Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 AĞUSTOS 1986 EKONOMt CUMHURİYET/9 TURKIYE'den SPK: Holdingler hisse senetlerini tek elde topluyor ANKARA, (a.a.) Sermaye Piyasası Kunılu'nun duzenlediği "enflasyon ve sermaye piyasalan" konulu seminerin hazırlık çaüşmalannı yürüten yerli ve yabana uzmanlar gnıbu, "Bankalann sermaye ilişkisİBde bulundugu bir kuruluşa kredi vennesinin sıkı bir biçimde kısıtlanınasını" önerdi. Ortak çalışma grubunun 46 ağustosta Abant'taki çalışmaları sonunda hazırladığı "enflasyon ortamında sermaye piyasasını geiiştirmek için alınacak tedbirkr"e ilişkin raporunda, "çeşitli şirketlerin hisse seoetterinin bir gnıp ya da bolding elinde toplanması, sermaye piyasalanna yelerli miktarda tnenkul kıymetin çıkmasını eogeUemektedir" denildi. Raporda, holdinglerin tüm gnıbun fazla fonlannı toplayarak, bunlan yatınm projelerine kanalize ettikleri ve aynca gruba dahil bankalardan kredi de bulabildiklerine işaret edildi. Dışa açılarak büyümeye son mu? NECMİ ÇELİK 24 Ocak Kararlan'nın alındığı 1980 yılından bu yana ilk kez 1986'da ihracatın milli gelire oranında bir duşüş gözlenecek. Milli gelir (GSMH) buyume hızının son 10 yılın en yüksek düzeyine yaklaştığı bir yılda ihracatın duraklama eğilimine girmesi, ihracatı ekonomik kalkınmanın motoru olarak kabul eden "Özal ekonomisinin sonu mu geldi" sorusunu gündeme getiriyor. Devlet Istatistik Enstitüsu'nün (DİE) verilerine göre 1985'te yüzde 15'e kadar yükselen ihracatın, gayrisafı milli hasıla içindeki payı 1986 yılında yiizde 13 düzeyine inecek, İhracatın GSMH'ye oranının Özal iktidarının birinci yılı olan 1984'teki düze>pinin bile altına inmesi, milli gelirin yapısındaki değişmeyi daha anlamlı kılıyor. Yüzde 7.8 olarak tahmin edilen 1986 büyüme hızında tarım kesimindeki yüzde 7.1'lik artışın önemli bir rol oynadığı, bunun karşısında mevcut ekonomik politikalann lokomotifi olan ihracatın ise milli gelir buyümesinde Ihracatın milli gelir içindeki payı 1980'den bu yana ilk kez düştü gelire oranı ni f D D ki payırun azaldığı goz onune alınınca bu gelişme Özal ekonomisinde bir geri donüşun guçlü bir işareti sayıhyor. KALKINMANIN MOTORU Uluslararası ekonomiyle bütünleşerek ulusal ekonomiyi kalkındırma politikasını temel ilke edinen 24 Ocak Kararları'nın ilk beş yılında ihracatın GSMH içindeki payı doğal olarak yükseiiş eğrisi izledi. İhracatın GSMH'ye Kubalı: Sovyetier'e ihracatunız 2 milyar dolara ulaşabilir Ekonomi Servisi Yaşar Holding Başkan Vekili Dr. AJi Naiü Kubalı, "Sovyetler Birliği'ne ihracatımızın 45 yıl içinde 2 milyar dolar mertebesine ulaşmasını mümkün görüyorum" dedi. Petrol fıyatlanndaki gerileme başta olmak üzere dünya konjonktüründeki son gelişmeler sonucu Türk Sovyet ticari ilişkileAUNaili Kubah rinijj g e r e ı . Türkiye, gerekse Sovyetler Birliği açısından bir dönemeç noktasına geldiğine işaret eden Kubalı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sovyetter'le vanlan dogal gaz anlaşmasıyla, Iskendenın Demir Çelik ve Seydişehir Alümiaynm gibi tesislerin tevstt gibi projelerin bedellerinin de büyük ölçöde ihracat yoluyla ödeomesi kararlaştınlmıştır. Bu çerçevede Sovyetler le bugün karşüıklı 200 milyon dolar diizeyinde olan tkaret hızlı bir gelişmenin temposu içine girecektir." * hracatın milli gelire oranının, büyüme hızının son yılların en yüksek düzeyine çıktığı bir yılda düşmesi, ihracatı ekonomik kalkınmanın temel motoru sayan özal ekonomisinin sonu mu geldi sorusunu gündeme getirdi. ışa açılarak büyüme modeli benimsenmesine karşın yüzde 7.8 olarak tahmin edilen büyüme hızının bu düzeye ulaşmasında tarımsal üretimdeki artış ile büyük ölçüde iç piyasanın canlanmasının yarattığı sanayi üretim artışı en önemli etkiyi yaptı. ışa açılarak büyüme modeli, özal hükümetinin üçüncü yılında "içedönük" bir model biçimini aldı. DİE'nin bu yıl için ilk büyüme tahmininde toptan ve perakende ticaretin en hızlı büyüyen sektörlerden biri olması, içe dönük büyüme modeline doğru gidişe işaret ediyor. catın GSMH içindeki payı bir önceki yıla kıyasla 3 puan artarak yuzde 14.2'ye ulaştı. 1985'te ise bu oran yüzde 15'le en yüksek düzeye çıktı. Ancak dış ticaret dengesinin giderek olumsuz bir tablo sergilediği 1986'da kalkınmanın temel motoru ihracat teklemeye ve dolayısıyla da ulusal gelir büyümesindeki etkisi azalmaya yüz tuttu. GSMH hesaplannda yer alan dış âlem gelirleri de sabit fıyatlarla 541 milyar iiradan eksüi rakamlara indi. Bu gelişmeler karşısında tanmsal üretimdeki artış ile buyük ölçüde iç piyasanın canlanmasının yarattığı sanayi üretimi artışı GSMH büyümesinin en etkili unsurlan oldu. ÎÇE DÖNÜK MODEL Sonuçta iç talepteki artışla gudümlenen yüksek bir kalkınma oranı ortaya çıktı. Dış pazarların birbiri ardına tıkandığı, iç pazann ise tam tersine çekici hale geldiği bir ortamda sistem Özal'ın dışa açılma stratejisine rağmen kendi dengesini kurdu. Bankalar dış kredi ta' leplerine yuz çevirirken iç piyasadaki canlanmayı finanse etmek üzere sanayiciye kredi yağdırmaya başladılar. Kredi hacminde yılın ilk altı aylık dönemınde yaşanan dört katlık artış da bu eğilimi doğruladı. Banka kaynaklarının büyük ölçüde uretim çarklarmı döndürmeye yönelik olarak sanayi kesimine aktarılmasıyla Özal'ın ilk yıllannda ağlayan sanayicinin yakınmaları da boylece kesildi. tç talebin artışından pay kapamayan ihracatçı kesimin, ihracatın tırmandığı önceki yıllardaki mutluluğu ise 1986'da ağlama sesine dönüştü. Dışa açılarak büyüme modeli, Özal hükümetinin üçüncü yılında "içe dönük" bir model biçimini aldı. DİE'nin ilk büyüme tahmininde toptan ve perakende ticaretin, yüzde 9.6'hk oranıyla en hızlı büyüyen sektörlerden biri olması içe dönük büyüme modeline doğru gidişe işaret ediyor. Yuzde 10.1 olarak tahmin edilen sanayi kesimi büyüme oranının bu düzeye çtkmasından yine en etkili unsur imalat sanayiindeki artış oldu. İstanbul Sanayi Odası'nın birinci üç aylık imalat sanayii gelişim araştırması, en yiıksek üretim artışırun iç talebin yoğunlaştığı beyaz eşya, otomotiv, taş ve toprağa dayalı sanayiler gibi tüketim eğilimini güçlendirici kollarda olduğunu sergiliyor. TÜKETtM MALLARI Yüzde 38'le en yüksek büyüme gösteren elektrikli makineler sanayiinde en buyük payı renkli TV, video, radyo ve raüzik seti gibi tümüyle tüketim mallannın oluşturduğu grup alıyor. öte yandan buzdolabı, çamaşır makinesi gibi iç talebin en yoğun olduğu üretim kollannda da büyüme hızının geçen yıla göre1986'mn ilk çeyreğinde 5 kat artış göstermesi, GSMH hızının hangi kaynaklardan beslendiğini görmek açısından bir fikir veriyor. DİE ile İSO, sanayi kesimi büyüme hızını belirlerken aynı anket sonuçlarını kullandılar. Bu nedenle tSO'nun ilk çeyrekteki'. imalat sanayii büyüme gösterge • leri, GSMH'nin yuzde 7.8, sanayi kesiminin de yüzde 10.1 olarak tahmin edilen büyüme hızla. rını besleyen temel kanallarım • ortaya koyabiliyor. Örneğin'. 1985'in ilk çeyreğinde yüzde 6.5 ; eksi bir büyüme gösteren otomotiv sanayii bu yıl aynı dönemde yüzde 10.2 artı büyüme hızına; ulaştı. ; Hızlı fiyat artışlanna tamk • olunan konut sektörünün, ana '. talep cephesirü oluşturduğu taş ' ve toprağa dayalı sanayi kolu da ; geçen yılki eksi 5.4'lük düzeyin • den artı 17.4'lük bir büyüme hı'. zına vararak çarpıcı bir gelişmeyi gözler önüne serdi. Çoğunlukla tüketim talebindeki canlanmayı karşılamak amacıyla sanayi kesiminde yaşanan hızlı üretim artışı ulusal gelir buyümesinde etkili olmakla birlikte enflasyonist baskılan yoğunlaştıran bir gelişme olarak da değerlendiriliyor. oranı 1980'de yuzde 5.2 iken 1985'te bu oran yuzde 15'e çıktı. Bir diğer ifadeyle ihracatın GSMH içindeki payı, söz konusu dönemde uç katlık bir artış gösterdi. İhracatın ulusal gelir büyümesindeki etkisi, 24 Ocak ekonomi politikalartnın "gerçek uygulayıcısı" olarak ortaya çıkan Özal iktidarının ilk iki yılında da artan bir hızla sürdü. Özal iktidarının ilk yılı olan 1984'te ihra Senet gelirlerinden 'yenilere' destek ANKARA, (ANKA) Bogaziçi Köprüsü ile Keban ve Oymapınar Barajlamun geliri karşıhğı çıkarilan senetlerle elde edilen gelir, yeni baraj, otoyol ve içmesuyu projeleri için en önemli finansman kaynağı haline geldi ve bu destekle yeni projelerin gerçekleşmesi öne alındı. ANKA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 13 ağustos itibariyle 11 baraja 141 milyar 643 milyon, ikinci Bogaziçi (Fatih) Köprüsü'nün de dahil olduğu 4 otoyola 37 milyar 386 milyon, 2 içmesuyu projesine de 16 milyar 440 milyon liralık destek saglandı. Aynca kalkınmada öncelikli yörelerdeki çeşitli projelere 54 milyar 766 milyon liralık kaynak aktanldı. Ozellikle barajlann erken tamamlanarak elektrik üretimine geçmesi, ekonomiye önemli bir katkı sağlayacak. EMF raporu: Libemtizm Türk ekonomisinin rekabet şansını arttındı O E C D ülkeleh arasında 20. sırada bulunan Türkiye, Portekiz ve Yunanistan'm üstünde yer ahyor. ANKARA, (Cumkariyet Burosu) özal'ın Davos tetnaslanyla ülkemizde guncellik kazannuş olan Dünya Ekonomik Fonımu (EMF) tarafından yayınılanan rapora göre, Turk ekonomisinin genelrekabetşansı artmış dururada. Bunun nedenıni de. uygulanan liberal model oluşturuyor. EMF raporuna göre, ekonomıde devlet mudahalecüigının azaitılması, işci güvenliği ve çevre kırlenmesı gibi alanlarda maliyet artırıcı önlemlerden kacınılması bu "başannın" esas fakıörlen durumunda. Raporda ele alınan ülkelerin dünya pazannda yanşmacı olabilme kapasiteleri ise çeşitli faktörlere gore saptanıyor. Bir ulkenin yanşma kapasitesini belirleyen başlıca faktörler, makroekonomik çevre, emeğin maliyeti, emek verimliliği, kârlılık oranı, pazarlama becerisi ve ginlen pazarlann buyüklüğü, sermayenin boyutlan ve büyuk şirketlerin mali gücü, toplumdaki eğitimöğretim düzeyi, hammadde kaynaklan, dış ticarete ve yabancı sennayeye bakış biçimi, araştırmageliştirme faaliyetlerinin düzeyi, toplumsal ilişkiler ve sosyopolitik sistemin kararhüğı vergj yükü ve enerji üretimi olarak belirleniyor. Bu yönteme göre, Japonya 0.610 sapma puanı ile yansmacüık açısından birinci sıra>i abyor. Raporda, Japon şirketlerinin uzun vadeli planlar yapması ve dünyadaki ekonomik gelişmeleri çok iyi izlemesi, araştırma ve gelıştirme faaliyetlerindeki başansı üe üretüen yeni teknolojilerin derhal üretime sokulması, devlet desteği, düşük enflasyon ve siyasi kararlıük gibi özelüklerin Japonya'nın 1 numaraya yerleşmesine neden olduğu vurgularuyor. Japonya'yı 0.591 sapma puanı ile ABD ve 0.570 puan ile Isviçre izliyor. Listede 0.157 puan ile 15. sırada ve 0.269 puan ile 16. sırada yer alan eski 2 dev Ingiltere ve Fransa'nın giderek yanşmacı olabilme özelliklerim yitirdiğine dikkat çekiliyor. OECD ulkelen arasında en alt sıralan Akdeniz kuşağı ülkelerinin aldığını belirten rapora göre 18'inci sırada Italya (puanı 0,394), 19'uncu sırada İspanya (puanı 0.486), 20'nci sırada Türkiye (puanı O.50Z) bulunuyor. Devlet müdahalecilijinin azaltılmasının, işçi guyenliği ve çevre kirlenmesi gibi alanarda maliyet artırıcı önlemlerdenfcaçınılmasının Türkiye1 nin varıştBaahk listesindekı yerini yukselttigı ve Portekiz ile Yunanistan'ı geçtiğı belirlenivor Kim, hangi enerji türüne ne kadar bağımlı? ^Petrol ABD DofialGaz «Hidro Batı Avrupa I INukleef Japonya Kömur PETROLÜN PABUCU DAMA 19SS yth verüerl Japonya difmda dunyarun beüibaflı ulke ve bölgelerbtdt petrol tüketiminin toplam enerji kullanımı içindtki payının yüzdt SO'nin oldukça altına bıdlğine işaret ediyor. Bir diğer deyiflt nukletr enerji, kömur, doğal gaz ve su enerjlsinin beraberce toplam enerji kullanurundaki payı, petrolün payını bazı ülke ömekUrinde kat kat aftyor. İrarCla ticaret kabuk değiştiriyor ANKARA, (».a.) Türkiye ile Iran arasında bugüne kadar belli ürünler bazında gerçekleştirilen ticaret, kabuk degiştirmeye başladı. Türkiye, Iran'dan yaptığı ithalatta petrol dışı mallann da yer almasına imkân sağlarken, bu ülkede gerçekleşririlecek büyük altyapı yatınmlanna talip oldu. Devlet Bakara Tınaz Titizin kalabahk bir işadanu grubuyla gerçekleştirdiği son Iran gezisi, iki Ulke ticaretinde öngörülen değişiklikler için somut adımlar atılmasına imkân sağladı. Yapüan temaslar sonucunda, Türkiye'nin Iran'dan petrol dışında deri, çeşitli petrokimya ürünleri, polyester, otobüs, binek otomobü (Renault5) ve traktör gibi motorlu araçlar ithal etmesi kararlaştınldı. trandan ilk aşamada 50 milyon dolarhk deri ahmma ilişkin bağiantı gerçekieştirildi. Türkiye ise Tahran'da y^«lan görüsmelerde iki ülke arasında ortak yatınmlar gerçekleşürümesine ve Iran'daki alt yapı projelerine Türk müteahhitlik fırmalannın katkısmın sağlanraasına ağırlık verdi. Bu alanda Türk kuruluşlarmın Iran'da traktör ve çimento fabrikalan kurması ve iki baraj inşaatı için anlaşma saglandı. Vanlan anlaşma uyarınca, çimento fabrikası kuruluşu ile ilgili olarak önümüzdeki günlerde bir Türk heyeti {ran'a gidecek. Bir Iran heyeti de baraj yapımı konusunda temaslarda bulunmak üzerc Türkiye'ye gelecek. DÜNYA'dan tSTANBUL, (ANKA) Türkiye'de tekstil ihracatçılan ABD'nin verdiği kotalan paylaşamazken ve kota dağılımındaki aksaklıklar yüzünden akreditifler yanarken, Uzakdoğulular ihracat gelirlerin> arttırmak için yeni yöntemler uyguluyor. Üç büyük tekstil ihracatçısı Tayvan, Güney Kore ve Hong Kong'un uyguladığı başlıca taktik, ucuz tekstil ürünleri ihraç etmek yerine, Diuer DoOu Btoku Dışı Ulketer Tekstilde kota nasıl delinir? Nükleer enerjiye rağbet 1975'te dünya çapında nükleer enerji tüketiminin 75 milyon ton olduğu, 1985'te ise tüketim hacminin 337 milyon tona eşit bir düzeye vardığı görülüyor. En fazia nükleer enerji tüketen ülke, 104 milyon tonla ABD. Fransa 45 milyon tonla ikinci, Sovyetler Birliği ise 36 milyon tonla üçüncü sırada yer ahyor. Ekonomi Servisi Sovyetler Birliği'nın Kıev kenti yakınlanndaki Çernobü nükleer reaktöründe ;neydana gelen dehşet verici kaza nukleer enerji kullanımına ilişkin kaygüan arttırmakla birlikte, nükleer enerji buyuk bir hızla en yaygın enerji kaynağı haline dönuşuyor. 1985 yılı verileri petrol üretimınin yuzde 1 oranında azaldığım, bunun karşısında nükleer enerji uretiminin yüzde 16 gibi yüksek bir artış gösterdiğini ortaya koyuyor. tngiüz petrol şirketi BP tarafından yayınılanan "Dünya Enerji Utatistiklcri" bulteni, bugun kullanılan nükleer enerji miktarının 1970'li yıllann başına kıyasla 10 misli daha fazla olduğunu belirtıyor. Daha da önemlisi, nükleer enerji kullanımı sayesinde petrol, kömür gibi yeraltı kaynaklarından sağlanan yılbk enerji tasarrufu da 300 milyon ton gibi dev bir büyükluğe ulaşıyor. 10 yıl öncesine dönulduğunde 1975'te dünya çapında nükleer enerji tüketiminin 75 milyon ton olduğu, bunun karşısında 1985'te ise bu miktann 337 milyon tona eşit bir düzeye vardığı görülüyor. Geçen yıl nükleer enerji tüketiminin en büyuk bölümunü 104 milyon tonla ABD tek başına gerçekleştirdi. Toplam Batı Avrupa ulkelen tüketimi de 123 milyon tona eşit oldu. ABD'den sonra en fazla nükleer enerji kullanan ikinci ülke 45 milyon tonla Fransa olurken, Sovyetler Birliği de 36 milyon tonla uçuncu sırada geliyor. Tüketilen toplam enerji açısından da Fransa'da nükleer enerji üçte birlik bir paya sabip. Batı Avrupa ülkelerinin toplam enerji tüketimi ıçinde nükleer enerji yüzde 10, ABD'de yuzde 5.8, Japonya'da yüzde 9.2, Sovyetler Birligj'nde ise yuzde 2.2'lik b\r yer tutuyor.Diğer enerji kaynak larının gelişimi şöyle özetlenıyor: PETROL: Yeraltı enerji kaynaklarına bakıldığında petrolün giderek alt sıralara doğru suruklendiğine tanık olunuyor. Toplam dünya petrol tüketimi 1985'te yüzde 0.5 azalırken, üretimindeki düşüş yüzde 1.8 oldu. Sadece OPEC ülkelerinin urettiği petrol ise yüzde 7.2 gibi yüksek bir düşüş kaydetti. 1980'den bu yana dünya petrol piyasasındaki payı sürekli azalan OPEC'in geçen yıl bu piyasadaki payı yuzde 30'a hatta aynı yılın ağustos ayında yuzde 28'e kadar indi. Bunun karşısmda OPEC dışındaki ülkelerin üretimi büyümeye devam ederek günde 25 milyon varile ulaştı. .Mternatif enerji kaynaklanmn ortaya çıkışı petrolün enerji kullanımındaki pay ve onernıni de kısmen azalttı. Son dort yıl içinde dunya petrol tuketim grafiğinde önemli bir değişme olmamasına rağmen, tek tek ülkelerin enerji kuUanım kalıplan yeniden biçimleniyor. 1985 yılı verileri, Japonya dışında dunyarun bellı başlı ulke ve bölgelerinde petrol tukeüminın toplam enerji kullanımı KAYIP Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yuksekokulu'ndan aldığım MedıkoSosyal ve İETT kartımı kaybettım Hükümsüzdur. ADALETCAN içindeki payının yuzde 50'nin oldukça altına indığine işaret ediyor. Bir diğer deyişle, nükleer enerji, kömür, doğal gaz ve su enerjisinin beraberce toplam enerji kullarumdaki payı, petrolün payını bazı ülke örneklerinde kat kat aşıyor. KOMÜR: Diğer bir yeraltı enerji kaynağı olan kömür ise, 1984 yılında başlayan ıyıleşme dönemini surdüruyor. 1985 yılında kömur tüketimi buyuk ölçüde Çm Halk Cumhuriyeti sayesinde yuzde 5 artış gösterdi. Bu artışta ABD, lskandinavya ve Güney Avrupa ülkelerinde kömürun elektrik enerjısi üretiminde yaygın bıçımde kullanılması önemli rol oynadı. Toplam enerji tüketimi içinde kömürün payı yüzde 80.3'le en yüksek düzeyine Çin'de ulaştı. Japonya'da kömürün toplam enerji kullanımdakı payı yuzde 20, Sovyetler Birüği'nde yuzde 26.3, ABD'de yüzde 24.6 ve Batı Avrupa ülkelerinde de yuzde 20.6 oldu. Sovyetler'de doğal gaz, Japonya'da da ham petrolün enerji kuUanırmndakı önemli yeri kömür tukeüminı sınırlayıcı etki yaptı. DOĞAL GAZ: Nükleer enerjiden sonra giderek yaygın ve ucuz bir enerji kaynağı durumuna gelen doğal gaan üretimi 1985'te 1 milyar 535 milyon tona eşit bir düzeye çıktı. Bir önceki yıla göre doğal gaz üretimindeki artış oranı da yüzde 3.1 oldu. Doğal gaz üretiminde ilk sırayı Sovyetler Birliği 578 milyon tonla alırken, ABD'nin doğal gaz üretimi yüzde 4.8'Iik azalmayla 422 milyon tcn olarak gerçekleşti. Toplam enerji tüketimi içinde doğal gazın payına bakıldığında en yuksek düzeyin yüzde 34.7 ile Sovyetler Birüği'nde olduğu görülüyor. ABD'de doğal gaz kullanımı toplam enerji kullanımının yuzde 24.7'sini, Batı Avrupa ülkelerinde yuzde 15.6'sını, Japonya'da da yuzde 9.8'inı olıiştunıyor. Çin Halk Cumhuriyeti'nde doğal gaz kullanımı yok denecek duzeyde bulunuyor. ni arttınnak oldu «ÜP yekk kotasuıdaı yararlanıyor, kollan ise ay Asyalı ihracatçüann ™ı yoUuyortar. basvurduğu bir diğer yöntem ise, üretlmlerini kota sınırlamasının daha gevşek ve işgücünün daha ucuz olduğu ülkelere kaydırmak. Bu üç ülkenin üretici ihracatçılan, Mauritus, Sri Lanka ve bazı Karayip ülkelerinde fabrika kurup üretime geçtiler. Ote yandan, kota kısıtlamasının yeni bir "kota modası" yarattıgına da dikkat çekiliyor. Bu uygulamamn en son ttrünü kollan fermuarlı ceketler. Güney Kore ürünü olan bu ceketler ABD gümrüklerinden kolsuz olarak, yelek kotalanna tabi şekilde giriyor ve kollar da aynca gönderiliyor. Boylece ceket kotalanndan daha büyok olan yelek kotalanndan da yararlanıhyor. "Unisex" tişört ihracatı ise bir başka uygulama. Tayvan, bu tişorüeri erkek tişörtü kotasında ABD'ye ihraç ediyor, ancak bunu kadınlar satın ahyor. Teknolojik yenilikler ise kota delmenin bir diğer yolu. Tayvan, ketene benzeyen (ramie) denilen bir ürün kuUanarak, bundan yapüan tekstil mamuüerine henüz sınırlama gelmediği için ihracat olaıiaklanndan yararlanıyor. V js&t?!,eeketik?Barmı f*?*,**"* DÖVİZ KURLARI Dovizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Betçika Frangt 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 isveç Kronu 1 isvtçre Frangı 100 halyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinan 1 Steriin 1 S.Arabtstan Riyali H> AİUSTOS 1988 Döviz Döviz Efektif Efektif Alış Satış Satıa Alıs 673.15 686.61 673.15 693.34 416.81 425.15 395.97 429.31 46.42 47.35 46.42 47.81 327.00 333.54 327.00 336.81 16.10 15.78 14.99 16.25 86.91 88.65 86.91 89.52 102.37 100.36 100.36 103.37 290.15 295.95 290.15 298.85 97.21 100.13 97.21 99.15 406.00 414.12 406.00 418.18 47.49 48.44 48.91 45.12 438.25 447.02 416.34 451.40 2314.02 2360.30 2198.32 2383.44 1002.32 1022.37 1002.32 1032.39 182.98 179.39 170.42 184.77 Konuk Yazar Arslan Başer Kafaoğlu İmalat sanayii ve tanmsal geHrier öfçüsüz, : endazesiz arttınlınca, olanlar inşaat, Ithalat vergisi ve devlet hizmetlerine olmuştur. V % rilerin bu kesimlerde tahriki daha kolaydır. Ülkede yüzde 7.8 gelir arUşı olmuşsa, gelir dağılımı Güney Kore kadar Bu nedenle bu alt kesimier ve kesknler şibozuk olsa bile, böyloslne bir gelir artışı hemen ülkenin ekonomik ve şirilmekten sakın/lmıştır. sosyal yaşamına yansır. Orada alışvehşler rahat olur, üretim glrdllerl Böyle olunca da bakın neler olmuştur: daha çok kullanılır, senet protestolan olmaz, hisse senetleri kapış O bütün övunmelere karşın gerçekten de ulusal gelir içinde payının artması bekkapış satılır, alınır. lenen inşaat sanayiinin (özal'ın pek övünDİE'nin ilan ettiği milli gelir ve büyüme hızı ter görülmüyor ve adam başına buğday tü düğü ünlü konut pattamasma karşın) ulusal ile ilişkili tahmin (daha doğrusu düzenleme ketimi 360 kiloya çıkaıtltyor. Bir şey daha ek gelirdeki payı yüzde 5.5ten yüzde 5.3e düşnin) aynntılan elimize geçince, bu hesapla leyelim, DİE ve DPT uzmanlannın bile daha müştür. maların ne ölçüde yanlış olabileceği de belli ciddi hesaplarda bu sayısal verileri (tanm Bankacılık şahlanmısken, bankacilık oldu. Bir kez yüzde 7.8 gelir artışı dyle sıra sal ürünlerde) yüzde 1015 iskonto ile kulhizmetlerinin GSMH'den aldıklan pay yüzdan bir gelir artışı değıl. Ülkede 7.8 gelir ar landıklarını biz bilmekteyiz. Kaldı ki Türkiye de 3'ten yüzde 2.9'a düşmuştür. tışı olmuşsa, gelir dağılımı Güney Kore ka tanmını sadece buğday beliriemez. Buğday Hele ithalat bunca artarken ve Türkpadar bozuk olsa bile, böylesine bir gelir artı tarımsal üretimde bu şişirilmiş haliyle bile rası karşılığı artış yüzde 35'lere vanrken, itşı hemen ülkenin ekonomik ve sosyal yaşa yüzde 1215 oranında yer tutar. Hayvanctlıkta halat vergisinin payı hiç artmamıştır. f% mına yansır. Orada alışverişler rahat olur, ve tavukçulukta büyük bir kınm olduğu 2.3'te kalmışbr). üretim girdıleri daha çok kutlanılır, senet pro 198586 kışı ve tavukfarda büyük ölçüde ke Çeşitli fonlar ve devlet cari giderierini testolan olmaz, hisse senetleri kapış kapış sim olduğu gazetelere kadar geçen 1986 ilk karşılayan vergilerdeki müthiş aıtışlar ilan satılır, alınır. bahanndan sonra çiftçilik ve hayvancılığın edilirken, devlet hizmetlerinin payı yüzde yüzde 7 oranında gelir artışı sağladığı savı Ülkemizde olanlar bunun tam tersidir. Üre9.6'dan yüzde 9.3'e düşmuştür. tim girdileri (örneğin gübre) daha az kulla havada kalma durumundadır. Kaldı ki aynBir istatistik, hele bu yM, bankacıhk hiznılıyor, senet protestosu geçen yılın iki ka ca bu yıl don nedeniyle narenciye ve zeymetlerinin ve inşaat sanayiinin GSMH'deki tından fazla, kamyontraktör satışı artmıyor, tinde durumun kötü olduğu bilinirken... Bipayının düştüğunü, seçim yrima karştn devazalıyor ve İstanbul Menkul Değerter Bor zi tarım tahminlerinde kuşkuya düşuren bir let Nzmeüerinin azaldığfnı ve hele ithalattan ayrı nokta, geçen yılki kuraklıktan sonra bi alınan vergilerin, artan ithalat patlama yasası'nda şirket hisse senedi satıcıları tam anlamıyla sinek avlıyor. Köylü ve ortadireğe le DİE yetkililerinin tarımda yüzde 2.7 gibi parken aynı kaldığına inanacak ve bizi de icra takiplerı artıyor. Her şey yığınların ha •tarım için önemli bir gelir artışını ilan etme inandırmaya çalısacak. beri olmadan olunten, yığınlar ferahlamadan cüretini göstermeleridir. DİE'nin bu tahminBiz bu tahminleri yapanlara inanacak ka"hızlı kalkınma var" demek, bile bile gerçek lerine bakılarak, hava koşullan kötü gitse de,dar saf olamayız. İmalat ve madencilik, sttoprağa az gübre atılsa da tarım, dünyada dışına duşmek olur. rayla yüzde 14 ve yüzde 10.3 artarken ticaTarımda çiftçilik ve hayvancılık gelirieri az görüiür bir hızla gelişebilir varsayımma ret gelirinin onlara ayak uydurmayıp yüzde inanmak gerekir. yuzde 7 artmış görünmekte. Bu olanaksız, 9.6'da fren yaptşı da ayrı bir acayiplik. Aseldeki verilere göre. Bütün güvenilen, buğSanayıdeki yüzde 10.7 artışı da anlama lında sanayi kalkınma hızı yüzde 1 ise TOrday üretimınin 17 milyon tondan 19 mılyo nın olanağı yok. Çünkü ıstatistik deneyim kiye gibi ülkehrde ticaret gelir artışı yüzde na çıktığı tahmıni. Aslında buğday uretimi ler, nüfusu hızlı artan ve hızlı kentleşen ül 1.2'den eksik olamaz ("'). Görüldüğü gibi, nin ne 1985'te 17 milyon ton olduğuna, ne kelerde "elektrik, gaz ve su" uretiminin on 1986 mHB gelir tahminlerinm şöyle bir bakışta de bu yıl 19 milyonu bulduğuna kimse inan dan bir hayli ilerde gelıştiğinı gösterir. Oysa bile ayakta kalması zor. Hele kiralar basinı mıyor. Bir hesap yapalım, 17 milyon ton buğDİE'nin verdiği hesaplarda imalat sanayiin alıp giderken ulusal gelirdeki paymın azafday üretiliyorsa, bu 17 milyar kilo eder. Ge deki artış hızı yüzde 10.3 ve "elektnk, gaz, dığına kim inanır? çen yıl dışardan alınan ve dışarıya satılan su" kesimindeki artış sadece yüzde 12'dir. dan fazla olan buğdaylan da hesaba katma Yığınların sayı olarak arttığı nüfus bölümün (•) Mtekim getta jnl ta nmlolafeı nynlap, lanlal mMyiimleki yiak 5.7 trtm kaıyhk ekktrik, gu, M «n sak "herkesin" yılda 340 kilo buğday tüket de kentterin ağırlık kazandığı, yani doğrudanknlmi vttp ytrft 1U> Iİ1HIIBMI|III, Aatapta» jori DİE tiğini kabul etmek gerek. Bu herkes içinde tüketime giden gaz, elektrik ve suyun hızla kadron ta teccikkn Me aU»wyor. nüfusun yüzde Tsini oluşturan 02 yaş ara arttığı ülkemizde, bu alt kesimde sadece (••) 1M5 yund* ta kania •yahMf n çok. bufcrt wsı çocuklar ile şeker hastası ve doktor bakı yuzde 12 artış sağlanırken, imalat sanayi MTİMc «rö» yttde 5.7, tkaıct fdMcfMelıe&Siar. mındakı ihtiyarlar da yer alıyor. Bu yıl bu ye inde yüzde 10.3 büyüme sağlanamaz ('). Arslan Başer Kafaofthı Ekonombt Milli Gelir Hesaplan Para ve Sermaye Piyasası ; , Ağustos • Prof. Dr. Erdoğan Alkin / Yorum / Ne Kadar lç Borç ? • Prof. Dr. Zeyyat Hatiboğlu / Türkiye'de Döviz Fıyatlannın Geçmişi ve Geleceğı • Dr. Niyazı Berk / Bankacılıkta Yenilikler ve Müşteri Eğilimleri > Doç. Dr. Ömer Akat / Bankalar ve Uluslararası Borç • Dr. Orhan Kurmuş / Orta Vadeli Fınansman Sorunlan ve Finansal Kiralama • Ulusal ve Uluslararası Finansal Göstergeler • Dr. İhsan Ersan / "Gelecekteki Pazar" • îsmail Ertiirk / Şirket Bırleşmeleri • Mustafa V. Çakır '' UniroyalGood Year Evlilıği ve Lastik Sanayii • Tunç Tayanç / İngiltere: Ekonomi Yeniden Yapılanırken... • Paris Şirket Ele Geçirme Nöbetine Yakalandı • Serdar Aktan / Döviz Borsası / Çapraz Kur • Wall Street'de Dönmedolap • Belçika'da Riskli Sermayeyi Destekleme Onlemlerı • Prof. Dr. Haydar Kazgan / Hamburg Pıyangosu Soygunu • İMKBnda Geçen Ay. Isteme Adresi: Genborsa A.Ş. Büyükdere Caddesı No. 14/5 Şışli İstanbul