16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 TEMMUZ 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CÜMHVRİYET/3 Thateher'dan Mübarek'e destek ABDlden yeni bir ntikleer deneme Dış Haberler Servisi Washington ve Moskova arasında silahsızlanma ve nükleer silahların denetlenmesi konularında göruş ayrılıkları sürerken, ABD, Nevada Çölü'nde yeni bir yeraltı nükleer denemesi gerçekleştirdi. Bir grup Amerikalı bilim adamı ise, ABD yönetiminin uzlaşmaz tutumunu kınayarak, nükleer denemelerle ilgili Sovyet maratoryumuna katılınması çağnsında bulundu. Yabancı ülkeler de denemeyi protesto ettiler. AP Ajansı, önceki gün, ABD'nin Las Vegas'ın 164 km. kuzey baiısında, Nevada Çölü'nde yeni bir yeraltı nükleer deneme yaptığını duyurdu. 640 m. derinlikte patlatılan ve 150 bin TNT'ye eşit patlama gücünde olan bombanın deneme bölgesini dakikalarca sarstığı bildirildi. Colorado'daki Ulusal Deprem Enformasyon Merkezi'nce yapılan açıklamada nukleer patlamanın 5.6 şiddetindc yer sarsıntısına yol açtığı belirtildi. Bir yetkili denemenin başanyla sonuçlandığını açıkladı. Şifre adı Cybar olan deneme, geçen yıl ağustos ayında Sovyet ler Birliği'nin nükleer denemeleri tek yanlı olarak durdurma kararı verişinden bu yana ABD'nin DUN^ADA BUGUN ALİ SİRMEN tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e, "ekonomik snrunların giderilmest konusunda destek sağlama vaadinde" bulundıı. Dört Avrupa ülkesini kapsayan bir geziye çıkan Mtsır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek önceki gün lx>ndra'da tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ile görüştü. Thatcher yaklaşık bir saat süren görüşme sırasında Mübarek'e, "tngiltere'nin, hem ikili ticaret ve yardım ilişkileriyle, hem de Mısır'ın AETve uluslararası para kuruluşlarıyla iltşkilerinde desteğlnln süreceği" yolunda güvence verdiği belirtildi. (a.a.) Ronald Reagan Sovyet resmi haber ajansı TASS'ın yayımladığı yorumda, ABD'nin "nükleer ölüm saatini kurduğu" ileri sürüldü. Japonya'nın dört bir yanından Tokyo'daki ABD Büyükelçiliği'ne protesto telgrafları yağıyor. ABD'nin nükleer denemeleri ülke içinde de çeşitli çevrelerin olumsuz tepkisiyle karşılaşıyor. iddiasında bulundu. a.a.'nın haberine göre, Amerikan yönetiminin, mantığın ve Sovyetler Birliği'nin çağrısına uymayarak tek yanlı tutumunda direttiği bclirtilen yorumda, ABD'nin nükleer denemelere son verrnek konusunda yapıcı tavır takınnıaktan ısrarla kaçındığı goruşune yer verildi. Japonya'nın Hiroşima kenti Belediye Başkanı da ABD'nin Tokyo Büyukelçisine bir mesaj göndererek yeni nükleer denemeyi kınadı. Amerikan Büyükelçiliğine Japonya'nın dört bir yanından protesto telgrafları yollandığı da bildirildi. ABD'nin nukleer denemeleri tek yanlı olarak surdürmesi, ülke içinde de çeşitli çevrelerin git gide yayılan olumsuz tepkisiyle karşılaşıyor. Bu çevreler, Beyaz Saray'ı nukleer denemelerle ilgili kesin bir anlaşmaya varıncaya dek Sovyetler Birliği gibi moratoryum ilan etmeye, denemelere ara vermeyc çağınyorlar. Bu arada, SSCB topraklarına sismik denetleme aygıtları yerleştiıdikten sonra önceki gün ABD'ye dönen bir grup Amerikalı bilim adamı, Reagan yönetimine nükleer denemelerle ilgili Sovyet moratoryumuna katılma çağnsında bulundular. ö n ceki gün bir basın toplantısı düzenleyen bilim adamları SSCB'de gerçekleştirdikleri özel izleme projesinin nukleeı denemelere getirilen yasaklamalara uyulup uyulmadığını denetlemekte kullanılacağım söylediler. Bilim adamlanndan Thomas Cuchran, Sovyetler'in ana nükleer deneme bölgelerinden birinin yakımna iki gözetleme istasyonu kurduklarını belirterek, Sovyetler Birliği'nde bu tur istasyonların kurulmasıyla bu ülkedeki hcr türlü nükleer denemenin saptanabileceğini açıkladı. Görüş aynlığı derin Nukleer denemelenn yasaklunması konusunda ıkı sıtper gıVjarusınclakı %örui ayrılıgı, son gunlerde kaydedilen bazı olumlu adımlara rağmen lıâlâ oldukça denn. Ntikleer denemelerin yasaklanmasıyla ılgılı göruşmelerın 6 yıllık bir arudan sonra önümUzdeki eylül ayında Cenevre'de yenıden başlayacak ıılmaM da fıılı durumu pek eıkilemışe benzemiyor. Sıyusul gözlemciler, Başkan Ronald Reagan 'ın amucını, oncelıkle Sovyeıler'e sılahlanmayla ılgılı guvenılır bir denetleme ınekanızması kabul eırırmek bıçıminde dıle gelırıyorlur ABDyönetımı SALTII Anllay masma Sovyetler'in fiılen uyınadıgırıı ıddia ediyor, Sovyet yönetııni ıse bu ıddiayı reddederken, silahsızlanma konusunda oldukça özlu yeni öneriler sundu. Henüz net bir yanıı alamodığı bu onerilerin dışındu Gorbaçov yönetimi tek yanlı bir kararla nükleer denemeleri askıya aldı. Moskova 'nın 6 Ağustos 1985 'le basluttığı ve üç kez uzattıgı moraıoryum önümuzdekı 6 flgııstosıa oluyor. Aman Dikkat Sayın Mitterrand! Birlikte yaşama (coexistance), siyasal yaşama Ikinci Dünya Savaşı ertesinde, bindokuzyüzellilerin sonunda, altmışların t>aşında gırmiş bir kavram. Nükleer dehşet dengesi, topyekün bir nükleer savaşı, akıl almaz, insanlığın varlığına son verecek boyutta bir çılgınlığa çevirince, iki büyük güç, barış içinde bir arada yaşama ilkesini (coexistance pacifique) geliştirdiler. Birlikte oturma (cohabitation) ilkesi ise uluslararası olmayıp, tümüyle Fransız yapısı bir kavram olarak, 1986 genel seçimlerinin ertesinde oluşmuştur. Bilindiği gibi, 1958 tarihli Fransız Beşinci Cumhuriyet Anayasası, cumhurbaşkanına önemli yetkiler vererek, onu yürütmenin başı haline sokmuştu. Bu düzenleme ile Fransız sistemi, klasik parlamenter yapıdan uzaklaşıyor, ama Amerikan başkanlık düzenine de varmadan, ara yolda bir yerde kalıyordu. Benzerini daha önce VVeimar Anayasası'nda gördüğümüz "Başkana" denen pek kendine özgü bir sistemdi Fransız Beşinci Cumhuriyeti'nin Anayasası'nın oluşturduğu yapı. Fransa'da başkancı Beşıncı Cumhuriyet Sistemi 1962 Anayasa halkoylamasından sonra, halk tarafından doğrudan seçilen ve yürütmenin başı olan, özellikle dış politika konularının ana çizgilerini kendi yetkisi altında tutan bir cumhurbaşkanı ile, yine halk tarafından seçilen bir parlamentodan ve onun içinden çıkan bir hükümetten oluşuyordu. Sistemin bu yapısı, cumhurbaşkanı ile parlamento çoğunluğunun aynı ya da birbirine yakın siyasal kuruluşlardan gelmesi halinde bir sorun doğurmadan rahatça işliyordu. Nitekim, 1981 'e kadar sağ çoğunluk, 198186 arasında da sol çoğunluk iktidarları sırasında sistem 28 yıl süreyle böyle yürüdü. Ama sistemin en iyi yürüdüğü gunlerde bile endişeyle soruluyordu: Ya bir gün cumhurbaşkanı ile parlamento ve dolayısıyla onun içinden çıkan hükümet ayrı ayrı siyasal görüşlerden, partilerden gelirlerse ne olacaktı? Soru, 1986 genel seçimleriyle gerçeğe dönüştü. Artık Fransa'da sosyalist bir cumhurbaşkanı ile sağ çoğunluğa sahip bir parlamento ve sağcı "De Gaullecü" bir Başbakan olan Chirac siyasal sahnenin egemenleridir. Bu tarihi çelişkinin ortaya çıkmasıyla işte "birlikte oturma" (cohabitation) görüşü de gelişti. Mitterrand çekilip yeni seçimlere gitmiyor, parlamentoyu da feshetmiyor, kendi karşıtı çoğunluk ve onun içinden çıkan başbakan ile birlikte oturmayı öngörüyordu. 1958 sistemi, 1986da çok kendine özgü bir biçime bürünüyor, yürütme içinde ister iki başlılık deyin, ister çokseslilik, yeni bir yapı oluşturuyordu. işin ilginci, Fransızların çoğunluğu da, bu yapıya hiç de karşı olmadıklarını kamuoyu yoklamalarıyla ortaya seriyorlardı. Fransa'da son zamanlarda yapılan kamuoyu yoklamalarının ortaya serdıği bir başka gerçek de, solun, Fransız Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin şu anda yapılması halinde sağdan daha güçlü göründüğüydü. Hele hele solun adayının François Mitterrand olması halinde secimi kazanma olasılığı son derece güçlü görünüyordu. Nitekim, Sofres ile Nouvel Observateurün birlikte yaptıkları bir kamuoyu yoklamasına göre, Mitterrand her ne kadar birinci turda salt çoğunluğu alamayacaksa da, yine de sağın en güçlü adayı Chirac'ın %25, Raymond Barre1 ın %20 oy almasına karşın, %42 ile büyük fark yapacaktır. Ikinci turda ise, Mitterrand karşısına çıkan sağ aday kim olursa olsun salt çoğunluğu çok rahat bir biçimde aşacak görünmektedir. Bu arada belirtmek gerekir ki, soldan Michel Rocard'ın da aday olması halinde bile Mitterrand %28 ile yine birinci turun en çok oy alan kişisi olacaktır. Kısacası, Mitterrand hemen yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en güçlü adayıdır ve bu durumu da gün geçtikçe pekişmektedir. işte Fransa'da durum böyleyken, sosyalist iktidar zamanında millileştirılen kuruluşların yeniden özel sektöre devri konusundaki kararnameyı imzalamayacağım açıklayıverdi Mitterrand. Cumhurbaşkanı, davranışına neden olarak, özel sektöre satılma karamamesinde bu kuruluşların yabancı sermaye eline geçmesini önleyıci yeterli güvencelerin bulunmamasını gösteriyor. Mitterrand'ın açıklama için seçtiği yöntem de General De Gaulle'ü andırıyor. Açıklama 14 temmuz Fransız Ulusal Bayramı konuşması sırasında yapılıyordu. Top şimdi parlamentoda. Parlamentodaki sağ çoğunluk aynı doğrultuda bir yasa çıkarırsa, Cumhurbaşkanı buna boyun eğecektir Ancak Mitterrand'ın tavrından anlaşıldığına göre, olay kendisının özel sektöre satış ile ilgili kararnamedeki haklı olarak eleştırdiği noktanın da ötesındedir. Kısacası Cumhurbaşkanı, popülaritesinin arttığını görerek, şu anda kazanacağını umduğu bir seçimi çabuklaştırmaya çalışmakta görünümünü vermektedir 1958 Anayasası, cumhurbaşkanına bu olanağı sağlıyor. Mitterrand'ın doğal hakkıdır şu anda seçim mekanizmasını işletmek. Ancak, bu gibi girişimlerde çok dikkatli olmak, hesabını iyi yapmak gerekir. Sürekli değişen, devingen politik yaşamda, bu tür girişimlerin yanlış hesaplara oturtulması halinde, kısa erimde karşı cephenin kenetlenmesi, uzun erimde zaferlerin bozgunlara döndürülmesi, sonra da örgüte küsüp yeni başka çatılar altına göçülmesi olayları yaşanmıştır yakın geçmişte. Sayın Mitterrand'ın kendi ülkesınde böyle bir deney yaşandı mı bilmiyoruz, ama bizim ülkemizde yaşanmış olduğu için, biz kendisine "Aman dikkat" diyoruz. İngiltere''de muhalefet^ hükümetten daha güçlü Ingiltere'de yapılan iki kamuoyu yoklaması, muhalefetteki Işçl Partisi'nin, Muhafazakâr hükümetten çok daha güçlü olduğunu, yapılacak genel seçimde iktidara geçebilecek güce kavuştuğunu ortaya koydu. Guardian ve Daily Telegraph gazetelerinde yayımlanan kamuoyu araştırmaları sonuçlarına göre, Başbakan Margaret Thatcher'ın genel başkanlığım yaptığı Muhafazakâr Parti, tşçi Partisi'nden yüzde 5 ile 7 arasında geride bulunuyor. gcrçeklcştirdiği resmen açıklanan 14. nükleer deneme oldu. ABD bu yıl içinde daha önce 6 deneme yaprruştı. Nevada Çölü'nde, 1951 ocağından bugüne dek resmen açıklanan 653 deneme yapıldığı kaydedilerek, bunun dışında bazı dcnemelerin güvenlik nedenleriyle gizli tutulduğu vurgulandı. ABD'nin yaptığı son yeraltı denemesine SSCB'nin sert tepki gösterdiği de gelen haberler arasında. Sovyet resmi haber ajansı TASS, dün sabah yayımlanan yorumunda, ABD hükümetinin, "nükleer ölüm saatini kurdugu" Dışişleri Bakan Yardımcısı Gelbard Santiago'da Demokratik Almanya'da görevli Glne'ii bir diplomatın Federal Almanya'ya gümüş ve antika <?Tya sokarken yakalandığı bildirildi. Polis yetkilileri, elçilik görevlisinin Doğu Almanya'dan Federal A Imanya 'ya 130 kllogram gümüş ve 100 bin mark değerindeki antika eşyayı kaçak yollardan sokarken yakalandığını bildirdiler. Bu yılın başlarında başka bir Gine'li diplomat Federal A Imanya 'ya aynı yollarda 20 bin paket sigara sokarken yakalanmıştı. Son bir yıl içinde Demokratik Almanya'da görev yapan 13 diplomat kaçakçıiık yaptıkları gerekçesiyle gözaltma alınmışlardı. Kaçakçı diplomat ABD'den Şiti'ye demokrasi için baskı SANTİAGO (AP) Şili'de askeri yonetim yetkilileri ve muhalefet liderleri ile görüşmek üzeıe başkent Santiago'ya gelen ABD Dışişleri Bakan Yardımcılarından Robert Gelbard, cunta uyelerine "ülkede derhal demokrasiye dönülme/se şiddct olaylarının artacagı" uyarısında bulundu. Gelbard önceki gün duzenlediği basın loplantısında ABD'nin Şili'de barışçıl yollardan demokrasiye geçilmesinderı yana olduğunu soyledi. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısının Şili'de Hıristiyan denıokrat partilerden olıışan "DemokraJik Ittifak" adlı muhalefet grubunun liderleri ile göruştüğü haber veriliyor. Diktatör Auguslo Pinochet'nin 1989 seçimlerine rağmen 1998 yılına kadar iktidardan gitmeyeceğini açıklaması uzerine ABD'nin devreye girmeye başladığı dikkati çekiyor. Robert Gelbard'ın Pinochet yönctimine Ulkcdc barışçı bir geçiş döneminin yaşanmas^için daha fazla basın, Örgütlenme ve ifade ö/.gürlüğü olması gerektiğini, siyasi partilerin kurulmasına izin verilmesinin zorunlu olduğunu söylediği haber veriliyor. Pinochet dışındaki cunta üyeleri ile görüşen Gelbard, aksi takdirde ülkenin bir şiddet ortamına sürükleneceğini belirtti. Papandreu terorizme yataklıkla suçlandı Ana muhalefetteki Yeni Demokrasi Parlisi, PASOK hükümeüni Libyalt teröristlere yaıakhk ederek sahte isimlerle Yunanistan 'da çalıştırmakla suçladı. ATİNA (a.a.) Yunanistanda muhalefetteki Yeni Demokrasi Partisi'nin üç milletvekili, hükümeti Libyalı teröristleri korumakla ve bircok Libyalıyı sahte isimler altında çalıştırmakla suçladı. Muhalefetteki muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi'nin milletvekilleri İoannis Palaeocrassas, toannis VarviLsiotis ve George Souflias dün meclise bir soru önergesi verdiler. önergede, ülkenin Olympic Havayolları ile Pire devlet limanında sahte Yunanlı isimler altında kaçak olarak birçok Libyalımri çalıştırıldığı kaydedildi. Milletvekilleri, Yunanistan Merkezi Haber Alma örgutu'nün (KYP) Libya güvenlik servisiyle yakın ilişki halinde olduğunu ve hükümetin sadece 4'ü resmen akredite olmuş 56 Libyalıya diplomatik ayncalık tanıdığını ileri sürdüler. Milletvekili Palaeocrassas daha sonra yaptığı açıklamada, bu konuda yaptıkları başvurunun hükümet tarafından göz önüne alınmadığını söyledi. Muhafazakâr milletvekilleri, devlet havayollarında ve limanlarda sahte isimle Libyalıların çalıştırılmasının, Yunan hükümetinin bilgisi dahilinde olduğunu da önergelerinde kaydederek, konu ile ilgili bilgi verilmesini istediler. Avrupa ülkeleri, ABD'nin Libya'nın Trablus ve Bingazi kentlcrine geçen nisan ayında yaptığı saldırıdan sonra Luksemburg'da yaptıkları toplantıda, Libya'ya bazı yaptırımlar uygulamayı kararlaştırmışlardı. Yunanistan bu karara katılmıştı. Ancak Atina tarafından daha sonra yapılan açıklamada, l.ibya'nın terorizmi desteklediğine ilişkin kesin bir kanıt olmaksızın bu ülkeye yaptırım uygulamanın hükümetin prensiplerine avkırı olduğu belirtilmişti. Yunanistan ABD, IRA militanlarmı iade ediyor ABD senatosu ülkeye sığınan trlanda Kurtuluş Orgütü (IRA) militanlarının Ingiltere'ye iadesi konusunda Başkan Reagan tarafından verilen kararı onayladı. Karar senatoda 10'a karşıhk 87 oyla kabul edildi. Senatodan yapılan açıklamada cinayet, adam kaçırma, bombalama gibi eylemler nedeniyle aranan ve ABD'ye sığınan IRA militanlarının 1972 yılında ABD ile tngiltere arasında imzalanan suçlulann karşıhkh iadesi anlaşması çerçevesinde Ingiltere'ye iade edilecekleri bildirildi. Diplomatik gözlemciler, tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'ın geçen nisan ayında ABD tarafından Libya'ya düzenlenen hava saldınsını onaylayan tek müttefik olarak şiddetli tepkiler almasınm ardından Başkan Reagan'ın bu ülkeye bir vefa borcu olarak kararın onaylanması için senatoya büyük baskı yaptığınt bildirdiler. (UBA) Şili'de muhalefet gruplarmm Plnochet diktatörlüğünün baskılarma karşı gösterileri yoğunlaştı. "Sovyetler çekilmeye hazır değiP WASHINGTON (AP) Pa kistan Başbakanı Muhammvd Han Cuneco Sovyetler Birliği'nin Afganistan'dan çekilmeye hazır olmadığını ileri sürdü. Resmi bir ziyaret için VVashington'da bulunan Cuneco, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, Sovyetler Birliği'nin birliklerini Afganistan'dan çekmek için 4 yıllık bir takvim önerdiğini, ancak Pakistan'ın daha hızlı çekilmeden yana olduğunu belirtti. Pakistan Başbakanı "Çekilme konusunda samimi olsalardı makul bir takvim önerirlerdi. Ama işler o kadar kolay değil, Ruslar Afganistan topraklanndan çekilmeye hazır değil" dedi. Cuneco, 4 yıllık çekilme takvimini tartışmanın bile imkânsız olduğunu belirterek "Biı dört ay diyoruz. İki ay da yeterlidir. Bir ordunun bulunduğu yerden ayrılması için ne kadar zaman gerekir ki" dedi. Cuneco, buna rağmen çekilme konusunda umutlu olduklarını, Sovyetler Birliği ile dort yıldan beri surdürulen görüşmelerde ilerlemc kaydettiklerini, bugun geçmişe oranla daha iyi bir durumda bulunduklarını ve çozum konusunda umutlu olduklarını söyledi. ABD yönetiminin Pakistan'ın nükleer silah üretmemesi yolundaki uyarısına da değinen Pakistan Başbakanı, Sovyetler Birliği1 nin de beıızer bir uyarıda bulunduğunu belirtti. Cuneco, Washington'a olduğu gibi Moskova1 ya da atom bombası urelmeyeceklcri konusunda güvence verdiklerıni söyleyerek "Nükleer silah üretmeye niyetimi/ yok, bi/iııı programımı/ lamamen barısçı amaçlara dayanıyor" dedi. Pakistan Başbakanı Muhammed Han Cuneco, Washington'a yaptığı resmı ziyaret çerçevesinde daha öncc ABD Başkanı Ronald Reagan'la nukleer silahlar, Pakistan'claki yasadışı afyon uıetimi, Sovyet ve Afgan birliklcrinin Pakistan'daki Afgan gerilla uslerine yaptıkları saldırılar konusunda goıüşmuştü. Cuneco, SSCB'nin Afganistan'dan 4 yılda çekilme planını eleştirdi: Sri Lanka'da çatışma: 16 ölü Sri Lanka'da Tamil gerillalarının bir askeri devriye birliğine yaptığı baskında çıkan çatışmalarda 16 Tamil gerillasıntn ve bir sivilin öldürülduğü bildirildi. Sri Lanka Ulusal Güvenlik Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ülkenin doğusundaki Muthur kasabası yakınlarındaki ormanlık bölgede dolaşmakta olan askeri birliğe gerillaların el bombalan ve makineli tüfekleriyle yaptıkları saldırı sonunda 16 gerillanın öldürüldüğü bildirildi. Çatışmalarda ayrıca iki ateş arasında kalan sivil bir kadının olduğu de belirtildi. (UBA) Muhammed Han Cuneco ElSalvador'da gerillalarla ordu birltkleri arasında devam eden iç savaşta bir yıl içinde 1457gerilla ve 477 hükümet askerinin öldüğü öne sürüldü. Içişleri Bakanı General Vides Casaneva yaptığı açıklamada, aynı süre içinde 2482 askerin ve 607 gerillanın yaralandığını bildirdi. Içişleri Bakanı, El Salvador ordusunun gerillalara karşı yürüttüğü savaşta taktiğini değiştirdiğini, bundan böyle gerillalarla gö'ğüs göğüse çarpışmalara glrilmeyeceğinl, gerillaları boş ve anlamsız bir mücadeleyi sürdürdüklerine ikna edebilmek için değişik yöntemler deneyeceklerini bildirdi. (UBA) El Satvador'da bir yılhk bilanço: 2 bin ölü Fitipinler ordusu yokluktan hâlâ kurtukunadı Askerler buyük gıda ve ilaç sıkıntısı çekiyorlar. Gehllatara karşı çarpışmalarda yaralanan askerler, kimi zaman tedavi gormek için para ödemek zorunda kalıyor. Subaylar, köylerde yiyecek maddelerine el kuyma/arından korktukları için, askerlerini gerillalara karşı keşıf harekâtına gündermeklen çekiniyorlar. Dış Haberler Servisi Filipinler ordusunun komünist gerillalara karşı savaşta önemli güçlüklcrle karşılaştıkları bildiriliyor. run. Subayın anlattıklarına göre, çarpışmalarda yaralananlardan sadece yüksek rütbeli subaylara devlet tarafından iyi bir tıbbi bakım sağlanıyor. Askerler ise bazen ilacı parayla almak zorunda kalıyorlar. Şöyle diyor subay: "Kimi zaman cömert subaylar, askerlerinin tedavi masraflarım kendi ceplerinden ödüyorlar." Siyasal gözlemciler, tüm bu sorunlara rağmen, Aquino'nun iktidara gelmesinden sonra Filipinler ordusunda küçümsenemeyecek reformlar gerçekleştirildiğini belirtiyorlar. lşe yaramayan yozlaşmış komutanlarla, Marcos yanlısı generallerin buyuk bölünıü ordudan atılmış durumda. Genelkurmay Başkanı General Fıdel Ramos, bazı subaylar hakkındaki yolsuzluk iddialarını soruşturmak üzere bir komite kurdu. Bir zamanlar görevleri sadece Marcos'u korumak olan birlikler, cepheye gönderildiler. Ancak bu girişimlerın etkısıni gösterebilmesi için zamana ihtiyaç var. Gözlemciler, Marcos döneminin alışkanlıklarını ve laçkalığını henüz üzerinden atamamış olan Filipinler ordusunda Aquino'nun reform girişimlerinin etkisini görmek için biraz sabırlı olmak gerektiğini belirtiyorlar. gazetesinin Filipinler'e ilişkin haberi: Batılı sendikaların liderleri G.Afrika'da JOIIANNESBURG/HAKARE, (AP) ABD'h, Ingiliz ve Federal Alman sendika liderleri önceki gün ırkçı beya/ azınlık yönetımindeki Guııey Afrıka Cumhuriyeti'ndeki sıyahlara aiı sendikalara desteklerıni belirtmek uzere bu ülkeye geldiler. Güney Afıika ulkclerı liderleri, Ingiliz Uluslar loplulugu oyıın larını boykot edıp etmenıe konusunda karara varmak u/ere Zimbabwe'nin başkenti Harare'de toplandılar. Ingiltere'nin Guney Afrika'ya ekonomik yaptırım uygulanıaması nedeniyle Commonwealth oyunlarına yapılan boykota oııceki gün Bangladeş ve Hindistun da katıldı. lngilleıe Başbakanı Margarel Thalcher ıse Ingiliere1 nin politikasının Preıoıia'yı aparthcıddan vazgeçirmemesi durumunda bile bu ülkeye hemen ekonomik yaptırım uygulama yoluna gitmeyeceklerini söyledi. Guney Afrika'ya gelen Avrupalı vc Amerikalı sendika yetkilileri, oiağanustu hal döneminde ülkedeki sendika lidcrlerinin tutuklanmasından duydukları endişeyi belirtmek için ellerinden geleni yapacaklarını söylediler. Bu arada ırkçılık aleyhtarı Afrika Ulusal Kongresi (ANC) gerilla orgutunun lıapisteki lideri Nelson Mandela'nın 68. doğum gununde bir basın toplantısı dü/enleyen eşi VVinnie Mandela, eşinin geçen yıl geçirdiğı prostat ameliyatından beri cezaevi hastancsinde olduğunu söyledi. International Herald Tribune gazetesinin Manila muhabirinin Japonya'nın ünlü mimarların bildirdigiııc göre, hükümet birdan Kenzo Tange, yerleşim ala liklerinin en önemli sorunları gını sıkıntısı çekilen 12 milyonluk da ve ilaç yetersizlikleri ile çok Tbkyo kentinin bu sorununa çö düşük olan ücretler. Muhabir, züm getirmek için Tokyo körfe bir subayın askerlerini gerillalazinde 1 milyon 750 bin kişiye ra karşı keşif harekâtına gönderyerleşim imkânı sağlayacak iki mekteıı çekindiğini söylediğini bin 500 hektar büyüklüğünde bildiriyor. Subay şöyle diyor: yapay bir ada ile ilgili bir proje "Askerlerin, köylere gidip, yiyehazırladu Ünlü mimar Tange'nin cek maddelerine el koymalarınaçıklamalarına göre, ada yüzeyi dan korkuyorum." nin yüzde 30'u park ve dinlenme Subay ayrıca, çarpışmalarda alanlarından oluşacak. (a.a.) yaralanan askerlerin ilaç bula Japotıyu 'da yapay ada Polonyu parlamentosu "şartlı afji" kabul etti VAKijOVA, (a.a.) Polonya Parlamentosu af yasasını kabul etti. Yasa, adi suçlulann tiımunıı hurriyetine kavuştururken, Dayanışma liderlerinin salıverilnıcsini şarta bağlıyor. Bir çekımser oya kaışılık çoğunlııkla kabul edilen yasa ile siyasi tutuklular, aıuak "ozellikle temi/e çıkınulurı halinde" hurriyetleıine kavuşacak. Yasa, sistemi devırmc, yabancı guçleıle işbirliği yaprna, yasadışı sendikal faalıyetlcrde bulunma, sabotaj ve yasadışı orgütlere liderlik etnıe suçlarından huküm giyenlerı kapsam dışında bırakıyoı. Ancak "özellikle temize çıkınaları" halinde genel savcının bu kişileri serbest bırakabileceği hükmü yasada yer alıyor. Bu arada sistemi devirmekle suçlanan yeraliı liderlerinin "suçlarına ilişkin luııı onemlı bilgileri vermek" koşuluyla af kapsamına gireceği yasada öngörülüyor. Filipinli askerlerin köylulerin yiyeceklerine el koymaları komünist gerillaların isine yarıyor. liu tur davramşlar yüzünden köyluler arasında gerilla yandaşlarının artmasından korkan subaylar askerlerini keşif için köylere göndermekten çekiniyorlar. madıklarını, bazen tedavi görmek için para ödemek zorunda kaldıklarını, olen askerlerin aılelerine de devletin yeterli yardım yapmadığını belirtiyor. Adının açıklanmasını istemeyen subay, devrik diktatör Marcos döneminde durumun daha da kötü olduğunu, Aquino'nun iktidara gelmesinden sonra düzelme görüldüğünü söyledi. Ancak subaya göre, durum yine de çok kötü. Askerlerin aldıkları maaş inanılmayacak kadar düşük. Şöyle diyor subay: "Yiyecekler çok yetersiz. Askerlerin kendilerine yiyecek alacak paraları ise yok. Bu durumda koylülerden zor'la yiyecek almalarından korkuyorum. Boyle bir davranış, köylulerin komunisl gerillaların safına gecmesine yol açar." İlaç konusu ise başka bir so
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle