27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MA YIS 1986 HABERLER Yunanlılar memnun CUMHURİYET/U Rogers suçladı • (Baştarafı 1. Sayfada) güney kuvvet komutanngı ve Ugili iilkeler (ABD ve Yunanistan) tarafından onaylanması gerekiyor. Burada onemli nokta, plan kabul edildiği takdirde yalnız ve yalnız bir savaş durumunda işlertik taşıyabileceği. Bunun için de NATO manevralan şart değil." "Peki, böyle bir planın varlıgı orta vadeli, Yunanistan'ın Limni AdasTnın NATO içindeki statttsünü degtştirmesi için bukuki bir dayanak olustunnayacak mı?" sorusuna ise, Rogers'in karşılığı şu oldu: "Hayır, çönkii bu banş zamanı için bir şey degistinnemektedir. Tiirkiye ile Yunanistan arasındaki uyuşmazlıgı körükleyecek hiçbir şey olmayacakiır. Bu konuda benim siyasi makamlanmdan almış ol NATO Başkomutanı Limni için basın toplantısı yaptı 'NATO'da zafer kazaruhk' STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan Savunma Bakanı Yannis Haralambopulos, Brüksel'deki NATO Savunma Bakanlan toplantısında Limni Adası ile Ugili alınan sonucu, "Yunanistan'ın diplomatik basansı" oiarak nitelendirdi. Limni Adası'mn ilk kez NATO Savunma Bakanlan toplantısının tutanaklarına resmen geçtiğini söyleyen Haralambopulos, "Bu, ileride, Limni Adası'nın NATO tatbikal planlanna da dahil edileceğinin bir habercisidir" şeklinde konuştu. Toplantıyla ilgili oiarak Yunanlı gazetecilere demeç veren Yunan Sa\unma Bakanı, "Türkiye'nin ısrarlı tepkisine karşın, Limni Adası'nın NATO güciine tahsisi bu yü da elde edilemedi, ama Türkler bu kez köseye sıkıştı" dedi. Haralambopulos aynca, Türkiye'nin topraklanna yerleştirmek istediği "Harpoon" füzelerine karşı yapılan itirazlann da, NATO tutanaklanna ilk kez geçirildiğini belirtti. Öte yandan, Yunan gazeteleri, Limni konusundaki son gelişmelere geniş yer ayırmadı. Brüksel toplantısındaki demeçleri, yabancı haber ajanslannın geçtiği haberlere dayanarak veren Yunan gazeteleri, olaylan yorurnlamadı. Ancak Yunan radyo ve televizyon haberleri gibi, birkaç gazetede de, Yunanistan'ın diplomatik başansından söz edildi. "Türkiye'nin planı veto hakkı yoktur, çunkü savaş planlannı askeri karargâh hazırlar." "17 Ekim 1982'de dostum Evren'e, Rogers Anlaşması'mn değişiklik olmadan uygulanacağı konusunda verdiğim söze sadığım." duğum kesin talimatlar var. Zaten herhalde Tiirkiye savaş zamanlannda ortak düşmanımızı, yani Varşova Paktı'nı yenmek için önlem almamızdan endişe duymayacaktır. Bütüa yaptıklanmız savaş zamanı ihtimallerini düşünerek gercekieştirilrnektedir. Savaş durumunda ise ben nerede olursa olsun, erarime verilen biitün kuvvetleri kullanmakla yükiimlüyüm. Ama bu yalnız savaş durumu için geçerlidir. Limni'de zaten bir havaalanı mevcut. Fakat bu eski Genel Sekreter Luns'un da bana verdiği talimat dogrultusunda NATO altyapı harcamalarından yararlanmıyor. Bu yüzden butiin kaygılar yersiz. NATO, Turkiye ile Yunanistan arasındaki ikili sorunlan çözümleyemez. Taraflar, ancak kendileri uyuşmaya varabilirler. Zaten burada bugün bu toplantıyı yapmamızın da amacı Tiırk halkına guvence vennek." "Yunanistan hiikümeti bu anlaşmayi tam uygulama karan almışü. Ancak hemen sonra seçimler oidu ve Ynnan biikiimeti degişti. Şimdikiler, bana eger 1980'de İktktarda olsalardı, anlaşmadaki lisanı hiçbir zaman kabul etmeyecelüerini söyliiyoriar. Ben ise, Curahurbaşkanı Evren, Yunanlnar ve bentan aramda o zaman uzlastıgımız yorum tarzında bir değişiklik olmayaca|ı yolunda Evren'e söz vermiştim. Bu sözümii degiştJnnedim. Kanımca anlaşmada kullanılan Usanın yorumu ile bn aniaşmaya vanlırken, yapüan görüşmelerde knllamlan Usanın yorama baglantılıdır. Bn, bir kanunnn parlamentoda göriişnbnesine benzer. Pariamento görnşmelerinde kullanılan Usanın yonımn kannnnn yazınunın yornmn kadar önemlidir. Bn inancun degişmemiştir. Zamanında Evren ve ben ve Yunanidar anlaşmanın ne anlama gefcüginl anlammda uzlasnuştık. Bn uzlaşmanm gecerU olacaguu da dostnm General Evren'e temin etmiştim. Cumhurbaşkanı Evretfden bahsederken snnn söylemek islerim. Kendisi bir arkadaşımdır. Ve eger benim sahsıma yönden bu kampanyadan haberi olsa, mutiaka dnrdurardu. Eger istesem, Yunan bükümetinin uzlaşmasını yann saglanm. Ama bunu yapmak için General Evren'e vennis olduğum sözden dönmiış olurum. Ben bunu yapamrvonım. Amaom, «nlaynanm 1980'de, üzerinde arüaşüdığı şekilde nygnlanmasıdır. Her ild tarafla da konuştum. Çok işim oldugunu ve bu çabalarım zaman kaybı anlamına geiiyor ise bana söylemelerini rica ettim. Her ild taraf da çabalaruna devam etmemi istediler. Ben de bunu yapıyoram. Herkes de ben de hayal kınklığı için TÜRK HALKINA GÜVENCE ''Burada, bugün bu toplantıyı yapmamızm amacı, kaygüan ortadan kaldırmaktır. Dostum Evren 'in bana karşı Türk basmmda yürütülen bu kampanyadan haberi olsaydı, kampanyayı durdurmuş olacağına da eminim." Brüksel'deki diplomatik gözlemciler, General Rogers'in başkomutanlık görevini yüklendiğinden beri ilk kez bu tür bir girişimde bulunduğunu vurgulayarak bunu Turkiye kamuoyunda kendisi aleyhinde doğan "hava"yı yumuşatmak için gerçekleştirdiğini kaydediyorlar. Nitekim güvenilir diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, NATO Başkomutanı, Türk basınında kendisi aleyhinde çıkan yazılan, önceki gün öğle yemeği sırasında Ankara çıkışlı Ingiliz ve Fransız basın ajanslarının haberlerinden öğrendi. Son derece kaygılanan Rogers, bu konuda Türkiye'nin NATO nezdindeki daimi temsilcisi Osman Olcay ile görüşerek "neden böyle bir durumun ortaya çıktığını" sordu. Olcay'ın Türk kamuoyunun Limni konusunda son derece hassas olduğunu bildirmesinden sonra General Rogers, dün sabah Türk basın mensuplannı özel oiarak toplamak karan aldı. Yine bazı kaynaklardan sızan bilgilere göre, çarşamba günü Brüksel'de bulunan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet L'rug, Rogers ile yaptığı görüşmede kendisinin Limni Adası'nı Delta Ensure Planına dahil etmesini eleştirdi ve bunun Türkiye'de tepki yarattığını söyledi. Yunanistan Savunma Bakanı Yannis Haralambopulos, Brüksel'deki NATO bakanlar toplantısında Limni adası ile ilgili alınan sonucu, "Yunanistan'ın diplomatik başarısı" oiarak nitelendirdi. Bu arada, haber kaynaklarının sağlamlığıyla bilinen haftalık siyasi mizah dergisi "Pontiki", Limni Adası ve son gelişmelere, Yunan basınında yer verilmemesini eleştirdi. Pontiki, bu doğrultudaki haberlerin ancak Türk basınından öğrenildiğini belirtti ve Türk gazetelerinde bu konuda çıkan haberleri kendi yorumuyla yayımladı. Pontiki'nin, Limni konusu ile ilgili yayımladığı haber içindeki değerlendirmeye, Atina'daki siyasi gözlemciler de katıhyor. Buna göre, Yunanistan'ın ABD ile bugüne kadar açıklanmayan bir anlaşma imzaladığı ve bunun şimdi gün ışığına çıkarıldığı belirtiliyor. Limni Adası'nın "Delta ensure" kod adı taşıyan savaş planına dahil edilmiş olduğuna dikkat çeken dergi, Türkiye'nin bu plana karşı çıkmasımn, Amerika'nın, ABD Usleri anlaşmasında Türklere zorluk çıkarmasından kaynaklandığını öne sürdü. Limni Adası'nın savaş planına dahil edilmesinden sonra, adanın silahlanmasının Washington tarafından resmen kabulünden Türkiye'nin endişelenmesine "gerek" olmadığını vurguladı. "Pontiki" Amerika'nın Limni konusunda Yunanistan'ın "haklı" olduğuna inandığını belirterek, Washington'un bu yöntemle "bir taşla bir kaç kuş vurmak istedigini" öne sürdü. "Pontiki"nin bu iddialarını paylaşan siyasi gözlemciler Amerika'run, Limni konusunda Yunanistan'a bu şekilde "göz kırpmış" olmasının kendi çıkarlannı düşUnmesinden ileri geldiğinden söz ediyorlar. Amerika'run bu yoldan, Yunanistan'da bir Amerikan üssü daha elde etmek ve Yunanistan'ın tekrar NATO tatbikatlanna katılmasını sağlamak istediği, yaygın bir kanı. "Savaş planının" işlerliği için de Amerika ile Yunanistan'ın Limni Adası'nı merkez almak üzere, "ikili tatbikatlara" başlanılacağı, ortaya atılan bir başka sav. Bu arada, Brüksel'deki Savunma Bakanlan toplantısında alınacak sonucun, beklenenden farklı olmadığını vurgulayan gözlemciler, böylelıkle gerek Turkiye, gerekse Yunanistan'ın özellikle Limni konusunda bir kez daha "önemli diplomatik başan kazandık" deme haklanna sahip olduklanna dikkati çektiler. "ABD'nin çevik kuvvet konusundaki görüşüne katılmıyorum. NA TO tesis ve havaalanları, ittifak dışı müdahale için ancak bu ülkeierin onayıyla gerçekleşebilir." deyim. Ama Ynnan hükimeti anlasmayi uygulamayacagını bildirdi diye bir gazetenizin yazdıgı gjbi istifa etsem ne degişir. Yapmam gereken, bir çozüm bnlmak ve 1980'de nzlaştıgımız yornm taranda bir nygnlama saglamakUdır. Bn anlaşma görnsmeleri yapılırken iyimserdim. Şimdi de antoynanm tam oiarak nygtuanabüecegi konusunda aynı derecede iyimserim." Çevik Kuvvet için A B D t u t u m u n u d e s t e k l e m i v o r u m "ABD Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle, ülkesinin Ortadoğu'ya müdahale için kullanacağı Çevik Kuvvet'in harekete geçmesi durumunda bütün müttefik ülkeierin askeri tesislerinden ve havaalanlanndan otomatikman yararlanacağını söyledi. Siz hem NATO Başkomutanı, hem de ABD'nin Avrupa'daki kuvvetler komutanı oiarak bu konuda ne diyorsunuz?" şeklindeki soruya Rogers, şu karşılığı verdi: "Ben bu görttşe katılmıyorum. Tiirkiye de dahil olmak iizere ittifak ülkelerinde bulunan bütün NATO tesis ve havaalaırian, alan dışı müdahale için ancak bu ülkeierin onayıyla gerçekleşebilir. Turkiye, bu konuda zaten çok duyarlıdır. Çeşitli defalar tutumunu ortaya koymuştur. Bu yüzden ben ABD'nin bu görüşüne katılamam." LinnıiŞe ABD deniz piyadeleri "Ddta Ensure" planının henüz güney kuvvet komutanbğınca onaylanmadığını yeniden kaydeden Rogers, plana göre, savaş durumunda bir tugay Amerikan deniz piyadesinin kendi taktik hava kuvvetleriyle birlikte adaya yerleşmesiriin planda ongörüldüğü söyledi. General Rogers, "Limni, ittifak için bu kadar önemli mi?" sorusunu "TürkYunan anlaşmazhğmda hiçbir şekilde taraf değilim, ama Türk basını da buna yardımcı olmalı." Aynı şekilde Milli Savunma Bakanı Zeld Yavuztürk'ün önceki gün Brüksel'de ABD Savunma Bakanı Caspar VVeinberger ile yaptığı ikili temasta Limni sorununu gündeme getirmesi ve adanın plandan çıkartılması için Rogers ile konuşmasını söylemesi, NATO Başkomutanı'nın dünkü beklenmedik girişiminde etken oldu. Gözlemciler, Rogers'in dünkü basın toplantısıyla Türk kamuoyu nezdinde bir "puan toplama" hareketine giriştiğini belirtiyor ve Amerikalı generalin ashnda, son tahlilde kendi görevini yerine getirdiğini, ancak Limni konusunda Türkiye'nin çok hassas olmasından dolayı tepkiyle karşılaştığına işaret ediyorlar. Ancak General Rogers tarafından dün yapılan yazılı açıklamada Türk basınında yer alan haberlerin Turkiye Dışişleri Bakaniığı tarafından yonlendirildiğinin "istihbar edilmesinin" belirtilmesi, NATO Başkomutanı'nın bundan çok hoşnutsuzluk duyduğunun ve "gocundugunun" göstergesi. "Türk basını, istifa etmemi istiyor. Halbuki istifa edersem, sorun çözülecek mi? Çünkü Yunanistan 'ın tutumunda bir değişiklik yok." ise, "Bilmiyorum, bunu, güney kuvvet komutanlığı karar verdigi zaman göreceğiz" sözleriyle yanıtladı. Rogers, Türkiye'nin söz konusu planı veto hakkının bulunmadığını, çünkü savaş planlannı askeri karargâhlann hazırladığını da belirtti. D o s t u m Evren'e a s k e r sözünı Daha sonra Yunanistan'ın yeniden NATO'nun askeri kanadına dönmesi ve "Rogers anlasmasının" uygulanması konusunda ise ittifak başkomutanı şunları söyledi: "Bana yardım edin" Basın toplantısının bitiminde Türk gazetecilere hitap eden Ueneral Rogers, "Şimdi bana TUrk dostlanmın beni anlaması için yardımda bnlunup, biç olmazsa Cumhurbaşkanı'nın beni anlaması için, hiç olmazsa o durumu bilsin" dedi. IJııuıi krizi Aııkara^ya ııasıl ıılaştı SEDAT ERGİN ANKARA Limni'nın NATO kuvvet hedefleri programına konulmak istenmesi nedeniyle, geride bıraktığımız günlerde NATO'da yaşanan kriz, Ankara'da ABD Büyükelçiliği ile Dışişleri Bakaniığı arasında yoğun bir diplomatik trafîğe yol açtı. Bu konudaki hareketlilik, geçen hafta perşembe akşamı (15 mayıs), ABD Büyükelçisi Robert StrauszHupe'nin Çankaya'daki konutunda verdiği resmi bir yemek sırasında, ABD Dışişleri Bakanı George Shultz'un bir mesajının büyükelçiliğe gelmesiyle başladı. Mesajda NATO Savunma Planlama Komitesi toplantısında görüşulecek kuvvet hedefleri programında yer alan künyasal silahlann yeniden' üretimine iüşkin bölüme Yunanistan'ın koyduğu rezervin kaldırılmasını sağlamak amacıyla bulunacak bir formül için Türkiye'nin ikna edilmesi isteniyordu. Mesajın Türk Dışişleri Bakanı'na ivedilikle iletilmesi bildirilmişti. Kimyasal silahlara konan rezerv ile Türkiye'nin ne ilgisi vardı? Bağlantı, Yunanistan tarafından kurulmuştu. Kuvvet hedefleri programında Limni'ye ilişkin bir atıf yapılmasına Türkiye'nin itirazı engellenmedikçe Yunanistan, ABD'yi yakından ilgilendiren kimyasal silahlara kuvvet hedefine koyduğu rezervi kaldırmayacaktı. Dolayısıyla kimyasal silahlar programının geçmesi için bulunacak formül, Türkiye'nin Limni konusundaki görüşünden geri adım atmasını esas almaktaydı. StrauszHupe, büyükelçilikten gelen haber üzerine konuklann meraklı bakışlan arasında telaşla yemek masasından aynldı ve teİefona koştu, aynı saatte Halefoğlu da yeni taşındığı konutunda küçük bir davetli grubuna yemek vermekteydi. Halefoğlu'na telefonla ABD Büytikelçisi'nin kendisini aradığı bildirildi. StrauszHupe, Shultz'un ashnda Limni'ye ilişkin Türk itirazının geri alınması anlamına gelen mesajını bakana iletti. Kulise yansıyan bilgilere göre ABD Büyükelçisi, Halefoğlu'na Shultz'un da kendisini telefonda arayacağını haber vermişti. Ancak o akşam Shultz'un da kendisini telefonda arayacağını haber vermişti. Ancak o akşam Shultz'dan telefon gelmedi. Acaba bunda Halefoğlu'nun StrauszHupe'ye verdiği yanıtın rolü var mıydı? Bu husus açıklık kazanmış değil. Halefoğlu veStrausz Hupe,teJefon konuşmasının hemen ertesinde (cuma sabahı) Dışişleri Bakanlığı'da bir araya geldiler. ABD Büyükelçisi Washington'un "rica"sını açıkladı: "Kimyasal silahlara ilişkin kuvvet hedefinin NATO'dan rezervsiz geçmesi, özellikle Kongre açısından büyük önem taşıyor. Yunanistan'ın bu konuda koyduğu rezervi geri çekmesini saglayabilecek bir formül konusunda anlayışlı davranmanızı bekliyonız..." NATO Genel Sekreteri Lord Carrington'un Atina ziyaretinden sonra geliştirilen formül, önceden Ankara'ya iletilmişti. Buna göre Limni, Yunanistan'la ilgili kuvvet hedefinde açıkça yer almayacak, ancak kuvvet hedefleri belgesinin kabul edildiğine ilişkin NATO karar belgesine. "Yunan ve Türk temsilcilerinin Limni konusundaki görüşleri dinlenmiştir" şeklinde küçük bir not düşulecekti. Böylelıkle Yunanistan, Limni'yi bir NATO belgesine sokma yolunda ilk kez kapıyı aralamış olacaktı. 'Ricanın Tiirkiye açısından doğurdugu siyasi sonuç buydu. Halefoğlu, ABD Büyükelçisi'ne şu karşılığı verdi: " 1 Yunanistan kimyasal silahlarla Limni arasında bağlantı kurarak açıkça şantaj yapmaktadır. Bu iki konu arasında en ufalc bir bağlantı yoktur. Bunun için bize geleceğinize, bu şantajdan vazgeçtnesi için Yunanistan'ı ikna etmeniz, herhalde çok daha isabetli olacaktır. Yunanistan'ın, şantaj yoluyla tatmin edilmesi için NATO mekanizmasının istismar edilmesine izin verilmemelidir. 2 Kimyasal silahlarla Limni arasında bağlantı olmadığı bir tarafa dolaylı ya da dolaysız bir şekilde Limni'ye bir NATO belgesinde atıf yapılmasını kabul etmemiz, kesinlikle mümkün değildir. 3 NATO'nun güneydoğu kanadındaki boşluğu gidermenin yolu, bu tur formüller değil, NATO'nun kabul ettiği bir uzlaşı formülü olan Rogers Anlaşmasının uygulanmasından geçer; dolayısıyla ABD yonetiminin çabalarım bu yönde sarfetmesi yerinde olacaktır. 4 ABD, Turkiye ile Yunanistan'a eşit davranmahdn". Limni gibi bizim açımızdan hayati önem taşıyan bir konuda Türkiye ile Yunanistan'ın arasından çekilin" Halefoğlu'nun bu uyansından sonra ABD Büyükelçisi StrauszHupe, Dışişleri Bakanhğından "eli boş" aynldı. İş burada bitmedi. Brüksel'deki NATO merkezinde Lord Carrington ve ABD delegasyonuna söz konusu formülün değişik şekilleri geliştiriliyor ve kabul edilmesi için Türk delegasyonu üzerinde yoğun bir baskı uygulanıyordu. Her seferinde formülün bir ya da iki sözcüğü değiştiriliyor ve yeni bir reçete oiarak sunuluyordu. Ancak hepsi aynı kapıya çıkıyordu. Formül denemeleri, geçen çarşamba akşamına kadar sürdü. Bu arada Ankara'daki ABD Buyükelçiliği de NATO'da dolaşan formüllere Ankara'da destek aramak için Dışişleri nezdinde surekli sondajlar yapıyordu. Ancak Dışişleri direniyor, her seferinde "Türkiye'nin Limni'ye ilişkin görüşünden tek bir adım geri gitmeyeceği" yanm veriliyordu. Tansiyon, perşembe günü başlayacak olan savunma planlama komitesi toplantısından bir gün öncesinde (çarşamba) had safhaya ulaştı. Son kartlar oynanıyordu. ABD Büyükelçisi StrauszHupe, çarşamba günü merkezden gelen talimat üzerine son bir kez Halefoğlu nezdinde denemeye girişti. Bakan kendisini akşam saatlerine doğru kabul etti. Görüşmede Washington'un "rica"sı bir kez daha iletildi. Dışişleri Bakanının yanıtı bu kez daha sert oldu. Halefoğlu, "Turkiye, kendisi açısından hayati önem taşıyan Limni konusunda gerüememek için her şeyi goze almaya hazırdır" dedi. Halefoğlu'nun bu yanıtında Türkiye'nin gerekirse bütün NATO kuvvet hedefleri planını engelleyebileceği yolunda açık bir tehdit havası vardı. ABD Büyükelçiliğinin yazgısı değişmedi. Halefoğlu'nun yanından ikinci kez de "eli boş" aynldı. Yunanistan, kimyasal silahlara ilişkin kuvvet hedefinden rezervini çekti, karşıhğında ABD'den bu konuda herhangi bir taahhut alıp almadığını ise açıklık kazanmadı. İşin bu perdesi aydınlanmasa da Ankara, perşembe günü rahat bir nefes aldı. Yaklaşık bir hafta suren Limni bunahmı, bir kez daha "kazasız" atlatılmıştı. Dışişleri Bakaniığının ust düzey bir yetkilisine göre, yaşanan gelişmeler sonucunda bir Alman özdeyişini hatırlatmak mümkündü: "Talih, kartlannı dağıtmakta, diplomasinin aktörleri ise bu kartları oynamaktaydı..." Ancak bu kartları oynarken, Türkiye'nin Limni konusundaki hassasiyetini anlayamamak için galiba Amerikan Büyükelçisi olmak gerekiyordu... Ingilizler: Fon cazip (Baştarafı 1. Sayfada) Türklngiliz savunma sanayii semineri dolayısıyla Ingiliz savunma alımları ile görevli Devlet Bakanı Norman Lamont ile gelen lngiliz firmalarının yetkilileri, ANKA'nın sorulannı yanıtlarken, fona büyük bir ilgi duyduklannı ifade ettiler. MARCONI COMMUNICATIONS: Heyette yer alan 15 firmadan Marconi Communications'ın temsilcisi, fonu "altın bir olanak" oiarak değerlendirdi. Halen Türkiye'de 1 milyon dolarlık ihale için teklîf verdiklerini ifade eden Marconi Communications yetkilisi, "Fon ile herkesin yaranna bol miktarda olanaklar yaratıldı" şeklinde konuştu. Firmanın Turkiye'deki yatırımlar konusunda "hevesli" olduğunu da belirten Marconi Communications yetkilisi Turkiye'deki iş çevrelerinde gözlenen hevesin kendileri için çok olumlu bir işaret olduğunu da ifade etti. MARCON1 RADAR: Heyette Marconi'nin başka bir yan kuruluşu olan Marconi Radar yetkilisi, ANKA muhabirine 10 yıl için öngörülen 11 milyar dolarlık savunma sanayii projesinin yabancı firmalar açısından "çok çekici" bir olanak yarattığını söyledi. Marconi Radar yetkilisi, "Marconi, Turkiye de artık satma ve yatınm yapmanın adeta eşanlamlı iki faaliyet haline geldiğini anlamış bulunuyor. Ancak bu durum heyette temsil edilen diğer firmalar tarafından ne ölçüde anlaşıldı, ondan emin degUim" dedi. PLESSEY: Elektronik alanında da faaliyet gösteren Plessey firmasının temsilcisi ise şirketin, fonun işlevi konusunda daha çok bilgi edinmeyi arzuladığını söyledi. Plessey yetkilisi, "Özellikle fonun uzun vadeli yatınm faaliyetleri açısından nasıl işleyeceğini merak ediyoruz" şeklinde konuştu. HAWKER SIDDLEY: Uzun bir süreden beri Türkiye'ye pahalı malzeme ve ekipmanı satan Havvker Siddley firmasının temsilcisi ise, Savunma Sanayii Fonu'nun yabancı firmalar açısından yarattığı olanaklardan fazla etkilenmiş görünmüyor. ÂNKA muhabirinin sorulannı yanıtlarken, Hawker Siddley temsilcisi, şirketinin Türkiye'de yatınm yapıp yapmayacağı konusunda emin olmadığını ifade ~ etti. Yetkili, Turkiye'deki mevcutî kuruluşların, firmasının, urettiÇ ği mallann imalatuu gerçekleştirj me kapasitesinde olmadığını dav öne sürdü. Ji F E R R A N T I : Heyette dört ki£ şiyle temsil edilen lngiliz elektro ^ nık sanayii kuruluşlarından Fer ? ranti fırmasımn bir yetkilisi i s e j özellikle geziye Savunma Sana g yii Fonu'na duydukları ilgi nede ,£ niyle katıldıklanm, amaçlarının ;< fonun yarattığı olanaklann bir'", değerlendirmesini yapmak oldu \ ğunu da belirtti. * İNGtLİZ HÜKÜMETİ ? "ENGELt" •? Bu arada, geziye katılan ve 2 adının açıklanmasını istemeyen ? bir lngiliz işadamı, Turkiye ile Z yapüan işbirliğinin arttınlmasına J en "büyuk sorun"un İngiliz hü ^ kümetinden kaynaklandığını s. söyledi. tşadamı şöyle dedi: "Thatcher hükümeti, Türkiye'ye yönelik ihracat kredi limitini yükseltmesine karşın, faiz oranlannı düşürmedi. Bu, bizim için en büyük zoriuklardan birini oluştunıyor." Norman Lamont ve berabe ! rindeki lngiliz işadamları İstanbul'da da işadamlan ile görüşmelerini sürdürdü. Istanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuh Kuşçulu'yu ziyaret eden konuk bakan Norman Lamont, konuşmasında, Turkiye1 ye savunma ve tedarik işleri ile görevli devlet bakanı oiarak geldiğini, Başbakanı Thatcher ile yaptığı telefon görüşmesinde ise bakaniığının değiştirilerekMaliye Bakanı olduğunu öğrendiğini belirtti. Lamont, gerek Milli Savunma, gerekse Maliye Bakaniığı sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinin yakın takipçisi olacağını belirtti. TUrk ekonomisinin dünya ekonomisi ile rekabet edecek düzeye geldiğini müşahede ettiklerini belirten bakan, "Modemleşmede ve kalkmmamn her alanında, tngiliz müteşebbisler Türk müteşebbislerie işbiriiğine hazır" diye konuştu. (Baştarafı 1. Sayfada) rununun çözümlenmemesi halinde, Turkiye ile Yunanistan arasında "kaia" ile bir savaşuı çıkabileceğini söyledi. Mitsotakis, Turkiye ile Yunanistan'ın, taraflara sonunda "felaket" sonuçlar getirmemesi için, karşılıkh görüşmelere başlamalan gerektiği görüşünü savunarak, Başbakan Papandraı'nun Türkiye'ye ilişkin politikalannı da onaylamadığını belirtti. Mitsoukis şöyle konuştu: "Şahsen ben ve partim, Tiirkiye ile bir diyalog başlanlmasndan yanayız. Bu karşüıklı göriişmeler, taraflarca iyiniyetle baslatılmalı ve sürdürülmelidir. A>nca bu göriişmeler de karşılıkh mevcut anlaşmalara dayalı ve her iki tarafın toprak bütunluklerine saygılı bir biçimde olmalıdır. Şu anda söyledigim politikalara uyulmasını yülardır savunuyor ve ısrarla belirtiyorum. Ancak Papandreu bu politikalara uymuyor. Bu nedenle de Papandreu'nun Tiirkiye ile Ugili izlediği Limni silahlanmalı Silah (Baştarafi 1. Sayfada) leri ABD özel sektörü temsilcisi oiarak görüyor ve bu konunun dışında tutuyorum" dedi. Konuk heyet başkanı ABD Savunma Hazırlık Derneği temsilcisi Nelson Jackson da yaptığı konuşmasında, Savunma Sanayi Fonu'na değinerek, "Bu fonu kurmakla çok iyi ettiniz" şeklinde konuştu. "Türkiye'ye elbette kâr için geliyoruz ve bunu söylemekten utannuyorum" diyen Jackson, Türk tarafından katılanların azlığından yakınarak, "Burada daha çok firmanın temsilcisini görmek isterdik" dedi. Heyet Başkanı Jackson'ın "Teknoloji transferi ihtiyatlı olacaktır" sözüyle noktaJadığı konuşmasının ardından, Türk firma temsilcileri söz alarak bu konudaki kaygılannı dile getirdiler, sorular yönelttiler. "En yeni ve gelişmeye açık teknolojiyi getirebilecek misiniz?", "Getirdiginiz teknolojiyi bizimle paylaşacak mısınız? Ya da yalnızca bizim hammaddelerimizi mi işleyeceksiniz?", "Mevcut tesisieri işietmeye yönelik çauşacak mısınız?" şeklindeki sorulara, Nelson Jackson şu yanıtlan verdi: "Eger patent hakkımız garanti edilirse, izin verilen en yeni teknolojiyi getireceğiz. Bu teknolojiyi hem kendi yatınmlanmızda, hem de ortak yatınmlarda kullanacagız." Jackson, daha sonra Atatürkün "Benim hayatımın amacı, ülkemin refahıdır" şeklinde bir soz söylediğini hatırlatarak, "Kemal adının da kusursuzluk anlamına geldiğini biliyorum. Ve tüm temaslanmda, TUrk işadanunın Atatürk'ün yolunda kusursuzca ilerlediğini gördüm" dedi ve ekledi: "Limni bunalunıyla bizi kanştırmamanıza da sevindim." Bayram GAZETESİ Bayram gilntert yurdumuzun har yerlnde olcuyabHac«âlnlz oazato İSTANBUL BAYRAM GAZETESİ'dlr. itan verarak yOksek nra|mdan yararlafMibil«c«Oln y g O to t gazato, ott«t bMkılı İSTANBUL BAYRAM GAZETESİdlr. İSTANBUL Adres OazMecıfer Cemıyetı CağaloğfuİSTANBUL fe/. 522 12 22 522 54 08 526 80 46 Ankara Temsılalığt: liinus Cad 5ft^5 Tel 26 62 77 politikaları onaylamıyorum." İngiltere Muhafazakâr Parisi1 nin konuğu oiarak Londra'da bir dizi temaslarda bulunan Yeni Demokrasi Partisi Genel Baskanı Konstantin Mitsotakis, TürkYunan anlaşmazlıklannın temelinde Kıbns sonınunun bulunduğunu ısrarla vurguladı. Yeni Demokrasi Partisi Lideri Mitsotakis, Kıbns konusunda ödün yerme sırasının Türkiye'ye geldiğini ve bu sorunun çözülmemesi sonucu Turkiye ile Yunanistan'ın bir savaşa girebileceğini öne sürerek görüşlerini şöyle açıkladı: "Kıbns konusunda Tiirkiye, makul ve mantıklı bir tutum ve tavır içinde olduğunu sergilemelidir. Aynca unutulmamalıdır ki, 1974'te Kıbns'ın işgali ile Turkiye, Kıbns Rumlanna haksızlık etmiştir. Inanıyonım ki, Kıbns konusunda bazı ödünler verme arası şimdi Türkiye'nindir. tnancım ve görüşüm odur ki, mevcut krizin devanu halinde sonınlar giderek artacak. Her iki taraf da her ne kadar arzu etmese bile, Tiirkiye ile Yunanistan arasında (kazs) ile bir savaş çıkabilecektir. tki ülkenin eninde sonunda bir savaşa tutuşabilecegini düşündüğümden, bunu, hemen bir diyalogun başlaması için bir neden oiarak görüyorum." Konstantin Mitsotakis, Limni Adası'nın siiahlandırılması konusunda ne düşündüğü yolundaki bir soruya da "Yunanistan'ın Limni'yi silahlandırması uluslararası hukuk kurallan çerçe\esüıde meşru hakkıdır. Limni'yi silahlandırmak bizim yttzde yüz hakkımızdır" kaşılığını verdi. Ancak Mitsotakis, bu uluslararası hukuk kurallannın neler olduğu yolundaki bir başka soruyu cevaplandırmaktan ısrarla kaçındı. BRÖf 24 mayıs cumartesi Saat: 15.00 18.00 KITAP ÇARŞISI İLHAN SELÇUK ASLAN B. KAFAOĞLU ATİLLA ÖZKIRIMLI SÜREYYA BERFE GÜNEŞ DİKDURAN kitaplarını imzalıyor, kitapseverlerle söyleşiyor Yer: Bakırköy Santral Mağazası, İncirli Cad. 27/2 İLAN İSTANBUL 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 985/613 Asağıda isim ve adresi yazılı bulunan şahsın bilinen adresinde tebligat mümkün olmamış adresi tespit edilememiş, ara karan gereğınce tebligat ilanen gazete ve mahkeme dhanhanesine asılmak suretiyle yapılmış, buna rağmen davalı gelmemiş, kendisini temsıl ettirmemiş olmakla bu defa HUMK 377. maddesi uyarınca tayin edilen gun ve saatte mahkemede hazır bulunmamz tebliğ olunur. Hazır bulunmadığınız takdirde yargılamayaya yokluğunuzda devam edileceği ve hüküm verileceği ilanen tebliğ olunur. 16.5.1986 Davalı: Mehmet Reşiı Küçukoglu, Kara Meydaıı Çıkmazı No: 20 Şanlıurfa Duruşma günü ve saati: 3.6.1986 13.30 Basın: 6034 ILAN İSTANBUL 2. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1985/187 Esas Davacı: Mustafa Kemalettin Durgun Davalı: Temel Sayın Levazım Subaylar Sitesi, 2. Kısım C. Blok No. 13/4 Zincirlikuyulstanbul Dava: Alacak Taraflar arasında devam eden alacak davasmda, davalınm adresi meçhul oldugundan dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğiae karar veriunisür. Bu ilanın neşir tanhinden 20 gün sonra başlamak üzere dava dilekçesine 10 gün içinde cevap vermeniz gerektiği 17.6.1986 günü saat 10.30'da mahkemede hazır bulunmadıgınız veya bir vekil göndermediğiniz ukdirde davanın gıyabınızda devam edeceğı hususu tebliğ olunur. Basın: 6106
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle