19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 13 AĞUSTOS 1986 zBomn'a göre "Jaruzelski ve arkadaşlan sosyalizme inanmış bunca yıllık parti yöneticileri," ıTolonyada darbe olmadı, partmîn asker kanadı yönetimi devraldı' Bir Uzun Yürüyüş Uğur Mumcu sordu, Behice Boran anlattı ! Bu noktada Behice Boran 'ın sözlerine katılmaya olanak bulamı\yorum. Pekimüdahaleleryok muydu? Afganistan, işgalin ömeğiydi. j Polonya da bir çeşit müdahalenin. \ Soruyorum; "ama" diyorum "Müdahaleler var, Polonya, Afıganistan?" ! Şöyle yanıtlıyor: J BORAN Polonya'ya müdahale yok, yardım var. Afganistan'• daki kanımca askeri müdahale değil, askeri yardım. Müdahale, müdahalecınin kendi bencil çıkarlanna ilişkin iradesini bir başka ülkeye dayatmasıdır. Gerçek anlamda yardım, yardım edilenin çıkan içindir her şeyden önce ve yardım görence kabul edilir. Polonya'da parti hatalar yapmıştır, sosyalizme aykın işler olmuştur, yolsuzluklar da olmuştur. IMF'ye girmiş, dış borca batmış, Odeyemez duruma gelmiş. Batıda kriz sürüp derinleşince, ihracat hesabıyla geliştirilip genişletilmiş sanayi ve ekonomi darboğaza girmiştir. Ürettiğinin üzerinde tüketen bir toplum haline gelmiş Polonya'da bolluğa ve ucuzluğa alışkın halk, fıyatlara devlet sübvansiyonu kalkıp da fıyatlar yukselince, kişi başına tüketim maddelerine sınırlama konunca büyıik hoşnutsuzluk gösterilerinde bulundu. POUTIKA VE OTESI MKHMTTt KEMAL Çeki Taşı Bir Kalksa... Bir bugünü, bir de eski günleri düşünüyorum. Çok partili döneme girdiğimizde muhabir olarak gözlerimiz projetctör gibi ışıldar, kanunsuzluk, yolsuzluk haberleri araştırırdık. Bir bakanın otosuna eşi binip pazara mı gitti, hemen flaşlar parlar, resimler çekilir, "Makam arabası Özel işlerde kullanılır mı?" diye manşetler atılırdı. Olay sadece manşetler atılmakta da kalmaz, hemen Meclise aktanlır, sözlü sorular verilir, gensorular açılması istenirdi. Bir bakan böyle olaylar karşısında, "Araba bana verilmiş, istersem pazardan limon aldınnm.." diye kostaklanıverdi. Sadece muhalefet değil partisinin aşınlan üstüne saldırdılar. Sanırım bakan, olayın haftasınadayanamadı, hemen istıfa etmek zorunda kaldı. Öylesine duyarlı, güçlü bir kamuoyu, öylesine duyarlı bir Meclis vardı. Gazeteler yenı demokrasiye girdiğimizden çölde susuz kalmışçasına yolsuzluklann üstüne saldırıyordu. Aramızda ayrım da yoktu. Biri bulduğunu öteki ne aktanr, böylece yolsuzluk haberterinin daha çok yayılması saglanırdı. Neydi o günlerdeki yolsuzluk, rüşyet, armağan olaylan? Hepsi bugüne oranta bir incir çekirdeğini doldurmazdı. Ama değil mi yolsuzluk, değil mi rüşvet, değil mi armağan? Devlet adamları alamazdı. Aldıklarmda elleri yanardı. Hele böyle işlere bir de kadınlar karışsın, işe kadın parmağı girsin, olrnazdı, olamazdı. Vallahı adamı topa tutartardı. Çok etkili bir ilaç vardı, adı: DOT... İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra pireye, bite, türlü asalaklara karşı kullamlırdı. Bir yerde yolsuzluk belirtileri görüldü mü, DDT sıkılmışçasına her şey patır kütür ortaya çıkardı. Bakıyorum büyük aileler de DOT sıkıimışa döndü. Hisse senetleri, kooperatif arsaları, apartmanlar, işhanları, yüzükler, Jaguarlar, Arap âlemi ile kurulmuş şirketlerin hisse senetleri, içli dışlıların kurduğu payanda ortaklıklar... Ne oluyoruz? Eskiler bunların yanında ne ki!.. Millet de mi alıştı? Kamuoyu da mı kanıksadı? Rakamlar büyüdü de bizleri şaşkına mı çevirdi? Artık ne derseniz deyiniz. Geçende kahvede konuşuyorlardı: "Efendim", diyordu top sakaliı biri, "Hediye, behiye, atiye dinimizde var. Kuranı Kerim'de yazar. Ne olmuş insanlar birbirine hediyeler vermişse?.. ötekiler de almışsa!.. Gönül nzası ile olunca her şey sevaptır." Gördünüz mü son günlerin rüşvet olaylanna kutsal kitapta da yer veımeye başladılar. Bunca imamın atanmasını bu döneme rastlatır, bu dönemde camilere salarsanız, her rüşvet olayına kutsal kitapta yer bulurlar, kitaba uygunluğunu belirlerler. Özdağlar şimdi içeride arpacık kumrusu gibi düşünüyordur. Nerede yirmi beş milyonluk rüşvet? Derler ki Osmanhda rüşvet ortak alınırmış. Biri taşrada bir şey aldı mı, belli bir orandaki bölümü İstanbul'a gönderirmiş. Göndermeyen, saklı alan oldu mu, hemen yakasına yapışırlar, "Vayseni gidi kendini bilmez!.." derler, deliğe tıkarlarmış. Acaba Ozdağlar'ınki de öyle olmasm? Topçu İhsan, HavuzYavuz olayından ötürü rüşvet aldı diye Yüce Divan'a verildi. Derler ki, Yüce Dıvan'a verilmesi rüşvet yüzünden değildi. Rüşvetin alınışını kural dışına çıkarmasındandı. Parti meclis grubunda konuşurken, "Hanı ilkin kendimiz zenginleşecek, sonra milleti zenginleştirecektik?" demesi... Dostları, "İhsan", demişler, "Seni aldığın rüşvet değil, bu sözün yıkar." Nitekim bir süre sonra şef de elini boşlamış ve yıkılmıştır. Sözünün bedelini dört yıl Cebeci Hapishanesi'nde yatarak ödemiştir. Her işin bir teknolojisi olduğu gibi rüşvetin de çağımızda bir tekniği var. Ona uymadın mı, okkanın altma girdiğinin resmidir. Bakalım sonuncular tekniğe uyuyor mu, uymuyor mu? Hele üstünden bir çeki taşı kalksın!.. Çeki taşının gölgesinde her şeyin koruması vardır. AÇIKLAMA 6.8.86 tarihü gazetenizin "Politika ve ötesi" kOşesinde Mehmed Kemal rahmetli Tahir Alangu'yu kendisinden, bildiği deli öyküJerini yazmasını rica ettiği için kapkaççı olarak niteliyor. Onun bu öykuleri topladıguu bildiği için uzun süre hiç deli öyküsü yazmamış. Bu mantıga göre bir araşurmacı basından araştırma konusunu ilgilendiren yazılan toplayamaz ya da araştırmalannda malzeme olarak kullanamaz. Burada hemen söylenmesı gereken şey, hangi ülkeden olursa olsun ister doktora talebesi, ister serbest araşurmacı, ister üniversite ögrenm üyesi herkesin gazete, dergi ve kiıaplardan tarih, ad ve yayınevi belirunek koşuluyla alıntı yapabıleceği ve anonım halk edebiyatı soz konusu olduğunda sözlü ve yazılı metinleri gerek varyantlanyla karşüastırarak gerek yorumlayarak yeniden yazabilecegidir. Alangu'nun basüı eserleri onun bu gibi konularda ne kadar titu ve dürüst olduğunu göstermektedir. Bizce Alangu'nun deli öykülerine olan bu merakıntn sebebi onun Keloglan masallan ile Ugili cahşmalandır. Herhalde bu öykülerle Keloglan masallan arasında bir karşü&jurma yapıp kendi deyimiyle "bir motif arasurmasına giunek" ısüyordu. Diğer taraftan folklor hastası diye nitelenen bu insan 1973'te öldüğünde B.U.'de folklor dersi (1) okutuyordu. Ardında sedece folklor la Ugili olarak, Billur Köşk, Keloglan Masallan ve basdmamış bir başka masal kitabıru, folklorla Ugili yazılar ve B.Ü.'de okuttuğu ders notlannı bırakmışu. Bu yazılardan bir kısmıyla ders notlan Memet Fuat tarafından yayına hazırlanarak 1983'te Türkiye Folkloru Elkitabı adıyla Adam Yayınlan tarafından basüdı. Şimdi soruyoruz, Alangu'nun eserlerinin kapkaççdıktan ne kadar uzak olduğunu fark eden oldu mu? & Abutga (1) Folklor terimi için bak. Türkiye Folkloru Elkitabı ss. 2777 İSTANBUL GAZETESI Bavram gunlerl yuraumuzun her yerlnde Okuyabılecegınlz 9azete İSTANBUL BAYRAM CA2ETESI Ûlr llan vererek yuksek tlrajınaan yararlanabilecegınlz yegane gazete. ofset Baskıiı I S T A N B U I B A Y R A M CAZETESI dir müdahale yok, yardım var. Afganistan'daki kanımca askeri müdahale değil, askeri yardım. Müdahale, müdahalecinin kendi bencil çıkarlanna ilişkin iradesini bir başka ülkeye dayatmasıdır. Gerçek anlamda yardım, yardım edilenin çıkan içindir. IHüdahale değil, yardtm: Polonya'da Polonya'ya önemli yardımı var. Teşekkür ediyor bu yardıma Jaruzelski. Kendisi Sovyetler'le iyi ilişkilerden yana. Görüşüyorlar, karşılıklı bir etkileşme doğal olarak oluyor. Jaruzelski ve arkadaşlan sosyalizme inanmış, bunca yıllık üst düzey parti yöneticileri. JaruzeUkVnin teşekkürü: Sovyetler'in , ıı Kapitalizmin hortlamasına müsaade mi edeceksiniz? Başlangıçta belirli sendikal hak ve özgürlükler isteme hareketi göTünümünde olan Solidarnos hareketinin ona katılan sıradan insan•ların değil yönetiminin ve yandaslannın, sosyalist sistemi, rejimi kıyaslanamaz. Bu kıyaslamaya şaştım doğrusu. Pinochet'in kimlerin hangi vyunlanyla devletin başına musallat edildiğini, nasıl ekonomik ve politik istikrarsızlık yaratıldığını, sosyalizme yönelen meşru iktidan alaşağı edebilmek için neler yapıldığını sağır sultan bile duydu. hedef alan, dıştan para ve destek alan, yönlendirilen antisosyalist politik bir hareket olduğu ortaya çıktı. Buna güçlü olan Katolik kihsesinin etki ve rolünü ekleyeceksiniz. Bu durumda ne yapacaksınız? Sosyalist sistemin istikrarsızbğa düşürülmesine, çökertilmesine, sonuçta kapitalizmin hortlatümasına müsaade edecek misiniz, etmeyecek misiniz? • •* Konu, sosyalist sistemin 'İstikrarsızlığa düşüriilmesini önlemek" diye konunca, kapitalist blokta da müdahaleleri haklı bulmak noktasına gelinmiyor mu ister istemez? Bu düşünceyle soruyorum yeniden. Böyle diişiinerek mfidahalelere yeşil ışık yalunryor mnyuz? O zamao. her ülkedeki sosyalist birikim de ayrt ayn bu müdahaieierdem zarar görmüyor mu?" BORAN Müdahale varsa, görtlyor bir anlam ve ölçüde, çünkü burjuvazinin çok işine yanyor antikomünist propaganda malzemesi olarak beyin yıkamak için. Bu propaganda da etki yapmıyor değil. Ama benim sorumun karşısında sizin sorunuzun ağırlığı ne? Kaldı ki, Reagan ve yönetimi çok istedi Sovyetler müdahale etsin diye, adeta düş kınkhğına uğradı etmedi diye. Polonya içinden çıkardığı diri, sağhklı güçlerle dunımu düzeltmeye çalışıyor, hayli düzeltti de. Ama daha zaman alacak. Yöntem nedir? Diyelim ki, durum düzelecek. Neyle? Bir askeri yönetim ile.. Peki nerede kaldı o zaman "işçi smıfı özgürlüğü?" "lsler bir askeri yönetim ile düzeltiliyorsa, buna Marksizm denir mi?" diye soruyorum. Yanıtı, Polonya'daki askeri yönetimin Güney Amerika'daki yönetimler ile kıyaslanmayacağı.. BORAN Yani sizce Polonya'daki yönetim ile Güney Amerika, Afrika ve Asya'da görülen askeri yönetimler aynı.. Nasıl olur? Polonya sosyalist bir ulke, öbürleri kapitalist dünyanın gelişmekte olan veya azgelişmiş kapitalizmleri... Sosyalist Ulke olarak Polonya'da ordu, parti ile çok sıkı ilişkiler içindedir, kenetlenmiştir. Ordu kademelerinin tüm düzeylerinde, her komuta mevkiinde komutamn yanında bir de parti askeri temsilcisi vardır. Polonya ve Şili: Polonya ve Şili Behtce Boran ve Uğur Mumcu Federal Almanya'daki tartışmah söyleşilerini zaman zaman bahçede sürdürdüler. "Çift standart" kullanmayacaksak bu gibi gerekçelerin tümiine de karşı çıkmalıyız. Çünkü müdahaleciler hemen hemen aynı gerekçeyi kullanıyorlar. Biri "Sosyalist rejim tehlikede" diyor, öteki "Kapitalist rejim yıkıhyor" diye müdahale ediyor. Fark yalnızca konmması için eyleme geçtikleri rejimin tanımında. Yöntem aynı. "Polonya halkı kendisi sorunlanna çözüm bubnah" diyorum. "Birileri halkı aydmlatmah. Parti olur, partinin bir kanadı olur, ama birileri çıkıp sorunlanm anlatmak." BORAN Anlatıyorlar elbette. Ama aydınlatma kısa sürede etkisini gösterir mi, özellikJe kısaca belirtriğim koşullar nedeniyle ekonomik sıkıntüar sürerken, ahşılmış bolhık geri gelmemişken? Aydınlatma etkisini gösterip durum tam tamına düzelinceye kadar ne yapacaksınız? Boran'ın bu yanıtı da inandırıcı gelmiyor. Yeniden soruyorum: "Polonya halkı buna çare bulamazsa, o zaman, bir başka partinin üstünlüğünü, daha açık ifade ile 'güdümünü' kabul etmissiniz demektir. Bu ona yol açar." "Hayv" diyor, "Ona yol açmaz." BORAN Hayır. Niye yol açsın ki? Ağır mali ve ekonomik koşullar içinde ve önemli politik sorunlan olan bir ülkede durum sihirli bir değnekle dokunulmuşçasına düzelemez. Kimse bunu bekkmiyor. Batüı kaynaklar durumun düzelmeye devam ettiğini belirtiyorlar ve eski eleştiriler artık yapıhnıyor. "Başka türlü demokrasinin yıkılmasma izin mi vereceksmiz?" diye sizin sorduğunuz soruyu başka bir amaçla sorabiür. Yani bu sorulan sormaya başladık mı sonunu alamayız bu konunun." Şili ve Polonya kıyaslanamaz BORAN Bu kıyaslamaya şaştım doğrusu. Pinochet'in kimlerin hangi oyunlanyla devletin başına musallat edildiğini, nasıl ekonomik ve politik istikrarsıziık yaratddığını, sosyalizme yönelen meşru iktidan alaşağı edebilmek için; bütün bunlan aynntılanyla sağır sultan bile duydu. Pinochet, demokrasiyi yıkmak için getirildi, yıktı da. Yıkım on üç buçuk yıldır sürüyor. Binlerce tutuklu, kayıp insanlar, işkenceler vb. Polonya'da tutuklamalar sayı ve süre itibariyle çok sınırlı kaldı. Batı, bütün arzulanna karşın işkence hikâyeleri imal edemedi. Partinin ordu kanadı devreye girmeden önce Solidarnos'la uzun görüşmeler yaptılar, anlaşmalar yapüdı. Ama taleplerin sonu gelmiyordu, çünkü amaç başkaydı. Sizin tavnnızdan şu çıkıyor: ABD, Polonya'ya ambargo koysun, IMF, bankalar çevreteri baskı yapsın, Solidarnos'a ülkeyi istikrarsızhğa düşürmek, becerebüirse sosyalist sistemi çökertmek için milyonlarca dolar akıtüsın, akıtıldığıru siz biliyorsunuz. Bunlara "müdahale" demiyorsunuz, ama Sovyetler ve diğer sosyalist ülkeler Polonya'nın bağımsızüğı ve egemenliği adına ânhar hiçbir yardunda bulunmasmlar, dayanışma göstermesinler, Jaruzelski ile görilşmeyi reddetsinler. Polonya'da sosyalizm batarsa batsm, kapitalizm hortlarsa hortlasın, Jaruzelski ve arkadaşlan sosyalizme inanmış partililer Eleştiriler eskisi gibi değiL Bu doğru, ama bu ne değiştirir ki? Polonya'daki askeri yönetimin üzerinde Sovyetler'in etkisi yok mu? Behice Boran 'agörebu ilişki' 'yardan "yada ' 'dayanışma "olarak görülüyor. Böyle bağımsızhk anUtyışı doğru değil Ben bu tavıra kesinlikle katılmıyonım ve böyle bir müdahale ve bağımsızhk anlayışını doğru da bulmuyorum. Son olarak bir daha söyleyeyim, sosyalizme geçmiş bir toplumda sosyalist toplumsal sistemin çökertilmesine, kapitalizmin hortlatılmasına kesinkes müsaade etmemek hem o ulke, hem diğer sosyalistlerin ihmal edümez görevidir; çünkü kapitalizmden sosyalizme geçiş reformist anlamda bir düzen değişikh'ği değildir. Feodalizmden kapitalizme geçiş gibi de değildir, çünkü o bir tür sınıfsal toplumdan başka tür bir sınıfsal topluma geçiştir. Kapitalizmden sosyalizme geçiş ise, binlerce yıldır sürüp gelen çeşitli sımfh, yani sömürilye dayanan toplumlar çağını kapatıp, sımfsız ve sömürüsüz toplumlar çağım açan dev bir tarihsel sıçramadır toplumsalevrimde. (...) Olaylan, gelişmelerı bu boyuttaki bağlamlan içinde görmek ve değerlendirmek gerekir. Polonya'da partinin asker kanadı yönetimi devraldı Jaruzelski 1971 'den beri en yüksek düzey partililerden biridir, Politik Büro üyesidir. Ekim 1981'de Merkez Komitesi 1. Sekreteri oldu, Şubat 1981'de de Başbakan. Bu son iki görevi ttstlenirken Genelkurmay Başkanhğı'nı da korudu. Bütün bunlar partinin tasvibiyle oldu. Ordu partiye karşı darbe yapıp iktidara el koymuş değil. Partinin sivil yöneticilerinin itibardan düştüğü karmaşık ve istikrarsız durumda, deyim yerinde ise, partinin asker kanadı, daha büyük olan sivil kanadın tasvibiyle durum düzeltilinceye kadar yönetimi devralmış oldu. Polit Büro üyesi ve Genelkurmay Başkanı aynı zamanda Başbakan oldu. • •• Polonya'da CIA 'nm boş durmadığı açık. Belgeleri de var. Italya'daki ünlü banker Calvi'nin ölümüne kadar uzanan olaylar dizisinde Calvi'nin bankası "Banco Ambrosino" kanalıyla bağımsız Dayanışma Sendikası 'na gönderilen 50 milyon dolann payı da yok muydu? Ne olursa olsun, "müdahale''' haksız bir olaydır. Haksızhğı bir yana kapitalist ülkelerdeki "anarşi, komünizm tehlikesi" gibi gerekçelerle yapüacak askeri ihtilallere de hak verdinci gerekçeleri de içinde taşır. sosyalizme geçiş sürecinin başlayıp geliştiği dönem olarak tarihe geçecek olan yüzyılımızın son çeyreğinde, iki sistem arasındaki mücadele "uluslararası mücadele" olarak somutlaşmaktadır. Bu mücadele aynı zamanda genelinde "gerici güçlerle" genelinde "ilerici güçler" arasında silahlanma ve savaş yanlılanyla bunlara karşı barışın korunmasını savunanlar arasındaki keskin mücadeleyi de içermektedir. Bu soruya yanıtı da şöyle: BORAN Polonya'ya önemli yardımı var. Teşekkür ediyor bu yardıma Jaruzelski. Kendisi Sovyetler'le iyi ilişkilerden yana. Görüşüyorlar, karşıhkh bir etkileşme doğal olarak oluyordur. Jaruzelski ve çalışma arkadaşlan, kendileri sosyalizme inanmış, bunca yıllık üst düzey parti üyeleri. Sosyalizmi karşı hasım güçlere karşı korumayı, geliştirip güçlendirmeyi başa alıyorlar, doğal ve haklı olarak, bütün sorunlar buna bağh olarak çözülüyor ve çözülecek. Tekrar hatırlatayım, proleter enternasyonaüzmi, yardım, dayanışma ayn şeydir, kontrol, güdüm altma alma ayn şey. Tartışma çok duyarlı bir noktaya gelmişti. "Efendim" diye sonıma başlıyorum. "Şili'de Polonya ile mukayese etmiyorum ama birileri de diyebilir ki.. (ki Şili'yi kasten örnek seçtim, kapitalist blokta başka ülkeler de örnek gösterilebilir).. Biliyoruz ABD, Şüi'deki darbeyi destekledi. Derler ki birileri, Ptnochet geldi. Ülkedeki anarşi ve terörü önledi. Başka türlü olsaydı da rejim mi yıkılsaydı mı? Derler. Uluslararast müdahale; Kapitalizmden İki sistem arasında uluslararası mücadele Kapitalizmden sosyalizme geçiş sürecinin başlayıp geliştiği dönem olarak tarihe geçecek olan yuzyıhmızın son çeyreğinde, iki sistem arasındaki mücadele "uluslararası mücadele" olarak somutlaşmaktadır. Bu mücadele aynı zamanda genelinde "gerici güçlerle" genelinde "ilerici güçler" arasında, silahlanma ve savaş yanhlanyla, bunlara karşı banşın korunmasını savunanlar arasındaki keskin mücadeleyi de içermektedir. Beş kıtanın insanlan için bugun başta gelen en önemli, en yaşamsal sorun, bu mücadeleyi, insanlığı yer yüzünden silecek nükleer savaşa yönelik silahlanma yanşı biçimini ahnaktan kurtanp, banşçıl yanşma biçimine dönüşturmektir, politik, ekonomik, sosyal, büimselteknik, kültürel alanlarda banşçıl yanşmaya. Uluslararası ilişkilerin bugün oturtulduğu savaşa yönelik silahlanma yanşı temelinden kopartıhp, bu banşçıl temele oturtulması gerekmektedir, binlerce yıllık uygarlık ve kültür birikiminin, insan cinsinin yok olmaması, en azından büyük tahriplere uğramaması için. Banşçıl yanşmada her iki sistem de boyunun ölçüsünü alırlar; insanlar sonuçlara göre seçeneklerini belirler. Hepimiz sonnahyız kendi kendimize: Ben hangi yandayım? Ve her somut sorunda tutumumuzu, davranışımızı buna göre yönlendirmeuyiz. Bavium Aaıes Gazelecıier Cer^'yelt Cagaıcglu ISJANBUL Telex 23508 YETl Teı 522 12 22 522 54 08 526 80 36 Ankara Temmcıugı Tunus Caü 59/5 T e( 26 62 77 Süreeek Güzel Sanatlar Fakürteterinin Yetenek Sınavlanna ULUSLARARASI DENİZ TAŞIMACILIĞI KONUSUNDA ÇALIŞAN SÖNMEZ DENİZCILİK ŞİRKETLER GRUBU'NA Hareketi i bir iş ortamına ayak uydurabilecek dinamizme sahip, yaptığı işe kendinden bir şeyler katmak isteyen, çok iyi İngillzce bilen elemanlar aranıyor. 1 GEMİ KİRALAMA (CHARTERİNG) ELEMANLARI İşletmecilik eğrtimi görmüş veya konuda deneyimli 2 TEKNİK ŞERVİS ELEMANI Teknik Üniversite Makıne Muhendisliği veya; Gemi Inşa Muhendisliği bölumlerinden mezun 3 EXECUTIVE YAROIMCI Kolej ve tercihan üniversite mezunu En az iki yıl üst düzey yonetici yardımcısı olarak çalışmış Halkla ilişkilerde yetenekli Hızlı iş akışı içinde dosyalama yapabilecek 4 MUHASEBE YARDIMCISI Kolej ve konu ile ilgili bir yüksekokul mezunu Muhasebe servisinde yetiştirilecek 5 DEPARTMAN SEKRETERLERİ Kolej mezunu 10 parmak daktilo yazabılen Dosyalamada deneyimli Başvuruların 143 66 20 Nolu telefona yapılması rica olunur. ENKA ENKA SPOR, EGftİM VE SOSYAL YARDIM VAKFI Cıhangır Cad Bazlamacı Ap No 42 2 CıhangırIST Teı 143 37 24 Bağdat Cad No 272 D 1 ve 2 CaddebostanIST Tel 359 83 71 HANGIP SANAT ATOLYESI Başvurulannız için actresımız İSTANBUL BÜYÜK SEHİR BELEDİYE BAŞKANLIGI'NDAN 1Istanbul yakasındaki asfalt ve beton şantiyeleri ile diğer depolar ihtiyacı 45.000 ton beton asfalt kumu, 1S .000 ton beton kaldırun altı kumu olmak üzere toplam 60.000 ton kum; 189.000.000. TL + KDV lahmin bedel dahilinde satın alınacakur. llk teminatı 5.670.000. TL.dır. (Malzeme tkmal Müdurlüğu) 2BeşiktasYıldız Parkı yol, sera ve çevre dUzenleme inşaaü işi; 180.000.000. TL + KDV kesif bedel dahiünde ihale olacaktır. llk teminaü 5.400.000. TL.du. (Yapı Isleri Müdürlü|ttndeşartnamesi 20.000. TL karşüıgı satın alınabilir.) Yukanda belirtilen işler 26 Ağustos 19S6 Salı günü saat 11.00'de lstanbul BUyOk Şehir Belediye Encümeninde kapalı zarf eksiltmesi usulü ile şartnameleri veçhile ayn ayn ihale olacaktır. Şartnameler Ugili madOrluklerden saun ahnabüir. Ihalelere katılmak isteyenlerin ilk ıctninat makbuzu veya banka teminat mektubu ile sartnamelerinde belirtildiği gibi (ihale ve tatil günleri ile dilekçenin verildiği gün hariç olmak üzere) ihale tarihinden en az 3 gün evvel Belediye Başkanlığı'na başvunı Ue alacaklan ihaleye iştirak belgeleri ve sartnamesinde belirtilen diğer belgeler ile teküf mektuplannı iceren kapalı zarflan saat 9.30'dan 10.00'a kadar tstanbul Büyük Şehir Belediye EncOmenine vermeleri lazımdır. Basın: 25414 ENKA VAKFI DUYURUSU ENKA Bilim ve Sanat Ödülü Ödül Dalı: Heykel Heykellerin teslim tarihi: 815 Eylül 1986 Ödül Dalı: Fotoğraf "Mlmar Sinan'ın eserleıi" Diaların son teslim tarihi: 1 Eylül 1986 : Eserlerin teslim edileceği yer: SadlGülçellkSporSitesi İstinye • İSTANBUL 3ÛNC0K Mgtc! YnmeHavnv Disco DcmzMmzaralıliÜsOddaf DERZU UZALA Yön Akıra Kuros3wa Senaryo Akıra Kurosara Maxım Munzuk. Jun Solomıne BAKIRKÛY DiKilıtaş (Akbank Sokağı) 570 13 85 ESENTEPE Oedeman Tıcaret Mertezi 172 46 05 KAOIKÛY Altıyol Etes Çarşısı 338 82 96 RTlTUMIU 1519 Ağvstos tanPnKiyon 63000TL ÖıelOtotoslerieGidbDonitş TEL158 49271611074.1618226 AJhyoim 3361600 örtur Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hukumsüzdur. EROL YARAL | ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle