16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 TEMMUZ 1986 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR İSMAtL GÜLGEÇ CUMHURİYET/S YAYIN DÜN^ASINDA İNCELEME ARAŞTTRMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY Düşün yaşamımızdan bir kesit Felsefecilerle Söyleşiler, Arslan Kaynardağ, Elif Yayınları, 1986. ZEYNEP DAVRAN Arslan Kaynardağ, Felsefecilerle Söyleşiler adlı kitabında Türkiye'de felsefe eğitiminin üniversite düzeyinde öncülüğünü yapan düşİLmürlerimizi tanıtıyor, onlara hem kendi düşünce dünyalarını bize yansıtma olanağını veriyor hem de Istanbul Universitesi Felsefe Bölümü'nün öyküsünü birinci elden izlememize olanak sağlıyor. Kuşkusuz felsefe eğitiminin öncülüğünü yapanlar sadece bu kitapta yer alanlar değil, Prof. HJImi Ziya, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Nusret Hızır gibi artık aramızda olmayan hocalar bulunduğu gibi, kitaptakı felsefeciler kuşağından olup da kendileriyle söyleşi yapılmayan Ismail Tunalı gibi profesörler de var Kitaba, Kaynardağ'ın herkesi içermek gibi bir savı olmadığı varsayımıyla yaklaşmak gerek. Sokrates'ten beri felsefe yapmanın en iyi yolu diye benimsenen karşılıkh konuşma yönteminin, yazar tarafından hocalarımızı tanıtmada uygulanması kanımca rastlantı değil. Prof. Macit Gökberk, Prof. Halil Vehbi Eralp, Prof. Mazhar Şevket tpşiroğlu, Prof. Takiyettin Mengüşoğlu, Prof. Nermi UyRur, Prof. Bedia Akarsu, Prof. foanna Kııçuradi, Uoç. Hüseyin Batuhan, kendisi de felsefcci olan yazarın yoksa Reichenbach'ın pozitivizmi yahut da Hartmann'ın yeniustaca sorularına verdikleri yaontolojisini Türk düşünürlerine nıtlarla yaşam öykülerini, felsefe çalışmalarını, belki de hepsin p tanıtması açısından değil. Felsefe eleştirel düşünceyi, eleştirel den önemli, heplmizi ilgilendiren düşünce de özgürlüğü gerektirir, konular karşısında aydın olarak tutumlarını, yazık ki güncelliği özgurluk olmayan yerde felsefe dc bilim de yapılamaz. Bu inanni yilirmeyen, bir türlü çözülmeca sahip oldukları içindır ki bir yen üniversite sorunlarını gözler Prof. Gökberk, bir Prof. Akarönüne seriyor. su vb. felsefeciliklerinin yanı sıProf. Macit Gökberk 1933 yıra gerçek Atatürkçulüğun, anlında tstanbul Üniversitesi'ndelamlı vc yararlı Batıcılığın savuki görevine başlamış; yani üninucusu olmuşlardır. "Bizim Baversite reformunun yapıldığı yıl. tı karşısında sorunumuz birkaç "Ben Felsefe Böliımünün belki yönlü. Kiınimü Batı emperyalizde ilk asistanıyım" diyor Sayın mi ile Batı kulturünu birbirine Gökberk ve devam ediyor, "Dakarıştmyor, kimimiz de kulturha önce böyle seminerler de yokle uygarlığın birbirinden bağımtu. Hocalar liselerde olduğu gisız ayrı şeyler olduğu inancında bi gelir ders anlalır, ogrenci noi tular, sonra sınav günü gelince, direniyor. Bu son söylediklerim hoca ogrenciye soru sorar ve not bugün hâlâ, Atatiirk devriminin verlrdi." Aynı kuşak felsefecileri 60. yılında, Tanzimat kafasını hep kitapsızhktan, ana metinlesürdurenler. Oysa Cumhuriyetrin öğrenciler tarafından okunaten beri yöneldiğimiz Batı, ronemamasından, Türkçe felsefe disansını yapmış, aydınlanma dölinin yetersizliğinden yakınıyor. neminden geçmiş, bilimsel diışüözetlemek gerekirse, bu öncüler nüşe yoın'lmiş Batı kulturu ve exnihilonihil ilkesini çürütürceuygarlıgı. Bütün sorun bu bilimsine yokluktan felsefe eğitimi yasel düşıınüşü benimsemekte, ratmış, yoğun çabalar harcamış, Atatürk ün "tek uygarlık, tek bu yolda da epeyce eziyet çekkıiltur" sozii üzerinde duşunup rnışler. 1970'li yıllarda Almanya bunu kavramakla. O zaman evveya Ingiltere'deki meslektaşlarırensel kiıltiire, çağdaş kiiltüre nın Prof. Bedia Akarsu gibi katkıda bulunma olanağı da "dort buçuk yıl, giinde dörder kendiliginden dogacaktır" diyen saatten" felsefe sözlüğu hazırlaProf. Bedia Akarsu Türkiye'de mak için çalıştığını sanmıyorum. felsefe ve bilim ile uğraşanlara yol göstermiş oluyor. , Felsefe bölümünün kuruluş ve Arslan Kaynardağ'ın kitabını gelişmcsindc Alman felsefecilebüyük bir zevk ve ilgiyle okurinın katkısı iki yönden olmuş: dum. Bunda, Sayın KaynardağVon Aster, \V. Kranz, Keichenın söyleşi yaptığı felsefecilerin albach gibi Nazi yönetimine dayatısının hocam olmasının payı namayıp tstanbul'a gelen felsefeyadsınamaz; tümü 196O'lı yıllacileı kanalıyla ve Almanya'ya rın başında bana felsefeyi tanıokumaya giden felsefecilerimizin N. Hartmann, Spranger gibi dütan, sevdiren değerli hocalarımşunurlerle yaptıkları çalışmalardı. Yazarı, Türk duşün hayatımn dan. Kanımca, o karanlık yıllarbir kesitini okurlara etkin bir bidakı etkileşim bir gerçeği vurguçimde tanıttığı için kutlamak laması bakımından çok önemli, gerekir. KtM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK W\c /LHAM Gfc'LMlYCorî. Yurtdısından "Geçiş Sürecinde Türkiye" Fransa'da çağdaş Türkiye'nin çeşitli yönlerini inceleme konusu yapan ilgînç katktlardan olusan bir kitap yayımlandı. La Turquie en Transiüon: Disparitİs, Identitis Pouvoirs (MasionNeuve Larose, Paris 1986) baslığım taşıyan derlemenin editörü Altan Gökalp. Kitapta yer verilen incelemeler arasında Marcel Baıin 'in "Türkiye'de BölgeUrarası EfitsitUk", Altan Gokalp'in • "KırsalAUuı, Köy, KırsalUk: Anadolu Köylülüğünün Araştmlması", Çağlar Keyder'in "Ktiçük Köylü Üretimi Üıerine FarkUaftınbnif Bir Model" ve Nedim Gürsel'in "Ya$ar Kemal: Bir Geçiş Dönemi Romancısı" başhkh çalışmalan bulunuyor. François Georgeon, İViUiam Hale, Orhan Koloğlu, Nilüfer Göle ve Şehmus Güzel derlemede katkılan bulunan diğer imzalar. PtKNtK PtYALE MADRA BU KUTUGA NE VAC BILlVOP AKJMEM RdBUÇALACAkT " DEBSEM UÇAB 'UçuçeocBsı UÇUÇ 8ÖCEĞI TEPLIH RABUC n UÇUC BÖCEâî Ortaçağ nu, ortaçağlar mu Servcr Tanilli, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası, Insanhk Tarihine Giriş: Ortaçağ, Say Yayınları, Istanbul 1986. MEHMET A. KILIÇBAY Her toplum kendi yaşadığı dönemin diğerlennden farklı olduğuna inanır, çünkü yaşanmakta olan yaşanmışa nazaran her zaman daha belirsizdir ve belirsizlik, farklılık duygusıınun kaynağıdır. Her toplum geçmişe bakar, onu sorgular, ondan medet umar veya onu kendi dönemini yargıladığı bir mahkcme olarak kullanır. Sonuç olarak her toplumun geçmışi bugününün aynasında yeniden ınşa edilir. Çok istenmesine ve çoğu zaman öyle olduğunun iddia edilmesine rağınen, bugunden bağımsız bir tarih yaznıak henuz insanoğlunun yetenekleri arasında yer alamamıştır. Röncsans ltalya'sı, kendi çağının farklılığına dair algılamasını bir tarih felsefesi halinde formüle etmiştir ve "Ortaçağ" terimini bu bağlamda ona "borçluyuz." Ancak, burada çok dikkatlı olmamu gereken bir durum ortaya çıkmaktadır. ltalyan Rönesansı'ndan bizc miras kalan bir 'terim'dir. Kavramın kendisi ise çok eskidir. O kadar eski ki, başlangıcını bulmak mUmkün değildir. Yazısı olmayan toplumların tUınünde evrenin ve ınsanın oluşumunu açıklayan efsaneler vardır ve bunların hemen hepsınde bir "Orlaçağ" kavramı bulunmaktadır. Daha alışık olduğumuz toplumlara bakmak gerekirse, Eski Yunan ve Roma yazarlarında çeşitli adlar altında bu kavrama sıklıkla rastlamaktayız. Bütün F.ski Yunan düşünürleri, çağlar arasında farklılıklar bulmuşlar ve kendilerininkiyle, mutlu bir geçmiş arasında kalan karanlık bir dönemden söz etmişlerdir. Unutulmaması gcrckcn nokta, bizzat ortaçağın da bir "Ortaçağ" kavramının bulunduğudur. 1000 yılııun dehşetini tekrarlanan hcyccanlar içinde yaşayan bu insanlar, kcndı dönemlerinin çağların soııuncusu olduğuna inanmışlardı ve ebedı selamete ulaşmadan önce ziyaret edılen cisınani dunyanın biı "Ortaçağ" olduğuna inanıyoılardı. la Rönesans olarak adlandırılan bu dönem insanı için yeniden doğan hiçbir şey yoktu; her şeyi ilk kez kendi oluşturuyordu. Quatrocento insanına göre kendi dönemi insanlığın ulaştığı en mükemmel aşaıııadır ve onctkilerin tumunden Ortaçağ gizenıli bir kavramdır, farklıdır. Fakat bir ınedium aerum kimilerı ıvin haınasî bir dönemdır veya tarihin durakladığı bir döneın (Alman romantıklcrı) ve yozlaşmayaşanmıştır. t^le 15 yu/yılın ttalnın zıddıdır. Diğer bazıları ıçın yanları için ortaçağın anlamı buulusal birimlere ayrılmamış evrendur. selcı bıı toplumun çağıdır (kilise). Demek ki tarih yazınında genel Gcnc bazılarına göre ısc her türlü kabul gören ortaçağ terimi, Quatgcrılığın, yobazhğın kol gczdiğı karocento'nun kendi geçmişine bakıranlık bir dönemdır. Doğaldır kı, şının bir ürunu olarak ortaya çıkıp, butün bu genellemeler gerçek olasonradan evrcnscl bir nıtelik kamayacak kadar geneldırler ve Bazanmıştır. Dönemleme, tarihçılığın tı ortaçağı bunların hiçbiri değilbüyük sorunlârından biridir. Ordir. taçağın tarih disiplınının kavramlarından biri haline gelmesiyle, ona Türkiye'de Batı ortaçağı bilinbir doğum ve bir de ölüm tarihı mez, ama ona dair hurafeler ortabulmak gereknıiştiı. 4761453 ullıkta bilimsel gerçeklermiş gibi tekemizde kabul gören yegâne kündavul ederler. Çok basıt bir örnck yedir, ama yüzlerce başkalarının olarak çarşaflı bir kadın çoğumuolduğunu hatırlatmakta yaraı var za göre bir ortaçağ kalıntısıdır. Oydır. Çünku eğer varsa bir çağ baş sa gerçekie, çarşaflı ve peçelı kaIama7, başlanıaya başlar ve bit dın, çoğu zaman sanılanın aksıne, mez, bitmeye yu/ tutar. bir Eski Yunan icadıdır; Islamıyete Ri/atıs kanalıyla geçmiştir. OrAvrupamerke/.ci tarih taçağ ise, kadının kendini erkeğin Öte yandan, her toplumun, heı dışında ayrı bir kitnlik olarak uretmeye başladığı dönemdir. Çağdaş uygarlığın kendi ortaçağının buözgur kadının kökleri Batı ortaçalunması, bunların zamansal ve kurumsal çakışmasını gerektirmez. Açıkçası, bunların çakışmaları çok nadırdır ve sadece rastlantısaldır. Bu açıdan, Batı ortaçağını insanlığın tUmünün ortaçağı kabul etmek, Avrupamcrkezci bir tarih anlayışıyla veya insanların farklı mekânlarda aynı kaderlere maruz kalacaklanna dair doğrusal tarih kavrayrşıyla hemfikir olmak anlamına gelmekiedir. ğındadır. Nihayet, ortaçağ hakkındaki dayanaksız, fakat dayanaksız olduğu ölçüdc yaygın olan bir duşunce de, bu dönemin feodalite ile çakıştığıdır; bunun uzantısında ise, her toplumun ortaçağının feodalite ile özdeş olduğu düşünülmektedir. Ne yazık ki ülkemi^de son zamanlarda bu bıçimsel d'üşünme tarzı büyük bir yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Ve bunun sonucunda çok basit denklemler kurulmakladır: Ortaçağ butun insanlık için belli bir zaman dilimine sığdırılan, bu sınırlar icinde tammlanabilen bir dönemdir. Bu dönem, aynı zamanda feodalitenin egemen olduğu dönemdir. O halde bütün toplumların feodal bir geçmişi vardır. Bu gibi özdcşlcştirmelcn aşmak çok güçtür; çünkü insanların çoğu ıçın çcşıtlilik, çoğulluk bir telaket; özdeşlik vc türdeşlik ruhları rahatlatan ve kurtaran bir mutluluktur. Server Tanilli'nın aktarma ağırlıklı kitabı, ortaçağların çakıştığı izlenimini uyandırması nedeniyle tadile muhtaç, ama ortaçağ hakkında Türkiye'de yayımlanan nıspeten kapsamlı ilk eser olması açısından çok yararlıdır. Ote yandan, Tanıllf ııın feodalitenin Batıya o/gu bir olgu olduğunu gormus olması, başlı başırfa önemli bir olaydır vc gelecekte bu konudaki tartışmaların nihayet bir temele oturabileceği konusunda umut vermektedir. fflZLI GAZETECİ NECDET ŞEN i TdBII SlZI DE /3NLÛMIVO ÇİZGtLİK KÂMİL MASARACl Kısa... Kısa. Emmanuel Mounıer / VAROL UŞ FELSEFELERİNE G/R/Ş, Çev. Serdar R. Kırkoğlu, Alan Yayıncıtık, Mayıs 1986, 216 y. Kendi de varoluşçu bir duşunür olan Fransız felsefecisı E.Mounier'nin (19051950) varoluşçu felsefeyi konu alan kitabı ilk kez 1946'da yayımlandı. Kitabın Türkçe çevirisinde çevirmen Kırkoğlu'nun "Varoluşçuluk ve E.Mounier" başhkh bir sıınıış yazısına ve Mounier'nin yaşam oyküsune yer veriliyor. Güven S.Kızıltan / ÇAĞIMIZÜA YABANC1LAŞMA SORUNU, Metis Yayınları, Nisan 1986, 157 s. Güven S. Kızıltan'ın çalışması "yabancılaşma" u/.erine bellı başlı kuramların ırdelenmesinden harckct edcrck, yabancılaşma sorununun gunumuzdeki boyutlarını ve tarzlarını taıtışıyoı. Fıkret Başkaya / BORÇ KRİZİ ÜZERİNE B/R DENEME, Birlik Yayınalık, Nisan 1986, 147 £. Fikret Başkaya'nın yeni kitabı azgelişmiş ülkelerin borç krizini konu alıyor. Denemede azgelişmiş ülkelerin "mukayeseli üstünlüklere ve serbest ticarete uyum sağlamaya dayalı büyüme yaklaşımını terk etmedikleri ve gelışmişlerin tuketim modelini taklit etmeyi sürdurdukleıi surece, borç sorununun gündemde kalacağı" savunuluyor. Nevyire özkan / CEZAEVt CEZAEVİ, Onur Yayınları, htanbul 1986, 352 s. Neyyire Özkan'ın kitabı, 1980'den bu vana Turkiye cezaevlerinde yaşananlardan kesitlcri, olayların tanıklarının, yakınlarının ve savunucularının anlattıklarına ve belgelere dayanarak yansıtıyor. Sırn Atalay / B/R ÖMÜR POL/TİKA, Yayına hazırlayan: Hikmet Bıla, Milliyet Yayınları, Nisan 1986, 349 s. Kapatılan CHP'nin önde gelen isimlerinden ve Cumhuriyet Senatosu eski başkanlarından Sırn Atalay'ın (19191985) Zincirbozan günlerine kadar uzanan ve daha önce Milliyet gazetesinde tefrika edilen anıları kitap olarak yayımlandı. Orhan Koloğlu / M/YOP ÇÖRÇİL OLA Yl, Yorum Yayınları, Nisan 1986, 139 s. İlk Türkçe gazete Ceridei Havadis 1840 yılında bir lngiliz tarafından yayımlandı. bu girişimin perde arkasında ikısi bakan, uç Osmanlı devlet adamının idamı ile sonuçlanan bir olay vardı. Orhan Koloğlu, bu tarih çalışmasında söz konusu olayın öykusünü anlatıyor. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEM4L GÖKHAN "Quatrocento" Çağdaşları tarafından Quatrocenlo olarak adlandırılan döneın (1400'ler), bu manevı aynmların çok ötesinde bir maddı uygarlık kurmanın telaşı içindeydi. Bu nedenle Michelet'nin yakıştırmasıy TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN Çelebı 10 Temmuz "F£TR£T DEI/fi/"NİN SONU i4f3'TE BUGUN, OSMANLI PEVLETI 'NıN r'F€T12Er OEVRt " P/y£ ANILAN DÖNEMI SONA EeC*. "FASILA İ SALTANAT" OA DENILBM BCI PEVıR, PÖÜOUNCU PADlŞAH YfLD/GlM SAyEZtr'tN ANKARA SAVAŞl'NOA TlMueiENK'E Y6fJILM£S/yL£(f+O2)BAŞLAMIŞ, Ç£LEgi MEHMET'fN yONE Ç ELE GEÇ/ZMES/A/E &E~ GlfJ SUKMÜŞTÜ. SALJANATKAVGASIMA f OEŞLe&YLE YAPTI6I MUCAPELEfk4USA ÇECSSl 'Yf DE ALTETMEStYLB(1O 7EMMUZ T4fS) SONA E&YORPU OSMAMLI PEYierr'fijM ıtaNcı Kueucusu SAYIIAN MEHMET Ç£L£B/, 8 YIL TAHTTA KALACAKTIfi. Noi: fe/refPeı/n: Yaphrım gücü ka/mamç h/r uonehmın yamhhğı zaman ı/e e.rk b / ğ Fasdaı Salktmaf. Salhınafaralığı. resim iç mimari grafik tekstil sinema TV seramik CUMHURİYET KİTAP KULÜBİTNDEN HABERLER AYIN EN ÇOK SATA\ ÇOCl'K KtTAPLAKl 6.6.198610.7.1986 Sıra: Kod: Kltabın Adı/Yazan: 147 002 127 028 127 147 086 Û22 086 086 002 044 004 000 057 031 143 048 248 058 Konuşan Balıkla Yalnız Kız/Oğuz Tansel Okul Oncesı Çocuklara OyunlarRondlarfR.Sel Beş Ouyu/H.Ozatalay Çobanla Bey KızıfOğuz Tansel Kuçuk Kara Balık/Samed Behrengi Flyatı KDV d. 700550 330 700220 Güzel Sanatlar Fakülteleri yetenek sınavlanna "iyi" hazırlanmak için 140 56 50'denlütfenbiran önce bilgi alınız. 2 1 3 4 5 6 7 8 9 10 Ttoya Masalları/Azra ErhatfiO kitap 220 ' 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET Mısır ıltı hürrİYi'lf kai'iıifiıyor! Kalııre 9 (a.a.) Maliye Nazın dun hutçeyi mebusan meclisine tevdi ederken kaputulasyonların ılga edtlmiş olduğunu bıldırmış ve demı^tır ki: " Ecnvbılerın ntıfade elmekte oldukları ınalı imtiyazların kaffesinın ilgası ıııaddesinin hukumet programının başında yer alacağım resnıen ılan ederiın.' Maliye Nazın, hukunıetin kaputulasyonların ilgasındun sonra ırad ve veraiet vergılerı ıhdas edeceğını söylemıştır. Tarikalçılar Ankara 9 (Telefonla) Tarıkutçılık ve ufurukçülük suçile geçenlerde yakalanmış 10 Temmuz 1936 olanların muhakenıelerine gayı ımevkuf olarak devanı edilıyor. Maznunlurdun Keskın luıkuk hakımi Vehbımn ımıayenesı icab etmiş ve muşahede altına alınmışttr. Ufııruk çulerin nıuhakemesine aym on yedısinde devjam edilecekt'r. Maznun nakim hakkındaki rapor da bu 19361986 celsede okunacaktır. Aınt'rilitnla luıraklık Nevyork 9 (a.a.) Sıcak dalgası daha i'ımdiden 143 kışinın ölümüne sebebiyet vermiştir. Wyomingde mıihim hasarlara sebeb olan rnüthiş orman yangınları çıknuştır. Amerıka arazısinin üçte birinin kuraklığa maruz olduğu tahmin edilmektedir. Ezop Masalları/10 kitap Lalonten Masalları/10 kitap Bu Yurdu Blze Verenler/Azlz Nesln Ana Okulu ve Ana Sınılları İçin Modern Matematlk 825 5505001 ioo BU HAFTANIN KİTAPLARI istasyon sanat evi Yeni çıkan yayınları uyelerimizin kolayca sipariş edebılmeleri için kod numaraları ve KDV dalıil l'iyatlarıyla sunuyoru/. 09ü 033 Sevginin Eşslz Kışı/inci Aral/770 TL 160 023 Partlleşme Sorunu1/Sırrı Özturk/880 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle