Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 25 HAZİRAN 1986 O?etle TELEVİZYON 07.00 Açıhş 07.01 Sabahın Getirdikleri 09.00 Eğitim Onlisans Programı Doç. Dr Yalçm Şahm ıle Yrd Doç. Dr Süleyman Tokur "Fen Bılgısı" ve Doç Dr özer Ergenç "Sosyal Bılgıler" derslennı venyorlar. Edip Cansever'in öliunü tstanbul Festivali'nde 14 yülık düzenli gelişme Itüıgoslav basınında Festivaliıı başarısı çağdaş Bir süre önce yitirdiğimiz şair Edip Cansever'in ölümüne Yugoslavya'da Üsküp ve Priştine radyolan yer verdi. Çeşitli dergi ve gazetelerde Cansever'in yapıtlarından örnekler yer aldı. Ayrıca kimi Üsküp ve Priştine yazınsanat dergilerinde özel ekler hazırlanması bekleniyor 09.45 Kapanış 18.14 Açıhş | 18.15 Eğitim Onlisans Programı ' J Doç. Dr. Yalçm Şahm ıle Yrd Doç Dr Süleyman Tokur "Fen Bılgısı" ve Doç Dr özer Ergenç "Sosyal Bılgıler" derslennı venyorlar. bir yönetimin sonucu Yaşar Kernhl Bertiri'e davet edildi 14. Uhıslararası tstanbul Pesttvati^nin açılışına katılmak için tsUmbul'a gelen Bertin Eyateti Kültür Bakanı Volker Hassemer, Yaşar Keman Berün'e davet etti önümüzdeki yu kutlanacak ohm BerUn'irt 750. kuruluşyıh kutlamalanna katılmak üzere davet edilen Yaşar Kemal kendisine önerilen okuma günlerini prensip olarak kabul etmedL Yaşar Kemal Berlin'de bir konferans verecek. \ 19.00 Haberler : 19.15 Şirinler 19.40 Nihavend Peşrev 20.15 Uykudan Önce 20.30 Haberler ve Hava Durumu 21.00 F.Almanya > Fransa Dünya Kupası Maçı (Naklen) (AynntUı bılgı Spor'da) Festivalin 14 yıldır düzenli bir gelişme göstermesi, işin baştan sağlam tutulmasının ve çağdaş yöntemlerin uygulanmasımn bir sonucu. "tyi işleyen bir yönetim biçimiödünsüz program düzenihalkın ilgisi üçgeni", festivalin örnek alınması gereken bir başarı grafiği çizmesini sağlamıştır. ÜNER BİRKAN Yaz aylan boyunca, Avrupa'nın o çok büinen, beiii başlı sanat kentlerindeki (Salzburg, Bayreuth, AixenProvence, vb.) ünlü, görkemli müzik festivallerinin yanı sıra, yaşlı kıtanın hemen her yöresinde kendi ölçüleri içinde gelişen, önemi ikinci, üçüncü sıralarda kalan "festivaldk"ler de boy gösterir. Kültür değişimleri yoluyla iç ve dış turizme de hizmet eden bu sanat gösterilerinin sayısı bugün binlerle anlatılabilecek duzeylere erişmiştir. Ülkemizin, Istanbul'un, on dördüncusü beş gün önce başlayan sanat festivali, "turizm"in girdilerine katkıda bulunma amacını taşımıyor hiçbir zaman. Avrupa'nın o yüzlerce "festivaldk"inden biri değil. Yaz festivalierinin arasında hemen baş yerlerden birini tutmakta. Festivalin başarılı düzenleyicisi Istanbul Kultür ve Sanat Vakfı'nın kurucusu ve başkanı Dr. Nejat Eczacıbaşı'run da belirttiği gibi, "Dtinyada adı geçen biiyükköçük 2 bin festivalin arasında scçkin 44 festivalin ilk 6 •rasında" bulunuyor. Avrupa Müzik Festivalleri Birliği'nin üyeleri arasına girmiş olması da bunu tamtlıyor. alışık olmadığımız bu olguyu neyle açıklayabiliriz? Gerçek şu ki, başannın asıl anahtan, işin daha başlarda çok sağlam tutuiması, sonradan olur olmaz tavsamaların^ gevşemelerin ortaya Edip Cansever NECATİ ZEKERİYA ÜSKÜP Edip Cansever'in" şiirleri Yugoslavya'da çıkan tüm Türkçe gazete ve dergılerde öteden beri yayunlanmaktadır. Birçok şiiri Yugoslavya'da konuşulan UİU5 ve halklann dillerine de çevrilmiş, SırpçaHırvatça ve Makedonca hazırlanan "Çağdaş Türk Şiiri Antolojileri'nde yer almıstır. ölüm haberi daha aynı gün Üsküp Radyosu'nda ve Pristine Radyosu ile TV yayınlannda duyuruldu, "Birlik" gazetesinde, yaşamöyküsuyle birlikte "Tragedysüar Şairi Dış Diiayayı tstiyor" adlı bir deneme ve "Manastırlı Hilmi Beye Birinci Mektup" adlı şiiri, "Tan" gazetesinde de Aziz Serbest'in "Edip Cansever ve İnsanda Hayret Uyandıran Yaşanular" yazısıyla birlikte sanatçının "Sevda ile Sevgi" adlı şiiri yer aldı. Sızan haberlere göre Üsküp "Sesler" ve Priştine "Çevren" yazınsanat dergilerinde Cansever'in ölümü nedeniyle özel ekler hazırlanacak. Yaşar Kemal'le röportaj Üsküp'te ayda bir çıkan "Yehona" (Yenilik) tophımyazınsanat derjtisinin 3. ve 4. sa 23.00 Haberler 23.15 Kaza II • Oncekı gün gOstenkn "Kaza" adlı TV fllminın ıkıncı bötümü ekrana geltyor ' 24.00 Dış kaynakh müzik 00.15 Cinayet Dosyası Asansurden başka hiçbir gıns yolu olmayan bır gösten yennde yaşayan Honjtio, polısıye rcman yazan Jess'le ışbırlığı yaparak çocuklann bayılacağı bır cinayet tüneli açmak ıster. Jess bu saçma teklıfı hemen reddeder Reddedılmeye alısık olmayan Horatıo, Bayan Jess'ı tehdıt eder. Horatıo guvenlık kuvvetlerı tarafından Olü bulununca ışler lyıce karışır yılannda Yaşar Kemal'le "Sözcuklerin tnsanı" başlığı altında on beş sayfalık bir söyleşi yayımlandı. Yaşar Kemal bu söyleşisinde, folklora karşı eğilimini, Sabataattin Eyuboğlu ile folklor çalışmalannı, "toce Memed"i hangi koşullar altında yazdığını, romanlarında neleri sergilediğini, Avrupa'da Türk romanırun yerini, Turk yazırunın haklı olarak dünyaya açılmasını genişçe sergiliyor. Samim Kocagöz'le konuşma "Tan" gazetesinin 14 Haziran 1986 tarihli sayısında yazar lXiüven Kaya'nın Samim Kocagöz'le yaptığı 'Balkanlarda Türk Roman] Yeterince Tanınmıyor" başlığı altında bir konuşma yayımlandı. Samim Kocagöz Türkiye ile Yugoslavya arasındaki roman konulannın benzerliklerine değiniyor ve bu alanda yapılanlan ve yapılması gerekenleri ortaya koyuyor. Üsküp'te ayda bir çıkan "Sesler" yazınsanat dergisinin son sayısında Oktay Akbal'ın "Bir Hastaiıktan Sonra Dünya" adlı öykusu ve Türk yazan ve folklorcusu Kamil Toygar'ın, Dr. Nimetullah Hafız'ın "Yugoslavya'daki Türk Halk Edebiyatı" adlı kitabı üstüne bir incelemesi vavımlandı. çaJışma arkadaşlannın çabalan ile gerçekten çağdaş"management" yöntemlerine uygun, başan ile uygulanan bir yönetim modelinin oluşturulmuş olmasıdır. Vakıf, işlerin, devlet bürokrasisinin ağır işleyen çarklarına takdıp kalmaksızın, çağa uygun tempoda yürütulmesini sağlayan bir yönetim ortamıdır, karşılaşüğı dev güçlüklerin büe rahatlıkla üstesinden gelebilmektedir. Başannın bir başka önemli etkeni, "marifet flüfata tabidir" sozü doğrultusunda, yalnız tstan Röprodüksiyon Merkezi açüıyor Dost Sanat Ortamı Röprodüksiyon Merkezi bugün Ankara'da açıhyor. Türkiye'de ilk kez açtlan Röprodüksiyon MerkezVnde, resim sanatım yaratan ustalann yapıtlartmn eşbasküan yer alacak. Türk sanatçüann yapıtlannın eşbaskılannm da bulunacağı merkezde aynca, günümüz resim dünyasmda adlan efsaneleşen, ancak Türkiye'de pek tanmmayan sanatçılar da özel röprodüksiyon sergileriyk tanıtüâcak. Merkezin açıhş sergisinde 85 yabana sanatçmm 250, 10 Türk sanatçının 100 yapıtuun eşbasküan sunulacak. Merkezde aynca dünyanın en tanınmış müze ve galerilerinin koleksiyon değeri kazanan aflşlerinden örnekler, sinema ve tiyatro afişleri, sanat kitap ve kartlan da bulunacak. I 01.00 Arjantin Belçika Dünya Kupası Maçı ; (Naklen) j (AynntUı bUgı Spor'da) 02.45 Kapanış ! İZLEYİCİ GÖZÜYLE ! Denizin suyu neden tuzlu? 7.6.1986 cumartesi güniı ''Çocuklar tçın" programında guaerüen çizgi fümdt çocuklara deniz myunıın tuzlu obiuamın nedeni ötrttiliyordu. Nedtnmis büiyor musunuz? Deniz dibhtdeki ftytan deiünentnin ürettiği tuzdanms. Btz buyukUr . TRT'nin zlhntyetini bildiğimizden, bunu çok tuhaf bulmadık, ama bari Ataturk ı Cumhuriyeti'nin çocukumna çtktirmtyin. Hani en hakikl murstt ilimdi? \ TBMM'dt iftar yemrği veıildiğiıu gort denizin dibinde de feytan değirmeni • buhaıması doğaldu. ! SÜREYYA PALABIY1K / tSTANBUL PEKİNEL'LER GÖSTERİSİ Açtbjm asü olayı, unutubnaz Ptkinel'Ur gösterisiydu Müziğin kattksız, yumuşacık Mozart yorumlartntn buyruğunda bir gösteriydi bu. çıkmasına meydan,verilmemesidir. Festival programlan, belli bir denge gözetilerek çok önceden belirlenmekte, niteliği bozabilecek odünler verilmesinden titizlikle kaçınılmaktadır. Bir başka önemli nokta, Vakıf Genel Mudüru Sayın Aydın Gön'ün ve bul'un değil, bütün ülkenin, testivale her yıl artan oranda ilgi göstermesidir. Festivalin "önemli" gösterilerinden pek çoğu için satışa çıkanlan biletlerin tümü bir iki gün içinde satılmıştır. Böylece, "İyi işleyen bir yönetim biçimiödiinsüz program düzenihalkın ilgisi" üçgeni, lstanbul Festivali'nin, ülkemiz ortamında çok değişik, örnek alınması gereken bir başarı grafiği çizmesini sağlamıştır. Başannın kişilere değil, kurulmuş sağlam sisteme ve ilkelere bağlı olduğu, ilerideki nice "on dört yıl"larda daha iyi anlaşılabilecektir. Oskar Kokoschka 'nın İOO. yıh 198O'de öUn ünlü Avusturyah ressam Oskar Kokoschkanmyüzüncü doğum yüdönümü, Londra'da late Galerisi'nde açüan bir sergiyle kutlanıyor. Sergtde Kokoschka nın 200'den fazla yağhboya, suluboya ve eskizi yer ahyor. Sanatçının, Habsburg tmparatortuğu'nun son ytttannda yaptığı Viyanah aydınlara ve burjuvalara ilişkin portreler, 19201er ve 1930larda gerçekleştirdiği Avrupa kentlerinden görünümler, en tipik yapıtlan arasında. Londra'daki sergi eylül ayında Isviçre'nin Zürih kenttndeki Kunsthaus'a taşmacak. iRADYO 1 Marifet iltifata tabidir Istanbul Festivali'nin başanlı çizgisinin 14 yıldır düzenli gelişme göstermesini, ülkemizde pek T R T I 05.00 Açılış, program ve kısa haberler. 05.05 Ezgı kervanı. 05.30 Soüstler! den bırer şarkı 06.00 Köye haberler 06.10 Cünaydın. 07 JO Haberler. 07.40 Günün ıcınden 09.40 Arkasi yann 10.00 Kısa haberler 10.05 Reklamlar 11.00 Kısa haberler 11.05 Hafifmüzık 11.20 Türküler ve oyun havalan 11.45 Şarkılar 12.00 Kısa haberler 12.05 Reklamlar 12.10 Türkçe sözlu hafif muzık 12J0 Turk halk muzığı özel programı 1255 • Reklamlar ve radyo programı 13.00 Haberler 13.15 MUzık 13J0 Bölgesel yayın ve reklamlar 14.45 Ekonomı dunyası 15.00 Kısa haberler. 15.05 Öğleden sonra. 16.00 Kı. sa haberler. 16.05 Çeşıtli muzık 16J0 Türküler. 16.40 Tllrkçe sözlü hafıf müzık 17.00 ' Kısa haberler. 17.05 Köyümüz koylümuz 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar 18.00 Çocuk bahçesı. 18.15 Haftanın çocuk sarkısı 11.20 Muhayyer fasb 18.50 Hafıf muzık ve reklamlar 19.00 Haberler ve olaylann ıçınden 20.00 Yurttan sesler. 20J0 Yenı bes'telenmız. 20.50 Hafıf müzık 21.00 Kısa haberler 21.02 Radyo lıyatrosu. 22.00 TürkOler geçıdı. 22.20 Küçük konser 22.40 Şarkılar 23.00 Haberler 23.15 Gecenın ıçinden. 00.55 Günün haberlennden özetier 01.00 05.00 Gece yaymı. T R T I I 07.00 Açıbş ve program. 07.02 Solıstlerden seçmeler 07.30 Haberler. 07.40 Türküler ve oyun havalan. 08.00 tkı sobsHen şarkılar. OBJO Sabah konsen. 09.00 Türküler 09.15 Çocuk bahçesı 09J0 Çeşıtlı müzık 10.00 Şarkılar 10.20 Türküler geçıdı. 10.40 Çeşıtlı muzik 11.00 Kadınlar topluluğu 11.30 Hafif müzık. 11.45 Türküler 12.00 Şarkılar. 12J0 Vıyolonsel sololan. 12.45 Türkçe sözlu hafif muzık 13.00 Haberler 13.15 Hafif muzık 13.30 Kuçuk koro 14.00 Bır albüm 14J0 Yabano dıl dersı 15.30 Oda müzığı 16.00 Bılerek dınleyeum. 16.20 Arkası yann 16.40 Turkuler. 17.00 Sultanıyegih fash. 17.30 Küçük konser. 18.00 Turkuler ve oyun havalan. 1850 Bılım ve teknolojide >mı ufuklar 18J0 Çocuklar şarkı söylflyor 19Ü0 Haberler ve olaylann ıçinden. 2HM Beraber ve solo şarkılar. 29.30 Yabancı dıl dersı. 21J0 Baglama takımından oyun havalan. 21.45 Eğitim onlisans programı 22.20 Hafif müzık 2230 Bır roman bır / yazardan hıkâyeler 22.45 Türküler. 23.00 Haberler 23.15 Beraber ve solo şarkılar. 23M Hafif muzık. 2335 Çarşamba konsen 0035 Program ve kapanış T R T I I I 07.00 Açıhş ve program. 07.02 Hafif müzık 07.30 Sabah konsen. M J t Sabah ıçın müzık. 09 00 Haberler 09.12 Müzıklı dakıkalar 10.00 Tempo. 11.00 öfleye doğro. 12.00 Haberler 12.12 Gunün konsen. 13.00 Beraber ve solo şarkılar. 13J0 Türk halk müzığı toplu programı. 14.00 Konser saatı 15.30 Caz muzığı. 15.55 Haftanın çocuk şarkısı 16.00 Turk halk müzığı toplu programı 16.30 tkı sohsnen şarkılar. 17J0 1 Haberler 17.12 Sızler ıçin 18.00 Stud>o FM 19.00 Haberler 19.12 Muzık dünyasndan 20.00 Her hafıa sızlerle. 2030 Caz dunyası. 21.00 Dünden bugüne Batı sanat müzığı. 22.00 Haberler. 22.12 Gecemn getirdikleri. 23.00 Bır konser. O0JO Gece ve müzık. 01.00 Program ve kapanış. YÜNUS NADİ ARMAĞAM MİZAH ÖYKÜSÜ YARISMASI198586 ERSİN TOKER No: 538 Uzun zamandır görüşmediğimiz bir okul arkadaşımdan aldığım telgraf, aylardır yakalamak için çırpınıp durduğum sansasyonel bir haberin ipuçlannı müjdeliyordu. (öyle sezinledim) "Gazetecilik yaptığını öğrendim. Bizim köy mutlaka ilgini çekecek. Gelirsen sevinirim:' Telgrafı gösterip, şeften izin almak pek kolay olmadı. Sabah ilk otobüsle yola koyuldum. Adaköy'e vardığımda, otobüsten iner inmez karşımda bulduğum okuldan içeri daldım ve onu derse girmek üzereyken kapıda yakaladım. Sanlıp, öpüştük. ben önce hayrola? Sonra nasılsın? diye sorarken, o ise bir yandan parmağını dudaklanna götürerek sus işareti yapıyor, bir yandan da başını sallayarak iyi olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Hemen koluma girip, beni öğretmenler odasma göturdü. Oturmarru işaret etti, sonra masanın üzerindeki kâğıt parçasına birşeyler yazmaya başladı. Ben, merak içinde okumaya çahştım. "Burada kimse konuşmuyor.Eğer köyde kalıp haber çıkarmak istiyorsan sen de konuşma. "Haydaa bu da ne demek oluyor yav?" diyecek oldum, hemen üstüme atıhp, eliyle ağzımı kapayarak, kalem kâğıdı önüme sürdü. "Peki, tamam" sözcükleri ağzımdançıktı mı tam bilemiyorum. Ben de yazdım. "Nereden pku bu, oyun mu oynuyoruz?" Aldı kalemi, "Ortada oyun falan yok, Adaköyde herkes derdini konuşmadan yazı ile anlatıyor!' Şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışırken, işin icyüzünü öğrenebilmek için sabırsızlanıyordum, ama karşılıkh yazarak bu işi nasıl çözeceğimi ben de merak ediyordum doğnısu. Hani çahşan bazı evli insanlann, kimi zaman günlerce biribirleriyle ^atak odası dışında) karşılaşamadıklan için pusulalarla haberleştikleri (biraz abartmayla) gibi espriler duymuştum, ama bir köy halkımn yazışarak, konuşmadan yaşayabilmesini aklım bir türlü almıyordu. " Peki, bu olay nasıl başladı?" diye, bir yazüı soru daha yönelttim.'Doğrusu bu konuda kesin bir sey yok ama çeşitli söylentiler var:' "Ne gibi?" "Bir söylentiye göre; o zamana dek görülmemiş büyüklükte bir düğün olmuş, o gece tüm köy halkı öylesine eğlenmiş, bağırmış, çağırmış ki ertesi gün herkesin sesi kısılmış. Konuşraak için ağzını açan konuşamamış. Ne yapsınlar, dertlerini yazarak anlatmaya başlamışlar. Sonra da bu iş alışkanhk yaratmış, öylece sürdürüp gitmişler. "Yok canım bu denli de abartma olmaz." "Bir başka söylentiye göre ise, köy halkı bir zamanlar çok konuşurmuş, heryerde vıdıvıdı. köyde varlıklı bir bey yaşarmış. Köylü giderek bu beyin varsılhğı üzerine konuşur olmuş. Evde, tarlada, kahvede, çeşme başuıda aynı konunun vıdıvıdısı sürer gidermiş. Her ne kadar 'zenginin mah züğürdün çenesini yorar' derlersede köyde çenesi yorulan hiç olmamış. Bunun üzerine varsıl bey vıdıvıdılan kesmeye karar vermiş. Bir gün çıkmış ortaya Her kimdemiş; bir günü hiç konuşmadan geçirirse ona şu kadar para ya da maJ bağışlayacağım. 'Ee. köylü de yoksul, önceİeri birkaç kişi denemiş bakmışlar pek öyle zor değil bir iki günde tüm köye yayılıvermiş. Sonunda varsü beyin mah mülkü tükenmemiş, ama köy halkının sesi soluğu kesilmiş gitmiş. "Buna karşı çıkan olmamış mı hiç?" "Ashm sorarsan önceleri olmuş. Ama bunlar okuma yazma bilmeyenlermiş. Ne yapsın zavaliılar, dertlerini nasıl anlatacaklar?" "Köylü onlara nasıl davTanmış? Ceza falan? "Ceza denebilirse evet, bunlan hemen ayınp okula kapatmışlar, sıkı bir eğitim sonucu hepsi bülbül gi... yanhş oldu çatır çatır okur yazar olup çıkrnıslar. Boylecede konuşmalanna gerek kalmamış:' Şaşkınlıktan ne diyecegimi bilemedim. Bu haberi hemen gazeteye geçmeliydim. Bir süre sonra ayrılıp PTTye koşrum, haberi telgrafla geçtim (Köyde bulunan tek telefon da iptal edilmişti.) Olay kısa sürede önce yurtta, sonra da dünyada yayıldı. Çeşitli Ulkelerden gazeteciler, TV ekipleri akın akın gelmeye başladılar. Onları köyün girişinde karşıhyor, konuşmama koşuluyla diledikleri gibi çaiışabileceklerini söylüyordum. (Oyunu) Onlar da sevmişlerdi doğrusu. TV'cilerin röportaj yaptıjı köylüler, ekranda gülümseyerek görünüyorlar, sorular ve yanıtları altyazı şeklinde veriliyordu. Derken, hükümet yetkUileri olaya el koydu. İlk olarak çeşitli tıp fakültelerinden oluşturulan bir hekimler grubu, köylüleri inceledi, bunun sonunda ortada biyolojik bir nedenin olmadığı bir kez daha lem olarak köydeki kâğıt kalem gibi kırtasiye maddelerinin toplatılmasına başlandı. Dışandan da köye kâğıt kalem namına hiçbir sey sokulmadı. Şimdi herkes merak la sonucu gözlemeye başlamıştı, ama sonuç yine olumsuzdu. Bu kez Adaköy halkı elleriyle boşluğa yazarak konuşmaya başlamıştı ve bu işi öyle hızlı yapıyorlardı ki onların dışında kimse birşey anlamıyordu. Hükümet yetkilileri yeniden toplandı. "önceleri, hiç olmazsa ne yazdıklarını biz de anlayabiliyorduk, şimdi durum daha da kötü oldu" diyenler çoğunluktaydı. Içlerinden bazıları " Ellerini, kollannı bağlayaiım. Bakalım bu kez ne yapacaklar?" diye parlak bir fıkirle ortaya atildılarsa da bunun köyü, bir tutsaklar kampı haline getireceği ve diğer ulkelerden büyük tepki çekeceği yolundaki itirazlara hak verilerek, vazgeçildi. Bir kez de şöyle bir uygulama denendi: Dışandan Bir kitap, bir plak Bu arada, tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın aslında devlete duşen iki önemli işlevi de bir ölçüde üstlenmesinin yerinde ye anlamlı olacafeına değinmeliyiz: Ülkemizde müzik yayımlannın ve plak yapımının içinde bulunduğu kısır ortama katkıda bulunma işlevidir bu. "Her festivalde en az bir kitapbir plak" önerisine Vakıf yöneticilerinin nasıl bir yanıt vereceklerini bilmek isteriz. 15. tstanbul Festivaü'nin, daha simdiden belli olan programında, festivalin tstanbul dışına yayılması çalışmalarının ilk uygulaması niteliğinde olan, bir ölçüde "turistik" ağırlıklı "tzmir ve çevresi etkinlikleri" de yer almak tadır. , ' ' . Sophie Marceau Jan Dark oluyor BULMACA SOLDANSAGA: 1/ Alaturkanın kar. Tşıü. 2/ Türk muzi; ğinde bır makam... i Din işlenru devlet işj lenne kanştırmayan. • 3/ Üstü kapalı ola' rak anlatma.. MaI kas. 4/ Nargileye ta. kılan hortum biçi! minde boru... Küçük ' magara. 5/ Negatif • elektrikle yüklü ; | iyon. 6/ Erzurum I yöresine özgü bir j halk oyunu. 7/ Şaşı ma ifade eden bir ', Onlem... Binek hay' vanlannın sutındaki ' otunnalık. 8/ AsyaL da bir ırmak... AğzıTruzdakı dişlerin bir ibölümune verilen ad. 9/ Atamak. ;YUKARIDAN AŞAGlYA: ıl/ Tek tek resirrüeri ya da hareketsız ci•simleri gösterım sırasında hareket duyIgusu verebilecek biçünde düzenlerae ve Jfilme aktarma işı. 2/ lsviçre'de tunstik .bir göl... Altından sopa gösterilir. 3/ Bir jdeniz yolculuğunda geminin ya da yukümün gördüğu zarar.... Duman lekesı. 4/ 'Bir nota... Içinde maden ergitilen kap. 5/ 'Erkek ördek... Bir tür cetvd. 6/ Mayhoş îbir meyvıe.. Berilyumun simgesi. 7/ Ekmek... Halk dilinde badem. 8/ Şaka yollu jsöylenen bır azarlama sözu... Menteşe. 6/ Reçine. Y.£ 0 A • • a e • • I • •k e e. 1r • w u b U T r\ 1A ° l A 5 C t L 1 K A M A j Û î e i 1 t l < A M 0 1 1ö Û l A A V f HAVA DURUMU MUM Yajmurlu tr tr jr «• ır ır ır tr tr r 17* k m larii *MM MTMS Buludu Buiutiu YaCmurlu Bulutlu 4MSTEMUM «TİN/I BMâCMT BELORAD BBttiN BOMN BROKSEL : BuluOu : Açık : Açık : Yajmuriu : BulutkJ : Bulutlu : Bulutlu 24° 31° 42° 23° 24° 23° 25° »r a* M° BUmm TMUM mHL ttmninnı aAH SMHM MBA MU •ra Y^unu Yağmurlu BuluOu Buiuou Bulutlu YiOmurkı Bulutlu Bulutlu Buki«u »r ıc zr zr ır tr ır ır ır ır ır tr ır ır CENEVRC : Bulutlu dOOe : Açık FRANKFUm : YJOmurtu OifVte : Açık KAMtRE ' Açık KÛLN : Bulutlu UMMIA : Ya&murlu «bUMİD : Açık «OSKOHI : Vijmurtu MÛHİH : Y4murhi W£W yOftıt : BuluOu OSLO : Açık PÂHİS : VaOmutiu RftAD :Aç>k fKMM : Açık SOFM : Bulutlu $4âf : Açık TEL ArfV : Açık TOKYO : Buk/Ou TRABUJSOARP: BuluOu ZÖS/H : BuluOu 25° 37° 26° 32° 3« 23° 24° 24° 17° 21° 26° 24° 23° 36° 29° 26° 35° 35° 27° 33° 24° doğrulanmjş oldu. Yani, Adaköylüler bilerek, isteyerek konuşmuyorlardı. Bir hü"iümet yetkilisi, köy alamna toplatılan köylülere konuşmanın erdemleri üzerine bir söylev verdi. Köyün her yanı, konuşmayı özendirici, Unsan konuşan bir hayvandır', " Hayvanlar koklaşa koklaşa insanlar konuşa konuşa anlaşır' vb gibi veCizeler ve konuşma eylemini gösterir dev posterlerle donaüldı. (Bu arada, sağlık ocağındaki, parmağıyla sus işareti yapan hemşire posteri kaldınldı.) Ülkenin en ünlü hatipleri ve ses sanatçılarının katıldığı gösteriler düzenlendi. Daha sonra konuşmaya başlayacak herkesin ailesine, ömür boyu ayhk bağlanacağı vaadinde bulunulduysa da yİHe bir sonuç aJınamadı. Sorun üst düzey hükümet yetkililerinin katıldığı bir toplanuda ele alındı ve bu durumun diğer ülkeler karşısında ülke itibarını zedeleyici görünüm verdiği, sanki bu insanlar uzerinde baskı uygulamyormuş izlenimi yarattığı düşüncesiyle ivedi önlemler alınmasında karar kılındı. İlk ön "konuşan" insanlar getirilmeye başladı. Çevre köylerden ailelere kısa sürede yeni konutlar yapılarak Adaköy'e yerleşmeleri sağlandı. Ama yeni gelenler de birkaç gün içinde konuşmaz oldular ve Adaköylülerle tam bir uyum içinde girdiler. Üstelik köyün nüfusu da arttırılmış oluyordu. B u arada, gazeteler de muhabirlerini geri çağınp, yenileri ile değiştirdiler. Onlar da muhabirlerinin köyün «kisinde kalıp konuşmaz olmalanndan korkmaya başlamışlardı. Ben de geri çağnldım. Oykü burada bitiyor. Tabü sonucu merak ediyorsunuz değil mi? Adaköy'de sonra neler oldu diyeceksiniz. Şöyle oldu: Her türlü yöntem karşısında konuşmamakta direnen Adaköy, sonunda tahliye edildi. Köylüler, yurdun dört bir yanına dağıtıldılar, hatta bir kısmı yurtdışma gönderildi. Şimdi hâlâ yanınızda, yörenizde konuşmamakta direnen insanlar varsa, bilin ki onlar Adaköy halkındandırlar. 1 Mayıs 1986 Mmaomof Q*MI MOMfMdOİKtan «toMn bltgty g&m, yunUm kwy kMtmhri buhıtlu, KmdMite, h m Ootfu AnadoAı 1wn kıotyf »i*»*. « 4 » |iw«w »çık dtplşmtyfk. RÛZOÂR: Kuzf ¥9 öoğu jrintontan tm/H arMira orta kumtfr m c ı i DtUztfdu, ptdii m gundofrjtundv) 35, M«tt* fO21 danJz mHt hula mutmi öigah otup gorüş uaklığı 10 km, fğtş anımU 35 km <tol*findı olmcmk. M n O6Wnd» hm, bulutlu j»e*c»k. M z g i r k u n r •• <*o0u y^nfanton orta k t m o m m M k . G « /tuçuk Otlgah o*ıp g M « uı»(r(<dr 10 km dolavmd* oltcmk. Andrej Zulawski, Jan Dark'm yaşamını koruı alan bir fllmin hazırhklanna başladu Zulawski, ülkemizde "La Boum" (Patlarsam Yanarsın) fümiyle tanınan genç oyuncu Sophie Marceaunun Jan Dark'ı canlandıracağı Elverişsiz akustik ortanı filmle sinema çevrelerinden 14. festivalin açılış konserinde, ' "tepki" almaya hazırlanıyor. Fransa'dan gelen JeanFrançois Çünkü Jan Dark'ı "bir başka Paillard Oda Orkestrası'yla bir yönüyle " ele alacağmı söylüyor. likte, müzik dünyasının olağanüstü ikizleri GüberSüher Pekinel yer aldı lar. Adını yıllardan beri duyduğum, plaklanndan tanıdığım orkestrayı, Ataturk Kül SHP Kadıköy tlçesi tnsan Haktur Merkezi'nin elverişsiz akus lan Alt Komisyonu Moda Sinetik ortamı içinde, gerçek önemi masında tutuklulartn yaptığı reve ağırlığıyla değeTİendiremedi sim, eleştiri ve karikatürlerden ğimi beh'rtmek istiyorum. Buna oluşan bir sergi açtu Sergi 29 hakarşılık, 22 haziran pazar akşa ziran pazar gününe kadar açık rru Aya trini'nin oda muziğine kalacak. Aynca 27haziran cuma çok uygun atmosferi ve günü saat 20.00'de Sadık Gürbüz "kubbe" akustiği, Paillard ile ile Ali Ekber Erentn katılacakarkadaşlannın çabalarını daha lan "Tutuklularla Dayanışma" fazla çıkardı ortaya. Bu toplulu gecesi de Moda Sineması'nda ğu, yumuşak tmısıyla, sağlam gerçekleştirilecek. entonasyonuyla, başkemancı Gerard Jarry'nin ve oteki uyelerin gerçekleştirdikleri temiz Mozart ve Vivaldi yorumlarıyla, ama en çok, Dibussy'nin "Al Pablo Picasso'nun torunu Maritın Antik Yazıt" duzenlemesi ve na Picasso'nun özel koleksiyonu, seslendirmesiyle anacağımı sanı lsviçre'nin Cenevre kentindeki yorum. Krugier Galerisinde sergileniyor. Picasso'nun ilk Kübist yapıtlanİki sevimli kug nm yer aldığı sergi, sanatçının "Açüış"ın asıl olayı, Mozart' Kübist çalışmalarının 1909'dan 1922'ye uzanan geUşmesini de ın "İki Piyano İçin Mi Bemol ortaya koyuyor. Picasso'ya ait Majör Konçerto"sunda izlediğinot defterleri, çizimler, yontular miz, unutulmaz "PekineUer gösve yağhboyalar, sanatçmm yeni terisi"ydi. Bu nitelemeyi bilerek kullanıyorum; hangisinın Gu bir tarzı adım adım nasıl geliştirdiğini gözler önüne seriyor. her, hangisinin Süher olduğunu bilemeyeceğim iki olağanüstü piyanistin, bir ağacın dallanna konmuş iki sevimli kuş gibi, iki Andre Malraux'nun ölümünün "Steinway"in klavyeleri önünde 10. yıh nedeniyle Fransa'da etkarşıüklı cıvıldaşmalannı, bakışkinlikler düzenlendi. Essone'da larıyla, dudak kıpırdamalarıyla Malraux'nun anısına bir konser anlaşmalarını, "gösteri"den veriürken, Fransız yayınevi Galbaşka bir sözcükle anlatabilece limard bir "Malraux Albümü" ğimi sanmıyorum. "Gösleri" hazırlığına girdl Andre Malraama her an müziğin, öz, katıkux'nun çeşitli yazılan ile yaklasız, dengeli, yumuşacık Mozart şık 500 kadar fotoğraftan oluşan (tekrar parçalarında Brahms) albümde, tüm yonleriyle Malyorumlarının buyruğunda olan raux tanıtüâcak. bir gösteri bu. "Pekineller" olgusunu, evTensel müziğe ülkemizin bu paha biçilmez katkısını, dünya ölçüsunde çok iyi değerlendirmemiz gerektiğinin bilinRessam Levent Akaylı, 27 hazicinde miyiz? Bütün tanıtma güçran cuma günü Bizim Tepe'de bir lerimizle, basınımızla, televiz>'oyaz dönemi sergisi açıyor. Son numuzla gitmeli değil miyiz bu yıllarda yapıtlannı çeşitli bale inamlmaz olgunun üzerine? En stüdyolannda bale ve dans üsazından, kendi toplumumuza, tünde yoğunlaştıran Akaylı, ye"Pekineller"e sahip olmanın guni çalışmalanndan oluşan sulururunu yaşatma sorumluluğuboya resimlerini bir bale göstemuz yok mudur? risi eşliğinde sergüeyecek. Tutuklularla Dayanışma Picasso'nun ilk Kübist yapıtlan Malraıuc albümü Baleli resim sergisi