Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DYP'de durum HABE1 Adaylar sır gibi saklanıyor ANKARA, (Cumhuriyel Bürosu) Seçim çahşmalannın olağanüstü hızlanmış olmasına ve adaylarla ilgili kararların oluşturulma aşamasına gelmesine karşın DYP, adaylar konusunda kapalı kutu g ö r ü n ü m ü n ü koruyor. DYP'de sık sık yapılan toplantılarda ve iki gündür süren MKYK toplantısında özellikle adayların isimleri üzerinde duruldu. Genel görüş,"bölgesinde sevilen, tanınan vc TBMM'de yararlı hizmetler sunacak yerel bir aday" olarak netleşti. Genel Başkan Cindoruk'un "Hakkımdaki kararı MKYK verecek" demesine karşın, Samsun'dan adaylığı hemen hemen kesinleşmiş durumda. Ankara ilindeki adaylar arasında adı üzerinde en çok durulanlar, İsmail Köylüoglu, Turgut Toker ve Orhan Eren gibi bakanlık da yapmış AP milletvekilleri. DYP yetkilileri bu adaylar üzerinde konuşurken, "aday adayı" denilmesinc özel bir önem vcrdiklerini belli ediyorlar. DYP'de aday adayhkları için başvuru 22 temmuz salı günü başladı. 1 ağustosa kadarki sürede, DYP'den aday olmak isteyenler, bağlı oldukları ilin DYP örgütüne başvuracaklar. Ancak bu tarihten sonraki başvurular genel merkeze yapılacak. Bu da 3 ağustosa kadar sürecek. Başvuru süresi başlamış olmasına karşın, dün Ankara il örgütüne herhangi bir adaylık başvurusu yapılmadı. Öteki illerdeki başvurular hakkında ise, genel merkezde şu anda kesin bir bilgi yok. Önceki gün düzenlenen MKYK toplantısında, aralarında aday, üye olma yönetmelikleri de bulunan birçok yönetmelik üzerinde çalışmalar yapıldı. Dün de, bir sürc önce seçim yapılacak illere giden genel başkan yardımcılarının hazırladıkları raporlar görüşüldü ve bir durum değerlendirmesi yapıldı. DYP'de Mehmet Diilger, Erman Yerdelen, Fethi Akkoç; basın danışmanları Turgut Yılmaz Giiven ve Selahattin Terzioglu'dan oluşan bir "Slogan Komitesi" kuruldu. Bu konıite, seçim propaganda konuşmalarında kullanılacak sloganları belirleyecek. Burdurlu anason üreticileri, Tekel'den ve ANAP'tan şikâyetçi 'Balarısı anasona, Özal bize zarar Seçim künyesi: Burdur ISPARTA ' 'BUROtffl/» , 9 6 Kasım 1983 Seçmerr 116 502 ANAP: 56.031 (% 53 1) HP: 33.013 (% 31 3) 25 Mart 1984 Seçmen: 118 710 ANAP. 44.796 {% 40.9) MDP 16.506 (% 15.6) HP: 10 775 (% 9 9) SODEP: 23.889 (% 21 8) DYP 23 883 (% 21.8) RP: 4.446 (% 4 1) Burdur'un belli başlı tarım ürünleri buğday, nohut ve anason. Üreticiler ürünlerinin değerlendirilmesi konusunda 'tiiccardan yana tavır aldığını' söyledikleri TEKEL'den, 'Kendilerini ithalatla terbiye eden' hükümetten yakınıyorlar. "ANAP'A VERMEM" Yeşilova Baytrbaşı köyünden anason üreticlst Hüseyin Yıldınm, "Benlsokan anya oy vermem arttk " blçiminde tepktstni dile getirirken, "Sola da vermem " diye ekliyor. (Fotoğraf: BÜLENT ECEVtT) Nedir bulut vurgunu? Nohut lam kuruyacağı zaman bir gecc bir bakıyorsıınuz yagmur yagmış geçmiş. Tüm nohut bozulııyor o zaman. Navlı, Işıklur, Kavak köylerini vurmuş bu yıl. Parayı da peşin almışlarmış tiiccardan. Bakalım ne yapacaklar. Hepsi zor durumdaymış. Nohut kaçtan satılıyor? Geçen yıl 280300 liraydı. Bu yıl 200250 deyolar. Belki 190'a diişer. Bunlar şeyimizi ödemeyor ya. Giibrc parası bile degil. Buğday 70 lira, gübre 75 lira. Fiyatları kim düşürüyor böyle? Özal var ya, tfzal, o. Nohut hakkı pekini ödemeyor zaten, bir de dışardan getiriyormuş. Keşkem anason ekeydik. Bak anason geçen yıl 300 liraydı. Şimdi bin lira deyorlar. Ama bu tarafta pek anason da ekilmez ya. Geçen seçimde kime oy vermiştin? Arıya... ANASON NEDEN BİN LİRA? 5 bin nüfuslu Yeşilova ilçesinin 41 köyü bulunuyor. Köylerin buyük bölümünde ekilebilir alanda yetiştirilen ürünün başında buğday, nohut, anason geliyor. Birçok köyde sut hayvancılığı yaygın. Burdur ve ilçeleri Yeşilova ve Gölhisar'da yetiştirilen anason ürıınü, geçmişte yaklaşık 10 bin tonu buluyormuş zaman zaman. Ancak son üç yıldır anason üretimi büyük bir düşme göstermiş. fjretici buğdaya, nohuta yönelmiş. "Rakının rengi niye beyazlamıyor? Hiç düşündünüz mü?" diye soruyor SHP Yeşilova ilçe sckreteri anason üreticisi Şeref Aytar. Tekel'i, hükümet politikasını eleştiriyor Şeref Aytar ve şöyle devam ediyor: Tekel 'Nasıl olsa anason yetişir. Kıraç alana başka bir şey ekilmez. Ben anasonu yine alırım' hesabına girmiş. Ama gel gör ki olay o degil. Türkiyc'nin anason tüketimi 5 bin ton dolayında. Üretici yetiştirdikçe tekel "tamam kontenian doldu" deyîp iireticiyi tiiccara bırakmış. Tiicçar da istedigi gibi fiyat vermiş. Üretici baktı olacak gibi degil, bugdaya, nohuta yöneldi. Üretim rekoltesi birden düştii. Geçen sene tekel 2 bin 500 ton anason alabilmiş. Yetmeyince tabii ki rakılar beyazlamaz. Şimdi de ilan ediyor' 650 lira fiyat verdiğimiz anasonu bin liradan alacağız' diye. Seçim öncesi kimi kandırıyorlar? Sıcaktan yamrıı yumru olmuş asfalt yolu geçip Yeşilova belediye parkına giriyoruz. Masaların hemen hemen tümü dolu. Üreticiler, memurlar öğle sıcağına karşın ağaçların serin gölgesinde iskambil, okey oynuyorlar. Seyirciler oynayanlardan çok. Boş bir masaya ilişiyoruz. Şeref Aytar sohbeti "derdimiz an. Balanlan. Teknik ziraata gidiyonız. Balanları anasona zarar veriyor diye. 'An zararlıdır diyemeyiz diyorlar" diye sürdürmek istiyor. Anason sözü geçtikçe masa kalabahklaşıyor. Bayırbaşı köyünden Hüseyin Yıldırım çayından bir yudum aldıktan sonra söze giriyor: Bak tosun dayı! Hep rençbere zarar veriyor herkes. Balarısı anasonun çiçeginin tüm özünü emiyor. Anason gelişmiyor. Tekel desen o hepten bize karşı.. Kıraatlı köyünden Hasan Oz atılıyor: Tüccar samanıyla alıp sa BARIŞ KUDAR BURDUR Geniş karayolu engebeli arazide bir sağa bir sola kıvrılıyor. Köylere yakın boş alanlarda patoslann tanelerinden ayırdığı samanlar yığın yığın. Sarı buğday tarlaları, beyaza yakın rengiyle volkanik tepeler sıcağın etkisini daha da arttırıyor gibi. Ellerinde kullanılmış eski çoraptan yapılmış eldivenleriyle üreticiler kavurucu sıcağa aldırmaksızın nohut fidanlarını söküyorlar. Sararmış fidanlar düzgun yığınlar halinde bir kcnara bırakılmış. Aracımızın durduğunu gören üreticiler bir an işlerinin başından kaldırıyorlar kafalarını. İsmail Işık 55 yaşında. Güneşten kararmış yüzuniın kasketinin altında kalan bölümu terini sildikçe beyaz bir kuşak gibi ortaya çıkıyor. "Susamışsınızdır, su vereljm" diyor ve koyu meşe gölgesindeki testiye yöneliyor. Duger köyünden İsmail Işık, "kendini bildi bileli" nohut ya da buğday ile uğraşıyor. NOHUTA BULUT VURGUNU İsmail Işık'ın yeğeni Yaşar Ugur ile torunu Ali Işık yanımıza geliyorlar. Kadınlar nohut sökme işini sürdürüyorlar. Sık sık terini silen İsmail Işık anlatıyor: Çok şiikiir bu yıl bulut vurgunu olmadı. Tam mahsulü alacağımız zaman vuruyur namussuz. tıyor, ama Tekel'c. Şeref Aytar sorunu özetliyor: Tekel'e giden üreticiye kontenjan doldu deniyor demiştik. Elinde anasonu bulunan üreticiden tüccar samanıyla birlikte alıyor. Sonra götürüp Tekel'e satıyor. Kimse bunun samanı var, çöpiı var demiyor. Ya da ihraç ediyor. Ondan sonra ihraç edilen anason geri dönüyor. Kotu kim? Tabii ki köylü, üretici. Geçen yıl gübresiyle, işçiligi ile, kirası ile anasonu 480500 liraya mal ettik. Tekel 300 lira fiyal verdi, ama yüzüınuze bilc bakmadı. Tüccaraldı samanıyla birlikte. Hüseyin Yıldırım kasketini geri atarak "Dogru" diyor. Hasan öz'u göstererek sürdürüyor konuşmasını: Tosun dayımızın 4 dönüm tarlası var. Bir yıl ekiyor parasını alamıyor. Parasını alıp ekinceye kadar bir yılı boş geçiyor. Nohutta da aynı degil mi? Geçen yıl 300 liraya çıktı nohut. Bu yıl Çin'den ithal etmişler, 210 liraya duşürdüler. Kendi memleketimizin ıııalı dururken Çin'den minden geliyor. Bak Diıden, Doğanbaba köyü hâlâ çekirgeden kurtulamıyor. Neden? tlaç alacak para nerede? Zirai mUcadelede 3 yıldır gidip geliyor. Sonuç yok. Bir de şimdi bal arıları anasona dadandı. Geçen seçimde kime oy vermiştin? ANAP'a, yani arıya. Bu seçimde kime oy vereceksin? An hep rençbere zarar veriyor. İşte balarası anasona zarar verdi. Baştaki buyük an da sokup gidiyor. Hadi balarısına ilaç falan fayda ediyor. Ama bir oyumuz var. Büyük arıya bu da yetmiyor. Bu sefer anya vermem. Şeref Aytar SHP'yi kastederek, "Artık bize gel. Bak oy verdiklerin sana yaramıyor" diyor şaka yollu. Yıldırım gülerek yanıtlıyor: Bak Başbakan özal köylüye hep 'Köylü efendimizdir' diye diye sişiriyor. Köylü şiştikçe, kabardıkça koca an sokuyor. Bak benim oglanların bordro mudıır nedir? Maaş şeyleri var, aldıgı vergiyle asıl benim çocuklarımı sokuyor. Size de gelmem, arıya da oy vermem. Saga oy veririm. Bak tosun dayı gazoz 100 lira, yem 90 lira, süt 80 lira, buğday 70 lira. Bir şişe gazoz kadar kıymetimiz kalmadı. Nasıl arıya oy vereyim? Sanki SHP gelse daha mı iyi olacak? Kızılcahamam 'ın 'Akarsu Berbe, bir gün, sakalından köpükler sa{ Amacı özal'ı görmekti. Ogörür, ki, Ali Akarsu'yu bir de bugün  Kızılcahamam'dan si Bir ber anatom 'çorbayı IŞIK KANSU VAP, TV'de propaganda süresinin uzatılmasını istedi ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Vatandaş Partisi Genel Başkanı Vural Arıkan, Yüksek Seçim Kurulu'na başvurarak, TV'deki seçim konuşmalannın lOOsözcükten 150sözcüğe, sürenin dc 60saniyeden 90saniyeye çıkarılmasını istedi. VAP Genel Başkanı Arıkan başvurusunda seçimlerde propagandanın amacının kamuoyunun sağlıkh bir şekilde oluşmasını sağlamak olduğunu, bunun da partilerin mesajlarının ve görüşlerinin halka net bir biçimde ulaşmasına bağlı olduğunu belirtti. Arıkan, "Radyodaki 150 kelimelik ınetinlerlc, zor da olsa bir fikir açıklanabilmektedir. Oysa aynı fikrin tclevizyon açıklamaları için 100 kelimeye indirilmesi hem fikrin biittinliigiinii ortadan kaldırmakta, hem de mesajın tııın olarak verilmesini engellemektedir. Aynca partileri gereksiz çalışmalara iterek zaman kaybına neden olmaktadır" dedi. tlretici, 'Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de doğal afetlerle boğuşuyoruz' diyor. Nohut üreticisi, 'bulut vurgunu' denince, korkudan buz kesiliyor. Anasonun düşmanı ise, çiçeğe üşüşen balarıları. GENEL MERKEZLERDEN MANZARALAR Aykırı Seçim Notları Küçükpartinin engin hayuli BETUL UNCULAR ANKARA Hazineden yardım alamayan ve kamuoyunda "küçük partiler" olarak telat'f'uz edilen siyasi partilerin genel mcrkezleri de küçük mü küçük. Bazen iki oda bir salon, bazen de bir odadan ibaret parti genel merkezine rastlayabiliyorsunu/.. Ancak, yöneticilerine sorduğumuz zaman parti çok, ama çok buyük. Genel merkezleri kuçuk olsun ne gam? Hemen hepsi iktidara gelecek ya, bu düşünceleri gerçek olduğunda kocaman kocaman binalara kavuşacaklar. Necatibcy Caddesi üzerinde Orduevi'nin arka tarat'ına bakan binanın bir katında iktidar planları yapılıyor. Caddede durup da başınızı "bozkurt" misali gökyüzüne kaldırdığınızda, yüksek binanın bilmenı kaçıncı katındaki pencerenin onundeki "Milliyetçi Çalışma Partisi" tabelasını rahatlıkla okuyabiliyorsunuz. Binanın giriş kapısına bir ilan yapıştırılmış: "Elişi makineci, overlokçu bayan aranıyor" lşte işsiz bayanlara iş olanağı. Asansör yerine merdivenleri yeğleyince işhanı olarak kullanılan binada gözler neler görmüyor ki: "Bijan giyim" yazıyor bir kapının üzerinde. Şu "Bijan", Başbakan Turgut Özal'ın başım en az "Jaguar" kadar ağrıtmamış mıydı? Başbakanın şan.sı mı? Şanssızlığı mı? Bugune değin hep yabancı sözcüklerdcn muhalefetin oklarına hedef olmamış mıydı? Merdivenler bitmek bilmiyordu, ama işte aradığımızı bulduk. Üzerinde üç tane MÇP amblemli kağıt bayraklaı yapışık kapının yaııındaki zile baMık. Tanımadığımız bir yüzle karijilaştık. Kapıyı açanın Genel Sckreter Yardımcısı Muzaffer Yılmaz olduğunu ve gunlerden cuma olması nedeniyle namaza gitmek için genel meıkezden ayrılmak uzere olduğunu oğrendik. "Namaza gidiyordum. Kusura bakmayın" dedi. 'Estagfurullah" dedik. Ama, genel merke/de bizden ve sekreter olarak çalışan başörtülü bayandan başka kimse kalmamıştı. Eh ne yapalım nanıaz daha öncmli diye du^ündük. İki oda bir salondan ibaret MÇP Genel Merkcvi'nde gozlerimiz kapının yaııındaki panoya takıldı. Burada görmekten dolayı yadırgamadığımız bir isim ve resimle ilgili gazete kupüru vardı Evet, Alpaslan Türkeş'in resminin allındaki haber başlığı şuydu: "Tiirkeş, Salihli'de ınııcadrleye devaın çagrısı yaptı." Kupurün yanında MÇP Genel Başkanı Ali Koç'la ilgili olarak gazetelerde çıkan habcrlerin f'otokopileri asılı. Bir yanda Türkeş, bir yanda Koç. tkisinin arasında bir duyuru: "Genel Baskanımızın resmini almak isteyenler • sekreterlige miiracal etsinler." Panonun en sağında Fırt'ın kapağı içinde yayımlanan SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün karikatürü. Süleyman Demirel'in mektubu karikatürün altında asılı. Süleyman Demirel'in imzasını taşıyan mektubun tarihi 7 Temmuz 1986. "Davetinize teşekkiir ederim. Başarılar dilerim" demiş Demirel.. O sabah Ali Koç'un Sıvas'ta düzenlenen bir geceye katılmak üzere Ankara'dan ayrıldığını öğreniyoruz. Önemli dcğil. Amacımız havayı koklamak. Genel merkezde toplantıların yapıldığı salona göz gezdiriyoruz. Büyük bir pano, üzerinde birinci olağan büyük kongreden resimler. Bir köşede Ali Koç'un, diğer köşede eski MHP'li Muharrem Şemsek'in tekerlekli sandalycde diğer resimlerden farklı büyüklüktcki renkli resimieri. "Mehmedim sevinin başlar yiiksekte/Ölsek dc sevinin evc donsek de/Sanma bu lekerler kalır lümsekte/Yann elbet bizim elbet bizimdir/Gün dogmuş gün balınış elbet biziındir" dizeleri okunuyor. Atatürk'ün resmi duvardan indirilmiş. Yerde duruyor. Ancak, sekreter bayan Giilderen Açık, duvarların silineceğini, bu nedenle indirildiğini anlatmak ihtiyacını duyuyor. Genel Başkanın odasına girdik. Odadaki sehpanın üzerinde gozlerimize pek de yabancı gelmeyen 16 bayrak duruyor. 16 büyük Furk imparatorluğunu göstercn harita duvarda asılı. Yanında, Osmanlı lınparatorluğu sınırlarının genişlemesi 12991699 haritası var. Haritanın üzerinde "Sen islersen lekrar!...hayal degildir" yazıyor. Alanı: 20 milyon metrekare, nüfusu: 250 milyon. " 2 1 . asıra az kaldı. Hâlâ nerelerdeyiz?" dıişuncesiyle odadan çıkarken "ınescid" yazılı kapıyı açıp bakıyoruz. Içerde minik bir seccade. "Allah kabul etsin" diyerek kapıyı kapatıyoruz. Genel Merkezde sekreterlik görevi yapan Hacettepe mezunu Gulderen'in başörtusu konusunıı açıyorum. Gülderen 'Bu konuyu hic konuşmasak" diye tcpkı gö.steriyor. Aydın bir genç kız Gülderen. Ancak başını niçin örtuyoısun sorularına muhatap olmaktan usanmış. "Niçin örttüğ u ? " sorumuza inandırıcı, ikna cdici yanıt alamıyoruz. "Benim iııancım bu" diyor Gülderen... Başsız Gövde, Gövdesiz Baş CENGİZ ÇANDAR İZMİR Ne bir işçi merkezi olarak bilinen A liağa 'da, ne de kısa süre önce EkinBilar A.Ş.'ye ihale edilen bir kültür ve sanat festivali düzenlemeyi düşünecek SHP kadrolannm bulunduğu Dikiti'de, "gerçek sosyal demoknuUk" iddiasmdaki DSP'nin varlığı hissedilmiyor. Eğer, sosyal demokral hareket DSP ise, bu hareketin gövdesi olması gereken Orgüt, 28 eylül ara seçımlerinin en önemli alanı sayılan Izmır 2. Bölge'de yok. Gövdesiz bir sosyal demokrat hareket... Eğer, gerçek sosyal demokrat hareket SHP ise, sosyal demokrat hareketin gövdesi var. tzmir 2. Bölge'de nereye gitseniz bir SHP tafıdır gidiyor. Her yerde SHP'nin varlığı hissediliyor. Ne varki, SHP'nin şahsında sosyal demokrat hareketin gövdesi varsa, başı yok. SHP'nin Genel Başkanı var. Erdal tnönü. tzmir 2. Böfge, Erdal İnönü'nün seçim bölgesi haline dönüslüğü için önemli olmaktan baska, Erdal tnönü ile Rahsan Ecevit'in boy ölçüseceği bir sahneye dönüşebileceğı için tüm Türkiye çapmdaki sosyal demokratların, daha doğrusu eski CHP'lilerin ve CHP seçmenlerinin gözleri bu bölgenin üzerinde. Dolaytsıyla, tzmir 2. Bölge'de DSP'nin varlığı hıssedilmiyorsa da, Ecevit faktörünün ağırlığı hissediliyor. Ama elbette ki, Rahsan Ecevit değil, Bültnt Ecevit faktörü. Ecevit faktörünün ara seçim denklemme girmesini sağlayan Bülent Ecevit'in kendi çabasmdan çok, bir seçim kampanyası ar'ıfesinde, "Nerede Ecevit", "Ecevit kampanyaya katılırsa SHP'nin tozunu atar" dedirtecek ölçtide SHP örgütlerinin coşkusuzluğu. SHP ilginç bir görüntü sergiliyor. SHP'nin ilçe örgütleri, partinin üst yönetiminden ve genel başkanından ve çevresinden daha ileride ve deneyimli oldukları kanısını laşıyan insanlardan olusuyor. Taban ile tavan arasındaki bu fark, örgütü de heyecansızlığa itiyor olmalı. Tavan, tabana lokomotıf olacak bir dinamizm ve enerji gösteremedikçe ki, bundan sonra göstereceğine iliskin hiçbir isaret yok SHP, seçimlerde hayli zorlanacağa benziyor. Eğer, tzmir 2. Bölge'yi ölçü olarak alırsak, sosyal demokrat hareketin doğal önderi Bülent Ecevit ise, gövdesi SHP örgütü. Bu yüzden, sosyal demokrat hareket, bafi bir baska yerde, gövdesi bir baska yerde duran bir heykele benziyor. Belki de, 1970lerde en çarpıcı görüntüsünü kazanan o coskun seçim atmosferi bir daha gelmemek üzere Türkiye'yi terk etti. Aksi halde, SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'nün seçim bölgesi tzmir'e ilk girisini baska türlü izaha imkân yok. Ne bir korna sesi, ne yollann kenannda SHP Genel Baskanı'nı bekleyen insanlar. Bir de kırmızı ışıklarda birbirinden iyice kopan konvoydaki otomobiller. tzmir'e böyle mi girilır? Bunda, Erdal Inönü'de kusur aramak anlamsız. Kabahat eğer varsaörgütte aranmalı. Peki, Konak'taki parti merkezindeki basın toplantısı görüntüsüne ne demeli? Erdal tnönü'nün hemen sağında HP'den DSP'ye transfer olduktan başka, daha iki hafta öncesine dek SHP hakkında ileri geri konusan, ama Erdal İnönü'nün Izmir seferi arifesinde kapağı SHP'ye atan milletvekili, yeni transfer Aşkın Tbktas, sol yanı başında yine yeni transfer, diğer lzmir Milletvekili Hüseyin Aydemir. Nasıl da bir ilketlik ve inandırıcılık tablosu değil mi? Ama bir kitlepartisinde herkes olabilir. Neden olmasın? İşte, 19. yüzyıltn Şark meraklısı Avrupalı ressamların çizdiği kahvede çubuk tüttürtn Mısırlıyı andıran Cahit Angın. Yüzüne baktıkça, acaba ağzını hareket ettirir mı, acaba hayatmda hiç gülmemiş midir diye insanı düsünceye sevkeden Cahit Angın. tşte Angın'ın tam ters tarafında oturan vesürekligülümseyen, Gümüldür'de iyice bronzlaşıp genel başkanı karşılamaya koşan Şeref Bakşık. Rahmetli Kâmll Kınkoğhı'ndan dinlediğim, her zaman sevgiyle söz eıtiği iki isim. Nilekim, Erdal tnönü'nün gezisinin ikinci günü Karaburun'da değilse bile bir ölçüde Mordoğan'da Urla'da ve Çeşme'de gösterilen ilgi, SHP Genel Başkanı 'na umut verebilir. ANAP iktidannı ilk kez seçmen karsısına çıkaran bir parti için "hatkımızın gösterdiği tevtccüh" asla yeterli boyutlarda sayılamazdı. Ama yine de SHP kurmayları ilk güne ilişkin eleştirilerden ders almışa benziyorlardı. örgüt, ilk güne oranla biraz daha gayrete gelmiş gibiydi. Ve duvarları süsleyen tsmet İnönü fotoğrafları. Bu neyin nesi? SHP'li sosyal demokratların yeni genel başkanlanna bir jestı mı? Yoksa, "Pafam senl anlayamadık "fyercesine bir özür dileyişleri, bir özeleştirileri mi? Ya da Bülent Ecevit'e tepkilerini bir ıfade biçimi mi? Hadi tzmir neyse de, Dikili'de, daha birkaç gün önce Reha tsvan'lı, Aztz Nesin'li söyleşiler düzenleyen Dikili SHP kadrolannm merkezinde tsmet tnönü'nün fotoğrafı ne yapıyor? 1972'deki o dramatik kurultaydan sonra bu fotoğraflar alâyivalâ ile indirilmemiş miydi? Neyse, bunlar bizim işimiz değil. Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek gerek. Her şeye rağmen, Menemen ve A liağa'da olmasa da, Karsıyaka'daki, seçimi Bornova ile etkıleyecek iki merkezden biri, kalabalık grupların SHP lehindeki gösterileri, SHP'nin "kendisine rağmen" ANAP'a bir allerr<atif oluşturacağtnı belgeliyor olmalı. Yine de acele etmemelı. Ecevit faktörünü unutmamalı. Çok şey eylül ayı gelince orıaya çıkacak. Bu çok şeye, Ecevit'in meydana fırlamasından ANAP'ın bir Ali Cengiz oyunu yapması ihtimalıne dek uzanan "çok sey" sığıyor. ANKARA Kızılcahamarr yokuşlu ana caddelcrinde "Aka Berberi". Berberin önünde, eliı usturası bir adam; yanında, yuzü bunlu, göğsünde aşağıya doğru < kan bir havlu ile müşterisi dışaı fırlamışlar. Caddeden geçen oto sün içine, delercesine bakıyor Umutları özal'ı görmek. 23 Mart seçimleri sırasında öza Kızılcahamam'a gittiğimizde ta olduğumuz ve insanları sabuolu bunlu berber dükkanından dışarı karan "özal olayını" bu kez ara çirjıler öncesi yine aynı berber d kanından irdelemeye başlaya dedik. Loş berber dükkanının sırları külmüş aynası karşısına oturdu muzda dükkan sahibi Ali Akaı usturasına jilct takack "Hoşgelmişsiniz" diyor. Hemen nuya giriyoruz: özal'ı usturalı, sabunlu ka lamiftınız 25 Mart öncesi. Ali Akarsu, göbeğini titrete gülüyor: öyle ama, ben DYP'liyim Suratımda dolaşan ustura ne niyle hayretimi gösterecek hiçbir rekette bulunamıyorum. Akarsu'ya Ankara 2. Bölge'de h gi partinin kazanacağını soruyoru ANAP bence. Ama DYP genç ve bu bölgenin tanıdıgı birflı çıkarırsa, seçimi alabiliriz. ' DYP'ü olup da ANAP'ın kaza cağını söyleyebilen bir DYP İlçe' netim Kurulu üyesi ile tanıştık sonra Kızılcahamam'ın eski adı o "Çorba"nın, şimdilerde ilçe siyj tine "limon"sıktığını görüyoru? SHP tlçe Yönetim Kurulu ü? Baki tlban'ın nalbur dükkânu söyleşirken, bu "çorba"da tuzu o bir kişiye tanık oluyoruz. Uzun ruk yüzü ile Ekrem Cihan. Cih 1980 öncesi CHP Kızılcahamam çe Başkanı. Şimdi ANAP üy. "Neden CHP çizgisine devam d < de, ANAP?" diye sorunca, Ekr Cihan, Kızılcahamam'da DSP'ye kış açısını da belli ölçulerde ort: koyan bir yanıt veriyor: Benim Bülent Ecevit'e hftlfl yük saygım vardır. Ama CHP hü meti sırasında ne yag vardı, ne şel Herkes kapıma geliyordu, "Ner< şeker, nerede yağ?" diye. Benim soyleyecegim söz yoktu. Yalnızca Ekrem Cihan değil, e çizgisini bırakmış olan Kızılca mamlı, örneğin neredeyse 7 göt CHP'li olan manifaturacı Adil A nay da şimdi ANAP'tan Beled Meclisi Uyesi. Gerçi SHP'liler, Belediye Baş SHP liderinin Eqe gezisinden izlenimler Lıönü yavaş yavaş açılıyor HtKMET ÇETİNKAYA tZMÎR SHP Genel Başkanı Erdal tnönü ara seçimlerde adaylığını koyacağı Izmir 2. bölgenin Çeşme yanmadasında dün de seçmenleriyle haşır nesir oldu. tnönü Karaburun yakınlarında gazelecilerin "çok şiddetli" istekleri sonucıt da bir domates üreticisi ile konuştu. Üretici Mehmet Akçı, domateslerini zeytin ağaanın altına doldurmuş, müşteri bekliyordu. Bu kez müşteri yerine karsısmda Erdal Inönü'yü gurünce şaşırdı. Oyunu 1983 seçimlerinde ANAP'a verdiğini söyleyen domates üreticisi Mehmet Akçı, înönü'ye islerin tıkırmda gitmediğini, emeklerinin karsılığını alamadığını söyledi. Bu arada gazeteciler Erdal Inönü'yle Karaburun'lu üretici Mehmet Akçı'nın bol bol resimlerini çektiler. Üç dört ki'lo domates alan Erdal tnönü tl Başkanı Şeref Baksık'la birlikte aracına binerken, biz Mehmet Akçı ile sohbet ediyorduk. tnönü, aracı hareket ederken domates üreticisini yanına çağırdı ve eline bir şey sıkıştırdı. Bunun üzerine Mehmet Akçı'ya "Aç elini bakayım" dedim. Utanarak açtı, avuçlarmın içinde gıcır gıcır bir beş bin lira bulunuyordu. Yanından ayrılırken Mehmet Akçı'ya "Geçen seçimlerde ANAPh oy verdln, ya bu seçimlerde?" diye sordum. Gözleri fıldır fıldır dönüyordu. Bir an durakladı ve yamtladt: SODEP'e ağabey... SODEP yok artık SHP var. O zaman gözlerini hareket eden araçlara çevirip "BU de Înönü'ye veririz" yanıtını verdi. Niçin tnönü? ANAP'a güvenmiştik, ama aldanmışn. Konvoya yetişmek için araamıza binerken, domateslehn baştndaki sarışın bir gencin sesini duyduk: Yalan söylüyor ağabey, o yine arıya verir oyunu... Karaburun'dapek ilgiyoktu tnönü'ye. Zaten bu ilçenin nüfusu 2 bin. Bir kahvenin bahçesinde yurttaşlarla sohbet eden, kendisine sunulan üzümü yedikten sonra bir çocukluk anısını anlatan tnönü'nün üzüm yemesini çocukken Şükrü Saraçoğlu'ndan öğrendiğini dinledik. Sonra "oylarınızı Istiyorum" dedi tnönü. Bu sözcüğü kullanırken, gözlerini kapar gibi oluyordu, ardından da kulaklarma dek kızarıyordu tnönü. Mordoğan yakmlarındaki çadır kampına uğrandı daha sonra. Tatilcilerle bir süre sohbet etti. Yurttaşın daveti üzerine bir çadıra konuk oldu. Bir kadın tnönü'ye "Buyur buyur vergt istemeyiz" deyince tnönü "oyunuzu istlyoruz" yanıtını verdi. Kadın bu kez, lafı yapıştırdı: Ştmdiye dek oy verdik de ne yaptınız ki? Mordoğan'da deniz kıyısında bir kafeteryada özellikle tatilciler büyük ilgi gösterdiler tnönü'ye. Bu arada "en/lasyonun aşağı çekilip çekilmeyeceğini" sordular. Yurttaşlar SHP iktidara gelince enflasyon denilen canavarı nasıl yeneceğinı soruyordu. tnönü'nün yanıtı ise, şöyleydu Bunu iktlsatçılar yazıyor. Enflasyonun nasıl düşürüleceğlni iktisatçılar biliyor. Yurttaş tnönü'nün yanıtmdan pek memnun oldu mu orasını bilmiyoruz. Bizimfikrimizi soranlara enflasyon sorusuna verilen yanıttan hoşnut kalmadığımızı söyledik. Bir kadın ise Bodrum SHP tlçe Başkanı Musa Gökbel'in Zeki Mtiren için Belediye Başkanı Cevat Bilkiç'e çektiği telgrafa değindi. Kadın belli ki Zeki Müren hayrantydı. Musa Gökbel'e bir hayli içerlemişe benziyordu. tnönü bu kez sorunun yanıtını "cuk" oturttu: Belediye baskanlan sokak isimlerini değtstirecekleıine, kendilerini reklam etmek için başka yollara başvuracaklanna, önce yörelerinin alt yapı sorunlarını çözümlesinler. tnönü bu sözleri söylerken, Marmaris'in ve Kuşadası 'nın çok ünlü festivali belediye başkanlarının kulakları çınladı mı, yürekleri sıkıştr gibi oldu mu bilmiyoruz. tzmir gezisinin ikinci gününde birazcık açılır gibi olan tnönü en büyük gövde gösterisiniKarşıyaka'dayaptı. Karşıyaka'nın dinamik SHP örgütünün ve tlçe Başkanı Turan Karakaş'm büyük payı var bu gövde gösterisinde. Pamuk tarlasında basma "posu"bağlayan Erdal tnönü'nün gezisinde bazı şeylere tanık oluyoruz. SHP ilçe örgütlerinde babası rahmetli tsmet tnönü'nün resimlerini göniyoruz. Bu resimler 197O'lı yıllarda CHP örgütlehnden tek tek indirilmişti. Sanki SHP'liler 16 yıl önceki "ortanın solu" ve "demokratik sol"hareket içinde indirdikleri bu resimleri yeniden ilçe örgütlerine asmakla SHP içinde yeni bir model arıyorlar gibi geldi bize. Ne modeli olduğunu elbet bız değil, siyaset ustaları bilir. Görüyorsunuz dünya dönüyor işte.. San ÜMİT ASLANBAY Servet Bi SAMSUN (BafraVezlrköprüI vet Paşa'nın adaylığı, ANAP il v rindeki politikayı, Bafra ve Vezirk birine dolaşarak, arapsaçına dön rına benzetti. ANAP'lılar, Paşa' dan önce, sonuçtan (aleyhteki ank< milletvekilleri Berati Erdogan ile S cıoglu arasındaki aday belirleme şın) emin görünüyorlardı. " S H P lann kalesl sayılan bu ilçelerde oy telik Bafrahlarla, Vezirköprülüler müştü. DYP ise ancak ve ancı MDP'nln oylannı alabiUrdi". Gel) manki gibi beklenmedik biçimde c Samsun adayı HUsamettin Cindor lundaki haberler yoğunlaşırken, b PTT emeklisi Servet Bllgl Paşa ANAP'tan aday olarak. Oysa tür ri yörede sevilen tanınan ya da B zirköprülünün işini yapabilecek duruyorlardı ya da en azından b Nitekim Vezirköprü ANAP tlç rahim llhan, Servet Bilgi'nin ANAP'ın kazanma şansını azalt: yor, "Yerel aday olsaydı oylarımı ye konuşuyordu. llhan daha sonr