19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yapıcı kişiliğidir. Bu yoksa tüm kaynaklar erir, tüm değerler ölür. Ulusal bilinç gelişemez, ulusal egemenlik yerlesemez. Ulusal ekonomi oluşamaz. özgürlüğün, bağımsızlığın önemi de değeri de bilinemez. Oysa, "Özgürlük de bağımsızhk da Atatürk'ün öz yapısıdır. Özgürlüğün olmadığı bir ülkede ölüm vardır, çöküş vardır. Her gelişmenin, her kurtuluşun anası özgurlüktüı." Özgürlüğün erdemine eremeyen bireyler nerede olurlarsa olsunlar, hangi makatnı doldururlarsa doldursunlar, şunun bunun oyuncağı ohnaktan kurtulamazlar. öyleyse yapılacak iş; yazgısıyla doğrudan doğruya ilgilenecek, günün koşullannı değiştirerek çağın zorluklannı yenecek, her bireyi bir düşünür, bir uzman gibi kendine güvenen, özçıkannı bilen, özgür yurttaşlar yetiştirmektir. Bu da zora, zorlamaya dayalı; korkuyu, baskıyı yapısından atamayan bir eğitim düzeniyle elbette olanaksızdır. Çünkü bireysel tutkular, kişisel baskılar değiştirir ereğini eğitimin. Öğretmeni, bir övgüyergi aracı yapar çıkar. Birtakım istekler, bilimsel gerçekler diye.sunulur, aklar kara olur. Osmanlının "yalanlanyanlışlan doğrulatıa fetvacılığı" yine ayakta kaür. Oysa amaç onu yıkmak, bilimsel doğrulan bulmaktır. 1921 yıhnda Birinci Ordu, Sakarya boylarında düşmanı tutmaya çalışu"ken, Atatürk Ankara'da Türk öğretmenini "gelecekteki kurtuluşumuzun saygıdeğer önderleri" olarak selamladı. Birinci orduyu ikinci ordu izleyecekti. Bütün olanaklar kullanılarak yeterli araçgereçle gün geçtikçe daha çok donatılmaya çahşılan çeşitli okullar; her tür aramaya, araştırmaya açık, bilim üreterek doğal bağımsızlıklan içinde yükselen üniversiteler; devrimci kurumlarkuruluşlarla tüm aydınlar; amansız bir çağdaşlık yanşma girmişti. Bu yolla cumhuriyetin Atatürk'lü yıllan, "eşi görülmeyen bir diriliş, göz kamaştırıcı bir ileri atılış anıtı" oldu. Dikilecek sonraki anıtlar için de baslangıçtı. Başandan başarıya koşulacak, her alanda dünya birinciliği ahnarak uygarhk düzeyinin üstüne çıkıIacaktı. YANLIŞLARIMIZ GELİŞTİ Çıkılamadı. Gittikçe gerisindeyiz bu düzeyin. Yıldız Savaşları'nın kara kıyımına mı uğradık? Atalanmızın Orta Asya'da yaşadığı o büyük kurakhğın, o korkunç kıtlığın ortasında mı kaldık? O yanılmayan, yenilmeyen Atatürk, bu kez yanılmış rruydı? Yoksa ulus yeteneğini mi yitirdi? Kuşkusuz hayır! Bizim yerimiz, yönümüz değişti. Yanılgılarımız, yanlışlanmız gelişti. Ulusal çıkarlar, kişisel çıkarlara dönüştü. Kim bilir belki "kişisel çıkarlannı yurdun, ulusun yıkımında arayanlar da vardı." Atatürkçü kalıp "ulusal benliğe uzanan elleri kıramadığımız, önümüze çıkan engelleri aşamadığımız, doğru yolumuz üzerinde oluşan kara kayalan parçalayamadığımız", ikinci orduyu etkin kılamadığımız için, geri bırakılmışlığın ağır acılan yazgımız oldu. Orduyu ordu gibi gönnek, yapısına yaraşır önem vermek, niteliğine uygun özen göstermek gerekir. Fİevletimizin kurucusu, çağdaş uygarhk düzeyini de ulusumuzun mutlu geleceğini de bunda görmüştür. Atatürkçüyüm diyebilmek biraz bu orduya, öğretmen ordusuna da eğilmeyi gerektirir. Ulusal eğitim izlenceleri, eğitbilim verilerine göre, günün koşullanna uygun olarak Atatürk ilkeleri doğrultusunda sağlıklı biçimde ele alınmak ister. Okul yapımı, kimi yurttaşlarımızın iyilikseverlikleriyle özel okul açıcılannın kazanç kaygılarına bırakılamaz. "En önemli, en verimli işimiz"in en Önemli, en ağır sorunu okul yapımıdır. Buna inanmak, bunun ulusal bir görev olduğunu iyi anlamak gerek. öğretmen, içinde bulunduğu tüm baskılardan kurtarıhnalıdır. örgütlenmesi sağlanmah, görevinin özeüiğinden doğan sayguılığı daha çok yara almamahdır. Eğitim ordusunu diriltmenin, etkinyetkin bir olgunluk düzeyine eriştirmenin sanıldığınca olmasa bile büyük paralar isteyeceği doğrudur. Ama bu durum Atatürk için sorun olmamış, Ataturkçüler için de olmamalı. Çünkü Atatürk, "Ben ordumuzun varhğını ve gücünü paramızla orantıh bulundurmak kuramım olurlayanfardan değilim. Paramız vardır, ordu yaparız; paramız bitti, ordu dağılsın... Benim için böyle bir sorun yoktur. İster olsun, ister olmasın, ordu vardır ve olacaktır" buyunıyor. Eğitinı Ordusu Vlusal eğitim izlenceleri, eğitbilim verilerine göre günün koşulîarına uygun olarak Atatürk ilkeleri doğrultusunda sağlıklı biçimde ele alınmak ister. Okul yapımı, kimi yurttaşlanmmn iyilikseverlikleriyle özel okul açıcılannın kazanç kaygılarına bırakılamaz. PENCERE Böl ve YönetJ.. 13 AĞUSTOS 1986 ALİ OTAR ÇELİK öğretmen, Kamu Yönetimi Uzmanı Ordu deyince Silahh Kuvvetlerimiz anlaşılır doğal olarak. Oysa Atatürk'ün bir baska ordusu daha vardır. Eğiticiler (öğretmenler ordusu). Ulusu yükseltecek, yüceltecek, bilim ve uygarhk utkularıyla gerçek Kurtuluşa götürecek eğitim ordusu. ÇAĞDAŞ TÜRKtYE'Yİ "YARATMA " Ordular insanlardan oluşurlar. Ancak, her insan topluluğu ordu değildir. Hele eğitim ordusu hiç değildir. Ikinci ordu birinci ordudan çok farkhdır. Savaştıkları savaş alanları, yapısal dokulan da değişiktir. Eğitim, yetkiden çok etki işidir. Bakın Atatürk ne diyor: "Okul adını hep birlikte eğilerek saygıyla analım. Okul, genç kafalara insanlığa saygıyı, yurda ve ulusa bağlılığı, onuru, bağımsızlığı, bağımsızlık tehlikeye düşünce kurtarmak için ızlenebilecek en sağlıklı yolu belletir." "Görüliiyor ki, en önemli, en verimli işimiz eğitim işleridir. Eğitim işlerinde kesinlikle başanlı olmak gerekir. Bir ulusun gerçek kurtuluşu ancak bu yolla olur." "Ülkemizi, toplumsal varhğımızı gerçek amaca, mutluluk amacına ulaştırmak için iki orduya gerek vardır: Biri yurdun vartığını kurtaran asker ordusu, ikincisi ulusun geleceğini yoğuran eğitim ordusu. Bu iki ordunun ikisi de değerlidir, yücedir, verimlidir, saygmdır. Yalnız eğitim ordusunun ilgilileri; sizlere, bağlı olduğunuz ordunun değerini ve kutsallığını anlatmak için şunu söyleyeyim ki ölen ve öldüren birinci orduya niçin öldürüp niçin öldüğünü öğreten bir orduya bağlısınız!" "Ordulanmızın kazandığı utkular, sizin ve sizin ordulannızın utkulan için yalnız ortam hazırladı. Gerçek utkuyu siz kazanacak, siz sürdüreceksiniz. Kesinlikle de başaracaksınız. Ben ve sarsümaz inançla bütün arkadaşlarım sizi izleyeceğiz. Sizin karşılaşacağmız engelleri kıracağız." "Bir ulus, eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş alanlannda ne denli pariak utkular elde ederse etsin kalıcı sonuçlar sağlayamaz , o utkuların kalıcı sonuçlar vermesi, ancak eğitim ordusuyla olur." "Türkiye Öğretmenler Birliği'nin bütün ülkede örgütlenmesine, Konya'yı olduğu gibi Van'ı, Hakkâri'yi de örgütü içine almasma, her köyde bir üye edinmesine derin bir ilgiyle bakacağım." "öğretmenliğin önemi konusunda çok söz söylemeye hiç gerek görmem. Çünkü siz onu benden daha iyi bilirsiniz. Yalnız bir yönünü hep birlikte yineleyelim: Ulusları kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Oğretmenden ve eğitmenden yoksun bir ulus, daha ulus adını almak yeteneğini kazanamamıştır. Ona sıradan bir yığın denir, ulus denemez." Bütün bu sözler, Atatürk'ün gerek eğitim gerek öğretmenlik konularında söylediği sözlerden yalnızca birkaçı. Ne gereği vardı bu denli alçakgönullü olmarun, öğretmeni kurtancı saymanın? Ona saygı duymanın anlamı neydi? Çok açık olarak şuydu: Atatürk, çağdas Türkiye'yi yaratma yolundaydj. Çağdaş ülke, çağdaş insanla yaratıhr. Tek kaynak ulusun yaratıcı yeteneği, İkinci Dünya Savaşı dönemi. Adana'da bir okul. Dersimiz: Hirv dtstan!.. öğretmen, Hindistan'ı anlanrken sözcüklere vura vura yineliyor: 400 bin IngHiz, 400 miryon HirrrJiyi çekip cevfriyor; 100 ytldan beri sömurüyor. Sınıfin penceresinden gorünen gökyüzü masmavi. Çocuk aklımia dOşunüyorum: Nasıl olur? 400 bin kişi, 400 milyooa nasıl egemen olur? önumdeki kağKJa timsari markalı kurşun kalemle sayılan yazıyorum. böluyorum: Bin Hintliye bir ingiliz düşüyorl.. Hirrtliler isteseler, tngilizieri tOkruMe boğabilirier. O yıllarda ne çelişküer yasasmı biliyordum, ne smıf denilen toplumsa! gerçekien haberim vardı; ama öğretmen, somürgeciliğin ve emperyalizmin temel kuralını dile getirmişti: Böl ve yöneti.. • Hindistan, ikinci Dünya Savasından sonra bağımsızbğmı kazandı. Ne var ki, "böl ve yonet" formülü gOncel dünyamızda geçerlidir. Güney Afrika'da siyahlar beyazlann karştsında neden yetersiz? Bu ülke nüfusunun 45 miryonu beyaz, 25 mirvonu metez, 16 miryonu siyah. Nasıl oluyor da siyah çoğunluk boyunduruk altında yaşıyor? Çünkü kimi o kabileden, kimi bu kabileden... Herifi yakasından tutup silkelesen: Ulanl.. Ksndine gel, aynaya bak, sen siyahsın, seni yoneten beyaz değil mi? Evet... Peki, neden ırkçıltğın defterini düremiyorsun? Bilinçsizlik yüzünden... Siyah polis; ırkçılığa, apartheid'e, köleliğe baskaldıran siyaha silah cekiyor. • Eskiden bizim mahalle kahvesinde ya da köy ocağında, 400 bin ingilizin 400 mityonluk Hindistan'ı nasıl zincire vurduğuna çok saşılırdı. Şimdilerde Güney Afrika'da yasanan siyah beyaz kavgasını televizyonda seyreden kuylümüz, işçimiz, küçük memurumuz ve esnafımızın gönlü, karaderili mazlumlardan yanadır. An!.. Şu zenciler birleşip butünleşseler de somürücü beyaz azınlığa dersini verip haddini bildirseter... Ne yazık ki, somürücünün "böl ve yönef kuralı işliyor; somürülen çoğunlukjar somurücuye karşı bir türiü birieşemiyor; ille de aralannda bir çelişki çıkıyor; bu çelişkiyi sömOrücü pompalayıp şişiriyor... Nasıl bir çelişki korükleniyor? Zamanına ve yerine göre kimi zaman soy, kimi zaman kabile, kimi zaman aşiret, kimi zaman din, kimi zaman mezhep, kimi zaman çıkar çelişkisi fınnda pişirilip bilinçsiz kitlelerin önüne sürülür; coğu zaman bu yotda basarı kazanılır, kimi zaman da kişisel çelişkiler alabikjiğine pompalanır. Emperyalist, tarih sürecinde ustalaşmıştır, mazlum halkları birbirine düşürmeyi çok iyi öğrenmistir; ikincil, üçüncül, dördüncul çelişkileri, birindl çelişkinin üstüne çıkanp, güncel kavgalan körOMedikce, halk kitlelerinin toparianıp butünleşemeyeceğini, parcalanıp güçlerini birlestiremeyeceğini somürücü egemenler pek iyi biMer. Oyun hep aynı formül üzerine kurulur: Böl ve yöneti.. Bolünme çattdakilerden başlar, asağıya doğru yayılır, kitieler parsellenir; emekçi halk birbiriyte uğraşmaya başladı mı, somürücü sermaye gucünun ekmeğine tereyağı sürülür, siyasal kavga tadından yenmez olur. * Gelelim günümüz Turkiye'sine... "Sol kesimde neden birleşme ve bütünleşme olamıyor?" sorusuna yanıt bulmak zorunda değil miyiz? Biliyorum, içimizde pek ateşli oJanlanmız var, konuştukları zaman mangalda kül bırakmryorlar, bolünme için ne gerekçeler yaratıyorlar, laf üstüne lafla gökdelen kuruyortar; ama yine de önünde sonunda somürücü egemenin "böl ve yönet" formülu işlemiyor mu? ARADA BİR A. GANİ ÂŞIK Eski CHP Kayseri Milletvekili OKURLARDAN İstanbuVun çöp kutuları îstanbul Belediyesi muhteüf yerlerde bulunan çöp kutulanmn üstüne "îstanbul Belediyesi" diye yazmaktan çekinmemiş, bunda hiç bir sakmca görmemiş. Halbuki biraz ince düsünseler, ÎSTANBUL gibi dünyanın incisi bir şehrin adını çöp kutulannm üstüne asla yazmazlar, sadece "çöp kutusu" derlerdi. Biz bu düşünceler içindeyken, baktık Fatih Belediyesi de aynı kutular üstüne "Fatih Belediyesi" diye yazmıs. Çağ açıp çağ kapayan, bütün dünyanın saygısmı kazanmış büyük hükümdar Fatih 'in adının kutular üstüne yazdması tek keümeyle 3aygısızlıktv. Büyük hükümdar FATÎH SULTAN MEHMETe sonsuz saygı besiediğînden asla şüphe etmediğimiz Sayın Bedrettin Dalan'ın, khtular üstündeki ÎSTANBUL veFATİH adlannı bir an örtce sildirmesini rica ediyoruz. M. SABİHŞEbİDÎL Geldigimiz gün çoluk çocuk motorla plaja gittik. O güzelim plaj ne hale gelmis? Kunüann üzeri derme çatma gazino dolmus, yatıp güneslenecek yer kalmamıs. Çocuklar birinin pisircüği şiş kebabma imrendıler, ekmek içinde iki şiş yaptınp yedirdim. Ertesi gün ikisi de ishal olup ateşlendiler. Besbelli bozuk etten veya pistikten oldular. Meğer bizim başımıza gelen ilk değilmiş. Bizden evvel pansiyonda kalan bir ailenin çocuğu ölümden dötunüş. Bir gün akşam üzeri bühassa araştırmak için plaja gittim, hiç bir gazinonun suyu ve elektriği yoktu. Yemek hazırlanan yer pislik içindeydi. Bu memleketin belediyesi, kaymakamı, hükümet tabibi yok mu? Size yalvannm bu kepazeliği duyurun, belki vicdan sahibi bir yttkili çıkar. Canım Erdek ne haüere gelmis. Allah beterinden korusun. Teşekkür ve saygıUtruu FATMA ERMAN ve yan iş koUannın bütünleştiği büyük bir iş merkezi olarak yükselmekte ve önem arzetmektedir. Eski adıyla Rumevlek, yeni adıyla Taşuca köyüne gitmek için Humanız 'dan geçmek gerek. BöyUlikle bu yol önceükle köylüler için bir geçit noktası oluşturmaktadır. Et ve Baltk Kurumu yine burada bulunmaktadır. Buna bağlı olarak bağırsak isiyle uğraşan tesisler, turşu ve buğday imalathaneleri ve en önemlisi sayüan 40 'a varan ve bünyesinde 60 ila 70.000 baş hayvanı banndıracak besi tesisleri burada bulunmaktadır. Hal böyle iken bu ticaret beldesine gidis geliş olarak traflk yoğundur. Ancak bu ihracat ve döviz merkezinin yolu çağın çok gerisinde, utanç veren bir ilkellikte ve patikadır. Yazın toz, kışm çamur, bu yolun yegane görüntüsüdür. Geçen ay Gaziantep'i ve besi tesislerini denetleyen Suudi ticaret müsteşan ve heyeti de tıpkı Ortadoğu 'dan gelen ihracatçı firma yetkilileri gibi bu keçi yollanndan geçmiş ve bundan Güneydoğu canlı hayvan ihracatçılan ve besi üreticileri büyük utanç duymuşlardır. Ydlardır belediyenin ihmalkârlığı ve sonımsuzluğuyla sürüncemedc kalan bu yolun vakit geçirmeksizin osfaltlanmastnı istemek, en doğal hakkımızdır. Böyiesi ülkemize döviz sağlayan ve önem arzeden bir ticaret merkezinin yolu asfaltlanan bir sokak arasından daha önemli olsa gerek. Saygı ve ilgi ile. TAMER ABUŞOĞLU Din ve Toplum Din düşüncesi, insanoğlunun tarihi ile birlikte başlar. Tarihln her döneminde insanlar, bazen göksel (semavi) dinlere, bazen de düşünür ve fitozofların "din" adı altında topluma sunduğu gizemli (mistik) düşünce ve felsefi öğretilere inanmışlardır. Evrenin "giz"lerle dolu yapısı, sonsuzluğu ve işleyişi, "evrensel yasalann, yüce bir kudret tarafından konuimuş olabileceği" duşuncesini telkin etmiş, insanlığı "bir üstün kudret" inancına götürmüş ve bu inanç, tarih boyurtca, dinlerin kaynaklarından birisi olagelmiştir. ilkel insanla uygar insan arasında, "üstün kudret"in niteliği hakkındaki farklı tasavvur ve inanışlar, O'nun, mutlak varlığında düşünce birtigine ulaşmaya engel olamamıştır. Din duşüncesinin tarihteki başlangıcını beliriemek için yapılan çalışmalar, bu inancın "fıtri" olduğu gerçeğini ve dolayısıyia da inanmaya duyulan şiddetli gereksinim ve içgüdünün, ilk insanla başlayıp, günümüze değin geldiğini ve sürüp gideceğini ortaya koymustur. Evrenin muhteşemliği ve evrensel yasalann düzenli işleyi$i, insanlan, "yaratıcı"yı araştırma düşüncesinden de öteye, kişinin hayal dünyasındaki istek ve öztemleri ile gerçek yasamın çelişki ve umutsuzluklanndan doğan bunalım, her çeşit ıstırap, felaket ve sosyal yaşamın getirebileceği diğer acılara ve doyumsuzluklara karşı insanda, güçlü bir ruhi denge ve direnme gucü oluşturmuştur. Böyiece, evrenie kendisi arasında bir Btşki kuran ve bu ilişkkJen hareketle "üstün insan" Peygamber'in öncülüğunde dini kurumlaştıran ve sistemlere bağlayan insanlık, bu kutsal kavramı, yaratıcının buyruğu dogruttusunda vartığının anlamı ve yaşamının temeli yapmıştır. Bu genel degeriendirmenin ışığı altında denilebilir ki, islam dini, 10 yüzyıldan fazla bir zamandan beri Türklerin bireysel, ailevi ve toplumsal yaşantılan ile savaş alanlanndan, ulusal tarihin her zor dönemine kadar uzanan derin, köklü ve sürekli etkisi; devtetin, din alanında bilimsel ve çağdaş yeni yaklasımlar içinde olmasını kaçınılmaz kılmıştır. Sosyotojik bir gerçek olan din ve dinsel duygular, her ulusun olduğu gibi biz Türklerin de tarihinde, özellikle polrtikalannda önemli bir yer tutmuştur. Din ve polrtikanın karşılıklı ilişkileri tarih içinde bazı aşarnalar geçirmiştir Dinin polrtikaya egemen olduğu devirterde, zümreier arasındaki poTrtik, ekonomik ve sosyal çekişmeter, bazen din ve mez~ hep görünümü almış, aslında sadece belli kesim ve kişileri ilgilendiren bu çekişmeier, dini bir hüviyete büründürülerek politika sahnesine sürülmüstür. Boylece, politik olan düşünceler, dini bir mahiyet kazanınca, dine bağlı kitleleri parçaiayıp bölmüştür. Politikanın elinde bir alet ve istismar konusu haline getirikjiği zaman din, kırtsiyet, ulviyet ve etkinliğini yttirmiş, zulmefetva bu yolla alınabilmiş, dinin temeli oian ihlas, yerini ikryüzJülüğe (riyaya) bırakmıştır. Politik çekişme ve sömürünun dışında tutulabildiği dönemlerde ise din, kişiye ve topluma huzur, devtete esenlik sağlayacak bir ortam için otenak ve zemin hazjrlamrş, erdemlere kaynaklık etmiş, iyilik, güzellik ve hak arama duygulannı beslemistir. Kuran'ı, sadece, ölüterin ruhuna gönderilecek "armağan" ve dini de, çalışanın çalıstırana, ırgatın toprak ağasına, yani somürülenin sömürene boyun egme aracı olarak anlamadığımız zaman; diyalektik felsefe ile idealist felsefe arasındaki temel gorüş ayrılıkJarından birinde belli bir uzlaşma noktası bulunabilir, dense yeridir. Dinin, poıitika ile olan karşılıklı ifişkilerinin sonuçları üzerinde bu kısa özetlememiz, devletimizin kurucusu Atatürk'ün, cumhuriyete temel yaptığı "laiklik" kavramının önemini açıkça vurgulamaktadır. "Laiklik" ilkesinin iyi anlaşılması ve tam uygulanması iledir ki, polrtikanın kaygan ortamında, kutsal din duygulan, siyaset pazannın dışında tutulmuş ve ulusal biriiğin çtmentosu işievini, curnhuriyette birlikte üstlenmiş olan din, gerçek fonksiyonunu yerine getirebilmiş olsun. Yani, Atatürk'ün kurduğu curnhuriyette din ve devlet birbirierine karşı bağımsız durumdadırlar. Fakat bu bağımsızlık, dinin cumhuriyet ve Atatürk ilkelerini; devietin de din prensiplerini ve dini gerekleri ciddiye almaması, önemsememesi anlamına gelmez. Tersine, bu iki 'kurum' birbirini besleyip geliştirecektir. Devlet, İslam dinine ve Türk yurttaştarına karşı, cumhuriyetin kurulduğundan beri dinsel işievini yerine getirmeye çaJışmtştır. "Bu devlet dinsizdir, (yeni laik) o halde, bu ülkede cuma namazı kılınmaz" diyenlerin, ömek aldıkian hiçbir islam ülkesinde, devlet bütçesinden, Türkiye'de olduğu gibi, 50.000'den çok cami ve ibadet yerinin, imamhatip maaşlan dahil, giderferini karşılayan organizasyon yoktur. Resmi din eğitimi yapan orta dereceli ve yüksek düzeydeki okul ve fakülteler, Diyanet'in yonetimindeki binlerce Kuran kurslan da, yine, "dinsizlikle" suçlanan cumhuriyet devletinin bütcelerinden finansa baglanmıştır. Bu yazımızda, dinin, bir ilahi ve toplumsal gerçek olduğu üzerinde durduk, siyasal amaçlarla istismar edilmediği, örselenmediği ve gerçek öz'üne uygun olarak anlaşılıp yorumlandtğı takdirde, toplumun ilertemesinin itici gücü olacagını vurgulamaya çalıştık. İlerdeki bir yazımızda, İslam dininin sosyal ve adaletçi prensipleri ile, günümüz sosyal demokrat partilerinin programlanndan ve hedeflerinden karşılaştırmalar yaparak, bir din sömürüsü yöntemine ışık tutmaya çalışacağız. Isparta'da irtica yok Ben Isparta'nın Atabey ilçesindenim. Şu anda Irak 'ın Bağdat kentinde çakşmaktaym. tıinden (Türkiye'den) dönen arkadaşlanmızın sayesinde gazetenizi okuma olanağına sahibim. 22228 sayıh, 13 Temmuz 1986 pazar tarihli gazetenizin 2. sayfasındaki "OKURLARDAN" köşesinin "Yalvaç'ta İrtica'" sütununda Yalvaçlı bir grup vatandaşm belediye hoparlöründen pazar duası yapılmadan ahşverişe başlanmadığı ve bunun bir tek Yalvaç'ta değil, Isparta'nın bütün Uçelerinde sürdüğü sözlerine kesinlikle katılmıyorum ve kabul etmiyorum. Bir kere Atabey ilçesinde böyle bir şey söz konusu değildir. Bu arkadaşlar nasıl vatandaşlar da diğer kazalara da böyle bir iftirada bulunabiliyorlar? Yalnız, şunu yinelerim ki Isparta 'nm Atabey ilçesinde kesinlikle böyle bir durum yoktur. Yalvaç'ı bilemem ama diğer kazalann da böyle olduğunu hiç zannetmiyorum. YÜCEL HASEKİOĞLU ATABEYISPARTA Humanız asfalt yol istiyor Erdek'te taiil cefası Bir haftadır Erdek'te bir pansiyonda tatil yapıyoruz Humanız adı Gaziantepliler için birden fazla anlam ihtiva eder. Eskiler bu beldeyi geniş bağlan ve doğal güzeİUkleriyle bir mesire yeri olarak tanırlardı. Bugün hayvancıhk MARMARISTE UCUZ TATİL Deniz, orman vc gunejin kavnaştısı. cşsiz doğa süzclliğinde yılların yorjunlujunu alın... DEVLET SANAYİ VE İŞÇİ YATIR1M BANKASJ A.$. Sınavla uzman yardı mcısı ve uzman alacaktır I UZMAN YARDIMdSI OLARAK: Maii AnaJistler, Ekonomistleı, Elektrik, Elektronik, Makina, Inşaat, Metalurji, Maden, Kimya, Endüstri ve Işletme Mühendisleri. a) Konulaıında en ıu 4 yıl yüksek öğıeıim yapmış, b) Sınava giri; tarihinde 30 yaşını doldurmamış, c) Daha Snce açılmış bulunan Bankamıı uzman yardımcılıgı smavına bir defadan fnla girmemij olmak şarttır. 2 UZMAN OLARAK Elektrik, Elektronik, Bilgisayar, Makina, Kimya, Gıda ve Endüstri Mühendisleri, a) Kalkınma *e yatırım Bankacılığı konusunda faaliyet gösteren kurumlarda veya herhangi birsınai tesiste en az 5 yıl çalışmış olmak, b) Yabancı dil sınavını kazanmak, c) Sınav tarihinde 40 yaştnı geçme,ıij olmak, şarttır. Uıman Yardımcılıgı sınavı : 23 24 EYLÜL 1986 Uzmanhk sınavı : 25 26 EYLÜL 1986 tarihleıinde Ankara'da yıpılacaktır. Adayların Bankarr.u Personel Yönelmeliğinde belinilen genel şartları taşımaları ve erkek adayların askerliğini yapmış veya erteletmış olmaları gerekmektedır. Smava gm$ fartlarını ve sınav konularını gösıeren broşur Izmir Caddcsi No:43 Kızılay/ANKARA ac.'dsimizden temin edılebıhr. llgilenenlerin dilekçelerini 2 fotugıaf, ayııniılı özge<;mış ve geıeklı dığer belgelerle birlikte en geç 18 EYLÜL 1936 tarihıne kadar DESİYAB Personel Müdürlüğüne elden gerirmeleri veya ayr» tanhe kadat belinilen adrese ulaşacak şekıldt postdlamaları duyurulur. 1 TATÎL DÖNEMLERİMÎZ 3. DÖNEM : l Ağustos 15 Ağustos 1986 4. Dö^fEM : 16 Ağustos 30 Agustos 1986 TAM PANSIYON YATAK + S. K A H V A L T I S I + Ö C L E YEMEĞl + AKŞAM YEMEĞt SADECE: 4750. TL (KDV Dahil) yorlnizl ayırtmakto gecikmeyiniz REZERVASYON Akay Cad. No: 7 BakanJıklar/ANKARA Tel: 18 99 01 HERCUMAKSİMrUREKET MrRJUMMMttMFİmUR KPVMHİt 9GKE10(HW YMIM PftNSİYON KIKADASI CUJBtffiM 109000 n MMHMKİS 87.0OO.Tl AIANYA 87000 Jl T.C. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI HESAP UZMAN YARDIMCILIGI GİRİŞ SINAVI Maliye ve Gümriik Bakanlığı Hesap Uzrhanlan Kunılu EJaşkanlıgı'nca 8, 9ve lOeylül 1986günlerindeAnkara, Îstanbul ve lzmir'de Hesap Uzman Yardımcılıgı giriş sınavı açılacaktır. SINAVA KATILABİLMEK İÇİN: a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48'inci maddesinde yazılı nitetiklere sahip olmak, b) 1 1 1986 tarihinde 35 yaşını doldurmamış bulunmak, c) Eğiıim süresi en az dön yıl olan, Siyasi Bilgiler, tktisat, Işletme, Hukuk, tktisadi ve ldari Bilimler Fakülte ve Yuksekokulları veya aynı süre eğitim veren ve bunlara eşitliği Yükseköğretim Kurulu'nca kabul olunan benzeri fakülte veya yüksekokullann birinden mezun olmak gerekmektedir. Sınavlara giriş şarilarmı ve sınav koşullarını gösteren broşur ile başvuru formu, yukarıda belirlenen eğitim kurumları, hesap uzmanları kurulu başkanlığı ve kurulumuzun Ankara, tstanbul ve Izmir grup başkanlıklanndan sağlanabilir. İsteklilerin 25 Ağustos 1986 günü akşamına kadar Maliye ve Gümrük Bakanlığı Hesap Uzmanlan Kurulu Başkanlığı Ankara adresine betgeleri ile birlikte yazılı olarak başvurınalan duyurulur. KÜMAUOOALAK 79.00011 KUŞABASI ÖHRVflLKÖM 119£KX).Tl mmk oıeı 99000JI MARMARİS ÖMN BURNANİYE KESKİNOHL MARMARB EF€MWİLKÖYÜ 7«CE8GâNrAJHMMHSJYON 72.OOO.Tl ÖzdOttbâdeıleGiıfifDMf B r i M s fcrfvon 35 Bejifcta; TEU1S8 49 2716110 74 MI 82 26 AJttyol Sevimli H Hon KAMKÖY TEL 3361660 SATILIK 131 MURAT 1978 model çok tcmiz 60.000 km'de TURK ÇOCUGU ALDANMA HAFİF ALKOLLÜ İÇKİLER ALKOLİZMİN, MASUM ZANNEDİLEN VEYA OYLE GOSTERİLEN KANLI OLTASIDIR. İLAN TÜRKİYE GÜBRE SANAYİt A.Ş. KÜTAHYA İŞLETMELERÎ MÜESSESESİ MtbÜRLÜĞÜ'NDEN BAYİLİKLER VERİLECEKTİR. 1 lşletmelerimizde üretılen veya herhangi bir şekilde temin edilen kiınyasaJ gübrelerin, bitkisel üretime yönelik talepleri karşüamak üzere satışı için BAYtLlKLER verilecektir. 2 Bu işe ait BAYİLÎK SÖZLEŞMESl örneği ile BİLGİ FORMU Müessesemiz Pazarlama ve Satış Şefliği'nden temin edilebilir. 3 İsteklilerin; sözleşme örneği ve bilgi formunu doldurarak, en geç 25 AĞOSTOS 1986 tarihine kadar Türkiye Gübre Sanayii A.Ş. Kütahya Işletmeleri Müessesesi Müdürlüğü KÜTAHYA adresine göndermeleri gerekmektedir. NOT: Evvelce kendiliğinden müracaat edenlere bayilik sözleşmesi örneği ve bilgi formu posta ile adreslerine gönderüecektir. Basm: 25746 caddebostan güzel sanatbratölyesi ve galerisi • (.1/1 LS\N\TL\R ^\KlıLTELERl ll)VVHRIN\B\!5\RIOHMKLAFÎI • HIRY\$T\ VtUTORI RtSlM SER \\IIK. Tel: 336 15 93 YEŞİLAY > 1/ I«)VH Rfshısnif.lsl 358 87 98
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle