28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 HAZİRAN 1986 EKONOMİ OSMAN ULAGAY Gül G. Turan 1944 yılında doğdu. Ankara Maarif Koleji'nden mezun olan Gül Turan TURAN Yani özet olarak ne yapmalı, bundan sonra ne yapabiliriz? daha sonra Kahire Valla, bu soruya nereden başlayacağımı ben de bilmiyorum. Temel iki koAmerikan Üniversitesi nu üzerinde durmak lazım: Birincisi, uygulamadan kaynaklanan hataları Ekonomi Bölümünü bitirdi. mümkün olduğu ölçüde asgariye indirmeye cabşmak lazım. Çünkü bir kaDoktorasını îstanbul rar almdıktan sonra o karardan vazgeçmemn doğurduğu sancılar çok büyuk oluyor. Bu nedenle, araştırma yapmamız şart. Bizde her şeye çok çaÜniversitesi Iktisat buk karar veriliyor ve karar veriiiş tarnna baktığımız zaman kişilerin dayaFakültesi'nde veren Gül naklannın bir hayli zayıf olduklarını görüyorsunuz. Bu tabii bir sorun yaTuran 1967 yıhndan bu ratıyor. Bu tür uygulama hatalannın telafı edilmesi gerekiyor. Bir operasyana aynı fakültede yona gırmeden önce bunun hangi ön şartlar içerisinde yapılabileceğini araştıracaksınız ve ona göre kararınızı alacaksınız. Demek oluyor ki, bir uyguöğretim üyeliği yapıyor. lama hataları, bir de benimsenmesi gereken uzun vadeli stratejiler var. Bu Fransa ve ABD'de çeşitli sorduğumuz zaman bugün atıl üniversitelerde görev yapan sıratejiler ne olabilir sorusunu giderebilmiş vaziyetteyiz. Fakatkapasiteden kaynaklanan bazı eksiklikleri bunun öteGül Turan'ın Uluslararası Para Sistemi konulu bir de kitabı bulunuyor. Konvertibiliteye geçmek için döviz Şimdi, Türkiye'nm döviz gelir girdüerini etkileyen temel ekoaomimidn bazı yapısal ozellikleri var, bir de şu ana kadar sozunu ettigiaiz ymşanan olaylar, ileri geri atılan adımlar var. Butun bunlan biriikte deteriendirditimizde, siz dış ticaret ve kambiyo rejimlerimizin liberalleştirilmesi sürecinin bondan sonrasını nasıl goniyorsunuz? Bundan sonra neler beklenebiiir? CUMHURİYET/9 Geçen hafta EKONOMtDE DIYALOG Tahtakale, Merkez Bankası'ndan daha duyurh Amerikan ekonomisinin geleceğine Uişkin kötümser beklentiler, dolann kaderine hükmediyor. ABD ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde tahmin edilenden daha düşük bir bayüme hızına erişmesi, tüketici fiyaılannın artması ve dış ticaret açığının da mayısta beklendiğinden daha yüksek çıkma olasılığı, dolann geçen haftaki geri çekilişinde temel etkenler oldu. Aynca dayanıklı tüketim mallannda fabrika siparişlerinin binde 4 azalması da dolann değer kaybına yol acan nedenlerden biriydi. Haftamn ilk giinüne Alman Markı karşısında 2.26 gibi yüksek bir düzeyden giren dolar, pazartesi akşamı büyük bir değer kaybına ugrayarak 2.22'ye kadar çekildi. Merkez Bankası bu hızlı değişikliği yakalayamadığı için salı günkü dolar kurunu 465 kuruş yükselterek 681.40 TL'ye çıkardı. Nitekim salı günü dolann uluslararası piyasalarda düşüşü sürünce Merkez Bankası da alış kurunu tekrar eski düzeyine çekmek zorunda kaldı. Dolar hafta boyunca gerek uluslararası piyasalarda gerekse Merkez Bankası kurlannda düşüş eğilimi gösterdi. Dış piyasalarda 2.20 marka, 165 Japon Yeni'ne kadar çekilen dolar, Merkez 681.40 Dövizde acele serbesti özlemi sıkışıklık ve geri adıııı getirdi S»yin Turan, Türkiye bir süreden beri dıs ticaret ve kımbiyo rejimlerini liberallcştinae sörccine girmiş. buluaayor. Bu sürecte son bedefin konvertibiUteye geçiş oldugu da yetkttüerct sık sık beUrtfli)or. Ben size once konvertibilile nedir ve konvertibüiteye geçtşin onkoşııUan nelerdir, bunu sormak istiyonım. TURAN Sorunuzu yanıtlamadan önce bir hususun açıklanmasında fayda görüyorum. Türkiye'de bazj temel iktisadi sorunlar bulunuyor, fakat bunların yaru sıra bunlann boyuüannı arturtn bir de zihniyet meselesi var. Bu zihniyet, iş görme tanımını, yeni alanlara atılma biçimini etkiliyor. Hangi siyasal görilşü benıınserseniz benimsevin, tek tük istisnalar hariç bunun yaygın olduğunu görüyorum. Birincisi, bizde her şeyi inanç meselesi haline getirmek gelenek haline gelmiş. Bir düşünce ya doğnıdur ya yanlıştır, ya aktır ya karadır. Alınan bir karann hem doğru olabilen hem yanlış olabilen taraflan olduğu düşünülmez her nedense. Bir örnek vereyim. Farzedelim ki bir açıkoturumda konvertibilite konusu tartışılsın; eğer bu olayın gerçekleştirUmesinde çekilebilecek zorluklara değiniyor, bazı ön janların mevcut olmadığını söylüyorsanız, karşınızdakilerin bazıları, "Bu Idşi serbcst piyasaya inanmıyor, ondan bunlan soyluyor" der. Ne söylediklerinizi dinlemeyebüirler bile. tkınci özellığımiz de şu: Eleştiri kabul etmeyen, başka fikirlere saygı duymayan, hoşgOrüsüz bir zihniyet hâkim. Eleştirme ıster içeriden ister dışandan gelsin, ters karsılanıyor. "Zalen bizden defil, baska DC beklencbiiir ki," deniliyor. Veyahut da "Bizdea, ı n ı istedigini vermedik onun için tenkit ediyor" derler. Bir taraftan her şeyi bir inanç meselesıne dönüşturduğümüz için, tenkidi yapanın amacı da genellikle kendi ınancını hâkim kılmaktır. Tenkidin amacı bir tezi yıkıp, başka bir tezı yerine getirmektir. Halbuki, mevcut ıczı güçlendinci, tezdeki pürtlzleri giderici eleştiriler de olabilir. Şimdi bu iki temel anlayışın yam sıra bir üçüncüsü de bilgisizlik, eksik eğitim. Bunu da ekledigiraiz zaman içinden çıkılması zor, dar bir çemberin ortaya çıktığını görüyoruz. Bir karar alınmadan önce ve uygulamaya geçilmeden Once yapılması gereken bazı ön çalışmalar var. Bu ön çalışmalar bizde her nedense yapılmıyor. "HHe bir vola cıkalım. sonra diizdtiriz" zihniyeti hâkim oluyor. Halbuki önceden güzergâh belirlenmiş olsaydı, yolda karşılaşılabılecek engeller belirlenmış olsaydı, bunlan atlatmak için ne gibi çarelere başvurulabileceğini saptamak daha kolay olurdu. layacaksınız, daha sonra martta da bu oranlar yüzde 20'den yüzde 15'e düşurülmüştü. Şimdi bu kararlar, Merkez Bankası'nın eline geçecek döviz miktannı arttırmış, fakat bankalan daha da sıkışık duruma itmiştir. Çünkü bankalann zaten taahhütleri gelirlerini aşıyordu. Taahhütlerin gelırleri aştığı bır dönemde bir de Merkez Bankası, bankalann kullanabileceklen dövizlere bir sınırlama getirince döviz talebinde bir ek fırlama oldu.. Bu döviz taahhütleriyle variıklan arasndaki deagesizlik, sistemin butunünde olmasa bile ozetlikle bazı bankalan belirii şekilde etkiledi ve bankalar arasında boyle bir durumda gonilebilecek olan yardımlaşma da saglanamadı galiba. Bunun da etkisi oldu galiba? TURAN Evet. Bazı bankalar dövize sıkışınca bankalar arası döviz işlemleri bir hayli durakladı. Tabii burada küçük çaplı bankalarta, büyük çaplı bankalar arasında bir ayrım da yapmamız gerekiyor. Küçük çaplı bankaların mevduat toplama imkânları buyük bankalara oranla daha ufak olmuştur Bu nedenle, daha yüksek gelir sağlayabilmek için başka işlemlere ağırlık vermeleri gerekmiştir. Ve bunlar da döviz işlemleri olmuştur. Şimdi döviz toplayabılmek için diğer büyük bankalara oranla daha yüksek faizler, daha elverişli şartlarla hizmetlerinı sunmayı tercih etmişlerdır. Tabıi küçük bankalann yani sıra büyük bankalar da zorluk çekiyor. Fakat bunlann, zorlukları ortadan kaldırma imkânları her zaman için daha kolaydır. Ben aslında banka sistemimizi bankalanmızı böyle çeşitli rüzgârlar içinde uçmaya çalışan uçurtmalara benzetiyorum. L'puzun kuyruklan vardır, kuynıklan dengesizdir, bir surü takıntılı borçlar, batık krediler vardır. Ve rüzgâra göre de sürekli değişiyor, çünku alınan kararlar sürekli değişmektedir. Ulagay sordu, Gül Turan yanıtladı: rezervlerimizin yeterli olması, dış ticaret açığının azalması, siyasi ve sosyal istikrarın sağlandığına dış âlemin inanması, enflasyonun kontrole alınması zorunludur. Bütün bu şartlar yerine gelmeden konvertibiliteden söz etmek bir yarar sağlamaz. sinde bir şey, ihracatımızda büyük atılımlann olabilmesi için yeni ihraç pazarlannın araştınlması gerekiyor. tkincisi, kendi üretim yapımızı tetkik etmemiz gerekiyor. Yani bugün Türkiye ne tür mallar üretir ve bunlan dışanya pazarlarsa, döviz gelirlen yükselebüir? Bunu araştırmamız gerekiyor. Türkiye'nin karşılaştığı bir diğer sorun da tasarruflann yetersiz olması. Bu yetersizlik yabancı sermayeyle lelafi edilmek istenmektedir. Bu da bizleri daha çabuk dışanya açılmaya zorluyor. Ve bu sürec de aceleyle alınmış kararlara yol açıyor. Bu karariann fazla aceleyle alınması dolayısıyla da geri adımlar atmak, zaman zaman zorunlu hale geliyor. Son olarak baştaki soruma geri dönerek, bu tablo içersinde, yani TurUive'nin doviz dengesinde kısa ve orta vadede gorduğunuz muhtemel geiişmelere göre acaba Turkiye'de konvertibiliteden bahsetmek için benaz çok erken mi? TURAN Burada önce şunu bilmemiz lazım: Bizim "paramı konvertibl yaptım" dememizle paramız konvertibl olmaz. Burada sorulması gereken soru şu: Dışandakiler hangi şartlar altında sızin paranızı kabul edecektir? O soruyu sorduğumuz ve bizdeki uygulamaya baktığımız zaman bir zamanlama hatasına düşülduğünü görebıliyoruz. Zamanlama hatası diyonım, çünkü rezervlerimiz yetersizdir. Rezervlerimizin yetersiz olduğu bir ortamda paranızı konvenıbl kılmanız, yurtdışma sermaye kaçışlanna da sebep olabilir. Kıt olan dövızlerimizın yerinde kullanılmamasına sebep olabilir. Uluslararası rezervler yeterli değaldir diyoruz. Aynca dış ödemeler dengesine baktığımız zaman dış ucaret açığımızın bır hayli büyük olduğunu görüyoruz. Dış ticaret açığımızın buyuk olduğu bır ortamda da konvenibiliteye geçişten söz etmek doğru değıldır. Bir de sorulması gereken üçüncü bir soru daha var: Ülke siyasi ve sosyal açıdan istikrarlı mıdır? Bu konu da sızin paranızın dışardakiler tarafından kabul edilip edilmeyeceğini tayin eder. Ve eğer siyasi ortam ve iktisadi onam ve sosyal onamda aranılan ıstikrar görülemiyorsa, paranızı konvertibl kılma çabalannız sonuçsuz kalır. Bankası kurunda da 675.35 TL'ye indi. Dolann düşüşü serbest piyasa diye bilinen Tahtakale*de de izlendi. Pazartesi günü 725 liraya fırlayan dolar, aynı günün akşamı 720 liraya çekildi. Hafta boyunca Tahtakale'deki düşüş devam etti ve dün dolar 712, Alman Markı da 322 liradan satüdı. Bu gelişme, dolann dış piyasalardaki hızlı hareketine Tahtakale'nin Merkez Bankası'ndan daha hızlı tepki verdiğini de gösterdi. ABD, Merkez Bankası'nın bankalann borçlanmalanna uygulanan reeskont faizlerini yüzde 6.5'e indireceği yolundaki beklenti devam ettiği için dolann da düşüş eğiliminin hafif de olsa süreceği sanıhyor. Altının kaderi dolann karaborsa fiyatına bağlandı Altın fıyatlan dış borsaiarda haftamn ilk iki ve son günü dışında genellikle düşüş eğilimi gösterdi. Kapalıcarşı'da da gerek Cumhuriyet Altını, gerekse külçe altın Tıyatlannda da aynı gelişme gözlendi. Hong Kong borsasında altın, hafta içinde 340 dolara kadar gerilerken, Avrupa borsalannda altın genellikle 342 dolar düzeyinde işlem gördu. Ancak haftanın son 56000 Cumhuriyet Altını 23 55 300 * 27 a Türkıye'de ekonomik kararlar alınırken ve uygulamaya konurken yapılması gereken ön çalışmalar genellikle yapılmıyor, eleşüriler dikkate ahnmıyor, "Hele bir yola çıkalım, sonra düzeltiriz" zihniyeti hâkim oluyor. Döviz konusunda son bir yıl içinde alınan kararlar ve aralık ayından bu yana yaşanan olaylar, bu anlayışın kaçınılmaz bir sonucudur. Konvertibilite konusnna tekrar donecegim; yalnu once sizid belirtmiş oMugunu konuda şıı akla geliyor: Bizde yavgın şekllde gönıldügunu belirttigimiz bu zihniyet ve yaklaşım uranıa orneklerini kambiyo rejimimui dışa •çma ve liberalleştirme surecinde de yaşadık mı? TURAN Tabıi, çok guzel bir soru. Hakıkaten bu zihniyeün bizım banka sistemimizi ve para oıoritelerimizm karar alma biçimini etkilediğini de söyleyebiliriz. Nitekim, Aralık 1985'ten bugüne kadar yaşananlara baktığımız zaman bu zihniyeün etkisini görmemek ımkânsız. Hatırlanacağı gıbı araUktan bu yana iki temel karar alınmıştır; bunlardan bir tanesi ile dövız kurlarının bankalarca serbestçe oluşturulmasına son verilmıştir. Ikınci kararla da, bankaların kullanmakta serbest oldukları döviz kaynaklanmn bir bölumünün Merkez Bankası'na aktanlması zorunlu kılınmıştır. Şimdi oiaylan şöyle değerlendirebiliriz: "Serbest kur poiitikası dışa açılmanın bir yoludur" denmiştı, ama bu uygulamanın, bu surecin en son merhalesi olarak hedeflenmesi, en son aşamada ulaşılması gereken bir hedef olarak telakki edılmesi gerekirdi. Ne var ki, bizde şartlar daha elverişlı kılınmadan, yeterlı rezervler olusmadan, enflasyonun önune geçilmeden kurlar serbest bırakılmıştır. Haziran 1985'te alınan kararlarla kurlar serbest bırakılmıştır. Yapıdaki bozukluklara bakılmadan bu kararlar alınırken, yapılan iyiniyetli eleştiriler de dikkate alınmamıştır bu dönemde. Bunlann sonucunda da arahktan bu >ana yaşanılanlann yaşanması kaçııulmaz oldu bertuüde... TURAN Tabii. Şöyle oluyor; para politikasıru duzenleyenlerin ıçine düştükleri en büyük çelişki, dövız piyasasıyla, para piyasasımn bir butün oluşturdugunu görmemelerinden kaynaklanıyor. Yaru para piyasasıyla, döviz piyasası arasındakı bağlantılan iyı değerlendırememış olmalarından kaynaklaruyor. Burada nasıl bir baglantı var ve bunun ihmal edilmiş olması ne gibi olumsuz sonuçlar dogurdu? TURAN Para ve döviz piyasaları bir buıunun iki parçasıdır Bu butunu ikî çarklı bir mâklneye benzetebiliriz. 29 Haziran 1985'ten ıııbaren bu makinenin bir çarkı üzerındeki tüm kısıtlamaları, tum frenleri kaldırdık. . Yani döviz çarkı... TURAN Evet, döviz çarkı uzerindeki frenleri kaldırdık. Halbuki para piyasasındaki ışlemler, faiz haddinden tutun da paranın kullanım biçımıne kadar sıkı kontroller altında kalmıştı. Bır çark kolaylıkla donerken ve dondükçe de hız kazanmaya çalışırken, diğerinin tabı olduğu kontroller nedeniyle agır bir tempoda çalıştığını görduk. Neticede, Merkez Bankası aceleyle atılmış olan iki adımdan bırinı geri çekmek zorunda kalmıştır. Bu aradaki halkayı nasıl kunıyorsunuz? Yani doviz piyasası serbest bırakdırken, içerde para piyasasımn serbest bırakılmaması neden Merkez Bankası*DI geri adım almaya zortadı? Burada sebep sonuç ilişkisi nasıl geItşti? TURAN Para piyasasında faız hadleri bir hayli yuksektir. Faiz hadleri yüksek olduğu için bankaların sağlam muşteri bulmakta zorluk çekmeleri kaçınılmazdı. Nitekim, bankalar sağlam muşteri bulamadıkları için topladıklan mevduatın hepsini kullanmamayı, harcamamayı tercih etmişlerdir Ve bu nedenle de bankalar içersinde TL olarak atıl fonlar oluşmuştur. Fakat bankaların mevduata uyguladıkları faizi muşterilere ödeyebilmelen için bir yerden kazanç sağlamalan zorunluydu ve bu durumda bankalar kazanç kaynaklannı para piyasasında değil, dövız piyasasında aramaya başlamışlardır. Konuyu bu şekilde açıklayabilirız. Yani boylece bankalar tarafından dövize bir ek talep yaratılmış oluyor. Şimdi bu noktada bir yandan bankalann bu operasyon şekli dovize ek talep varatırken, bir yandan da galiba Merkez Bankası'nın kendi döviz ihtiyaçlannda sıkışması sonuçta bir geri adım atmasını zorunlu kıldı değil mi? TURAN Evet. Merkez Bankası bıldiğiniz gibi TC devletınin dış borçlarını ödemekle zorunlu olan bir kuruluştur. Merkez Bankası'nın bugunku haliyle tıcari işlemlerden doğan bir döviz gelırı yoktur. Ancak aralık 1985'e kadar Merkez Bankası'nın eline geçen dövizlere baktığımız zaman, bunlann temelde işçi dövizlerinden, işçilerin sigorta pırimlerınden ve diğer bazı girişlerden, bir de uluslararası ve bölgesel kuruluşlar aracılığıyla Merkez Bankası'na gelen fonlardan oluştuğunu göruyoruz. Merkez Bankası geçen yılın sonuna doğru bu sınırlı kaynakları takvıye etme gereğı duymuştur. Nitekim, aralık 1985'te alınan kararlarla hem döviz tevdiat hesapları uzerinden Merkez Bankası'na mevduat karşılığı yatırmaları ve bankaların döviz gelırlerınin yüzde 20'sini Merkez Bankası'na satmaları zorunlu kılınmıştır. Haıır günü altının 31.1 gramlık ı Zurih borsasında 345 dolara dayanırken, Londra'da 344 do| lar düzeyinde kaldı. Cumhurv yet Altını ise haftanın ilk günü! 56 bin lirayla şimdiye kadarki! en yüksek değerine ulaştı. Ne', var ki ikinci günden sonra; Cumhuriyet Altını aşağı çekil' meye başladı ve dün Kapahçar', şı'da 53 bin 500 liradan satıldı. 24 ayar külçe allının gramı da hafta içinde 8 bin 100 liraya çık, tı. Külçe altının gramı da bu! hafta içinde 8 bin 100 liraya çık; tı. Külçe altının dünkü değeri 8 bin 70 lira oldu. Dış borsalarda keskın bir iniş çıkış olmama! sına karşın, Kapalıçarşı'da altın fiyatlarının gerilemesindeWen' büyük neden Tahtakale'de do. lann aşağı çekilmesiydi. Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası A.Ş. 1988de kutlanacak 100. kuruluş yıldönümü faaliyetleri doğrultusunda bankacılık sektörüne ve ulusal ekonomimize ışık tutacak bilimsel çalışma ve araştırmalara imkân yaratmak ve kalıcı eserler sağlamak amacıyla 100 milyon TL tutarında bir fon oluşturmuştur. lOO.YılFonu Uluslararası NELER OLDU? Bankalardan 1.5 ayda 480 milyar lira kredi Bankalarca kullandırılan kredilerde 25 nisan6 haziran tarihleri arasında büyük artış görüldü. Bankalar bir buçuk ayda toplam 480 milyar liralık kre^ di dağjtırken, bugüne kadar kullandırılan kredilerin toplamı da 6 trilyon 589.9 milyar liraya erişti. Merkez Bankası verilerintf göre, kredilerin yüzde 94'lük bö» lümü mevduat bankalannca dağıtıldı. Nisan sonu ile haziranın ilk haftasını kapsayan dönemde mevduat bankalarırun kredileri 450.7 milyar liralık buyüme gösterirken, kalkınma ve yatınni bankalarımn kredileri de 29.4 milyar lira arttı. (a.a.) "Turkiye'de ve Dünyada Mali Sektör,, Fon, yukandaki genel başlık çerçevesinde çeşitli konularda yapılacak araştırmalann finansmanında kullanılacaktır. j Uluslararası 100. Yıl Fonu ndan. Değerlendirme Kurulunca uygun bulunan araştırma projesi tekliflerinin sahipleri yararlanabilecektir. Tüm giderleri Fon tarafından karşılanacak çalışmalar sonucunda yayınlanmasına karar verilen eserler için aynca telif ücreti ödenecektir. Uluslararası, bilim adamlanmızı ve araştırmacılaranızı. ekonomimize ve mali sektörümüze eserleriyle katkıda bulunmaya davet eder. Çimento ihracatı yüzde 30 azaldı Turkiye'nin çimento ihracatında geçen yıla oranla büyük düşüş oldu. Çimento Müstahsilleri Birliği yetkililerinden edinilen' bilgilere gore, bu yılın ocakmayıs aylarım kapsayan ilk beş ayda, 700 bin ton çimento ihraç' edildi. Geçen yıl aynı dönemde* yapılan çimento ihracatı ise 1 milyon 59 bin tondu. Bu yılın ilk' beş ayhk verilerine göre çimen' to ihracatında, geçen yılın aynı* dönemi itibarıyla yaklaşık yüz' de 30 azalma olduğu gözlendi/ AFRİKA AÇURI YARARINA RUMEÜHİSARI TEIKII1ERI W. SHAKESPEARE INTERBANK Değerlendirme Kurulu: Dr. Oztin Akgüç Prof. Dr. Erdoğan Alkın Prof. Dr Merih Celâsun Prof. Dr. Demir Demırgil Prof. Dr. Emre Conensay Dr. Çaglar Keyder ULUSLARARASI HIRCIN Komedi 2 Böiüm Turkçmi: Nurattin Sevın Yöneton: Yücel Erten O«tor: Erkan Kırtunç Kostum: Nur Uzmen Funda Aktuğan Işık: Nuri özakyol AMCARA ImurCai 26 13 88 99 KI: ULUSLARARASI ENDÜSTRİ VE TİCARET BANKASI AynnttU bilgi için Uluslararası şubeUrinden oe üniversıte rektorluklerinden brosur sağlanabüir. MERKEZ Böytikıiere C*d 108 EMntepe tstanbuJ 172 20 00 IZMIR 14 41 66 kARAKOY Bankalar Cad 31 33 Isunbul 143 61 00 BL'RSA Fntı Çaknuk Cad 75 48 052 BAHÇEKAPI Emınonu Istanbul 527 89 10 Ş1ŞLI Halaskargau Cad 360 Ittanfaul 141 62 59 ELMADAC Camhun><t Cad 20 bunfaul 141 19 75 KAOIKÖY Altıyul Ka*ko> lüuıbul 338 OS 55 BAKIHKÖY Hılkçı Sok 10 Islubul 5T0 17 33 Oyun Güntori: ,123 TİBmmuz saat 2130'da ı Büatter: AKM gı^elerinden, tamsıl oeceten RumtfhiMn'ndaki gişeden •dilebilir ADANA AtaturkCad 111 Sok 33 057 MERSIN Inonu Cad Cöknı l)hwı 12 33S ISKENDERUN Uaturk Bul 47 22 852 CAZİANTEP AtalAıfc BuKanS. 16 037 Dnıuryolıı Carf 1\<UC 21 282
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle