16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Ahnanya'da Türk işçUerine AJDS uyansı ASUMAN AVAR tZMİR Almanya'da tehlikeli boyutlara ulaştıği bildirilen AIDS 'hastafığının TUrkler arasında da yayKinlaşmasının önlenmcsi için TUrkçe broşUrler bastınlırken, HUr Berlin Radyosıı'ndan bır Türk oğretim üyesi, uyarıcı konuşma yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi Tlp Fakültesi'nden 23 son sınıf öğrencisi dermatoloji stajlarıtu Avrupa'da Viyana, Münih, Berlin ve Heidelbergde çeşitli Universilelerin dermatoloji kliniklerinde gerçekleştirdüer. öğrenci grubunun baskanlığını yapan Dokuz EylUl Üniversitesi Tıp FakUltesi Dermatoloji Anabilirn Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Tahsln GUneş, staj sırasında gezdikleri dermatoloji kliniklerinin bünyesindeki AIDS çalışmalarını da izlediklerini belirterek, "AIDS tehliked, Almanya'da panik yaratmış durumda. AIDS vakalannın Avrupa'da her yıl ikl misll artması, tüm UgUUer ve heklm camiası tarafından hiiyük korkuyla lzlenlyor" dedi. AIDS kliniklerinin gezilmesi sırasında hastalık konusunda dünyaca ünlü uzmanlarla da görüşme ola» nağı bulduklarını belirten Doç. Dr. Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ölümcül bir enfeksiyonun ani ve önlenemez yayılımı Avrupa toplumunda korku uyandırmış ve bunun sonucu olarak seks özgurlügü kavramı yeni bir boyut içine girmiflir. Uzmanlar, erkeklerin artık eskisi gibl satranc oynamaya başladıklannı, televl/yon seyrettiklerini ve giderek eve baglandıklannı beUrtlyorlar. Haslalıfın sonuna gelince: Şu anda, AIDS'e yakalanmışlar İçin yapılabilecek fa/la bir jcy yuk. Şu anda hastalann sadece şikfiyetlerine yönelik ledavl yapılabllmekte. " AIDS hastalıgının Almanya'da yaşayan Türkler arasında yaygınlaşmatını onlemek için çeşitli dernekler tajrafmdan TUrkçe broşürler de bastı|rtldığını vurgulayan Doç. Dr. Güneş, •|öyle konuştu: 1 "Yurdumuzun bu yelpazedeki ye• rinin ne oldugu kunusundaki sortıjmuza Berlin Dermatoloji Klinigi og> retlm ttyesl Prof. Nürnberger şu ya! nıtı verdi: Her ne kadar şu an Tıırkiye için bir tehlike yok gibi gorünii. yorsa da, önümıizdeki yıllarda ;yurdunuzda da aynı sorunlann or•Uy» çıkacağını sanıyorum. Onceki ; yıllarda biz de bu haslalıgın Ameri• ka'ya özgü oldugunu duşUnüp gerekli önemi vermcmiştlk. Ancak şimdi durum tehlikeli boyullara varmış bulunmaktadır." Bu arada HUr Berlin Radyosu ve Televizyonu'nda Almanya'daki Türk toplumunu uyarıcı ve aydınlatıcı bir konuşma yapan Doç. Dr. Güneş konuşmasında, diğer zührevi hastalıklar yanında AIDS tehlikesinc de dikkal çekerek, tedavısi olmayan AIDS'e karşı yapılabilecek en etkili yönlemin korunma olabilecegini, bunun da "ailede sadakalle" sağlanacağını bildirdi. "Benim o Allah'ın belası radikallerden biri uldugumu zannet meyin. Amerikan sistemini devirmeye kalktığımı sanmayın." Böyle demiş efsanevi gangster, babaların babası Al Capone Demek ki, ömrünü yeraltında, karanlık bir dünyada geçiren Al Capone bile Amerikan sisteminin erdemlerine inanıyormuş. Uzun ve ülkenin birbirinden uzak çeşitli köşelerinde bulunma imkânı veren bir Amerika ikametinin ardından Avrupa'da, Madrid'deyim. Birden gözüme Time dergisinin son sayısı ilişti. Kapağında "American Best" yazıyordu. "Amerikan olan en iyisi" anlamındaki kapak, Time dergisinin Amerika'nın muhasebesine ayrılmış içeriğini yansıtıyordu. Yazıyı bir heyes okudum. Madrid'de de Amerika'dan kurtulamamıştım. Kapak konusu olan yazıda, yaklaşan özgürlük Anıtı'nın 100. yıl kutlama törenleri ima edilerek, Al Capone'un yukarıdaki sözlerinin ardından şu satırlara yer verilmişti: "...Çelişkiyi kutlayın.. Hareketlilifti kutlayın, çünkii biz, siirekll hareket halinde bir halkız ve bu hareket amaçsızlıktan degil iyimserlikten kaynaklanır... • Bazı jeyler kutlanmak için degildir: Yoksullar ve umutsuzlar daha da yoksullaşmakta ve umutsuzlaşmakta, zenginler daha da zenginleşmektedirler. Çocuklann çocuğu oluyor. Eski sanayi dallan zayıflryor. Israf. Cehalet, herkesin yüksekokula gitmesi gereken bir ülkede. Cehalet, televizyonla sunulan hurafeler, hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret..." Bu satırlan okudukça ne kadar doğru oldugunu ve bu satırların yazıldığı derginin Amerika'nın en çok satan dergisi oldugunu dUşündüm. Bir paradoks daha. Amerika'ya özgü. Amerika'yı görmeden bu satırlan okuyanlar, o ülkenin dünyanın en çekilmez yeri oldugunu bile düşUnebilirler. Oysa, kurulduğu günden bu güne paradoksal biçimde tüm ırkları mıknatıs gibi kendisine çeken bir büyüsü olmalı. Nitekim, aynı satırlann devamında şu cUmle gözüme ilişti: "Hemen her utanç kaynagı her şeyin üzerinde kutladıgımız özgürlügün bir sonucudur." Işte Amerika'nın büyüsü ve her kötülüğün nedeni. Bir paradoks, hem de kimsenin üstesinden kolay kolay gelemeyeceği bir paradoks daha. AMERİKAN AİLESİ DAĞILIYOR , Sahıbı Cumhuriyrt Maıbaacılık ve Ga/eıecılık Turk Aııunım Şırkeıı aJınd Nadlr Nadi. # (ıcncl Yayin MUdılru Hasan O n ı l , Mııesscsf Müüurıı t'minr UfakhgU, Ya/ı Ijlerı Müdılrıl Okay (.nnrnsin, • H.ıhcr Mrrkr/ı Mııdıırıı Yalfin Bayrr. Sayfa DÜ7<MU YrtncMmenı Ali Acar, • Iem\thtler ANKAHA Yalfin »oftan. I/MİR Hikmrl <,>linkaya, ADANA Mrhmrl Mrrran. TAKVİM 10 TEMMUZ 1986 Imsak: 3.37 GUneş: 5.34 Isıanbul Haberlerı: Rrha Öz, Dı$ Haberler Lrgun Balcı, fckonomı Osman Ul«(t«y, KUItUr: Ccltl Üsltr, Magazın. YalfM Pckfca, Spor Danışmanı AMulkadtr Yıkelman, DUzellmc Rfflk Dtırbnf, Araştırma. Şahla Alpay, IşSendıka Şuknn Ktltnd. HaberAraşlırma. Ufuk GiUdcmir, • Koordınaıor Ahmtı Konılsan, • Malı Işlcr. Crol Erkul, Reklâm ve Halkla llışkıler Gttldcrea Koşar. Idare: Hiaeyin Gurer, Ijlelmc: öndcr ÇcUk. BUgılşlcm Naü l u l . Basan ve Yavan Luml»uriycl Macbaacılık vc Gazetecılık T.A.Ş. TUrk Ocatı Cad. 39/41 Cagaloglu 14114 l<( , PK 246lstanbul,fel.512 05 05(20 haı)Telex: 22246 # Burolar Ankara: 7,ıya Uökalp Hulvarı Inkılap Sokak No: 19/4 Tel. 33 II 4147, Tclcx 42)44 • lımir II Zıya Bulvarı 1352 Sok 2/3, Tel: 25470913 12 30Telex: 52159 • Adana: Çakmak Cad No: 134 Kal 3, Tel: 1455019731 Telex 62155. öğle: 13.14 Ikindi: 17.13 Akşam: 20.45 Yatsı: 22.32 Amerikan ailesi dağılıyor AMERİKA Dev Sandviç Boston'da bir universite hocası şunları söylüyorr "Ailede iki kişi de çalışıyor. Çocuklara bakan yok. Çocuklar büyüyünce, 40 yaşlarında ayrılmalar başlıyor. Ailenin çözülmesi, paranın her türlü değerin üzerinde bulunduğu bir toplumda kaçınılmaz" /kmerika'da özgürlüklerden yararlanmak için çok para kazanmak gerek. Bir kişinin geliri, toplumun alıştırıldığı tüketim kalıplarını korumaya yetmiyor. Toplumda herkes çalışmak zorunda. Eşcinselliğin ve dolayısıyla AIDS'in bu kadar yaygın olması, özgürlükten çok, toplum yapısının çarpılmasından meydana geliyor olmalı. AIDS korkusu Amerikan toplumunu öylesine sarmış ki, normal cinsel ilişkiler bile korkutucu bir hal almış. gin düşen" kentı olabileceğine bayağı inanmıştım. 70 yaşındaki Don Ross, petrolcülük yapıyordu. Tam bir tngiliz centilmeni gibiydi. Jeoloji mühendisi olan, 60'lı yaşlarının başındaki ortağı, kendisi gibi rotaryenGeorge Jones ise ertesi gün özel uçağına atlayıp Colorado eyaletine, Denver'a yaşlı annesinin yaşgünü panisine gitmeyi tasarIayacak kadar ince, terbiyeli bir insandı. VVichita'da "Dallas" ve "Hanedan" gibi dizilerin nasıl Amerika'nın bir başka gerçek yüzünü yansıttığını düşünmekten kendimi alamadım. Hele, Iranlı erkek garsonla, Çin'in Kanton eyaletinden kopup oralara gelen sevimli bayan garson, Don Ross'un sıla hasreti çekmemem için bir jest olarak getirttiği alabalıklı, ıstakozlu, baklavalı, hurmalı, incirli yiyecekleri sofraya sundukça şaşkınlığım daha da artmıştı. Donuk günlük temposuyla bu sapa yerde bu yiyeceklerin ne işi vardı? Don Ross'un konuklarından Avukat Robert Giroux'nun eşi balıkların her gün 900 mil uzaklıktaki Nevv Orleans'tan, hurrnanın ise 1900 mil ötedeki Californiya'dan geldiğini söyledi. Ne de olsa uçak denen bir araç vardı. Baklavayı da Don Ross kime yaptırmışsa yaptırmıştı. Giroux'lar, Kansas senatörü Nancy Kasselbaum'un tanıdıklarıydı. Birkaç gün içinde Chicago'daki Israil Başkonsolosunu ağırlayacaklarından söz ediyorlardı. NVichita da bir Amerika zenginliği gerçeği idi ve böyle bir yerde psikiyatristlere iş düşmemesi gerekirdi. Ama Paul Ruby, işinin başından aşkın oldugunu söyledi. Çok hastası vardı. En çok rastladığı vaka, depresyondu. Depresyonun nedeni olarak Amerikan halkının çok hareket eden bir halk olmasını göstermişti. Ruby ile evine giderken arabasında konuştuk. "Biz hareket halinde bir toplumuz. 2 yıl bir yerde kalırız, 3 yıl bir başka yerde. Bu sürekli hareket güvensizlik yaratıyor. Çunku insanlar kökleşemediklerini, ayaklarının havada oldugunu hissediyorlar" dedi. Aynı saptamayı bir tarihçi, üstelik 25 yıldır Amerika'da yaşamasına rağmen bir Doğulu kaİan dostum Feroz Ahmed'den Boston'da duymuştum. Ruby'nin evinde, sofrada diğer konuklarla konuşurken Wichita'nın ne kadar sıkıcı oldugunu söyledim. Konuklardan bir doktor, eşine baktı ve "Biz buradan aynlmaya hazırız" diye sözümü kesti. Zaten burası evliliklerinden bu yana yaşadıkları UçUncü şehirmiş. Ballandıra ballalldıra anlattıkları Baitimore'u bırakıp VVicHita'ya gelmişler. "Niye Wichlla'yı terk etmeye hazırsınız?" diye sordum. "İş için" cevabını verdi. "tşsiz degilsiniz ki" diye üsteledim. Bu kez, "Daha iyi bir iş için. Daha çok para kazanmak için. Bir degişiklik için" dedi. Madrid'de Time dergisinde "...Harekelliligi kudayın, çünkü biz sürekli hareket halinde bir halkız ve bu hareket amaçsızlıktan degil, iyimserlikten kaynaklanır" cümlesini okurken aklıma VVichita'daki o akşam geldi. Hareketlilik... Depresyonun kökündeki neden, aynı zamanda Amerika'nın müthiş dinamizminin dibindeki gizdi. Bir başka paradoks... Olof Palme Parkı DtKlLt, (ANKA) "Olof PalmeBanş ve özgürlük Parkı", 13 temmuz pazar gtinü Dikili'de törenie açılacak. Dikili Belediye Başkanı Ostnan özgü ven'in ANKA'ya yaptığı açıklamaya göre, 1986 yılı şubat ayında Dikili Belediye Meclisi'nde oybirliği ile alman karar uyarmca parka "Olof PalmeBanş ve özgürlük Parkı" adı verildL OlofPalmenin eşi ve fsveç tzmir Başkonsolosu 'nun da davet edildikleriparkın açılış töreninden sonra "Barış" konulu bir de Panel yapılacak. Prof. Cevat Gerayın yöneteceği panelde Azlz Nesin, Haluk Gerger, Reha Isvan ve Ali Sirmen konuşmacı olarak yer alaeaklar. Alman Bakan Ankara'da ANKARA (ANKA) Devlet Bakanı Mesut Yılmaz'm resmi konuğu olarak pazar günü Türkiye'ye gelen Federal Almanya Ekonomik Işbirliği Bakanı Jurgen fVarkne, dün Ankara'da temaslarına başladı. Warkne, Türk hükümet yetkiiileri ile yaptığı görüşmelerde özellikle uygulanan ekonomik politikaları övdü ve bu politikaların devamımn Türkiye'nin AET'de yerini alması açısmdan taşıdığı önem üzerinde durdu. Başbakan özal, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, Devlet Bakanı Mesut Yılmaz, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Ekrem Pakdemirli ile görüşen konuk bakan "Izlenen politikalar sonucu ekonomi canlandı" dedi. Cengız Çandar Havaalanının pistleri eridi WASHINGTON, (a.a.) fVashington'da 61 yıldan bu yana görülen en sıcak yaz günleri yaşanırken, Dulles Uluslararast Havaalanı'nın pistleri eridi. Dulles Havaalanı'na önceki gün iniş yapan bir DC10 tipi yolcu uçağının piste değmesi ile "batması" bir oldu. îlgililer, uçağın 185 yolcusu ile 11 kişilik mürettebatından yaralanan olmadığını, ancak sağ iniş tekerleklerinin yarım metre kadar asfalta gömüldüğünü söylediler. • ı ITI Türkiye Icra Komitesi Devlet denetîminde özel hazine kazısı İZMİR, (Cumhuriyet Ege Biirosu) Hazine bulmak umacıyla dcvlctin gözetiminde kazılarını sürdüren iki kişi, üç katlı Bizans dönemine ait olduğu sanılan saray buldu. Pamucak yöresinde Kumtepe olarak bilinen yerde sürdürülen kazılarda, emekli general ve eski milletvekili Orhan Tttrkkan ile Cemal özbek lüm masrafları karşılarlarken, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ile Selçuk Muze MUdürlüğU, denetimi üstleniyor. 1984 yılı ekim ayında başlatılan ve hazine bulmak için yurütülen kazılarda, üç katlı olduğu sanılan bir Bizans sarayı kalınlısı bulunmuştu. Daha sonra çeşitli nedenlerle ara verılen kazılar 1 Temmuz 1986 tarihınde yeniden başlatıldı. Hızlı biçimde süren kazılar sonucunda korsan hazinesi yerine, Bizans sarayının büyük bir kısmı ortaya çıkarıldı. Killlür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ve Selçuk Müze Müdürlüğü'nün denetiminde hazine bulmak için kazılarını surdüren Orhan TUrkkan ve Cemal özbek, bugüne değin 10 milyon lira masraf yaptıklarını belirttiler. Bu özgürlük tutkusu öylesine anlamsız noktalara varabiliyor ki, toplumun temeli sayılan aile çatırdamaya başlıyor. Feroz Ahmed, Boston'un Arlington semtinde oturuyor. Aynı mahallede oturan bir çıftten söz etmişti. Aynı sokakta kocanın bir başka evi daha varmış. Yani çift ayn ayrı evlerde tek tek oturuyormuş. Zira artık büyük iki çocuk sahibi olan karısı, annelik kavramını "Neden erkekler dogurmuyor?" diye sorgulayacak kadar özgürleşmiş. Bu çok istisnai bir örnek mi? Şüpheli. Amerikan ailesinde çözülüşe işaret eden örneklerden sadece biri. Amerikan ailesi dağılıyor. Ailenin bu kadar çok yüceltildiği, Başkanhk seçimlerinde bile Başkan ve eşinin verdikleri ortak görüntünün seçimlere etki yaptığı bir ülkede ailenin çözülmekte olmasını anlamak güç. Boston'da bir Amerikan vatandaşı Universite hocasl, "Boş versenize" diyor, "Reagan'ın kendisi bosanmış biri. Bir oğlu eşcinsel. Kızı yoz. O mu örnek olacak bu topluma? Ayrıca, Reagan ve onun temsil ettiği cereyan ne kadar didinirierse didinsinler, ailenin çözülmesine yol açan dina MUTLU AİLE ÇATIRDIYOR Seçimlerde adaylann en büyük kozu, düzgün bir aile yaşantısma sahip olmaktu Bunu vurgulamak için seçim gezilerine çoluk çocuk çıkılır, fotoğrafçılara yukarıda Reagan ailesinde görüldüğü gibi hep birlikte mutlu pozlar verilirdi. Aile bu kadar önemltydi Amerika için. Oysa para her türlü değerin üstünde yer altnca Amerikan ailesi dağılmaya başladı. mikler aksi yöndeki çabalardan daha güçlii. tki kişi de çalışıyor. Çocuklara bakan yok. Çocuk yapmamak ya da çocuklar büyüyünce, 40 yaşlarında ayrılmalar başlıyor. Ailenin çözülmesi, paranın her türlü değerin üzerinde bulunduğu bir toplumda kaçınılmaz." O çok yüceltilen Amerikan sistemi, özgürlüklerinden en keyifle yararlanmak için çok para kazanmayı gerektiriyor. Bir kişinin geliri, toplumun alıştırıldığı tüketim kalıplarını korumaya yetmiyor. Toplumda herkes çalışmak zorunda. Ayakta kalabilmek bununla mümkün. Gelişmenin, ileriye doğru güçlü atılımların iticı gücü olan rekabet, aynı zamanda kişisel ilişkiler için, dostluk için tam bir zehir. Acımasız rekabet, her bir Amerikalıyı ürctken ve güçlü bireyler haline getiriyor, ama onlan hazin bir yalnızlığa da mahkum ediyor. AIDS BELASI Eşcinselliğin ve dolayısıyla AIDS'in bu kadar yaygın olması, özgürlükten çok, toplum yapısının çarpılmasından meydana geliyor olmalı. Playgirl adlı, çıplak erkek fotoğrafları yayımlayarak kadınlara hitap eden derginin haziran Sayısını San Francisco'da satın aldını. Kapağında "ABD'de Seks" baslığını taşıyan bir rapordan bahsediliyordu. Rapor, belli başlı Amerikan şehirlerinde seks olgusunu irdelemiş. Birkaç rakam tüyler ürpertici: San Francisco'da rastlanan AIDS sayısı 1766. AIDS'den ölenler 853. Aynı sayı Los Angeles'ta 1346'ya 550. Bu sayı Ncvv York'ta 4984 vakaya ve AIDS nedeniyle rastlanan 2651 ölüme tırmanıyor. AIDS korkusu Amerikan toplumunu öylesine sarmış ki, toplumun çarpılmasının yol açtığı iliskilerin ürünü olan bu hastalık, toplumun daha da çarpılması sonucunu getirmiş. Karşı cinsler birbirine AIDS virüsü taşıyabilir diye kuşkuyla bakıyor. Hastalık, eşcinsel ilişkilerle hızla yayıldığı için bu tür ilişkiler bile korkutucu hal almış. Toplumu saran bunaiımlar, yalnızlık, güvensizlik duygusu, uyuşturucu tutkusunu besliyor. Uyuşturuculara düşkünlük ise kokainin pahalıhğı nedeniyle suç oranını arttırıyor ve bu konu Amerika'nın bir türlü baş edemediği başlıca hastalığı sayıhyor. Onca önlem, kokainin Meksika sınırını aşıp Amerikan topraklarına girip her yana dağılmasını ve toplumu kemirmesini önleyemiyor. Amerika'nın tam ortasındaki, buğday ambarı VVichita'da psikiyatrist Paul Ruby'ye, kendisine çok iş düşüp düşmediğini sordum. Ne de olsa VVichita tek bir yoksulu olmayan, herkesin evinin ve arabasının bulunduğu gayet zengin bir Midwest (Ortabatı) kentiydi. tşsizi yoktu. Hatta adam başına Amerika'da en çok zengin düşen kent oldugunu VVashington'da duymuştum. VVICHITA'DA * Emekli Albay Don Ross, iş ortağı George Jones ile beni Wichita Club'de akşam yemeğine götürdüğunde NVichita'nın "Amerika'nın adam başına en çok zen Kültür Servisi Uluslararası Tiyatro Enstitüsü ITI Türkiye tcra Komitesi'nin Haldun 7aner'in ölümüyle boşalan başkanlığına Refik Erduran getirildi. 5 temmuzda yapılan toplantıda, komite sekreterliğine Ayşegül Yüksel, muhasip üyeliğine Recep Bilginer getirilirken, Cüneyt Gö'kçer ve Turan Oflazoğhı tcra Komitesi üyeliklerıni korudular. Bulgaristan ve insan hakları VtYANA, (ANKA) Dışişleri Bakanı Vahtt Halefoğlu, Bulgaristan 'da yaşayan Tiirklereyapılan baskıları, Avusturya ziyaretinde de gündeme getirerek "Bulgaristan, Helsinki İnsan Hakları Anlaşması'm ciddi biçimde çiğnemektedir" dedi. Halefoğlu, A vusturya Dışişleri Bakanı Jankorvitsch '• in onuruna verdiği yemekte yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sorunu, yeni bir göç anlaşması ve diyalog ortamı ile çözümlemek istediğini, Sofya 'mn ise bu girişimleri yanıtsız bıraktığını belırtti. Halefoğlu, dün de Avusturyaparlamentosunu ziyaret etti. Türkiye, Mudanya'da açlık greviyapan özgür ailesinin 15 yaşmdaki kızları Ayşe özgür'ün yurda getirilmesi için tüm ülke ve uluslararası kuruluşları, Bulgaristan'a baskı yapmaya çağırdı. StRECEK Fransa'nm eski Kültür Bakanı Jack Jang: Benim sevğ iği cesaretin ve yuratteıhğıı I)ış Haberier Servisl ABD'nin simgesi kabul edilen özgürlük Anıtı'nın 100. yıldönümü türenlerinin yankıları devam ediyor. Çeşitli Vayn organları, bu arada dünyanın en çok satan haftalık dergileri olan Time ile Newsweek son sayılarında Nevv York'ta yapılan ve Fransa Cumhurbaşkanı Françols Mitterrand'ın da ABD Başkanı Reagan ile birlikte katıldığı törenlere büyük yer verdi. Bu arada, Newsweek dergisi de, Fransa'nın 1981'den bu yılın mart ayına dek Pierre Mauroy ve Laurent Fabius'un sosyalist hükümetlerinde Kültür Bakanlığı'nda bulunmuş olan Jack Lang'ın kaleme aldığı bir makaleye iki tam sayfasını ayırdı. Jack Lang'ın makalesi şöyle başlıyor: "Her Avrupalının bir ideal Amerika hayali vardır. Benim scvdigim Amerika, cesaretin ve buyuk serüvenin, araştırmamn ve yaratıcılıgın Amerikasıdır. Benim Amerikam, Rob Dylan ve Jimi Hendrix'in, Btssie Sınith ve Miles Davis'in, Mark Rolhko ve Frank Stella'nın, Leonard Bernstein ve Laurie Anderson'ın, Martin Luther King'in ulkesidir. Benim Amerikam 1960'ların ve Jack Lang: Her Avrupalının bir ideal Amerika hayali vardır. Benim Amerikam 1960'ların ve 1970'lerin, Vietnam savaşına karşı çıkan genç Amerikalıların kuşağı ile özdeşleşen Amerika'dır. Fransa'da sosyalisi hükümetlerin Kültür Bakanı Jack Lang 1970'lerin, Vietnam Savaşına karşı çıkan genç Amerikıılılıırın kuşagı ile özdeşleşen Amerika'dır. (Tıpkı genç Fransızların Cezayir Savaşı'na karşı çıkmaları gibi) Ve bu kuşak aynı zamanda yeni manevi degerlerle yeni bir hayat biçimi yaralmıştır ve mayıs 1968'de bize Fransa'nın katı yapısına meydan okumamız, 19. yüzyıldan kalma alışkanlıklan sorgulamamız için IIhaın kaynagı olmuştur. Klbette ki, 1%0'larda bazı aşınlıklar olmuştur. Ama, eger bazı şeyleri başarmak istiyorsanız, kabul edilmiş düşünce tarzını altust etınekten, konformizm ve bürokraıik alışkanlıklarla köprüleri atmaktan korkmamalısı mştırmanın, nka'sıdır İnfazdan yararlananlar ANKARA, (UBA) özalhükümetinin "af yerine getirdiğiînfaz Yasası'nın, cezaevlerinı üçte bir oramnda boşalttığı saptandı. Konuya ilişkin soruları yamtlayan Adalet Bakanı Necat Eldem, yasanm yürürlüğe girdıği 19 mart tarihinden beri lnfaz Yasası'ndan yararlanan 20 bin 713 kişinin şartlı olarak salıverildığinı bildirdi. rine etkilerini tartışıyor. Jack Lang, yazısımn bir bölümündc şu görüşe yer veriyor: nız. Jerry Rubin'in '60'lardaki msajı "Yapın!" benim o tarihten beri sık sık haünına gelmiştir. O, benim için bir anlamda Amerika'nın kendi mesajıdır Bağımsızlık lalebi, harekete geçme zorunluluğu, risk almak." Jack Lang, yazısında daha sonra Amerika ile Fransa'nın sahip olduğu değerleri ve birbirle "Avrupa'da yaşayan Amerikan kultürünü teşvik eden, çogunlukla Fransa olmuştur. Fransa'nın Amerikan sanatına tutkusu, yeni biçimlerin çarpıcılıgımn, modernligin soluğunun, Hemingway gibi dünyayı dolasan yazariann, çağdaş dunsın Martha Graham ve Merle Cunningham gibi öncülerinin, caz ve rock'u yaralan devrimci müzikçilerin göz kamaştuıcdıgıyla coşturulmuştur. Bu tutku, bize, Amerikan sanat tarihini araştırttırmış, Amerikan klasiklerinin yeni baskılarını yaptırtmış ve eski Amerikan filmlerini yeniden gündeme getirttirmiştir. Aynı tutku bizi, daha az mutlulukla Amerikan halk kültürünün, "Dallas"ın, "Rambo"nun ve Big Mac'ın tüketicileri haline sokmuştur." Jack Lang, Newsweek'te yayımlanan yazısında dayanışmanın, tek tip davranış ve kültür anlamına gelmediğini belirterek, ABD ile Avrupa ve Fransa arasındaki farklılık unsurlarının da korunması gerektiğine işaret ediyor. Özel servis telefonları ANKARA, (UBA) Türkiye çapındaki telefon abonelerinin yangın ihbarı.arıza servisi, şehırlerarası kayıt, polis imdat, şehirlerarası sıra sorma, şehirlerarası beklemesiz servis gibi özel servisierle yapacakları telefon görüşmelerini ücretsiz olarak yapacakları bildirildi. PTT Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, ayrıca 055, 077 ve 000 numarah özel servisierle jetonlu telefonlardan dajeton kullanmadan görüşebilecekleri bildirildi. Jelon kullanmak gerekli olan ve jeton kullanılarak görüşülen bazı ankesorlu telefon makineleri de bu servisierle yapılan görüşme sonunda makine jetonu iade edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle