15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ŞC1 OLAYLAK VE GORUŞLEJÇ birden irkilir ve sevinç ile şok karışımı bir duyguyla gcri döner. Çünkü aldığı yanıt "üç ay sonra şu gün gcT'dir. Yeni bir süre tanıma şeklindeki ilgisizlik, dııyarsızlıktır bu! Az sayılıp olağandışı örnek diye düşünulnıesin. Kayıt ve ııygulaıııa düzeniyle açıkça kanıtlanabilir sabitliktedir. Büyük kentlerde binlerce abonenin durumu budur. Kamu yönctimi alacağını tahsil ctmekte tembel ve şaşkındır. Hesap bilmeyen bir garip kişiliktedir. Hem de madalyonun ikinci yüzünde para ölçü ve birimini altüst eden bir faiz politi kası yattığı halde, ki bu üzerinde durulınası gereken bir başka nokıayı oluşturmakıadır: Bütçe dışı kamu gelirlerinin yapısını ve seyrini... MENKUL KIYMET SATARAK... Bilindiği gibi iç ve dış borçlanmanın çok yüksek tutulması ve kamu giderlerinin horçlanmaylu finansmanı politikası, 24 Ocağın özellikle son iki yıl içinde en belirgin özelliği olmuştur. Yönetim, ekonomi politikalannda ağırlıkla "fon" uygulamasına yer verme yanında, ayrıca önemli ölçüde menkul kıymet satarak finansman açısından rahatlamayı en etkili ve rahat yol olarak düşünmektedir. Bu düşüncesini geniş şekilde uygulamaya koymuş ve sonuçlarını görnıüştür. Bu düşünceııin araçları, ilk etapta klasik tahvil vc bono satışları, daha sonra, pazarlığa tabi faiz esası üzerine olurtulmuş ihaleli tahvil uygulamaları, KİT ve benzeri kamu mallarının salılması ve gelir ortaklığı senetleri gibi pazarlanmak için arkalarında daha çok kamu gücünü ya da çok yüksek oranlı faiz taahhütlerini gcrektiren para ve sermaye piyasası öğeleridir. Nitekim yönetim, bu yola girdiği zaman, vitrine çok sık şekilde yansımıştır ki, hem borçlanma miktannı yüksek ve kısa vadeli lutmu» ve vade geldiğinde tekrar y... w r ., ... ına duruııninda A de faiz oraraarıj*"™ tılarak açıkça sektör işletmel tur. Vergisiz vej lan kamu boı Bir bakıına, "Enfl lan arasında laizi bi cttik" deyip sürekîf politikası arayışıytao. şıt bir yaklaşıın. Haı kaışıt ki, son aylarda düzeyiyle kurulan bağ şırtıcılığma rağmen, e düştü diyerek mevduat4u lannı daha da aşağılara çL ihaleli tahvil yönteminin m. riliğini koruması ve faiz' rının da yine % 50'nin ül^ oluşu, kamunun kaynak' sinimi, bu gereksinimin m) ti ve tüm bu oluşumların dî nel ekonomi politikasının ki yeri konusunda yeterli düşündürücülükte bir göstergedir. özetle, kaynak gelsin de isterse faiz % 5055 olsun diyen bir o r ^ lam ve yönetim. Ve aynı zamanJ da yukarıda örneklediğimiz iizere, yine kendi gerçek gelirlerine, daha doğrusu şimdi finanse etıııek istediği giderlerinin neden olduğu gelirlere sahip çıkamayan yönetim. Tasarrufçudan topladığı paraya % 55 faiz verip vadesi geldiğinde borç miktannı o düzeyde katlamak zorunda kalırken, sıfır maliyetli bir kaynak olan kendi öz parasını toplayamıyor. Ya da toplamıyor. Toplanıa sabırsızlığı göstermeyen bürokratlarına tonlarca para öderken ve istihdam açığı içinde sıkışan bir ekonomik yapı içinde her şeyc rağmen köşe kapmış olan bu bürokratlar, iş bulmuş olma açısındaiı şanslı bir kesimi oluşturmalarına rağmen!.. Açıkçası bu linansal tcrsliğin belirli bir açıklaması yoktur. Sadece yıllarca söylenen bıkkın ve iş görmez bürokrasi ve "devlet malı dcnİ7" inancıyla özdeştir bu pörüntü. Hemen arkasından bir başka yön gelmektedir. Kamu harca Kaıııu Gelirleri Politikası Kaynak gelsin de isterse faiz % 5055 olsun diyen bir ortatn ve yönetim. Ve aym zamanda kendi gerçek gelirlerine, daha doğrusu şimdi finanse etmek istediği giderlerinin neden olduğu gelirlere sahip çıkamayan yönetim. Tasarrufçudan topladığı paraya %55 faiz verip vadesi geldiğinde borç miktannı o düzeyde katlamak zorunda kalırken, sıfır maliyetli bir kaynak olan kendi öz parasını toplayamıyor. Ya da toplamıyor. FAİK Y. BAŞBUĞ ÎktisatçıBankacı Şu sıralarda 24 Ocak sonrasının scvindirici ve o denli de şaşırtıcı bir gelişmesi açıklandı. Şaşırtıcılığı daha çok sistenı bütiinlüğü içinde öbür bazı politikaların ve uygulamaya dönük kamu anlayışının sonuçlarıyla ilgili. Vergi gelirleri, olağanüstü düzeydc artmış ve son dönemde iki .katına çıkmış. Kamu hizmetlerinin belkemiğini oluşturan ve harcama bütçelerine ucıkça kaynak anlamına gclen gelir kalcmlerindeki bu artış, yinc açıklamaya göre, vergi yasalarındaki yeniliğin vc en önemlisi de denetim hizmetlerine verilcn ağırlığın bir sonucuymuş. Yani vergi elemanlarmın sayısında ve teftiş yöntemlerinde gerçekleşlirilen yenilenme hareketi, en kısa yoldan soııuelarını vergi hasılasının artması üzerinde göstermiş. Aslında, veriler acıkea ortaya koymaktadır ki, gclirlej artmıştır vc hiç kuşkusuz bu gclişme üzerinde, vergi denetimlerindeki ağırlık azımsanamayacak düzeyde paydaş olmuştur. Ama salt gelir artışı açısından bakılırsu konuya, enflasyonu da unutmamak gerekir: Çok sık şekilde ekonomik yönleri üzerinde durulan ve balan birçok şirket sahibini, tasf'iye sonucunda milltimilyarder yapan enflasyonu!.. Nedense bugünlerde noıninal bütçe reel bütçe ayırımı yapan ve enflasyon ölçekli bütçeyi özenle irdeleyen pek yoktur. Vergi gelirleriyle ilgili bu flaş haber gölgesinde iki önemli nok tayı vurgulamak ve örneklemek istiyoruz. Bıınlardan birincisi kamu geliri toplanmasında gencl olarak bürokratik cğilimler, ikineisi ise kamu borçlanması politikasınm iç yüzüdür. Eleklrik idaresi, sular idaresi PTT gibi kamu kuruluşları... Bilindiği gibj her biri son derece elkin ve günlük yaşamın doğal bir uzantısı olan hizmel götürüeü kuruluşlar. Ortadirek denilen cn alt kesimden bolluklar içinde yüzen enflasyon krallarına kadar tüm kesimler, bu kuruluşlarla iç içedir. Ve tabii ki bu yakın dayanışmanın bir de hizmet faturası vardır. Her kisi ya da kuruluş, söz konusu hizmetlerden yararlandığı ölçü ve düzeyde karşılığını teslim ctmck zorundadır. Açıkçası bu iki yönlü etkitepki, toplum halinde yaşamanın ve devletçiliğin özet bir görüntüsü vc bağlıhğıdır. Dil açıktır, hizmel ölçüsü bellidir ve şekle bağlı koşullar açık ve seçiktir. Bunlar görünen yönler. Aına bir de uygulamaya dönük yanlar var. Alacağın oluşum şekli, lahsilatın yapılabilmesi ve sonııçta bir yandan bu hizmetlerden yararlanırken, öbür yandan da hizmctin akçalı yftnünü karşılama ve kamuya olan borcıı ödeme gibi... GÜLMECE KONJUŞU DURUMUNA DÜŞÜŞ Bu açıdan bakıldığında, son yıllarda çok sıkea duyulduğu ve karikatürize cdilip gülmece ko nularına dönüşecek derecede ilginçlikler gösterdiği üzere, örneğin normal bir ailenin telefon ücretinin en çok 2530 bin TL olması geıekirken bir iki milyon TL'lik faturalarla karsılaşılması, daha henüz konuşmaya açılnıamış telefona faturalar gelmesi, bir dönemle ilgili ve tutarları da farklı iki ayrı su parası ödeme makbuzu gönderilmesi gibi i$lemler bir yana, bir de büyiik ölçüde kesinlik ka/anmıs alacaklann tahsilindeki çaıpıklıklar ve saskınlıklar vardır ki, nedensonuç bağlanlılarmı kurnıak ve etkin ve çıkarını düşünen bir devleıçilikle acıklamak, gerçektcn olanaksızdır. () kadar ki, değindiğimiz gibi, bir yandan şaskın faturalar ortalıkta cirit ataıken, bir taıaftan da devlel, alacağı için aylarea ve yıllarca uğramaz, yani parasını atıl şekilde borçlunun cebinde beklelir, en önemlisi de önee salınmışiır sonra itiraz edilmiştir ve sonucunda da iş son müzakere, düzeltme ve tahsil aşamasına gelmiştir, ama olayın üzerinc giden ve sesini çı karan yoktur. İstanbul'da binlcrcc su ve elektrik borçluları. Itiraz edilmiş ve idarece yeniden gözdcn gcçirilerck kesin rakamın bildirileceği söylenip bunun için de son dü zeltme tarihi verilmiş çok sayıda fatura... Tüketici boıçlu, verilcn tarihte kamu idarcsine gittiğinde, düzeltilmiş borç miktannı öğrenip faturasını ödemeyi düşüııürken, BunL. larmı kat. dı tutturul. meydana gelen ç fa başlangıçıa,^, fın 810 katı ye» lan. Ve daha nice Bu örnckler, her > açıkça tanık olduj dir. Hiç kuşkusuz 1 ardında dönen "kî bu tür açık kapıların çok üstünde olacaktır. Ama^ıe sa olsun, ister açık i&ier ka, kamu giderleri bilmeccsi, &, zamanda kamu gelirleri biimecesi ile aynı ölçüye vurulduğunda, görülmektedir ki, ekonornideni sorumlu olanlar, daha modern bütçe tekniklerinin ve çağdaş hesap dünyasının çok uzağında bulunmakıadır. Böyle gclmişti de niçin böyle gidiyor? " t. IJİtv HESAPLAŞMA OKURLARDAN Açıköğretiniin sorunkırı Ülkemiztle yeni olan bu eğiıim sistemi birtakım aksaklıklara rağmen bafarılı olmuşıur diyehiliriz. Ancak ilk yıllarda en aza indirilen sislem halalan sayesinde bafarıyla vüriiliiliirken, II. III. ve IV. yıllarda hirinci yılda bile yapılmcyan hatalar zinciriyle gündeme geldi. Anlayamadığım: İlk yıllar aksamayan sislem, sonraki yıllarda neden aksıyor? Hlzler ülkemizin en gelismlf yöresindeyiz ve kitaplar elimize bir ay Recikmeyle geliyor; ya Anadolu'nun herhangi bir yöresindeki arkadasımızın eline ne zaman geçecek.. ve çalısıp smavlarda bafarılı olacuk? Alabildifiince siskin lutulan kontenjan tekrardan darallılmak için kendi çocuklarım mı yeınesi isleniyor. İlk üç yıl normalin üzerinde bir yükseklikfe olan sınav sonuçlan, bu yıl oldukça düsmüş ya da düşürülmüştıir. İlk olasılık değerlemeye alınırsa, öğrenci kendinden emin olamamanın tedirgintiğiyle karsılasıyor. İkinci olasılıktaysa \islem kendi çocuklarım yiyecektir. Hilindiği gibi kıırulduğu yıl birçok zorlııklarla karstlaştık; birçok belediye, öğrenci saymayıp, paso vermedi. Zorlu bir savafim sımrası birtakım haklara sahip olduk. Sonra ihtilal çocukları dendi, sineye çektik. Şimdi de bu yıl okulu bitirenlerimize kamu kurum ve kuruluşları is vermek istemeyerek arkadasları olumsuzluk ortamtna sürmektedirler. Kanunla kurulmus ve diğer eğitim kurumlarmdan hiçbir farkı olmayan Aöh'e takımlan bu tutum. haksız değil mi? KASIM ÖZKANV İSTANBUL 50 Yıhn Ozeti Yazarhğımın kırkıncı yılını 2 Temmuz 1976 günü dostlar arasında kutlarken şöyle yazmıştım: "Zaman geçiyor. Kişiler ve kişilerin ölümlü yanlarıyla. Ne var ki, arkada birşeyler kalıyor. Arkada kalmış yıllar arada bir aklımıza gelince hüzün ve sevinç karışımı bir şeyler düşünebiliyor muyuz? Arkada bıraktığımız yıliarla hesaplaşınca ağır basan sevindiriyor mu. üzüyor mu? Önemli olan bu. Şimdi 50 yılı arkada bırakırken, yine benzeri duygulara kapıldım. Elli yılın heşaplaşması üzücü müydü, sevindirici miydi? İkisi de değildi. İkisinin karışımı duygularda üzüntüler de vardı, sevinçler de... ilk yazım 2 Temmuz 1936 günlü Uyanış (Serveti Fünurt) dergısınde çıkmıştı. Şimdilerin Türk edebiyatında yeri olmayan şiirimsi düzyazı (mensurşilr) türündendi. Sonra hikâyeler, tiyatro eleştirileri, kısa fıkralar yazdım. Kurun (Vakit) gazetesinde sürdürdüm çalışmalarımı. Fakat bu çalışmalar doyurucu gelmemiş olmalı ki, birkaç arkadaşla birlik olup, bir sanat dergisi çıkarmak istedik. Çoğu tıp fakültesi öğrencisi olan arkadaşlarla bir süre hazırlık yaptık. Inanç adını uygun gördüğümüz aylık dergi 1 Ocak 1940 günü okurlara sunuldu. Istanbul karlar altındaydı. 2000 basılmış ve hepsi satılmıştı. O günler için büyük başarıydı. Ne yazık ki sadece dört ay yayımlayabildik. O yaşların anlamsız hırçınlığına İnanç'ı kurban verdik. inanç'ın ilk sayısına seçtiğimiz kapak resmi, gravür ustası Frans Masereel'indi. "Karadan Aka"a adını verdiği gravür albümünden alınmıştı. Masareel, Romain Rolland, Stefan Zweig, Henri Barbusse gibi insancıl sanatçıtarın yakın arkadaşıydı ve savaşların her biçimine karşı savaşıyordu. 57 resimden oluşan albümde insanlık tarihinin tabloları vardı. Balta girmemiş ormandan yarınınak günlerine kadar. Masereel özetle şöyle diyordu: "İnsanlığın yaradılış tarihini yargısız olarak vermeyi denedim. Hikâyem, balta girmemiş ormanda başlar. Vahşi hayvanlar, doymak bilmez bir açgözlülük ve mülkiyet hırsıyla gelmiş insanlardan kaçmaktadır. Egemen olmak isteyen insanoğlu her şeyi tahrip etmektedir. insan, kurtlara taş çıkartan bir kurttur. İnsanoğlu bir yandan aşırı bolluk üretirken, öte yandan yoksulluk, umutsuzluk ve kini yaygınlaştırır. Hikâyemi yine balta girmemiş ormünda bitirebilirdim ve böyle kötümser bir son, daha bir sanat ürünü sayılırdı belki de! Oysa mizacım ve sağduyum böyle bir kötümserliği asla benimsemez. Çahşmalarım, daha güzel, daha neşeli insanlar arasında haktanır bir düzen umuduyla son buluyor." İstanbul'da 19401ı yıllar, karartmalı geceler, sıkıyönetimli günler, tutuklamalar, sürgünler, radyoların savaş bültenleriyle doludur. Fırınların önünde uzun kuyruklar, karne yolsuzlukları, ölülere kefen yokluğu vardır. O günlerin edebiyatçıları, yaşıtlarım sanatçılar yine de kötümser değildirler. Tek parti yönetiminden, ağır baskısına karşın mutluydular, umutluydular. Çıkarcılık ve kayırmacılık gibi çirkinlikleri bilmezdiler. Beyazıt'ta Küllük'te, Ayazpaşa'da Cennet Bahçesi'nde, Beyoğlu'nda Nisuvaz ve Petrograt pasta evlerinde buluşup, saatler saati söyleşirlerdi; günün her saatinde ve geceleri oralarda edebiyatçılar ve sanatçılara rastlayabilirdiniz. Salâh Birsel'le oralarda tanıştık. Birsel, hem edebiyat fakültesine gidiyor, hem de bir sürü iş tasarlıyordu. Bunlardan biri yayınevi kurmaktı. Konuşa düşüne sonunda yayıncılığa giriştik. AB Yayınevi olarak forma forma çocuk edebiyatı örnekleri yayımlamaya başladık. Kısa bir süre sonra, hıkâyeci ve aktör Ihsan Devrim'in de katılmasıyla ABC Kitabevi'ni açtık. ilk kitap, o günlerde pek sevilen Panait istrati'nin Baragan'ın Devedikenleri romanıydı. Birsel çevirmişti. Avusturyalı Josef Roth : ın Eyub romanı da benim çevirimle çıkmıştı. George Dühamel: in "Havr Noteri" romanı (çevip Halid Fahri Ozansoy), Fin yazarı Sillanpaa'nın Kutsal Yoksulluk (Nobel Ödülü 1940, çeviri: Vehdet Gültekin) ve daha başka kitaplar kısa sürede yayımlandı. Değerli sanatçı ve iyi insan Faris Erkman'ın dekore ettiği küçücük ABC kitabevi, kısa sürede aydınların özellikle ileri görüşlü edebiyatçıların uğrak yeri olmuştu. Yazık ki kısa ömürlü oldu. İkinci Dünya Savaşı'na girmemiş olan Türkiye'de, özellikle İstanbul'da düşünceye baskı ağır basıyordu. Istanbul'un yaşadığı o korkunç 4 aralık, Türkiye'nin politika geçmişinde unutulmaması gereken bir kara gündür. Tek partinin kışkırttığı ve örgütlediği kimi gençler, bizim küçücük ABC'yi, Beyazıt'ta Lena, Beyoğlu'nda Berrak Kitabevleri'ni, Tan Basımevi'ni, Beyoğlu'nda Yeni Dünya Basımevi'ni yıkmıştı. O korkunç cehennemi yaşadım ve hiç unutmadım. Bağırmaktan sesleri kısılmış gençler yokuşu hızia iniyor, sağa sola haykırıyorlardı. Bir an yanı başımda gözlük parıldadı ve bir ses, "Sana da sıra gelecek!" diye haykırdı. Yüzünü hiç unutmadım. Günün birinde ortanın solu göstermeliğine katıldı. Sonra öldü. ABC'yi Arpad Yayınevi denemesi izledi. Kısa ömürlü olunca gazeteciüğe başladım.iYazarlığımı bırakmadım. Çeviri çalışmalarımı hızlandırdım. Bugün adımı taşıyan yirmi kitabın yanı sıra, 30 çeviri kitabın kapağında da adjm yazılı. Yabancı dil bilmeyenlerimizin de o yazarları okumat>ını istediğimden, çeviri yaptım. Kalem çalışmalarımı Cumhuriyet'te Hesaplaşma'yla sürdürüyorum. Doğan Hızlan, 1976'da yayımladığım "Hesaplaşma" kitabım için yazdıklarını şöyle bir değerlendirmeyle bitirmişti: 'Arpad gibiler, her dönemde hesaplaşma sonunda dokuzuncu köyde de barınamayıp, onuncu köye yöneleceklerdir." Ne gam! Köyler tükenmez!.. BURHAN ARPAD Am kompt Ne yaz, Gazetelen topunun p t lergürültüy yüzün^yayı rıkada ş'enli ban giderrte Büyük Soruna Buyuk Çozum B Ü Y Ü K Ş E H l R , Türkiye'nin en büyük konııt yapı kooperatit'idir. B Ü Y Ü K Ş E H İ R şitkci dcğildir; kâr amacı gülıııc/; düHik maliyetli konııl üretir. U Ü Y Ü K Ş L H l R ' d e bülçeni/e ve isteklerini/e uygun 10 tip konut vardır.J H Ü Y Ü K Ş E H İ R ' e a/ m i k t a r d a arsa vc gcncl yiderler payı ödcyen herkes orl;ık olabilir. B Ü Y Ü K Ş L H İ R ' i n lıedcl'i, arsa payı dı.şıııda o r t a k l a r ı n d a n hiçbir para a l m a d a n koınıilaı ıııı lesliın elnıeklir. B Ü Y Ü K Ş L H İ R ' e oıiak olanlar iıısaal ve aflyapı nıaliyeileriniıı lamamı için Toplıı Konııl I onıı kıedilcri ve dış kaynaklı kredilerden yararlanabilirler. Bu kredileri konuiunu/ıı teslim aldıklan sonra 15 yıl içinde,laksille ödeyebilirsini/. B Ü Y Ü K Ş L H İ R ' d c ; kesiııiisi/ e l c k n i k , su ve arıtmalı kanali/asyon sebekesi, meıke/i ısılma sistemi, modern ulaşım araçları, okııllar, eanıiler, lıastane, kreş, çocuk bahç'eleri, yeşil alanlar, o ı o p a r k l a ı , bankalar, alısveıiş ve eöleııee meıke/leri yibi her lürliı çağdaş kurumlar ve imkânlar huluıımaktadır. BÜYÜK'jLJIİR'iıı yapımında uvgulanaeak lıı/lı ve ileri yapı (eknolojisi sayesinde modern konutlaı ını/a kısa bir süre içinde (I9S81 1 JS9 yılıııda) sahip olaeaksını/. ARSA PAYI ODEME PLANI (TL.) Ödeme şekli Taksilsiz (tamamı peşin) ödenecek miktar Kısmen prşin Kısmen peşin kalanı kalanı 12 ay taksitk 24 ay taksitle ödenecek miklar ödenecek miktar 1.200.000 50.000 1.200.000 50.000 570.000 25.000 570.000 25.000 470.000 20.000 470.000 20.000 380.000 15.000 380.000 15.000 270.000 12.500 170.000 10.000 vmlclı mlcıııc \ /V.SYı ll'l , A.* ktllılVı llll \ı\uıl L Geçici inşaaı maliyeti 10.000.000 10.000.000 6.000.000 6.000.000 5.000.000 5.000.000 4.000.000 4.000.000 3.250.000 2.500.000 sııcıl İfchmet Llu ..10.1984] ırlı sucuk i fyoıı Sulh r j . 5.1986 gtlii'+t »85/1449 i i J.000. T L Ş ı meslekten BMİ (lıı kapaıılnuıtl'iC) Hnı edilmiştir.ığı CK: 402 lv^jpjı. fııce ilan oluour. AAI tipi 1 180 m AA2 tipi 180 m' Al lipi 125 m 1 A2 tipi 120 m' Bl tipi 101 m 1 B2 tipi 100 m 1 Cl lipi 81 m' C2 lipi 81 m' D lipi 1 65 m 1 lipi 50 m' I.52O.OOO 2.000,000 a) Peşinat b) Aylık taksit 50.000 2.000.000 a) Peşinat 1.520.000 b) Aylık taksit 50.000 970.000 a) Peşinaı b) Aylık laksil 970.000 a) Peşinat b) Aylık taksil 790.000 a) Peşinat b) Aylık taksit 790.000 a) Peşinat b) Aylık taksil 620.000 a) Peşinat b) Aylık taksit 620.000 a) Pcşinal b) Aylık taksit 470.000 a) Peşinat b) Aylık taksit 330.000 a) Peşinat b) Aylık taksit ıııluk oltUılk (ilk ItlkllİI'tU', ItlİHIH'll l>l'\IIHII IHİCIIIC) 720.000 25.000 720.000 25.000 630.000 20.000 630.000 20.000 470.000 15.000 470 000 15.000 350.000 12.500 230.000 10.000 llllkhlllthl ACIPA? TAPU1İ MAHKE. Acıpajl Mahkcmcsi'l sayılı dava mirasyısı (Irdcm)in Kabukı;u \o olup, bu husus adresi bilinmediğiı yapılanıaınıştır. ' davayı lakip etnie vekitlc ıchlıgaı üzcre duruşma ) 11 7.1986 H * ilanen t c b 1 i i • • /<(') t'KŞI' Itlli'c sı\lik!l'lt tlYlllllllH \l\UIIII7. yıııtlnşUııııııı:, klıııı V ' V * ' " (M'//A Ulk\llll'll l / ı ' ı'Â A •llh'lltlll ıllV'llllltl ktl\'tlk(,vkllU'lV /'/«' llliyilk{l'kllll'tl' ıt.fiıııdckı Hı'vliktlııztt'ntlı', >('/(//' ııiı'i'kf'.ııiı' vuk ıtılık itıılu. 1521) ılukiku BÜYÜKSEH3R Sınırlı Sorumlu KONUT YAPI KOOPERATİFİ Istiklâl Cad. No: 286Odakııle İş Merkezi Kat: 7 Bcyoğlutstanbul lel: 144 45 77 151 49 27 151 49 28143 32 87143 04 24144 80 53 145 57 41 Telex: 24368 BKYKTR. Ticaret Sicil No: 216852164404 DAHA GENİŞ BİLGİ ALMAK İÇİN YENİ BROŞÜRÜMÜZÜ KOOPERATİFjMİZDEN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle