisyonun kontrolü açısından çiftçiye ürün bedellerinin yüzde 60'ının peşin ödenmesi, geriye kalan yüzde 40'lık bölümün de uzun bir vadeye yayılması yoluna gidildi. Bankalara veryansın TÜStAD bu sert çıkışı neden yaptı diye düşünülürken Odalar Birliği'nin yeni başkanı AB Coşkun, kahvaltıh bir basın toplantısı düzenledi ve bugün uygulanmakta olan ekonomik politikayı hemen her yönüyle eleştirdi. Ali Coşkun'a göre enflasyon, bu yıl yüzde 3035'ten aşağı düşürülemeyecekti. Piyasada döviz sıkntısı söylentüeri ise özellikle dış itibanmızı zedeliyordu. Ali Coşkun, "Döviz sıkıııtısının suçlusn tkari bankalardır ve böyle bir göriintü yarattıklan içio cezahradınlmahdırlar" diyerek bankalara da veryansın ediyordu. Ö z a l işadamlannı gezdirdi Temmuz ayını yaklaşık 200 kişilik bir "orduyla" Kuzey Kıbns'ta karşılayan ekonomi çevreleri, ayın son günlerinde yine "kalabalık bir ordu" halinde yurtdışındaydüar. An 1986 yılına girildiğinde her şey çok olumlu gözüküyordu. Ekonomistler, OECD ve Dunya Bankası gibi kuruluşlar, özellikle sanayileşmiş Ulkeler için iyimser ve "çok olumlu" tablolar çiziyorlar ve yeniden büyüme dönemine girildiğinin altını çiziyorlardı. 1985 eylülünde 5 sanayileşmiş ülke maliye bakanlarının Plaza Oteli'nde toplanmalannın ardmdan alınan ortak kararla, dolann değeri, faiz oranlanyla birlikte aşağıya çekiliyor, böylece giderek daralan dünya ticaretinin genişleyeceği hesaplanıyordu. Ekonomik tşbirligi ve Kalkınma Örgütü OECD'nin mayıs sonunda yayımlanan 24 ülkeyi kapsayan raporunda bu yıl için büyüme hızı gözden geçiriliyor ve 2.75'ten yüzde 3'e yükseltiliyordu. Geçen yıl sonu petrolde başlayan fiyat savaşı sonucu petrol fıyatları düşmeye başlamış ve bu gelişmenin tüm sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik canlanmaya ivme kazandıracağı tahmin edilmişti. Düşen petrol fiyatlan, düşük değerli dolar ve aşağı çekilen faiz oranlan, ekonomik büyümeyi pompalayacaktı. Ancak 1986'nın ilk altı ayında sanayileşmiş Batıda kaydedilen ekonomik gelişmeler, hiç de beklendiği gibi olmadı. Enflasyon, büyük ölçüde aşağı çekilerek son yüların en düşük seviyelerine indi. Faiz oranlan da enflasyona paralel olarak düştü. Dolar, mark karşısında arahktan bu yana yüzde 30'dan, yen karşısında ise yüzde 50'den fazla değer kaybetti. Ancak sanayileşmiş ülkelerde ilk altı ayda büyüme hızı, hedeflenen düzeylere bir türlü çıkarılamadı. Otorite durumundaki bazı özel kuruluşlann tahminlerine göre bu yılın ilk yansında ABD, Federal Almanya, Japonya ve İngiltere, ortalama yüzde 2 gibi beklenenin gerisinde bir büyüme gösterebildi. OECD'nin bu 4 ülke için yühk büyüme tahmini ise yüzde 4 idi. Bu arada ABD'de 1986 yılı büyüme hedefı yüzde 4'ten yüzde 2.5'e, Federal Almanya'da yüzde 3.5'ten yüzde 3'e, Japonya'da ise yüzde 4'ten yüzde 2J'e düşürüldü. Batıh yayın organlan, OECD uzmanlannm, i!k yanmn büyüme açısından zayıf bir dönem olduğunu ve yıllık büyümenin yüz , Avvstnlys Mçka Kauia Frana F. Mmyı HataMta halya Jıaııya bpaya nv9ç RVİÇfV 3.7 (2) *) 7.6 (6) 11.7 (5) 9.5 (6) 9.0 (6) 13.9 (5) 2.7 (5) 2.4 (6) 0.8 (6) 11.7 (6) 7 1 (6) fr**) 9.2 (2) 12 (6) 3 7 (6) 2.3 (6) 0.2 (6) 0.2 (6) 6.3 (6) 0.5 (5) 8.9 (6) 3.8 (6) 0.8 (6) 2 5(6) 17(6) 3 2(2) 5.2 (4) 2.3 (5) 7.7 (4) 18 24 (5) 0.3 (4] 92 (5] 2.8 (6) 34.8(5] 4.4 (4) 10.0 (4] 69.1 (5] 5.5 (6] 3.6 (5] 3.6 (4] 4.6 (5] 162.6 (5) 1.5(5) 10.0 (5) 4.8 (5) 14.6 (6) (3) 20.4 (6) 1 9 8 5 sonu ve bu yıl başında ortaya çıkan tüm olumlu koşullara, düşen petrol fıyatları, faiz oranlan ve enflasyona karşın, başta ABD olmak üzere sanayileşmiş Batılı ülkeler, yılın ilk yarısında beklenen ekonomik büyümeyi gerçekleştiremediler. önde gelen sanayileşmiş ülkelerin çoğu bu yıl için belirledikleri büyüme hedeflerini düşürdü. Sanayileşmiş ülkeler, Latin Amerika ülkelerinin borçlannı ödeyemez duruma düşme tehlikesinden son derece tedirginler. ABD'de önümüzdeki dönemde yeni bir durgunluğu mümkün görüyorlar. YA BORÇLAR ÖDENMEZSE ABD'nin büyümesmin önündeki asıl engelin bütçe açıklan olduğunu savunan iki müttefık, Bonn ve Tokyo ise, Washington'un dikte ettiği faizleri düşürme isteğine karşı bugüne kadar direnmiş bulunuyorlar. Döviz kurlan ve ekonomik pohtikalann koordine edilmesi üzerinde tartışmalann yoğunlaştığı son Zürih konferansının da gösterdiği üzere, önde gelen sanayileşmiş ülkelerin diğer bir sıkıntısı da bazı Latin Amerika ülkelerinin dış borçlannı ödeyemez duruma düşme tehlikesi. ABDTi senatör Bradley, borç krizinin ABD'de 1 milyon kişinin iş kaybına ve Latin Amerika'ya yapılan ihracatın üçte bir oranında düşmesine yol açtığma işaret ediyor. Bradley'e göre, bu bunalım atlatılamazsa, 9 büyük ABD bankası, sermaye ve rezervlerinin erime tehlikesi ile karşı karşıya kalacak. Nitekim Meksika ile imzalanan son borç anlaşmalan, IMF tarihinde ilk kez Meksika'nın borç ödemelerini petrol fiyatlanna bağhyordu. Dolayısıyla sanayileşmiş ülkelerin, Latin Amerika'nın borçlannı ödeyemez duruma düşmesinden son derece tedirgin olduklan ve kendi ekonomilerinin bu gelişmelerden doğrudan etkilendikleri, saklanamaz bir gerçek halini aldı. Batılı uzmanlara göre, ekonomik büyümede Avrupa ülkeleri, ABD'ye kıyasla daha iyi bir konumda bulunuyor. Tüketim harcamalannın artış eğilimine girdiğine işaret eden uzmanlar, Federal Almanya'da yılın ilk beş ayında perakende satışlann yüzde 3.8 artış göstermesine dikkat çekiyorlar. Aynı gösterge 1985'in aynı döneminde yüzde 0.7,1984'te ise yüzde 0.4 olmuştu. Japonya'da herkesin gözü, büyük bir seçim zaferiyle yeniden işbaşına gelen Nakasone hükümetinin daha önce söz verdiği üzere iç bünyeye dayalı ekonomik büyümeyi nasıl gerçekleştireceğinde. İlk olarak ek bir bütçe ohışturması beklenen Nakasone hükümetinin, tüketimi artırmak yönünde bir dizi önlem alması bekleniyor. Japon ekonomisi, ilk çeyrekte yüzde 0.5 daralma göstererek son 11 yılın en kötü sonucunu elde etti. 28 (5) 1.0(3) 0.5 0.2 (5) (6) hffltere UO Parantei ıpndeJa rakamlar kaçına ay itJbariyte okhıfiunu gösterir TOBB Başkanı Ali Coşkun, bankalara yapay bir döviz stkışıklığı yarattıkları gerekçesiyle ver yansm ederken, enflasyonla mücadelede yeterli başarı gösterilemediği için hükümete sert çıktı. cak bu kez gidilen ülke Sovyetler Birliği'ydi ve iş çevreleri Kıbns'ın tam aksine bu kez Sovyetler Birliği'ne gidebilmek için büyük mücadeleler vermişler, hatta Odalar Birliği, İTO ya da TÜSİAD gibi bir kuruluşun kontenjanından geziye gidebilmek için adeta "meydan savaşı" vermişlerdi. Kontenjan denince, masraflann bu kuruluşlar tarafından karşılanacağı zannedilmekteydi. Yani Kıbns'a gitmeye epey nazlanan işadamlarının, gidilecek Ulke Sovyetler Birliği olunca, masrafı ne olursa olsun, Başbakan'ın ve üst bürokratlann yantnda Sovyetler'de bulunmak ve işlerini kotarmak için can attıklan dikkati çekiyordu. Sanayileşmiş 7 Batılt ülkenin lideri sık sık zirve toplantılan yaparak, hem uluslararası mali sistemin istikrara kavuşması hem de ekonomik büyümenin sağlanması yoüannı anyor. de 3'ün altında gercekleşeceğine inandıklannı yazıyorlar. Sanayileşmiş Batının içine düştüğü büyüme kaygısında ABD, Batı Avrupa ülkeleri ve Japonya'ya kıyasla daha da zor bir durumda. 1986 bütçe açığı 220 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilen ve 6 aylık dış ticaret açığı ise 83.9 milyar dolarla yeni bir rekor kıran ABD, dolar üzerinde diğer ortaklanyla açık bir kur savaşına girme yönünde ilerliyor. Mark karştsında 2.07, yen karşısında ise 153 yen sınırına kadar çekilen dolann değerinin daha da düşürüleceğini ima eden ABD yönetimi, Federal Almanya ve Japonya 1 dan faiz oranlannı düşürüp iç büyümeyi hızlandırarak "dünya ekooomisindeki büyümeye ön ayak olmalanm" istiyor. Bu ülkelerde anacak alım gücü ile kendi mallannı daha fazla ihraç edip dış ticaret açığıru kapatmayı uman ABD, bu yolda Batılı dostlannı tehdit etmekten de geri kalmıyor. ABD'de başkardık koltuğuna oturduğu gün, halkına ulvi serbest pazar ekonomisi felsefesiyle daha fazla iş yaratmayı vaat eden Başkan Reagan için Amerikah ekonomistler, "Galiba Reagaa'ıa ekonomiyi hangi dvnımda ele alıp nerede bırakrjğı konusnnda kolay bir aynm yapüamayacak" şeklinde endişelerini dile getiriyorlar. 1981'de 3 milyon Amerikalıya iş vaat eden Reagan, 1 milyon kişinin işsiz kalmasını önleyemedi. ABD'de gayri safi yurtiçi hasıla artışının yılm ikinci çeyreği için yüzde 1.1 gibi çok düşük bir oranda açıklanması, iyimser tahminlere yeni bir darbe vurdu. Başkanın ekonomi danışmanlan, ekonomik iyileşmenin yılm ikinci yansından itibaren hızlanacağını öngörürlerken çoğu tahminciler, aynı iyimser görüşü paylaşmıyorlar. Bazüan ise /Tkonominin kurmaylan politikayı seçti Ekonominin idaresinde özal'ın en fazla güvendiği iki sima, ara seçimlerde milletvekili adayı olmak için görevlerinden istifa ettiler. EKONOMtVtV NABZI NASIL ATIYOR Fiyat endeksleri Mta tyfck (H) •feTMJn tttettd DkTMdyt toftaı ~ TMdyt 18.0 11.4 13.9 13.0 10.3 Ekonomi ve insan Döviz ve altın cephesinde durum (Hadru IUkariıtı) Y ı U (H) 38.6 28.6 37.1 30.9 28 4 Diş hekimi Serman: Hem tacir hem hekim ohnak zor iş NECMİ ÇELÎK 1985TE DİŞÇİLİKTE KULLAN1LAN ALTIN (TON) F.AImanya . ABD Japonya jtalya İsyiçre Güney Kore. Fransa Belçıka Israil Brezılya ... 14.0 ...11.6 ...11.1 4.4 3.6 1.3 09 0.2 Yüksek dolar devri kapanıyor Amerikan Doları geçen bir aylık sürede Merkez Bankası resmi kurunda binde 3 değer kazanırken, serbest piyasanın nabzının attığı Tahtakale'de belki de ilk kez bir aylık dönemde yüzde 2 gibi yüksek bir değer kaybına uğradı. Uluslararası döviz piyasalannda temmuz başında Alman parası karşısındaki değeri 2.20 mark olan dolar ayın sonunda 2.10 marka kadar gerüeyerek yüzde 4'lük bir değer kaybına uğrarken ve ilginçtir ki Tahtakale piyasası bu düşüşU kendi fiyatına yansıtırken, resmi kurda bu yansıma görülmedi. Tüm ay boyunca Merkez Bankası kurunda dolar 670 lira ile 675 lira arasında salındı durdu. Tahtakale'de ise uzun bir süre 713 lira ile 708 lira arasında değerlenen dolar ay sonuna doğru kısmen dış piyasalardaki düşüşün kısmen de nakit sıkışıklığjmn etkisiyle 700 liranın altına indi. Hatta doların 690 liraya gerilediği gün Tahtakale1deki döviz tacirleri alış ile satış arasındaki marjı da 150 kuruş azaltarak 50 kuruşa düşürmek zorunda kaldılar. Dayamklı tüketim malları ve otomotiv Altaarkk Fark 233.000 128.000 97.000 29.816 873 8.226 318.000 149.000 144.000 40.106 1.004 7.670 12.626 ftnı Tıaktk 20.883 36.5 16.4 48.5 34.5 15.0 6.7 39.5 Parasal göstergeler (Mlyar TL.) 27AraUc1tt5 27 HadrMi986 E*ST*ı »(IMriş tam) Vadefl Mvdnt VadntzMvteat MMtaBaıkasıkra«lerl Anlknla 1.285.8 7.387.4 4.612.5 • 485.1 1.183.3 304.7 878.6 1.633.6 8.712.9 5.408.0 615.2 1.434.1 427.4 1.006.7 FarkJS) 27.0 17.9 17.2 26.8 21.1 40.2 14.5 Ekonomi ile diş arasında yakın bir üişki olduğu söylense herhalde pek çok kişi aşın zorlama bir bağıntı kurulduğu sonucuna varabilir. Ama durum hiç de öyle değil. Bugün uluslararası ekonominin dolarla birlikte en önemli unsuru olan altının dişle ilgisi bile bu yakın ilişkiyi kurmaya yetebilir. Sadece geçen yıl tüm dünyada toplam 52 bin kilo altm, diş tedavisinde kullanıldı. Öyle ki, insanın altından diş yaptırma isteği veya ağzındaki altın dişindeğeri.dünyanın iki en büyük mali merkezi Londra ve New York borsalannda, altın fiyatlarının iniş çıkışından fazlasıyla etkileniyor. Diş ve diş hekiminin ekonomisini araştınnak amacıyla, serbest çalışan bir diş hekimi olan Eşref Serman'la görüştük. Serman 1982 yılında t.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi'nden mezun olmuş, 1984 yüından bu yana da serbest diş hekimi olarak çalışıyor. Serman, "serbest rekabete" dayanan ticari yaşamın "serbest meslek erbabı" diye tanınan bir üyesi. Aynı zamanda kamu sağlığını korumak yükümlülüğü altında. Diş hekimi Serman'a soruyoruz: "Günümüz rekabetçi koşollannda serbest çalışan bir diş hekimi olarak ne kadar hekim, ne kadar ticaret adamısınız?" Dolar (döviz alış) ZS 31 0.1 0.1 "Kolay mı, diş hekimi dendiğinde ağzım küitleyen bir hastayı tedavı koltuğuna oturtabümek. Her diş çekimi titiz bir hekimin bir kaç saç telinin dökülmesine yol açar" diyor Serman. Serman bu soruya, "Kimi zaman hastalar da diş hekimini salt para kazanmayı amaç edinen bir insan olarak algılar" diye yanıtlayarak şöyle diyor: " N e kadar hekim ne kadar tacir? Bu çelişkiyi zaman zaman her diş hekimi duyabilir. Serbest rekabetin belirlediği ticari kurallara rağmen hekim olmanın, kamu sağlığına hizmet eden bir kişi olmanın sonımluluğu hiçbir zaman ikinci planda kaJamaz, kalmamalı. Ancak ilk bakışta diş hekimi ile hastası arasındaki ilişki üpik bir "ahcı satıca" görünümü taşıyor. Hasta pahası ne olursa olsun, öncelikle ağnsının dindirilmesini bekier." Eşref Serman, fıyatımn çok pahalı olması nedeniyle günümüzde altm diş yaptırmak isteyenlerin neredeyse kaimadığını söylüyor. Diş Hekimi Serman, "Ne kadar hekim, ne kadar tacir? Bu çelişkiyi zaman zaman her diş hekimi duyabilir" diyor. birkaç ayı düşünerek serbest çalışan bir diş hekiminin sorunlan nelerdir" yolunda bir soru yönelttiğimizde "Kuşkusuz temel soran ekonomiktir" diyor ve ekliyor: "Yaptığı yatınmın karşılığını mümkün olduğunca kısa sürede çıkarmak ister. Okulda geçirdiği süre de bir yatınmdır. Milyonlarca liraya mal olarak diş hekirni çıkmıştır ve gerek bu bedelin gerekse harcadığı 5 yüın karşıhğını almak ister. Ancak en yakın koşulları düşünürsek, bir muayenehane açmak bugün 10 milyon liraya çıkıyor. Dolayısıyla okuldan mezun olan genç bir diş hekiminin kolayca tercih . yapmasını engelleyen sorunlar vardır. Muayenehane açmakla iş bitmiyor. Özellikle büyük şehirlerde hızla artan diş hekimi arasında rekabet etmek, günlerce hasta beklemek gibi ağır bir sabır işine dayanmak gibi zorluklar bulunuyor." Bugün Turkiye'de altın dişli insanlara eskisi kadar sık rastlamak mümkün değil. Sadece belli yörelerde o da çoğunluğu yaşlı nufus insanlannda altın diş merakı kısmen sürüyor. Altın diş merakının en yüksek olduğu Almanya'da bile şimdi sadece ihtiyarlar arasında altm diş ınodası belirli ölçüde egemen. Yatırımlar (Teşvik belgeli) Dolann değerindeki yerinde sayma ve bir yönüyle de duşüş, ekonominin çeşitli kesimlerinden TL'nin bu para karşısında daha hızlı değer kaybına uğratılması yönünde görüşlerin yükselmesine neden oldu. Ancak bu tip beklentiler gerçekleşmedi. Dış piyasalarda faizlerin aşağı çekilmesi nedeniyle dolann daha da aşağı çekilmesi için her türlü koşul hanrdı. Almanya ve Japonya'nın örtülü itirazlanna rağmen dolar Japon parası karşısında 153 Japon Yen'i görerek ikinci Dünya Savaşı sonrasının yeni bir rekor düşüşünü yaşarken Alman parası karşısında 2.10 markın bile altma inerek son 5 yılın en düşük değerinden işlem gördü. Altın umut veriyor Altın fiyatlan hem dış borsalarda hem de Kapalıçarşı'da temmuz ayı boyunca önemli yükseüşler gösterdi. Ayın ikinci yansından sonra Kapalıçarşı'da fıyatlar bir ölçüde gerilemesine karşın altın yine de yüksek değerlerde kalmaya de\ram etti. Altının onsu dış borsalarda 340 dolar civarından 360 dolann üzerine çıkarken, içerde de en fazla tırmanışı Cumhuriyet Altını gösterdi. Cumhuriyet Altını kendisine yönelik talebin yüksek olmasından da yararlanarak bir aylık sürede yüzde. 4.3'lük bir artış sağladı. Ayın en yüksek ve en düşük değeri arasındaki fark da 3 bin 500 lira oldu. Ayın ilk günlerinde 55 bin 500 lira düzeyinde işlem gören Cumhuriyet Altını 15 temmuza gelindiğinde 59 bin lira ile tarihinin en yüksek değerine ulaştı. Cumhuriyet Altını'nın 60 bin liraya ulaşacağı beklenirken özellikle karaborsada dolann değerinin geri çekilmeye yüz tutmasıyla Kapalıçarşı'da da altın fiyatları düşmeye başladı. Bu eğilim sonucu Cumhuriyet Altını 58 bin liraya inerken 22 ayar bilezik fiyatları tüm ay boyunca sadece binde 6 gibi küçük bir yükse MHUym (a*t) Kmpte ye.1 y a t m DHw nderter TOPIAM YkTlltM TııpiMi yrarM (•HyMTL) 2.547.120 901.404 3.448.524 btfMM (Mşi) 64 583 19 869 84.452 879 502 1.381 TEKNOLOJtDE BULUŞLAR Otomatik garaj ABD'nin St. Louis kentinde sürücülerin garajlarda araba park ederken ne denli zorlandıklanm fark eden High Tech Parking Systems şirketinin sahibi Robert H. Field, bu soruna çözüm getirecek şekilde garajlar geliştirdi. Her araba park yeri için 12 bin dolarhk harcama gerektiren otomatik garajlara otomobil park etmek için, aracın garajın önüne götürülmesi yetiyor. Bundan sonra yapılacak tek iş, özel kartın ilgjli yere sokulması oluyor. özel kartı görür görmez "harekete geçen" garaj, arabayı içine aüp yerine yerleştiriyor. Arabayı yeniden geri almak için de kartın aynı işlemden geçirilmesi gerekiyor. Otopark teknolojisiyle ünlü fırma, şimdiden 2 bin 250 araba kapasiteli 14 garaj siparişi aldı bile. ]Tf?H Açılmayan telefon U haIyatının > artanternposu bazen birkaç dakikayı bile çok değerli duruma getirdi. Bunu çok iyi bilen mini posterciler, dakikalan çok değerli işadamlan için hazırladıklan, üzerinde "En büyük düşman, telefon ve ziyareüerdir" yazüı posterlerden binlerce sattılar. Ama Sony firması bunlann da artık etkisiz kaldığım belirlemiş olacak ki, "istenmeyen telefon" arayıcılarraı "saf dışı bırakacak" bir sistem geliştirdi. Bu sistemle çalışan telefon cihazı, istenmeyen biri aradığı zaman, küçük bir düğmeye basılınca, karşıdakinin sesini yine kendisine yansıüyor. Bundan sonra yapılacak iş, karşıdakinin kendi sesinden bıkıp da telefonu kapatıncaya kadar beklemek. Şu sıralarda ABDye de ihraç edilen bu "sadık" telefon cihazlarının fıyatı ise yalnızca 122 dolar (83 bin lira). Elektrik akımıyla diş fırçalama Diş temizliği ve sağhğı denilince akla hemen diş fırçası ve macunu gelir. Japon Ida TokushuKiki firması, yeni tip diş fırçasıru geliştirmeden önce, bu iki gereçten biri olmadan, ne diş temizliği ne de sağlığı düşünülemezdi. Oysa belki de birkaç yıl sonra diş macunu fabrikalannın kapısına kilit bile vurdurabilecek elektronik diş fırçalan, yalnızca su ile klasik yöntemin 10 katı daha iyi sonuç alabiliyor. Diş mineleri üzerine çok küçük elektrik akımı veren yeni fırçalar, bir yandan bakterileri öldürürken, dişler için çok zararlı olan asitleri de "nötralize" ederek etkisiz duruma getiriyor. Elektronik diş fırçalarını üreten Japon firmasının ilk işi, tanesi 12 dolardan 3 milyon adet ABD'ye ihraç etmek oldu. Serman, diş hekiminin ticari rekabet koşulları içinde yıpranmasını önlemek için Batı Avru' pa ülkelerinde olduğu gibi genel sağlık sigortası sistemıne geçilmesinin gereğinden söz ederek, "Hasta ile hekimin arasında para girmemeli. İlişkilerin sarsılmasının temelinde para yatıyor. Gerçek hekim kişiliği, ancak genel sigorta sislemi sayesinde kazanılabUir" diye görüşünü ifade ediyor. "Agnyı dindirmenin hekim açısından psikolojik, hasta açısından da maddi maliyeii nedir" diye sorduğumuzda Serman, "Her diş çekimi titiz bir hekimin birkaç saç telinin dökülmesine neden olur. Diş hekimi dendiğinde ağzı kilitlenen bir insanı çekime hazjrlamak psikoloji bilgisi gerektirir diyor ve şöyle devam ediyor: "Diş çekimi, diş tedavisinde gerek sure, gerekse maliyet açısından en ucuza gelenidir. Amaç sadece diş çekip acıya son vermekse bu iş birkaç dakikada bitebttir. Ancak kurtanlabilecek bir dişi çekmek veya çekilmesiSerman, altın fiyatlarındaki ni istemek aslında daha pahalıhızlı artış sonucu altın kaplama ya gelmektedir." diş yaptıranların sayısının hemen Diş hekimi Serman'a "Geçen hemen kaimadığını ifade etti. 58.000 56500 Cumhuriyet Altmı t « 1 5 22 » 31 , Trntns liş göstererek kendine yatınm yapanlan düş kınklığuıa uğrattı. 22 ayar bileziğin gramı ay başında 7 bin 900 lira iken ayın son günunde 7 bin 950 lira düzeyinde işlem gördü. Bu durum altın talebinin hızla yükselen Cumhuriyet Altını'na kaymasından kaynaklandı. Hatta Cumhuriyet Altını'na öylesine yüksek bir talep yönelişi oldu ki Kapahçarşı kuyumcuları ahş ile satış arasındaki farkı bir ara 2 bin liraya çıkararak geri satışlan önlemeye çalıştılar. Talep arz dengesinin sağlanması sonucu bu marj son günlerde yeniden 500 lira düzeyine indi.