27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tilmiştir. Burada salnızca iki ornek vermekle yetineceğiz: "Asgari ücret, komis>on aracılığıyla ücretin en az sınınnın belirtilmesini ifade eder. Bö>lece sosyal yardımlarla ilgili hukümlerin en az ücrel kavramının dışında >er alacağı açık seçiktir" Memurlara odenmekte oian yakacak yardımının asgari ucretle ilişkilendirilerek aylığı asgan ucrete tamamlayan bir öge olarak kabul edilmesi ise Anayasanın 55. maddesıne aykırı clmanın dışında, ayrıca Anayasanın 10. ve 2. maddelerinde de aykırı duşmektedir. 657 sayılı Yasanın 251 sayılı Kanun Hukmünde Kararname ile değişik 146. maddesinin son fıkrası "Bu kanun gereğince ödenecek a>lık ile yakacak yardımının besaplanacak brüt tutan toplamı... asgari ücretin aylık tutanndan az olamaz" hukmuyle yakacak vardımını ustelik hukuk sistemimız açısından kabul edilemez bir hesaplama yontemiyle asgari ucret kapsamı içine almaktadır. Bu huküm yukarıda da açıklamaya çalıştığımız gibi Anayasanın 55. 10 \e 2. maddelerine aykırıdır. Ayrıca bu hesaplama yöntemı, hukuk sistemimize de busbütun aykırı duşmektedir. Önce bu son noktavı biraz açalım: Bilindıği gibi 193 sayılı Gelir Vergisi Yasasının 24. maddesinin 4. bendı yakacak vardımı gider karşılığı sayarak gelir vergisinden istisna etmiştir. Ozel yasasının vergi dışı tuttuğu ve gider karşılığı kabul ettiği bir ödemenin. bir başka yasayla vergi matrahı olarak kabul edılmesinin hukuk açısından kabul edilebilirliği ve geçerliliği nasıl savunulabılir? Zaten 65^ sayılı Yasa da yakacak yardımından gelir vergisi kesileceği hukmunu getirmemekte, ancak asgari ücretin altındaki aylıkların asgari ücret düzeyine çıkarıhnış sayılabilmesi icin ve yalnızca bu durumdakı memurlara ozgü olmak üzere, yakacak yardımının hukuk dilindeki anlatımıyla "hesaben" ya da "ka>den" brüt tutarımn dikkate alınmasını öngormektedir. Bu şekilde odemeyle ilgili olmak sızın "kayden" ücret hesaplamaları yapılabilecekse uygulamada pek çok sorunun, hem de pek haklı olarak çıkanlabileceğinin kabul edilmesi gerekir. Örneğin bir toplu iş sözleşmesinde "işciye 225 saat çalışması karşılığında ödenen ücretin ikiyle çarpımı asgari ucretten az olamaz" yolunda bir madde yer alsa, 657 sayılı yasadaki bu hesaplama yontemi ortadayken toplu iş sözleşmesinin bu hükmü hangi gerekçeyle ıptal edilebilecektir? EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI Yakacak yardımı, yasanın 155. maddesine göre hesaplanan aylığı asgari ücretin altında bulunan memurlar için brut, asgari ücretin ustünde olanlar için net olarak hesaplanmaktadır. Bir ödemenin aynı statudeki bazı yurttaşlar için brut, bazı yurttaşlar için net olarak hesaplanması yasalar önünde herkesin eşit olduğu yolundaki Anayasanın 10. maddesi hukmune açık bir aykırılıktır. Sorunun bir başka yanı da damga vergisiyle ilgilidir. Aylığı asgari ucretin üzerindeki bir memurdan 18.500 TL. yakacak yardımı karşılığı 74 lira damga vergisi kesilmekte, asgari ucretin altında aylık alanlarda brut 24.666 liraya ulaşan yakacak yardımı için 99 lira damga vergisi kesilmesi gerekmektedir. Düşük aylıklı memurdan 25 lira daha fazla damga vergisi kesiliyorsa bu durum hukuk mantığı içinde açıklanabilir mi? Yok bu fark kesilmiyor, duşük aylıklı ucretliler de 18.500 TL. uzerinden damga vergisi ödüyorlarsa, 488 sayılı Damga Vergisi Yasasının 1 sayılı tablosunun IV/h maddesi hukmü (vergi hukukundaki özel ifadeyi kullanmak için boyle söyluyoruz) uygulanmıyor demektir. Butün bunlan, 657 sayılı Yasa'nın 146. maddesi son fıkrası hükmünun hukuk sistemimize ne kadar uymaz ve aykırı olduğunu örneklemek için yalnız bunun için yazdık. Anılan maddenin Anayasaya aykırılığı sorununa gelince: Bugün 15. derecenin 1. kademesindeki bir devlet memurunun brüt aylığı 380 göstergenin katsayı ile çarpımı olan 21.280 liradır. Bu aylık yürurlükteki asgari ücretin neredeyse yarısı tutarındadır. 657 sayılı Yasanın 147. maddesindeki ifadeyle bu aylık "memura hizmet karşılığı ay itibariyle ödenen" parayı ifade etmektedir. Asgan ücretin yarısı kadar bir ucreti "hizmeti karşılığı" memura aylık olarak vermek, yalın bir anlatımla asgari ücretin yarısı kadar bir ucretle memur çalıştırmak demektir. Asgari ücretin altında memur çalıştırmak Anayasanın 55. maddesine açık bir avkırılıktır. Bu aylığı asgari ücret düzeyine çıkarabilmek için 657 sayıh Yasanın 146. maddesine gore "aylık ile yakacak yardımının brüt tutan toplamımn" dikkate alınması ise Anayasanın hem 55. hem de 10. maddelerine aykındır. Zira, 15. derecenin 1. kademesindeki memur 21.280 lira aylık almakta, bu aylığı yakacak yardımının brut tutan ile ancak asgari ucret düzeyine çıkabilmektedir. Asgari ücret duzeyinin altında çalıştırma olanaksız olduğunagöre 15. derecenin 1. kademesindeki memur, aylığını asgari ucretten alıyor ancak bir sosyal yardım olan yakacak yardımından fiilen yararlanamıyor diye düşünulebilir. Bu durum da, "devlet çalışanlann sosyal yardımlardan yararlanabilmeleri için gerekli tedbirleri alır' hukmunu taşıyan Anayasanın 55. maddesine aykındır. Yakacak yardımının bir sosyal yardım olduğu ise 657 sayılı Yasa'nın Sosyal Yardımlar başlığını taşıyan "VI. Kısım"mda yeralmasından da bellidir. 22 MA YIS 1986 Memur Ay lıklar mda Anayasaya Aykırılık 657sayılı yasanın "Ödenecek aylık ile yakacak yardımmın brüt tutarımn toplamı... Asgari ücretin aylık tutanndan az olamaz hükmünü taşıyan 146. maddesinin son fıkrası asgari ücretin altında memur çalıştırılmasına olanak verdiğinden ya da bazı memurların yakacak yardımından yararlanmamaları sonucunu doğurduğundan anayasanın 55, 10 ve 2. maddelerine aykındır. PENCERE 12'den 12'ye Ali... Masamın üzerinde iki kitap var Biri "On İki'den On İki'ye Tur. kiye", öteki "Kelepçeli Yazıl&r..." Birincisi Ali Sirmen'in, ikincisi yine Ali Sirmen'in ya da namı diğer Samim Lürfü'nün. Bu iki kitap hem bir, hem aynı bu iki kitabı hem bir kişi yazmış, hem iki kişi... Nasıl oluyor bu? • Soruyu yanıtlamadan önce, Uruguaylı yazar Galeano'nun son kitabından bir alıntı yapmak isliyorum. Yazar son günlerde dilimize çevrilen güncelerinin önsözünde diyor ki: ' Gazetecilik, yarartı olmasının yanı sıra, insana belirli bir bakış açısı, gerçeği irdeleme ve duyumsamayı kazandınr. Herşeyden önce hakkı verilerek yapılmış bir gazetecilik, etkin bir edebiyat biçimidir. Ancak bu, yapılan her gazeteciliğin iyi edebiyat olduğu anlamına gelmez. Benim için iyi olanı, okunduğunda yaratıcılığı zincirlerinden boşaltan, imgelemi ve bilinci costuran, kısacası etkin bir edebiyattır. Okunduğunda insanı yineleten, onu beslemeksizin, zenginleştirmeksizin biraz olsun değiştirmeyen de, ne denli iyi bir biçimde yazılırsa yazılsın kötü edebiyattır." (Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri). Bu açıklamada "edebiyat"\ bir yana bırakıp söyleneni doğrudan kavramaya yöneldiğimizde insanı zenginleştiren, değiştiren ve yaratıcılığı körükleyen her yazının değerii olduğunu belirtebiliriz. Böyle yazılar yazmak kolay değildir ve ister bir gazetede, ister bir dergide, ister bir kitapta çıkmış olsun, o yazı işlevini yerine getirir. Ali Sirmen'in yazılarında bu işlevin devinimini duymak kolayiaşıyor •k Oktay Akbal'ın dediği gibi "yazmak yaşamaktırf' Yazıyia yaşam arasına kimse giremez. Girse girse yazann kendisi girebilir. Kalemi eline alan yazar, bir ülkede baskı rejimi ne denli ağır olursa olsun yazacağını yazabilir, amacına ulaşabilir, söyleyecegini belki özgürlük rejimlerinde olduğundan daha etkili ve etkin biçimde dile getirebilir. işte bu noktada J.P. Sartre'ın ünlü sözü anımsanabiîir. Sartre: ' Hiç bir zaman' demişti "Alman işgali altında okjuğumuz kadar özgür değildik." Çelişkili görünen bu söz bir doğruyu vurgular; Samim Lütfü'nün doğrusunu. Çünkü Samim Lütfü, bildiğiniz gibi cezaevinde doğmuştur. Ali Sirmen'in tutuklu bulunduğu dönemlerde takma adla yazdığı yazılar okurun karşısına Samim Lütfü kimliğiyie çıkmıştı. Herkes soruyordu: Kim bu Samim Lütfü? Samim Lütfü, Ali Sirmen'di; ama Samim Lütfü, Ali Sirmen olamazdı. Çünkü her yazar yaşadığı dünyadan etkilenir; yazann iç ve dış dünyasının bağdaştığı yerde yazılır yazı... Bu yelpaze, bunalımlı dönemlerde yaratıcılığı soluklandırmak için açılır, kapanır. Bir yazarı cezaevine tıktığınız zaman, o artık yeni bir kişilik kazanmıştır. Dört duvar arasındaki yaratıcılığın yüzyıllar boyu açıklanamayan gizemi de budur; Samim Lütfü ile Ali Sirmen arasındaki bağıntıyı açıklayan birlik ve ayrılık özdeşliği de budur. • Ben kendi hesabıma Ali Sirmen'in her iki kitabını ayrı bir tatla okudum. Samim Lütfü'yü bize kazandıran baskı rejimine teşekkür etmek mi gerekir? diye düşündüm. Buna karşılık "hakkı verilmiş bir gazeteciliğin" çağdaş ve etkili işlevinin önemini bir daha duyumsadım. Öğrenciliğinden beri tanıdığım Ali Sirmen'in 12 sayısıyta arası yok. 12 Mart döneminde Ali hapse girdi; 12 Eylül döneminde talih mi diyeyim, talihsizlik mi, yine Ali'yi buldu. Geleceğin 12'sinde, Ali Sirmen'in yazılarını dilerim Samim Lütfü yazmasın... AYHAN BAŞARAN 1982 Anayasasınm 55. maddesi ücretlerle ilgili genel bir duzenleme yapmakta, asgan ucretten sözetmektedir. Maddenin konumuz açısından en onemli ozelliği, ucretle sosyal yardım kavramlannı birbirinden ayırmış olmasıdır. Maddeye göre ücret emeğin kavramlarını birbirinden ayırmış olmasıdır. Maddeye gore ücret emeğin karşılığıdır ve çalışanların yaptıkları işe uygun, adaletli olmalıdır. Bu tanıma gore Anayasa ucrete uç işlev yuklemiştir: 1) Emeğin karşılığı olma 2) yapılan işe u>gun olma 3) adaletli olma. Ayrıca madde, devleti, çalışanların sosyal yardımlardan yararlanmalan için gerekli onlemleri almakla gorevlendirmistir. 657 sayılı Yasanın ödenecek aylık ile yakacak yardımının brut tutarımn toplamı... asgari ücretin aylık tutanndan az olamaz hükmunu taşıyan 146. maddesinin son fıkrası asgan ücretin altında memur çalıştırılmasına olanak verdiğinden ya da bazı memurların yakacak yardımından yararlanmamaları sonucunu doğurduğundan Anayasanın 55, 10 ve 2. maddelerine aykındır. Devlet memurlarının ücreti ise 657 sayılı Yasa'nın 147. maddesinde "aylık" olarak adlandırılmakta, "memurların hizmeti karşılığında kadroya dayanılarak ay itibariyle ödenen para" biçıminde tanımlanmaktadır. Aynı Yasa'nın 155. maddesi ise aylığın hesaplanma yönıemini belirlemektedir. Bu belirlemeye göre "...Gösterge Tablosundaki rakamlann Genel Biitçe Kanununda o yı) için tesbit edUecek katsayı ile çarpılması sonunda bulunacak miktar... memurlann a>lıklannı gösterir." 657 sayılı Yasa'nın 147 ve 155. maddelerinde tanımlanan aylık, Anayasanın 55. maddesinde sozunu ettiği ucrettir. Anayasanın "ücret emeğin karşılığıdır" ıfadesi ile 657 sayılı Yasa'nın aylığın "hizmet karşılığı" olduğu ifadesi bu özdeşliği ortaya koymaktadır. Bu duruma göre asgari ucretle ilişkilendirilebilecek odeme, memurlar için "aylık" olmaktadır. Zira Anayasanın ifadesi ile "ücretin", 657 sayılı Yasanın ifadesi ile "aylığın" asgari ucretten düşük olması ne düşünulebilir ne tartışılabilir. Yan odemelerin ve ek göstergelerin asgari ücretle ilişkilendirilmesi, bir başka anlatımla bu tür odemelerin asgari ücret kapsamı içinde düşunülmesi ücretin aynı zamanda yapılan işe uygun olması \e adaletli olması yolundaki Anayasa hükmüne aykırı duşer. Öte yandan böyle bir yaklaşım asgari ucret kavramıyla da çelişir. Asgari ucret yaşamı surdurebilmek için gerekli en düşuk ücret duzeyini ifade ettiğinden. "yapüan işe uygun olma" gibi bir işlevi yerine getirmekten uzaktır. 657 sayılı Yasanın 147. maddesinde duzenlenen, iş guçluğü, ış riski, eleman sağlamadaki guçluk, mali sorumluluk tazminatları ile ek maddelerde duzenlenen özel hizmet tazminatı ve ek göstergelerin "işin niteliğine göre" verildiği madde metinlerinde ifade edilmiştir. Kuşkusuz bu düzenleme ücretin, aynı zamanda çalışanlann yaptıkları işe uygun olması gerektiği yolundaki Anayasa hükmünun bir gereğidır. Sosyal yardımların asgari ucretle ilişkiiendirilmesi ise sosyal yardımları ücretin dışında bir öge olarak kabul eden Anayasa hükmüne aykındır. Ücretin sosyal yardımla asgari ucrete tamamlanabılrnesi, emeğin karşılığının asgari ücrerten düşuk olabileceği gibi hukuk açısından kabul edilemez bir sonuca ulaşılrrasına olanak verir. Kaldı ki. çalışana ücret odemek zorunludur, sosyal yardım yapılması ise zorunlu değildir. Böyle bir zorunluluk olmayısı nedeniyle Anayasa devlete çalışanlann sosyal yardımlardan yararlanması için gerekli onlemleri alma görevini \ermiştir. Sosyal yardımlann asgari ücret kapsamında düşünulemeyeceği yolundakı Anayasa ilkesi, çahşma hukukumuza ve Anayasa hukukumuza yerleşmiş köku çok gerilere gıden bir uygulamadır. Bu uygulama Yargıtay özel dairesinin pek çok karannda belir EVET/HAYIR AKBAL "Yasaiarı Hor Gören Devletiriere... "Gerçek egemen, ulusun kendisinden başkası olamaz. Gerçek yasacı, halktan başkası olamaz. Tepeden inme yasalara halkın candan bir saygı duyduğu binde bir görülür, ama yasaiarı kendisi yapb mı kendi işi bilip yürutecek, koruyacakbr onlan. Bunlar artık bir kişinin sorumsuz istekleri değil birçok insanın kendi mutluluklan, güvenlikleri üstüne birbirine danışarak vardıklan istekler olacaktır. Boşunadır yasalar, herkesi eşit olarak yükümlemiyorsa; boşunadır yasalar, toplumda bir tek kişi bile orüarı ceza görmeden çiğneyebiliyorsa..." Fransız düşünürü Denis Diderot'nun 1774'te yazdığı bu şatırlar bugün de önem taşjyor. Diderot, "Kralın Yasa Koymak İçin Saylavlanna Yönergesi Ustüne Düşünceler" başlıkh bir yazıda Rus İmparatoriçesi Katerina'nın yasa hazırlamak için oluşturduğu komisyona bu tür önerilerde bulunmaktaydı. "Toplumda bir tek kişi bile o yasaiarı ceza görmeden çiğneyebiliyorsa" yasalar, anayasalar hazırlamak boşunadır! "Bir anayasanın ilk şözü devletin başındakileri bağlamalıdır" diyordu Diderot 18. yüzyılın sonlarına doğru.. "Biz baştakiler bu yasalan değiştirir ya da çiğnersek halkın düşmanı oimuşuz demektir ve halk bize düşman olmakta hafdıdır. Bu durumda antlaşmayı bozulmuş sayıp bizi kovuşturabilir, başından atabilir, gerekirse öldürebilir de. Öiümlerden ölüm beğensin yasalan hor gören devletli; öiümlerden ölüm beğensin yasaların horgörülmesine katlanan halk." Şu son günlerde ANAP lideri ve Başbakan Bay Özal'ın anayasanın 84. maddesini kendi keyfine, çıkarına göre yorumlamasını, anayasanın herhangi bir maddesini 201 kişilik çoğunluğun oylan doğrultusunda istediği anda 'yok' saymasını; istediği anda 'var' saymasını görünce Diderot'nun bu sözlerini anımsadım. Kendileri yasa koymuşlar, "Anayasaya bağlıyız" demişler; ant içmişler; sonra da falanca maddeyi belirli bir süre için yürüriükten kaldırabiliriz diyorlar. Demek, günün birinde Ceza Yasası'nın ya da Yurttaşlar Yasası'nın belirli bir maddesini de on günlüğüne, bir ayiığına askıya alabilecekler! Mademki Meclis'te çoğunluktalar, istediklerini yapabilirler! Meclis'te çoğunlukta olmanın işbaşındakilerın her dilediklerini yapabilecekleri anlamına gelmediğini daha öğrenemedik mi? Bu gerçeği hâlâ oğrenemediler mi politikacı olmaya heveslenenler? 27 Mayıs eyleminin nedenleri unutuldu mu? Diderot'nun sözleri boşuna mı? "Öiümlerden ölüm beğensin yasalan horgören devletli..." Demokrasi, halk yönetimi, özgür seçime dayanır. Bu yoldan işbaşına gelen belirli bir süre ulusu kendi programına göre yonetir. Bu kuraldır elbet... Ama kuraJ dışına çıkarsa, demokrasiden yana olduğunu söyieyip yurttaştan oy alarak Meclislerde çoğunluğu elde ettikten sonra halka karşı iş yapan bir yönetim kendiliğinden yasa dışına düşmüş olur. O zaman da onu işlediği kotülüklerden vazgeçirmek gerekir. Bunun yolu da seçimleri yenilemektir. Ama seçime gitmez, baskılan daha da arttırır, kendi yaptığı yasalan, kabul ettiği anayasayı çiğnemeye kalkarsa, o zaman halkın kendi başının çaresine bakması da doğal hakkı olur. Bay Özal ve arkadaşları anayasanın 84. maddesini kendilerine göre yorumlamakJa kalmıyorlar, onu belirli sürelerie 'askıya' alabileceklerini de söyleyebiliyorlar. Anayasanın şu şu maddesi askıya alındı mı, başka maddelerini de askıya almak olasıdır! Bir başka iktidar gelir, o da daha başka maddeleri kendi ccğunluğuna dayanarak belirli sürelerle uygulamaz, yok sayar. ANAP iktidannın açtığı yol bu yüzden kötüdür, yanlıştır. Demokrasimizin kurulmasında olumsuz bir örnektir. Meclis'te bir parti ortadan kalktı, bu partinin milletvekilleri üç sağcı parti arasında bölüşüldü. Herkes istediği yere gitti. Gitmeleri de gerekirdi... Bence 84. madde yanlıştır, yersizdir. Böyle bir madde daha pek çok madde gibi anayasada yer almamalıydı. Ne demek milletvekilinin özgürlüğünü önlemek? Partisinin oylarıyla seçilen bir kişi başka bir partiye geçerse onun cezasını ancak seçmenler vermelidir, verirler de... Ama milletvekilinin özgürlüğünü yasa maddeleriyle bağlamak yanlıştır; hem de görüldüğü gibi yararsızdır. Anayasaya bağlı, anayasadan yana olduğunu söyleyen Özal'ın ANAP yönetiminin, canı isteyince, çıkarına gelince anayasayı çiğnemeye kalkması yanlıştır. Demek istediğim budur. Neyse, sözü Diderot ile bitireyim, bakın halklara nasıl seslenmiş: "Halklar, başınızdakiler sizin buyruğunuzdaysalar yasalar koyun; siz başınızdakinın buyruğundaysanız vazgeçin yasalar koymaktan. Kendi kendinize zincirler yapmış olursunuz." Anlayanlara... HERCUMAKESİN HAREKE 9 GECE/10 GÜN YARIM PANSIYO\ Kahvâllı * Aktım vemefı turizm sunar örtur ALAMYA qy y 78.000 ALAADDIN OTEL . 80.000 ^ BAY1RLı OTEL t BEBEK MOTEL .. 6 5 . 0 0 0 ÖMEB & TATİL KÖYÜ 90.000 U TATtLKÖYÖ rjCLUB DİANA T * ^ TATİL KÖYÖ 76.000 TAM PANStYON PETHtYE GÜL MOTEL 69.000 MARMARtS C$^ATLANTİK OTEL. 89.000 AKESKINCTrEL ŞİRKETLER GRUBU'na dahil kuruluşlarda çalıştırılmak üzere INGİLIZCEALMANCA dil eğıtımı görmuş, yönetıci olma nıteliğı mevcut, en çok 30 yaşında. (erkek ise askerlığinı yapmış) bosfor ÖREN NASIL DEGERLENDIRMEYI DUSUNUYORSUNUZ? Bu yaz İngilizce öğrenin. Uzmanından öğrenin... "Bilirkişi'ierden! Türkiye'de İngilizceVi 30 vıldır ITBA öğretir. Arayın ITBA'yı... Öğrenin! G 9EFEMTATİLKOYO 86.000 Klimalı Ozel Otobüslerle' GidışDonuş Tcl: 161 10 74161 62 26161 22 S1 PERSONEL AUNACAKTIR Müracaat BOSFOR ŞİRKETLER GRUBU Mete Cad No 14 Kat 3 Daıre 9 TaksımISTANBUL Neş'eyi ALKOLDE değil, tabiatın güzel sinesinde arayınız. YEŞİLAY SERPIL OZUYE (ACUNER) ile OKTAY ÖZÜYE Evlendiler. 20 Mayıs 1986 PARİSFRANSA UBA ENGLISH İstanbul Türk İngılız Külrur Demeğı Sulcvman Nazıt Sok. 10 Ntjanu^ı İstanbul Tel 14X34 121 47 Facıt Elektronik Yazı Makınelerı. gurHjmuzun nızlı çalışma temposuna ve 15 hacmı genış buyuk kuruluşların gereksınmelenne en iyi ve en nızlı Dır Bıçımae cevao verır Facıt pek cok ustun nıtehkierı 3eğı$ık yazı tıplerı 59 ve 39 cm \ık jaryotanvla ve rakıplerı arasında en sessız çalışma ozellığı ile ner zaman ılk seçımınız olacaktır Facıt çalısma kosullarınızı ranatlataca*. tartışılmaz ustunluklenvle ışvennıze verı boyutlar kazandıracaktır papatyabaşlıklı FACIT Elektronik, işyerinize yeni boyutlar kazandınyor Facit PÎYASA ARAŞTIRMA UZMANLARI Piyasa verileri ile reklam \e iletişim alanları arasındaki ekonomik ili$kileri değerlen diren araştırmalarda görev ala cak adaylann: • İstatistik ve ekonometri konularında hilgili \e deneyimli olması... •Türk pivasasının ve fırmaların gelişimini yakından izlemesi. üstdüzey yöneticileriyle sıcak bir iletişim kurabilmesi gerekmektedir. İyi İngilizce bilmek on ld • IBMPC (XT AT) kullanmak. SPSS ve SAS programlarını bilmek. rcklamcılık ve guzel sanatlarla ilgilenmek öntelik kazandırabılecek niteliklerdir. İlgılenenlerin, cızgeçmi§lerini iceren ve "Piyasa Araştır ması" aımu/unu taşıyan bir mektupla Bu\\ıkdere Caddesi 1n Zincırlikmiı İstanbul adresine başvurmaları rica olunur Manajans Thompson GELİŞtM HOLDİNG'E BAĞLI Dr. ERDAL ATABEK Hastalarını kabule başlamıştır. Bahariye Cad. 96/3 Kadıköy Tel.. 358 23 22336 04 49 İŞ DEĞİŞİKLİĞİNDEN DOLAYI SATILIK DOLU, ORİJİNAL, BETAMAX VİDEO KASETLER Tel: 144 48 16 (10.00 17.00 arası) ANKARA Bölge Müdürlüğümüzde görevlendirilecek pazarlama deneyimi olan idareciler aJınacaktır. AYRICA Türkiye'nin her yöresine acentelikler verilecektir. Müracaat: Konur Sok. 7/4 Kmlay / ANKARA • 4 ayn hafıza 500 karakterlı satır hafızası 10 ayn format ftafızası •52 cumie nafızası 8000 karakterlı sayfa hafızası . 112 karaktere naız narf dıskecı • 40 karakterlı ışıklı satır gostergesı • Telex puncM makıneıerıne Dağlanma ozeınğı • 8000 veva 16OO0 karakter vazım hafızası • Mıkro dısket surucusu sayesınae sonsuz hafıza olanağı > 500 karakter sılmp hafızası • Satır sonunda öioklama .Turkcp ve yabancı ki3we uvguiama oıanagı Facit 8111. Ankara T E K N O S A N A Ş Karakoy. Voyvoda Cad 52 Ist Tel 14917661444881 BURLAA k 344680 MakınaTcaıaı veYaıımr A $
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle