16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 TEMMUZ 1986 Özetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Polonya Komünist Partisi Kongresi'nin bugün sona ermesi bekleniyor Tel Aviv'de patlanıa: 5 yarah tsrail'in Tel Avtv kentinde, dün sabah erken saatlerde bir otobüste meydana gelen patlamada beş kişi yaralandı. l'olis yetkilileri, şubat aymdan bu yana ilk kez bir otobüste patlama meydana geldiğini bildirdiler. Yetkililer olayla ilgili olarak tutuklanan Arap uyruklulann sayısı hakkında bilgi vermedüer. Gorbaçov Polonya'yı övdü Gorbaçov, konuşmasmın en çok merak edilen, yani uluslararası ilişkilere ayırdığı bölümünde ABD'nin yanı sıra Batı Avrupa ülkelerini de oldukça sert bir dille kınadı. Ülkenin ABD'nin "maceracı, yıkıcı eylemlerine" karşı koyabilecek güçte olduğunu kaydeden Sovyet lider, ama aynı zamanda "Sovyet Amerikan ilişkilerini normalleştirmenin temellerini sahırla, sorumluca bir politikayla attıgım" söyledi. Gorbaçov, sözü Ronald Reagan'la yapması öngörülen zirveye getirerek, zirveden somut sonuçlar almak istediklerini ve görüşmelerin silahlanma yarışını maskeleyecek bir işlev görmesine izin veremeyeceklerini vurguladı. Gorbaçov, "Diinya kamuoyunun aldatılmasına biz alel olmayız" dedi. GORBAÇOV VE JARUZELSKİ Siyasal gözlemcilere göre, Sovyet heyetine bizzat Gorbaçov'un başkanlık etmesi Moskova'nın Jaruzelski'den memnun olduğunu gösteriyor. (Fotoğraf: AP/a.a.) için çok sıcak bir dil kullandı. AP Ajansı'nın haberine göre, Dayanışma Sendikası'nın faaliyette olduğu dönemi, "Polonya'da sosyalizmin var olıış miicadelesi" verdiği yıllar olarak niteleyen Gorbaçov, sözlerini "Sosyalist Polonya diretti, devrimin kazanımlarını korudu ve bugün sizleri nıından ötiirii kııtlamaktan kıvanç duyuyoruz" diyerek sürdürdü. Gorbaçov, salondaki 1776 delegenin şiddetli alkışlarıyla karşılanan bu sözlerinc, "Btınu nezaket kurallarına uymak için degil, inanarak söyliiyorum" cümlesini ekledi. Televizyondan da yayımlanan konuşmasında Sovyet lideri, Polonya Komünist Partisi Birinci Sekreteri Jaruzelski'yi de hararetle övdü. Gorbaçov, Polonyalı liderin ülkesinin ve sosyalizm davasının çıkarlarını korumak için son derece çetrefil sorunlara karşı enerji, ustalık ve siyasal bilinçle mücadele ettiğini belirtti. Gorbaçov'un konuşmasmın sonunda iki lidcr, samimi bir biçimde kucaklaştılar ve Jaruzelski, Sovyet konuğuna üzerine Lenin'in portresi işlenrniş bir halı armağan etti. Sovyet lider, Batı Avrupa ülkelerinin siyasal tavrını da yererek, "ABD'nin aşın tehlikeli politikalarından kendilerini sözle uzak tutuyorlar, ama ABD'nin silahlanma yarışını hızlandırmak için yaptığı baskılara da boyun egiyorlar" görüşünü savundu. Gorbaçov bu konudaki eleştirilerini şu sözlerle sürdürdU: "Batı Avrupa sankl ABD tarafından kaçınlmış gibi bir izlenim doguyor. Bir zamanlann bağımsız Avrupalı liderleri artık yok." BUGITN A U SIRMEN I Bilimsel mi? Türk toplumunun gecikmiş olarak da olsa, aydınlanma çağını yaşamaya başladığı Cumhurıyet'in ilk dönemlerinde, bili me tutku büyüktü. Toplum, çağına açılmada bilimin yadsınmaz ve tartışılmaz yerini öncülerinden başlayarak kavramaya koyulmuştu. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yaşamda gerçek yol gösterıcı bılımdır" sözünün altında, bu tutku ve onun yanı sıra, başka yol göstericiler arayanları uyarma dileği yatıyordu. Çok partılı denen, iki partili yaşama geçilınce ve BayarMenderes ıkılisı ışbaşına gelince, bu tutku küllendi. Bilime verilen önem azaldı, demagoji ile popülizm BayarMenderes iktıdarının iki temel direğini oluştururken, bilimin bir kenara itilmesine şaşırılmamalıydı. "Millet plan değil, pilav istiyor" lafını büyük bir marifet sayan işte BayarMenderes iktidanna egemen olan bu demagog ve popülist tutumdu. 1960 27 Mayıstan sonra, BayarMenderes iktidarının bilim düşmanlığına tepkı, konuların bilimsel açıdan ele alınması, bilime öncelik tanınması gibi eğilimleri yine öne çıkardı. Ama bu arada, sonrakı yıllarda, toplumumuzda iyice yaygınlaşacak olan bir yanılgıya da önceleri zaman zaman, sonraları sıkça düşüldüğü görüldü. Bu da, yanlışları, bilim dışı safsatalan, bilimsel sıfatı olanlara, profesörlere söyletme yanılgısıydı. Bu yanılgı günümüzde yaygınlaşarak sürmekte, hatta temel uygulama halını almış bulunmaktadır Bilim dışı safsatayı profesör söyleyince, onun bilimsel nitelik kazandığı yargısı, şu anda bazı çevrelerde yaygındır. Nitekim, demokrasinin kalan yeşilliklerinın de, yeni yeşermesi olası filizlerinin de tümden köküne kibrit suyu ekmeye niyetli görünen yeni Ceza Yasası Taslağı'nı hazırlayan komisyon ile ilgili olarak Adalet Bakanı Eldem "Taslağı hazırlayan komisyon ilmi nitelikte istişari bir komisyondur" demiş. işte size akıl almaz yanlışları, bilim adamlarına söyleterek safsatayı bilim diye sunmanın pek yeni ve pek canlı bir örneği. Her şeyden önce, komisyonun yapısı bile hiç de bilimsel ve demokratık ölçütlerden yola çıkılmadığını göstermeye yetiyor. Gerçekten amaç bir Ceza Yasası hazırlamaktır. Söz konusu yasa, sivil toplumda sivil kışılere uygulanacak bir ceza yasasıdır. Ama gelin görun kı, bu yasayı hazırlayacak komisyona Askeri Yargıtay'dan bir üye de, hem de düşünce suçuna en yüksek cezayı isteyen ceza hukukunda objektif sorumluluk ölçütlerine göre hareket eden bir üye katılmıştır. Sivil Ceza Yasası'nın hazırlanmasında Askeri Yargıtay üyesinin ne işi var? Yoksa yapılmak istenen, sivil ceza yasasını da askeri ceza yasası haline dönüştürmek midir? Unutmamak gerekir ki, Askeri Adalet ile "asgari adalet" her zaman bağdaşmazlar, kesişmezler, aynı doğrultuda olmazlar. Örnek mı ıstıyorsunuz? işte Şili. Örnek mi istiyorsunuz? işte Askeri Yönetim dönemi Arjantin'i, Örnek mi istiyorsunuz? işte Generaller Brezilyası. Örnek mi istiyorsunuz? İşte Albaylar Cuntası Yunanistan'ı. Örnek mi istiyorsunuz? Tüm yukarıdaki örnekler yetmez mi? Olayın bu çok tehlikeli ve anlamlı yönünü bir yana bırakalım ve şimdı bir yazıya bılırkişı olarak idam cezası istemiş olan ünlü bir profesörün başkanlığındaki komisyonun hazırladığı taslağın "bilimselliğıne!" bakalım. Her şeydenönce,komi9yon,taslağıyla Ceza Hukuku'nun temel ilkesi olan "suçların kanuniliği" ilkesiyle çelişmiş, unsurları, sınırları belirsız yeni suçlar yaratmıştır. Böyle bir tutum içinde olan komisyonun çalışması bilimsel değildir. "Ulusal yararlara aykırı davranış" suçu getirilerek hem suçta kanunilik ilkesi çiğnenirken hem de siyasal iktidarın yargıyı bağlaması gıbı, Anayasa Hukuku ve Ceza Hukuku ile çelişen bilim dışı, demokrasi dışı bir yol tutulmuştur. "Anayasanın güvencesindeki dinler" kavramı ile laiklik ılkesinin temeli, özü ayaklar altına alınmıştır. Böyle bir davranış içinde olan komisyonun bilimsel niteliği olduğu söylenemez. Açıkça görünen odur ki, sözü edilen komisyon, bilimsel vöntemlerden çok siyasal kaygılardan hareket etmiş, bazı siyasal guçlerın etkısı altında kalmıştır. Ustelık de, demokrasıye en karşı olan siyasal güçlerin. Nitekim 146. maddeye getirilen ek, Türk siyasal yaşamında demokrasi dışı girişimlerin ve darbelerın kılıfını hazırlamaya yonelik bir gırışımın ürünü imiş izlenimini haklı olarak uyandırmaktadır. Düşünce suçlarının olduğu gıbı korunması bir yana, bunlara yenilerinin de eklenmesıyle, demokrasi kılıfı altında diktayı özler bir yönelış sergilenmış olmaktadır. Bütün bu olgular şu gerçeği açık seçik ortaya koyuyor. Ceza Yasası Taslağını hazırlayan komisyonun bilimsellıkle uzaKtan yakından ılgısi yoktur. Kurulda profesörlerin bulunması bu gerçeği değiştirmiyor Nasıl ki görünüşte tüm özgürlüklere saygılıymış gibi duran, ama her özgürlüğün sayılmasından sonra bir "ama" ile bunların kısıtlanmasını meşru kılmaya çalışan ve ıçerığı ile bir anayasadan çok bir "amayasaya" benzeyen 1982 Anayasası'nı hazırlayan komisyona profesörlerin öncülük etmiş olmasına karşın, kurul bilimsellıkle uzaktan yakından ilgili değil ıdıyse, bugünkü adı Ceza Yasası, özü "Demokrasiye Eza Yasası" Taslağını hazırlayan kurulda ne idiğü belirli profesörlerin bulunması ona bilimsel nitelik vermiyor. Bilim konuyla ılgılı konuşanların sıfatlarının oluşturduğu bir etıket olgusu değil, bir yöntem sorunudur İşte bu yüzdendir ki, Ceza Yasası Taslağı'nı hazırlayan komisyonun bilimsel olmadığı açık seçik ortadadır Petrol fiyatlan SSCB ve Birleşik Amerika hükümeti, petrol fiyatlarmdaki düşüş nedeniyle Sovyetler Birliği'nin 5 milyar dolar zarar edebileceğini hesaplıyor. ABD Tkaret Müsteşar Yardımcısı Frank Vargo, Sovyetler Birliği'nin döviz gelirleri açısından en büyük sorununun, enerji ihracatından sağlanan kazançlann azalması olduğunu öne sürdü. Temsilciler Meclisi'ne bağlı bir alt komitede söz alan Vargo, petrol ve doğal gazın, Sovyetler Birliği 'nin Batı 'ya yaptığı ihracatın îiçte ikisini oluşturduğunu belirterek, "Bir petrol varilinin fiyatındaki her 1 dolarlık düşüş, Sovyetler Birliği'nin döviz gelirlerinde yaklaşık 500 milyon dolarlık bir gerilemeye yol açıyor" dedi. (ANKA) Sovyet lideri, Polonya Komünist Partisi Kongresi 'nde yaptığı konuşmada, ABD'nin yanı sıra Batı A vrupa ülkelerine de çattı. Gorbaçov 'a göre Batı Avrupa'da artık bir zamanların bağımsız liderleri yok. Şimdikiler ABD'nin tehlikeli çıkışlarından sözde uzak dururken fiiliyatta Washington 'un silahlanma baskısına boyun eğiyorlar. Dış Haberler Servisi Polonya Komünist Partisi'nin büyük kongresinin ikinci gününde konuşan Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov, Jaruzelski yönetimine övgü yağdırırken, ABD'yi maceracılıkla, Batı Avrupa ülkelerini de ABD'nin diimen suyunda gitmekle suçladı. Polonya Komünist Partisi'nin kongresine katılan Sovyet heyetine bizzat başkanlık ederek, siyasal gözlemcilere göre, Moskova'nın Polonya'nm son yıllarda izlediği politiicadan memnun olduğu mesajını veren Gorbaçov, kongrenin dünkü oturumunda yaptığı ve 40 dakika süren konuşmasında Jaruzelski yönetimi ABD ile Italya arasmdaki uyuşturucu kaçakçılığını organize edenlerin başında gelen Pietro Vernengo 'nun (43), Napoli yakınlanndaki Nisida Adası'nda tutuklandığt bildirildi. Polis tarafından yapılan açıklamada, Mafya babası Vernengo 'nun, polis helikopterleri ve devriye gemilerinin de katıldığt büyük çaph bir operasyonla, vaftiz yıldönümünü kutlarken ele geçirildiği kaydedildi. Mafya babası tutuklandı Sovyetler, Temsilciler Meclisi'nin Nikaragua kararını sert biçimde kınadı: ABD devlet terorizmi uyguluyor TASS ajansının yorumunda, "Temsilciler Meclisi karşıdevrimcilere 100 milyon dolarlık yardımı onaylamakla, Nikaragua'da siyasal çözüm istemediğini ortaya koydu" denildi. TASS'a göre, Temsilciler Meclisi'nin kararı, Orta Amerika'da birçok ülkenin içine sürükleneceği büyük bir bunalıma yol açabilecek. Dış Haberler Servisi Sovyetler Birliği, Nikaragua'da karşıdevrimci gerillalara (Contralar) 100 milyon dolarlık yardım yapılmasına karar veren ABD Temsilciler Meclisi'ni sert biçimde kınadı. AP Ajansı'nın Moskova kaynaklı haberine göre, Sovyeı resmi TASS Ajansı'nda çıkan yorumda Temsilciler Meclisi kararının Orta Amerika'da birçok ülkeııin içine sürükleneceği buyuk bir bunalıma yol açabileccği belirtildi. TASS, Temsilciler Meclisi'nin kararıyla gerek Reagan yöneıiminin gerekse Kongre'nin Orta Amerika'da siyasal bir çöziime karşı olduklannın anlaşıldığını belirtti. TASS, şöyle devam etti: "Sovyet halkı her /aman Nikara^ua halkının haklı davasını desteklemi.şlir ve dcsteklemeye devam edecektir. INikaragua halkı, bagımsızlık ve üıgürliıkleri için mücadele etınekte, Orta Amerika'da barış istemektedir." TASS, Temsilciler Meclisi'nin Contralara 100 milyon dolarlık yardım yapılmasını onaylamasını "yeni ve çok tehlikeli bir adım" olarak niteledikten sonra şöyle devam etti: "Bu davranış, uluslararası hukukun ve BM Anayasası'nın en açık biçimde çignenmesini oluşturmaktadır. Amerikan yönetimi demokrasi ve özgürlük sö/cükleri ile açıkça devlet terorizmi uygulamaktadır." Temsilciler Meclisi, geçen halta yaptığı oylamada, 209'a karşı 221 oyla Contralara 100 milyon dolarlık yardım yapılmasını kabul etmişti. Yardımın 70 ınilyon dolarlık bölümü askeri, 30 milyon doları da lojistik olacak. Temsilciler Meclisi'nin kararından bir gün sonra da Lahey1 deki Uluslararası Adalet Divanı, Reagan yonetiminin Contralara yardım etmesini kınayarak, bu yardımın BM Anayasası'nın çiğnenmesi anlamına geldiği kararına vardı. Adalet Divanı'nın kararında şöyle dendi: "Contralara destek saglanması, Nikaragua'nın egemenliğine ABD tarafından müdahale edilmesi anlamına gelmekledir." ABD ise, Uluslararası Adalet Divanı'nın kararına uymayacağını açıklamış bulunuyor. Achille Lauro davasımn ilk gününde mahkeme salonunda Fllistinli sanıklar lehine gösteri yapan 4 Federal Almanya vatandaşı, dün Cenova 'da 3 'er ay hapse mahkum oldular. Cezaları tecil edilen sanıklar daha sonra serbest bırakıldılar. 4 Almana 3'er ay hapis Saddam: Körfez şavaşını Israil körüklüyor Irak jetleri Harg'ı, dört askeri kampı ve iki haberleşme istasyonunu bombaladı. BAGDAT, (a.a.) Irak uçaklarının önceki gün İran'ın Harg Adası'ndaki petrol dolum tesislerine, dört askeri kampa ve iki haberleşme istasyonuna saldırılar düzenledikleri bildirildi. Bağdat'ta Irak askeri sözcüsü larafından yapılan açıklamada, "Her zaman, ber yerde cezalandırılması gereken Iran rejiminin suçlarına, Irak sessiz kalmayaeaktır" denildi. Askeri sözcü, Şadegan radyo ve röle istasyonu ile Dinarkey röle istasyonunun vıırulduğunu da bildirdi. Bu açıklamadan bir süre önce Tahran radyosu, İran'ın Şadegan kenti yakınlarındaki Saadu ve Abudi köylerinin Irak savaş uçaklarının saldınsına uğradığını ve 5 sivilin öldüğünü, 28 kişinin yaralandığını duyurmuştu. Bu arada, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, savaşta başarı kazanan askerlere madalya verilmesi töreninde yaptığı konuşmada, Körfez şavaşını lsrailin körüklediğini söyledi. Saddam Hüseyin, savaşın "Büyük bir komplo yüzünden devam ettiğini, İsrail'in Huıııeyni ve yandaşlarına savaşı devam ettirmeleri için gerekli yardımı yaptıgım" ileri surdu. Sri Lanka hükümet kuvvetleri Sri Lanka ile Hindistan V ayıran boğazı geçmeye çalışan Tamil gerillalan ile dolu bir hücumbotu batırdılar, 33 gerilla öldü. Sri Lanka Deniz Kuvvetleri'nden alınan bttgiye göre, Hindistan 'dan Sri Lanka 'ya geçerek eylem yapnta hazırlığmda olan gerillalar, bu sırada devriye gezmekte olan bir hükümet hücumbotuna ateş açtılar. Sri l.ankalı askerlerin karşıhk vermesi sonucu batan botta 33 gerilla öldü. Bottan kurtulan tek gerilla da tutuklanarak cezaevine gönderildi. Batırılan botta 33 ölii Beyrut'ta silalılar sııstıı Batı Beyrut'ta barikatlar kaldınlıyor. Lübnan ordusu sürekli devriye geziyor. Bu kez Kuzey Lübnan karıştı. TRABMJSŞAM, (Ajanslar) Suriye, Beyrut'ta ateşkesin sürdürulmesi konusunda kararlı bir tutum içine girerken bu kez Kuzey Lübnan'da durumun gerginleştiği bildiriliyor. FKÖ lideri Yaser Arafat, Lübnan'daki "kamplar savaşı"nda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 2 bin 200 Filistinlinin öldürüldüğü ve yaralandığını söyledi. Beyrut'ta Filistinli mültecilerle Şii milisler arasında ateşkes ilan edilmesinden sonra çarpışmaların yenidcn başlamaması için Şam yonetiminin ağırlığını koyduğu bildirildi. Ayrıca Lübnan ordusuna bağlı askeri birlikler de Batı Beyrut'ta sürekli devriye gezmeye başladılar. Bu arada Cezayir'de bulunan FKÖ lideri Arafat, haftalardır suren kamplar savaşının bitcccği yolunda olumlu bir işaret olmadığını söyledi. Arafat'a göre, Filistinliler Şii EMEL örgütüyle Falanjistlerin saldırıları altında geçen son bif ay içinde 2 bin 200 şehit ve yaralı verdi. Kuzey Lübnan'da ise Sired Daniye köyünde Suriye yanlısı laik Sosyal Ulusal Parti'nin dört üyesi öldürüldü. Olaydan sonra durumun kötüleştiği, partili milislerin köyü işgal ettikleri bildirildi. Trablusşam'daki parti yetkilileri cinayetin sorumlularının, altı Müslüman örgütü bünyesinde toplayan lslam Birliği Hareketi'ne bağlı olduklarını öne sürdüler. 6 Ekim 1985'te Suriye birliklerinin girmesiyle tslam Birliği'nin yöneticileri köyü terk etmişler ve bölgedeki Sünni köylere sığınmışlardı. Son olay üzerine Suriye birliklerinin yeniden köye girmek üzere hazır bekledikleri haber verildi. Güney Afrika, EAlman TV muhabirini smırdışı etti nunaı uurıııuyıtruıı yanlllarl her fır;>atta o ay Haiti Komünist Partisi lideri: ı Ayılar da strese yakalamyor Japonya'mn batısında bulunan Higashiyama kenti Hayvanat Bahçesi'nin maskotu haline gelen ancak üç gün önce ölen Moku Moku adındaki ayının ölüm nedeninin stres olduğu açıklandı. Higashiyama Hayvanat Bahçesi yetkilileri, 6 yaşında ölen Moku Moku ile 3 yaşmdaki Koru Koru adı verilen ayı arasında hayvanat bahçesinin tek dişi ayısı olan "Bayan Blue" yüzünden 'ki kez kavga çıktığmı belirterek, ifoku Moku 'nun, yaşlılığı nedeiyle iki kavgada da fena halde ırpalandığuu söylediler. Sonunusu geçen ay meydana gelen avgalardan sonra, sevimli ayı loku Moku, oldukça durgunıştı ve verilenleri yememeye aşladı. Hayvanat bahçesi çalıanlarının tümünün ortak görüü, Moku Moku 'nun yediği damğı bir türlü hazmedemediği .eklinde oldtt. (UBA) yaratmaya devam ediyor. Son olarak devrik diktatör Ferdinand Marcos'un eşi tmelda Marcos'un 2 temmuzdakiyaş günü nedeni ile başkent Manila 'da büyük bir gösteri düzenlendi. STFA Seeks System Analysts and Analyst/ Programmers • Cıood c o m m a n d < > f Kn>>li.sh • i;.\|XTicıue striKturecl analysis and dcsign ia hniqut\s, • lApcricnc c ııı oıı line intcractivc conııiKrcial applkatioııs dıvvlopıiKnt, 1 • Abilitv to carn a p ı o | r ı t all ılıe vvay Iroııı ka.sihilıt\ !o ini|ilrm(.ntalion and CIHI ıısır iraininj» \vith nıiııimum su|XT\ision, BttfTftMK • Data basf cxpL'iıcn<t1 prfftTrcd, • DI1C \AX or I'DI' ex|xrkıuı.' pa'fcTnd, • rnhcTsıiy dı^rfc in a ıvlaiıtl sıılıjrft and ,m><>d pıogranınım^ liaık^round arr hi^lılv dcsirablr. ' \vıth lull tİL'tails lo lluıımn Kısoıırıvs Dcpartmcni A|ipluatıon.s \vi\\ hc trtatııl (oıifkkniuılly Kanser yavaş yavnş yeniliyor Son araştırmalar, kanserin yavaş yavaş yenilmeye başladığını gösteriyor. Ingiltere nüfus sayım ve araşttrma bürosunun verileri iyileştne oranının eskiye göre önemli bir artış kaydettiğini ortaya koydu. Ülkede son yıllarda kanserden kurtulmayı başaranların sayısında yüzde 45 oranında artış saptandığı belirtiliyor. Sezai Türkeş Feyzı Akkaya Construction Co. STFA Grup Mtrkcîl, Altunuıdc Çamlıca Utanbul Tel Ü9 4J 00 STFA ııoHfvı M AAIİ Merkez. Kunur Sokak No. 4 KızılayANKAKA Tel. 188327 Şube: Zafer Çartjisı Nu. 13 YenişelıirANKAHA Tel. 311281 JOHANNESBURG, (AP) üüney Afrika hükümeti, Federal Alrnan ARD televizyon şiıketinin, Heinrich Buetgen adlı muhabirini sınır dışı etti. Güney Afrika Dışişleri Bakanı Stoffel Botha tarafından Federal Alman hükümetine dün iletilen mesajda muhabirin 24 saat içinde ülkeyi terk etmesinin istendiği bildirildi. Güney Afrika'da, 1983 yılından bu yana görev yapan Alman muhabirin olağanüstü hal ilanını eleştiren bir haber program yaptığı, bu nedenle sınır dışı edildiği bildirildi. Alman muhabir, hakkında verilen karara ilişkin olarak bir açıklama yaparak, sınır dışı edilmesi konusunda kendisine açıklama yapılmadıgını, ancak yazdığı haberin buna neden olabileceğini söyledi. Federal Alman Televi/yonun bir sözcüsü ise yaptığı açıklamada Güney Afrika hükümetinin kararından şoke olduklarını söyledi. Guney Afrika'da patlama olayları ise devam ediyor. Durban'da dün bir caddenin kenarına konan iki bombanın patlaması sonucu yakınlardan geçen bir su borusu, ağır hasara ıığradı. Ancak olayda yaralanan olıııadı. Güney Afrika Enformasyon Bürosu, dün sabah başkent Prctoria'da da iki bombanın patladığmı, olayda yaralanan olnıadığmı bildirdi. Irkçı rejim, patlamalardan yasadışı Afrika Ulusal Kongreşi'nin (ANK) sorumlu olduğunu ilcri sürüyor. "Ulkemde en nüfuzlu adaııı ABD elçisidir" PARİS, (UBA) Haiti Komünist Partisi lideri Rene Thedore, devlet başkanlığı seçiminin eskisi gibi doğrudan yapılmasının ülkeyi yeniden bir diktatörlüğe götüreceğini öne sürdü. Haiti diktatörü Jean Claude Duvalier'nin ülkeyi terk etmesinden sonra Ulkesinc dönüş izni verilen Rene Thedore, Paris'te düzenlediği basın toplantısında. Duvalier'nin yaklaşık 30 yıllık iktidaıını doğrudan yapılan scçimlere borçlu olduğunu kaydederek, "Devlel haşkanı belirleme yelkisi, genel seçimlerle olıışturularak pariamentoya. verilmelidir" dedi. Rene Thedore ABD'nin Duvalier'den sonra da Haiti üzerindeki kontrolünü kaybetmemek için çaba sarfettiğini belirterek, "ABD'nin PortauPrince büyükelçisi, Haiti'de şu anda en çok soz sahibi olan kişidir. Duvalier'nin geniş halk muhalefeti karşısında ülkeyi terk etmesine göz yuman ABD'nin uzun vadede istedigi,"Baby Doe"un aniden iktidara gelmesidir. Muhafazakâr yapısı ile tanınan Haiti ordusunun üeretleri ve bütun giderleri ABD tarafından karşılanmaktadır" dedi. SuriyeABD ilişkileri hızla düzelme yolunda nı Ronald Kea)>an'ın, ııluslararası lerorı/me destek \L'ieıı ulkeleı arasına Surı\c'\ı de dahil elıııcsi ile geıgiııleşın ABDSuıiye ılışkilcıi son halıalarda olumlu bir devıeye girdı. 1 ubnan'da rehin tutulan beş Amerikalı ile ilgili olarak görüşmclerdı hulunmak u/eıe Şaın'a gıdcn AHD Temsilcileı Meclisi uyesi ROIUTI Dornaıı, Suriye Dışişleri Bakanı Faruk K.lSara'nm Aıııcııkalı rehıneleriıı serbesi bı lakılması ı v in kesiıı yaıdım so/.u verdiğini soyledi. Cumhuriyelçi Parıi'nin Kalifoıııiyu scnatörü olan Doınan, I aruk ElŞaıa ile gorııştukten sonra yaptığı açıklamada, Suıiyclı bukuııdun relıiŞAM, ( I J B A ) ABD Başka iK'leıiıı sağ olarak serbest bırakılınası konusılnda gerekli butun çabanın gosterileceği şekliııde kesin soz aldığtnı beliııti. Robert Doınan, Devlet Başkanı Hafı/ Ksad'la goruşebilınek amacıyla Suriye ziyarejini salı gunüne kadar uzaıtığını da kaydederek, Amerikalı rehineleıin serbest bırakılması konusunda 247 senatoı taıafıııdan im/.alanan biı mesajı Hafız Esad'a sunacağını söyledi. Dornan, Hafız Fsad'a vereceği ınesajda ayrıca, geçen yıl 153 yolcusu ile kaçırılaıı Amerikan "Transworld" Hava Volları ııçağının serbest bırakılması konusuııda gosterdiği etkin çaba için teşekkür cdildigıni belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle