16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 TEMMUZ 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 31 ülkenin boykot ettiği Commonwealth Oyunları dün açıldı 27 ülke Londra'nın yanında 5 0 Afrika ülkesinin dışisleri bakanları, Addis Ababa'daki toplantılarında Reagan yönetimini suçladılar. ABD Dışisleri Bakanı George Shultz, "Afrika Ulusal Kongresi yetkilileriyle görüşmeye hazırım" dedi. ABD Senatosu, Güney Afrika'yd yaptırım öngören bir karar îasansı hazırlıyor. AP Ajansı'nın haberine göre organizasyon komitesi boykotçu ülkelerin çokluğuna rağmen biletlerin yüzde 80'inin satılmış olduğunu belirtti. Yanşmalar cuma günü başlayacak. Dünkü açılış töreni sırasında 6500 öğrenei ve lskoç dans topluluklan çeşitli gösteriler yaptılar. İngiltere'nin Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki ırkçı beyaz azınlık yönetimine ekonomik yaptırım uygulamaktan kaçınması Commonwealth ülkelerinin çoğunun oyunları boykot etmeye dek varan tepkisini çekerken, Afrika ülkeleri İngiltere'nin yanı sıra ABD'ye de aynı gerekçeyle ateş püskürüyorlar. 50 Afrika ülkesinin dışisleri bakanları önceki gün Etiyopya1 nın başkenti Addis Ababa'da yaptıkları toplantıda aldıkları kararda ABD Başkanı Ronald Reagan'ın, Güney Afrika hükumctine yaptırım uygulamak yönünde ABD Kongresi'nde oluşan görüş birliğini engellemeye çalıştığıııı iddia ettiler. Güney Afrika'daki ırkçı yönetime karşı mücadele eden Afrika Ulusal Kongresi (ANC) de Zambiya'da yayımlanan bildirisinde ırkçı yönetime yaptırım uygulamak için ABD Kongresi'nde başlatılan kampanyayı sevinçle karşıladıklannı duyurdu. ABD Başkanı Reagan, önceki gün Kongre'de yaptığı konuşmada Güney Afrika'ya ekonomik yaptırım uygulamayı reddetmişti. ABD Dışisleri Bakanı George Shultz, Afrika Ulusal Kongresi yetkilileri ile görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Dışisleri Bakanı, senatonun Dış İlişkiler Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, senatonun Güney Afrika Cumhuriyeti'ne ekonomik ambargo koyulmasını istedi. Pretoria'ya karşı ekonomik yaptırımlar uygulamanın, bu ülkeye karşı ekonomik savaş açmak anlamına geleceğini belirten Shultz "Bu durum bizim Güney Afrika Cumhuriyeti üzerindeki etkimizi azaltır" dedi. Amerika Birleşik Devietleri senatosunun da yönetimden gelen uyanlara rağmen, Güney Afrika'ya karşı yaptırım uygulanmasını öngören bir karar tasarısı çıkarmaya hazırlandığı bildirildi. Shultz'un açıklamasından sonra gazetecilere bilgi veren Senato Dış tlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Richard Lugar, çoğunluğu Başkan Reagan'ın Cumhuriyetçi Partisi'nin oluşturduğu senatoda Güney Afrika'ya karşı yaptırım uygulanınası eğiliminin ağır bastığını açıkladı. Demokrat Parti'nin çoğunlukta bulunduğu temsilciler meclisinde geçen ay Güney Afrika'ya karşı uygulanacak yaptırımlar ile ilgili bir tasarı kabul edilmişti. Kabul edilen bu tasanda öngörülen yaptırımlar arasında Güney Afrika'da ABD tarafından yapılacak yeni yatırımların durdurulması, Güney Afrika özel sektörüne kredi verilmemesi, Güney Afrika'dan yapılan uranyum, çelik, kömür, tarım ürünleri ve gıda maddeleri ithalatının durdurulması ye Güney Afrika havayollarına ait uçakların Amerika'ya iniş izinlerinin iptal cdilmesi bulunuyor. DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Peres de Cuellar by pass ameliyatı oldu Btrleşmtş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar 'ın dün New York'ta kalbinden "by pass" ameliyatı olduğu açıklandı. Çarşamba günü hastaneye yatan Genel Sekretertn ameliyat sonrası durumuyla ilglli fıenüz bilgi verilmedi. (AP) i İspanya'ya girecek Yahudilere ölünr' îspanya 'ya girtş yapan Yahudilerln Ortaçağdan kalma bir yasaya göre, idam edilmelerlnln mümkün olduğu açıklandı. tsraIVde yayımlanan Maariv gazetesi, konuyla ilgili haberinde Yahudtterin 1492 yılında hpanya 'dan sınırdışı edllmeleri sırasında çıkarılan bu yasanın hâlâ yürürlükte olduğuna işaret etti. Gazete îspanya Kültür Bakanlığı 'nın yasanın geçerli olduğuna ilişkin 14 Mayıs 1986 tarlhli yazısımn bir fotokopisini de yayımladı. tsrail ve îspanya arasında diplomatik ilişkiler ilk kez bu yılın llkbaharında kumlmuştu. Dış Haberler Servisi Ingiliz Uluslar Topluluğu Commonweallh'in "dostluk oyunları" pek çok üye ülkenin boykotuna rağmen dün Edinburgh'ta başladı. lngiltere ve ABD'nin Güney Afrika Cumhuriyeti'ne ilişkin olarak izleyegeldikleri siyasete ise tepkiler yogunlaşarak sürüyor. önceki gün 50 Afrika ülkesinin dışişleri bakanları Etiyopya'da yaptıkları toplantı sonunda Reagan yönetiminı suçladılar. Commonwealth'in dört yılda bir düzenlenen "dostluk oyunlan"run 13'üncüsü dün Iskoçya'run Edinburgh kentinde üç saat süren bir törenle açıldı. lngiliz Uluslar Topluluğu'nu oluşturan ve îngiltere'nin yanı sıra bu ülkenin eski sömürgelerinin yerine kurulmuş 47 bağımsız devletle, 10 sömürge ve denizaşırı topraktan oluşan toplam 58 devletten 31'i oyunları boykot ederek katılmadılar. Son günlerde oyunları boykot edeceği söylentileri çıkan Kanada da aralarında olmak üzere 27 ülke ise Edinburgh'a sporcularını gönderdiler. SiyahBeyaz... Her şeyin ya siyah ya da beyaz olduğu, tüm evrenin bu iki karşıtlık üzerine kurulduğu bir dünya, ne denli bağnaz, ne denli kolay ve ne denli de gerçek dışı olurdu değil mi? Bakmayın siz gerçeğin anahtarını elinde tuttuğunu sanırken, dünyayı dost beyazı ve düşman siyahı ikilisi içinde görüp, herkese de bunu kaba güç zoruyla kabul ettirmeye çalışanların tafralarına; gerçekte onlar da, kolay sonucun kofluğu, bağnazlığı ve yanlışlıgı içindedirler. Ama siyahbeyazın hakkını da yemeyelim. Her şeyin simgelerle, alegorilerle, görüntülerle, betimlemelerle anlatıldığı sanat dünyasında, özellikle fotoğraf ve sinemada, bu yalın karşıtlık zaman zaman vurgulamaları arttıran bir araç olmuş, sinema diline kendi ikili biteviyeliğinin ötesinde bir anlatım gücü kazandırmıştır. Ne var ki, orada bile ara tonlar araması sürmüştür. Nitekim Jean Renoir'ın sinema başyapıtlarından olan "Oyunun Kuralı" (La Regle du Jeu) de gölgeler, flu görüntüler, siyahbeyaz karşıtlığına yeni boyut katarak, anlatımı güç . lendirici bir öge olarak kullanılmamış mıydı? Ama artık hemen hemen hiç siyahbeyaz film çevrilmiyor. Sinema sanatı da, gerçeğin çok boyutluluğunu, dünyanın renkliliğindeki ayrıntılar içinde anlatmayı yeğliyor artık. Bunu yapanlar haksız da değiller. Çünkü hiçbir şey, ama hiçbir şey salt siyahbeyaz değil. Hatta uzaktan bakışta, bir siyahbeyaz sorunu gibi gözüken Güney Afrika sorunu bile. Güney Afrika'daki olayların belki de iğrenç yönü safların siyah ve de beyaz diye iki kesin çizgiyle ayrılmamış olması ya da başka bir deyişle, beyazların cephesinde, hem de onların iğrenç cinayet aletleri olarak siyahların da yer alması. Evet, haberleri izlerken de ayrımına varıyorsunuzdur, beyazların siyahlara karşı kullandıkları siyahlardan oluşan "güvenlik güçleril" var. Ne iğrenç bir görünüm değil mi? Ama dünya hep siyahbeyaz değil. Safların karışması iğrenç olduğu kadar da övünç verici. Çünkü, beyazların siyahlara karşı ve zaman zaman siyahlar aracılığıyla yürüttükleri baskı ve zulüm politikasına karşı çıkanlar, bu yüzden her türlü belayı göze alanlar arasında beyazlar da var. Hem de dünyaca tanınmış beyazlar. Safların karışmış olması, görüyorsunuz, olayın hem iğrenç, hem de öğünç verici yanını oluşturuyor. Ama siyahbeyaz olayının çok renkliliği burada da bitmiyor ki. Güney Afrika yönetimi gücünü, kamuoyunun kendisini kınadığı bazı ülkelerin yöneticilerinin tutumundan alıyor. Evet, tüm kınamalara, ırkçılığa son verme çağrılarına karşın Güney Afrika'nın iki büyük destekçisi var dış dünyada. Bunlardan birincisi, siyahbeyaz ırkçılığı iliklerine kadar yaşamış, hatta Jim Crovvn yasalarıyla (Güney eyaletlerinde, zencilerle beyazların ayrı okullara gitmeleri, ayrı otobüslere binmeleri vb. gibi ilkeleri getiren kurallar) Apartheid'a düşünce babahğı yapmış olan, ama bugün o aşamaları geride bıraktığını ileri süren ABD, öbürü ise demokrasinın beşiği olarak bilinen ingiltere. Her iki ülke yönetimleri de Pretoria'ya karşı önlem uygulamayı, daha doğrusu etkin önlem uygulamayı kendilerine göre kurnazca ve çeşitli nedenlerle reddediyorlar. Her iki ülke yönetimleri de, bu tutumlarına tepki gösterecek olanlara oranla odak (merkez) ülkeler olduklarından ve kendilerince, periferiden gelecek tepkilerin onları fazlaca etkilemeyeceğini düşündüklerinden rahat hareket edebileceklerini sanıyorlar. Daha doğrusu sanıyorlardı. Siyahbeyazın yanıltıcı karşıtlığına kendini kaptırmış olan Bayan Thatcher da böyle sanıyordu son günlere dek ve dayatıyordu, Pretoria'ya önlem uygulamamak için. Ama bu kez Bayan Thatcher yanıldığım, kendisi gördü mü bilmiyoruz, oysa herkesin gördüğünü öfkeyle farketti. Bu kez ingiltere'de yapılan Commonwealth oyunlarının bu birliği oluşturan ülkelerin çoğunluğunca boykot edılmesiyle başlayan gelişmeler, ağustos ayı başında yedi Commonvvealth ülkesi yöneticilerinin toplantısında patlak verebilecek bir parçalanmaya doğru yol alıyor. Kısacası, Commonvvealth ülkeleri Thatcher'ın Güney Afrika'daki ırkçı yönetime önlem almama politikası karşısında bu birliğe son vermeye hazır olduklarını duyuruyorlar. Böyle bir parçalanmadan en çok zarar görecek olan kimdir dersinız? 21 temmuz tarihli Le Monde'un başyazısına bakarsanız, bu ekonomik, teknik ve kültürel ışbirliğinin çatlaması en çok İngiltere'nin çıkarlarını zedeleyecektir. Bu görüşün yalnız Le Monde'un yazarlarına özgü olmadığını da belirtelim. Bir çok gözlemci, aynı görüşü paylaşıyor. Hepsinden daha önemlisi, lngiliz Uluslar Topluluğu'nun temel taşı, ortak birleştırıcisi, tahtın sahibi Kraliçe Elizabeth de bu görüşte. Kraliçe Elizabeth'in iyiden iyiye paslanmaya yüz tutmuş Demir Leydi'nin bağnaz tutumunun ülkesinin ve Commonvvealth'in çıkarlarını tehlikeye attığı konusundaki ciddi kaygıları ingiltere'de 1936'da Kral Edvvard'ın gönül öyküsü bir yana konursa, yüz yıldır görülmeyen bir anayasal bunalımı da başlatmış görünüyor. Ve çok güçlü görünen Demir Leydi, yüz yıldır ilk kez, sarayın olaya el koymasına yol açan kişi olarak son yüzyılın başbakanının yetkilerıni tartışma konusu eden ilk hükümet başkanı durumuna düşüyor. Bunalımın nasıl çözüleceği önemli değil. Çünkü Kraliçe görüşünü açıklayarak, hiç değilse Thatcher'i zaten politikası karşısında ciddi kaygılar duyan kamuoyu önünde sıkıştırmıştır. Başka bir deyişle Kraliçe bundan böyle hiçbir şey yapmasa bile, yetkı savaşımında Thatcher'a puan yitirtmiştir. Bakalım olayların sonu nasıl gelecek? Ama o sonu beklerken daha şimdiden saptayabileceğimiz bir çok gerçek olduğunu da görüyoruz. Bu gerçeklerden birincisi en yalın bir siyahbeyaz karşıtlığı gibi görünen bir olayın bile ne denli renkli ve revnaklı olduğu, artık zaman zaman güçlerıni birleştırebildiğinde çevrenin de merkezi etkileyebileceği ve Pretoria'ya sıkılan bir kurşunun Delhi'de, Şeysel adalarında, Kinşasa'da yankılanıp Londra'da köklü bir bunalımı patlatabileceğidir. Yaşasın siyahbeyazın zengin renk cümbüşü! îçinden çöp çıktı Sri Lanka'da otobüse bombalı saldırı: 28 ölii Sri Lanka'da dün bir otobüse yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 28 klşinin öldüğü, 40 kişinin yaralandığı bildirildi. Başkent Kolombo da bir askeri sö'zcü tarafından yapılan açıklamada, Tamll gerillalan tarafından gerçekleştirilen saldırıda ölenlerin çoğunun Sinhal olduklan bildirildi. Sözcü, saldırının Kolombo 'nun 200 kilometre güneyinde bulunan tsinhassağa kb'yünde meydana geldiğini belirtti. Tamil gerillalarımn salı günü btr başka otobüse karşı giriştiklerl mayınh saldırı sonucu 31 kişi ölntüştü. (a.a.) Papa'nın yazlığına paket atıııak isteyen adam öldürüldü ROMA (a.a.) ltalyan polisi, Papa 2. Jean Paul'ün yazlık konutu yakınlarına gelerek elindekı plastik paketi fırlatan, daha sonra kaçmaya çalışan bir adamı öldürdü. Polis, öldürülen adamın, Opel marka araba içinde Papa'nın Castel Oandolfo'daki konutunu koruyan polislere yaklaştığını ve "Bu hediye size ve Papa'yadır' diyerek bir paket fırlattığinı, daha sonra da kaçmaya çalışırken vurulduğunu açıkladı. Polis yetkilileri, adını açıklamadıkları adamın attığı plastik torbanın içinden çöpten başka bir şey çıkmadığını belirttiler. Anhanıdan Atincfya protesto Türkiye, Piri Reis araştırma gemisinin taciz edilmesini protesto etti. ANKARA (a.a.) Türkiye, Piri Reis araştırma gemisinin Ege'de uluslararası sularda çalışma yaparken taciz edilmesini Yunanistan nezdinde protesto etti. Türkiye'nin protestosu Yunanistan'ın Ankara Büyükelçiliği'ne iletildi. "Tovohhiirlor Amttrikn " G ü n e y A m e r i k a ülkelertnden Bolivya, uyuşturucu maU Mtrşvnniii l&ı sııııtzı ın** ^t kaçakçıhğına karşın sürdürülen mücadelede sağladığı destek dolayısıyla ABD'ye teşekkür etti. Bollvya'mn ABD Büyükelçisi Fernando îllanes, Washington 'da düzenledlği basın toplantmnda, uyuşturucu madde kaçakçılığının ülkesinin tarihinde "en ciddi bunalım"ı oluşturduğunu belirtti ve Bolivya yönetimine destek olmak amacıyla asker ve helikopter gönderen A BD 'ye minnettar olduğunu söyledi. A BD ile işbirliğinde uyuşturucu madde kaçakçtlartna karşı başlatılan operasyon çerçevesinde düzenlenen üç ayrı harekâttan birinin başahlı, diğer ikisinin ise başarısız olduğunu bildiren büyükelçi, operasyonun tümünün sonuçları konusunda bir şey söylemek için henüz erken olduğunu bildirdi. 9 Eylül Universitesi'ne ait Piri Reis gemisi, araştırmalarını Bırleşmiş Milletler'in Akdeniz'de kirliliğin önlenmesi amacıyla yürütülen MedPol (Mediterranean Pollution) programı çerçevesinde 14 temmuz tarihinden bu yana Ege'nin açık sularında sürdürüyor. Ankara'daki yetkililer, uluslararası hukukun, her ülkeye açık denizlerde bilimscl araştırma yapına hakkını tanıdığını belirterek, şunları kaydettiler: "Açık denizlerde yapılan bu tiir araslırmalarda kıyıdas iilkelere onceden haber vermek şeklinde bir yükümlülük söz konıısu değildir. Uluslararası hukuka asıl aykırı olan, bu bilitmel araşlırma gemisinin uluslararası sularda yaplığı çalı$malar sırasında taciz edilmesidir." Türkiye, bu görüşüyle Yunanistan'ın Piri Reis gemisinin uluslararası hukuka aykırı olarak araştırma yaptığı iddialarını cevaplandırmış oldu. Türk Dışisleri yetkililerinin bildirdiğine göre, Yunanistan Piri Reis gemisinin Ege'deki araştırmalarıyla ilgili olarak Ankara'da bir protesto notası daha verdi. Dışisleri Bakanlığı ise geminin uluslararası sularda araştırma yaptığını belirterek notayı reddetti. Afganislan ''da mücahitler bir generali öldürdiiler Afganistan 'da Paktia Garnizonu Komutan Yardımcm Tuğgeneral Dagarval Nlzamuddtn'in mücahitler tarafından öldürüldüğü hildirildi. Kâbil radyosu, Tuğgeneral Nizamuddin 'in, hükümet askerleri ile mücahitler arasında çıkan çatısmada yaralandığını ve kaldmldığı hastanede salı günü öldüğünü duyurdu. Radyo, Tuğgeneral Nizamuddin'in çarşamba günü toprağa verildiğini kaydetti. (a.a.) Açlık ve kurcıklıktan etkilenen Afrika ülkelerine yapacağınız bağışlarınızı Bankamızın bütün Şubelerinden; Yenişehir Şubesi 304.406576 Nolu hesaba yatırabilirsiniz. Genscher, Gorbaçov'Uı görüştnesini ABD'de anlattı Suriye, Batı Beyrut'taki birliklerini takviye etti BEYRUT, (a.a.) Suriye ordusunun secme askerlerinden oluşan 150 kişilik bir birliğin salı günü Beyrut'un Müslüman kesimine geldiği bildirildi. Suriyeli yetkililerden konuyla ilgili herhangi bir açıklama almak mumkun olmazken, batı Beyrut'taki bir güvenlik yetkilisi Suriyeli askerlerin Beyrut'un Şiilerin çoğunlukta olduğu güney banliyösune yollanmalarının beklendiğini kaydetti. "An Nahar" gazetesi de, dünkü sayısında, batı Beyrut'a yeni Suriye askerlerinin yollandığını yazdı. Gazete, güney Beyrut'taki Filistin kampları Burc El Barajni ve Şatila'nın düzenli Müslüman kuvvetleri tarafından kontrol altına alınmasına yardım için 100 askeri gözlemci daha yollanacağını ifade etti. Federal Almanya Dışisleri Bakanı Hans Dietrich Genscher, hafta başmda Sovyet lideri Mihail Gorbaçov ile Moskova'da yaptığı görüşme konusunda Reagan yönetimine bilgi verdl. Genscher1 in Washington'da Dışisleri liakanı George Shultz ile yaptığı görüşme, bir süreden beri NATO bünyesinde silahsızlanma konularındaki öneriiere ilişkin olarak sürdürülen konsültasyonlardan biri daha olarak değerlendirildi. Federal Almanya Dışisleri liakanı Genscher'in Moskova'da yaptığı temaslarda, özellikle silahsızlanma ve Reagan Gorbaçov zirvesi üzerinde durulmuştu. Palme cinayetinde çözüme yaklaşıldı STOCKHOLM (Cumhuriyet) lsveç'in eski Başbakanı Olof Palme'nin katilini bulmak amacıyla 5 aya yakın bir süredır yürutulen çalışmalann "verimli" ve "yogun" bir aşamaya girdiği, "çoziime" hı/la yaklaşıldığı açıklandı. Soruşturmanın "çok yakın" bir zamanda çözümlenebileceğini kaydeden sozcu, "Çözüme dogru buyuk adımlar aüldı. Üzerinde durduğumuz hipolez gün geçtikçe güçleniyor" dedi. Polisin elindeki bulgıılar konusunda açıklama yapmaktan özellikle kaçınan Leif Hallberg, bazı isimlerin cinayetle doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkisi üzerinde durulduğunu belirterek şöyle konuştu: 'ilk başlarda eldeki her isim aynı olçüde ilginçti. Son haftalarda valışmaların yogunlasmasıyla bu isimlerin ba/ılan öne fırladı. Bunlar hakkında önemli biluiler toplandı." ()te yandan, Isveç polisinin bazı kişileri lsveç'in çeşitli yöreleıiııde surekli biçimde izlediği ve bu kişilerin yakınları ile tanıdıklarının geniş çapta sorguya çekilmekte olduğu öğrenildi. F. Almanya'da 2 yerde patlama Münih ve Aachen kentlerinde dün saat 10.3011.00 arasında iki patlama oldu. Aachen'de lazer tekniği üzerine araştırmalar yapan "Fraunhofer Enstitüsü'>nde meydana gelen patlama, binanın büyük ölçüde hasar görmesine neden oldu. Patlamada bir kişi hafif yaralandı. Munih 'teki Çevreyi Koruma Dairesi'nde meydana gelen patlamada da büyük ölçüde hasar meydana geldiği belirtiliyor. Hasar tesplt çalışmaları sürdürülüyor. Dün sabah meydana gelen patlama ve kundaklama olayları ile ilgili soruşturmayı yürüten Federal Kriminal Dairesl'nden yapılan açıklamada, olayların teröristlerle ilgisi olup olmadığı konusunda henüz bir ipucuna rastlanmadığı bildirtldi. (a.a.) TC ZIRAAT BANKASI Yurt dışından yapacogınız bağışlarınızı ise aynı şubemizin 30571 N o lu Döviz Tevdiat hesabına gönderebilirsiniz. "Bulgar TJR şoförleri LONDRA, (a.a.) Bulgar T1R şoförlerinin Türkiye'deki stratejlk bolgeler ile ulaşım sistemlerindeki köpru ve tunellerin fotoğrailarını çekerek, Sovyctler Birliği hesabına casusluk yaptıkları öne sürüldü. Dergi, Türkiye'ye mal göturen veya bir başka ülkeye gitmek üzere Türkiye üzerinden transit geçiş yapan Bulgar TIR kamyonlarının sahte "$oförleri"nin bu yolculuk sırasında Türkiye'deki stratejik bölgelcr ile kilit ulaşım sistemlerindeki köprü ve tunellerin, demir ve karayollanndaki kavşak noktalarının fotoğrailarını çektiklerini yazıyor. casus" TELEFON NUMARASI DEĞİŞİKLİĞİ 26 Temmuz 1986 tarihinden itibaren tstanbul Amerikan Başkonsolosluğu'nun telefon numarası 151 36 02 (10 Hat) olarak değiştirilmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle