27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yeni dönemde, Türk siyasi hayatında etkili olmamalarını sağlayıcıyaptınmlarınfmü^yidelerin) konulması. Halka en yakın görünen parti ANAP ile basının büyük kesiminin karşüıklı bir içtenlikle kol kola yürümeleri. Yürüyüşün sonunda Anavatan Partisinin iktidar koltuğuna oturması... Basının da gözleme noktasındaki yerinden görevini sürdürmesi. Başbakan Turgut Özal'ın çok kısa süre içerisinde oluşturduğu, derleme görünümlü parti kadrolarımn ve üst düzey yönetiminde saptanan kimi çarpık olaylann basın tarafından eleştirilmeye başlanması.. Aile fertlerinin bazılarının, kişisel yaşam ve ticari ilişkilerinden kaynaklanan olayların fılizlendirdiği bunalımlar... Bu gelişmelerin, eleştiri dozunu arttırmasının iktidara zaman zaman getirdiği sinirlilik ile basında daha önce görülmemiş kusurların keşfı ve Sayın Özal'ın etrafında baslatılan tahrikler... Sonuç: Partilerin iktidar olmalanndan sonraki dönemlerin değişmez yazgısı, basından memnun olunmadığını vurgulayıcı sözler ve cicim aylannın ardından gelen karşıüklı ters bakışlar... Yazık!.. Politikacılann göremediği bir gerçek vardır. Bu gerçek yabancısında olduğu gibi, yerli basının da karakteristiğidir. Günlük yaşamlarında içli dışlı olan yazarlann, ters düştükleri olaylarda birbirlerini acımasızca eleştirmeleri, espri ve istihza masasına yatırabilmeleridir. Nitekim son günlerde ciddi yapılı gazetelerin ciddi sütunlarında arkadaşlıklarının boyutlarını bildiğimiz yazarlar, üstü kapalı veya örtülü ilginç bir tartışma ortamındadırlar. Hal böyle iken, politikaanın gazeteciden, kendi defolarıru görmezlikten gelmesini istemesi, bunu arzu boyutundan da öteye haklı istem olarak dile getirmesi biraz abartılmış bir beklenti değil midir?.. * • • Içinden ve hemen dışından, bunca yıllık deneyimimizle Türk basınının sonınlarının ülke çıkarları ile ilgili büyük meselelerde değil, bireysel ve küçük boyutlu olaylarda gösterilen, dikkatsizlik ve hatta sorurnsuzluktan kaynaklandığı inancındayız. Kişinin kutsal hakkı olan özgürlük haklanna gereken dıkkati göstermemek, yalanlama (tekzip) müessesesine özen göstermemek, haberin önemli ve büyüğünde hata var ise, gerçeğinin fışkırmasını önlemek nasıl olanaksızsa, küçük haberlerdeki hata ve yanhşlann düzeltiunesinde aynı zorunluk hissinin gösterilmemesi gibi... llginçtir, büyük oy çoğunluğuyla iktidar olmuş, geniş boyutlu icraatlar içindeki iktidarları, bazen önemsiz gibi gözüken nice alız olaylar sarsıp, sendeletiyor ise, ana davalarda üstün bir performans gösteren basının, biriken küçük dikkatsizlikleri de, onun genel imajını etkileyecek bir söylentiler ve tepkiler zincirinin sert halkalannı oluşturabilmektedir. Işte bu nedenlerle, basında öz denetimin yapılmasını sağlayacak ve hiç kuşkusuz özgürlüğüne kısıntılar getirmeyecek bir organın oluşturulması ve ilkelerinin saptanması yararlı bir girişimdir. Yıllar öncesinde, rahmetli Abdi'nin içten girişimleriyle gerçekleşen "Basın Şeref Yasası", bir süre sonra etkinliğini yitirip, gazetelerin seçkin köşelerinde slogan olarak oturduğu yerlerden silinip gittikten yıllar sonra, bu gereksinimin yeniden duyumsanması, o girişimin yozlaştırılmasındaki hatanın anlaşılması da değil midir?.. * • • 12 Eylül'ün getirdiği huzur ve güven ortamından sonra İstanbul biraz abartılmış hızda, bir sosyal hayat içerisindedir. Belli bir kesimi ile iş âlemi, belirli bir kesimi ile bürokratı ve belirli bir dilimi ile Türk basını hemen hemen her gece konuklannı içtenlikle ağırlamak isteyen bir ev sahibinin vazgeçilmez konuklarıdırlar. İş âleminin ve basının, büyük ağırlığının İstanbul'da oluşu, dışa dönük ekonominin canlandığı dönemlerde, önemli yabancı işadamı ve politikacıların İstanbul'a akmasının da getirdiği bir ölçüde zorunlu bir içli dışlılıktır bu. Ancak smırlayıa çizgilerine dikkat edilmezse, politikaa bürokrat iş çevreleri ve basın arasında olması gereken saygın ilişkiyi, belirli mesafeleri daraltarak zedelemenin sonunda bir toplumsal yapı yozlaşması başlar ki, bunun onarılması çok zor olur... Türkiye'de demokrasinin sağlıkü devamı, kanımızca önemli kurum ve kuruluşların, zaman zaman yapacakları özeleştirilerle doğru orantıhdır. Sıııırlı S n r u m l u 2 AĞUSTOS 1986 Basın ve Iktidar 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül gibi her askeri müdahalede, o eylemin zorunluluğuna inanan Türk basını, parlamenter demokrasiye olan inancını büyük ve etkili çoğunluğu ile hiçbir zaman yitirmemiştir. Askeri müdahalenin zorunlu nedenlerinin tezelden çözüme kavuşturulmasının ve askerin kışlasına çekilmesinin içtenli destekçisi olmuştur. BDYDKSEH1R KONUT YAPI KOOPERATİFİ BÜYÜKŞEHİR FİZİBİLİTE RAPORU VE İHALE DOSYASI İLE İLGİLİ TEKNİK İŞLER YAPTIRILACAK Büyükşehir Konut Yapı Kooperatifi'nin İstanbul Beylikdüzü'nde kuracağı yaklaşık 10.000 konutluk Büyükşehir'e ait: Fizibilite Raporu (Türkçe/İngüizce), İhale Dosyası (Türkçe/İngilizce), İmar Uygulaması (Aplikasyon), Yerleşme Kesin Planlan (1/1000), Binalara ait Kesin Projeler (1/100), Sosyal Altyapılara ait Projeler (1/100), Tüm Teknik Altyapı Sistem Projeleri (1/1000), işleri, teklif almak suretiyle birlikte veya ayn ayn ihale edilecektir. Bu işler hakkında kooperatifımizde Başkan Yardımcısı ve Teknik Koordinatör Aytuğ Solak'dan ayrıntılı bilgi ahnabilir. Yazılı tekliflerin referanslarla birlikte en geç 8.8.1986 Cuma günü akşamına kadar Aytuğ Solak'a teslim edilmiş olması gerekir. lstiklal Cad. No: 286 Odakule İş Merkezi Kat: 7 BeyoğluIstanbul Tel: 144 45 77 151 49 27 151 49 28 143 32 87 143 04 24 144 80 53 145 57 41 Telex: 24368 BKYKTR. Ticaret Sicil No: 216852164404 FEYYAZ TOKAR Çoğunlukla bizim demokrasimize özgü bir aşk türüdür bu! Basın ile muhalefet partilerinin flörtü, partilerin iktidara geçiş ve iktidarlarının aşınmaya başladığı ilk yıllara dek devam eder. Iktidardaki aşınma, basın tarafından kurcalandıkça balayı biter ve birlikte yaşam giderek sorunlu olmaya başlar. Omeğin basının . büyük kesimi ile Demokrat Parti, 1946'dan 1953'lere kadar derin bir duygusal yaklaşım içinde kalmışlardır. tspat hakkı olayından sonra, bu ilişki giderek mesafelenmiş, mesafelendikçe hırçınlıklar başlamıştır. Adı üstünde "iktidar", gücüne sahip olanın hırçınlığı, kuşkusuz daha etkili, sert ve acımasız olmuştur. Aynı karavana etrafında güle eğlene yenilen yemekler, aynı jipin içine dolunarak yapılan seçim gezileri ile başlayan Demokrat Parti basın sevgisi, sevgilinin bıçaklanması ile son bulan Doğu'ya özgü aşklar benzeri sona ermiştir. Tahkikat komisyonlarıyla basını dize getirmek isteyen günün iktidan, 27 Mayıs ihtilali ile yaşamını yitirmiştir. Pek tatlı ve heyecanlı başlayıp, oldukça acı biten bu tarihsel dönemden sonra "milli şeflik"ten, içtenlikle özgürlükçü parlamenter sistemin parti liderliğine soyunan înönü, demokrasinin tekrar rayına ginnesi savaşımını verirken, üretken siyasal hayat, horlanmış siyasal felsefenin ve vatandaş çoğunluğunun başına genç bir bürokratı lider olarak oturtuvenniştir. Sayın Demirerin iktidara çıkışı ve aile fertlerinden bir kısmının neden olduğu olaylarla yara alarak başlayan iniş dönemine kadar Adalet Partisi ile basının ilişkileri, bir önceki fılmden farksız olarak gelişmiştir. Rahmetli Menderes'ten özgürlüklere karşı takındığı katı davranış nedeniyle kopan Türk basını, Sayın Demirel'den de omuzlarında taşıyacağı ülke sorunlannın üzerine, bir kısım aile fertlerinin yüklendirdiği ağırlığa sırt vermesi dolayısıyla uzaklaşmıştır. • * • 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül gibi her askeri müdahalede, o eylemin zorunluluğuna inanan Türk basını, parlamenter demokrasiye olan inancını büyük ve etkili çoğunluğu ile hiçbir zaman yitirmemiştir. Askeri müdahalenin zorunlu nedenlerinin tezelden çözüme kavuşturulmasının ve askerin kışlasına çekilmesinin içtenli destekçisi olmuştur. Basının belki eleştirilecek yönü, politikacılara ileriye dönük yaşamlannda konulan siyasal kısıtlamalara, o kısıtlamalann düşünüldüğü ve karar haline dönüştürüldüğü günlerde, ileriki yıllarda göstereceği tepkiyi göstermemesinde aranabilir. 1946'lardan başlayıp, 12 Eylül 1980'e değin geçen dönemde, seyredilen filmler aşağı yukarı bir öncekinin aynısıdır. Nitekim 12 Eylül 1980'den itibaren de farklı olaylara tanık olduğumuz iddia edilemez. Yine zorunlu bir müdahale, müdahaleden bir süre sonra muhtemel bir kardeş kavgasının önü alındığı, anarşinin başanlı şekilde kurutulduğu gerekçeleriyle ordunun kışlasına çekilme beklentisi... Çok partili siyasal hayata dönüş. Ve eski siyasilerin büyük çoğunluğunun EVET/HAYIR AKBAL OKURLARDAN Korkulu Erozyon sorun: Ben, Anadolu'nun kanayan ve kanamaya devam edeceğe benıeyen önemli, hayati davalanndan birine değinmek istiyorum. Eşimle ben, devlet memurluğundan emekliyiz. Anadolu'nun geri kalmış yörelerini görmek, insanını tammak için otobüs turu ile güney, güneydoğu ve kısmen orta Anadolu gezisine çıktık. Bu gezi süresüıce çeşitli, üziicü, yerine göre sevindirici gözlemlerimiz olmakla beraber, bunlardan öncelikle erozyon ve ormansız topraklardan söz etmek istiyorum. Güneydoğudaki çıplak dağlardan. ağaçsız köylerden söz etmeyeceğim. Oralarda en azından doğanın yapısı ve iklimin yardımı ile yer yer orman ile yeşile rastlama olanağı var. Oysa Kırşehir ile Ankara karayolunun Kınkkale dolaylarına kadar uzanan kesiminde değil orman, tek tük ağaç bile görmek olası değiL Bu ortalama 190 km. olan yol boyunda bütün tepeler çıplak. Bildiğim kadanyla erozyon bu tepelerde, dağlarda son darbelerini vurmamış, ama pek yakında geliyorum der gibi. Zira gördüğümüz kadanyla ağaçlandırma çahşmalanna bu bölgenin hiçbir kesiminde rastlamadık. Görüleceği üzere bugün bu yörede ağaçlandırma olanağı var. Fakat yann bu istense de olmayacağa benzer. Çünkü toprak, bu çıplak arazide yağmur ve kar suları ile hızla vadilere ve akarsulara inmekte. Erozyon konusunda büimsel çalısmalan ile tanınmış ve fakat çok evvel yitirdiğimiz Prof. dostumuzun, bu çauşmalar sonunda kapıldığı korkuda, ne kadar haklı olduğunu anımsamadan edemedim. Ve de gözlerinin açık gittiğine iyice inandım. Sonuç olarak, gezimiz sürecinde bizi en fazlo düşündüren bu konuda bilmediğimiz veya bilemeyeceğimiz noktalan ügililer aydınhğa kavuştururlar ise, yeni bir şeyler öğrenmenin yanı sıra, az da olsa üzüntümüzün hafifleyeceğini belirtmek isterim. A. REFtK ATALAY ERENKÖY/İSTANBUL BAŞSAĞUĞI Yargıtay Onursal Başkanlanndan, eski Adalet Bakanı ve Kahramanmaraş Milletvekili, "Doğal Lider" Ne Demek? "Sosyal demokrasinin doğal lideri"... Gazetelerimizde sık sık böyle bir tanıtmaya rastlıyoruz. Falanca kişi bilmem hangi akımın 'doğal lideri' imiş. Polilikada doğal liderlik diye bir şey olabilir mi diye kimse düşünmüyor mu acaba? Ne demek doğal lider? Bir insan, bir parti kurultayında genel başkan seçilmiş, iki üç kez daha bu seçimde üstün çıkmış. Yığınlan belirli bir süre inandırmış, ardı sıra sürüklemiş. Kendini sevdirmiş, benimsetmiş, en yüksek görevlere gelmiş. Bu, o kişinin ülke tarihinde yer almasını sağlar. İş başındaki başarılan başarısızlıktarı hesaplanacak; zaman içinde yerini, değerini bulacaktır. Ama bir kişinin yaşam boyunca herhangi bir siyasal akımın doğal lideri sayılması en başta sağduyuya ve gerçeklere aykırıdır. Doğal liderler ancak padişahlar, krallardır. Doğuştan lider, önder, buyurucu olanlar yalnızca böyleleridir. Demokrasilerde 'doğal' hiç bir şey yoktur, hele lider, kesinlikle!.. Bir partinin genel başkanını o partinin kurultaylan belirler. O da bir süreliğine, üç dört yıl, bilemediniz sekizon yıl... Batı ülkelerinde doğal liderleri hiç göremeyiz. Kimse de herhangi bir poiitika adamını 'o bizim doğal liderimizdir' diye anmaz. Parti kurultaylannda liderier sık stk değişir. İngiltere'de son otuzkırk yılda İşçi Partisi'nin olsun, Muhafazakâr Parti'nin olsun liderleri birbirini izlemiştir. Attlee'den Gaitsckel'e, VVİIson'a, Kinnock'a ve bu arada adtnı unuttuğum kişilere kadar, pek çok lider gelip geçmiştir. Bunlardan kimileri başbakanlık da yapmışlar, ama en küçük başarısızJık karşısında liderlikten düşürülmüşler ya da kendiliklerinden görevı bırakmışlardır. Ulusal kahraman niteliği taşıyanlar bile, Churchill gibi, De Gaulle gibileri bile, seçimlerde yenik düşmüşler, ya da kendiliklerinden görevlerini, yani liderliklerini üstelik ulusal kahraman kişiliklerine karşın bırakmak zorunda kalmışlardır. Bugün Fransa'da Mitterrand Fransız sosyalizminin lideri durumundadır. Ama genel seçimde aday olmazsa, ya da olur da seçimi yitirirse yerini başka biri alacaktır. 'Doğal lider'liğini benimseyen, çevresindekilere de benimsetmeye kalkışan bir kişinin gerçek bir 'lider' niteliği taşıdığından kuşku duymalıyız. O, kendini babadan oğula geçen bir saltanatın sahibi saymakta mıdır ki, yaşam boyu 'liderlik' savını sürdürsün? Bu önce epey gülünç bir şey olur. Liderlik halk tarafından verilir, oyla, seçimle... Sonra da yine halk tarafından geri alınır, oyla, seçimle... Lider, basarılarını sürdürdüğü oranda yerinde kalır, ama seçim yenilgisi, başarısızlık onu liderlikten düşürür. O zaman yeni bir lider çıkarır toplumlar... Gazetelerimizde deneyimli arkadaşların bile şu 'doğal lider' sözünden vazgeçmediklerini görerek şaşırıyorum. Anlaşılıyor ki, falanca kişi bu akımın doğal lideridir' diyebilenler çıkıyor. Bu türlü bir tutum tam bir doğu ülkesi alışkanlığıdır Bir adam çıkıyor, seviyoruz, benimsiyoruz, önemli görevlere getiriyoruz, sonra pek çok yönde başarısızlık gösteriyor, seçimlerde yenik düşüyor, daha da beteri ülkeyi tam bir çıkmaza sokuyor; bilerek bilmeyerek, yıllar süren bir bunalım yaratıyor. Sonra da kalkıp kendini yeniden 'doğal lider' diye daha kabul ettirmeye çahşıyor. Çevresindekiler de onu 'doğal lider' sayıp benimsetmek savaşımı veriyorlar... , Demokrasilerde belirli siyasal akımlann, belirli partilerin gelip geçici liderleri vardır. Her zaman da olacaktır. Bunlann içinde uzunca bir süre etkinliğini sürdürenler de çıkacaktır elbet... Ama bu kişiler kamuoyunun, daha doğrusu kendi partilerinin güvenini elde edebildikleri oranda işbaşında kalabileceklerdir. Sonra da ister istemez bu görevi bir başkasına bırakacaklardır. Yaşam boyu liderlik, hele 'doğal' bir liderlik savının hem yanlış hem de epeyce gülünç olduğu açık değil mi? Birtakım kişileri 'doğal lider' saydığımız sürece, hele bunlar gerçek liderlikleri döneminde bir sürü başarısızlık göstermişlerser ülkemizde demokrasinin kurulma, yerleşme aşamasına bir türlü geçilemeyecektir. Bunu iyi bilmeli, kimseyi, hiç kimseyi, 'doğal lider' diye başımızın üstüne çıkarmamalıyız. RIFAT BAYAZTPın vefatını büyük bir teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Uzun yıllannı adalet hizmetlerine vakfeden merhuma Allah'tan rahmet, ailesine, meslektaşlanna ve tüm sevenlerine Bakanhğım adına başsağlığı dilerim. Adalet Bakanı NECAT ELDEM TEŞEKKUR Ağabeyim SÜLEYMAN KÖSEOĞLU'nun geçirdiği ani rahatsızlık dolayısıyla kaldırıldığı SSK Erzincan Hastanesi'nde ameliyatını başarı ile greçekleştiren BAŞHEKİM OPERATÖR DR. incekum ALANYA Kulübünüz İncekum'da Şahane bir tatil Geleneksel konukseverliğimiz ve dostça hizmet anlayışımız ile Her türlü eglence ve spor olanağı Club Fiyatlara yemek ve ŞARAP dahildir. Yabancı hocalardan wind surf ve tenis dersleri hariç olmak üzere sunulan tüm hizmetler ücretsizdir. ANİMASYON PROGRAMLARI •AEROBİK ÇOCUK KULÛBÜ • BASKETBOL AÇIK BÜFE • VOLEYBOL WINDSURF • MİNİ FUTBOL SU KAYAĞI •SUTOPU OKÇULUK •HENTBOL YELKEN • MASATENİSİ TENİS • DOKTOR JİMNASTİK • ÖZEL SH0W PR06RAMLARI Emlak Vergisi ve Belediye Gelirleri Kanunları ile bu kanunıarla ilgili mevzuat föyvolan şeklinde bir kitap haline getirilmiş ve satışına başlanmıstır. Emlak Vergisi ve Belediye Gelirleri Kanunları ile ilgili mevzuatıa; Eralak Vergisi Kanunu, Belediye Gelirleri Kanunu ile Değişiklik yapan Kanunlar, Kararnameler, Tüzükler, Yönetmelikler, tç Gönelgeler yer almaktadır. Emlak Vergisi ve Belediye Gelirleri Kanunu ile ilgili mevzuatın satış fiyatı 4.000 liradır. Adı geçen kiup, değişen yaprak (föyvolan) biçiminde vidalı olarak düzenlendiğjnden mevzuatta daha sonra meydana gelecek ek ve değişiklikler de kitapta yer alabilecektir. Değijiklik baskılarının ücreti aynca belirlenecektir. Satışlar; tllerde Defterdarlık Muhasebe Müdürlüklenne, ilçelerde Malmüdürlüklerine yatırılacak ılcret karşılığında alınacak vezne alındısının Gelırler Genel Müdürlüğü Dokümantasyon Merkezi (Beşik Sokak No: 7/5 Ulus/ANKARA; Tel: 122948122949103880/661) adresine elden getirilmesi veya posta ile gönderilmesı ile yapılmaktadır. Kitabın posta ile gönderilmesinde aynca posta ücreti alınmamaktadır. Basın: 25033 EMLAK VERGİSİ VE BELEDİYE GELİRLERİ KANUNLARI İLE İLGİLİ MEVZUAT BİR KİTAP HALİNDE YAYIMLANDI MALİYE VE GUMRUK BAKANLIĞI'NDAN ALTEVOK ÖZ'e YZB. OPERATÖR DR. ANEŞTEZİ TEKNtSYENİ HASAN ADİL ÖZTAN'a ALİ KAYAOĞLU ile hemşireler Ayla İlgiin, Emine Vegengil ve Ayşe Demirbaş'a ve hastane personeline gösterdikleri yakın ilgi ve yardımlanndan dolayı teşekkür ederiz. ERDOĞAN KÖSEOGLU GİMŞAN MADENİYAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN Ticaret SicUi: 116516/63383 Şirketimizin 31 Temmuz 1986 tarihinde yaptığı olağanüstü genel kurul toplantısında yetraiş beş milyon TL'hk şirket sermayesinin yüz otuz beş milyon TL'ya yükseltilmesine karar verilmiş bulunduğundan, Türk Ticaret Kanunu ve şirket esas mukavelesi gereğince hissedarların aşağıdaki tarzda rüçhan haklannı kullanmalan yönetim kurulumuzun 31 Temmuz 1986 gün ve 11 sayıL kararı ile karara bağlanmıştır. 1. Sermaye arttırımı sebebiyle beheri bin TL'Lk altmış bin hisse ihraç edilecek ve nominal bedelle rüçhan hakkını kullanan hissedarlara satılacaktır. 2. Rüçhan hakkını kullanmak isteyen hissedarların maliki bulundukları hisse senetleri ile şirket merkezine başvurarak iştirak taahhütnamesi imzalayıp yüzde yirmi beşini nakten ödemesini ve bu işlemi işbu ilanın neşrinden itibaren onbeş gün içinde yapması lüzumu, aksi halde rüçhan hakkırun hükümsüz kalacağı. 3. Süresinde rüçhan hakkını kullanmayan hissedarlara ait hisselerin talip olan hissedarlara talepleri nisbetinde tahsis edileceği tebliğ ve ilan olunur. Adres: Karaköy Tersane Cad. Kürekçiler Sk. Özkürekçiler Han 54/7 İstanbul 200 TON SİLİSYUM KARBÜR İTHAL EDİLECEKTİR. 1 Teşekkülümüze baglı Yarımca Porselen Sanayıi Müessesesi ihtiyacı olan 200 ton silisyum karbür kapalı zarl usülü ile satın alınacaktır. 2 Teklif verme son günü 2.9.1986 saat 17.00'dir. Bu tarih ve saatten sonra gelen teklifler dikkate alınmayacaktır. 3 Geçici teminat mektubu vemıeyen fırmaların teklifleri değerlendirmeye alınmayacaktır. 4 Bu konudaki şartname, Eskişehir yolu 7. km. Ankara adresindeki Genel Müdürlüğümüzden ve Meclisi Mebusan Caddesi Dursun Han Kat: 4 Fıhdıklıİstanbul adresindeki Alım Satım Müdürlüğümüzden temin edilecektir. 5 Teşekkülümüz Devlet İhale Kanunu'na tabi değildir. T. ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİ1 T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Basın: 25034 Soysal Sitesi işhanı Kat 4, No: 404409ANKARA TEL: 31 18 19 31 69 69 Tlx: 46945 tiatr. Fax 314682 MERKEZ BURO: CLUB İNCEKUM Alanya Tel: (3231) 1420 1421 Tlx: 56605 inkmtr. ILAN ANKARA 4. İŞ MAHKEMESİ 1985/1005 Davacı S.S.K. Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı Taliradar Kızılkaya aleyhine açılan alacak davasının yapılan duruşması sonunda; Davalı Talimdar Kızılkaya, Çankırı Cad. No. 22/33 Ulus/Ankara adresine çıkartılan davetiye tebliğ edilemediğinden adına ilan yolu ile davetiye tebliğ edildiği halde duruşmalara katılmadığından. duruşmalar gıyabında devam etmiş ve mahkememizin 6.5.1986 tarih 1985/1005 E. 1986/518 sayılı kararı ile "kurum zararı olan 205.333. TL.'nin sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile 6160. TL. harç, 20.533. TL. vekalet ücreti ile 8640. TL. yargılama giderlerinin" davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, işbu karar ilanen tebliğ olunur. 16.7.1986 Basın: 25113 ILAN MENEMEN SULH HUKUK MAHKEMESİNDEN Dosya No: 1986/91 E. Davacılar Ali Çankaya vs. vekilleri Av. Batuhan Kaynakçıoğlu tarafından davalılar Sebahat Çankaya ve Mustafa oğlu Ali aleyhlerine açılan ortaklığın giderilmesi davasının yapılan açık duruşmasında verilen ara kararı gereğince; tüm aramalara rağmen tebligata yarar açık adresi bulunamayan davalı Muüafa oğlu Ali'nin duruşmanın bırakıldığı 19.9.1986 günü saat: 9.00'da Menemen adliyesinde hazır bulunması, bulunmadığı takdirde duruşmanın yokluğunda devam edeceği hususu davalı Mustafa oğlu Ali'ye davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 24652 İLAN ANKARA 4. İŞ HÂKİMLİĞİNDEN Esas No: 1982/41 Karar No: 1986/600 Davacı SSK Genel Müdürlüğü tarafından davalılar Hamza Kılcı ve Zülfıkar Alpulu vs. aleyhlerine açılan alacak davasının yapılan açık duruşmalan sonunda, davalı Hamza Kılcı, Gençlik Parkı Emirgan Çaybahçesi ilave insaatı işçisi Ankara, davalı Zulfikar Alpulu Gençlik Parkı Emirgan Çaybahçesi ilave inşaatı işçisi Ankara adresine çıkartılan davetiyeler tebliğ edilemediğinden adlanna ilan yolu ile davetiye ve gıyap kararı tebliğ edildiği halde duruşmalara katılmadığından, duruşmalar gıyaplannda devam etmiş ve mahkememizden verilen 17.6.1986 tarih 1982/411986/600 sayılı kararla "Abdulbaki Dal, Hamza Kılcı ve Zülfikar Alpulu hakkında açılan davanın kabulü ile kurum zararı olarak tespit edilen 1.303.138.27 TL.'nin gelir bağlama sarf tarihlerinden itibaren yasal faizi, 58062 TL. vekalet ücreti ve 13.031. TL. harç ve 54.980. TL. yargılama giderlerinin davahlardan müştereken ve müteselsilen tahsiline" alacakların tahsiline karar verildiğinden, işbu ilan ilanen tebliğ olunur. Basın: 25114 T.C. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI HESAP UZMAN YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI Maliye ve Gümrük Bakanhğı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı'nca 8, 9 ve 10 eylül 1986 günlerinde Ankara, Istanbul ve İzmir'de Hesap Uzman Yardımcılığı giriş sınavı açılacaktır. SINAVA KATILABİLMEK İÇİ.N: a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48'inci maddesinde yazılı niteliklere sahip olmak. b) i. 1.1986 tarihinde 35 yaşını doldurmamış bulunmak, c) Eğitım süresi en az dört yıl olan, Siyasi Bilgiler, Iktisat, Işletme, Hukuk. tktisadi ve İdari Bilimler Fakülte ve Yüksekokullan veya aynı süre eğitim veren ve bunlara eşitliği Yükseköğretim Kurulu'nca kabul olunan benzen fakülte veya yüksekokullann birinden mezun olmak gerekmekteti. Sınavlara giriş şartlarım ve sınav koşullarını gösteren broşür ile başvuru formu, yukarıda btliHenen eğitirn kurumları, hesap uzmanları kurulu başkanlığı ve kurulumuzun Ankara, İstanbul ve Izmir grup başkanlıklarından sağlanabilir. İsteklilerin 25 Ağustos 1986 günü akşamına kadar Maliye ve Gümrük Bakanhğı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı Ankara adresine belgeleri ile birlikte yazılı olarak başvurmalan duyurulur. TEK SS MERAM ELFkTRİK DAĞITIM MÜESSESE MUDÜRLÜĞÜ'NDEN 125 W. ve 250 W. ARMATÜR SATIN ALINACAKTIR 1. Müessesemiz ihtiyacı aşağıda cins \e miktan yazılı armatürler, kapalı zarf usulü teklif almak suretiyle satın alınacaktır. 2. Satın alınacak armaturlerin: Uosya no: Cinsi: Miktan: G.Teminat: 8647MA38 125 Vy.Cıva Buharlı ArmatC (Kompleı 1000 ad. 250 W.Cıva Buharlı Arm ..ür (Komple) 1000 ad 2.000.000. TL 3. Bu işe ait şartname. Müessesemb .vlakine Ikmal ve Satınalma Müdurlüğu. Hükumeı Meydanı Mıhcızade işhanı Kat: 2 no: 12 Konya adcsinden ucretsız olarak termn edilebılir. (Tlf: 20925) 4. lhaleye iştirak edecek firmalar şartnamesine uygun olarak hazırlayacakJarı teküflerine, önerdikleri armatürlere ait kalite, marka ve r.ıenşeleri gösterir bilgi ve belgeleri de ekleyerek, tekliflerini en geç 12 Ağustos 1986 salı günu saat 12.00'ye kadar Alaaddin Cad. Mümtaz koru pasajı kat: 2 Konya adresindeki Müessesemiz Muhaberat Servisi'ne vermiş olacaklardır. 5. Teklifler aynı gün *aat 15.00'te 4'üncü maddede belirtilen adreste alenen açılacaktır. 6. Geçici teminat venneyenlerin teklifleri ile her turlü gecikmeler, îelgrafla ve telexle yapılacak teklifier nazarı itibara alınmayacaktır. 7. Kurumumuz 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen dilediğine yapmakıa serbestıir. Basın: 24915 Turgut Reis Tatil Köyünde kiralık devre (6 ağustos20 ağustos) 100.000 TL. Tel: 5271052 Güzel Sanatlar'ın yetenek sınavına hazırlık. Tel.: 333 25 61 Müstakil bir dairede orta yaşlı beye hizmet verecek orta yaşlarda yatılı ve görgülü bayana ihtiyaç vardır. Tel.: 522 66 43 (Gündüz) 358 53 66 (Akşam) Nüfus cüzdanımı kaybettim. Geçersizdir. FARUK CİMOK BODRUM İLAN ETİBANK ELAZIĞ FERROKROM ŞARKKROMLARI İŞLETMESİ'NE 88 KAPTA 77.540 KG. TESİS MALZEMESİNİN NAKLİYE İŞİ İHALE İLE YAPTIRILACAKTIR. Bu işle ilgili sannameler, en geç 5.8.1986 Pazartesi günü saat 17.00'ye kadar Kadıköy yakasında Etibank Kadıköy Şubesi Müdürlüğü'nden İstanbul yakasında Bahçekapı'daki Etibank Bölge Müdürlüğü müracaat bürosundan ve îstanbul Alım Satım Müessesesi Müdürlüğü'nün Tepebaşı Meşrutiyet Cad. No: 241'deki Muhaberat Servisi'nden temin edilebılir. Basın: 25082 ETlLER, ULUS, LEVENT SEMTLERİNDE 2 ODA 1 SALON KALORİFERLİ KİRALIK DAİRE ARANMAKTADIR. MÜRACAAT: 172 99 40 (İSTANBUL)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle