28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZİRAN 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Kilise baskınında bebekler öldü Reaganhn bağırsağından iki poüp daha ahndı ABD Başkanı Ronaid Reagan 'm önceki gün Bethesda Askeri Hastanesi 'nde geçirdiği 5 saattik tıbbi kontrol sırasında, bağırsağmdan iki küçük polip almdığı bildirildi. Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, poa'plerin kanserü ohıp olmadıklannm anlasüması için analiz yapıldığı bettrtUdi. BUdiride, genel kontrol sırasında Başkamn tam sağhklt olduğunun belirlendiği kaydedüdi ve gelecek kontrolün 6 ay sonra yapüacağı betirtildi. Başkan Reagan geçen yılın temmuz ayında bağırsağında kanserü bir tümor belirlenerek ameüyat edibniş, ocak ayında yapılan kontrolde de bağırsağından 3 polip alınmıştı. (a.a.) G.Afrika'da yeni baskı yasalan kabul edildi LONDRA (AP/JUL) Londra'da çıkan The Times gazetesi, Güney Afrika güvenlik güçlerinin perşembe günü Johannesburg yakınlannda bir küiseye düzenledikleri saldında, bir çocukla bir dizi bebeğin öldüğünü bildirdi. Gazetenin haberine göre, ırkçı polis kilisedeki kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı bomba attı. Bu bombaların etkileri ile kilisedeki bazı bebekler öldü. Bu arada kaçmaya çalışan bir çocuk da, panikte ezilerek yaşamını yitirdi. Bu arada Güney Afrika'daki ırkçı beyaz yönetim, dünyanın tepkilerini kukkardı ederek, baskı uygulamalarını daha da antınyor. 1984 yüında kabul edilen anayasaya göre, beyazlann senatosu yerine geçen "Başkanlık Konseyi" önceki gün baskıları artıran iki yasayı daha onayladı. Melezlerin ve Hintlilerin oluşturduğu temsilciler meclisleri ile muhalefetteki beyazlar tarafından reddedilen bu yasalardan birincisi, mahkeme önüne çıkmadan gözaltında tutma süresini 180 güne çıkarıyor. Diğeri de "Kamın ve Duzen" Bakanlığı tarafından "kanşıklık bölgesi" ilan edilen yörelerde güvenlik güçlerinin yetkilerini daha da genişletiyor. DU1VKADA BUGUN ALİSİRMEN Avnıpafyla Yakınlaşma. •• Mahkemeye çıkmadan gözaltında tutma süresi 14 günden 180 güne çıkartılıyor. "Karışıklık bölgesi" ilan edilen yerlerde polisin yetkileri daha da arttınldı. Anayasa uyannca Başkanlık Konseyi tarafından kabul edilen bu belgeler Devlet Başkanı Pieter Botha tarafından imzalanır imzalarunaz "yasa" yerine geçıyor. Guney Afrika'da şimdiki yasaya göre, mahkeme önüne çıkmadan, gözaltında tutma süresi 14 gün. ABD Dışisleri Bakanı George Shultz çıktığı Asya gezisi sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Güney Afrika1 daki olağanüstü durum uygulamasını ve basına getirilen kısıtlamalan eleştirdi ve "ülkenin uçununun eşiğinde oldugunu" belirterek," Dilerim geriye doğnı atılan bu adımlar catışmadan başka yol kalmadığı düşüncesine ve urautsuzluga yol açmaz" dedi. Amerikan yönetiminin Güney Afrika hükumetini reformlar yapmaya zorlamaya devam edeceğini sözlerine ekleyen Shultz, bu ulkeye karşı toptan bir ticarı ambargo gibi ekonomik yaptınmlar uygulanmasma karşı olduklannı yineledi. Ingiltere'de ise muhalefetteki Işçi Partisi'nin Dış tlişkiler Sözcüsü Denis Healey'in yann Güney Afrika'ya yapmayı tasarladığı gezi, diplomatik sorun oldu. Denis Healey, Güney Afrika Kiliseler Konseyi'nin davetlisi olarak bu ülkeye gidecek. Serbest bırakılan Fransız gazetecüer Philip Rochot (solda) ve Georges Hansen, Batı BeyrutHa aylardır ilk kez içkilerini yudumlayarak bir basın toplantısı düzenlediler. (Fotoğraf: AP) Fransa'nın îran'la flörtü sonuç verdi Beyrut'ta kaçırılan 2 Fransız rehîne serbest bırakıldı SABETAY VAROL PARİS Lübnan'da Şü rnibtan örgütlerce rehin tutulan Fransızlardan ikisi önceki gece geç saatlerde serbest bırakıldı. Fransız hükumetinin, şımdi geri kalan diğcr rehinelerin de özgürlüğe kavuşmalan için temaslannı sürdürduğü bildiriliyor. Fransa'daki 16 mart parlamento seçimlerinden hemen önce, Beyrutta kaçırılan Fransız TV'sı 2. kanalırun 4 kişilik ekibinden olan Philippe Rochot ve Georges Hansen, serbest bırakıldıktan sonra gazetecilere üç aybk tutukluluk süreleri hakkmda bilgi verdiler. tki TV görevhsi "Geçen sürt içinde kendilerine iyi davranıldığını, normal bir şekilde yiyecek ihti>açlannın karsıUndığını ve rehin alınma eyieminiD Fransız halkına karşı olmadıgının surekli tekrariandıgını" sOyledıler. İki rehınenin serbest bırakılmalanndan sonra bir açıklama yapan Başbakan Jacques Chirac, hükümetinın dığer yedi rehinenin de kurtarılması için yuruttüğü temaslan şimdiye kadar olduğu gibi, kamuoyuna kapalı bir biçımde sürdürecefini belirttikten sonra sözlerine şöyle devam etti: "Rehinelerin serbest bırakılma Rıza Pehlevi ABD'de evlendi ölen devrik Iran Şahı Rıza Pehlevi'nin oğlu Rıza Pehlevi geçen 12 haziran tarihinde ABD'de evlendL Rıza Pehlevi'nin eşinin tranü Yasemin Etemade Amini olduğu bildiriliyor. Rıza Pehlevi basına yaptığı açıklamalarda sık sık Humeyninin devrileceğini ve kendîsinin tran'a yeniden döneceğini söylüyor. (AP) Malezyn'da iki Avustralyah ölüme mahkum oldular Makzya Yüksek Mahkemesi, geçen temmuz ayında ölüm cezasma çarptınlan iki Avustralyah uyuşturucu kaçakçısının cezalannı onayladu 1983 yıltnda Penang Havalanı'nda yakalanan Avustralyahlar, mahkeme süresince, suçu birbirlerinen üstüne atmışlar ve çantalarmdan çıkan 180 gram eroinin çantaya diğeri tarafından sokulduğunu iddia etimslerdL Yüksek mahkeme ise iki sanığın birbirleriyle uyum içinde çalıştıklanna karar verdi ve iki Avustralyahmn mahkumiyetini onayladu (a*.) Peru'da SosytıHst Enternasyonul toplantısına saidırı girişimi Çeşitli ülkelerden delegelerin bulunduğu binaya sabotaj yapmak isteyen kadın gerilla, roketin elinde patlaması üzerine öldü. LİMA, (AP) Peru'da Maocu Aydınlık Yol gerillalarının ülkedeki üç cezaevinde düzenlediği ve ordunun kanlı bir şekilde bastırdığı isyanın ardır.dan, önceki gün başkent Lima'daki Sosvalist Enternasyona] toplantısına sabotaj girişimi yapıldı. Yarın başlaması planlanan Sosyalist Enternasyonal toplantısmda hazır bulunacak çeşitli ülkelerden delegelerin bulunduğu binaya sabotaj düzenlemek isteyen bir kadın, kullanacağı roketin elinde patlaması sonucu öldü. Aydıidık Yol üyesi olduğundan şuphelenilen kadının, delegelerin bulunduğu otelin karşısındaki 10 katlı binarun damına çıkarak roketi ateşlemeye hazırlandığı, ancak sabotaj girişiminın başansızhkla sonuçlandığı açıklandı. Sosyaüst Enternasyonal toplantısma katıhnak üzere Penı'ya gelen delegelerin, sabotaj girişimi sırasında, şiddet olaylan nedeniyle yann başlayacak toplantının ertelenmesi konusunu görüşmek üzere toplandıklan haber verildi. Sabotaj girişimi, Peru Devlet Başkanı Alan Garcia Perez'in toplantıyı açış konuşması yapmak üzere salona gelişinden birkaç dakika önce gerçekleşti. Sosyahst Enternasyonal'in Peru'da düzenlenecek olan yıllık toplantısı 4 gün sürecek. Saldın girişiminden yanm saat sonra, başkent Lima'da toplantı salonunun yakınlannda bulunan bir kafeteryada, bir restoranda ve kavşakta bombalar patladı. Üç patlamada ölen ve yaralanan olraadı. Lima'daki güvenlik yetkilileri, delegeler ve gazetecilerle dolu olan Crillon Oteli'nin dışmda bulunan iki bombarun da etkisiz hale getirildiğini açıkladılar. Bu arada, Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılacak olan Norveç delegesinden sonra ttalya ve Isveç delegeleri de güvenlik nedenleri ile Lima'da hazır bulunmayacaklannı açıkladılar. Penı'daki üç büyük cezaevinde tutuklu bulunan Aydınlık Yol gerillalan, geçen carşamba günü isyan başlatmışlardı. Peru güvenlik güçlerinin isyanın gerçekleştiği üç cezaevine önceki gün silahh baskın düzenlemeleri üzerine 300*6 yakın kişj ölmüş ve isyan bastınlmıştı. Güvenlik güçleri ile tutuklular arasında 24 saat boyunca çatışmalar olmuştu. ABD, Libya'ya karşı ekonomik yaptırunları genişletti Amerikan hükümeti, Libya'ya karşı uyguladığı ekonomik yaptınmlann alanını genislettiğini açıkladu Maliye Bakanhğı, Libya'ya petrol antım malzemesi ve kuyu açma aletleri satısını yasakladu Başkan Reagan, Libya'ya askeri saldınyı bafiatmadan önce, bu ülkede faaliyet gösteren tüm Amerikan şirketlerini haziran ayından önce Libya'dan aynbnaya çağırmış, ABD'den Libya'ya yapılan tüm ihracatı durdurmuş, aynca Libya'nın ABDdeki tüm para varlığını dondurma karan almıstu (a.a.) lan suastnda bize yapdklan yardundan öturu, Suriye, Cczayir ve tabii tren resmi ve dinsel yetldlilerine teşekkur ederiz." Rehinelerin serbest bırakılmalan için Cezayir hükümetinin arabulucu rol oynadığ. ve büyük çaba sarf ettıği büdirüdi. Fransız hükümeti bu arada, Suriye ve îran hükumetleri nezdinde de çeşitli girisimlerde bulundu. Lübnan'da faaliyet gösteren örgütler üzerinde etkin olma konusunda Tahran ve Şam hükumetlerinin süıekli bir rekabet içinde buhınduklan ve bu rekabetin kurtarma çalışmalarını güçleştirdiği ifade ediliyor. Chirac hükümeti mart ayından itibaren Îran'la ilişkileri gelistirmeye çalıştı. Iranlüar, Fransa'nın 1974 yılından kalma bir santral ortaklıgından kalma borçlanm ödemesıru, lıanlı rejim aleyhtarlanna Fransa'da faaliyet olanağı tanınmamasını ve Irak'la olan dostluğunu dengelemesini Paris'ten talep etuler. Geçen mayıs ayında Fransayı ziyaret eden tran Başbakan Yardımcısı Muayyri tarafından tekrarlanan bu isteklerden sonra Fransa, Halkın Mücahitleri örgütü lideri Mesut Recavi'nin Paris yakınlarındakı kaıargâhını terk ederek, Bagdat'a gitraesinı sağlamıştı. Recavi'nin Fransa'yı "kendi inıdesi"yle terk etmesinden sonra Fransa ile tran arasında temaslann yeni bir sürece girdiği ifade ediliyor. Rehineler olayına başından beri karşı olduğunu acıklayan Hafız Esad yönetimi ise çeşitli aralıklarla, Fransa'ya rehinelenn serbest bırakılması için çaba gösterdiklerini belırtmişti. İki rehinenin bırakılmasında lranın mı, yoksa Suriye'nin mi belirleyici rol oynadığı henüz ortaya çıkmadı. Buna karşılık, Beyrut'ta yayımlanan genellikle doğru bilgi veren "Al Nahar" gazetesinin iki Fransızın önceki gün serbest bırakılacaklannı açıklamasına ragmen pazarhklar gecenin geç saatlerine kadar sürdu Beyrut'ta 105 gün rehin tutulduktan sonra cuma günü salıverilen iki Fransız, ülkelerine ayak bastıklarında Başbakan Jacques Chirac tarafından karşılandılar. Ankara'da ülkemiz yetkilileriyle Turkıye AET ilişkileri konusunda kapsamlı bir görüşme yapan, örgütün Akdeniz işleri sorumlusu Claude Cheysson, Fransa Dışisleri Bakanı iken, 1984 yılında Paris'te yaptığı bir basın toplantısında, Türkıye'nin iki seçkın gazetecisınin kendisıne yönelttiğı, "Ya TürkFransız ilişkileri konusunda ne düşünüyorsunuz" sorusuna, "Sözünü bile etmeye deymez" yanıtını veriyordu Aynı Cheysson'un aynı görevi sürdürduğü sırada, bir başka vesileyle, "Avrupa'nın sınırları, Yunanistan'da biter" dediği de anımsanırsa, bu denli yaşamsal görüşmeleri, bu diplomatın yürütmesinin Türkiye için bir talıhsizlik olduğu söylenebilirdı. Oysa bu kez öyle oimamış, geçmıste sürekli zehir saçar görünümü vermış olan, fazlasıyla "açık sözlü " Cheysson'un bu kez ağzından bal akmıştır. Hiç kuşku yok ki, bu değişikliğın birden çok nedeni vardır. Bunların arasında Cheysson'un şapkasının değişmiş olması ve AET içinde Türkiye ile ilişkilere çok daha değişik ve çok yönlü bir açıdan bakma zorunluğu altında bulunması olduğu kadar, TurkFransız ilişkilerinde son zamanlarda görülen gelışmelerın temelınde yatan, Parıs'in kendi tutumunu yeni baştan, ama bu kez çok daha soğukkanlı bir biçimde degerlendırmek zorunluğu duyması da bulunuyor. Ancak bütün bunların yanı sıra, en önemli ve yadsınmaz etken, Ankara'nın "ister asarım, ister keserim, insan hakları, minsan hakları bunlar benim iç işimdir, kimseyı ilgilendirmez" tutumundan vazgeçip, demokrasi değilse bile "quası demokrasi", demokrasi benzeri bir uygulamaya başlamış olmasıdır. Türkiye ile Avrupa ilişkilerinde, ülkemizdeki bu gelişmenin rolü olduğunu görmenin artık zamanı gelmıştır. Kuşku yok ki, bugünkü gelişmelerTurkiyeAvrupa ılışkılerının ıstedığımizdüzeye kadar varması için yeterlı değıldir. Gerek Cheysson'un gerek Avrupa'dan gelen öbur yetkılilerin açıklamalarından anlaşılan, onların bu gelışmelerı gerçek demokrasinın ön habercileri olarak kabul ettikleri, bunları yeni adımların izleyeceğine inandıkları için olumlu bir tutum içine gırdikleridir. Bu konuda ne denlı haklı olduklarını, ne kadar yanıldıklarını ise burada tartışmak istemıyoruz Claude Cheysson'un Ankara'daki görüşmelerinin sonuçlarına gelince: Her şeyden önce, TürkiyeAET ilişkilerinde olumlu bir adım atıldığını soylemek gerek. ilişkilerdekı soğukluk dönemı sona ermiş bulunmakiadır Bundan sonra başlayan normalleşme surecinin gelişmesi, Türkiye'nın demokrasi yolunda atacağı adımlara bağlı kalacaktır Yalnız, normalleşme dönemıyle birlikte asıl sorunların, teknik ve ekonomik ağırlığı olan güçlüklerın kendinı göstereceğinı bilmek gerek. Ingiltere'nin, Yunanistan'ın.lspanya ve Portekiz'in AET'ye girişlerinin nasıl dişe dış pazarhklar, çekışmeler, ne ince hesaplar sonunda gerçekleştiğini anımsayınca, Türkiye ile AET arasında oluşacak çekişmeli pazarlıklara şaşmamak gerekir. Bugün için AET ile aramızdaki önemli sorunlar konusunda Cheysson'un Ankara'daki görüşmelerinde elde edilen sonuçların neler olduğu konusunda ise şunlar söylenebilir. Serbest dolaşım konusunda, Türkiye, Avrupa ile uzlaşıcı bir yol tutmuş ve sorunu tam üyelik ile ele alabıleceğını açıklamıştır Bu açıklama, Aralık 1986'da başlaması gereken serbest dolaşımın Ankara'nın Brüksel'den gelecek telafi edicı karşı ödünler karşılığında bir sene daha erteleyebileceği anlamına geliyor Ankara'daki basın toplantısı sırasında, son derece esnek gc~ rünen ve "tam üyelik başvurusu Türkıye'nin yasal hakkıdır, ne zaman ısterse yapabilır" diyen Cheysson'un, kapalt kapılar ardında Ozal ile yaptığı görüşmelerde ise, daha başka bir tutum sergılemiş olması ve aceleye getirilmiş bir başvurunun sakıncalarını sayıp dökmüş bulunması büyük olasılıktır. Özal hükümetinin, bu konudaki tutumunda bir esneklik olduğu da görülüyor. öyle ki, onlar da tam üyelik başvurusunu en kısa zamanda yapacaklarım bıldırmekle birlikte, kesın bir tarih vermiyorlar Cheysson'un önemli açıklamalarından birı de, tam üyelik yolunda atılması gereken bir adım olan günrük birliğinin kı, Türkiye 1222 yıl süreler içinde sağlanacak bu bırlik konusunda gerekli gırişımlerı yapmaktan kaçınmaktaydı iki yıl içinde öngorülen hedeflere ulaşacağıdır. AET sorumlusunun açıklamalarından, Brüksel'in Türkiye ile ilişkilerini Atına ıpoteğıne sokmama eğıhmınde olduğu izlenimi de seziliyor kı, bu, kuşkusuz çok olumlu bir gelişmedir. Ancak bu açıklamayı yapan Cheysson'un 1964 kararnamesı konusunda şımdılık bir görüş bıldirmemesine karşın, daha çok Yunan görüşüne yakın olduğu ve 1964 karamamesinın AET'ın temel ilkelerıyle çeliştığı göruşünu taşıdığı. üstelık bu gorüşün tüm AET çevrelerı ve ulkelerinde yaygın olduğu da bilınmeyen bir nokta değıldir Anlaşıldığına gore, Türk Dışisleri de bu konuda ılk kez daha esnek bir tutuma girmiş ve Yunanıstan'ın önce Türkiye ile uyum anlaşmasını imzalaması halinde konuyu yeniden ele alıp, eğer AET'nın lemel ilkelerıyle uyuşmayan yönlerı varsa, bunları düzeltebıleceğinı belirtmiştir Sozu edilen davranışın ardında ince hesap yatıyor olabilır: Şoyle ki, Papandreu'nun Yunan Parlamentosu'nda TürkiyeAET ilışkılerınin normalleşmesi görüşünü savunamayacağı ve uyum anlaşmasını yasama organından geçiremeyeceğını düşünen Ankara, son gırişımiyle Avrupa'ya Yunan şantajının iç yüzünu gösterıp, Papandreu'yu köşeye sıkıstırmayı kuruyor olabilır. Başka bir goruş de, Ankara'nın da artık 1964 kararnamesinın yürürlükten kaldırılmasının gereğıne ıçtenlikle ınanmaya başlamış olmasıdır Bu görüşu destekleyen verıler de vardır. Başbakan Özal'ın, sözü edilen kararnamenin yürürlükten kaldırılması çalışmalarını başlattığı, ancak Yunanıstan'ın çıkışı üzerine soz konusu girişimi durdurduğu söylenmektedir. Bu durumda, "Turkıye artık gereklılığıne zaten ınanmadığı böyle bir kararname için, AET ile ilişkilerinde neden purüz çıkarsın ki?" dıye düşunülebılır. Ancak bu noktada deneyımlı diplomatik muhabır Sedat Ergın arkadaşımızın da önceki günkü bir sohbetimizde dile getirdiğı kaygıya katılmamak da oldukça guçtür. Sedat Ergin, "Bu kararnamenin kalması gerekse bile, boyle bir kararın Yunanistan'ın AET'yi araya sokan girişiminden sonra yapılmış olması son derece sakıncalıdır. Çünkü bu şekilde Yunanistan, bir kez daha Avrupa aracılığıyla Turkıye: ye baskı yapıp, ödün elde etme yolunda başarı kazanmış olacaktır kı, böyle bir görüntünün Atına'yı nasıl cesaretlendırdiği ve ne gıbı sakıncalara yol açtığı ortadadır" dıyordu İşte Cheysson'un Ankara görüşmelerinın sonuçları kısaca bunlardır. Olayı özetlemek gerekırse, Avrupa ile ilişkılerde olumlu bir adım atıldığı, ama sonuçları fazla da abartmamak gerektığı söylenebilir. Evet, yol açılmıştır, yola çıkılmıştır. Ama henüz yolun başında bulunulmaktadır. Hem de her anlamda. . Mısır'ın açıklaması: ZiyaÜHak Benazir Buttöyu suçladı Pakistan Devlet Başkanı ZiyaÜlHak muhalefet lideri Benazir Butto 'yu Hindistan 'dan dış yardun almakla suçladı. Benazir Butto 'nun örgütlediği kitle eylemleri ve gösterilerle ilgili olarak gazetecüerin sorulannı yanıtlayan ZiyaÜlHak, adını vermemekle birlikte Hindistan 'ı suçladı. Pakistan Devlet Başkanı, düzenlenen gösteriler için yapılan harcamalann çokluğuna dikkat çekerek, "Bu tür gösteriUri düzenlemek ancak milyonlarca dolar harcamakla mümkündür. Sormak laztm bu değirmenin suyu nereden getiyor'' dedL (UBA) Lima'da Sosyalist Enternasyonal üyelerinin bulunduğu bina çevresinde güvenlik onlemleri yoğunlaştırıldı. IFotoğraf: AP) Pakistan, bir Afgan uçağını düşürdü İSLAMABAD, (a.a.) Pakistan'ın Afganistan sınınndaki Belucistan eyaletinde sınırı geçerek önceki gun bazı hedeflerı bombalayan 6 uçaklık Afgan filosundan bir MlG23'ün Pakistan uçaksavarlarının açtığı ateş sonucu isabet aldığı bildirildi. tslamabad'daki Afgan işgüderine olayla ilgili olarak sert bir protesto notası veren Pakistan hükümeti, yayımladığı resmi bildiride de, uçağın eyalettekı Şaman kentinin Kuzeydoğusunda isabet aldıjı \e dumanlar çıkararak Pakistan hava sahasından çıktıktan sonra duştüğunu kaydettı. Afganistan, mucahitlerin barındığı gerekçesiyle sık sık Pakistan'ın sınırdakı yerleşim merkezlerine saldırarak bombalıyor ve bu tutum Pakistan'ın sert tepkılerıne yolaçıyor.VVashington Post, Suudi Arabistan'ın geçen iki yıl içinde ulkelerındekı Sovyet ışgal birliklerıyle çarpışan Afgan mucahitlere 500 mil>on dolar yardım >aptığını bildirdı Gazetenin Suudı \e Amerikan hukumet >etkililerine dayanarak verdiği habere gore, Suudi Arabistan 1985 yılında mucahitlere 250 milyon dolar yardım yaptı, bu \ıl da 2 1 5 milyon dolar verıyor. ABD ise her yıl 500 milyon dolar tutarında gizli yardım yapmayı kararlaştırdı KAHİRE, (UBA/DPA) Mısır Içişleri Bakaru Zeki Bedr, Mısu Gizli Servisi'nin, Suriye ve Libya tarafından desteklenen geniş çaph bir komployu ortaya çıkardığını bildirdi. Zeki Bedr, Kahire'de yayımlanan yan resmi "HAhram" gazetesine yaptığı açıklamada, Libya ve Suriye'nin, ABD'nin Libya'ya karşı 15 nisanda giriştiği saldırının ardından Mısır'a yönelik yıkıcı faahyetlerini artırdıklannı beürterek, Mısır Haberalma Örgütü'nün etkin müdahalesi sayesinde ülkede Libya ve Suriye menşeli birçok terör eyleminin son anda önlendiğini kaydetti. Suriye ve Libya'nın konıplo girişimi ortaya çıkarıldı Çin'de şiddetli deprem Çin Halk Cumhuriyetinde Tibet bölgesinde dün sabah erken saatlerde şiddetli bir deprem olduğu bildirildL Ülkenin resmi sismoloji bürosundan yapılan açıklamada, ölü ve yaralı sayısı konusunda hiçbir bttgi verilmedi. Deprem şiddeti, Rkhter ölçeğiyle 6.5 olarak belirlenirken, sarsmtının merkez üssü Sainza bâlgesi olarak saptandu 6.5 şiddetinde gerçekuşen bir deprem, yerleşim alanlannda, çok faıla zarar verebib'yor. (a.a.) Reaganhn "Yüdız Savaşları" projesine senatodan darbe WASHINGTON, (a.a.) ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komisyonu, Başkan Reagan'ın "Yıldız Savaşlan" olarak bilinen "Stratejik Savunma Girişimi" Projesi için istediği kredide büyük kısıntı yaptı. Komisyonun önceki gun yaptığı gizli oturum sonunda, yönetimin 1 ekimde başlayan mali yılda proje için istediği 5.4 milyar dolar kredi, 3.95 milyar dolara indirildi. Perşembe günü de Temsilciler Meclisi Alt Komisyonu, Yıldız Savaşlan kredisini 3.6 milyar dolara indirme karan almıştı. Bu karan şiddetle eleştiren Beyaz Saray Sözcüsü Larry Speakes, krediden kısıntı yapılmasının hayati projelerin iptal edilmesine yol acacağını ve 199O'lı yıllarda almması gereken fizibilite karannı geciktireceğini bildirmişti. Silahlı Kuvvetler Komisyonu, Başkan 'ın istediği kredide büyük kesinti yaptı. 100 uyeli senatonun 48 üyesi de kısa bir sure önce Başkan Reagan'a gönderdıkleri mektupta Yıldız Savaşlan için kredi artışının sınırlandınlmasını istemişlerdi. Bu arada, Amerikan Kongresi'nin Stratejik Silahlann Sınırlandınlması Antlaşması'na "SALT 2" uymaya devam edilmsini istiyen karanmn yönetimce tepki ile karşılandığı bildiriliyor. Dışisleri Bakanhğı Sözcüsü Charles Redman yaptığı açıklamada, Kongre'nin bu tür kararlarla hukümetin uyguladığı caydmcıhk politikasını tehlikeye soktuğunu bildirdi. Redman, Sovyetler 'in bu antlaşmayı çoktan çiğnediğini ve aştığını kaydederek, Kongre'nin Amerikan Silahh Kuvvetleri'ni anlaşma sınırlanyla bağlamak istediğini öne sürdü. KGB yetkilisi ABD'ye sıgındı WASHINGTON, (a.a.) Sovyetler Birliğı'nin Gizli Istihbarat örgütü KGB'de görevü ust düzeyde bir yetkilinin Amerika'ya sığmdığı ve Afrika'daki Sovyet faaliyetleri ile ilgili önemli bilgiler verdiği açıklandı. Yetkililer, KGB yetkilisinin bu ay içinde "Hini kolunu sallayarak" Tunus'taki Amerikan Elçiliğinden içeri girdiğini ve sığınma hakkı istediğini bildirdiler. Amerika'ya götürülen Oleg Agraniants adlı yetkilinin diplomatik huviyetle Tunus'taki Sovyet Büyukelçiliği'nde görev yaptığt, ozelhkle Arap ülkelerini ilgilendiren operasyonlardan haberdar olduğu kaydedüdi. öte yandan VVashington'daki Sovyet Hava Ataşesi casusluk yaptığı gerekçesi ile sınırdışı edildi. FBI (Federal Sonışturma Bürosu) tarafından yapılan açıklamaya göre, Vladimir Izmaylov, perşembe akşamı VVashington yakınlarındaRi bir ormanda toprağa gömülmüş gizli askeri belgeleri çıkartırken, suçüstü yakalandı. Izmayiov, kendisini tutuklayan FBI ajanlan ile bir süre itişti, sonunda ellerine kelepçe takılarak götürüldü. Hollanda'da "üç/ü" kürtaj Hoüandalı doktorlann, hamile bir kadının beşizlerinden üçünü hürtajla alarak, kadının iki çocuk doğurmasını sağladıklan bildirildL Hoüanda'nın Leiden Üniversitesi'nin doktorlan, Ingih'z tıp dergisi Lancet'e dün yolladıkları mektupta 10 haftahk embriyolardan üçünü kürtajla almalannın anne ve baba adayıntn besiz çocuk sahibi olmayı istememesinden kaynaklandığmı bildirdiler. ffinrii^1ntl\ln n m t o e t n Hindistan'm başkenti Yeni DelhVde önceki gun 4 bin Hindu M.M.U I U » « « l UW jjl UIK91U g0Sterici ile polis arasında çatışmalar çıktu 17. yüzyılda yaşayan bir Hindu kahramanın olüm yıldönumunde yurüyuş yapan Hindular, Rajiv Gandi hukumeti aleyhinde protesto gösterileri yaptılar. Gostericilerin, ülkenin kuzeyinde bağımsız bir Sih devleti kurmak isteyen Sih militanlarını da protesto ettikleri bildirildL Costericilerle polis arasında çıkan çatışmada ölen olmadı. Bu arada Hindistan yönetimi, muhalefetin yoğun baskısı sonucu, Pencap ve Haryana eyaletleri arasmdaki sımrın yeniden beiirlenmesiplamm erteledi. fTelefoto: AP)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle