25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MA YIS 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 YAYIN DUNYASINDA EVCELEME ARAŞTIRMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ Askerler siyasal parti gîbi davranıyor Demokrâsi Dur12 EylüJ 1980/Cüneyt Arcayürek Açıklıyor 10/Bilgi Yayınevi/536 sayfa HtKMET ÖZDEMİR Ciineyt Bey, "Ciıneyt Arcayürek Açıklıyor" dizisinin onuncu cildi de çıktı. Bir gazeteci olarak, yasadığınız siyasal olaylan erişilmesi zor belgelere dayanarak gözler önüne seriyorsunuz. Kitaplannıza bu anlamda, Tiirkiye'deki çok partili siyasetin romanı demek. yerinde bir tanımlama olacak. Valnız bu romanın önemli bir bzelliği var Baskişiler arasında askerler azunsanmayacak sayıda. Öyle defil mi? ARCAVÜREK Haklısımz. Benim vurgulamak istediğim de 1950'de seçimleri kazanan DP'lilere iktidan teslim etmek isteyen generallere yüz vermeyerek çok partili rejimin nasıl işlemesi gerektiğini göstermiştir. Çünkü tnönö, biraz da tkinci Dünya Savaşı'nın etkisiyle iç politikada askerlerin ciddi bir güç durumuna gelmeye başladjğınj, halkin ise iktidara karşı yaygın bir huzursuzluk içinde olduğunu sezmişti. kendi başlanna boyle bir görev üstlenmeleri çok partili rejim açısından ciddi kayıplar varatmıstır. 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül bunun acı örnekleri ile doludur. "Cüneyt Arcayürek Açıkhyor"un 10. cildi çıktı Silahla siyâset Bu durumuda siz, askerlerin siyaset ile ilgilenmelerine açıkça karşı çıkıyorsunuz ve bilebildiğim kadanyla bu dusünceaizi kitaplannızda titizlikle savunuyorsunuz. ARCAYÜREK Doğrusu da bu değit mi? Ama şöyle olabilir: Siyaset yapmak isteyen askerler silahlannı teslim ederler (emekli olurlar), bu da yetmez, ordu ile bütün ilişkilerini keserler. Öteki Meclisin gözetiminde tutulması gerek. İkinci önlem ise; ordunun bir kurum olarak demokratize edilmesi. Elbette bu, baslı başına bir sorun. Belki ordunun bu turden e>'lemlerinin eleştirilebileceğinin kanıtlanması, sözu edilen demokratizasyonun yolunu açabilir. Ben kendi payıma demokrat bir insan olarak bunu yapmaya çalışıyorum. Çünkü, her darbeden sonra Meclisteki seviye düşüyor. Oysa demokrâsi kültür işi, gelenek işi, kadro işi... % KİM KİME DUM DÜMA BEHIÇ AK Sınıf aluuorum Bıîıtjo mcstn^ Hem ondo, hem bvrada Ciddi kayıplar "Askerier bir siyasal parti gibi davranıyoriar" dediniz. Pe Bellekler zayıf Geçenlerde Meclisteydim. Bazılan 4 saat, annın hayvan olup olmadığını tartıştılar. Sonunda hayvan olmadığına karar verdiler.. Demek istediğim şu: Türkiye'de bellekler zayıf. 12 Eylül askeri yönetimi, geçmişi ve siyasi kadroları kötuleme başlatmıştı. Örneğin milletvekili transferleri çok eleştirilmişti! Şu Meclisin yapısına, siyasal partilerimizin durumuna bakınız. Daha düne kadar 94 bağımsız milletvekili vardı. Milletvekili pazarı kuruldu. Olacak şey mi bu? Bülent Ecevit hiç değilse hükümet kurma peşindeydi. Şimdikilerin öyle bir sorunları yok, ama anayasanın 84. maddesini görmezlikten gelebildiler. Sanmam ki Başbakan yukanya daruşmadan bunları yapabilsin.. Peki, ne olacak dersiniz? Nereye gidiyoruz? ARCAYÜREK Kanımca bu parlamento yeni bir seçime kadar bir şey yapamaz. Çünku bir bakıyorsunuz yepyeni bir parti kuruluyor ve 21 milletvekili ile Mecliste grup oluşturabiliyor. Yann aralarmdan uçü ayrılsa, hemen yerine başka 3 kişi bulurlar. Yeniden grup kurarlar. Ancak, genel seçimler yapıldıktan sonradır ki herkes yerli yerine oturacak. Genel seçimler çözüm getirecektir. Siyaset yapmak isteyen askerler silahlannı teslim ederler (emekli olurlar). Bu da yetmez. ordu ile bütün ilişkilerini keserler. öteki mesleklerden insanlar gibi partilere girerler, siyaset yaparlar. Her darbeden sonra Meclisteki seviye düşüyor. Oysa demokrâsi, kültür işi. Geçenlerde Meclisteydim. Bazıları 4 saat, annın hayvan olup olmadığını lartıştılar. Sonunda hayvan olmadığma karar verdiler. bu aslında. Bizde askerler bir siyasal parti gibi davranıyoriar. Siyasal tarihimiz bunun örnekleri ile dolu. Ordu ve siyaset her zaman iç içe. Biri diğerinden ayn değil. htihatçıları duşünun. Enver ve Cemal Paşaları. Onlardan yalruzca Talât sivii olarak işe başlamıştı. Posta dağıtıcısı idi. Sonradan onu da asker yaptılar. Atatiirk ve tnönü de a&kerdiler. Yalnız onlann durumu farklıdır. Askerlik ile siyasetin ayn ayn olması gerektiğini biliyorlardı. tnönü, Hem tutucüdurlof. h e t n ^ M o a deöılmıs gıh davrcmmokteo de*te«Hı höjlamrlor. Hem kızorlar, hem de lîızdıblcırını b6ltı t^ezler ARCAYÜREK Demokrâsi gelenek ifi. mesleklerden insanlar (muhendisler, gazeteciler..) gibi partilere girerler, siyaset yaparlar. Yoksa, bir ülkede bazılan silahlan ile siyaset yapmaya kalktıklannda onun adı parlamenter rejim olmuyor. Askerlerin siyasal parti gibi davranmalarının tehlikeleri açık. Acaba bunun önune nasıl geçilebilir? Ne diişünüyorsunuz? ARCAYÜREK Her şeyden önce ordunun. hükümetin ve ki ne zatnan basladı bu partilesme süreci? ARCAYÜREK Böyle bir eğilim, söylediğim gibi daha onceden de var. Fakat partilesme ya da bir siyasal parti gibi davranma sürecine 27 Mayıs 1960 darbesi ile girildi. 12 Mart 1971 darbesi ile tamamlandı. Askerler, 12 Mart 1971'de ve sonrasında bir siyasal parti gibi hareket ettiler, eylem yaptılar. Sivil otoriteye, hükümete ve Meclislere direndiler. Gözetleyici oldular. Onlann PÎKNİK P/E4L£ M4DR4 Vehbi Hacıkadiroğlu, Bilgi Felsefesi, Metis Yayınlan, Arahk 1985, 246 sayfa ARDA DENKEL Hacıkadiroğlu^nun felsefeye çağrısı HIZU GAZETEa bilgiye konu olabildikleri ölçüde anlamlı sayıyor. Bilgiyi bu denli odağa alan bir felsefe için bilginin nasıl edinildiği, kökeninin ne olduğu büyük onem taşıyor. Çünku bu koken, felsefe için meşru olabilecek her şeyin en derin temeli. \ECDET ŞEN "Felsefe tutkusu" diye bir şey varsa, Vehbi Hacıkadiroğlu buna Türkiye'de gösterilebilecek ender örneklerden biri. Henuz on yılı bile aşmayan kısa felsefe kariyeri içinde, analitik bilgi felsefesi üzerine kimsenin küçümseyemeyeceği ölçülerde okumuş, tanışmış, çeşitli çeviri, kitap ve yazılarıyla ülkemiz kültür yaşamına özgün ve değerli katkılar yapmış bulunuyor. Bilgi Felsefesi, Hacıkadiroglu'nun bundan önce yayımladığı kitaplardan, kapsadığı konular açısından daha geniş, içeriğindeki düşünce dizgesi yönündense daha olgun. Nedensellik, algı, bellek, tumevarım, tümeller, önsellik ve anlam sorunlannı tartışıyor. Hacıkadiroğlu, felsefenin konusunu bilginin konusuyla sınırhyor. "Epistemolojizın" diyebileceğimiz bir tutum, örneğin dil felsefesi, ahlak ve ontolojiyi de Dış dünyanın varlığı Hacıkadiroğlu, dış dünyanın .varlığını ve bu dünyanın tikel fi sel nesnelerin algılanıp bilgiye dönüştürüldükten sonra verdikleri gorünümun dünyasıdır. Peki, nesnelerin bilgisini nasıl ediniriz? Bilgi edinmek, hangi olaylann nasıl bir sıra izlemesini gerektirir? Deneycilere göre, önce tikel ideleri, yani somut nesnenin algıkavramlarını edinir, sonra da bunlardan genel ideleri soyutlarız. Locke gibi gerçekçi dene>ciler, ilk tikel algıkavramlarını dış dünyadaki somut tikel nesne da doğuştan beri bulunan genel nitelikli doğru önermeler, bilgi içerikleri, ya da kavramlar olarak belirlemişlerdir. Onlara göre algının rolu, örtük durumda bulunan bu genellikleri dolaysızlastırmak, ön plana, bilinç düze. yine çıkarrnaktır. Ayrıca, bu ge"nel doğruluklar anlıkta onden taşınıyor olmasaydı, nedensel ilişki gibi, algıda kurduğumuz pek çok bağlantıyı kurmak olanaksız kalırdı, diye düşünür, usçular. K Hacıkadiroğlu, bu her iki görüşten de bir şeyler alıyor ve bunları özgün bir biçimde birleştiren bir tutum geliştiriyor. Deneyciliğin temel ilkesini ide>erek ÜSÇUluğun sonuçlanna ulaşıyor: Bütün bilginin deneyden geldiğini ve anlıkta dofuştan kavramîar, ziksel nesnelerden oluştuğu gerlerden elde ettiğimizi öne surer doğruluklar bulunmadığını, ançeğini yadsımıyor. Ancak, diyor, ken, Berkeley gibi idealist deney cak deneyle edinilen ilk bilgi babu varlıkların anlığımıza bilgi ciler, tikel algının ozdeksel bir dış samağinın deneycilerin düşündüiçeriği olmaJarı öncesinde ne bir nedeni bulunduğunu yadsırlar. ğu gibi tikel algılar değil, en gedeğerleri, ne de anlamları vardır. Deneycilerin bilgiye ilk adım nel, tümel kavramlar olmak zoBizim açımızdan salt potansiyelolarak tikel algıkavramlarını runda olduğunu one surüyor. dirler. Bizim için dünya, bildiği gostermelerine karşılık, usçular Hacıkadiroğlu, bu an a temayı temiz gibi olan dünyadır; bu. fizikbu ilk basamağı, insan anlığın mellendirirken. soyutlama, tumevarım türunden anlıksal işKısa... Kısa. lemlerin olanaksızlıklarını saptaA'DAN Z'YE SİCARA, Nuruosmaniye C a d . 1 7 / 1 ,mayı arnaçhyor. Tikel bir nesneSadun Aren / EKONOMt EL Cağaloğluİstanbul. Tel: 527 16 nin önce tikel bilgisini edinebilYeşilav Yavını, lstanbul 1986, KtTABI, 8. Basım, Gerçek menin, anlığın altından 83, 328 s. Yayınevi, Şubat 1986, 200 s. . kalkamayacağı olçüde fazla şey£. KalayaoğluA. Y. Turkiye Yeşilav Cemiyeti'nin "Ekonomi El Kitabı", Gerçek ler bilmeyi gerektirdiğini ortaya Sanbay/TÜRK SİYASAL üç binden fazla haber ve belgeYavınevi'nin "100 Soruda" dikoymaya çalışan, >ıkıcı, eleştirel HA YA TININ CELİŞIMİ, zısinde ük kez Ekim 1968'de çik den derleverek hazırladıâ kitap, bir yöntem izliyor. Örneğin şöyBeta Yayınlan, Nısan 1986, mıştı. Prof. Aren'in yeni baştan le uslamlıyor: Bilgi açısından ti544 s. yazdığı kitabın sekizinci baskısı kel bir nesne, pek çok genel kav61 yeni soru ve yanıtlarını kapDoç. Kalaycıoğlu ve Doç. Sa ramın, tumel nitelikli bilginin, sıyor. rıbay'ın derledikleri kitap, sosyal bir kesişme, önuşme noktasıdır. bilimcilerimizin "Turk siyasal Dolayısıyla da, bu tikeli bilebilCemil Menç/KÜL TÜRDEK sisteminin çeşitli süreçlerini. ya mek, öncelikle tüm o genelleri İRFANA, İnsan Yayınlan, pılarını ve bunların gordüğu önden biliyor olmayı zorunlu kılstanbul 1986, 405 s. işlevleri" kon aian incelemele lar. Demek ki, bir tikel nesneye İnsan Yayınlan Cemil Meriçrini bir araya getiriyor. Kitabın bakınca ondan edineceğimiz bilin "Bütün Eserleri"ni yayımlıyor. editörlerinin yaptıkları katkılar gi de olsa olsa tümeldir, sonucuMeriç'in tüm yapıtlarını kapsave Şukrü Hanioğlu'nun bir ince nu çıkarsıyor, Hacıkadiroğlu. yacak olan dizinin bu ilk cildi, lemesi dışında kalan metinler, Ortaya koymaya çalıştıklarına yazann 1980'den bu yana çeşitli sigara ıçmenın ıçenlere ve içen daha once çeşitli kitap ve dergive özellikle bu yolda harcadığı yerlerde yayımlanmış olan yazı ler dolayısıyla içmeyenlere de lerde yayımlanmış çalışmalardan yoğun çabaya olan saygımızı yiİannı topluyor. Diğer ciltler da verdiği olumcül zararları aydınoluşuyor. Çok sayıda onemli in neliyoruz. Ancak, sağduyuya bu ha önceki yıllarda basılmış çalış latıyor. Kitap için başvurulacak celemev'i kapsayan çok yardrlı bir denli aykırı düşen, "tikele bakmaları bir araya getirecek. adres: Yeşilay Genel Merkezı. derleme. tığımda ondan önce tümel bilgi edinirim" gibi bu denli inanması güç bir sonuca goturen bir felCUMHURİYET KÎTAP KULÜBÜ'NDEiN HABERLER sefede, bir uslamlama yanlışı, bir hata bulunmak zorundgdır, gibi Gulgeç'in azgileriyie yer aldığı iurnla veriyoruz: 119.188 kelepgeliyor insana. Eğer felsefenin Çerçeve ae yeni çıkan kitaplann çeli Yazılar/AU Sirmen, 002.289 amacı, gerçeğin, olgunun bizim tanuım yazılan bulunuyor. Soruş'.urmada /Aziz A'esı/ı 1100, sandığımızdan çok farklı oldu117.189 Sancıtı Yıllar/Hikmet ğunu saptamaksa, o zaman deÇetinkava, 002.390 Dünya Güneyciliğe ve bir dış dunya gerçekBu hafta yeni çıkan kitaplan, lü/G. Âpollinaire/ Şiir 1.300, liğine ne gerek var? Usçu idea004.062 Osmanlı Maliyesinde Ü2m ne gune? Sağduyuyu tırmaCumhuriyet Kitap Kulubü'nün uyelerimizin postadaki gecikmeBunalım/Y. Cezar/3.025 038.029 layan kimi "usçu" sonuçlara deaylık kitap dergisi Çerçeve'nin leri en aza indirmek üzere sipaBin Tanık/Erbil Tuşalp neycilik üzerinden yaklaşmaya yeni sayısmda, ölüm yıldönü riş edebilmeieri için kod vefiyatne gerek? Baştan usçuluğu bemunde Orhan Kemal amhrken, AYEN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI nimsemek daha duz bir yol deŞıikran Kurdakul ve Nurer ğil mi? Bizim kanımız, bu sonuçUğurlu'nun aynı konuda birer ların yanlış olduğu ve bunun kiincelemesi yer alıyor. Orhan Ke DENEMEİTSCELEMEBELGEAM taptaki kimi temel uslamlamalamal ödülünü kazanmış yazarla 29.4,1986 28.5.1986 rın döngüselliğini gundeme getirnmızdan Adalet Ağaoğlu, Tarık Fiyatı diği yönünde. Ancak, yanılgılar Dursun K. ve M. Başaran'm bi Sıra Kad Kltaiın Adı/Yaıan 1 152.350 Tank Seslyle Uyanmak/Hasan Cemal 2300ve döngüsellikler bir yana, bir rer değerlendirme yausına ek 2 117.053 Bln iıtsaaArMJ Tusalp 800felsefecinin içten tutkusunu okuolarak h Itrakanlar bölümünde 3 027.052 Mki'den Oaikl'ye Türfciye/Ali Sirmen 900 runa da aşılayan, konular ve soHaldun Taner'in edebi değeri us4 027 034 Dâşunâyonım Öyteyse Vunın/İthan Seiçuk 800 runlarla bağımsız duşünce adına tünde duruluyor. Kitap Kulübü5 002 254 Ak Blz Mlefc Aydınlar/Aziz Nesin 1227 27 nıin haziran ayı yeniliklerinden 6 027 048 Dostum Muart/Natfr Nadl 800 cesarctle savaşan bu kitap, felsefe okurunda hoş bir tat bırakıyor; Kredili Satışlar ile yurt düzeyin7 152 345 12 EyUI'e Koşaradm/Cuııeyt Arcayürek 2000 insanı düşunsel açıdan uyarıyor; de açılan Temsilcilıkler üstüne 8 102 066 YuıyriUrm Gerçaty ve Mirast2/Server Tanilll 2000 aynntüı ve genis bilgi veriliyor. 9 075.112 Somba Dava»Sa«unma/Taiat Turhan 1182 düşunen kişiyi daha çok duşünmeye, felsefeye çağırıyor. Tan Oral, Kiusa Kart ve tsmaıl 10 117.181 Dar Sokakta Siyaset/Yalçın Dogan 1400 Felsefe tutkusu diye bir şey varsa, Hacıkadiroğlu buna Türkiye'de gösterilebilecek ender örneklerden biri. Henüz on yılı bile aşmayan kısa felsefe kariyeri içinde, analitik bilgi felsefesi üzerine kitap ve yazılarıyla, ülkemiz kültür yaşamına özgün ve değerli katkılar yapmış bulunuyor. Eleştirel bir yöntera ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA* aaRkâöIşıın, sunuz z ^Vlepi Siz Size Sey^iLt 7âz mısi iftrn! W 1*1 J/YQ * 29 Mayıs TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN GARfP B/R BALIK BUGÜAJ, ''G18RÛLTAR Cneo/JfCLB" APLf 6A2ETSPE, GA/?JP GÛ&JNUÇtll PEl/ grg. eAUtC yAtCANDISı HAgE/Sl YEZ. ALDI. GA2£T&OE& YAZt ŞCYLEYP/ : "CATALJ1N ICöeFEZiNDE, gALIKÇILAR/N A&MA r^KlLlP YAKALAHAU SUN^ISH ^OfZTHAGOISıSCUS', OgLONGUS) CİN Sf, PEl/ Sıe BAL/K ^Ge^ES~r ŞAf/GTT/. gU SULAK.DA RASrLAUMIYAU SUUhl£H ÇOK PAHA KJJÇÜIC SOYDA UMıT PA Çerçeve DergisVnin haziran sayısı çıkıyvr Haftanın kiîapları 50 YIL ONCE CUMHURİYET Yapağı ihracatı edileceh kontrol İktisad Vekaleti Bilhassa 935936 yılının ihracat mallarımız meyamnda mühim bir mevki işgal eden yapağılanmız bu sene standardizasyona tabi tutulmuş olarak çıkanlmasına karar vermiştır. Bunun için Ticaret Odalanna bir tamim gondererek yapağı tacirlerinin bu husustaki noktai nazarlarının süratle oğrenilerek bildihlmesıni isternıştir. Dün sabah yapağı lacirleri Ticaret Odasında toplanmışlardır Bu toplanııda 29 Mayıs 1936 Turkofis ve Oda mumessılleh de bulunmuştur. Vekaletm tamimi okunmuş ve sorulan suallere cevablar hazırlanmağa başlanmıştır. Pazartesi g"nü tekrar bir içtıına yapılarak neticenin ahnmasına çalışılacaktır. Bundan evvel yumurta, fındık ve peynirlerımizde neşredılen 19361986 birer ihraç nizarrnamesile kıstni standardızasyon ve ambalaj kaideleri taıbik edilmıştır. Bu sene zarfında ıhraç edilen yapağılarda bazı kımselerin yapmak isıediği hareketlerm İktisad Vekâletmi sıandardizasyon ışıne evvela kaı'i olarak yapağıdai başlamak istedığı,7, göstermekıedır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle