28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 HAZÎRAN 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMfURtYET/3 O'Neitt, Reaganh konuşturmadı ABD Başkanı Ronald Reagan'ın Temsilciler MecUsTnde Nikaragua isyancılan "kontralar"a yardan tasana hakkmda konuşma yapümasına Meclis Başkanı Thomas O'NeiU tarafından izin verümediği bildirüdL Beyaz Saray Sözcüsü Larry Speaks, dün akşam düzenlediği basın toplantıstnda, Başkan Reagan'ın, MecUs Başkanı O'NeilHn, kendisine konufma izni vermemesinden "büyük düş kınktığına " uğradıgını belirtti. Sözcü, Başkan Reagan'ın, Meclis Başkanmm bu karanndan vazgeçeceğini umduğunu da ifade etti. Sovyet lidehnin "kişisel" mektubunu SSCB'nin yeni büyükelçisi iletti Gorbaçov'dan Reagan'a mektup Dış Haberler ServisJ Beyaz Saray yetkilileri, Sovyetler Birliği lideri Mifeail Gorbacov'un ABD Başkanı Ronald Reagan'a "kişisel" bir mektup gönderdiğjni açıkladılar. lçeriği konusunda bilgi verilmeyen mektubun SSCB'nin yeni Washington Büyükelçisi Yori Dobinin tarafından ABD Başkanına iletildiği bildirildi. AP Ajansı'nın haberine göre, eski Sovyet Büyükelçisi Anatoli Dobrinin'in yerine atanan Yuri Dubinin, geçen pazartesi günü Beyaz Saray'a ilk kez çıkarak güven mektubunu sundu. Genellikle bir protokol ziyaretinden öteye gitmeyen bu işlem alışılmadık bir biçimde uzadı ve Sovyet büyükelçi ile ABD başkanı arasında 40 dakika süren bir görüşmeye dönüştü. Beyaz Saray'dan bir yetkilinin "samimj ve ciddi" olarak nitelediği görüşme sırasında Sovyet büyükelçi, ABD Başkanına Gorbaçov'un "kişisel" bir mektubu ALİSİRMEN BUGUN Dazlaklar yargılanıyor Ramazan Avcı'yt öldürmekun sanık Uwe Podan (18), Rene Wulff (18), Ralph Lach (22), Woîker Kummrow (19) ve Norbert Batschus (23) adh dazlaklann 7 üe 12 yü arasmda değisen hapis cezalârtna çarpttnbnalan istendi Dunkü durujmada, sava HantScfüebuscKdazJaklamcinayet mıçundm mahkum edümeUrinin oumakstz olduğunu söyUdL Hamburg Ağv Ceza Mahkemesinde göriikn davada Mantklar tçtn 12 yüa kadar hapis cezası isteyen sava Schlebusch, olayda yabana düpnanhğı ve ırkçıhktan kaynaklanan bir suç unsutv bubmduğuna dffr deU obnadtğtm kaydettL OUL) Reagan Gorbaçov mişti. nu da iletti. Mektubun içeriği Reagan ile Dubinin'in görüşkonusunda bir açıklama yapılmesinin uzun sünnesi siyasal madı. Bununla birlikte Ameriçevrelerde birtakım söylentilere kalı yetkililer iki ülkenin liderleri yol açtı. özellikle ABD Başkaarasmda yapılması öngörülen nı'nın geçen hafta Glossboro'da yeni zirve toplantısının tarihi koyaptığı konuşmada Sovyet yanınusunda Gorbaçov'un bir öneri tınm ele alındığı Ueri sürüldü. getinnediğini vurguladılar. ReaAnımsanacağı üzere Reagan, gegan, Sovyet büyükelçisini kabul çen haftaki konuşmasmda, sietmeden önce bir gazeteye verdiği demeçte "Açıkçası, Gorba lahsızlanma konusunda yeni Sovyet önerilerine değinirken, çov'un zirve tarihi ile ügili ola"Aynen benimsememiz söz korak bana önereceği özel bir tanusu degil, ama Sovyetler ciddi rih var mı merak ediyorum" de Sovyetler Birliği'nin yeni büyükelçisinin güven mektubunu sunma ziyaretinin olağanın üstünde uzadığı ve 40 dakikalık bir görüşmeye dönüştüğü bildirildi. Gorbaçov'un içeriği açıklanmayan mektubunda, Reagan'ın Glossboro'daki konuşmasını yanıtladıp tahmin ediliyor. çaba sarfediyoriar. Son önerileri iki ülkenin ilişküerinde bir dönöm noktası olabilir" demişti. Beyaz Saray yetkilileri, görüşmeyle ilgili olarak "geniş bir sorunlar yelpazesitıin alındığını" kaydetmekle yetindiler. Görüşmeye .Başkan Reagan'ın danışmanı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı John Poindexter'ın da kaüldığı gelen haberler arasında. Geçen yıl Cenevre'de yaptıkları ilk zirve görüşmesinde ABD ve ŞSCB liderleri bu yıl içinde yeni bir buluşma için ilke karan almışlar ama yer ve tarih saptamayı sonraya bırakmışlardı. Ne var ki siyasal gelişmeler özellikle tarih konusunda bir türlü anlaşmaya vanlamamasına yol açtı. Reagan kasım ayında ABD'de kongre seçimleri olduğunu öne sürerek zirvenin bu tanhten sonraya kalmasını önerirken Sovyetler ilkin daha erken bir tarihte buluşmak istediklerini belirttiler. Ancak silahsızlanma göriişmeleri sırasında ABD'nin yumuşamaması ve çeşitli Sovyet önerilerini harta açıkca ödünlerini yeterli bulmayarak katı tutumunu sürdürmesi, arkasından ABD'nin Libya bombardımanı gibi olaylar Moskova'yı yeni bir zirveden soğuttu. Siyasal gözlemciler, Moskova1 nın taktik gereği ağırdan aJdıgım belirtirlerken Reagan'ın Sovyetler'in tarih bildirmelerini bektiyorum" demesini de topu ustaca Sovyet tarafma atmak olarak yorumluyorlar. Aman Yarabbi... Geçen çarşamba gazetedeki odamın telefonu çaldı. Bir gün önce çok sert biçimde eleştirdiğım Belediye Başkanı Bedrettin Daian arıyordu, son derece uygar bir biçimde, sesinde hiçbir öfke tınısı olmadan "Sayın Sirmen, benim, gökdelenlere karşı çıkanlan İstanbul düşmanı ilan ettiğimi nereden çıkardınız? Ben nerede böyle bir söz söylemişim ki?" dedi. Kendisine haberi pazartesi günkü Milliyet Gazetesi'nin yayınından aldığımı söyledim, şaşırdı. Teletondan duyduğuma göre yanındakilerden söz konusu gazeteyi istedi. Evet, haber iki gün önce çıkmıştı ve kendisinin de herhangi bir tekzibi falan da yoktu. Bana Milliyet'i arayacağını ve haberi araştırtacağını, bir yanlışlık olduğunu, kendisinin böyle bir şey söylemediğini ve söyleyemeyeceğini belirtti. Sayın Dalan ile aramızda daha sonra şöyle bir konuşma geçti. Sayın Dalan benım eleştırim özellikle "İstanbul düşmanı" kavramına yöneliktir. Siyasal yaşamımızda alabildiğine düşman kavramının ortaya atılmasının çok sakıncalı çok tehlikeli bir davranış olduğunu düşünüyorum. Haklısınız, ben politikada düşman kavramına yer vermem.Eğer böyle bir söz söylemiş olsaydım sizin yazınızın daha ağınnı içeren bir eleştirinin altına imza koyardım. Ben ANAP il başkanı iken 1983 seçimlerinden sonra bana zafer işareti yaptırmak isteyen gazetecilere "zafer düşmana karşı kazanılır, ben politikada düşman kabul etmem, bizim polıtik rakiplerimiz vardır" dedim ve önerilerini reddettim. Ben delikanlılık yıllarımdan beri Vbltaire'in şu sözlerini kendime şiar edinmişimdir. "Görüşlerinizi paylaşmıyorum, ama onları söyleyebılmeniz için canımı bile verebilirim." İsterseniz yazılı bir açıklama gönderin yayımlayayım.Sayın Dalan. Siz gerekli görürseniz bu konuşmamıza dayanarak bir açıklama yayımlarsınız belki, yayımlarsanız memnun olurum. Konuşmamız ana çizgileriyle böyle geçti, daha sonra Milliyet Gazetesi'nden Altan öymen'i arayıp haberi sorusturdum. Altan Öymen haberin doğru olduğunu söylüyordu. Gazete ile Belediye Başkanı arasındaki anlaşmazlık benim sorunum değildi. Haber doğru da olsa olayın özü değişmiyordu, Sayın Dalan böyle bir sözü söylemişse bile, bir dil sürcmesiydi. Önemli olan İstanbul Belediye Başkanı'nın kendi görüşüne karşı olanlan düşman görmediğini, böyle bir tutumu asia benimsemediğini açıklamasıydı. Doğrusu Belediye Başkanı Dalan bir eleştiriye uygarca yanıt vererek harta hak vererek çok olumlu bir örnek oluşturmuştu. Ülkemizin çağdaş politika yaşamında çok ihtiyaç duyulan bir davranışı benimseyen Sayın Dalan'ı, İstanbul'un sorunları konusundaki derin temelli görüş ayrılıklarımıza karşın, içtenlikle kutlamak isterim. Dalan'ın açıklamasını uygun bir zamanda yazmayı düşünür ve İstanbul Belediye Başkanı'nın bu davranışımn bütün siyasilerimizde ve yerel yöneticilerimizde yaygınlaşmasını dilerken 23 haziran tarihli Günaydın Gazetesi'nin sekız sütuna manşet haberini görünce tüylerim diken diken oldu, adeta kanım dondu. Haberde "Komünistleri imha etmeli" deniyordu. Bu sözü söyleyen kişı de Türkiye'de Iktisat Bakanlığı, Basbakanlık ve Cumhurbaşkanltğı yapmış olan, yüzyılı devirmtş Celal Bayar'dı. Celal Bayar'ın komünizm duşmanhğı ile damar serniğinin birbirine koşut olarak arttığını biliyorduk. Yaşlı adamın dolaşım ve sinir sistemindeki bozuklukların onda "bu kış belki ölürüm" korkusu benzeri bir "bu kış komünizm gelir" paniğini geliştirdiği de bilinmeyen bir şey değildi. Kimi ihtiyarların hayal görüp, durduklan yerde daldıkları uykudan korkuyla uyanması gibi Bayar'ın da ikide bir durduğu yerden içı geçip daldığı uykudan "Eyvah komünizm geliyor" diye silkindiğini herkes biliyordu. Ama bu 104 yaşındaki piri faninin 'Türkiye için en böyüktehlike komünizmdır. Buna kesin bir çözüm bulmanın yolu vardtr. O da tek kelime ile ımhadır. Bunların hepsinin imha edilmesl lazımdır" dediğini okuyunca, bu davranışın yaşlılığın getirdiği, eskilerin ateh dedikleri bir durumun da ötesınde bir durum olduğunu düşünmeden edemedim. Sonra 1960 yıllarını anımsadım. O zamanlar da Bayar kendi ceberrut, baskıcı, anti demokratik, göbeğinden Amerika'ya bağlı, onursuz yönetimini sokaklarda eleştiren yurttaşlar için "Bunlar için en iyi çözüm tenkildir" demiş olduğunu anımsadım. Demek ki aradan geçen yıllar Bayar'ın kinini azartmamış, arttırmış. Bayar'ın o doymak bılmez kinı, kı Menderes'in, Polatkan'ın ve Zorlu'nun acı ve hiçbir şekilde onaylamadığımız son' larını hazırlamıştı büyük ölçüde. Şimdi bu kin, yaşlılığın da etkisiyle daha da dizginlerinden boşanmış, veba salgını gibi oraya buraya saldınp duruyor . Allahtan ki Türkiye Celal Bayar'ın gönülden arzuladığı gibi bir mezbaha değil. Yoksa bir zamanlar kendisi de komünist^ likle suçlanmış olan ve daha sonra İnönü dahil her önüne geleni komünistlikle suçlayan Bayar'ın rüyasındaki kan gölüne' dönerdi ülkemiz. istanbul Belediye Başkanı Bedrettin Daian'ın çağdaş ve de' mokrat davranışıyla ferahlayan yüreğım, Bayar'ın ipe sapa gelmez saçmalarıyla yenıden daraldı. 104 yaşında bir adam ül' keyi kan gölüne çevirmeye çalışıyordu. Sonra düşündüm, olayda bir de gazetecilik yanlışı yok muy° du acaba? Aklî melekeleri yerındeyken bile ülkeyi batağa, en yakın çalışma arkadaşlarını haksız bir ölüme, partisini yokluga, milletvekillennı hapse, demokrasiyi çıkmaza sürüklemiş' olan ve amacının Türkiye'yi bir Amerikan pazarı haline sokmak' olduğunu hiç gizlemeyen, ABD yöneticilerine "Türkiye'ye ge' lin işte size 25 milyonluk koca bir pazar" diye çağrı çıkaran bir adamın yüz yaşını çoktan aştıktan, elden ayaktan iyice düş' tükten sonra söylediklerini alıp da sekiz sütun manşet yapıp, her aklı başında yurttaşa da "Bir azrailin tembelliği şu millete neler çektiriyor" dedirtmeye gerek var mıydı? Neyse biz bırakalım Bayar örneğını de yine Dalan'a bakalınv ve benzeri uygar davranışlarını arttırmasını dileyelim. ABD, Suriye'ye göz kırpıyor Newsweek'e göre, Reagan yönetimi Suriye'ye buğday satmayı önerdi. ABD'nin BM temsilcisi Vernon Walters ise geçen ay gizlice Şam'ı ziyaret etti. Dış Haberler Servisi Nisan ayında Libya'yı bombaladıktan sonra, Suriye'ye karşı terorizm suçlamalannı yoğunlaştıran, hatta Şam'ın terorizmi desteklediğine ilişkin somut kanıtlar bulunduğu takdirde Suriye'nin de bombalanabileceğini belirten Reagan yönetiminin, son zamanlarda Suriye'ye göz kırpmaya başladığj bUdiriliyor. Newsweek dergisinin son sayısmda yer alan habere göre Reagan yönetimi son haftalarda, sessiz biçimde Suriye Devlet Başkanı Hafız Esadla ilişkilerini geliştirmeye çauşıyor. Suriye'nin ciddi bir ekonomik bunalımın içinde olduğunu belirten dergi, Washingtonun yakınlarında Suriye'ye indirirnli fiyattan birkaç yüz bin ton buğday satmayı önerdiğini bildiriyor. Dergiye göre, ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, önerinin siyasal anlamtnın önemli olmadığım sürerek, "Biz Soriye'ye değil, kendi çiftçiierimize yardım etmeye çalısıyornz" dedi. Ancak Newsweek, ABD'nin BM temsilcisi Vernon Walters'ın geçen ay Suriye'ye gizli bir ziyaret yaptığını da bildiriyor. Washington'da yüksek düzeydeki bir yetkili bu ziyaret sırasında ABDSuriye ilişkilerinin düzeltilmesi konusunun ele alındığını söyledi. VVashington'daki yetkililere göre ABD, Lübnan'daki Amerikalı rehinelerin serbest bırakılmalannda Suriye'nin önemli rol oynayabileceğine inanıyor. Bilindigi gjbi, Beyrut'ta iki Fransız rehinenin geçen hafta serbest bırakılmalannda da Suriye önemli rol oynamıştı. Newşweek'e göre, Reagan yönetiminin bir diğer umudu da Suriye'nin teröristlere desteğdni azaltması. dergisinin haberi: 4 Türkün Meriç Nehrini geçerek , Yunanistann kaçtığt bOdJrOdi. Mustaja özdek (18), Erdal Buhtt (19) ve îbrahtm Atpay (19) mdhTürkkrin Yunanistanh izmstz girmek suçundan tutuklatup savahğa sevkedildikleri haber verüdL 23 yaşmdaU dördüncü Türkün de Od gün önce YunanismVanstyasHUcahaUaistediği bOdtrtLU. Bu Türkün ismi aakkumuuü. ( u . ) 4 Türk Yunanistan'a kaçtı Solcu gerillalar yabancı ajansların bürolarını bastı Sosyalist Enternasyonal'in bildirisinde Peru yö'netimine destek verildi. ÜMA, (UBA/DPA) Aralannda Alman Haber Ajansı DPA ve Fransız Haber Ajansı AFP'nin de bulunduğu dört Batıh haber ajansmın Lima bürolan, Peru'da yönetime karşı mücadele eden solcu gerillalar tarafından geçici süreyle işgal edildi. Alman DPA ajansmın verdiği habere göre, DPA ve AFP'nin yanı sıra Ingüiz Reuter ve Italyan Ansa Ajansı'nın Lima bürolarını aynı anda basan beşer kişilik silahlı gruplar solcu "Tupac Amaru" (MRTA) örgütü adına hazırlanmış olan bir bildirinin geçilmesini istediler. Ajanslann duvarlarına örgütün adını ve çeşitli sloganlan yazan silahlı kişilerin verdiği bildiride, Peru'nun sosyal demokrat devlet başkanı Alan Garcia güvenlik güçlerince gerçekleştirilen kanlı baskıların emrini vermekle suçlandı. Peru güvenlik yetkilileri, Sosyalist Enıernasyonal'in dört günden beri devam eden toplantılannın kapanış oturumundan bir saat sonra gerçekleştirilen ajans baskınlarıyla ilgili olarak iki kişinin yakalandığını belirttiler. Peru'da yönetime karşı mücadele eden solcu örgütlerden Maocu "Aydınlık Yol" ile "Tupac Amarn" arasmda, başkent Lima'daki üç cezaevine gerçekleştirilen baskından sonra eylem birliği anlasması sağlandığı bildirildi. Sosyalist Enternasyonal'in 4 gün süren toplanüsı dün sona erdi. Peru Başkanı Alan Garcia kuruluşun genel başkanlığına yeniden seçilen Willy Brandt'a ülkenin en yüksek nişanım verdi. ö t e yandan, Sosyalist Enternasyonal'ce yayımlanan bir bildiride, "Terorizmin demokratik düzeni yıkmasına izin verileınez. Demokratik düzen terörist eylemlere karşı uygun araçlarla kendini savunmak zornndadır" dendi ve Garcia yönetiminin, isyanı bastırmak üzere silahlı kuvvetlere başvurmuş olması onaylandı. Bildiride, insan haklarına da önem verildiği belirtilerek Peru başkanının 'aşınya kacanlann' cezalandırılacağı yolundaki vaadinin memnunlukla karşılandığı da vurgulandı. OBmpk HavayoBan'nm pOot ve ttknik eUnuuüarmm 13 gün önce başktttüdan grev, önceki gece sona erdi. Ulasttrma Bakanbğt hükümettn onaytyla stvil seftrbtrVk Banma uymayan 45 pilotunyentdenifeaanmaayohmdaki müıakereUre bafiandıjtru, büdirdL Bu arada stvtt seferberUğe karjm uçmayı rtddeden ve cetgevtnegötürülenpOodannise tahUye edümesi btkleniyor. Olkedepüotlar ve uçus mühendiskri, ücret uraşz isteftyU greve gttmislerdi. ıc grevı sona erdi Güney Afrika'da yabancı basına baskılar yoğunlaşıyor Winnie Mandela, olağanüstü durumun, ırkçı | yönetimin siyah halka "savaş ilan etmeSİ" "Newsweek"in muhabiri kovuldu Dünyuda 510 milyon kişi AIDS virüsü taşıyor Afrtka halkmın yüzde 6'suun, dünyada İse 510 müyon kiftntn AIDS virüsü tafubğı büdirüdL Pariste önceki gün baslayan UbısJararası AIDS Konferanni nda konuşan ZatreV doktor Kapüa, «yüzde6demek,müyonlarca kisi demektir. Ancak, eümizdeki test sonuçlan yanhs da oiabOtr" dedi anlamına geldiğini söyledi. Mandela 2 BOMBA PATLADI Libya'nm ikinci adamı AbdusBayan Mandela, halen ülkedeJohannesburg'da dün meydasekm CaOud'a suikast düzerüenki tüm siyah yerleşim bölgeleri na gelen iki bombalı saldında en dtği Ueri sürüldü. Federal Almanya'da yayanlanan "Stern" dergisinin hddkama göre Cauud, tnayıs ayı ortalannda duzenlenen suikastten yara abnadan kurtuldu. Caüud'un başkent TnbtusHa Sovyet Büyükelçiüii yantndaki evine saldavn 4 sui Yeni yönetimin ekonomik ve sosyal sorunlar karşısında çaresizliği yüzünden kanlı çatışmalar kastçmm Caüud'un koruma göanayasanm halkoyuna sunulacaDuvalier'in yerini alan yönenvUleriyU çattstığuu belirten ğmı vaat etti. Başkanlık seçim"Stern", 16 mayısta düzenlenen timin de halka karşı olması lerinin de 1987 kasımında yapık<ttı/<trtl<trffnnndoLib ülkede gerginliğin sürmesine nndo Lib lacağı ve üç ay sonra ülkenin 32 ya lideri Kaddafl'nin kuzeni ve neden oluyor. yıldan bu yana seçimle işbaşma bir yaktnmm daha buhmduğunu Dış Haberler Servisi Haiti gelen ilk devlet başkanının göreöne sürdü. (UBA) halkı diktatör JeanClaude Duve başlayacağı açıklandı. valier'den kurtuldu ama, ülkedeBu umut verici acıklamalara ki yaşamda ona duyulan nefret rağmen, ülkedeki durumda bir hâlâ ön planda. Duvalier'in iyileşme olup olmayacağı konuFransa'ya kaçması ile birlikte su şüpheli. Haiti, Batı yanmküdiktatörlük rejiminin devrilişinin redeki en yoksul ülke durumunNükleer enerji tüketiminin ardından, bu kez yeni hükümeda. Duvalier'nin son günlerinde 1971'den bu yana on kat arttığı te karşı duyulan hoşnutsuzluk ülkeyi içine alan kargaşa sırasınve 1985te 337.1 milyon tonpet başgösterdi. Duvalier'nin gidişida 12 bin kişi işsiz kaldı. Wasrole eşit miktara uiaşağı bUdbH nin üzerinden geçen son 4 ayda hington'un ulkeye vaat ettiği 20 dL Briüsh Pttroleum şirkettntn ülke kendini yeni çıkmazlaraı milyon dolarlık yeni yardım paistatistiklerine göre, dünyada içinde buldu. keti bile durumu düzeltmeye yetnükleer enerfiyiençok üntenülNewsweek dergisinin haberine meyecek. Diktatör Duvalier ve kana, Hakeier dünya üretiminin yüzde göre, Duvalier'ye karşı duyulan üVden kaçmhklan para ile FranBu arada bütün bunların so31ini ettnde tutan ABD, Fransa nefret, hâlâ o kadar ön planda sa'da lüks bir hayat yaşıyor. rumlusu diktatör Duvalier de (yüzde 13.4), Sovyetler Birtiti ki, bu ayın başında Dünya Kusürgüne gittiğinden bu yana ilk (yüzde 10.7), Japonya (yüzde pası maçlannm yommculuğunu kez konuşarak, "Haiti'deki yave gittiler. Askerlerle gösterici şince yeni yönetimin elini kolu10), Federal Abnanya (yüzde yapacak kişi olarak diktatörün şanundan dolayı hiçbir suçluluk ler arasmda çatışmalar oldu, 3 nu kıskıvrak bağladı. Ülkedeki 8.4), Kanada (yüzde 4.2) ve tn eski spor danışmamnın seçilmeduygusu taşımadıgım" söyledi. kişi öldü. tek umut verici gelişme, geçici giitere (yüzde 3.9). îstatistikUrt si bile ülkeyi birbirine katmaya Duvalier, Amerikalı bir televizDuvalier'nin devrilmesinin ar yarı askeri yönetimin lideri Gegöre, Fransa ulusal enerji tüke yetti. Başkent PortauPrince yon muhabiri ile Cannes'daki dından ülkeyi saran yeni huzur neral Henri Namphy'nin önütiminin yüzde 25Hni nükleer çevresinde diktatörlük aleyhtarlüks villasında yaptığı görüşmemüzdeki 7 ocakta genel seçimle de, "Halkımn maddi standardısuzluklar ve birbirini izleyen enerjiden karşıhyor. Diğer ülke ları yollara kurdukları barikatrin yapılacağını acıklaması oldu. kanlı çatışmalar, diktatörlüğün nı geliştirmek için yapabileceklerde bu onm yüzde 5 ile 10 ara lan ateşe verdiler, olayı proteslerimin en iyisini yaptım" dedi. smda değifiyor. (SJL.) to amacıyla bir günlük genel gre miras bıraktığı sorunlarla birle Namphy, şubatta da yeni bir Callud'a suikast girişimi iddiası Dış Haberler Servisi Irkçı Güney Afrika'da yerli basının yanı sıra yabancı basına karşı da baski yoğunlaşıyor. BBC Radyosu, Amerikan Newsweek dergisi muhabirinin Pretoria hükümeti tarafından sıntr dışı edildiğini bildirdi. Newsweek dergisinin geçen haftaki sayısında Güney Afrikadaki olaylar kapak konusu yapılmış ve ülkenin bir "kan banyosu" olasılığj ile karşı karşıya bulunduğu belirtilmişti. Bu arada siyah lider Nelson Mandela'nın eşi Winnie Mandela, pazartesi gecesi verdiği gizli bir demeçte, ırkçı yönetimin olağanüstü hal ilan etmesinin, siyahlar tarafından topyekun savaş ilanı olarak göruldüğünü söyledi. AP'nin Londra kaynaklı haberine göre Bayan Mandela, aynca Güney Afrika'ya karşı dünya çapmda ekonomik yaptınm uygulanması için çağnda bulundu. Mandela "Çağdısı Aparthaid politikasmı sonra erdirebilmek için Güney Afrika'yv tüm dünya ülkelerinin ekonomik yaptınm uygulaması şarttır" dedi. Mandela şöyle devam etti: "Bu, elimizdeki son bartsçı yön Irkçı rejim çeşitli A vrupa ülkelerinde yapüan gösterüerle kınanırken, Wmnie Mandela Pretoria hükümetine karşı dünya çapmda ekonomik yaptınm uygulanmast için çağnda bulundu. temdir. Aksi takdirde siyabların şiddete başvurmaktan başka çaresi kalmayacakUr." Mandela, ırkçı beyaz azınlığın, siyah çoğunluk yönetimini hiçbir zaman kendiliğinden kabul etmeyeceğini, buna karşı sonuna kadar mucadele edeceğini soyledikten sonra, "Biz de hakJanmızı almak için sonuna kadar savaşmakta kararlıyız" dedi. nin beyaz güvenlik giiçlerince kuşatılmış olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: "Beyazlar tarafından ülke çapmda hapsediJmiş dummdayız. Kenderimizin dışına çıkamıvoruz ve kentkrimize giremiyoruz. Irkçı rejim, bu davranışı ile korktugu büyük patlamayı >3klaş(ırdığının farkında değil." az beş kişinin yaralandığı bildirildi. Yetkililer, ilk patlamanın şehir merkezindeki "Wimpy Bar" adlı kafeteryada TSİ 15.00'te meydana geldiğini ve en az beş kişinin yaralanmasına yol açtığını belirttiler. Bu saldından 20 dakika kadar sonra başkentin merkezinde meydana gelen ikinci patlama büyük panik yarattı. Polis, çevrenin kontrol altına alındığını ve patlamaların sorumluluğunu üstlenen olmadığım bildirdi. Haiti'de huzursuzluk hızla artıyor birbirini izliyor. Duvalier'nin eşi Michele de, görüşmenin bir yerinde, Haiti'nin sıcağmda Avrupa'dan getirdiği kürkleri giyebilmek için sarayda aircondition sistemi yaptırdığını reddederek, "PortauPrince'in sıcağmda hiç kimse aircondition olmadan yasayamaz" dedi. Michele'in bu safça itirafından sonra, JeanQaude Duvalier'nin de aynı safbkla sahip olduğu bütün ihtişama ek olarak, yılda 24 bin dolar maaş aldığını, buna ek olarak bazı "tasarruflan" bulunduğunu söylediği bildiriliyor. Duvalier ve eşi, Haiti'nin Devlet Hazinesi'nden 33 milyar dolar çalmakla suçlanırken, Mkhele Duvalier'nin babası da kısa süre önce ABD'li yetkililer tarafından büyük bir kokain şebekesinin "babası" olmakla suçlandı. Haiti halkınm, diktatörün çaldığj paraları geri alması küçük bir olasılık. Ancak Duvalier'nin artık gitmiş olması, halk için küçük de olsa bir teselli. Türk diplomatınııı çalınan kimliği Yiınanh ; avukatııı evinde bulundu • STELYO BERBERAKİS AltNA Korfu cezaevinden kaçan iki müebbet mahkuma yardım ettiği iddia edilen bayan avukatın evinde Atina'da Türk askeri ataşeliğinde 1985'e kadar görevli olan hava ataşesi Osman Boyatar'ın 1983'te kaybolan diplomatik kimlik kartı bulundu... İyon Denizi'ndeki Korfu Adası'nm cezaevinden geçen mayıs ayı başlarında firar eden iki ömürboyu mahkumu Yannis Petropulos ve Tbeoharis Tebekerides önceki gün Atina'nın Zografu semtinde kaldıklan evde yakalandılar. Bu arada Atina emniyet amirliğinin araştırma ve soruşturmalan sonucunda Katerine Tatropulu adlı bir bayan avukat tutuklandı. Mahkumlarla hiçbir ilgisi olmadığı yoJunda ifade veren bayan avukatın aşın sol eğilimli bir örgütün üyesi olduğu ve anarşist eğilimli bir Almanla evli olduğu ortaya çıktı. Bayan avukat, iki kaçağa "yardım" suçundan yargılanacak. Ancak tutuklandıktan sonra, avukat Tatropulus'un evinde ya î pılan araştırmada eroin, morfin şırınga ve haşhaş tanelerinin ya , nı sıra bir de diplomatlara veri ^ len kimlik kartı bulundu. Bu kimlik kartınm, 19811985 yılla' rı arasında Atina Türk Büyükel', çiliği'nin askeri ataşeliğinde gö"; rev yapmış hava ataşesi Osman Boyalar'a ait olduğu anlaşıldı. • ' Osman Boyalar, 1983 yılımn.' eylul ayında bir grup Türk mül • teci tarafından Atina Üniversitesi'nin alanında hırpalanmış ve.^ hastaneye sevkedilmişti. Türki" ye*den Yunanistan'a iltica eden bir grup olay günü Atina Üniversitesi'nin özerk avlusunda gösteri yapıyordu. Oradan geçen Osman . Boyalar'ı tanıyan grup ataşeyi. bahçenin içine çekerek "meydan ; dayagı" atmışlardı. Olay o tarih • te büyük yankılar uyandırrmş, polis Osman Boyalar'ı göstericilerin elinden zor kurtarmıştı. ; Olay günu Boyalar'ın fotoğraf ' makinesi ile Yunan makamlan ' nın diplomatlara verdiği kimlik > kartı Dünyuda nükleer enerji tüketimi 10 kat arttı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle