28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/4 KÜLTÜRYAŞAM TVde Pazar Günü 13.00 ZAFERE ÇAĞRI 13.45 PEYAMİ SAFA ÖZEL PROGRAMI TELEVİZYON 08.00 Açıhş 08.01 Açık Öğretim Dr Hıkmet Seçtn "ReJclamcılık ve Sattş YOnetımı", Prof Dr Zeyyat Sabuncuoğlu "örgütselDavranış", Doç Dr Fevzı Sürmeh "Muhasebe Denenmı ve Mah Anahz" ve Kaıe lngham ıle tlknur Mevıs "tngılızce" derstennt verıyorlar 10.00 Yavnı Geyik Kurt avmdan dOnüslen sırasında Jody, annelen Oldürülmüs olan on ıkı tane ayı yavrusu bulur. Ormancılar, yavrulan kasabada satmak ıçın yakalarlar Ama Fodenvmg, ' ıçlerınden bırını ahkoyar, amacı, onu besleyıp büyutmektır Neyazık kıyavru çok kı| sa sürede Ozgürluğu seçer ve kaçar Albay Raynor yeni bir uçuş denemesinde \ 10.25 Pazar Sineması: Çapkın Doktor ı (Ayrmtılı bılgı yandakı sütunlarda) "12.00 Pazar Konseri 13.00 Zafere Çağrı (Aynntıh bılgı yandakı sütunlarda) Call to Glory/ Yönetmen: Thomas Carter Peter Verner/ Oyuncular Craig T. Nelson, Cindy Pickett, Elısabeth Shue, David Hollander, Gabriel Damon, Thomas O'Brıen, Davıd Laın Baker, Keenan Wynn, Karlene Crockett, Chrıstopher McDonald, Kathleen Lloyd/ 1985 yapımı. 25. ölüm yıldönümünde Peyami Safa Kültür Servisi Romancı ve gazeteci Peyami Safa, ölümunun yirmi beşinci yıldönümü dolayısıyla bugun TV'de bir programla amüyor. Yapım ve yönetimini Recep Vidin'in üstlendiği programda Peyami Safa'mn yaşamı anlatılacak ve yapıtlanndan örnekler verilecek. 1899'da tstanbul'da doğan Peyami Safa, dokuz yaşında kemik veremine yakalandı. Şair tsmail Safa'mn oğlu olan Peyami Safa, on uç yaşında çalışmak zorunda kaldı ve kendı kendini yetiştirdi. 1913'te "Bir Mekteplinin Hatırası" ve "KaranlıkJar Kralı" adlı ilk telif yapıtlarını kaygısıyla kaleme aldığı ve değersiz bulduğu yapıtlarında hep Server Bedi adını kullanacaktı. Baslangıçta bağımhbğı kabul etmeyen bir yapıya sahip olan Peyami Safa, daha sonralan solculuğu da kapsayan çeşitli siyasal görüşlere yaklaştı. "Dokuzuncu Hariciye Koguşu" adlı romanının ilk baskısını N&zım Hikmet'e adadı. tkinci Dünya Savaşı yıllannda Nazizmi ve nasyonal sosyalistleri savunan yazar, daha sonraki yıllarda maddeci olarak gördüğu bihme karşı çıktı. Doğu maneviyatçıhğına yöneldi, 19531960 arasmda yayımladığı "Türk Düşüncesi" ad 13.45 Peyami Safa Özel Programı (Aynntıh bılgı yandakı sütunlarda) 14.00 Haberler 14.15 Stüdyo Pazar 16.00 Beşiktaş Bursaspor Cumhurbaşkanlığı Kupası Maçı (Naklen) (Aynntıh bılgı Spor'da) 18.00 TV'de Sinema: Rüzgânn Sesi (Aynntıh bılgı yandakı sütunlarda) 20.15 20.30 21.00 21.15 22.00 Uykndan Önce Haberler Hava Durumu Damla Damla MeksikaBulgaristan Dünya Kupası Maçı (Banttan) 23.50 Haberler 24.00 Dış Kaynaklı Müzik HAYRAMARININ GÖNLÜNÜFETHEDECEK Condice Bergen, Berberi reisi tarafından kaçınlatı Amerikah kadın rolünde, hayranlannın gönlünü bir kez daha fethedecek. 01.00 Sovyeüer BirligiBelçika Maçı (Naklen) ~ 24.00 Dış Kaynaklı Müzik: Rickie Lee Jones 02.45 Kapanış 18.00 TV'DE SİNEMA ~ Kültür Servia ABD Hava Kuvvetleri'nin Californiadaki Edvvards Hava Üssü'nde görevli pilot albay Raynor Samac'ın (Craig T. Neison) \9«fh yülarda tehlikeli uçuşlarla dolu yaşamını ve aile iüşkilerini konu alan 13 bölümluk "Zafere Çağn" adlı dizinin onuncu bölümü ekrana geliyor. Bu bolumde Albay Reynor Sarnac, yeni geliştirilen TER sisteminin denemesini yapacaktır. Albay Raynor, daha önce birkaç kez düşen ve deneme uçuşlan sırasında titreme yapan YF13 uçakiannın yapım projesine karşı çıkmış, hatta Washington'da kurulan Kongre duruşmasında projenin kaldırılması yolunda tanıklık yapmış, bu yüzden uçağın tasanmı uzerinde çalışan yakın arkadaşı Josh FeiTel ile bozuşmuştur. Ancak Samac'ın tanıküğı bir işe yaramayıp, YF13'lerin yapımı sürmektedir. Hatta Sarnac*ın eskı arkadaşlarından Hal Bonner da aynı uçakla deneme uçuşlanna çıkrmştır. Raynor bu kez de sivil bir pilot olan Red Baker'in geliştirdiği TER sısteminı denemeye hazırlanmaktadır. Bu tasarının gerçekleştirilmesi için milyonlarca dolar harcanmıştır. Ancak üç yılda geliştirilen projenin onaylanması, Samac'ın yapacağı deneme uçuşuna bağlı bulunmaktadır. Bu olaya basın da buyuk ilgi göstermekte, askerı yazarlar olayın uzerıne duyarlılıkla eğilmektedirler. Rogers adında bır gazeteci, Raynor'la özel olarak röportaj yapmak üzere hava üssüne gelir. Çeşitli siyasal görüşlere eğilim gösteren Peyami Safa, 1950'den sonra Doğu maneviyatçılığına yöneldi. Bu görüşlerini "Türk Düşüncesi" adh dergide savundu. yayımlayan Peyami Safa, 1918'de kardeşı tlhami Safa'mn etkisiyle basın uğraşına atıldı. Kardeşiyle birlikte "Yirminci Asır" adlı aksam gazetesini çıkarmaya başladı. Romanlannın dışında felsefe, tıp, toplumbilim, ruhbilim gibı çok çeşitli alanlarda fıkra, makale ve denemeler kaleme alan Peyami Safa, 1936'da "Kültür Haftası" adlı edebiyat ve araştırma dergisinı yayımladı. Bu arada, para kazanmak amacıyla, Server Bedi takma adıyla "Cüıgoz Recai" adh pohs romanı dizisını yazdı. İlk kez "Yirminci Asır" gazetesinde "Asnn Hikâyeleri" başhğı altında yazdığı magazın öykulenyle dikkatleri çeken Peyami Safa, geçim lı dergide bu görüşü savundu. 19221939 yıllan arasında yazdığı " Ş i m ş e k " , " M a ı s e r " , "Söıde K ı d a r " ve "Fatih Harbiye" gibi yapıtlannda Doğu Batı çatışmasını ele alan Peyami Safa, romanlarında genellikle olaydan çok, ruh çözümlemelerinı öne çıkardı, toplumsal değişimlerin yol açtığı bunalımları, ahlâk çöküntülerini, çatışmalan işledı. Daha sonralan, mistisizmin ağır bastığı karamsar bir yaklaşımla bireyın dünyasım çözumlemeye çalıştı. Özyaşamöyküsel bir roman olan "Dokuzuncu Hariciye Koguşu'nda hasta bir gencin öykusünü dile getiren yazar, son dönem yapıtlanndan "Matmazel Noraliya'nın Koltugu"nda, mistik bir dunya görüşunde çözum bulan bir gencin öyküsünü anlattı. Ancak bu romanında anlatım teknıği açısından önemii yenilikler getirdi. Peyami Safa, "Son Hatodis" gazetesinde çalışırken, 15 Haziran 1961'de öldu. RADYO T R T I 05.00 A0I15, program ve kısa haberler 05.05 Ezgı kervanı 05.30 Sabah Şar ^kıları 06.00 köve haberler 06.10Guna>dın 07J0 Haberler 07.40 Bolgesel Va\ın 09.00 fkısa haberler 09 05 Çocuk saatı 10.00 Kısa haberler 10.05 Tatıl sabahı (1) 11.55 Rad vo tıvaırosu 12.55 Reklamlar ve radvo programlan 13.00 Haberler 13.15 Muzık 13J0 ' Bolgesel vavn \c reklamlar 15.00 kı^a haberler 15.05 Beraber ve solo şarkılar 15.30 ! Hafif muzık 16.00 kısa haberler 16.05 Turkuler gevıdı 16J5 Hafıf muzık 17.05 Tar ladönuşu 17.25 Bölgesel vavın 19.00 Haberler 19J0 Vurttan sesler 20.00 Çeşıılı muzık 20J0 Soluler geçıdı 21 00 Kısa haberler 21.05 Fılm melodılerı 21.30 Spordergısı 22.00 StudvokavKİarından 22J0 Turkuler ve ovun havalan 23.00 Haberler 23.15 Pazar gecesı (2) 00.55 Gunun haberlerınden ozeller 01.00 Program ve kapanış 01.50 Gete vavını 01.05 05.00 Gece vavını T R T I I 07.00/Vıl.s ve program 07.02 Solısılerden seçmeler 07JO Haberler 07 40 Turkuler ve ovun havaları 08.00 İkı sohsııen sarkıiar 0830 Sabah konseri 09.00 Bera ber ve solo turkuler 09.30 Solıstler geçıdı 10.00 Hafıf muzık 10.15 Turkuler 10J0 Tasavvut musıkısı ve saz eserlerı ll.OÖÇocuklarla başbaşa 11 45 Şarkılar 12.00 Laun dBnyasından 12J0 Turkuler ve ovun havaları 13.00 Haberler 13.15 Hafıf muzık 1330 Şarkılaı 1145 Pryamı Safa'mn ölüm yıldönümü özel programı 14.00 Keman soloları 14.20 Turkuler geçıdı 14 40 Şarkılar 15 00 Turkçe *>zlu hafıf muzık 15.30 Turkuler ve oyun havaları 16.00 Her plagın bır hıkâvesı var 16.45 Turkuler 17.00 Her hatta sızlerle 17J0 klasık Turk musıkısı erkekler korusu 18.00 Vurtıan sesler kadınlar ıop iııluğu 18J0 Nıhavend faslı 19.00 Haberler 19.30 Turkve sözlu hafıf muzık 19.45 Şarkılar 20 00 Turkukr ve ovun havaları 20.30 Hafıf muzık 21.30 Ankara radvosu çokseslı korosu 21.45 Yurııan sesler erkekler lopluluğu 22.15 Şarkılar 22.30 Bır ro man bır yazardan hıkavelcr 22.45 Hafıf muzık 23.00 Haberler 23.15 Beraber ve solo jarkılar 23.40 Hafit muzık 23.55 Pazar konseri 00.55 Program ve kapanış T R T I I I 07.00 Açıhş ve program 07.02 Hafit müzik 07.30 Sabah konseri 08.00 Sabah ı v ın muzık 0900 Haberler 09.12 Her pazar 10.00 Muzık jolenı 11.00 Bırbcs tecı 11.30 Tatılmuzığı 12.00 Haberler 12.12 Hafıl muzık 12.J0 Muzık postası 14.00 Pazardan pazara 15.00 Caz ve pop dunvasından 16.00 Vluzık panoraması 16.30 Muha>yer faslı 17.00 Haberler 17.12 Hafıf muzık. 17.30 Turk halk muzığı toplu progra mı 18.00 Teleskop 19.00 Haberler 19.12 Hafit muzık 19J0 Opera va opereılerden seçmeler 20.00 Muzık paleu 21 00 Muzık ekspreM 22.00 Haberler 22.12 Getenın ge lırdıklerı 23.00 Dunva radvolarından, muzık feuıvallennden 24.00 Gece ve muzık 01.00 Program ve kapanış ABD müdahaleciliği ekranda Rüzgurın S e a i (The Lion and the VVind) / Yönetmen: John Mılıus / Oyuncular: Sean Connery, Candice Bergen, Brıan Keıth, John Huston, Geoffrey Lewis / 1975 yapımı / 115 dakıka Kültür Servisi 1904 yılında alan filmin, son aylann kimi gerFas'ın Tanca kentinde Ameriçek olaylanyla benzerliği açık... kan vatandaşı bır kadın, Berbeöylesıne ki, insan neredeyse "tari kabılelerinden binnın reisı tarih tekrardan ibarettir" deyıverafından kaçırılır... Reis, o dorecek!.. nemde ABD Başkanı olan TheÜlkemizde bırkaç yıl önce (bıodore Roosevelt'den yardım diraz kesilerek) gösterilmiş olan leyerek, kendilerini sultanlarınfılm, politık çağnşımlar ve >azar dan kurtarmasını ister... Dun/ yönetmenı John Milius'un yayanın gozunun dikıldiğı bu olaydan seçim yatınmı olarak yararlanmak isteyen Başkan, Fas'a karşı bir harekât duzenlenmesini emreder... TRT bu fdrru safhkla mı seçip programına koydu bilmiyoruz... Çünku ABD'nin birkaç kışının hayatı bahanesiyle bir Kuzey Afrika ülkesıne mudahalesim konu pısı gereği, biraz "nrkçı" bir yaklaşım içeren oldukça akıcı bir serüven filmi. Berberi reısinde Sean Connery fena değil... Eğer Bond fılmlerini bir an ıçm unutabilirsenız!.. Amenkalı kadında Candice Bergen, hayranlannın gönlünü bır kez daha fethedecek. Ama filmin en başarılı oyuncusu, başkan rolunde deneyimli oyuncu Brian Keith... Dallas'tan bir tamdık, Steve Kanaly de küçük bir roldedikkatınizı çekebılir... YUNUS NADİ ARMAĞANI MİZAH ÖYKÜSÜ Y4RIŞMASI 1 9 8 5 ^ 6 Geri Ileri... ORHAN DURU/NO. Gerisin 396 bir türlu... O nedenle sıkı sıkıya bağlanmalıyız kurallara Ben ıse 'Ortak Pazar'ın temelde bizi aralanna hiç almak istemedikleri halde, kurallara tam uymadıgımm ve Atatürkçu akımlan gerekce olarak one sürmus olup olmadıgını, soruyorum safca. Hacı Ahmet Efendi gulerek, bana da biraz Atatürkçülük bulaşrmş olabileceğini söylüyor ve beni iyice ürkütüyor. Ve hemen içime kapanıyorum. Bu arada ana muhalefet panısi sözcülerinin söylediklerı geliyor aklıma. Onlara bakarsaruz bu ıktidarla inançlarımızın gerektirdiğı bır yolda ilerlemek olası değil Ruşvet salgın halinde. Kadınlar örtündu, ama bu kez cınsel sapıklıklar çıktı ortaya. Yakışıklı ve genç erkeklere eğV limler çoğaldı toplumda. Sigara ve alkol yasak, ama kitapta yazmayan uyuşturucular yayilıyor bu kez. Yükselmek ısteyenler guçİu tarikat ve tekkeleri seçmek zorunda. Pek çok yüksek yönetıcımn tsviçre bankalannaparalarım kaçırdıkları söyleniyor. Ellennde bir kanıt yok, ama yoğun bır söylenti bu. 10.25 PAZAR SÎNEMASI HAVA DURUMU Ylfrnurtu üuhıttu YaJmurHj ir ın» Bulutlu Yajmuriu YSJmurlu BduDu YSJmurtu AMSTEftDAM ÂTİNA BÂĞDÂT BCIOHAD B£RÜN BOMN BAOKSEL CENEVRC clooe FMNKFURT OJRME . •çık Aç.k YaOmuriu Açık Aç.k TT Bulutlu Yjjmiinu ir 17* YiOmurtu Mtfmurlu tr KAHİHE : «çk KÖLN : *<k LONOM : Açık Aok MADRİO Bulutlu MOSKOK* Bulutiu lâÜNİH Açık MCWT0RK Buluttu OSUD Bukıtlu PAHİS Açıfc MVAD Vjftmurlu ROMA SOFVA YaOmurtu ŞAM Buıutlu TEL M/İV Açık TOKYO YsOmurtu TRABUISGARP BuJutlu ZÛBİM ; Bulutlu 22" 29° 30° 24° 23° 22° 20° 17° 40° 23° 33° 34° 24° 22° 25° 26° 17° 18° 20° 23° 42° 25° 28° 30° 30° 25° 32° 18° Doktorları taşlayun bir güld uru Çapktn Doktor (House Calls) / Yönetmen: Hovvard Zıeff / Oyuncular: Walter Matthau, Glenda Jackson, An Carney, Rıchard Benjamm, Candice Azzara, Thayer Davıd, Dick O'Neill / 1978 yapımı / 98 dakika. Kultur Senisi Orta yaşh ve unlu bır cerrah olan Charles Nichols, karısını olumunden sonra gununu gun etmeye karar verir. Havvaı'de uç ay tatıl yaptıktan sonra yenıden goreve başlar ve yaşh bashekımın hastasıyla tamşır. Doktor Nıchols, Ann'in hayatını kurtarır, ancak Ann doktorlara duşmandır. Nitekim, bir sure sonra Doktor Nichols ıle Ann televizyonda duzenlenen bır açık oturumda yeniden karşılaşacaklardır. Muzığıni Henry Mancini gibı bır film muzıkleri ustasının gerçekleştirdiğı "Çapkın Doktor", alışılmış romantık sahneler ıle doktorlara yönelik taşlamayı bırleştıren bır guldüru. •\ncak Ualter Matthau ve Glenda Jackson gıbı ıkı sağlam oyuncu, filmi her şeyın ustunde ızlenüir kılıyorlar Arnerıkah karakter oyuncubU Matthau. bırçok gulduruye renk kattıktan sonıa başroilere yukseldı OzelIıkle Bill> NVilder"ın son filmlerının gozde oyuncularınddn oldu 1950"lerın ortalannda sınema uğraşına atılan Matthau, 1966'da Wilder'ın "The Fortune Cookie" adlı >apıtında başrollerı Jack Leramon'la paylaştı \e bu filmdekı roluyle Oscar odulune değer goruldu Matthau, son olarak, Roman Polansk>'nın Cannes Fılm Şenlığı'nde av'ilış fılmı oiarak gosterılen "Korsanlar" adh \apmnda başrol oynadı Gunumuzun en buyuk o>unculanndan Ingılız aktrıs Glenda Jackson da ıkı Oscar sahıbı Jackson, 1%8 yılında "Âşık Kadınlar" ve 1972 yılında "Vasük Kavgası" adlı filmlerdekı rollerıyle ıkı kez Oscar ödulu aldı. O sabah erkenden kalkıp boy abdestımi alıp böylece çevre kırliliğınden arırup sabah namazını kılmaya başladım Kula seccadem uzerinde secdeye vararak ve Ulu Tann'ya verdiği mmetlerden otürü şükranlarırru sunarak. Büyük ve tarihi bir gün olacak, şımdiden kestiriyorum ve seayorum. Bir yandan kutsal kente yönelip, sürekli Tanrıma yakararak eğih'p başırru yere koyarken, kendimi güncel kaygılardan sıyırıp, özellikle mevki kapma ve keselerıni doldurma hırsıyla gözlen dönmuş olanlara acıyarak ve onların da kurtulması isteğinde bulunarak temiz, sade, her türlu pislikten arınmış bir amaca yaklaşmaya çalışıyorum inancımızan görkemli doruğunda ve mistik yüceliğinde. Ama rahat bırakmıyor insanı dışardan gelen korna seslen, satıcıların çığlıkları ve gençlenmızın, bu ülkede inançlann kök salması, yerleşmesi ve büınçlere kazınması için sürekli attıklan sloganlar. Onları bu çabalarından dolayı kutluyorum ıçımden. Tanrı'mn yolunda hep bırlikteyız, koparamaz artık kımse bu toplumu bu gidişten. Zaten butun mahalleler tekke ve zaviyelerle dolu Gene de insanı rahatsız eden olaylarla karşılaşıyoruz. örneğin Atatürkçülerin kökü kazınamadı bir turlu. Daha geçen gun TV'de, yakalanan Atatürkçüleri gösterip, önlenne bulunduklan kovukta ele gecirilen sakıncah ve yasa dışı kitaplan sıralayıp, bır masa uzerine susleyerek bır manav gıbi sergileyıp, Atatürkçulenn ya da Ataturkçü olduklarından kuşku duyulanların en yakın karakola bildırılmelen, bu kışılerin laikliğı dinsızlik gibı anladıklan, ustelik komünıst ve mason oldukları belirtilip tüm vatandaşlara uyanda bulunuldu. TV'de bu kişilerin sakalları uzamış, çökmüş ve solgun göruntulerine bakınca yureğıın sızladı. Tanrı onların sapkırüıgına son versin. onları da bizler gibı doğru yola yöneltsin, Annn. Tam namazımı bitırip sağa sola selam vereceğim ve ölmuşlerimizle devlet büyüklerımize dua edeceğım sırada, karımın çıkardığı tıkırtıları duydum mutfaktan gelen. Kahvaltımı hazırlıyor. Bız mutlu bir aıleyız. Hıçbır sorunumuz yok. Gorucu yönremını uygulayıp, anamın hamama gıderek »ucudunda bır eksıği noksanı var mı diye ınceleyıp ondan sonra ırnam nikâhı kıydırarak gerdeğe girdiğimız günu, bugün bıle ilk gun gıbı anımsıyorum. Tam o sırada devrım yasalarından olan örtunme yasası vururluğe gırıp, zaten gıymekte oiduğu bawrtu ve mantovu atarak peçe ve kara çarşafla dolaşmaya başlayıp, i>ıce ıçıne kapandığına yakından tanık oldum. Ortunme yasasının gerekçesıne gore, kadınlanın erkekierı kışkırtması onlenıp onları uslu ve kuzu halıne getırıp, insanı şe>tana u>makıan uzaklaşlırıp, bu gıbı şeylere ızın verılemezdı elbette. Bu yasanın tam olarak uygulandığı soylenemez Kımı o>nak kadınlar koşe başlarında peçelerını açıp, beğendıklerı erkeklere yuzlerını gosterıp göz suzduklerı, onları baştan çıkarp kötü yollara surukledıklen arada bır gorulen olavlar Erkekler nıye kapılıyor buna, anlamak guç. Daha benım başıma gelmedı böyle bır şey Hamdolsun Şımdı çok şukur hukumetımız bır başka yasa çıkarıp basında görulen sapmaları engellemeye çalışıyor Bınakım dergılerin açık bır bıçımde kadın suretlerı yayımlaması, boylece kışkırtıcılık yapmaları tepkılere yol açtı. Bu dergiler yetmıyormuş gıbı, birtakım gazetelerin yasaya uyuyormuş gıbı yaparak, kadın yuzu yayımiadıklarında du daklarını ince bir çizgiyle örterek cezadan kurtulmaya çalışmaları da olayı daha ciddi boyutlara çıkarttı. Tüm bunlara son verilecek. Kadın yıizü artık dergi ve gazete sayfalannda yer almayacak. Bunu becerebılecekler mı tam bilemıyorum. Ana muhalefet bu yasaya karşı çıkıyor, kadın suretlerinın yayımlanmasını bütün bütüne yasaklamak yerine, göz ve kaşlarımn örtülmesim, dudaklarm ıse boyalı olmamak koşuluyla doğal biçimde bırakılmasını istiyor. Insanın yüreği temız olmalı. Gerisı boş. Eşimle ben çok mutluyuz. Ne ıstersem yapıyor, bana bağlı ve son derece saygılı. Istesem pek çok kışirun yaptığı gıbı ikınci, ya da üçuncü bır hanım alabilirım. Ama almıyorum. Bu yüzden zaman zaman adım Ataturkçuye çıkıyor Ben de büyük bır özveriyle katlanıyorum bu dedikodulara. Akşamlan ikj elı önüne bağh, başı önüne eğik karşılıyor beru kapılarda, ter içinde kalmış ayaklarımı yıkıyor kuçük bır leğende. Sabahları elpençe uğurluyor gene. Sadık bır Fotoğraflarla maddeinsan UişkUeri Kultur Servisi Metin Cerkmen, 17 haziran 5 temmuz günlerı arasında Nişantaşı'ndaki BM Galerısi'nde " M a d d e İnsan" konulu bır fotoğraf sergisı gerçekleştirecek. 26 renkli baskı fotoğraftan oluşan sergisinde Cenkmen, maddeınsan ilişkı ve çehşkilerini değişik açılardan vurguluyor. Fotoğraf çalışmalarına Isviçre'de başlayan Cenkmen, 1984'te İstanbul ve Ankara'da 11 İsviçreli fotoğrafçıyla birlikte "Açılar" adlı bir sergi gerçekleştırdı. Aynı yıl uç arkadaşıyla birlikte Diatek'i kurdu. Sanatçı, 1983 Birinci Devlet Fotoğraf Sergisi renkli baskı birinciliğini kazandı. O 3 ilde daha "Karikatürlerle Atatürk" sergisi ÂMCARA, (a.a.) Turkiye BüS|k MıUet Meclısı Kultur, Sanat ve Yaym Komisyonu'nca düzenlenen "Karikatürlerre Ataturk" adh sergı, Ankara'dan sonra Amasya, Erzurum ve Sıvas'ta da tekrarlanacak. Sergı, Amasya Tamimi'nin yıldonumu olan 22 haziranda Amasya'da, daha sonra da kongrelerınin yıldönumlerıne rastlayan 23 temmuzda Erzurum ve 4 eylülde de Sıvas'ta açılacak. Daha once de Ankara'da 1529 mayıs tanhlerinde açık kalan "Karikatürierle Ataturk " adh sergi, bu illerde bır hafta sureyle gezilebilecek. lwttmonloji G«n«l Uüdjrtjju ndtn tltntn bUçlf* gom, rurdun kuı*y n doğu kttlmltri ptrçah çok bulutlu, Utrmtrt mn doÇutu, KmndiMz, Iç Anntöoiu, Ooğu AMmtz M* Dofu ra auifyöoğu Antdolu MMgatorf, ğtnmk yğp yğıpı gç f yğ g , ğ «MM SICAKUOI Önvnll btr <M#«4Mft oUnfcak. ftÛZOAR, Kuny n dofu Itffltenten mm, a n tın ora kımtf •«•€•». OwWztonto. pUa m gOnbMnuKttı 35 Hfflin am»n 6 kurrtlnd», mtto 1021 amân ttmtn 28 dtntz mtll tuti» M t c t t DENtZ: Kandtntz H» Doğu Akötoll ttfmMk fİ'*l<. <tQv duüzltr tçık g»ç*c*k. Dtntz rmıtmtU dalçmh okıp, giruş uıiklığı 10 km. yfış tnındt 25 km öottpnöt otoca*. Van Oo/u'nd* hmm çok bulutlu * uğtntk yğtşlı g»ç»c»k. ROzgtr kwy n doğu ffin/wd*n hfH « n nn ortm ktrmtu m c t J ı 061 çırpıntlı olup görvş vzmkhğt 5 km öoitrnöt olacmk ILAN. ISTANByL 3. AŞLIYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 985/319 Davacı Müşerref Ulu tarafından Şahabetun Şentürk aleyhine 5.6 1982 tanhınde vuku bulan traflk kazasından dolayı mahkememıze açılan toplam 5 000 000 TL zarar ve zıyanın, faız ve mahkeme masrafları ıle bırlıkte lahsılıne daır davanın yapılmakia olan duruşmasında, Avcılar, Merksz Mah Şaralı Sokak Kasmet Apı 20/10'da ıkâmel ettığı bıldırılen davaiı Şahabettın Şenturk teblıgat >apılamam]ş, emnıyete yazılan teskeremıze verılen cevapıa yurt dışında Suudı Arabıstan'da oiduğu ve açık adresının bılınmedıği bıldınldığınden ılanen teolıgaı yapılmasına karar venlmıştır Duruşmamn bıraiıldığı 15.7 1986 saat 11 30 da duruşmada hazır bulunmanız ve>a kendınızj bır vekıl marıtetı ıle îemiil ettırmenız, bulünmadığınız takdırde sokl jğunuzda dur jşmaya de\am olunacağ] ılanen tebhğ oıunur 5 6 !987 Basın 6894 İLAN BAKIRKÖY 2. £ULH HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1986/1176 Mankememızce verılen 4.6.1986 tanh ve 1986/921 sayılı kararda İstanbul, Cskudar, Bulgurlu, cılt 011/04, sayfa no: 58, kutük sıra no: 397'de nufusa kayıüı bulunan Fahamet Jale Yunuslar'a, aynı yerde nufusa kayıtlı bulunan annesı Fatma Yunuslar vası tayın edılrruş olup, ışbu karara uırazları olanlann kanunı suresı ıçınde mahkemeye muracaat eımelen, aksı takdırde kesınleşeceğınden ılan olunur 6 6.1986 Basın: 6892 eş Kendı evı ıçınde özgur yaşayarak, sıkıntılardan ve bunalımdan uzakta bir ev hanımı. Kaygılıyım. O gun bakanlıkta çabşma arkadaşım Hacı Ahmet Efendi'ye dert yanıyorum Ataturkçuler konusunda. Gerçi kendı uç kez Umre'ye beş kez de hacca gıttı, ama duşunduğu kadar yukselemedi görevlennde ve bordroda Belki de bu yüzden hoşgörulu ve her konuda konuşulabılıyor onunla Hacı Ahmet Efendi'nın anlattıklarına bakılırsa Ataturkçulerden korkmaya gerek yok. Kendı aralarında Kemalistler ve Gardrop>çular olarak bölunmuş olup, bırbırlerını uzlaşmacılıkla suçlayıp, artık toplum ıçın tehlıke olmaktan çıkmış durumdalar. Ustelik tum heykeller kırürruş ve yok edılmışken etkilı olabilmelerı guç. Ayrıca guvenlık kuruluşları gıderek daha guçleniyorlar \e nerede bır Ataturkçü bulsalar hemen yakalıyor. öte yandan hukumet, dış polıtıka alanında ve uluslararası ılışkılerde de guçlu Bırleşık Arap Devletlerı'nden her yıl 700800 mılyon rıyal yardım alarak Avrupa'ya karşı bır ılerı karakol durumundayız. Islam Ortak Pazan'na tam uyelik için uğraşıp duruyoruz, ama Ataturkçülukten tam olarak uzaklaştığımıza ınanmıyorlar Tum bu duşunceler, ışyerindekı konuşmalar, oğle namazından sonra dinlediğım vaaz yok etmıyor kaygılanmı. Aynca çok heyacanlıyım ve yureğim çırpıntüı. Toplumumuz için bir dönum noktasına yaklaşıyoruz. lşten çıkıp, lımana doğru ınıyorum dar ve pıs sokaklardan, sakallı ve kara yüzlü bir kalabalık arasmdan geçerek. Herkes benım gıbı lımana koşuyor. Kurtuluşumuz yakın Lıman çevresı, sokaklar, caddeler muthiş coşkulu bır kalabalıkla dolu. Uzaktan yeşıl ve kara sarıkhları, beyaz ve mor takkehlerı göruyorum. Yeşil bayraklar sallanıyor. Pohs olağanüstu önlemler almış her yerde. Bir bomba olayından çekınıyorlar. Olağanüstu bır gün ışte. Her şeyı görmek ıstıyorum Yarın tum gazeteler yazacak. Mehter Takımı çalmaya başlıyor ve heyecan doruğa yukselıyor Işte, toplumumuzun beklentısı oldu. Aradan bu kadar yıl geçtikten sonra Halıfe Hazretlerı coşkun se\gı ve saygı gosterılen, tekbır seslen arasında rıhtıma ayak bastı. Bu kadarla kalmadık Aym gun Meclısın aldığı bır kararla yeni bır devrım yasası daha yürurluğe gırdı uygun bır zamanlamayla. Latın alfabesını yasakladık. Arap harflerıne dönduk... e. e. cumgins ilk kez Türkçede ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) Amerikah unlu ozan e. e. cummings'ın şiırleri, Turkçede ilk kez kitap olarak yayımlanacak. Muhalif Şiır'in unlu adı e. e. cummings'ın şıırlen, IngılızceTurkçe karşıhklı metin olarak Duvar Yayınları arasında çıkacak. e. e. cummings'ın T. Asi Balkar tarafından çevrılen şiırleri "Hişt" adıyla yayımlanacak. e. e. cummings daha once dilımize çevrilmiş, ancak bu çeviriler bazı antolojilerde ve dergilerde yer almıştı. Bılindığı gibi e. e. cummings, adının baş harflerınin kuçuk yazılmasına ozen gösterıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle