16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
UFR CUMHURÎYET/7 Demirel: Uygulanan yeni bir proje yok İSTANBUL, (UBA) Kapatılan Adalet Partisi'nin genel başkanı ve eski başbakanlardan Süleyman Demirel, "Türkiye1nin bir şantiye haline getirilmesi iyi bir şey, ama bunun boyle oldugu, yani Tiirkiye'nin bir şantiye haline getirildiğini söylemek çok abartmalı bir iddiadır. Üzüntüyle söyliiyonım ki, Tiirkiye'de uygulamaya konan yeni projeler yoktur" dedi. Başbakan Turgut özal'ın "Türkiye şantiye oldu" sözlerini cevaplamak yerine mevcut durumu anlatacağını söyleyen Süleyman Demirel, yapılmakta olan işlerin yıllar önce başlatılmış projeler olduğunu hatırlattı. Demirel, "Size göre Türkiye şantiye oldu mu?" surusunu yanıtlarken, şunları söyledi: "Bu tiir iddialar ortaya atılıyor, ama şöyle saga sola baktığınızda iddialann gerçek olmadıgım göriiyorsıınuz; göze göriinen işlerin hepsi önceki dönemlerde başlanmış, projelendirilmiş, ihaleleri yapılmış işlerdir. Buna ragmen eldeki işlerin de hızla, yeterli ve gerekli /amanda bitlrildigini, yapıldıgını söylemek zordur. Tiirkiye'de biiyük bir müteahhitlik gücü oluşmuştur. Bu öviinulecek niFVDUK/GÖRDtJK YAİJÇIN PEKSEJV Çeşme Şenliği ve Çadır Tiyatrosu Olayları görerek, içinde yaşayarak anlatmak en güzeli... Ne ki, her zaman olanak bulunamıyor... Bazı şeyler gözden kaçıyor... Zaman zaman bunları başlığımızdakı "duyduk" sözcüğüne yakıştığı için aktarmaya çalışıyoruz. Çeşme Uluslararası Müzik Yarışması da bunlardan biri... Eğer gitseydik, epey malzeme çıkacakmış... Atlamışız... Ancak anlatılanlan dinledikten sonra, yaptığım araştırmalar beni yine de bir sonuca götürdü... züktü ve Avrupa'nın 14 ülkesinden 14 sanatçı ve grup "seçildi." Bu sanatçıları kim mi seçti? Tabii ki Ahmet San... Çünkü ortada seçici başka bir kişi veya kuruluş yoktu. Bu arada Türkiye'den de bir sanatçı seçilmesi gerekiyordu. Bu da yapıldı... Yine Ahmet San tarafından Türkiye'yi temsil etmek üzere Neco "seçildi..." Ortada yine bir sorun kalmıştı... Bu "seçilmiş" sanatçıları sahnede gösterılerini yaptıktan sonra seçecek bir de jüri lazımdı ve jüride yabancıların da olması gerekiyordu... Sorun kısa sürede çözüldü... Yaz aylarında Çeşme'de en bol bulunan şey yabancı idi... Ahmet San'ın beraberinde getirdiği birkaç yakın dostu (Jean François Michael, Albano ve orkestra şefi Franc Murcel) zaten el altındaydı. Diğerleri, otellerde tatillerini geçirmeye gelmiş yabancılar arasından hızla toplandı... Artık bu jüriye kimse "uluslararası deöil" diyemezdi... Çünkü çeşitli ulusların tatilcileri arasından seçildikleri kesindi... Hemen eğlence arayan TRT'ye de haber verildi... TRT'mizde çok şükür herşey vardı... Program dışında... 2,5 3 saatlik parasız bir program buluhca, konuyu araştırmaya bile gerek görmeden üstüne atladı. Böylece işe, eksikliği duyulan "ciddiyef'i de katmış oldu... Oysa biraz araştırılsaydı, yarışmaya katılan şarkıcıların ve grupların kendi ülkelerinde birer "meçhul" oldukları ortaya çıkacaktı.. ikisi dışında (Italyan şarkıcı Rıcardo Foglı ve Hollandalı Frizzle Sizzle Grubu.. kı bunlar da Eurovision'a katıldıkları için biraz tanınıyorlardı) hiçbir ünleri olmayan bu kişiler ülkelerinin "bir numaralı" sanatçıları olarak gösterildi... Bilemiyoruz, belkı bu "bir" numaralar sanatçıların evlerinin veya bürolarının numaraları olabilirdi ama, müzik dünyasında hiçbir numaraları yoktu. Tanıyan varsa haberı gelsin diye burada sıralıyoruz: Tore Hansen, Jean Luc Cecilia, Carolıne Verdi (ikınci oldu) Cesıno Grubu Jacky Reagan, Twink, Katz (üçüncü oldu) Aida Cooper ve Laurie Hartz... Bu kişiler o kadar bilinmiyorlardı kı, gazetelerımizin hemen hemen tümünde adları değişik şekılde yayımlandı... Çünkü bu adlara hiçbir kaynakta rastlanmıyordu. Ahmet San'ın bızzat açıkladığına göre organizasyonda 125 milyon lira harcanmış ama zarar edilmemişti... San bir gazeteye hesabı şöyle yapıyordu: 30 milyon TL. Tanıtım Fonu : nundan, 10 milyon TL. Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nden, 40 milyon TL. beş gazete ilan, larından, 20 milyon TL. özel plyangodan, 10 milyon TL. çeşitli firmalardan, 15 milyon TL. seyirci biletlerinden... Işte organizasyon bu hesapla "zararsız" kapanmıştı... Her halde Ahmet San açısından... Çünkü Tanıtma Fonu ve Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nden çıkan paralar aşağı yukarı halkın cebinden çıkmış sayılırdı... Meksika'dan dönen Halit Kıvanç da kendisine bol bol konuşma olanağı sağlayacağı belli olan bu organizasyona, neredeyse bavullarını bile boşaltamadan, 16 saattir uykusuz olarak katılmıştı... Yarışmacıların çoğunu tanımıyordu ama "memleketi temsil eden olaylardan mutluluk duyduğu için" sunuculuk görevini üstlenmişti... Çünkü "Meksika'da ülkemizin ne kadar az tanındığını gözleriyle görerek üzülmüştü." Bu olayı "memleketi tamtıcı olarak gördüğü" için kabul etmişti.. Demirel'e göre Tiirkiye'nin şantiye haline gelmesi iyi bir şey, ama bugiin Tiirkiye'nin şantiye haline geldiğini söylemek çok abartmalı. Enflasyon nedeniyle para gidiyor, iş bitmiyor. •tdi ve havaalanı inşaatı hâlâ bitirilemedi. Gazianlepliler şimdi ara sem atmosferi içinde havaalammn bitirilmesi umudunu taşıyorlar. 1973 h Gazlantep yıllığında yer alan yukandakt fotoğraf, Gazlantepltlerin iklentisinin esklliğint de vurguluyor. anı yokluyor çekişmesi yapılacak il başkanlarıyla düzenlenen toplantı dönüşü Cumhuriyet muhabirinin sorularını şöyle yanıtGazlantep ladı: 6 Kasım 1983 "Ben Sayın İnönü'ye ilimizden Seçmen: 324.258 aday olmasını teklif ettim. Ama İzANAP 115 097 (% 41 7) mir bizden önce davranmış galiba. MDP' 65 971 (% 23 9) HP 95 011 (%34.4) Seçimi alacaklanna kesln gözüyle 25 Mart 1984 bakan SHP tl Başkanı Ekici, "HeSeçmerr 335 927 defimiz oy oranını artırmak" diANAP: 109 063 (% 34.4) yor. Gaziantep'teki tüm SHP'liler MDP , HP: 29.074 (% 10.2) "kazanma" havasında. SODEP 75 247 (% 26 5) 25 Mart seçimlerinde aday belirDYP 35 153 (% 12 4) leme yönteminin yanlışlığı yüzünRP. 12.808 (% 4.5) den mağlup olunduğu eleştirilerinin anımsatılması üzerine Ekici, ını açıklarken, "iktidar olma "Taban, adayı belirleyecek. Delevantajı", "muhalefetin sorunlara geleri toplayarak adayı belirleme akıf olmaması" gerekçelerini sı yöntemi iizerinde diişüniiyoruz. alıyor. Ama genel merkezin talimatını Gaziantep'te rakiplerinin SHP bekliyoruz" biçiminde konuşuyor. lduğunu kabul eden Tanrıöver, bu SHP'den adaylık için de eski seeçimde DYP ve RP'nin oylarının natörlerden Selahattin Çolakoğlula azalacağını, HDP'nin ise zaten nun adı geçiyor. Çolakoğlu'nun olmadıgım" vurguluyor. DYP'nin parti örgütünce onay görmediği, ülis'te bir miktar oyu o.lduğunu aday olmaya niyetlenen birçok kiÖyleyen Tanrıöver, bu seçimde şinin de nabız yoklaması yaptığı ıdayın kişiliğinin de önemli oldubelirtiliyor. ;unu, adaylarının belirlenmesinde ANAP ve SHP dışındaki partitern teşkilatın, hem de genel merlerin seçimde başa güreşemeyece:ezm rol oynayacağını belirtiyor. Tannöver'e göre, Gaziantep il ör ği belirtilen Gaziantep'te, vatandaşları sevindiren tek şey, iktidarın ;ütü olarak bir adayda aradıklan kentlerine götüreceği hizmetleri Jzellikler şöyle: hızlandırması. Bu konudaki ilk "Halka yakın, halktan kopmabeklenti de yıllardır tamamlanamcak, çalışkan, partinin Ukelerine mayan havaalanı inşaatının ara selağlılık ve Gaziantep insanımn çimden önce bitirilip hizmete açıçinden çıkması." lacağı yolunda. Tanrıöver, "yerel aday" istedikGaziantep'te ara seçim öncesinerini söylerken, Gaziantep'te kude yürütülert kulislerden çıkarılan aklara ANAP'ın adayının Başbalcanlık Müsteşarı Gaziantep'li Ha ana sonuçlar şöyle sıralanabilir: >an Celal Güzel olabileceği fısılda• ANAP il örgiitüniin dagınık njyor. Başbakanlık çevrelerinde hegörüntüsüne"karşı, kongreden yenUz doğrulanmayan Güzel'in adayni çıkan SHP il örgütU daha dinalığı konusunda son söz Başbakan mik bir havada. Özal'ın. ANAP kulislerinde adı • Özal ekonomisinin Gaziandolaşan öbur adaylar ise bir süre tep'e yansıması sonucunda orta sıönce yaşamını yitiren MDP milletnıflar ile esnafın yaygın şikâyetlevekili Galip Deniz'in yeğeni Kadir rinin ara seçim tablosuna etkili olDeniz ile Vehbi Dinçerler'in desıekması bekleniyor. lediği kaydedilen Metin Özkarslı. • SHP'nin seçim şansının genel Deniz'i de Mustafa Taşar destekmerkezin tavrına ve özellikle Geliyor. nel Başkan Erdal lnönii'nün aktif politikasına bağlı oldugu belirtiliSHP tl Başkanı Ahmet Ekici, yor. SHP Genel Merkezi'nde ara seçim bir şeydir. Müteahhitlerimiz Suudi Arabistan, Libya, Irak, lran gibi iilkelerde başanlı taahhüt işleri yapmıştır, bu biiyük güçtiir. Ben bu güciin daima^mar ve inşaat faaliyetlerinde kullanılmasından yanayım." Türkiye'de GAP'ın dışında başka projeler olması gerektiğine dikkat çeken Demirel, şunları söyledi: "Üzüntüyle soyliiyorum ki, Türkiye'de artık yeni proje yok. BUhassa devlete müteahhitlik yapan firmalar sıkıntı içinde. Devlet istihkakları zamanında ödemiyor, ya da ödese bile bono ile ödüyor. Farklar doguyor, enflasyon içinde iş yapmak fevkalâde güçtür. Para gider, iş üremez." Süleyman Demirel, Türkiye'de inşaat sektörünün içinde bulunduğu sıkıntılara ilişkin soruları yanıtlarken şöyle dedi: "En büyük sorun para sorunudur. Makine, yedek parça, insan vb. gibi unsurlar var, ama para yok. Para olmayınca bu unsurlan kullanmak, çekip çevirmek olmaz, banka faizleri fevkalâde yüksek. En ufak iş parayla oluyor, müteahhitlerin öz güçleri, öz kredileri, öz sermayeleri bu işleri yapmaya yetmez. Çözüm gayet kolay, devlet planlı ve programlı hareket etmeli, mali gücünü dikkate almalı, ağırlık merkezleri teşkil etmeli, iş yapıyor görünerek, her işe girmeye kalkarak taahhüt sanayiini sıkıntılar içinde bogmamalı." DSP Genel Başkanı, boykota katılmayan SHP'yi kınadı Ecevit: SHP, iktidarın TV yasağına ortak oluyor Rahşan Eceylt: SHP laf muhalefeti ile yetiniyor. Etkin demokratik muhalefetten kaçınıyor. ANAP iktidarı da bu durumda Meclisten dilediği yasayı rahatça geçiriyor. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit, radyo ve televizyonda propaganda kısıtlaması karşısında ara seçimi boykot çağrılarına katılmayan SHP'yi eleştirdi. Ecevit, SHP'nin boykot çağrısını reddetmekle, DSP'nin seçime girmesi durumunda TRT'den sesini duyurmasını önlemek istediğini öne sürdü. Rahşan Ecevit, dün konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, SHP'nin her zaman olduğu gibi "laf muhalefeti"yle yctindiğini, laf muhalefetinin ötesine geçerek, "etkin demokratik muhalefete" girişmekten kaçındığını bildirdi. Ecevit, önde gelen muhalefet partilerinin boykota katılmalan durumunda, ;>eçime girmemek gibi bir durumun söz konusu olamayacağını, ANAP'ın ara seçime tek başına girip kendi kendiyle yarışır duruma düşmeyi göze alamayacağını ve radyoTV propagandası konusundaki yaklaşımından ise şu olsa gerektir Iktidar, partilerin TRT'de seçim konuşmalarını yasaklamakta dirense bile grubu bulunan partiler, o arada SHP TRT'nin günlük haber bültenleri yoluyla sesini duyurabllecektir. DSP ise, Mecliste gruvazgeçeceği görüşünü savundu. bu bulunmadıgı için bu olanakDSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit, açıklamasında özetle şu tan da yoksun kalmış olacaktır. görüşlere yer verdi: Böylece, boykot çagnmızı reddet"Ne var ki, SHP her zaman mekle SHP, seçime girmemiz oldugu gibi laf muhalefetiyle ye durumunda DSP'nin radyo ve tinmektedir. Laf muhalefetinin televizyondan sesini duyurmasıotesine geçip etkin demokratik nı engelleme olanağı elde etmiş muhalefete girişmekten kaçın olacaktır. Bu SHP'nin işine gelmaktadır. ANAP iktidarı da bu mektedir. SHP, çağnmızı ret eldurumda Meclisten dilediği yamekle, TRT konusunda iktidasayı rahatça gcçirebilmektedir. rın haksız tutumuna ortak olBoyle olunca, vatandaş ara se maktadır." TRT yasası nedeniyle hiç örçimlerde SHP'yi güçlendirip de ne yapsın? Herhalde valandaş, gütu olmadığı halde, transferlermuhalefete etkinlik kazandırıcı le Mecliste 20 kişilik grup kuran demokratik davranışlardan ıs partilerin TRT'den yararlanma rarla kaçınan, anayasa konusun olanağı elde etmesine karşın, da da seçim eşitliği konusunda DSP gibi büyük ölçude örgütlenda başka muhalefet partileriyle miş bir partinin bu olanaktan işbirliğine yanaşmayan SHP'nin yararlanamadığını kaydeden Meclisteki kalabalık gnıbuna bir Rahşan Ecevit, görüşlerini şöykaç kişi daha eklemekte bir ya le tamamladı: "TRT'deki seçim konuşmalarar görmeyecektir. n yasaklanma.sa, DSP ara seçimSHP'nin, iktidarı TRT ile il lerde hiç degilse o yoldan bir kaç gili tutumundan vazgeçirmek kez sesini duyurabilirdi. Fakat, için yaptıgımız ortak boykot anlaşılan SHP bu olanagın taçagnsını reddedişinin asıl nedeni nınmasını da istemiyor." Bilindiği gibi Çeşme'de bu yıl birincisi yapılan Uluslararası Müzik Yarışması'nı Neco "Somehovv" adlı parça ile kazanarak, yıllardan ben Eurovision'da çektiklerimizin acısını çıkardı... Bir anlamda da yabancılardan öcümüzü almış oldu... Sevinçliyiz... Mutluyuz... "En Büyük Türkiye" ve "En Büyük Neco..." Peki bu mucize nasıl gerçekleşti... Besteci Turhan Yükseler ve Neco 14 yabancının arasından nasıl sıyrılıp birinciliği elde ettiler... Şimdi bunu görelim: Her şey bir fuar firmasının, turlzm kredilerinden de yararlanarak, yurtdışından ülkemize 300 milyon lira değerınde bir gösteri çadırı getırmesiyle başladı... Çadır geldikten sonra, "şimdi bununla ne iş yapalım' diye düşünmeye başlayan şirket yöneticileri, sonunda aynı şirketin ortaklanndan olan müzik organizatörü Ahmet San'ın aracılığıyla Çeşme Müzik Yarışması'nı akıl edebildiler... Yarışma güzel bir fiklrdi... Heyecanlı oluyordu... Hele birinciliği bir Türk kazanırsa, daha da heyecanlı olur, ulusal duygulanmızı kabartırdı... Üstelik Eurovision'un yarattığı aşağılık duygularını da ortadan kaldırırdı... Çeşme Belediye Başkanı Nuri Ertan projeyi onaylayınca Ahmet San'a Avrupa yolu gö ANKARA TASI Hobisi mi, mesleği mi? EUREKA toplantısına katılmak üzere Londra'ya giden Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, KKTC temsilciliğinin büyük bir otelde düzenlediğı resepsiyona katılırken, özellikle Londra1 daki Türk gazetecllerle hemencecik sıcak ilişkiler kuruverdi. "44 yıllık devlet hizmetine ragmen" hâlâ dmç ve genç kalmasının nedenini soran bir gazeteciye, Halefoğlu önce, hiç sigara içmediğıni, her gece de en fazla iki kadeh içki içtiğini söyledi, sonra da konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bakın ben mesela Almanya'da seflr Iken, Türklerln çahştığı bir madene inmek Istedlm. Hem de hanımla birllkte. Yerin bllmem kaç metre derinlne önce asansörle Indlk, sonra dekovlllera blndlk. En uçta bir damarda bir Türk çalışıyormuş, onuda görelim dedlk. Şöyle bir 5060 metre de yerlerde sürünerek gittlk. Şimdi böyle ve benzert Işlerl görev olarak yapmaya kalkacak olureanız çekllmez... Ama ben yaptığım isten zevk alıyorum. Kısacası mesleğlml hobi glbl yapıyorum. Mesleğinl hobi glbl lcra edlnce, ya da hoblni meslek olarak benlmsedlğln zaman yorulmazsın. Ayrıca yorulursanız da dinlenmesini blllrseniz Ne kl, 15 ülkede yayımlanacak diye Türkçe'nin dışında Ingilizce olarak sunduğu program sonunda yapılan tüm tanıtım, hiç tanınmamış yabancı şarkıcı ve toplulukları Türklere tanıtmak oldu. Çünkü Çeşme Müzik Yarışması sadece TRT televizyonundan yayımlandı... ingilizcesi zayıf Türklere de Halit Kıvanç aracılığıyla biraz ingilizce ogretllmiş oldu... Sonunda yarışma sonuçlandı... Neco gözyaşları arasında ülkemize ilk uluslararası müzik birinciliğini kazandırdı... O gece sevinçten ne yapacağını bilemez durumda olan Çeşme halkı, yine Ahmet San'a ait olan 9,5 adlı diskotekte sabahladı (Giriş 2500 TL.) Ve "En Büyük Türkiye, En Büyük Neco sloganlan ile ilçeyi inletti... Oysa "en büyük" olan yaklaşık 50 milyonluk bir tutarı, birkaç gün içinde ceplerine indiren organizatörlerdi. hı gündemde HİKMET ÇETİNKAYA İZMİR ANAP, iktidar olmanın rahatlığı içinde Izmir 2. bölgede ve Manisa'nın 1. ve 2. bölgelerinde yoğun bir yatırım politikası uyguluyor. Manisa Belediye Başkanı Ertuğrul Uayıoglu, sanırız sıcakların verdiği olumsuz etkiyle lzmir'in Manisa'ya bağlanmasını isterken de şunu vurgulamak amacında: "Manisa Organize Sanayi Bölgesi, tstanbul ve Izmir kökenli sanayicilerin yatırım merkezi. Bornova ile Manisa'nın arası 33 kilometre. İzmir'i Manisa'ya bağlayalım, bu iş olsun bitsin." Manisa Belediye Başkanı Ertuğrul Dayıoğlu, bir süre önce ANAP tl Başkanı Kadir Benzergil'i görevden aldırıp yerine Kaya Yardımcı'yı getirdi. Şimdilerde politik keyfine diyecek yok. Bunun tadını çıkarırken şunları söylüyor: "Bizim Menemen, Foça, Aliaga ile çok yakın ilişkimiz var. Bu ilçelerin bizim olması gerekir. Onlara daha iyi hizmet getireceğimize inanıyoruz. Bu konuda gerekli işlemlere başladım. İJç ilçe Osmanlı döneminde İzmir'e baglıydı." Seçim havasına girdik ya, Dayıoğlu'na karşı olan eski ANAP İl Başkanı el altından haber salmış Ismail Özdaglar'ın doğup büyüdüğü Demirci yöresine. Demiş ki: "ANAP'a 2. bölgede oyle bir ders vcrin ki, akılları başlarına gelsin. Goruyorsunuz, Dayıoğlu seçim kazanmak için Izmir 2. bölgeden Foça, Menemen ve Aliaga'yı Manisa'ya takviye etmek istiyor. Oysa oreda da seçim var. Dayıoğlu, bu üç ilçeyi alır mı alır. Aman dikkat edin. ANAP'a oy vermeyin de kime verirseniz verin." Şimdi siyasi kulislerde şöyle bir söylenti dolaşıyor: "tsmail özdaglar'ın başını Adnan Kahveci değil, Dayıoğlu yedi. Demircililer, Özdaglar'ın ahını ara seçimlerde alacaklar. "Nasıl?" sorusuna verilen yanıt şöyle: "Demirci, Manisa'nın en yoksul yöresidir. Cumhuriyet kunıldugundan bu yana tek milletvekili ve bakan çıkardılar. Aım mutluluklan uzun sürmedi." Ertuğrul Dayıoğlu'nun ise çevresindekilere yanıtı şu oluyor: Bizim hacıhoca takımıyla muzırlara ödünümüz yok... 'Devam zammı' ödenmemesi TekeVde sorun yaraüyor tarak bazı işçilere "devam zamYAVUZ ŞtMŞEK mı"nı uygulamadılar. BazılannTekel lşletmeleri Genel Mü dan da ödedikleri ıniktarı geri aldürlüğü kesinleşmiş mahkeme dılar. karanna karşın "devam zammı" Tekel'in Paşabahçe Ispirto ve nın ödenmesi konusunda genel lçki Fabrikası'nda çalışan işçilerbir uygulama yapmaktan kaçınıden bir kısmının geçen yıl bu koyor. Bu tutumun "devam zamnuda açtıkları dava sonuçlandı. mf'na hak kazanan işçilerin tek tstanbul 4. İş Mahkemesi 19 Eytek dava açmasına, bunun da Telül 1985 tarihli kararı ile Tckelkel'in milyonlarca liralık masraf de uygulanan hesaplama şeklini ödemesine neden olacağı öne sü yerinde bulmayarak işçilerin "derülürken, Tekel Genel Müdürü vam zammı"na hak kazandıklaSüreyya Yücel Ozden, "Bizim rına hukmetti. Tekel avukatları yönetimimizde yasaya karşı, ni"hükmedilen tazminatın miktazama karşı hiçbir işlem olmaz. rı nedeniyle" temyiz edemedikYalnızca iki işyerinde yakınma leri mahkeme kararının "kamu oldugu bildirildi. Durumu yaranna temyizi" için Adalet Bai n c e l e t i y o r u m " dedi. kanlığı'na başvurdularsa da baTekel'de Tek Gıdalş Sendika kanlık bu istemi "gerek ve imkân sı'nca bağıtlanan, 1 Mart görülmemiştir" yanıtıyla geri çe198028 Şubat 1982 tarihleri ara virdi. Bu gelişmelerin ardından sında geçerli toplu sözleşme ile, yazılı başvuruda bulunan Tek "haftalık çalışma süresi 6 işgu Gıdalş Sendikası 5 No'lu şube nüne göre duzenlenmiş işyerle yöneticileri uygulamanın mahkerinde bir senelik hizmeti sonıın me kararı doğrultusunda yaygında 250 işgunu fiilen çalışınış laştırılarak "devam zammı"na olanlara" "devam zammı" öden hak kazanmış tum işçilere ödemesi ve bu zamnıın saat ücretle me yapılmasını istediler. Bu isterine yamıtılması sağlandı. Ancak me, Tekel tşletmeleri lşveren IşTekel yetkilileri işçilerin 510 da ci tlişkıleri Grup Mudürü özcan kika ya da yanrıı saat gibi işe geç IJnal imzalı ve 17 Haziran 1986 geldikleri günleri hesap dışı tutarih, 26794 sayılı yazı ile olumsuz yanıt verilirken şu gerekçe öne sürüldü: "(...) istanbul 4. İş Mahkemesi (...) kararı miktar yönünden temyiz edilememesi nedeniyle Yargıtay tetkikinden geçirilememiştir. (...) Aynı durumdaki işçileri kapsamak uzere maddenin toplu iş sozleşmesinde yer alan açık hükmüne ve konuluş gayesindeki temel esaslara karşı genel bir uygulamanın mümkün olmadığı" Yetkililerin bu kararı karşısında tek tek dava acacaklarını ve kesinleşmiş mahkeme kararı söz konusu olduğundan davaları kazanacaklarını belirten işçiler, "Sonuçta biz zaman kaybedeceğiz, Tekel'se mahkeme ve avukat masrafları ıııızı ödeyerek milyonlarca lirayı" şeklinde konuştular. Tekel lşletmeleri Genel Müdüru Süreyya Yücel özden ise konuyu 10 gun kadar önce Tek Gıdalş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı ile görüştüğünü, kendisine yalnızca iki işyerinde yakınmalar olduğunun iletildiğini belirterek, "Bu işyerlerinde durumu incelt tiyorum. Herkese şamil bir mahkeme kararı mı, yoksa sınırlı bir karar mı söz konusu, bunu araştıracagız" dedi. meaele yok." Halefoğlu, gazetecilerle sohbetini sürdürürken, kendisine tanıştırılan İngiliz milletvekili, Bahreyn büyükelçisi, Afrikalı bir diplomat ve bir Alman yetkili ile İngilizce, Arapça, Fransızca ve Almanca kısaca selamlaştıktan sonra bir başka anısını şöyle aktardı: "Dısişleri bakanı olduktan sonra İlk kez Bonn'a glttlğlmde meslektaşım Hans Dletrlch Genscher İle karşılaştım. Kendlslnl Almanya'da seflr Iken Içişleri bakanı olarak tanımıstım. Türk ve Alman gazetecllerln önünde benl ilk gördüğünde aorduğu İlk soru, 'Seflr mi olmak daha iyi, yoksa bakan mı?' oldu. Ben de, bu soruya gazeteclıerln önünde cevap veremeyece glml söyledlm. Neyae, baaın menaupları salondan çıktı, ben de cevabımı söyledlm: •Seflr olmak'. Kendlsi seflrllk yapmamış oldugu İçin benlm cevabımı pek lyl degerlendlremedl herhalde." Bir gazetecinin, "Efendlm, agustos ayında denlz kıyısmdakl bazı teslslerde Incelemeler yapacak mısınız?" şeklindeki sorusunu "Hayır biz tatll yapmıyoruz " diyerek vanıtlayan bakan, kendisini 'kablnede, hatta Mecliste Arapça, eski Türkçe ve Dlvan eaeblyatını bllen nadlr klşllerden blrl olarak' takdim etti. Tatlı sohbetini kâh hadisler ve çevirisi, kâh Divan edebiyatından beyitlerle sürdüren Halefoğlu, kendisinden Dışişleri Bakanı sıfatıyla Çeşme otomatik telefon santralının açılışı ve Bolu Aşçılar Festivali'nde konuşma yapması talep edildiğinde düştügü güç durumları neşeli bir makamda anlattı: "Törene gelenler şlmdl sormaz mı, dısIslerl bakanının Çesme'de ne Işl var? YB da dıslşlerl bakanının telefonla ne llgisl var dlye. Ben de bu soruları kendlme sorduğum İçin, Çesme'dekl törende ellme mlkrofonu ahnca bu soruları cevaplandırmaya başladım. Çeşme İle olan lllşkiml, 194O'lı yıllarda askerllk görevlml bu bölgede yapmış olduğumu söyleyerek açıkladım. Telefon santralı İle olan llglml anlatmak İçin de, 'blllyorsunuz harlciyede en önemli vasıta muhaberedlr' deylverdlm. Bolu Asçılar Festlvall'ndekl konuşmada İse mutfakdlplomatlk pazarlık llkeslne deglndlm. Iste, güzel donatılmıs bir sofrada muhataplannızla nasıl lyl anlaşabileceğlmlzl fllan anlattım." Son olarak, kendisinin "pek mütevazı" bir diplomat olduğunu söyleyen bir gazeteciye Halefoğlu şu yanıtı verdi; "Efendlm bu kadar hizmeti ten sonra başka türlü nası otabtUrim kl?" Kaptan Mustafa ve kazasız atlatılan bir gezi daha ANAP'ın seçim otobüsü PbTEK'de yönetimi "danışman olmayan danışman" Erkal Zenger ile kaptan şoför Mustafa tümüyle ele geçirmiş durumda. Zenger sesleniyor: "Başbakanımızın saygıdeğer eşlerl Semra Özal hanımefendl de otobüsün sol penceresinden sizleri selamhyor. Sevgllerini, saygılannı sunuyor." kırarak en az 60 kilometre hızla giden otobüsü başarıyla kalabalığın içinden çıkartma becerisinı sergiliyor. Başbakan ayrıldıktan sonra özal'ın en güvendiği şoför olan kaptan Mustafa'nın becerileri dönüş yolunda ise dudak ısırtan boyutlara dönüşüyor. Zenger'in teybe koyduğu "Küçük Emrah" kaseti ile aşka gelen şoförümüz 130 kilometre hızla giden otobüsün Köylü kadınlar ve çocuklar, direksiyonunu yerinden çıkar"Bak bak, Semra har.;.n " tıyor ve iki eli arasında karşıçığlıklarıyla otobüsün ardı sı dan gelen araçların dehşet ra koşarlarken, kaptan Musta içinde kalan sürücülerine gösfa direksiyonu sağa ya da sola teri yapıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle