16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/6 3 HAZİRAN 1986 bir çatıda toplandı | ÎNÖNÜ OSMAN SAFFET AROLAT Çeşitli kişilerin ve farklı konumlardaki insanlarm "lider" olarak Erdal tnönü'yü nasıl değerlendirdiklerini sergilcmenin yanı sıra kendisiyle "lidcrlik" konusunda bir söyleşi yapmak istedik. Erdal Înönü, kimi zaman çocukluk günlerine ve babasına, kimi zaman "iyi konuşamamak' gibi kendisine yöneltilen eleştirilere, kimi zaman "partisi içindeki hiziplere" bağlı olarak sorduğumuz sonılara büyük bir rahathk ve içtenlikle yanıt verdi. AROLAT Siz bir lider çevresiade yetiştiniz. Size göre babanız tsmet Jnönu nasü bir liderdi? tNÖNÜ Nasıl bir lideT sözünden ne yanını ele alıp anlatmam gerektiğini tam anlamadım, ama... AROLAT Sosyoiojik olarak Uderier iki tür Unımlama ile ele alınıyor. Biri, bir lider otokratik, demokratik veya bırakınız yapsınlarcı olabiliyor. tkincisi, toplayıcı ve gorevci olarak da sınıflanabiliyor. Babanız nasıl bir liderdi? Milli Şef olarak bir otokratik lider Sosyal demokratlar Erdal Inönü ile kendisi üzerine 0 Siyaset sahnesinde ikinci Hizmet kabul etmeyen insan JÜLtDE GÜLİZAR ANKARA "Yaşşaaa" Erdal İnönü'nün ağzından bu sözO duydunuz mu, bilin ki iltifatlanmzdan çok sıkılmıştır. Oerhal kesin. "Çok fiyakab".. Bu sözü duyduğunuzda da konuşmanızda biraz daha cıddi olmanız gerektiğini düşünün. Arkadaşlanmn "Çok u gosterişli,tttifatlardanalolan, üzerine çok gidildiginde acayipbiçimdeinatçı"olarak nıteledikleri Înönü için bir de şu sozlerı var: "Erdal tnönü ldmwden hiznKt kabal etmcyea bir Insandır." Înönü ailesini yakından tanıyan bir hekim, Erdal İnönü'nün bu özelliğini annesinden almış olabileceğinı söylüyor. "Mevbibe Haoım, agırladıgı rnisafiriert ikram edecc^i her şeyi kendi hanriardı vc bu işleriçi" kimseyi rahatsız etmezdi." SODEP'in kuruculanndan Atilla Sav anlatıyor: "ODTÜ'de rektor olduğu sıralarda bir dava açılmıstı bakkında. Avukatı bendiın. Bir gun yanbaneye gelmiş ve bcnimle dava hakkında konu»mak isledijini soylemiş. E$im de bir yere kadar gittigiınl, 4045 dakika sonra gdecegtmi bUdirmlş. Erdal Bey, tekrar gdecetini söyieyerek çıkmış. Yanm saat kadar sonra eşim bir sebeple dışan çıknjıiMİa Erdal Beyi görmez mi? Kapının onünde asagı yukan dolaşarak bealm gdmenl bekllyor. Eşimin ne turiiı bozuldugunu, nasıl ozvrier diledigini duşüniin artık. Kimseye yük olmayan, insanlan rahatsız etmekten ber zaman kaçan bir iasandır laöniı. Hani kannca ezmez dedikleri tip." Gündüz Pamuk da genç Erda] tnönu'nün hep banştan yana, hep ortalığı sakinleştiren bir insan oiduğunu anımsıyor: "Tenisten sonra bfiç ögrenmeyt kalkmışuk. Tabii Erdal orada da kitaplanian ve bittmsd yollardan vararlanıyordu. Hem ögrrniyor hem kendi aramuda oyaamayi çalışıyorduk. Bu arada, sen bümiyorsun, öyle dejil, boyle olmalı, yok hayır, senin dcdigin yanlış kabilindcn takıstıgımu, biribirimiıe girdigimiz oluyordu. Hatırtıyomm ortalıgı yaüşOran, oyunu yeniden başlatan, anunızı bulan bep Erdal'dı. Galiba aramudaki en sakin ve makul insan oydu." tnsanlarımızın bırbırlerinı her gördüklennde şapur şupur öpüşmeleri, anık hukümet ve devlet katına kadar yükseldi. Bu davranış, karşılaşmalann, karşılama ve uğurlamaların bir gereği, ayrılmaz paıçası oldu. Tıpkı radyo ve televizyondaki spiker ve sunucuların, programın bitiminde binbır çeşit iyi dilekte bulunduklan ve yetinmeyip mutlaka hoşça kalın dedikleri gibi. Sanki bunca dileği an arda sıralayarak halka. onu ne kadar çok sevdiğini kanıtlamak isteyen bu kişıler gibi, ınsanlanmızın olurolmaz yerlerde bile sarmaş dolaş öpüşmeleri de sevgiyi, saygıyı göstermenin bir yolu oldu. Erdal Înönü bu yola iltifat etmeyen, iltifat etmek şöyle dursun, şiddetle kaçan bir insan. Halkın omuzlannda dolaştınlan bir partı başkanı olmak da ona göre değil. Bir kez, Kars'ta, karşılayanlar kendisini omuzlara almışlar. Çok sıkılmış, "çok acaip olmuş", ındıkten sonra çevresine dönüp, "Bir daba beni omuzuna aianın pariiden kaydını sildiririm" dediği genel merkezde ve örgütte hâlâ konuşuluyor. Bir kez de galiba Atilla Sav'la öpüşmek dunımu olmuş, öptükten sonra, Tardon, bu alışkanlığa ben de uyduro" demiş. Yine bir partililer toplantısında yemek yenırken, bir partili, "Uyy, babasının oglu gelmiş, paşanın emaoeti bu" diyerek gelmiş, uzanıp uzanıp öpmüş kendisini. Genel merkezdeki arkadaşları gülerek anlatıyorlar: "Boyu uzun olduğu için çok kimst yüzune kadar uzanamayıp ensesinden, boynundan filan opuyordu. Eibisesinin yaka kısmı ya£ içinde kalmıştı. Ertesi gun elbise temizüğe gonderildi. Giyilecek gibi değildi çunku. InöflU de buna çok (üldü." Söz yemeğe gelince, SODEP kuruculanndan bazılan, poliükanın Erdal Inönü'ye manen olduğu gibi maddeten de bazı yükümlülükler getirdığini anlatıyorlar. Bir kunıcu, birçok protokol yemeğinin, bazı araştırmaların maddi sorumluluğunu da Erdal Inönu'nün yüklendiğını anlatırken bir başkası "Avrupa'ya ilk gidisinin bilellerini de kendisi almıştı, oysa parti adına vt gorrvli olarak gidiyonlu" diyor. İnönü'nün "Parayla iliskimiz hep zajıf olmuştur" sözünü güçlendiriyor bu anlatılanlar. Yine sözün burasında, İnönü'nün yemekle ilgili bir başka yanım anlatalım. Erdal Înönü, upuzun boylu, alabildiğine zayıf, incecik bir insan, ERDAL VE ÖMER İXÖXÜ Pek ne yapacağt bilinmeyen ve aksi tabiatı üe Erdal, kendismden üd yaş büyük ağabeyi ile birtikte. Erdal Înönü, o yülarda yaptığı sporlarda bUe bilimsel çahşmasıyla arkadaslan arasında beiirgindl SHP GENEL BAŞKANI ANLATTYOR (%Babama, belli dönemlerdeki özellikleri nedeniyie "otokratik" liderdi diyenler olmuştur. Ama demokrasi dönemlerinde demokratik özellikleri ağır basar. Toparlayıa lider vasfını her zaman gösterdi 9L miydi? Yoksa demokratik özellikleri mi ağır basardı? Yoksa farklı dönemlerde farklı özellikleri mi öne çıkıyordu? İNÖNÜ Babamın hayatında çeşitli dönemlerden geçtiği bilinir. Yalnız kendisi değil, babamın nesli hayatlan boyunca imparatorluktan başlayarak, cumhuriyetin tek partili dönemini ve çok partili dönemini yaşadılar. Babam sanıyorum kendini bu dönemlerin getirdiği özelliklere uydurmasını bilen bir insandı. Bir defa askerlikten geldiği içın otokratik lider tanımına girmesi beklenebilirdi. Uzun süren bürokrasiyi yönetim hayatında Atatürk'ün yanındaydı. Başbakandı. Ben, askerlik dönemini bilmiyorum. Ama bu dönemi hatırhyorum. O zaman sanıyorum yönetimi devamlı bir şekilde kontrol eden, ama arkadaşlanndan her zaman iyi yararlanan, bunu sürekli hale getiren bir insandı. Kendi anılarını anlatırken, şöyle bir şey söylediğini hatırhyorum. özellikle bu anı ordu komutanhğı dönemine aittir. Arkadaşlanndan baalannın bizim sözümüzü dinlemiyorsun, fazla otoriter davranıyorsun şeklindeki uyanlarını, lider olarak bize bir şey soruyorsun, bizim söylediklerimizi yapmıyorsun diye yakındıklannı belirtirdi. Sonra, kendi cevabını söylerdi. Ben, hepinize danışınm, ama kendi verdiğim kararı uygularım. Aksine bir durum olsa siz kumandan olursunuz. Ben, herkesı dinlerim, ama kendi doğnı bildiğimi uygulanm. Bunu. bilmiyorum.otokratik bir durum mu sayarsınız? Ama bu kumandanlık özelliği. Aynı şey liderlik için de ele alınabilir. Bu özellik babamda her zaman vardı. Buna bakarak kendisine belli dönemlerde otokratik bir liderdi diyenler olmuştur. Ama özellikle demokrasi döneminde halkla temaslarda olsun, arkadaşlanyla bilgi aüşverişlerinde olsun demokratik özellikleri ağır basardı. Yani seçimlere gittikçe daha az karışmak, parti içindeki seçimler sırasında yönetimle ilgili fikirlerini gittikçe daha az söylemek gibi, demokrasiye yatkınlığını ortaya koyan tutumlan olduğunu biliyonım. Toparlayıcı lider vasfını her zaman gösterdi. Otokratik olduğu söylenebilecek dönemlerde de toparlayıcılık vasfı vardı. Bu nedenle belli dönemlerde otokratik toparlayıcı, demokrasi geliştikçe demokrat toparlayıa bir Liderdi demek daha doğru olur sanırım. Demokratik özellikleri gittikçe daha ağır bastı. Aksi taktirde demokrasi içersinde bir lider olarak devam edemezdi. AROLAT Türkiye'nin demokratikleşme süreci içersinde otokratik özellikleri giderek azalan ve demokratik özellikleri on plana çıkan bir liderdi, diyebüiriz herhalde... Babam otokratik bir lider miydi? Sanmam, belli dönemlerdeki davramp bunu öyle gösteriyordu. lendüiyorsunuz bu döneminizi? tNÖNÜ Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ne katılmadan önce Ankara Fen Fakültesi'nde görev yapmaya başlamıştım, asistan ve doçent olmuştum, ama yönetici olmama gerek olmamıştı. Ortadoğu Teknik Üniversitesi yeni kurulan bir yerdi. Oraya ilk girdiğimde Teorik Fizik Bölümü kunıldu. Ben, onun başkanı oldum. Ondan sonra uzun süre ODTÜ'de yöneticilikten kurtulamadım. Bölüm başkanlıgı, dekan yardımcılığı, dekanlık, rektör vekilliği ve rektörlük yaptım. Yöneticilik deneyimim gerçekten orada başladı. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'nde dekanlık yaptım. ODTÜ'deki süre 1%1 yılından 1971 yılına kadar sürdü. Ve devamlı yöneticilik yaptım. Tabii üniversitedeki yöneticilik bir ölçüde kamu yöneticiliği, ama o kadar da insanın vaktini almıyor. Zaman zaman araştırma yapmak ve ders vermek olanağı vardı. Bir yandan tabii yöneticiliği de öğretiyordu. Boğaziçi Üniversitesi'nde de 6 sene kadar dekanlık yaptım. Üniversitede bulunduğum dönemin yansından çok bölumünde yöneticilik yaptım. Evet, şüphesiz o dönem bana arkadaşlarımla, öğrencilerle ilişkilerde, dolayısıyla başka insanlarla ilişkilerde belirli bir sonuca" varmak için neler yapmam gerektiği konusunda çok şey öğretti. AROLAT O dönemi anımsayanlar sizin dinlemekte çok usta oldugunuzu ve kararlannızı çok net ve çok açık söylediginizi ve karar verdikten sonra degiştirmemek gibi bir huyunuz olduğunu söylediler. Siz buna katılıyor musunuz? İNÖNÜ Bence bu sözleriniz iltifat sayılmalı. Eğer gerçekten zaman böyle akıllı uslu değildim Evet, küçükken öyle aksi bir yanım vardı. Sonra geçti sanınm. Öte yandan bu, inatçılık olarak kendini gösterdi A öyle yapabildiysem kendimi mutlu ve başanlı saymam gerekir. Bu saydıklarınız iyi bir yöneticinin, hatta iyi bir politikacının da vasıflandınlmasına girer. Böyle yapmaya çalışmışımdır. Başardıysam ne mutlu bana. AROLAT 29 Nisan 1983 cuma tarihinde Gebze'de TÜBİTAK binasından Ankara plakalı Volksvvagen otomobilinize binerken sizi izleyen genç gazetecilere "politikaya girmeme karan" aldıgımzı söylediniz. Boğaziçi Üniversitesi'ne dognı yola çıktınız. Sonra politikaya girdiniz. Neydi sizin karannızı etkileyen? O gün nasıl düşünüyordunuz, sonra niye bu karannızı degistirdiniz? Babamın demokrasi dönemlerinde demokratik yanı, baskalannın fikirlerine önem veren yanı ile görünürdü. İNÖNÜ Bu konuyu daha önce de anlatmıştım. Benim için araştırma, duşünme, bilim ortamından aynlmak çok zor bir karardı. Bunu, ancak bana gerçekten büyük ihtiyaç duyuluyorsa ve bundan da öte bulunduğum ortamda çalışma imkânı azalmışsa, o ortamda rahat cahşmayı engelleyen şeyler varsa karar verebilirdim. Tabii bu ikinci neden, benim karanmı değiştirmemin ilk etkeni değildir. Çünkü o zaman da vardı, sonra da kaldı. Ama birinci neden, yani gerçekten bana ihtiyaç var mı meselesi, beni tereddüt ettiren buydu. Buna emin değildim. Buna emin olmadan da kararımı vermedim. AROLAT Peki efendim, size ihtiyaç olduguna nasıl emin oldunuz? tNÖNÜ Gelişmeleri görerek. Aslında başta bir yanlış anlama söz konusuydu. Ben, politikaya girmeye karar vermeden, düşünme ^Liderlik vasıflarımın şimdi bile ortaya çıktığım pek sanmıyorum. Benim çocukluk ve gençlik döneminden hatırladıklarım, biraz aksi bir karakterim olduğudur* tNÖNÜ Evet, bu tanım en iyisi herhalde. AROLAT Efeodkn, insanlar çocukluklannda babalanna ve toplumun önde geJen kişilerine, liderlere özenirler. Biz, çocuklugumuzda Sayın tsmet fnönii'nün silindir şapkası elinde duruşuna çok ozenirdik. Acaba siz, çocuklugunuzda gizliden gizliye böyle bir ozenme ile babaoızm şapkasuu elinize alıp kimseye göstermeden aynaya baktınız mı? tNÖNÜ Yok, öyle bir şey hatırlamıyorum. Babamın o gibi dış görünüşteki hareketlerine özendiğimi hatırlamıyorum. Kendimi onun yerine koymayı hiçbir zaman düşünmediğim için öyle bir özenme geçmedi. AROLAT Şu anda komışmakta oldugumuz Pembe Köşk çev Sanınm babamın en belirgin özelliği toparlayıcı bir lider olmasıdır. (Foıoğraflar RIZA EZER) resi bahçelerle dolu evlerin bulundugu bir yoreydi. Sanıyorum sizin çocukluğunuz bu çe\rede geçti. Erik çalma>a, va da top oynamaya giderken nasıl bir çocuktunuz? Birilerini izler miydiniz? Yoksa yaşıtlarınız arasında oode gelen bir kişi miydiniz? Liderlik vasıflannız var mıydı? ' tNÖNÜ Liderlik vasıflarımın şimdi bile ortaya çıktığım pek sanmıyorum. Benim çocukluk ve ilk gençlik dönemimde hatırladıklarım, biraz aksi bir karakterim olduğudur. Oyun oynarken olsun, arkadaşlarımla ilişkilerimde olsun çabuk kızan bir tabiata sahiptim. O bakımdan zaman zaman aile içinde bazı ters hareketlerim görulmuştür. örneğin ağabeyimle kavgalarımız çok olurdu. Geçende bir gazeteci arkadaşınız, "Her zaman böyle akıllı uslu rnuydunuz?" diye sorarken, sozunü kesip, her zaman böyle akıllı uslu değildim, dedik. Evet, kuçukken öyle bir aksi yanım vardı, sonra geçti sanıyorum. Öte yandan bu inatçılık olarak kendini gösterirdi. KüçUkken babamın benden bahsederken bu tarafımı ima eden sözler söylediğini hatırhyorum. AROLAT Sizin benim saptamama göre ilk yönetici vasfınızı kullandıgınız yer Ortadoğu Teknik Üniversitesi oldu. Orada bölüm başkanlıgı ve dekanlıkla başlayıp, rektorliige uzanan dönem. Çok calkantılı gunlere rastlayan bu donemin sizin yönetici kişiliginizi gelistirmede çok önemli rol oynadıgı öne süriilüyor. Siz nasıl deger m Ben politikaya girmeye karar vermeden, düşünmeye devam ederken, karar verdiğim samldı. Yanlış anlaşıldı. Bir süre daha beklemem gerektiğini düşünüyordum. O zaman hatırlarsımz sosyal demokrat kanatta bir türlü bir oluşum ortaya çıkmamıştı. O gelişmeler de gerçekten bana ihtiyaç olduğu fıkrine, beni ikna etti * ye devam ettiğim sırada karar verdiğim samldı. Birdenbire kararımı verdiğim ve Ankara'ya geleceğim şeklinde haberler çıktı. Ben, karar vermediğim için, bu gehşmeyi durdurmak için, böyle bir şey yok diye ilan ettim. llan etmesem o zaman bana karşı ihtiyaç olup olmayacağını tartamayacağıma inamyordum. Bir süre daha beklemem gerektiğini düşünüyordum. Ve o zaman hatırlarsınız, Sosyal Demokrat kanatta bir türlü bir oluşum ortaya çıkamamıştı. O gelişmeler de gerçekten bana ihtiyaç olduğu fikrine beni ikna etti. Mesele buydu. AROLAT Aslında ailenizden miras kalan yapı ile toparlayıcılık vasfına sahiptiniz. O giinden bu yana epey zaman geçti. Bu toparlayıcılıkta attıgınız önemli adımlar oldu. Bunlann yeterli olduguna inanıyor musunuz? Yoksa daha fazlasını mı bekliyordunuz? tNÖNÜ Evet, sanıyorum özellikle partilerin birleştirilmesi konusunda katkım oldu. Sosyal demokratlar büyük ölçüde bir çatı altında toplandı. Politikada her şey halk içinde kazanıhr MEHMET ALİ AYBAR (Eskı TİP ve SDP Genel Başkanı) Sayın Erdal lnönu'nun lıderlıği merak konusu. Toparlayıcı, başarılı olacağına inananlar da az değil. Neden? Herhalde Ismet Paşa'nın oğlu olduğu için Oysa liderlik babadan evlada kalıtım yoluvla geçmez. Unlü bir liderın çevresınde buyumuş olmak. elbet bir şeyler kazandınr yakınlarına. Ama, belirleyıcı kazanımlar değildir bunlar. Politikada her şe> uğraş verılerek kazanıhr, halkın içinde, duşe kalka... Bir de şu var. Ismet Paşa sosyal demokrat değildı. Halk Partısi'nın devletçiliği, halkçüığı, devrimciliği ve ötekı ilkeleri de sosyal demokrat cızgıde politikalar hiç değildi. CHP işçı hareketıne karşıydı. Ismet Paşanın ortanın soluna geçmesı TtP'ın ağırlık kazanması uzerıne olmuştur. Ulus'a verdığı bir demeçte Paşa, "TİP'e karşı ortanın solu diye bir şej icad ettik" diyecektir. Kaldı kı, madalyonun bir de obur yuzu var. Sosyal demokrasi bugun Turkiye'ye ne getırebılır. Ecevıt ikıidarı duş kırıklığı yarattı. Kimi hatalar bir yana bırakılsa bile, Ecevıt iktidan sosyal demokrat çizgıde olanların Turkiye'ye neler verebileceklennı gözler önune sermıştir. SHP daha kesın adımlar mı atacaktır? Programlannda bir ışaret yok. "Gelir dagıhmındaki adaletsizliği düzelteceğiz" demek vetmez. Turkıye gıbı dtş borca batık bir ulkede bunun naal gerçekleştirileceğıni açıklamak gerekir Tam bağımsızlık polıtıkasına donulmeden ne yurttaşların hayatıru guvence altına almak olanakhdır ne de gelir dağılımını emekçıler yaranna duzenlemek mümkundür. POLİTtKACI GÖZÜYLE KARÎKATÜRİST GÖZÜYLE İnönü'nün başarısı kadrosuna bağlı TEKİN ARAL (Fırt Dergisı Yönetmem) Sayın Erdal lnönu'nun polıtikaya girişi, soyadı Inönu olduğu için değil, aydın bir kişi olduğu içın önemlidir. Asltnda Turk politik yaşamımn en önemli eksiği gerçek aydınlardan yoksun oluşudur. "Aydın"lık kavramı gerçek anlamda, yükseköğrenim yapmamn da uzerinde, farklı bir kavramdır. Poliuk yaşamtmızı, şu ya da bu nedenlerie, yıllar boyu aydınlar dışandan ıjemişlerdır. Politikaya soyunmalanmn zamanı çoktan gelmış, dahası geçmıştır bile. Sayın înönu'nünpolitik konudakı kişitiğini henuz tanımtyoruz. Başanlı ya da başansız olacağım söyleyebıimek şu an ıçtn olanaksız. Ayrıca bu konuya gene "tek adam"lık oiayı bıçimınde yaklaşıp ytllardır sürdurduğumuz hatayı yınelememeliyız, fnönü kadar, partisi ve ekıbınm durumu da onemfidır. lnönu'nun başarısı kadrosunun başansma bağlıdır. Don Kişoi gibi, tek başına politik savaş vermeye kalkışacak bir İnonUyu, bu polıtika kurtlanmn arasmdan rahmeıli babası Ismet Inonu bile kurıaramaz yoksa... Oysa 1947'de tutulan teslimiyet yolunun şiddetle gerı tepmeye başladığı gunlerde yaşıyoruz. Solun savunduğu a m bağımsızlık çizgısinın doğruluğu bovlece ortaya çıkarken, sosyal demokratların hâlâ temelde sağın dış politikasından ayrılmayan bir çizgide oldukları goruluyor. Iç politıkalarının temeldekı çızgisi de oyle. Devletin ekonomıye müdahalesi konusunda aralarında kimi ayrımlar bulunsa da, sermaye ile işbirliği, ıç politikalannın ortak çizgısi... SHP'ye gelince, bu partinin yamab bir bohçayı andıran yapısı ciddi bir sorun yaratıyor. Sayın Erdal Inonuaun başarılı bir lider olabılmesi, tüm bj sorunlara bugunku çizgiden daha solda, radikal çozumler bulmasına bağlı goruluyor öğle yemeklerinde genellikle bir sandviç yiyen (ama bunu mutlaka yiyen) İnönu'nün mutfağa çok meraklı olduğunu biliyor musunuz? Tüm yemekleri kalite ve özellikleriyle, dunyarun çeşitli mutfaklaruu incelikleriyle tanıdığını? Belki bu merakını görünüşüyle bağdaştırmak güç, ama böyle işte.. Vazgeçemediği, tutku halıne gelmiş bir alışkanlığı da, bu öğle sandvıçlerinden sonra, başını şöyle bir gerıye atıp on on beş dakika uyumak. "Babam da bovte yapardı, ben böyle dinknebilecegine pek ihtimal vermezdim, ama son birkaç yıldır farkettim bunun faydasını" diyor. Evet, babası da öyle yapardı ve de çoğu kimse onun uyuduğuna değil, uyur gibi yaptığına inanırdı. örneğin, 21 mayıs olaylarında, ilk azgın dalgaların atlatılmasmdan sonrakı aşamada, tnönu'nün, radyoevınin bitişiğındeki Hava Kuvvetlerı Komutanlığı'na gidip biraz uyuduğu o gunlerı yaşayan herkesçe bilinır. O sırada hükümet üyeleri ve parti başkanlan SÜRECEK dışarda bekliyorlar. Bir radyo ekibi komutanhga giderek Inönü'den bir demeç almak istedi. Ekıp lnönü'yü biraz kestirir durumda bulmuştu. Bir görevli lnönü'yü uyandınp durumu anlattı. Înönü kalktıgında tek gözü Gazetemızin dunku 8. sayfasmda SHP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu açıktı, elini cebine attı, bir metın çıkardı ve ikinci gözünü de açıp okuuyelerinden Sayın Eşref Erdem'm bıyogrofısi, bir yanlıslık sonucu yayımmaya başladı, bıtince "tamam" deyip uzandı. Ama daha başı yasuğa değlanmamıştır. Sayın Erdem'm özgeçmışı şöyle: meden uyumuştu. Bu durumu, dışardakiler, "Korkulacak bir şey yok, EşrefErderru 1944yılında Haymana'da doğdu. Harp Okutu'nu bitirdt Üs bakın ben uyuyorum. öyle bir şey olsa benim burada işim ne demek ve teğmen iken Silahlı Kuvvetler'den aynldı. ANKA Ajansı'nda bir süre mües boylece çevresini rahatlatmak için yaptı" diyerek yorumlamışlardı. sese mudurluğu yapan Erdem, 1978 Ecevıt hukümeti döneminde Bajnndır Babamı bilemem, ama ben uyuyorum. Uyuyor ve dinleniyonım. hk Bakanlığı Musıeşar Yardımcılığı görevini ustlendı. Erdem, ilk kez bir SJ lnanın, insan kendisini alıştınrsa on dakika bile uyuması mümkün. yası pariımn genel merkez yönetialiğine seçildi. Bir hukumet buyugu ya da eşi için uçaklann gecikmeyle kalktığı, şu Düzeltır, özur dileriz. saatte başlayacağı ilan edilen bir toplantımn yanm saat gecikmeyle başladı ğı, trenlenn, yolcusunu yerine zamamnda uJaştırmasının mucize olarak karşılandığı, açıklanan programın şu ya da bu nedenle değiştırildiği ülkemızde, Erdal İnonu gibi bir politikacı, bırakın politikacıyı, bir insan herhalde hiç ahşılmamış bir tip. Geçen yılki, 60 bin kilometrelik Evliya Çelebılığinde Eskışehir'e iklim koşullan nedeniyie guç ulaşıhnış. Programda Eskişehir'ın birçok ilçesı var aslında. llgililer, "Çok geç oldu, za1984/997 len yollarda kar, kıyamet, fırtına, gitmeyelim" demışler. "Hayır" demiş StYASET BtLİMCt Alacaklı: Türkiye lş Bankası A.Ş. Bcşiktaş Şubesi Erdal Inönu, "Gelecegiz dedik, beklerler." Vekili: Av. Yolaç BOCUTOĞLU, T. tş Bankası Galata ŞuGOZUYLE Ilçe ve köylere uç araba insan gidebılmiş o aksam, birisı Erdal lnönu'besi Bankalar Caddesi KARAKÖY/tST. nun arabası. Borçlu: T. FİKRET KUTAN 1947 yılı, Erdal tnönu'nün Ankara Üniversitesi Fen Faküllesi'nden fızik lisansı diplomasını aldığı yıldır. Ondan sonra ver elıni Amerıka, CaMumhane Cad. Nimet Han, No: 79/4 Karaköy/tST. hfornıa. Orada fizik yüksek lisansı ve doktora öğrenimini, teorik fizik Borç: 807.187. TL.'nin icra harç, masraf, icra vekalet ücrealanındakı araştırmalar ızler. Haa, Înönü hem Prof hem doktordur, ama ti ve 728.645. TL.'sinin tahsil tarihine kadar faizi ile birlikbu unvanlannı politik yaşamında bir kere bile kullanmamış, kullamlmate tahsili. sına izin vermemiştir. Calıfornia'da, Gündüz Pamuk ve ağabeyı, Erdal Takip mesnedi: 28.1.1983 vadeli 300.000. TL'lik 15.2.1983 lnönu ve ağabeyi bir sure iki odalı bir evde birlikte kalırlar. Gündüz PaDR. N'EVİN YURTSEVER vadeli, 425.000 TL'lik 2 adet emre muharrer senet. muk o gunlerden, bir yıl önce Amerika'ya gıden ve eski bır araba alan Erdal İnonu, uç yıllık bir siTakip şekli: Kambiyo ağabeyinin kendilerını birkaç kez gezdirmesinden başka bir şey anımsayaset yaşamı olmasına karşın mıyor Erdal Inönü'ye ise bunları sormak mümkün değil. Sorsanız bile Alacaklı Türkiye lş Bankası A.Ş. Beşiktaş Şubesi vekili Av. çok az tanıdığımız bir lider. Bu cevap almak mümkün değil. Çunkü kendisini faziaca anlatmayan bir inYolaç BOCUTOĞLU tarafından hakkınuda yapılan icra tasan. Bu konuşma boyunca sankı biz onunla değil, o bızünle röportaj yaptı. durum kuşkusuz, kendinın bu kibinde yukarıda belirtilen adresinize gönderilen ödeme emÇunku konuşmamızın neredeyse dörtte bınnde Erdal tnönü konvıştu. Ama konudakı ısrarlı tutumundan ri bila tebliğ iade edilmiş, zabıtaca yapılan tahkikatta da yine ue zorlayıp bir şeyler almaya çalışmalı. kaynaklanmaktadır. adresiniz bulunamadığından bu kerre ödeme emrinin ilanen SaymErdal tnönu,gerek Turkıye'deki.gerekse yurtdışındaki yaşamıTürkıye 'de şu anda var olan tebliğine karar verilmiştir. nızda hiç parasız kaldınız mı? örneğin bir arkadaşınızdan borç almak koşullar ıçerısınde sosyal deYukarıda yazılı borç ve masraflarını işbu ödeme emrinin durumuna düştünüz mu hiç? mokrat / demokratik sol bir parilanından itibaren 30 gün içinde ödemeniz, takibin dayanağı Hayır. Gerçi pek rahat sarfedemezdik, ama parasız kaldıgım da oltinin lideri olan İnonu 'nun inansenet, kambiyo senedi niteliğini haiz değilse 25 gun içinde mermadı. bk ve ortaokul yülannda ber ihtiyaeırnız evde karşüandığı için para dırıcı bir lider olabileceğinı düciye şikâyet etmeniz, takip dayanağı senet altındaki imza silazım olmazdı. Şunu soyleyebiiirim, parayla Ugimiz ber zaman zayıf olşunüyorum. Fakat SHP'nin hize ait değilse yine bu 25 gün içinde aynca ve acıkca bir dilekçe muşlur. Liseden itibaren kendi auşverişimi kendim yapardjm ve harçlızıplerini idare edebilmesi çok ile icra dairesine bildirmeniz, aksi takdirde icra takibindeki ğım jeierdi. Yurtdışında ise aybk f h«i««tımiTi düzenii şekilde ahrdık. Yok, güç olacak. o\le bir sorunum olmadı. kambiyo senedi altındaki imzanın sizden sadır sayüacağı, imVurgulamak istediğim son bir İnonu aılesının. baba Ismet Inönu'yle başlayan bölümünün bazı özelzanızı haksız yere inkâr ederseniz 100 liradan 5QÖ0 liraya kanokta var ki; bugün Türkiye'nin lıklerı hemen herkesçe bilinir. Bunlardan bin de, ailenin üç çocuğunun dar para cezası ile mahkum edileceğiniz, borçlu olmadığımz korkmayan ınsanlara ihtiyacı da devlet okullarında ve Türkıye"de okuyup, üniversiteden sonra yurtdıveya borcun itfa veya imhal edildiği veya alacagın zamanaşışına gidip kendilerını geliştırmeleridır. Bir başka özellikleri de, ailece "az var. mına uğradığı hakkında itirazınız varsa bunu sebepleriyle birkonuşıruüan." özellikle kendileri ve ailelen konusunda. Bu yarpyı Gündüz likte 25 gün içinde tetkik merciine bir dilekçe ile bildirerek Pamuk biraz değiştıriyor. merciden itirazınızın kabulüne dair bir karar getirmediğiniz Dun yayımlanan dizimizde, "Erdal inonu, konu önemliyse çok az konusur. Onun dışında herkes takdirde cebri icraya devam olunacağı, itiraz edilmediği veSayın Necdet Uğur'un yazısının kadar konuşan bir insandır. İki yıl onceki yılbaşını, eşinin arkadaşiannya borç ödenmediği takdirde 30 gün içinde 74. madde gereüst başlığı olan, (Politikacı Gödan birinin evinde birlikte geçirmişlik. Genellikle Erdal'ın fizikçi arkağince mal beyanmda bulunmanız, bulunmazsanız hapisle daslan vardı. lnanın oredaki konuşmalanna gıpla ettim. O kadar stcak, zuyle) yanlışlıkla Sayın Dr. Ufuk tazyik olunacağınız, hiç mal beyanmda bulunmaz veya haneşeli ve içtendi ki~" Uras'ın yazısının ust başlığı olan kikate aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılaca(Siyaset Bilimcisi Gozuyle) ile ğınız tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 23.5.1986 karışmıştır. Düzeltir özür dileriz. DÜZELTME İLANEN TEBLİGAT BEYOĞLU 1. İCRA MEMURLUGUNDAN Hizipleri idaresi zor DÜZELTME SCRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle