16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
«pjmhuriyet Bilinı (uianıhm ölümü ertelemek için çahşıyor Yaşlanma bilimi uzmanlarına göre, yaşam süresini düzenleyen genler 30 yaş civarında yaşlanıyorlar. Genlerin yaşlanması da birçok hastahğa neden oluyor. Uzmanlar şimdi bu sorunu çözmek için kolları sıvadılar. Eğer başanh olabilirlerse, yaşam süresinin tavanı 115 yılın üstiine çıkabilecek. Dış Haberter Servisi Yüzyılın başmda ABD'de doğan bir kişinin ortalama 45 yıl yaşama şansı varken, bugün 74 yıl yaşaması normal sayıhyor. Ortalama yaşam süresi gittikçe artarken, yaş tavaıu aym kalıyor. 115 yılUk süre, Roma tmparatorluğu'nda da aynıydı, bugün de. Bu olgunun nedenini çözmek, yaşlılıkla artan kanser, kalp, alzheimer gibi hastahkların da anlaşılmasını sağlayacak. New York Mount Sinai Tıp Merkezi'ndeki topIantıda, yaşlıhğın tarifinden çok nedenleri üzerinde duruldu ve yeni düşünceler öne sürüldü. Şaşırtıcı tezlerden biri, yaşhhğın genetik bir programla ortaya çıktığı düşüncesiydi. Buna göre büyüme, gelişme, üreme gibi yaşlılık da belirli genler tarafmdan kontrol ediliyor. Bir insan geç büyüyeceği gibi, geç de yaşlanabiliyor. Ama doğanın, üreme açısından bir yaran obnayan yaşulık dönemi için genler ayıracağına inanmak güc. Öte yandan bazı gerontolojistler (yaşlanma bilimi uzmanlan) ters bir yaklaştmla, "yaşam süresi genleri" olabileceğjni ileri sürdüler. Bu teze göre, vücudumuzdaki bazı genler, insan üreyene kadar vücudu sağlıklı ve işler tutuyorlar. Bu genlerden insanlarda henüz bulunamadı. Ama bir çeşit solucanda, gen değişikliklerinin (mutasyon) ömrü %60 uzattığı belirlendi. Şimdi ölümün bu yolla nasıl ertelendiği araştınhyor. Yaşam süresini düzenleyen genler, 30 yaş civarında yaşlanıyorlar. Florida Üniversitesi'nden Leonard Hayflick, bunun doğada sistemlerin zamanla bozulacağı ilkesinden kaynaklandığım söylüyor. Genlerin yaşlanması, görevini yapmayan er.zimler, yanlış işleyen genetik kodlama gibi sonuçlar doğuruyor. Bu sonuçlartn tümü, yaşlılığa neden oluyor. Genlerin yaşlanma nedenleri ise şöyle açıklanıyor: Oksijen kullanan her hücre, birikerek vucuda zararlı olan yan ürünler veriyorlar. Bu yan ürünler, karşılaştıklan her şeyle reaksiyona girip vücut sistemini bozuyorlar. örneğin damarları tıkamayan zararsız kolestrolü, reaksiyonla vücuda zararlı hale geüriyorlar. Sorunun çözümü, "yan üriinleri süpürecek" bir madde gibi görünüyor ama bugüne kadar bulunan maddeler yararlı olmamış. Bundan vücutta belli sayıda "yan Uriin süpüriicüsü" olduğu. bunun üstündeki süpürücülerin işe yaramadığı anlaşılıyor. örneğin devamh E vitamini yutmak, belli bir miktardan sonra yarar sağlamıyor. Yan ürünler dışında, zararlı proteinleri yok eden sistemlerin zamanla yararlı enzimleri de yemesi gibi bozukluklar da yaşlanmaya neden oluyor. Enzimlerin yok olması, önce hücreleri, sonra böbrek gibi organlan hasta edıyor. Bu sorun da araştınhyor ve çözüm bulunursa, yaşlıhğa neden olan hastalıklann ertelenmesi mümkün olacak. Belki insanlar hiçbir zaman 115 yaş tavanını aşamayacaklar ama araştırmalar, daha uzun ve sağlıklı ömürler getirebilir. Gerontolojistler, bunun için çahşıyor. Sahıbı: Cumhuriyrl Matbaacılık ve Gazetecılik Turk Anonım Şırkeıı adına Nadir \wli, # Genfl Yayın Muduru Hasaa Ccıul, Muessese Muduru FmiiM lş»Vlifil. "ıazı Işlen Muduru OW»> Gonrasia. # Haber Meck.c/ı Mutiuru. Vılçın B*}tr. Sayfa Duzenı >onetmenı Ali \c»r, # Temvlaler \NKARA \ılfiıt Do£ııt. İZ.MİR Hikrael (, Hinka»». \i) \ \ V Mthmeı Meran. tslanbul Haberlerr Rrta 6z. Dış Haberter: ErgM B»kı. Ekoı omi. O a a » Ul|f>*. Kultür: C*I4I llsler. Magazın Yatçia Pck^a, Spar Danışmaru: A.Mi'!kWtr Yöctlınaa. DOzeltme: R*fik Durinş, Arastirma Şatain Alpay, Iş Sendıka Ş u k m Kcttad. HaberAraşurma: Lfuk Güdcmir, • Koordinatör: Akmcl Konıhaa, • Malı lşler: Iroi Erfcut, Rekiâın veHaikla Ilışkıler: Gitdcna Koş», Idare Hmytn Gıırar, t$l«ime Öwtt< ÇdHı. Bilgitşton' N«i t n l . vf Yayan. Cumhuriyvı Maıbaacılık vç GazetecUik T.A, 19,41 Cağaloglu J4334 Isı , PK 246tstanbul, Td:5l2 05 05(20 Burolar Aakın: Zıva Gökalp Bulvan Inkılap Soluık No: İS Telex: 42344 % lımm H Zıya Bulvarı 1352. Sok. 2/3, Tel: 25 52359 • Aduı: Çakmak C a d . No: 134 Kat 3, Tel: 14550. TAKVİM 30 HAZİRAN 1986 lm»k: 3.28 Güneş: 5.28 ögle: 13.12 Ikindi: 17.12 Aksam: 20.47 Yatsı: 22.38 'Aaa, t atbikatta bayan da Alçaktan uçan jetler, ateş eden muhripler ve mavi gökyüzündeki yüzlerce paraşütçü. Gördüğümüz her şey bize 'ilk olma'nm heyecanmı verdi. İlk kez bir tatbikat alanında ağlar içinde gizlenmiş silahlar, yüzleri boyalı, miğferleri otlarla kamufle edilmiş askerler gördük, asker giysisi giydik. Senaryo gereği 'ölü' askerler önümüzde yatarken içimizde bir duygu büyüyor: 'Savaş olmasın.' TÜREY KÖSE ~ Kadın gözüyle, tlk Hedef86 dan izlenimler y Nükleer özel kon ANKARA, (At da ile geçen yılı da yapılan nü, banşçı amaçlar ilişkin anlaşma, lu'nca onaylanı zete'de yayımk uyannca, 2 kiloı yakıtm depolar, ması için birço lemler alınması laşmaya göre Tı nusu miktardak tın taşınması vt sırasında özel i alınmıs bir bölg, sını, bu bölgey kimlik kartı taşı alınmasını ve gi tarafından bu b li gözetim altınc taahhüt ediyor.. ca, Kanada ih nükleer enerjiyi, ların gelistiriln kullanmalanm yor. İZMİR İyice alçalmış jetler, başımızın üzerinden ilerleyip hedefleri bonıbalıyor. Çıkarma gemilerinden çıkan mavidost kuvvetler, "Allah, Allah" sesleriyle ilerliyor, tanklar tepelere doğru tırmanıyor, ucaklardan paraşütlerle askerler atlıyor... Aynı dakikalarda Ege'nin karşı sulannda, Troya savaşmı 1da Dağı'nın tepesinden yöneten "tannlar tannsı, tannlann babaa " Zeus'un adı verilen *Z«us86" tatbikatı gerçekleştiriliyor. Biz, tatbikatı izieyen bir grup gazeteci, "Ege'de gerilimli sıcak giinler" diye tanımlanan, gerçek mermilerin kullanıldığı tatbikatın iki günlük bolümüne son derece neşeli başladık. 27 haziran günü sabah saat 05.00'te tatbikatın gerçekleştirileceği Doğanbey'e gitmek uzere basın merkezinde toplandık. 15 kadar gazeteci tatbikatı rütbesiz asker giysileri ile izleyecektik. Bazı arkadaşlanmız postallarını giymeye çalışırken, bazıları "mavidosf, "kırmızıdüşman" kuvvetler arasında ayırt edilmeyi sağlayacak turuncu göğüslüğü bağlamaya uğraşıyordu. Tatbikatı "tek bayan gazeteci" sıfatıyla izlediğimizden biz de "malum" esprilerden nasibimizi aldık. Doğanbey'e vardığımızda saat 07.00 idi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Başbakan Turgut özai'ı getirecek helikopterlerin inmesini beklerken, gazeteci arkadaşlarla uzun uzun "askeritk haürası" fotoğrafları çektirdik. Arkadaşlarımız sık sık fotoğraf makinelerini üstümüze çevirdiğinde de ilk kez "haber konusu" olarak değerlendirilmenin tedirginliğini yaşadık... Cumhurbaşkanı Evren ile Başbakan Özai'ı getiren helikopterler indikten sonra, kendileri 1 numaralı gözetleme yeruıe geldiler. Asker giysili gazetecileri gö 1967 doğu son yoklaı ANKARA, (a.a. ğumlular ile işl kümlülerin son a maları yarın bas Ekim 1986 tarihi cek. Yükümiüieı ma çağrı pusula ne veya kanun. tebliğ edilmek üi dukları mahaUe tarlıklarma göno yoklama çağrı p\ yükümlüler, ilgili sinde hazır bulu malarını yaptırac kerlik şubesinin ı bulunmayanlar L için son yoklamc bana askeriik şu vuracaklar. Son > yaptırmak için a& rine başvuran hui renim sanatı, mest zik ve diğer aianla lerini gösteren bel, larında bulundun içinde veya dışınd nimi devam eden öğrenci oldukiarıı geleri de aynı tarı de yerli askeriik s den ya da posta caklar. 2 bin yargıç ve savcı kadrosu boş İ ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) Adalet Bakanlığı'nda yargıç ve savcılar arasında geniş capta yer değiştirmeler yapüması amacıyla kararname hazırlıklan yapılıyor. Adalet Bakanlığı'nda Bakan Necat Eldem başkanhğında türn genel mudürierin katıldığı iki gün süren toplantılar yapıldı. İki gün sabahtan akşama kadar süren toplantıJar boyunca kararname hazırlıklan gözden geçirildi. Kararnameler kısa süre içerisinde tamamlanarak Başbakanlığa gönderilecek ve daha sonra Cumhurbaşkanı kenan Evren'in onayına sunulacak. Bakanhk üst düzey yetkilileri, kararname hazırlıklarının çok sayıda yargıç ve savcıyı kapsadığını, Aakara, Istanbul ve lzmir gibi büyük kentlerdeki savcı ve yargıçları da içerdiğini belirttiler. Atandığı yerde süresini doldurmuş olan savcı ve yargıclarla, yer değiştirmesi gerektiğine karar verilenlerin kararnamelerinin kısa sürede hazırlanmasına çalışıhyor. Her yıl bu dönemde normal olarak yapılan kararname hazırhklannın bu yıl daha geniş çapta olması bekleniyor. Adalet Bakanlığı'na bağlı olarak çalışan yargıç ve savcı kadrolarındaki açık ise halen sUrüyor. Bu kadrolarda iki bine yakın boşluk bulunuyor. Toplam yargıç ve savcı kadrosu ise altı bin dolayında. Yargıç ve savcı açığının kapatılması amacıyla bakanhk tarafından yürütülen çahşmalar henüz bir sonuç vermedi. RÜTBESİZ ASKERLER tlk Hedef86 tatbikatmı Cumhuriyet'ten Süvit Tokdemir ve Tiirey Köse, rütbesiz asker giysileri içinde izlediler. Yukanda Cumhurbaşkanı Kenan Evren, gazetedlere tatbikatın değerlendirmesini yaparktn, gökyüzünü kaplayan yüzlerce paraşütçü, tanklar ve kamuflaj içindeki askerler görülüyor. (Fotoğraflar: CUMHURİYET) riınce çok şaşıran Cumhurbaşkanı Evren, gülümseyerek, "Aaa, bayan da var" diye bizi gösterdi. Başbakan Özal da "Çocuklar, çok yakışmış" dedi. Başbakan Ozal'ın tatbikatta ne giyeceği günlerdir konuşulurken, ilgi alanı bir anda gazetecilerin giysilerine kaydı. Açılış konuşmasından sonra biz bir tepenin uzerine oturup, fotoğraf makinelerimizi ayarlayarak "savaş izleyicisi" olmaya hazırlandık. Hazırlanan senaryo gereği kıyıdaki kırmızı güçlerin etkinliğini azaltmak için, jetler ve denizden muhripler ateşe başladı. İyice alçalmış jetler, başımızın üzerinden ilerleyip hedefleri bombalıyordu. Oturduğumuz tepenin hemen karşısında " R " (roket), " B " (bomba) yazılı geniş dairelerden oluşan hedeflerin bulunduğu yerde çukurlar açılıyor, dumanlar yükseliyordu. Derken çıkarma gemileri kıyıya yanaştı, Mehmetçik "Allah, Allah" sesleriyle ilerlemeye başladı. Tatbikatın ikincı gunü sabahı, önce, ilk gun rüzgâr nedeniyle enelenen hava indirme harekâtı gerçekleştirildi. Gökyüzü bir anda ucaklardan atlayan paraşütçülerle doldu. Mavi gökyüzündeki bu yüzlerce paraşütçü çarpıcı bir görüntü verirken, içimizde "ya birinin paraşütü açılmazsa, ya birinin ayagı kınlırsa" korkusu büyudu. Sonra apansız savaş filmlerini anımsayıp bu paraşütçulerin uzerine çevrili, ateş eden silahlar olmamasından rahatlık duyuverdik. Değışik gözetleme yerkrinden tatbikatın çeşıtıı boiümıerini ızlerken, gördüğümüz her şey bize "ilk olma"nın heyecamnı verdi. İlk kez bir tatbikat alanında ağlar içinde gizlenmiş silahlar, uçaksavarlar, tanklar gördük; ilk kez yuzleri boyalı, miğferleri otlarla kamufle edilmiş asksrler gördük; ilk kez asker giyMİeri giydik ve ilk kez bu denli " lere özgü" bir ortamdayu... Seyrettiğimiz filmler, ckuduğumuz kitaplar dışında, savaş düşüncesi ilk kez bu kacar s o mut. Bomba sesleri, silahsesleri ilk kez bu kadar yakınıtıızda. İçimizde bir yanda savaş ;özcüğünun ve atılan bombalar.n sesferinin verdiği ürküntü, diğer yanda gördüklerimizin 'tatbikat" olduğunu bilmenin erdiği guven duygusu. Tahrip gucük yüksek silahlar denenirkeı, kırmızı kuvvetlerin senaryo gereği "ölü" askerleri önümüzde yatarken, içimizde iyice pekişardiğimiz, büyüttüğümüz ' s a v a ş olmasın" özlemı... 'Yurtiçi FI hizmetine z ANKARA, (AN} Genel Müdürü î yurtiçi PJ J hizm yapmayacaklarm Emin Başer, ANk açıklamada, ayncc lirlenen ulusiarara. leks ve telgraf "zam" olmadığını. durumun uluslaraı lardan kaynaklam yen Emin Başer, şt dt "Uluslararası te ve telgraf ücretleri mız düzenleme biı dir. Bu durum, hc uygulanan altın minden kaynaklaı bunu yılda iki kez mz. Bu düzenlemı ieşme kurumlannı anlaşması sayesind* tadır. Ayrıca, PTT metlerine zam yapt likle düşünmüyoru AIDS için tıp kötümser Paris'te yapılan 2. Uluslararası AIDS Konferansı'ndan çıkan sonuçlara göre, önümüzdeki yıllarda hastahğa kesin bir tedavi sağlayacak mucize ilacm icaî edilmesi beklenmiyor. AIDS virüsüne bir aşı bulunması olasılığı da hayli zayıf. SABETAY VAROL PARİS Geçen hafta sona eren 2. Uluslararası AIDS Konferansı'ndan çıkan sonuçlara göre, hastalığa yakın gelecekte köklü bir çözüm bulunması beklenmiyor. Paris'te toplanan ikinci AIDS Konferansına birçok ülkeden 2500 kadar hekim, araştırmacı ve bilim adamı katıldı. Konferansı yüz civarında basın mensubu izledi. Amerika toplantıda bilim adamlarından oluşan bin kişilik bir delegasyonla temsil edildi. Konferans sonunda genel hava, gorece bir kotümserlik şekünde özetlenebilir. Verilen bilgilere göre, şimdive kadar ABDde 21 bin, Avrupa'da 2542 AIDS vakası sayıldı. 1991 yılmda 179 bin Amerikalının AIDS'ten öleceği sanıhyor. Önümüzdeki yıllarda kesin bir tedavi sağlayacak "mucize" ilacm icat edilmesi beklenmiyor. AIDS virüsüne bir aşı bulunması olasılığı da hayli zayıf. Bu nedenle önleyici çarelere ağırlık verileceği anlaşılıyor. AFRİKA ZOR DLRUMDA Bilim adamlan AIDS konusundaki asıl felaketin Afrika kıtasmda cereyan etmekte olduğuna dikkati çektiler. Konferans sonuçlarından ortaya çıkan bilgilere göre, siyah kıtada şimdıden 50 bin kişi bu hastalığa yakaianmış bulunuyor. Bundan daha da korkunç olanı, tahmini rakamlara göre, 2.5 milyon Afrikalının kanında AIDS virüsü dolaşıyor. Afrika'nın güneyindeki büyük kentlerde nüfusun yüzde 5 ila 25'inin virüsle temas ettiği sanıhyor. Bu rakamlar, geçmişteki kolera ve çiçek salgınlannı anımsatıyor. Afrika hükümetlerinin bu konudaki haberlere ambargo koyması yüzunden gerçek hasta sayısının belirlenemediğini söyleyen Kinsasa Üniversiıesi'nden Profesör Kapita, Mobutu rejiminin yasaklama önlemlerine aldırış etmeden Afrika'daki AIDS tehlikesinin önündeki perdeyi yırttı. Eldeki verilere göre AIDS virüsü Afrika kıtasmda, Avrupa ve Amerika'dan farklı olarak erkek ve kadınlara eşit şekilde geçiyor. Ancak bunun nedeninin, Afrika'daki virüsün, diğerinden farklı bir yapıda olmasından raı. yoksa kıtadaki değişik geleneklerden mi kaynaklandığı henuz belirlenmiş değil. Bazı bilim a d a m l a n ise AIDS'e çözumün de Africa'dan geleceği konusunda umulu gözüktüler. Senegal'de AIDi araştırmaları yapan bir FansızAmerikan ortak grubu g&en aylarda, AIDS virüsüne çok yakın ancak zararsız bir virus izjle etmiş bulunuyorlar. HTLV ^ a d ı verilen bu virüsün aşı olank kullanılabileceğine inanılıyo. ABDFRANSA REKABîTİ Paris üç gün boyunca 2)0 kadar bilimsel toplantının yıpıldı| ı bir konferansa sahne oldu. Dünyanın tüm ünlü AIDt araştsrmacıları toplantıda yelerini aldılar. Bununla birlikte A3D ile Fransa arasında AIDS <raştırmaları konusundaki recabet, konferans boyunca kendiıi gösterdi. Pasteur Enstitüsü tirafından organize edilen topLntıda Amerikahlar tüm konuşnaların İngılizce olmasım şart kotular. Bu on şartın Amerika'nın\IDS araştırmalan konusundak liderliklerini kauıtlama arzusindan kaynaklandığı Fransız bamı tamfından kaydedildi. Emniyet kemeri * uygulaması başarılı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Yeni Trafik ve Karayollan Yasası uyannca uygulamasına 18 haziranda başlanan emniyet kemeri takma zorunluluğuna yiizde 90 oranında uyulduğu bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri, yapılan trafik kontrolleri sırasında bu zorunluluğa uymayanların da saptandığını kaydederek, bu konuda gerekli yaptınmın trafik cezalannın arttınlması çalışmaları bünyesinde getirilmesi eğiliminin doğduğunu bildirdiler. Şehirlerarası yolculuklarda otomobil ve minibus tipi taşıtlann ön koltuklannda oturanların emniyet kemeri takmalan zorunluluğu için gecen yıl 18 haziranda verilen 1 >ıllık sürenin sona ermesiyle birlikte, emniyet kemeri bulundurma ve takma zorunluluğu başlamıştı. Konuyla ilgili olarak kemer bulundurmayan ya da takmayanlann saptaması için şehirlerarası karayollannda yapılan trafik kontrollerinde kemer bulundurma ve talcma zorunluluğuna uymayanların saptandığına işaret eden yetkilüer; bu kişilere yasa gereğince ongörulen 1500 liralık trafik cezasının yazıldığını kaydettiler. Zorunluluğa uymayanlar ıçın öngörülen ceza oranının yaptınm gücünün bulunmadığına değinen yetkililer, ancak yapılan kontroller sırasında emniyet kemeri bulundurma ve takma zorunluluğuna uyanların yüzde 90 oranında saptandığı gerekçesiyle, uygulamanın başarıh olduğunu, henüz zorunluluğa uymayanlar için idari yaptınmlar ya da bu araç sahiplerinin trafikten men edilmelerinin gündeme getirilmediğini söylediler. Prof. Taşpı öldü İSTANBUL, (a.0.) çi Üniversitesi Mühı kültesi eski dekc Prof. Adnan Halet \ tanbul'da öldü. 88 yı Taşpınar, bir süre 7 Mudürlüğü de yapr, Adnan Halet Taşpın zesi, Erenköy Galij mii'nde bugün öğ!e cak cenaze namazm Karacaahmet Mez toprağa verilecek. GRASS VE BÖLL Federal Almanya'da politik tavır koyan ender edebiyatçılardan ikisi, Günter Grass ve Heinrich BölL Böll, 1985'te "yorgun bir savasçı" olarak yaşama veda etti. Grass ise kısır çekişme ortammdan bıktığını ve bir süre kafasım dinlemek için Hindistan'a gideceğini açıkladu Gunter Grass Hmdistaıva taşınıyor Dış Haberier Servisi 49. Uluslararası PEN Kongresi'nin açıhş konuşmasını yapan Günter Grass, "Stern" dergisinin sorulannı yanıtlarken. "bir süre her şeye ara vermek istediğini" ve bir yıl boyunca Hindistan'ın Kalküta kentinde kalacağını söyledi. Stern, Grass'ın boyle bir karar almasına Federal Almanya'nın siyasi ve külturel yaşamında me\dana gelen değişiklikler ile ünlü Alman yazarının siyasi alandaki etkinliklerinin sonuçsuz kalması karşısında uğradığı hayal kmklığının neden olduğunu belirtiyor. Stern dergisine aydınlar ve politikacılar arasında artık eski dayanışmanın olmadığını söyleyen Grass, "60 ve 70'li yıllarda ortak olarak davranılabiliyordo, çünkü o zamanlar Brandt ve onun çevresindeki birkaç politikacı gibi anlayış beklenebilecek insanlar vardı. Bizi dinliyorlardı, ama bu durum Helmut Schmidtle birlikte değişti" diyor. Grass'ı hayal kınklığına uğratan sadece siyasi alandaki değişimler değildi. Dört yıllık çahşmasmın urünü olan son romanı "Raettin" (Dişi Sıçan) yayımlandığı gunden beri sağın olduğu kadar sol kesimin de yoğun saldırılarına hedef oluyor. Yazar, "Raettin'le birlikte burada tartışmalı sohbet için gerekli orlamın var olmadığını anladım" diyor. Romanında insanlığı bekleyen son hakkındaki düşüncelerini anlatan Grass, kendisine "Biz bütün bunlan biliyoruz" şeklinde eleştiriler yöneltildiğine değinerek "Sanki bizi tehdit eden şeylerin farkındaysak onlar daha az tehdit ediei oluyorlarmış gibi" diyor. Stern muhabiriyle yaptığı söyleşi sırasında son günlerde Federal Almanya'da yapılan antinükleer gösterilere polisin sert yöntemlerle müdahale etmesine de değinerek polisin olayları provoke ettiğini söylüyor. Grass "Amaç, ertesi günün manşetlerini belirlemek. Ve buna katılan basın da onlardan farksız. Kamuoyunu yaratanlarla hükümet arasındaki bu işbirliği insana ister istemez bu ikisinin ortak olarak yonlendirildiği ulkeleri anımsatıyor. Başımızda bir diktatörlük var, demiyorum. Ama daha fazla güvenlik arayışımızla bu yolda ilerliyoruz" diyor. Almanların nelere öncelik verilmesi gerektiğinı hâlâ öğrenemediğinden de şikâyet eden Günter Grass, Çemobil kazasının bunu bir kez daha kanıtladığına değinıyor. Yaz ortasın turfanda h ÜNYE (Cumhuriytı deniz'de kıyı balıkçıl tuklan 250 kilogrant losu 600 liradan kap mevsiminde hamsin> çıkması herkesi şt Ünye Su Ürünleri K ilgilileri, hamsinin a nın bu mevsimde yc ğunu belirttiler. A Başkanı Kerim Baş, ' sekizinci aylarda sal) nı verdiğimiz bu har rin suların ısmması sahile avianmaya ine, fırsat bilen kıyı balıki dartlann altında ağ A lan için küçük boydı sa hamsi ve diğer baı lamaktan çekinmiyor Hamsi, Karadeniz'de itibaren tutuluyor. . İthal kömürlti santrala öncelik Hükümeîin, ithal kömürle çahşacak termik santrallara öncelik verdiği ve bu amaçla halen yapımı süren yerli linyit kullamlacak 5 santralın yapımını durdurduğu ortaya çıktı. SHP Ağrı Milletvekili Paşa Sarıoğlu, DPT Müsteşarı Yusuf Bozkurt Özal'ın, Afşin Elbistan, B. Soma, Çayırhan, Kangal ve Karlıova santrallarımn yapımının durdurulması için yazı yazdığını ileri sürdü. Sarıoğlu, konuyu TBMM'ye getirecek. ve Kangal santraHarımn toplam gucü de 1350 megavat. Bu santrallann devreye girmesi ile birlikte Türkiye'nin elektrik üretimi 1990yılında 70, 1995'de ise 90 milyar kilovatsaat olacağı bildirildi. SHP Ağrı Milletvekili Paşa Sarıoğlu, ithal kömüre dayalı santrallara öncelik verilmesi kararını eleştirerek, "Yerli linyite dayalı iç ve dış finansmanlan yüzde yüz temin edilen bu santrallann yapımının durdurulması eğer kasıtlı degilse akılsızlıktır" dedi. Paşa Sarıoğlu, TBMM'nin açılmasıyla birlikte. bu konuda Meclis Araşnrması isteyeceğini söyledi. Sarıoğlu, enerji uretiminde dar gorüşlü bir politika izlendiğini beiirterek, şöyle konuştu: "Bu sefer Türkiye yalnız finansman ve teçhizat ybnünden değîl, kendisinin 7.S milyar ton linvit rezervi olmasına ve Türk ı ' ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) HuküTnetin özkaynaklara dayalı linyit ve hidroeiektrik santrallan yerine, ithal kömure dayalı santrallann yapımına öncelik verdiği ortaya çıktı. Bu amaçla, yapımları sürdurülen yerli kaynaklara dayalı beş santralın yapımı durduruldu. DPT Müsteşarı Yusuf Bozkurt Özal'ın imzasını laşıyan bir yazı ile ithal kömüre dayalı uç yeni santral için göruşmelerin surdüruldüğu belirtilerek, bu nedenle yapımı surdürülen beş santralın durdurulmasırun uy* gun olacağı kaydedildi. Ozal'ın imzasını taşıyan yazıda, "İthal kömüre dayalı üç santral üzerinde bu görüşrneler sürdürülmekte olduğundan bu santrallarla ilgili müzakerelerin durdurulması uygun olacaktır" denildi. Ozal'ın bu yazısı uzerine AfşinElbistan B Santrah ile Soma, Çayırhan, Kangal ve Karlıova santrallarımn yapımı durduruldu. Edinilen bilgiye göre, yapımı durdurulan AfşinElbistan B Santralı 1340, Soma, Çayırhan insanı işsizlikten kıvranıasına rağmen. bu santrallarda kıllanılacak kömürden, bunlanşletecek işçisine kadar tamanen dışa bagıntlı hale getirilmetedir. ithal kömürle kurulacK 34 santral için yılda 12 mily>n t o n kömur ithal edilecek ve İ048O milyon do'ar ödenecektiı A>rıca bu santrallarda ureilecek enerjinin klovatsaat malreti d e 3840 TL oıacaktır. Bu. yrli lin>il kullamlacak santrallada 18 TL'dir. Aradaki bu fark^n d o ğan yük de Türk milletie ciro edilecektir. Sonuç olarak yerli linjte dayalı iç ve dış finansmanln juzde yüz temin edilen 6 adt santralın yapımının durdurtrnası, eğer kasıtlı degilse akılsilıktır. Hiç kimse akılcı bir gereke göstermeden ithal Uomüre dvalı b u santrallan yapınak için ı kaynaklara dayalı ve her trlü f«nansmanı temin edilmiş n santrallan durdurma yetkisin ve gücüne sahip değildir". TBB'nin ye\ hiztnet bina ANK.4RA, (a.a.) Baroiar Birliği'nin ye merkezi, önceki akşa Birlik Başkanı Teom açılış dolayısıyla bir verdi. Kızüay Karanf, taki hizmet merkezin na Adalet Bakanı Nec ile bazı milletvekillen Barosu yoneticileri, t lar ve davelliler katıi A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle