19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Ecevit'in köylünün örgütlenmesini amaçlayan KöyKent projesi, "merkez köyler" adı altında güneydoğu ve doğu bölgelerinde teröre karşı önlemde kullanılacak. TURAN YILMAZ ANKARA Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayan yurttaşların meydana gelen terör olaylanndan korunmalarını içeren bir dizi önlem paketi uzerindeki çalışmalar sürüyor. Eski başbakanlardan Biılent Ecevit'in, "köylünün orgütienme yoluyla kalkınmasım" amaçlayan köykent projesi de "merkez köyler" adı altında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde teröre karşı alınan önlemler arasında bulunuyor. Çeşitli bakanlık ve kamu kurumları tarafından Başbakanlığın koordinesi çerçevesinde yürütülen ve üç yıl kadar önce başlatılan merkez köy uygulaması, tek tek korunması güç olan dağınık yerleşim birimlerinin toplulaştınlmasıyla teröre karşı önlem olmasının yanı sıra kırsal alana götürülecek köy altyapı hizmetlerinin daha rasyonel ve verimli olmasını da amaçlıyor. Türkiye genelinde saptanan 4 bin merkez köy için bütçeden ödenek ayrılarak, bu köylerde "hizmet yogunlaşması" sağlanıyor. Merkez köy projesinin planlamasını yapan DPT yetkilileri, merkezlerin seçiminde hata olduğunu belirtirken, seçilen bu merkezlere kamu hizmetlerinin götüriılmesinin diğer yörelerin ihmal edilmesi sonucunu doğuracağını öne sürdüler. Son yıllarda artan terör olaylanna karşı, özellikle terörün yoğunlaştığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bulunan yurttaşlann korunmalannın sağlanması, hükümet kanadında bir dizi önlem paketini gündeme getirdi. Bizzat Başbakanhk tarafından yürütülen çalışmalarda, bakanlık ve kamu kurumlarının katıhmı sağlanıyor. Bu önlem paketi içerisinde, Bülent Ecevit'in başbakan olduğu dönemde uygulamasıru başlattığı köykent projesi de merkez köyler adı altında yer alıyor. Güvenlik sağlanmasında kolaylık taşımasımn yanı sıra kırsal alana götürulecek kamu hizmetlerinin daha rasyonel, verimli ve düşük bir maliyetle sağlanmasının, belli merkezlerde toplanacak bu hizmetlerden merkeze yakın diğer bölgelerin de yararlanmasını amaçlayan bu projenin planlama çalışmaları DPT tarafından yürütülüyor, Merkez köy uygulamasının "savunma y ö n ü n u n " de bulunduğunu kaydeden yetkililer dağınık koylerin bir butün olarak korunmasının daha kolay olduğunu söylediler. Edinilen bilgilere gore proje, özellikle terörun yoğunlaştığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde teröre hedef olan dağınık yerleşim birimlerinin toplulaştırılmasıyla birlikte Içişleri Bakanlığjnın merkezi yerlerde daha fazla güvenlik ağı oluşturmasına olanak tanıyacak. 4 BİN MERKEZ KÖY Merkez köyler projesi çerçevesinde, Türkiye genelinde 616 ilçeye bağlı 4 bin 350 köy merkez köy kapsamı içerisine alındı. Bu merkez koylerin listesini de içeren Bakanlar Kurulu'nun konuya ilişkin karannda, "kırsal alana yönelik hizmetlerin, icracı kuruluşlarca belli öncelikli yerleşme merkezleri aracılığı ile çevre yerleşmelere zamanında ve eksiksiz olarak ulaştırılmasında ve götürülmesinde birligin saglanmasını" amaçladığı vurgulandı. Kırsal alana gotürülecek yol, so, okul, elektrifikasyon, PTT, sağlık, güvenlik gibi kamu hizmetlerinin dağınık alanlarda ortaya koyduğu maliyet artışlarını önleyerek, daha rasyonel ve verimli bir şekilde yaşama geçirilmesini amaçlayan merkez köy çalışmaları 1970'li yılların başına kadar uzanıyor. llk olarak Ferit Melen'in başbakanhk yaptığı dönemde gündeme gelen merkez köyler, 3. beş yıllık kalkınma planında da yer aldı. Ancak uygulamasına geçilmeyen merkez köyler, bu kez 197778 döneminde Bülent Ecevit'in başbakanlığında kumlan hükümet tarafından köykent projesi adı altında yaşama geçirilmeye çalışıldı. "Köye daha ucuz maliyetle kamu hizmeti götüriilmesini" amaçlayan merkez köyler projesinden daha farklı bir amaç taşıyan köykent projesi "köy kalkınmasının, köylünün örgütlenmesi ile saglanmasını" öngörüyordu. Hk köykent uygulaması ise Van'ın Özalp ilçesinde gerçekleştirildi. Bu çalışmalar, yörenin özelliğine göre tarım ve hayvancılık gibi ekonomik kaynaklann değerlendirilmesini içeriyordu. MERKEZ KÖYLER SAKINCALI SONUÇ VEREBİLtR Merkez köy projesi ile ilgili görüşkrini dile getiren bir DYP yetkilisi, bu merkezlerin valiliklerin görüşü alınarak seçildiğini belirtirken, DPT tarafvndan sondajlama yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmalarda seçilen mer Sahıbı: Caahariyrt Malbaacılık vc Gazetecilık Türk Anonım Şırkctı adına Nadfar N»di. • Genel Yayın MOdUrü. Hasaa Ccnal, Muessese Müduru: Emiat L>kli(a. Yazı Işkrı Muduru: Ok«y Göacaaa, • Habcr Merkez] Muduru: Yrifia Bayer. Sayfa Duzenı Yönttmenı: \b Ae», % Temsılcıler: ANKARA Yılçi. Dofaa. İZMİR: Hikmeı Çetiakaya. ADANA: Mckmcl Mereaa. tstanbul Haberleri: Refea Öz, Dıj Haberler: ETJM Baleı, Ekonomi: Oacaa Ubt>y, KOltOr: CcbU Üster, Magazin: Yalpa Pekfea, Spor Danışmanı: AMalkaoar Yacdana, DOzdtme: Rcflk Darta», Araştırm»: Şakla Alpa?, IjSendika: Şüknm Ktttmd. HaberArajtırma: Ufak J KoocdinatOr: AhaKt Korabaa, • M«li tşler: Eral Eıtart, Reklâm ve Halkl» tlışkıler: GaMerea Kocar, tdare: Haaryta Garer, lşkame: ÖMkrÇeMk. Bügitşlem: Nag taal. Basan ve Yayan: Cumaurtm Matbaacılık ve Gazeteciük T.A.Ş. Tttrk Oca|ı Cad. 39/41 Cagalojlu 34334 tst., PK: 246lstanbıu, Tel: 512 05 05(20 hat)Tetac 22246 • Burolar. Aakara: Zıya Gökalp Bulvarı lnkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33 II 4147. Telex: 42344 • tzmlr. H. Zıya Bulvarı 1352. Sok. 2/3, Tel: 25 470913 12 30 Telex: 52359 • Adaaa: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. TAKVÎM 28 AĞUSTOS 1986 Imsak: 4.47 Güneş: 6.19 ÖJle: 13.10 tkindi: 16.53 Aksam: 19.51 Yatsı: 21.17 KöyKentler teröre önlemde kullanılacak kezlerin yüzde 56 oranında hata payı taşıdığının saptandığını anlattı. Belirlenen merkezlerin "fonksiyonel olup olmadıklan konusunda" detaylı çalışmalar yapılmamasından da yakınan yetkili, seçilen merkezi cazip kılacak yatınmların bu yöreye götürülmesiyle bu yörenin bir göç merkezi olmasının hedeflendiğini kaydetti. Merkez koylerin uygulamaya konulmasının "bazı noktalarda ihmalleri" de birlikte getireceğini belirten yetkili, "Seçilen merkez için bütçede aynlan ödenekle vatırımlar başlatıldı. Bu yorelere yatınmlar yoğunlaştınlırken merkezin dışında kalan yöreler ise doğal olarak ihmal edilebiliyor. Çünkü kırsal alana gidecek hizmetler için bütçede ödenek aynlırken bu merkezler ön plana alımyor" dedi. DPT tarafından valiliklere ve kamu hizmetinde bulunan tüm kurumlara bir genelge gönderildiğini de kaydeden yetkili, genelge ile yapılacak yatırımlarda bu merkezlere öncelik tanınmasının istendiğini bildirdi. Merkez koylerin dağınık yerleşim birimlerine göre savunmasının daha kolay olmasına işaret edilirken, bir üst düzey tçişleri Bakanlığı yetkilisi konuyla ilgili bir soruyu yarutlarken, "Merkez köy çalışmalarını sürdüren heyeüere zaman zaman tçişleri Bakanlığı'ndan bazı uzınanlann da katüdığım" bildirdi. Nuruosmaniye'de safari Nuruosmaniye Caddesi'ni turisî adımlarıyla dolaşan bir gazetecinin not defterine kaydedeceği manzara şöyleydi: Turist caddeye girdiği dakikadan itibaren ayakkabı boyacıları ve peluştan yapılmış develer satan çocuklarla tanışıyordu. Bu arada üzeri parlak taşlarla kaplı hançerler satan bir başkası, elindeki hançeri turistin göğsüne dayıyordu. Haber Arastırma Servisî Otobüsten indikten kısa bir süre sonra caddeye küsüp kendilerini tekrar otobüslerinin içıne atıyor, meraklı gözlerle dışanyı seyretmeye başbyorlardı. İstanbul'da Nuruosmaniye'de cadde kenarına park etmiş otobüslerin içi sanki kendi topraklarıydı; dışardakilenn onlara ulasamayacağı, alışkın olduklan ideolojinin hüküm sürduğü topraklar... Dışansı iselanki, burunlan ile üst dudakları arasında kalan boşluğa siyah savaş boyaları sürmüş Kızılderililerin hızh adımlarla dolaştıkları duziüklerdi. "Guneşe snsamış bu turistler neden Nuruosmaniye ile araiannda bir duvar oruyorlar" sorusuyla, Nuruosmaniye Caddesi'ni turist adımıyla dolaşan bir gazetecinin not defterine kaydedeceği manzara şöyleydi: Turist caddeye girdiği dakikadan itibaren ayakkabı boyacıları ve "Türkish Camd" diye bağırarak, peluştan yapılmış develer satan çocuklarla tanışıyordu. Bu arada, üzerı parlak taşlarla kaplı hançerler satan bir başkası, elindeki hançeri turistin göğsune dayıyor, lokum satan diğeri, bağrına hançer dayanmış turistin ağzına bîr "Turk lokumu" veriyor, turist bağnnda hançer, ağzında lokum, ayakkabısı boyacıda "Drei Jahre Garanti" (üç sene garantili) boyanırken "Acaba bonlar Türklerin geknekleri mi?" diye soran gözlerle çevresine bakıyordu. Ancak bu Türk geleneği her on metrede bir tekrarlandığından caddenin sonuna gelmeden kendisini grup otobüsünün içine anyor, pencereden dışanyı seyretmeye başlıyordu. Tıpkı Afrika'da foto safariye çıkmış bir turistin, Serengeti'de cereyan eden tabiat olaylanru hem meraklı, hem de "orsda olmadıgına" sevinen nazarlarla izlemesi gibi. Bu işleroin adına "Nunıosmaniye^ de safari" adını takanlar belki de bu yüzden haklıydı. "TAM SAHA PRES" Bu safariden ayakkabısı boyanmadan kurtulmuş bir yiğit turist henüz daha bu topraklara adını atmamıştı. Ayakkabı boyacıları söze önce "gntis" (bedava) diyerek başlıyor, turistin ayakkabısım boyadıktan sonra 500 lira istiyor, turist "gıatis" lafını hatırlatıp yUrürse, itiş kakış başlıyordu. Oysa bu caddede, çevresinde olanlardan habersiz, elinde fılesiyle gelip geçerken, "yazık, adam gurbettedir" diye baktığı turistin önüne duşup, onu sorduğu adrese götürmek için saatlerce yuruyen Tılrkler de vardı. Turist Nuruosraaniye'ye girince dükkânların önünde bir Avrupalının düşleyemeyeceği oranda bir erkek ordusu ile karşıîaşıyordu. Hele hafıf alacakaranlık da düşmüşse bütün Türklerin, bıyıklan dolayısıyla birbirlerinin kopyası olduğunu iddia eden turistlere bile rastlamak mümkundü. Sadece bu caddenin sakinleri değil, vitrinlerde sergilenen eşyalar da birbirlerine benziyordu. Her yerde aynı halı, aynı luletaşı, pipo, aynı deve tabureler vardı. Her dükkânda aynı mal satıldığından ve mallar arasında buyük bir kalıte ve dizayn farkı da bulunmadığından turisti "o degil de bu diikkândan" alışveriş yapmaya ikna etmenin tek çaresi alışverişi sokağa taşırmak oluyordu. Bu yüzden Nuruosmaniye'de rekabet dükkânların içinde değil de dışında cereyan ediyordu. Caddeye girdiği saniyeden itibaren turistin alışkın olduğu "shopping" uslubunun, yani salına salına dükkândan dükkâna gezerek alışveriş yapma uslubunun yerini "lam saba pres" türü alışveriş alıyordu. özellikle sivil toplumlara mensup turistler, örneğin Amerikalılar, bundan muthış rahatsızlık duyuyordu. Kendilerine ne yapacağının, nasıl davranacağının, hangi dükkâna gireceğinin dikte edilmesini "hur iradeleri uzerinde tahakkum" olarak gördüklerinı söylediklerinden, Nuruosmaniye'ye ilgileri kısa surede tepkiye dönüşmeye başlıyordu. Buna karşılık "tam saha prese", ömeğin Japonlar bayılıyordu. Nuruosmani)ıe'de bir dükkân sahibi şu olayı aniatmıştı: "Şiş kebap »cin kullanılan şişlerden satan bir şişçi Isviçreli bir hanımı bium dükkânın önunde stlaştırnuş, sişleri vıicuduna batırarak satrnav'a çalı$i)ordu. Baklım ki kadın fenalasıyor, iceri davet eltim. Biraz olurdu. şişçi gitti. O da kalkıp oteline döndü. Aradan bir a; geçtikten sonra bir çikolata kutusuna iliştirilmiş mektup aldım... Gösterdigimiz misafirperverliğe teşekkur ediyor ve kendi ülkesinde bo>lesine bir misafirperverlik bulunmamasından dogan lizüntusünü yazıyordu." Dükkân sahibi bu olayı yorumlarken, "Isviçre'de misarırperveriik yoktur ama şisciler de >oktur" diyordu. Yani ne tecavüz meydana geliyor, ne de bu tecavüzün acısıru unutturacak, bir bakıma tazmin edecek, iyi kalpli misafirperverlik yaşamyordu. Galiba bu biraz, kötu kalpli bir sorgulamacımn ardından ıyi kalpli bir başkasının gelip sorgulanana bir sigara vermesindeki üslubun Nuruosmaniye'deki aynasıydı. Yoksa ingilizce deyimleriyle "hostilitj" (duşmanhk) ve "hospitality" (konukseverlik) böylesine iç içe yaşayıp, böylesine birbirine âşık olabilir miydi? Istanbul'un her kasabasında bir turbe olması ile hatırlanan peyzajı da zaten ölümle yaşamın bu kadar iç içe olduğu bir şehir daha bulunmadığının gostergesi değil miydi? KENDİNDEN EMtN, TEK BAŞINA Yoksa taciz ortadan kalkınca misafirperverlik azalıyor, buna karşılık en büyuk misafirperverlik taciz edilen turiste mi gosteriliyordu? Bu soruya diğer alanlarda rastlamak da mumkundu. Ömeğin dükkâniarın önunde toplu halde olduklan zaman turistlere bayım, kızkardeşinizi istiyorum) diyebilecek kadar cesur olan bu insanları, mensup oldukları mekân ve arkadaş grubundan koparıp orllan yalmz başına bir kenara bırakınca laf atamadıkları dikkatimizi çekmişli. "Hey mister, I wanl >x>ur sister" (hey ANTALYA, (a.a.) Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti ile Antalya arasında bu yıl ilk defa düzenlenen uçak seferleri ile bugüne kadar binin üzerinde yolcunun geldiği bildirildi. KKTC Havayollan tarafından düzenlenen uçak seferleri ile aynı sayıdaki yolcu da tatilini geçirmek ya da iş seyahati amacıyla adaya gitti. 19 haziranda başlayan KKTCAntalyalstanbul uçak seferleri, bugüne kadar 10 kez tekrarlandı. Perşembe günleri düzenlenen seferlerde, KKTC'nin Geçitkale Havaalam'ndan kalkan uçaklar önce Antalya'ya geliyor. Daha sonra da İstanbul'a geçiyor. Uçaklar, dönüşte de îstanbulAntalya Geçitkale havayolunu izliyor. KKTCAntalya uçak seferleri Reşit olmayanın imzaladığı senet ANKARA, (ANKA) Yargıtay, 18 yaştm doldurmadığı için reşit olmayan kisiler tarafından imzalanan senetlerin geçersiz olacağına karar verdi. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin bu konuda verdiği kararda, senet düzenleyen kişinin temyiz kudretine sahip ve reşit olması gerektiği belırüldi. Yargıtay karannda ayrıca, senedin düzenlendiği tarihte borçlunun zekâ düzeyi bakımmdan çöküntü altında olup olmadıgına ve hacir altına alınıp alınmadığına da dikkat edilmesi gerektiği vurgulandı. ÜÇ YIL GARANTt Nuruosmaniye'deki safariden ayakkabısı boyanmadan kurtulmuş bir yiğit turist henüz daha bu topraklara adımım atmamıstı. Ayakkabı boyacıları söze önce "gratis" (bedava) diyerek başhyor, turistin ayakkabısım "Drei Jahre Garantie" (üç yıl garantili) boyadıktan sonra 500 lira istiyor. Emlak ffergisVne uzatma yok ANKARA, (OM.) Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkilileri, Emlak Vergisi beyanname verme süresinin bir daha kesinlikle uzatılmayacağını bildirdiler. Emlak Vergisi beyannamelerini verme süresi I eylülde doluyor. Beyanname verme süresinin daha once üç kez uzatıldığını hatırlatan Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkilileri, surenin bir kez daha uzatılmasımn yasal olarak da mümkun olmadığını belirttiler. Mükellefler, cumartesi vepazar günü de beyanname bildiriminde bulunabilecekler. Vatan Caddesi'nde su satan 12 yaşındaki Ülkü: Oğretmen olmak isterdim MERT ALt BAŞARIR "Hep ögretmen olmak isterdim" diyor. Vatan Caddesi'nin kaldırımlarından birine oturmuş, su satan 12 yaşındaki başı örtülü küçük ÜJkü, söze böyle başhyor. Bir yandan sorularımızı yanıtlarken, öte yandan da "bir bardak suyu" kendisinden içmeleri için gelip geçenleri büyük bir dikkatle izliyor. Çünkü etrafında muşteri kapabilmek için gün boyu birbirleriyle çekişen aynı yaşlarda, karşı cinsten iki de "meslektaşı" bulunuyor. Okula gidiyor musun? tlkokulu bitirdim. Ortaokula neden devam elmedin? Okuyamadım amca, hem de maddi açıdan çalışmak zorundayım. Başını neden örttün? Ben Kuran kursuna gidiyorum da. Kaç kardeşsiniz? Beş kardeşiz. Diger kardeşlerin ne >apı>orlar? Kardeşlerimden ikisi evde, ikisi ilkokulda okuyor. Onların da başları örtülü mü? Tabii örtulu, babaannem örtturdü, zaten dini bakımdan öyle lazım geliyor. GÜNDE 90100 BARDAK SU Ülkü Ne zamandan beri su satıyorsun? Ulker, her sabah Esenler 'den Vatan CadDaha bir hafta oldu ve bu benim ilk desVndeki "işyerine" geliyor. Gunde işim. 90100 bardak su satıyor. Günlük yevSu satmak nereden geldi aklına? miyesini kazanınca, ailesine teslim ediyor. Babaannem buradan gelip geçerken, çocukların su sattığını gorüyormuş. "Sen de sat" dedi bana, ben de ondan sonra başladım bu işe. Kaç bardak su satıyorsun günde? Hiç belli olmuyor amca, 90 bardak, 100 bardak oluyor. Bir bardak su ne kadar? 20 lira. Su satmak sana zor geliyor mu? Zor tabii Su satmaya ne kadar devam edeceksin böyle? Ne zamana kadar yapabilirim, şimdiden bilemem. Günde kaç para kazanıyorsun? Günde 2 bin lira kazanınm. Kendine para harcayabiliyor musun? Kendime hiçbir şey alamıyorum. Çünkü kazandığımı eve veriyorum. Bize biraz aile yaşantından söz eder misin? Örnegin akşamları ne yapıyorsunuz? Televizyon seyrederiz. Saat 9'dan sonra uykum gelir, yatarım. Sabah da 7.30 otobüsüne yetişiriz. Arkadaşlarınla oyun oynamaya zaman bulabiliyor musun? Pek vakit kalmıyor ki. Ailede seninle beraber kaç kişi çalışmış oluyor? Babam, babaannem ve ben. Söylemek istedigin başka bir şey var mı? Evet, babam 45 bin lira ahyor. Bu para geçinmemize yetmediği için ben de çalışmak mecburiyetinde kalıyorum. " S u kuçuğün, soz büyuğün" demişler, ama büyüklerin bazen soyleyecek pek birşeyleri kalmıyor. sen ne dersin. Büvükler ne derse, o olur amca.. Babam 45 bin lira alıyor. Bu para geçinmemize yetmediği için ben de çalışmak mecburiyetinde kalıyorum. Günde 2 bin lira kazanınm. Kendime bir şey almam, hepsini eve veririm. Peki suyu nereden doldurujorsun? Şu ilerdeki Muratpaşa Camii'nden dolduruyorum. Nerede oluruyorsunuz? Esenler'de oturuvoruz. Peki ni>e oradan buraya geliyorsun her gün? Babaannem burada ev işinde çalışıyor, beraber geliyoruz. Buraya kaçta geli\orsun, ne kadar kalıyorsun? Sabah sekizden, akşam beşe kadar. Pratisyen hekimlerin sınavı ANKARA (a.a.J Her yıl Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nca yapılan uzmanlık sınavlannın, bu yıl Öğrenci Şeçme ve Yerleştirme Merkezi ÖSYM tarafından bakanlık nezaretinde yapılması kesinleşti. Personel Genel Müdürü Süleyman Hatinoğlu, uzmanlık sınavlannın halen kesınleşmemekle birlikte 1314 aralık tarihlerinde yapılacağım açıkladı. Hatinoğlu'ndan alınan bilgiye göre ilk smav yabancı dilden yapılacak Kazananlar 200 genel tıp sorusundan oluşan yine test şeklindeki bilim sınavına girecekler. Bu smavda adaylara genel tıp sorularmdan başka hiçbir soru yöneltilmeyecek. Sorular da çeşitli üniversitelerden oluşturulacak jüri tarafından hazırlanacak. BağKurluya sağlık sigortası uygulaması pazartesi lıaşlıyor ANKARA, (a.a.) BağKur sigortalılarının, "sağlık sigortasından yararlanmalan" uygulaması 11 ilde, 1 eylul pazartesi günü başlayacak. BağKurlular, muayene ve tedavilerini ilk etapta devlet, SSK, üniversite hastaneleri ve SSK'nın sağlık istasyonlarında yaptırabilecekler. Sağlık sigortası uygulamasından 290 bin dolayında BağKur sigortalısı ile bunlann bir milyon 500 bin kişi dolayında yakınları yararlanacak. İlk olarak sağlık sigortasının uygulanacağı iller şunlar: Bingol, Bolu, Burdur, Giresun, Isparta, Konya, Kutahya, Manisa, Nığde, Tekirdağ ve Tokat. BağKur sağlık sigortası, uç yıl içinde tüm yurtta uygulanacak. Böylece, BağKurlu ve aileleriyle birlikte 15 milyon kişi bu hizmetten yararlanma olanağına kavuşacak. Önümüzdeki yıllarda yapılacak bir başka uygulama ile de özel hastanelerle anlaşmalar imzalanarak, BağKurluların buralarda tedavileri gerçekleştirilecek. Öte yandan, BağKur sağlık sigonası yardımlan yönetmeliği uyannca, BağKurlulara diş protezi, gözlük camı ve çerçevesi iie işitme cihazlan alımında herhangi bir yardımda bulunulmayacak. Sigortalılara, sağlık hizmetlerinden yararlanmalan için bir de sağlık karnesi verilecek. Kendisi, eşi ve bakmakla yükümlü bulunduğu çocuklan ile ana ve babasının sağlık yardımından yararlanması halinde ilaç bedelinin yüzde 20'si sigortadan aiınacak. Yaşlılık, malullük aylığı alanlar ile bunlann eşi ve bakmakla yükümlu olduklan çocuklan, ana ve babalan için aylık alanlardan veya hak sahiplerinden ilaç bedelinin yüzde 10'u istenecek. YATAKLI TEDAVİ ALTI AYDAN FAZLA OLMAYACAK Sigortalıların hastalığı halinde, tedavi hastanın iyileşmesine kadar sürecek. Yataklı tedavi altı aydan fazla olamayacak. Bu süre içinde de yataklı tedavi gören hastadan ilaç bedeli ahnmayacak. Ayrıca, yataklı tedavi görmeyen, ancak sürekli hasta olanlardan da durumunu raporla belgelemeleri halinde ödemeleri gereken ilaç bedeli kesilmeyecek. Gözakı nakli tstanbul Haber Servisi Göz Nurunu Koruma Vakfı'ncayapılan açıklamada, gözakı nakli ile görme olanağına kavuşanların,sıra almakiçin BayramPaşa'daki Göz Hastanesi'ne başvurmaları istendi. Yapılan açıklamada, haziran ayında Danimarka Arhus Göz Bankası'ndan getirilen gözaklanyla, görmeyen 3 kişinin görmeye başladığı belirtildi. Ayrıca, bu amacı periyodik çalışma haline getirmek için Danimarka ve Isviçre göz bankalan ile temasların geliştirilmek üzere olduğu, Zürih Hastanesi Göz Bankası'nın da ayda en az 3 gözakı gönderebileceklerini bildirdiği vurgulandı. Gülay isimli kuyumcu dükkânındaki vergi levhasmda 1985 yıltnda 1 milyon 303 bin lira vergi ödendiğini gösleren vergi levhasımn fotoğrafım çekmemiz engellendL Fatih Vergi Dairesi'ndeki 12543 noluhesaba göre Enver Eser 1984'te 96 bin 595 lira vergi ödeyecek kadar para kazanmıs. A kdenizA kden iz yurışması ÎSTANBUL, (a.0.) Akdeniz ulkeleri arasında yapılacak, "AkdenizAkdeniz" Şarkı Yanşması'nda Türkiye'yi Nilüfer'in seslendireceği "Geceler" adlı eser temsil edecek. Besteci Atilla Özdemiroğlu başkanlığında İzzet Öz, Taylan Gökçen, Zülfl Livaneli, Erkan Özerman, Mehmet Duru, Esin Engin ve Kültür ve Turizm Bakanlığı gozlemcisi Necati Giray'dan oluşan seçici kurul, 38 eser arasından Kayahan'm bestelediği "Geceler"i Türkiye'yi temsile değer buldu. Seçici Kurul, 8 eylul pazartesi gunü yeniden toplanarak katılacak yabancı eserleri belirleyecek. Milyarhk dükkâna 1 milyon vergi Önceki gün icrada 1 milyar lira değerle satılan Kapalıçarşı'daki kuyumcu dükkânım çalıştıran Enver Eser'in 1985 yılında toplam 4 milyon 194 bin lira gelir beyan ederek, 1 milyon 303 bin lira vergi ödediği anlaşıldı. FARUK BESKİSİZ Herkesi buyük bir şaşkınlık içinde bırakan L bir fıyatla, 1 milyar liraya satılan Kapalıçarşı daki kuyumcu dükkânım işleten Enver Eser'in 1985 yılında elde ettiği 4 milyon 194 bin liralık kazancı üzerinden 1 milyon 303 bin lira vergi ödediği tespit edildi. Vitrininde kilolarca altın bilezik ve zincirlerin bulunduğu 1 milyarlık dükkânın Kapalıçarşı'nın en işlek ve en çok para getiren caddesinde bulunmasına karşılık yıllık kazancının 4 milyon, vergi miktarının ise 1 milyon lira civannda bulunması dikkati çekti. Türkiye'nin altın piyasası Kapalıçarşı'da önceki gün, insanların ağzını açıkta bırakan bir olay yaşandı ve çarşının en işlek ana ceddesi olan Kalpakçılar'da bulunan 22.5 metrekarelik kuyumcu dükkânı 1 milyar liraya satıldı. "Bu işyeri yılda ne kadar kazanç getirir ki bu kadar yüksek bir parayla saülabiliyor" sorusuna yanıt arandığında ise ortaya çok daha "ilginç" bir sonuç çıkıyor. 1 milyarhk dükkân, içinde bulunan kiracı kuyumcu Enver Eser'e 1985 yılında sadece 4 milyon 194 bin lira kazandırmış. Ve kiracı bu kazanç üstünden 1 milyon 303 bin lira vergi ödemiş. 1983 yılı beşinci ayına kadar deri ticareti yapan Enver Eser bu tarihten itibaren kuyumculuğa ba$Iamış. Gülay isimli mağazanın içinde asılı vergi levhasımn fotoğrafım çekme girişimimiz engellenirken, Fatih Vergi Dairesi'ne 12543 hesap numarasıyla kayıtlı bulunan Enver Eser'in 1984 yılında elde ettiği 321 bin liralık kazanç üzerinden 96 bin 595 lira vergi ödediği de vergi dairesinde yaptığımız araştırma sonucu ortaya çıktı. Çarşı içinde dükkân kiralanrun aylık milyon sımnndan başladığı düşunüldüğünde yılda 4 milyon lira kazanan bir kuyumcunun kâr değil, zarar etmiş olabileceği akla daha yakın geliyor. Ortaklar arasındakı anlaşmazlık nedeniyle İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından "ortakhgın giderilmesi" yoluyla satışına karar verilen Kapalıçarşı Kalpakçılar Caddesi'ndeki 68 nolu dükkâna 1 milyar lira değer biçen, dükkânın ortaklarından Araksi Donat bu parayı 20 gün içinde ödeyemezse, dükkânın mülkü yarım yarım milyar liraya Mehmet Gülay'ın olacak. D68 nolu dükkânın diğer ortaklarından Kubila> Yıldınm arttırmada dükkâna 255 milyon 500 bin, Bohemia Kristal firması ise 275 milyon lira değer biçti. SİYASET ! "Çok uzak" ulkelerden gelmelerı dolayısıyla kuçuk aldatmacalarla karşı karşıya kalmalan da burada turistik hayatın bir parçasıydı. Turistin vatanı, bu caddede çalışanlar için ulaşılamaz diyarlar olduğu ve "diinya da zaten çok büyük" olduğu iç;n bu kuçuk aldatmacalar sanki hiçbir zaman gelecekteki cirolarına yansımayacak gibi davranıhyordu. Oysa Amerika, Türkiye'den bir Amerikalı için sadece topu topu 1000 dolarlık bilet ve 7 saat uzaklıkta değil miydi? Turkiye'de son yirmı yıldır Batı ile Nuruosmaniye'den daha fazla teması olan hiçbir yer olmamıştı; burası >irmi yıl içinde herkesin değiştiğinden daha fazla değişmediğine gore, yoksa "lurist ahlak bozar" inanışı doğru değil miydi? Emekli tıstronot yine geldi ERZURUM, (Cumhuriyet) Amerikalı emekli astronot James Irwin, eşi ve kızı ile birlikte 5. kez Ağn Dağı'nda Nuh'un gemisini arayacak. Irwin ve beraberinde getirdiği dağ ekibi, bu yıl önceki yıllardan daha değişik olarak helikopterle Ağn Dağında uçuş yapacak ve uzaktan Nuh'un gemisinin düşünüldüğü yerde incelemelerde bulunacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle