16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JU HAZİRAN 1986 EKONOMI CUMHURİYET/U Bir yanda parasal göstergelerdeki artışlar, diğer yanda bütçe açıklarının finansman ihtiyacı, enflasyon üzerinde ikili bir baskı kuruyor. Para arzını oluşturan unsurlann paylarınm değişimi, her bir parasal göstergenin enflasyon üzerindeki eikisini 1980'den bu yana sürekli farklılaştırdı. NECMİ ÇELİK Enflasyonu besleyen kanaUar artıyor Ekonominin nabzını ölçen göstergeler (Artış 1880 1981 1982 38.1 541 40.4 46.8 o/o) 1983 44.6 27.0 34.6 32.9 37.8 28.9 106. 28.4 28.9 30.6 1984 16.1 47.5 33.1 34.3 1985 40.3 51 1 EKONOMİ NOTLARI OSMANTlLAGAy PROF. DR. TANSU ÇİLLER'den 1985 KŞ 1986 AYUK PanaraM, Para arzı M, EabyM DoiaşMdakl pan taanrpan VadeU tasamri nevıhutı ¥S4WİZ t M M l f MVdHSb Toptam mevdnat Knflstttaı Enflasyoı Hazlm Top. Eşya lasyon üzerinde baskı yapmaya başladı. Kamu kesimi bir yandan iç borçlanma yoluyla genel para arzını kabarttrken, Merkez Bankası kaynaklarına daha sık başvurmak suretiyle de enflasyonun en popüler unsuru sayılan emisyonun kabarmasma yol açıyor. 1986'nın ilk beş ay sonu parasal göstergeleri önemli aruşlara dikkati çekiyor. Emisyondaki artış yüzde 24'e, banka kredilerindeki artış 30.2'ye, dar tanımlı para arzındaki artış yüzde 10.7'ye, geniş tanımh para arzı (M2)'deki artış yuzde 13.9'a ulaşırken, bu yükselişlerin enflasyon üzerindeki etkileri daha gecikmeli yansıyacak. Ancak ekonominin diğer cephelerindeki gelişmeleri gözönüne almadan geleceğe yönelik enflasyon öngörüleri yapmanın artık guç olduğu görüşü yaygınlaşıyor. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tansu Çiller Turkiye ekonomisinin eskiye oranla daha kompleks bir haie 58.4 67.1 52.4 51.4 40.7 87.4 35.7 70.2 66 5 107.2 38 85.6 38.7 28.9 49.7 267.8 14.2 0.8 19 2 107 139 43.3 42.3 44.6 61.5 58 85.3 22.4 60.1 23.4 25.2 39 107 4 21.2 51.7 23.6 52 0 22 55.5 44.2 40.0 100 55.2 36.8 16.3 19.2 24.6 33.1 13.5 21.6 24 19.1 7.6 15.4 20.6 16.8 26.3 10.4 8.5 18.9 Türkiye ekonomisi eskiye oranla çok daha kompleks hale geldi. Tek başına emisyon, para arzı gibi parasal göstergelerle enflasyonist etkileri ölçmek artık pek mümkün değil. Mali ve parasal göstergelerin beraberce yer alacağı, "genel bir denge modeli" geliştirilmeli. Enflasyon analizinde rezerv para (para bazı) önemli bir ölçüdür. üzerindeki etkisinin azaldığını kabul etmesine karşm, yakın döneme kadar piyasaya para çıkıjinı önleme çabaları enflasyonla mücadelenin birincil koşulu olarak ileri sürüldü. 1982 yılı dışında geçen 5.5 yıllık sürede parasal göstergelerle enflasyon artış oranları arasında yakın bir ilişki gözlendi. Enflasyonla parasal büyüklükler arasındaki karşılıkh etkileşim en açık olarak 1985'te meydana geldi. Hazine Toptan Eşya Endeksi yüzde 40 enflasyona işaret ederken parasal göstergelerdeki artış da geniş anlamdaki para arzı M2 dışında yüzde 40'ın birkaç puan üzerinde seyretti. DlE'nin Türkiye genelindeki fiyat artış hızı ise parasal göstergelerin daha üstünde gerçekleşti. Ancak kamuoyunun gündemine pek gelmeyen "rezerv para" diye adlandınlan parasal büyüklük geçmiş yıllarda enflasyon üzerinde en etkili unsur olarak ortaya çıktı. Hükümetlerin çabası da büyük ölçüde bu görünmeyen kalemi sınırlamak noktasında yoğunlastı. Nitekim Merkez Bankası 1985 yılı raporu bütçe açığının fınansmanı için banka kaynaklarma başvurulması, ticari bankaların da nakit taleplerinin artması sonucu rezerv para artışının 1984'te hedeflenen düzeyde tutulamadığını belirtiyor. Rezerv paradaki genişlemenin de geniş tanımlı para arzı M2 kanalından 1985 yılmda enflasyonun yüzde 52 düzeyine çıkmasında önemli payı olduğu belirtiliyor. Dolaşımdaki para Merkez Bankası'ndaki zorunlu mevduat ve bankaların nakit varlıklanmn oluşturduğu rezerv para artışı 1985'in tümünde yüzde 44.6, ilk beş ayında ise yüzde 24.6 artış kaydetmişti. 1986'nın ilk beş ayında bu artışın yüzde 7.4 düşmesi hükümetin bu kanaldan enflasyonist etkileri sınırlama hedefine işaret ediyor. Enflasyonla Mücadelede Kaçırılan Tren... Sayın Başbakan Özal ve Yardımcısı Sayın Kaya Erdem, 1986 yılı enflasyon hedefinin mutlaka tutturulacağını, toptan esyafiyatlarındaki yıllık artış oranının yılın bütünü için yüzde 25 i aşmayacağını söylemeye devam etmektedirler. Toptan eşya fiyatları endekslerıne göre son 12 aydaki fiyat artışları yüzde 2728 dolayında bulunmakta ve ilk bakışta yüzde 25'lik hedefin tutturulması mümkün gibi görünmektedir. Ancak olaya bıraz daha derinlemesine bakıldığında akla pek çok soru takılmakta, enflasyon cephesinde iyimser olmak son derece güçleşmektedir. Bir kere 1986 yılının dünya konjonktürü içinde toptan eşya fiyatlarındaki artışın yüzde 25'e düşürülmesiyle övünmek olanaksızdır. Son 12 ayda Türkiye'de yüzde 2728 artış gösteren toptan eşya fivatları Türkiye'nin önemli ticaret ortaklanndan F. Almanya'da yüzde 2.1, Fransa'da yüzde 2.0, ABD'de yüzde 2.4, İsviçre, Hollanda ve Belçika'da yüzde 19, Japonya'da ise yüzde a7 GERİLEMİŞTİR. Bu ülkelerin çoğunda toptan eşya fiyatlarındaki gerileme eğılimi sürmektedir ve bu koşullar altmda Türkiye'nin yıllık toptan eşya fiyatlan artışını yüzde 25'e düşürmesi halinde bile, söz konusu ülkelerle arasındaki fiyat artışı farkı azalmayacak, hatta artabilecektir. İkincisi, pek çok sanayileşmiş ülke ve OECD, enflasyon göstergesi olarak toptan eşya fiyatlarını değil, sokaktaki insanın yaşantısını doğrudan etkileyen tüketici fiyatlarını kabul etmekte; gerçek gelir artışı/azalışı hesapları ve endekslemeler tüketici fiyatlan endeksleri esas alınarak yapılmaktadır. Türkiye'de tüketici fiyatlan endekslerine göre son 12 aylık fiyat artışları yüzde 35 dolayında seyretmektedir. Önemli ticaret ortaklarımızdan F. Almanya'da tüketici fiyatlan son 12 ayda yüzde 0.3 GERİLEMİŞ; Hollanda'da yüzde 0.5, Japonya'da yüzde 0.8, İsviçre'de yüzde 1.0, ABD'de yüzde 1.6, Fransa'da yüzde 2.6, İngiltere'de yüzde 3.0'lık yıllık artışlar kaydedilmiştir. Enflasyonun çok ciddi bir sorun addedildiği Italya'da bile son 12 aylık toptan eşya fiyatlan artışı yüzde 0.3, tüketici fiyatlan artışı yüzde 6.6 olmuştu r. Tüm bu rakamlar 1986 yılı ortamında yüzde 25 dolayında bir toptan eşya fiyatlan artışını ve yüzde 30'un hemen üzerinde bir tüketici fiyatlan artışını "basan" gibi göstermenin mümkün olmadığını ortaya koymaktadır Kaldı ki Türkiye'de bu rakamlann tutturulabileceğine inanmak da gittikçe zorlaşmaktadır. Bizi kaygıya düşüren nedenlerin ve gelişmelerin başlıcaları şunlardır: • Pek çok malın ve sanayi girdisinin dünya fiyatlan düşerken, başta petrol ürunleri olmak üzere KİT ürünlerine zam yapılmazken ya da yapılan zamlar bu yılın ilk yansında sınırtı tutulurken özel sektörün yüzde 40'lık bir enflasyon tahminine göre zam yapmasına göz yumulmuştur. Sayın Başbakan bu tutumu devam ettirmeye niyetli olduklarını daha geçenlerde tekrartamış, tek önlem olarak ithalatı gösterrniştir. İthalatın bu alanda beklenen etkiyi yapamadığı ise ortadadır. • Türkiye'de talebi azdıran kesimin işçi ve memur olmadığı hâlâ anlaşılamamıştır. Üçdört milyon lira fiyatlı yerli otomobiller için kuyruğa girenlerin 3040 bin lira, bilemediniz 100150 bin lira ücretlimaaşlı işçiler ve memurtar olmadığı kavranana dek iç talepteki patlamaya çare bulunamayacak, firma'ar da talebi iyı, piyasayı başıboş gördükçe diledikleri gibi zam yapmaya devam edeceklerdir. • Kamu kesiminin yatırımları ve diğer harcamaları hızlı büyüdüğü, iç ve dış borç yükleri giderek devleştiği için artan vergi gelirleri derde deva olmamakta, kamu kesimi yüzde 50 dolayında faizlerle ve büyük çapta borçlanmaya devam etmek zorunda kalmaktadır. Bu da enflasyonist baskıyı ve "enflasyon aslında yüzde 50 dolayında" inancını beslemektedir. • Son gelişmeler KİT'lerin zam yapmama direncinin sınırlarına geldiklerini ve özel sektöre yeni zam gerekçesi hazırlayacak bir dizi KİT zammının kapıda olduğunu göstermektedir. • Hemen tüm parasal göstergeler geçen yıldan hızlı büyümekte, bunun, yılın son çeyreğinde enflasyon üzerinde yapacağı etki tartışılmaktadır. • "Enflasyon düşüyor ve düsecek" inancı yaratılamadığı için spekülasyona dönük hareketleri önlemek güçleşmekte, emlak piyasası en canlı dönemini yaşarken mevduat faizlerini düşürmek de giderek güçleşmektedir. Dünya ekonomisinden yansıyan maliyet düşüşlerinin yanı sıra olumlu sayılabilecek gelişmeler ise bazı sektörlerde gözlenen ve talebe yetişmeyi amaçlayan üretim artışlarıyla tarımsal üretimdeki olumlu beklentilerdir. Sonuç olarak, görünen odur ki 1986 yılında enflasyonu hiç değilse yüzde 20 dolayma indirmek ve "enflasyon düşüyor" inancını yerleştirmek için büyük bir fırsat yakalayan Türkiye bu fırsatı kaçırmıştır. Başından beri enflasyonla mücadeleye verdiği önemi sözde bırakan Özal hükümeti seçim havasına girmenin de etkisiyle önceliği bir kez daha ekonomide canlılık ve büyümeye vermiş, enflasyonla mücadelede tren bir kez daha kaçırılmıştır. Bunun politik açıdan doğru bir seçim olup olmadığını ise zaman gösterecektır. Halkın gözünde sadece gerçek " fiyat artışlannın sınırh bir kısmını yansıtan, ekonomik anlamıyla da "fiyatlar ^genel düzeyindeki" artış ve azahşları ölçen enflasyonu etkileyen ve besleyen unsurlann sayısı hızla artıyor. Enflasyonu besleyen ^kaynaklann çoğalması enflasyon 'nedenleri üzerindeki değerlendirm^yi de daha kompleks hale getınyor. Son4önemde emisyon ve para arzındaki hızlı genişleme enflasyon üzerinde etki yapan önemli bir unsur olmakla birlikte mali cepheden diğer ifadeyle vergi ve bütçe kanalından enflasyona yönelen baskılar yavaş yavaş tartışma ve değerlendirmelerin odak noktası haline geliyor. Bütçenin gelir ve gider kalemlerindeki gelir aleyhine gelişmeler ve hükümetin giderek bütçe finansmamnda zorlanması ve bunun sonucunda oluşan kamu kesimi finansman açıkları enf geldiğini ve enflasyon analizlerinin, mali ve parasal göstergelerin beraberce yer akügı "genel bir denge modeli" oluşturularak yapılması gerektiğini söylüyor. Özal hükümeti emisyondaki artışlann 1980 yılına oranla enflasyon üzerindeki etkisinin önemli ölçüde azaldığını söylüyor. Ancak emisyon artışının hangi nedenden kaynaklandığı daha büyük önem taşıyor. Para basımı doğrudan kamu harcamalarını artıncı bir amaç güttüğünde emisyonun enflasyonist baskısı daha da şiddetleniyor. Bu etki daha çok Merkez Bankası 1 nın doğrudan kamu kesimine açtığı kredilerin boyutuyla görülebilir. 1986'nın son 6 ayında Merkez Bankası kredileri yeniden para basımı yoluyla yüzde 4 artış kaydetti. Ayrıca kalkınma ve yatırım bankalarının Merkez Bankası kaynaklanndan kullandığı kredilerinin de geçen yılın ilk beş ayına kıyasla büyuk artış gösterdiği de dikkati çekiyor. Enflasyon analizlerinin karmaşık hale gelmesinde parasal göstergelerin genel para ara içindeki paylarının değişmesinin de rolü oldu. 1980 yılında emisyon, geniş anlamdaki para arzı diye adlandırılan M2'nin yüzde 34.7'lik bölümünü oluşturuyordu. Mayıs 1986'da emisyonun M2'deki payı yüzde 20.2'ye indi. Dolayısıyla emisyondaki hızlı artışın para arzı yoluyla enflasyonist etkisi 1980'e kıyasla göreceli olarak azaldı. Her an çekilme özelliği olan vadesiz mevduatın para arzı içindeki payı da yüzde 32.3'ten yüzde 6.9'a düştü. Şu anda geniş tanımlı para arzı M2'nin en büyük bölümünü yüzde 55.8'lik bir payla vadeli tasarruf mevduatı oluşturuyor. Dolayısıyla enflasyon ölçümünde temel gösterge sayılan para arzı (M2) büyük ölçüde vadeli mevduattaki gelişmeye duyarlı hale geldi. Özal hükümeti emisyon hacmindeki genişlemenin enflasyon TURKIYE'den Gübrede destekleme fiyatları belirlendî ANKARA (a.a.) Kimyevi Gübrede destekleme gübrelerin perakende satış fiyatlannı ithalat ve ihracatını serbest bıGâbrtnta dw) Destefcleme rakan bakanlar kurulu kararının nfctarı T U K 6 ardından, bu alanda ilk düzenle Amonyum sütfat me destekleme fıyatlarında yapıl Amonyum nltrat 54 dı. Para ve Kredi Kurulu'nun ResyTvt I H| mi Gazete'de yayımlanan ve yarın 42 Anonyum n i t n t yürürlüğe girecek tebliği ile, güb7 re cinsine ve bölgelere göre, güb Ure 70 re üretimi yapan özel ve tüzel ki Diamonyum fosfat Tripte süper fosfat 70 şilerle ve dağıtıcılara kilo başına 7 19 ile 100 lira arasında değişen mik Normal super tostat 67 tarlarda destekleme ödemesinde Kompoze (20200) 57 bulunulacak. Gübre için bu yıl 240 Kompoze (151515) Kompoze (2613) 60 milyar liranm üzerinde bir sübvan Potssyum (sSMat) 100 siyon verilmesi bekleniyor. Geçen yıl ise aynı amaçla 201 milyar lıralık sübvansiyona gidilmiş, bu rakam 1984'te de 162.7 milyar lira olmuştu. Mutfaktaki enflasyon haziranda soiuklandı İstanbul'da yaşayan dört kişilik bir aılenin aylık mutfak harcaması, haziranda yüzde 0.5 artış göstererek 94 bin 390 liraya çıktı. lasyonunun "fırtınadan sonra Ekonomi Servisi Ayın son günlerinde kamu kaynaklı zam yaşanan durgunluğa" benzer şekilde düşük oranda artış gösterlardaki patlamaya karşın mutfak mesinin en büyük nedeni, mutenflasyonunun ateşi haziran fak harcamasında yer alan kaayında düsük çıktı. İstanbul'da lemlerin genelinde fiyatların deyaşayan dört kişilik bir ailenin ğişmemesi olarak görülüyor. Hamayıs ayı mutfak harcaması yüzziran ayı içinde 16 kalem malın de 4.4 artarken, haziran ayındafıyatı değişmezken, 4 kalem maki artış yüzde 0.5 olarak gerçeklın fıyatında düşük oranlarda geleşti. Mayıs ayında başta et olrileme, 2 kalem malın fıyatında mak üzere yumurta, pirinç, bakise yükselme oldu. Yumurtanın liyat ürunleri, patates, soğan, adedi 37 liradan 33 liraya, patameyve fiyatlarının yüksek orantesin kilosu 165 liradan 130 liralarda artması İstanbul'da yaşaya, soğanın kilosu 125 liradan yan dört kişilik bir ailenin mut120 liraya ve sebzenin ortalama fak harcamasını yüzde 4.4 artışkilo fiyatı 315 liradan 310 liraya la 89 bin 905 liradan 93.870 lirakadar düştü. Buna karşılık pirinya yükseltirken, haziran ayında cin kilosu 445 liradan 480 liraya dört kişilik bir ailenin aylık mutve meyvenin ortalama kilo fiyafak harcaması 94 bin 390 liraya çıktı.Haziran ayında mutfak enf tı 400 liradan 440 liraya çıktı. Aylık harcama yüzde 0.5 arttı 4 kişilik ailenin haziran ayı mutfak harcaması Ürinün adı *|* Z«ytln Şalor Çay 31 Mqns 2lltakw 1986 1988 1630 1630 1765 1765 »yttk mfktar 4kg. 1.5 kg. Mayıs nrtan 6520 2650 Haztnn hrtan 6520 2650 240 , 1350 240 1350 6 kg. 0 8 kg. 1440 1080 1440 1080 B Ekımk 1800 63 1800 63 15 ko. 72 adet 27.000 4535 27.000 4535 m YuMrta Y0§Mt Un MrtrnM Pirinç 220 37 450 240 320 445 220 33 450 240 320 480 15 Mn 90 adet 3300 3330 3300. 2970 15 kg. 3 kg. 2kQ. 4 kg. 6750 720 640 1780 6750 720 640 1920 •attpt Pıtatts Sehze 570 165 125 315 400 760 655 1150 2500 2810 570 130 4.5 kg. 8 kg. 30 kg. 2565 1320 2565 1040 Utm mttn Marmarin Ayçtfak ya§ı Zıytinyaiı 120 310 440 760 665 1150 2500 2810 750 9450 720 9300 Bodur: KİT'lerin plansız özelleştirilmesi zarar getirir Ekonomi Servisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve ISO Meclis Başkanı tbrahim Bodur, bir planlama yapılmadan KİT'lerin hepsinin özelleştirilmesinin fayda yerine zarar getireceğini savunarak "Bilançolannda kârlı gözüken KİT'lerin birçoğunun rantabl olduguna inanmak mümkün degildir" dedi. Başına yazıh bir açıklama yapan Bodur, KİT'lerin özelleştirilmesi konusunda kamu ve özel kuru 'brahim Bodur luşlann sektör ve hatta firma bazında meseleyi teker teker ele alıp değerlendirmelerinde yarar olduğunu ileri sürerek "Bu tiir kunıluşlarda kamunun satacağı hisseler öncelikle riiçhan hakları olan mevcut özel kesim ortaklanna veya o kuruluşta çahşanlara miinasip şartlaria verilmeüdir" dedi. tbrahim Bodur, gerek azınlık gerekse çoğunluk olarak pay sahibi olan KİT'lerin, mevcut hisselerini mutlaka yüzde 50'nin altına düşürerek, karma ekonomik modeldeki etkinliklerini sürdürmeleri gerektiğini de savundu. Ttıtfaiı Tüpgu 12 kg. 30 kO. 2 kg. 2kn. 1 kg. 0.5 kg. 1 adet 12.000 1520 13200 1520 1310 1150 '1250 2810 1310 1150 1250 2810 Ta#M 33.870 94.390 SERMAYE PIYASASINDAN HAZ1RLAYAN YENER KAYA Dünyn borsalarından NEW YORK BORSASI'nda endeksler pazanesi günü havayolu şirketlerinin hisselerindeki düşüşe bağlı olarak 24 puan birden geriledikten sonra yeniden yUkselmeye başlayarak eski rekorlarına yaklaştılar. Bu yukselişte petrol şirketlerinin hisseleri başı çekti. Çarşamba günü 1885.05 puan ile 6 hazirandaki rekoruna 0.85 puan yaklaşan Dow Jones endüstriyel ortalaması, daha sonraki günlerde 1880 puan dolayma geriledi. LONDRA BORSASI'nda endeksler pazartesi günü talep yetersizliği nedeniyle düşüş gösıerdikten sonra, açıklanan bazı şirket sonuçları ve Nevv York Borsası'ndaki yükselişin etkisiyle yeniden yükselmeye başladı. Pazartesi günü 14.4 puanlık düşüşle 1622.8 puana düşen Financial Times100 endeksi daha sonraki günlerde 1637 puan dolayma yükselerek kayıplarmı giderdi. TOKYO BORSASI'nda endeksler önceki hafta kırdıkları rekorların ardından hafta başında gerileme gösterdi. Ancak daha sonraki günlerde endeksler yeniden tırmamşa geçerek yeni rekorlar kırdı. 17342.4 puana kadar düşen \'ikkeiDow endeksi kırdığı rekorlarla 17600 sımrını aştı. FRASKFURT BORSASI'nda endeksler pazartesi günü gösterdikleri yükseliş dışında hafta boyunca genel olarak geriledi. Pazartesi günü 1978.9 puana kadar çıkan \ Commerzbank endeksi daha sonra 1928.1 puana kadar düştu. PARİS BORSASI'nda endeksler hafta boyunca sürekli bir yükselme gösterdi. Yukselişte New York Borsası 'ndaki yükseliş, doların değerindeki yükselmeler ile yerli ve yabancı talepteki artış etkili oldu. Pazarda niteliksel değişim İstanbul Menkul Kıymetler Borsası hisse senedi pazarlarında ortaya çıkan olağanüsîü gelişme, çoğu borsacıyı şaşırtırken, böyle bir hareketlenmenin yorumu hakkında değişik görüşler ortaya atılıyor. "Ne bulursan a l " , "Bire al, beşe sat", "Bugıin al, yarın sat." Geçen hafta hisse senedi pazarları o denli canlı ve hareketleydi ki, ahm satım heyecanı, üye temsilcilerinden müşterilere de geçti. Çoğu borsacının yaz durgunluğunun borsanın bir parçası olduğunu savunmasına ragmen, yaklaşık iki haftadan bu yana suren pazar hareketlenmesi eski borsanın bir geleneğinin yıkıldığına işaret olarak gösterilmeye başlandı. Ancak borsada durgunluğun kaçınılmaz olacağını savunan bir bölüm borsa gözlemcisi ve borsa uzmanı da son haftalardaki hareketlenmenin "can havliyle" ortaya çıktığını ve ileriye yönelik olarak durgunluğun geleceğine kesin bir gözle baktıklarını belirtiyorlar. Yazının başında da görüldüğü gibi, özellikle geçen hafta içinde ortaya çıkan ve aritmetik ve mali hesaplamaların esas olmasına rağmen, pisikolojik bir havanın da yaratılmasıyla borsa kulislerinde bazı aracı kurum temsilcilerinin müşterilerine, "Ben portföyüme ne alıyorsam, sen de al, sen de kazan" gibi sözler fısıldadığına tanık olduk. Bu arada, geçen hafta yazdığımız yazıda, bazı hisselerin "geleneksel yaz durgunhığu" sırasında hisse senedi pazarlarında dinamizm yaratacaklanndan söz etmiştik. Söz konusu hisselerdeki teşhis ve tespitlerimiz geçen hafta içindeki seanslarda bizleri yüzde birlik dahi yanıltmadı diyebiliriz. Bir önceki hafta içinde, hisse senedi birinci pazarında toplam 30 çeşit hisse senedi ahm satıma uğramışken, geçen hafta içinde bu rakam 3 fazlasıyla 33 adete yükseldi. HİSSE PAZARINDAKİ DİNAMtZM NEREDEN GELtYOR? Bu arada, geçen hafta içinde borsa kulislerinde bazı üyeler arasında ilginç bir konu gündemegetirildi. Buna göre, borsaya "gerçek kişi" komisyonculann girmesinin hisse senedi pazannda olağanın dışında bir talep elastikiyetinin doğmasına yol açtığı savunuldu. Gerçek kişi komisyoncu kuruluşlardan biri, "Dikkat edilirse, sayımızın sekize yükselmesi ile hisse senedi birinci ve ikinci pazarlannda olağanüstü bir hareketlilik oldu. Bana kalırsa bunun gerekçesi de bizlerin portföyden birbirimize mal vurmasından kaynaklanıyor" dedi. Good Year hisselerinin ihalesinde bile 100 milyona ulaşılamayan borsada, Oyak Menkul Değerler A.Ş. geçen hafta hisse senedi ahm satımında tek kalemde 109 bin 742 adet hisse senedini 636 milyon lira değerle muamelesini gerçekleştirerek bir rekor kırdı. Bu arada T. lş Bankası ikinci sıradaki yerini korurken, Semih Menkul Değerler A.Ş. de her zamanki gibi aynı performansını göstermeyi sürdurerek üçüncülük sırasını aldı. Hisse senedinde en çok işlem gösteren ilk 10 aracı üye içinde geçen hafta beş tane komisyoncu kuruluşun bulunması da ilginç gelişmelerden biriydi. Öte yandan Yatırım Finansman ve Yapı Kredi Bankası, tahvilde ve Hazine bonosu ahm satımlarındaki birincilik yerlerini koruyorlar. Bu kuruluşlardan Yatınm Finansman A.Ş. tahvilde 2.5 milyarlık bir ciro ile yüzde 83.09'luk bir pazar payına sahip olurken, Hazine bonosu ve devlet tahvili işlemlerinde ise 3 milyar 485 milyonluk cirosuyla Yapı Kredi Bankası da yüzde 22.17'lik bir pazar payına sahip oldu. Hisse senedi birinci pazannda en çok adet olarak en fazla işlem gören kâğıt Rabak olurken, işlem hacmi açısından Çukurova Elektrik hisseleri bu kâğıdı 29 milyon lira değerle aştı. Londra'da İngiliz işadamlarına bilgi verilecek SEMİHER, SERGİ, KOMFERANS DENİZ SEKTÖRÜ Sorunlan Serapozyumu 23 temmuz tarihlerinde Buyük Tarabya Oteli'nde yapılacak. Ulaştırma Bakanlığı tarafuıdan düzenlenen sempozyum, çarşamba günü saat 10.00'da Ulaştırma Bakanı Ve>sel Atasoy'un lakdim ve Başbakan Turgul Özal'ın açış konuşmasıyla başlayacak. tHRACATA DÖNÜK SANAYtLEŞME ve Sorunlan konulu seminer, Diyarbakır'da yapılacak. İGEME tarafından düzenlenen seminer, 34 temmuz tarihleri arasında yer alacak. Türkiye ekonomisi görücüye çıkıyor Londra Sanayi ve Ticaret Odası, bugün yapılacak "Türkiye Ekonomisinin Önümüzdeki 5 Yılı" konulu seminer için işadamlarına yaptığı çağrıda, 1986 yılının Türk ekonomisi açısından güç bir dönem olarak gözüktüğünü kaydetti. den önem veriyor? Gerçekçi bir seçenek var mı?" başlıklı bildiriler sunacaklar. Londra Sanayi ve Ticaret Odası'nın İngiliz işadamlarına yaptığı seminer çağrısında Turkiye ile ilgili çeşitli ekonomik bilgiler verilirken, 1986 yılının Turk ekonomisi açısından "güç bir dönem olarak gözüktüğü" belirtiliyor. Hükümet planında 3.4 milyar dolarlık dış ticaret açığının öngörüldüğü hatırlatılarak enflasyon oranının 1985'te yüzde 45 dolayiarında olduğu, bu rakamın 1986'da düşmesinin beklenmediğı belirtiliyor. Faiz oranlarının halen yüksek olduğunu belirten Londra Sanayi ve Ticaret Odası, son iki yıl içinde petrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle Türkiye'nin özellikle Ortadoğu pazarlarına dışsatımının güçleştiğini yazıyor. Çağrı metninde işsizlik oranının halen yüksek olduğu, ayrıca 198587 dönemi içinde ödenmesi gereken 3.5 milyar dolarlık dış borçların ödeme takvimine alındığı, ancak dışsatımın azalması ya da borçluların Tikkiye'ye zamanında ödeme yapamamaları durumunda, Merkez Bankası'nın güç durumda kalacağı öngörülüyor. DUNYA'dan Transa'da özelleştirmeye şartlı izin verildi Ekonomi Servisi Fransa Anayasa Mahkemesi, Başbakan Jacques Chirac'ın 65 kamu kuruluşunu özelleştirmesine şartlı izin verdi. Mahkeme tarafından verilen izin karannda devletin çıkarlannı savunma amacına yönelik olarak nitelendirilen koşullar şöyle sıralandı: Özelleştirilecek şirketlerin değeri bağımsız uzmanlar tarafından belirlenmeli. Hiçbir kuruluş, bu uzmanların belirlediği değerin altmda özelleştirilmemeli. Hisseleri saHn alacak şirketler, hiçbir kimseye özel bir ayrıcalık tanınmadan belirlenmeli ve özelleştirme sırasında Fransanın ulusal bağımsızlığı dikkate alınmalı. Söz konusu izin ile birlikte Chirac hükümeti özelleştirme girişimlerinin önündeki önemli bir engeli aşmış bulunuyor. Mahkeme, özelleştirmeler için de 5 yıllık bir süre koydu ve bu süre içersinde işlemlerin tamamlanamaması halinde yeni bir yasa çıkanlmasını şart koştu. Ali S'ail Kubah ve Erol Aksoy seminerde konuşma yapacaklar. RAGIP DURAN LONDRA Londra Sanayi ve Ticaret Odası tarafından düzenlenen "Türkiye ekonomisinin önümüzdeki 5 yılı" konulu seminer bugun Londra'da başlıyor. Türkiye'ye yatırım yapmayı tasarlayan işadamlarına Türkiye ekonomisinin önümüzdeki 5 yılı hakkmda aynntılı bilgi vermeyi amaçlayan seminere İngiltere'nin Ankara'daki büyükelçisi Mark Russell, Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Rahmi Gumrükçuoğlu, İktisat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Erol Aksoy, Chase Manhattan Bankası Türkiye Şubesi Genel Mudürü Peter Nice. OECD Türkiye Konsorsiyumu Genel Sekreteri Alfred Kuehn ve Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Nail Kubalı katılıyor. Bir gün surecek seminerde Büyükelçi Gumrükçuoğlu "Türkiye'nin dış borçlannın bütçe ve ekonomik kalkınmadaki konumu". Aksoy, "Türk bankacılık sistemi". Nice, "Yabancı bankaların Türkiye ekonomisi ve geleceği konusundaki tahmin ve beklentileri", Kuehn "OECD gözüyle son durum", Kubalı da "Türkiye AETye tam üyeliğe ne DB40 ilk kez oynak bir eğri izledi DB40 hisse senedi fiyat endeksi, eğer haftalık değil de günlük borsa hareketleri esas olarak alınacak olsaydı, sanırım hafta içinde birkaç kez iniş ve çıkış gösterirdi. Hemen herkesin yaz durgunluğundan bahsettiği şu günlerde, hisse senedi birinci pazannda dolaşan kâğıtların olağanın dışında hareket görmeleri borsa gözlemcilerini şaşırtması yam sıra, DB40 hisse senedi fiyat endeksinde de hafta içinde oynamalara yol açtı. Buna göre hafta içinde endeks üzerinde yaptığımız araştırmalara göre DB40 endeksinde birkaç kez yükselme ve alçalmalar izlendi. Bir önceki haftayı 194.01'de kapatan endeks, geçen haftayı 0.54 puan daha alarak 194.55'te kapadı. Ancak, endeksin haftayı böyle düşük denilebilecek bir artışla kapaması sermaye artınmını tamamlayarak yeni fiyaüan belirDB40 Hisse Senedi Fiyat Endeksi Haftalık Gelişim Tablosu M9401 DOVIZ KURLARI Dövizın Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Ooları 1 AvuSturya Şılını 1 Batı Alman Markı 1 Belçıka Frangı 1 Danımarka Kronu •1 Fransız Frangı 1 Hollanda Flormı 1 Isveç Kronu 1 Isvıçre Frangı 100 İtalyan Lıretı 100 Japon Yenı 1 Kuveyt Dınarı 1 Sterlin 1 S.Arabıstan Rıyalı Döviz Dövız Efektıf Efektit Alış Alış Satış Satış 688 86 675.35 695 61 675.35 454 78 463.88 432.04 468 42 43.43 44.30 43 43 44.73 304.55 310 64 304 55 313 69 14.92 15.22 14 17 15.37 82 23 83.87 82.23 84 70 95 62 97.53 95.62 98 49 270.52 275 93 270 52 278 64 94.39 96 28 94 39 97 22 371.58 379.01 371 58 382 73 44.37 45.26 42 15 45 70 407.45 415 60 387 08 419.67 2301.80 2347 84 2186 71 2370 85 1025.72 1046 23 1025.72 1056 49 180.09 183 69 171 09 185.49 «025 30 •»« ^y 18992 / 19114 s Haiiran 6 13 20 27 lenmiş kâğıtlarla, yine bazı kâğıtların temettü kuponlarını kesmelerinden kaynaklanıyor. Nitekim, geçen hafta içinde DB40 endeksine bağlı 40 adet halka açık şirketten toplam 28 çeşidinin borsa birinci ve ikinci pazarlarında hareket gördüğü saptandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle