19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet TürkiyeAET ilişkilerindeki tıkamklığın üç ana nedenini Yunanistan'ın Türkiye konusunda ayak diretmesi, Türk işçilerinin serbest dolaşımı konusunda Ankara'dan henüz taviz gelmemesi ve tali olarak da, Turkiye'de mevcut rejimin demokratikliği oluşturuyor. Gözlemciler, BrükselAnkara ilişkilerinin normalleşmesi için 1988 yılım beklemenin yanlış bir tahmin olmayacağım ifade ediyorlar. HADİ ULUENGİN BRÜKSEL Geçen baftaki Strasbourg kaıarlannın ertesinde TürkiyeAvrupa Konseyi ilişkileri hemen hemen normalleşırken, bu normalleşmenin Ankara açısından çok büyük önem taşıyan AET cehpesine yansımadıgı ve Brüksel ile mevcut olan "kUiuennKun" sürdüğü gözleniyor. Şu anda, Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasındaki sorunlann hiçbiri çözümlenebilmış değil ve bu sorunlann çözümlenmesı amacıyla geçen şubat ayında aralarunış olan AET kapısı daha fazla açümıyor. Söz konusu tıkanıkbğın üç ana nedenini ise, Yunanistan'ın Türkiye konusundaki ayak diretmesi, Türk işçilerinin serbest dolaşımı konusunda henüz Ankara'dan bir taviz gelmemesi ve tali olarak da, Turkiye'de mevcut rejimin "demokratikliği" oluşturuyor. Türkiye ile AET arasında çözüm bekleyen konular ise şunlardan meydana geliyor: Yunanistan ile uyum ^gj^^m^^ı îmzalannıası. Toplulugun genişlemesine paralel olarak Türkiye*nin Ispanva ve Portekizle de birer uyum anlajması imzalaması, 10 milyon Ecuiuk özel yardımın serbest bırakılması, dooduruunus dunımdaku 600 milyon Ecu'luk 4'üncü mali protokolün işlerlik kazanması ve yeniden müzakerenin yapüması, serbest dolasım sorununun çozümlenmesi ve bütün bunlann "Uclandınlması" olarak 12 Eylül müdahalesinden bu yana gerçekleşmeyen TürkiyeAET Ortaklık Konseyi'nin Dısişleri Bakanlan duzeyinde toplanması. Sahibi: C u k v f y H Matbaacılık ve GazetecUik TOrk Anonim Şirketi adına Nw>r Nadl, • Gcnel Yayın Müdürü: H u a Ctmal. Müessese Müdürü: EmiiM Ufakbgfl, Yazı Işlerı Müdürü: Okay G O M H I I . • Haber Merkezı Mudurü Yalçn Baycr, Sayfa Düzenı Yönetmtni: Att Acar, # TtmsUcütr. ANKARA: YaJcın Dofan. İZMİR. Hikaet Çctnkaya, ADANA: Mefcjöet Meıtaa. lstanbul Haberieri: Rcka Öz, Dı; Haberler: E r g u BaJa, Ekonomi: Osaaa Ulagay, Kültür: Aydın Emcc, Magazm. Yalçıa Pekjn, Spor Danışmanı: Abdolkadlr Yocelman, Düzehme tofik Dorbas, Araştırma: Şahia AJp«y. IjSendıka: Şokna Krtcad. HaberAjaştırma: Ufık Gıddemir, • Koordtnatör Akmrt Konılsaa, • Maü Işlcr Eroi Erkut, Reklâm ve Halkla llişkıler GiUdereB Ko^ar, ldare: HjiMyiB Gürer. tşletme: Öndcr ÇdJk. Bılgıtşlon: Nall Inal. Basan ve Yayarv CankartyM Matbaacıfak ve Garruvilik T.A.Ş. TOrk Ocafe Ctit 39/41 Cajaloglu 34W*fat., PK: 246lstanbul, TH: 5!2 05 05(20 haDTetoc 2 2 2 4 * # Bürolar Aakan: Zıya Gökalp Bulvarı lnkılap Sokak No: 19/4 Tei: 33 11 4147, Telex: 42344 • tzmir H. Ziya Bulvan 1331 Sok. 2/3, Tel: 25 47 0913 12 30 l U e u 52359 • Adaaa: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tet 1455019731 TUCK 62155. TAKVİM 2 MAYIS 1986 lmsak: 4.15 Oünes: 5.55 13.06 lkindi: 16.57 Akşam: 20.07 Yatn: 21.40 Avrupa Konseyi'nin kararı ilişkileri etkilemedi 17 guçlu yılın ardından Libva AETVÎe yuıniışaına yok bilmesi için, ilk planda aşılması gereken engeli Yunanistan oluşturuyor. Atina diplomasisi, TürkiyeAET ilişkilerinin normalleştirilmesini engellemek için çok yönlü bir siyaset sürdürüyor. Yunanisan'ın, bugun vstosunu kaldırmak için iki ana şartı var. Bunlardan birincisi, Türkiye'mn 1964 yılında yüriiriüğe soktuğu ve Istanbul'daki Yunan asıllı Rum mallannm transferini yasaklayan kararnamenin kalİınlması, ikinci şart ise, Türk işçilerinin serbest dolaşımından batı komşumuzun mual" tutulması. Auna, Türkiye ile uyum anlaşmasını imzalamak için, "ayıruaahk" olarak nitelediği 1964 kararnamesinin iptalıni şart koşarken, bukuki temd olarak TürkiveAET Katma Protokolü'nün 58'inci maddesinden hareket ediyor. Topluluk bünyesi içindeki genel ejüirn ise, Türkiye'nin söz konusu kararnameyi kaldırması gerektigi yönunde, Belçika baskentinde konuştugumuz çeşitli AET kaynaklan, her halukârda Yunanistan vetosunu engellemenin çok zor olduğunu vurguluyor ve hazırlamış olduklan dahili notlarda, kararnamem'n, TürkiyeAET Katma Protokolü'nün 20*nci maddesinir 3'üncü şıkkına aykın olduğunu belirtiyorlar. Bu madde, serbest sermaye dolaşımına ilişkin. Gözlemciler, Topluluk başkentlerindeki eğüimin, Türkiye'nin "bir efendillk" yapması ve sorunun çozümlenmesiyle de Yunanistan engelinin devre dısı bırakılması şeklinde olduğuna işaret ediyorlar. AET Dönem Başkanı ve Hollanda Dısişleri Bakanı VaB Oen Broeck'un önceki hafta Pariste Halefoglu ile yaptığı temasta konuyu açtıgı, ancak bunun Türk Bakan tarafuıdan reddedilmesinden sonıa da, geçen hafta Lüksemburgda yapılan AET Konseyi oturumunda yeni bir öneri gctirdiğine dikkati çeken gözlemciler, henüz bu öneriye ne Auna'mn ne de Ankara'nın cevap vermediğine işaret ediyorlar. Sorunun, Türkiye, Yunanistan ve Brüksel Komisyonu temsilcilerinin yer alacağı özel bir komitede tartışılmasını isteyen yeni Hollanda teklifinin de, kısa vadede Atina kilidini çözemeyeceği gözlemcilerin genel kanısı. Ote yandan, gerek Dısişleri Bakanı Vahit Halefoğlu'nun Strasbourgda, gerek Başbakan Turgut Özal'ın Isparta'da yaptıklan açıklamalarda Atina'va karşı ilk defa bu kadar "sert çıkmalan", Türkiye'nin 1964 kararnamesi konusunda kısa sürede bir uyuşmaya gitmeyeceginin isareti olarak algılanıyor. Diğer taraftan, AET Komisyonu Akdeniz Havzası Sonımhısu Ctaode ChejaMM'un, Yunan hükumetinin davetlisi olarak 9 mayvsta Atina'ya yapacağı ziyarette Türkiye sorununa değinecegine de kesin olarak bablıyor. Yanında, Türkiye Masası Sonımlulanndan Eberfcarti RİMİB'I da götürecek olan CkeyaMM'un, Yunanistan'ı ısrarh tutıunuııdan vazgeçirmek için ne derecede girişün yapacağı da ayn bir soru. Bu genel manzarayı değerlendiren gözlemcüere göre, AET bünyesi içindeki Yunanistan engelini aşmak "oldnkça zor." Bu arada, gözlemcilerin üzerinde durduğu diğer nokta, Ankara'nın uzun müddet iddia etüğı gibi, Yunanistan'ın Topluluk bünyesi içinde Turkiye'ye karşı tek başına kaldıgı takdırde veto hakkını kullanamayacağı savmm gercekle bağdaşmadığı ve Yunanistan'ın veto mekanizmasını çok ratıat bir biçimde işletti RoRo taşımacılığı ANKARA, (VBA) Türkiye ile Romanya arasında Köstencelstanbul ve KöstenceTrabzon hattmda karşılıkh RoRo taşımacıhğına ilişkin anlaşma Bakanlar Kurulu 'nca onaylandı. Türkiye Cumhuriyeti hükumeti ile Romanya Sosyalist Cumhuriyeti hükumeti arasında 8 Nisan 1982'de Bükreş'te imzalanan, Karadeniz 'de Türkiye ile Romanya limanlan arasında bazı direkt hatlann kurulmasım öngören anlaşmanın bir maddesinde de değişiklikyapıldı. Yapılan değişikliğe göre, Karadeniz'de, Köstence ve lstanbul veya Trabzon arasında işleyecek Türk ve Romen RoRo gemilerine kapasitelerine veya ülkelerin yetkili makamiarınca verilen belgelere göre motoriu araç sayısı kadar şoför bindirilecek. YABANCIBAS1NA GÖSTERİLDÎ Amerikan & FUosu'na bağb Coral Sea ve Amerka'dan kalkan MavafuçaMannmbombardmuausonucuBlngatiHavaalamndameydanagelenh^ makamlarmca yabancı basma gösterüdL Kaddafi halâ mmazı diplomatik kaynaklara göre, Kaddafi ile birlikte devrimi gerçekleştiren Hür Subaylar, Devrim Komiteleri'nin son yıllarda ülke içinde artan etkinliklerinden rahatsız olmaya başladılar. NİLAYKARMAN TRABLUS Libya'nın Fizan bolgesinde Sepha kentinde bir ilkokul öğretmeni olan 27 yaşındaki Maasura Habib, birlikte seyahat etügi 19 yaşındaki kayınbiraderi tbrahim'in, Milano Havaalanı'ndaki "Dnty Free Shop"tan 10 karton Marlboro sigarası satın aimasından duyduğu kızgınlıgı şoyle ifade ediyordu: "ABD bizün ülkemizi bombaladı, sea kaOup Amerikan siganuı ahyorsu." Sokaktaki libyaiı için ABD saidınsının yarattıgı şokun etkisini kaybetmeye başlamasımn başuca nedeni, liderleri AJbay Muammer K«ddafl'yi öldürmeye yönelik ABD bombardımanının başarrya ulaşamamış olması. Milano'dan Trabhıs'a giden Libya Hava Yollan uçagında rastladıgnnız Maasunı ve tbrakim, birçok sivil Libyaiı gibi, Kaddafi'nin yaşıyor olmasından dolayı büyük bir mutluluk ve ferahlama duyuyorlar. Gerçi, 15 nisandaki ABD saldınsında Trablus ve Bingazi'deki sivil hedeflerin agır kayıplara uğraması ve 37 sivilin ölmüş olması, ülkeyi acıya boğmuş, ama liderleri Kaddafi'nin hayatta kalabilmesi, onları ayakta tutuyor. Libycfnın simgesi M rablus'taki Arap diplomatik çevrelerin ortaya attığı teoriye göre, Kaddafi'nin kabilesinden gelen kuzeni Ahmed ve Seyid Kaddafidam adlı iki genç subay, şu anda ülke yönetiminde hayli etkin. Libya yönetiminde şubat ayındaki kabine değişikliğinden sonra baslayan kununlasma sflrerken, 15 nisandaki ABD saidınsının, ordudaki Hür Subaylar'ın işini kolaylaştırdıgı sanılıyor. Bunun yanısıra, ekonomik darboğazm Kaddafi'yi çaresiz bıraktığı ileri sürüluyor. Bazı diplomatik gözlemciler, üder Kaddafi ile birlikte yönetime hâkim olduğu söylenen Abdülsefaun Callnd, Taggeneral Hameydi, Tn|gcaenl Harabi ve Silahlı Kuvvetler Komutam Ebabekir Cablr'in de perde genaindcki bazı genç Hür Subaylarla yönlendirildigmi öne sürüyorlar. Radikal Arap ülkelerine yaJanhğı ile tamnan Trablus'taki bir başka dipîomatik kaynak ise, perde gerisindeki Hür Subaylar tezini reddediyor, Kaddafi'nin elindeki yetkiyi ve sorumluluğu, 1969 devrimini birlikte gerçeklejtirdiği, yukanda adı gecenler arasmda eşit biçimde paylastuıldığuıı söylüyor. Ancak, küçük bazı aynntılan yorumlamak dışında, Libya yönetimindeki gerçek gelismelerin analizini yapmak oldukça güç. Çünkü bir kabile toplumu olma özelliğini hâlfi koruyan bu ülkenin yönetiminde, kabilelerin rolü bOyük. Nitekim Trablus'taki Arap diplomatik çevrelerinde ortaya atılan bir başka teori de, Kaddafi'nin kabilesinden gelen iki kuzeni Ahmed ve Seyid Kaddafidam adlı iki genç subayın, şu anda 01 Trolle avlanma yasağı KARADENİZ EREĞLİSİ, (VBA) Batı Karadeniz ile Akdeniz'de Yardımcı Burnu 'ndan Suriye sımnna kadar olan karasularda trolle avlanma yasağı dün başladı. Karadeniz'de 1 eylül, Akdeniz'de ise, 15 ağustosa kadar devam edecek olan yasak süresince balıkçtlar, dip trolüyle balık avlayamayacaklar, trol ağlannı teknelerinde bulunduramayacaklar ve bu ağları onanm için dahi olsa, bir başka balıkçı bannağına götürürken koruma ve kontrol müdürlüklerine bilgi verecekler. Yunanistan kilidi... Söz konusu sorunlann çözumlene NEW YORK, (CnmhuriyeO Oyun yazan ArthnrMDIcr ve Amerikan yazarlan bu yıl PEN'in "Susturulmuş Sesler" (Silenccd Voices) dizisinde Türkiye'den yazar ve şairlerin eserJerine yer verdiler. Dün akşam New York PEN merkezinde düzenlenen okuma forumunda Amerikalı yazarlar Nazım Hikmet, Yasar Kemal, Ali Taygun ve Dr. tsmail Beşikçi'nin eserlerinden parçalar okudular. Her yıl bir ülke için düzenlenen okuma forumlarında daha önce Güney Afrika, Sovyetler Birliği ve Fiiipinler yer almıştı. "Snsturuimuş Sesler" dizisinin amacı, yazdıklanndan ötürü yasaklanmış ya da hapsedilmiş yazar ve şairlerin eserlerinden parçalann sembolik olarak "sesJeadirilmesi." Forumdaki ilk okumaa geçen yıl mart ayında Türkiye ziyareti sonrasında Türkiye'deki deneyimlerinden derlediği "Buyıikdçi ile yemek" yaasını okuyan Arthur Miller'di. Ardından Amerikalı şair Charles Lynch, Nazım Hikmet'ten şiirler, hikâyeci Mary Gordan, Yaşar Kemal'in "Deniz Küstn"sünden parçalar okudu. Ayrıca forurn da Ismail Beşikçi ve Ali Taygun 'dan da seçmeler yer aldı. "Sustııruhnnş Sesler" diz'mnde Türkiye yer ahh New York'ta PEN toplantısı 2. Milli Mevlana Kongresi KONYA, (a.0.) 2. Milli Mevlana Kongresi yarın Konya'da başlayacak. Selçuk Üniversitesi 'nce düzenlenen kongrenin onur başkanlığını Yüksek öğretim Kurulu Başkanı Prof. thsan Doğramacı yapacak. Üniversite Rektöru Prof. Halil Cin ve Konya Valisi Kemal Katıtas'm açış konuşmalarını kongreye sunulacak bildirüer ve tartısmalar izleyecek. Kaplumbağa adımlar Brüksel cephesinden bakıldığında, TürkiyeAET ilişkilerinin Yunanistan kilidi dışında da "pek çok yavas" ilerlemesi, genel olarak bütün Topluluk ülkelerinin "aheste çek kürekleri" sıyasetini tercih etmelerinden kaynaklanıyor. Söz konusu ayasetin ana nadenlerini ise, Ankara ile olan serbest dolaştm sorununun çözümlenmemesi ve rejimin "demoknuikligf" oluşturuyor. Türkiye'nin başuca talebi olan ve altı yıldan beri toplanmamış olan Ortaklık Konseyi'nin bir araya gdmesini, sorunlann çözümlenmesinde bir "taciaadırma'° olarak niteleyen on iki başkent, Konsey toplantısının ilke olarak benimsendiği şubat Lüksem(Arkası 11. Sayfada) Taşıtların trafik sigortaları ANKARA, (VBA) Motoriu kara taşıtlarının yeniden belirlenen trafik sigorialan, dünden itibaren yürürlüğe girdi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'mn bu konudaki açıklamasına göre trafik mali sorumluluk sigorta tutarları, araçların cinslerine, maddi, şahıs ve kaza başına ölüm dahit, bedeni zararlara göre yeniden tespit edüdi. Buna göre, yeni trafik sigortası yaptıracaklar, yeni miktarlar üzerinden ödemede bulunacaklar. Diplomatik çevreler huzursuz Buna karşüık, Trablus'taki diplomatik çevrelerde bir huzursuzluk yaşamyor. ABD saldınsından sonra, Libya lideri Kaddafi'nin eski etkinliğini kaybettiği yolundaki söylentiler ayyuka çtkarken, bu konudaki spekülasyonlann ardı arkası kesilmiyor. Ortaya atılan teoriler genellikle, artık Libya lideri Muammer Kaddafi'nin dümenine, ordunun hâkim olduğu görüşünde birleşiyor, ama aynntılar konusunda bazı degişik noktalan içeriyor. Bazı diplomatik kaynaklar arasında kabul gören bir teoriye göre, 1969'da Libya'da Kaddafi ile birlikte devrimi gerçekleştiren Hir Subaylar, son Okuma yazma seferberliği ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Gönüllü Kuruluşlar ve Yetişkinler Eğitim Vakfı'nca okuma yazma seferberliği çalışmalanna yardım sağlamak ve vakfı tanıtmak amaayla yann bir şölen düzenlenecek. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Beşevler Şüra Salonu'nda saat 14.00'te başlayacak şölene Ankara Yenimahalle Halk Eğitim Merkezi Türk Halk Müziği Korosu, lstanbul Zeytinburnu Halk Eğitim Merkezi Halk Oyunları Ekibi, Eskişehir Halk Eğitim Merkezi Türk Sanat Müziği Korosu katılacak. Türkiye'de tarun ilacı tüketinıi artiyor SEMRA SOMERSAN FAO'nun 15. Avrupa Bölge Toplantısı'nda, Türk delegasyonu Turkiye'de tanm ilaçları üretiminin 1950'lerden bu yana nasıl arttığmı anlatırken, öteki delegasyonların tümü, bu ilaçlann tüketimini azaltmak için aldıklan önlemleri açıkladüar. Türk delegasyonu konuyla ilgili olarak büdirdiği görüşte bu ilaçlann zararlı yönlerine hiç değinmedi. Ancak Turkiye'de üretilen Uaçlann FAO, WHO gibi uluslararası örgütlerin koyduğu standartlara uyduğunu anlattı. Oysa Isveç delegasyonu tarım ilacının zehir demek olduğunu belirtti ve "Önomüzdeki beş yüda tanm ilacı taketimini riizde cDi oranında azaltacağu" dedi. Yunanistan, Ispanya, Portekiz gibi öteki Akdeniz ülkelerinin delegasyonlan, tanm ilaçlannın çevredeki organizmalara yaptığı zararlara değindiler ve tarımda ilaç yerine biyolojik mücadeleye ağırlık vermeye başladıklarını anlattılar. Portekiz delegasyonu tanm ilaçlan konusunda çevreyi en koruyucu, en katı yasalann kendi ülkesinde olduğunu iddia etti. Romen, Çekoslavak ve tsrail delegasyonlan ise ülkelerinde tanm ilaçları tüketiminin mürnkün olan en asgari düzeye indirildiğini söylediler. Isviçre delegesi "Tanm ilaçlanndan edindigimiz acı tecnibe>le, tanmda en iyi neticeleri doğaya karşı defil. doğayla birlikte çalışUğımız zaman elde edeceİimizi öğrendik. Bu nedenle tanmda kimyasal madde kullanımını azalttık. Böcek nöfusunu da tamamen yok etmek yerine sadece azaltmaya çalışıyoruz. Bunun için biyolojik yöntemlere ve boceklere dayanıklı tohum lürleri yetiştirmeye agırlık wriyonız" dedi. Kaddafi'nin karizmatik liderliği tartışmasız kabul ediliyor. Ülke yönetiminde söz sahibi olduklan söylenen Hür Subaylar'ın, Kaddafi'nin liderlik kimliğini içte ve dışta bir simge olarak sürdürmeyi uygun gördükleri görüşü savunuluyor. yıllarda ülke yönetiminde etkinliği giderek artan Devrim Komiteleri'nin ülke içi ve dışındaki faaliyetlerinin, denctlenememesinden rahatsızlık duymaya basladılar. Libya'daki Devrim Komiteleri'nin faaliyetlerine Trablus'ta bulunduğu süre içinde yakından tanık olmuş, adının açıklanmasıru istemeyen bir diplomat, izlenimlerini şöyle anlattı: "Terriyedler yaai Derrim Komitekri, geçen yıl yaz aytanndao baslayarak işk iyke antular. Keadilerinl olkenia tek hâklmi gibi gdriiyorlardı. Zamaı zaman o kadar ileri gfttiler ki, sokakta gördökteri Ubytk snbaylan bile dardunıp, UmUk sornyoriardı. Devrim Komttderi'DU öade gdea bazı öyelennin kanşbgı miistimaUeriıı sayıa artarken, Devrim Maaafızian arasuda nepotizm baaiadı. Aynca Devrim KomHderi'ıım Dı^iskri Bakaabgı'Da bile sudıklan sapUadı." Batüı diplomatik gözlemcilerin ifadesine göre, libya devrimini Kaddafi ile birlikte gerçekleştiren ordudaki Hür Subaylar, duyduklan rahatsızhğı ve tedirginliğin sonucu, geçen şubat ayında düzenIenen Halk Kongresi sırasında Devrim Komiteleri'ne ilk darbeyi indiriyorlardı. Ordunun uyansı üzerine Kaddafi'nin Halk Kongresi'nin açılışuıa kaülmaması ve Devrim Komiteleri'ne yakınlıgı ile tamnan Libya'nın iki numarası AbdölseUm Calhıd'un o tarihlerde resmi bir ziyaret amaayla Trablus'tan aynlarak Moskova'ya gitmesi, tasfiyenin gerçekleşeceği konusundaki önemli sinyallerdi. Devrim Komiteleri'ne yakınlıgı ile tamnan Callud'un, Halk Kongresi arifesinde Trablus'tan aynlması, onun da ordunun tarafına "çark" ettiği şeklinde değerlendirildi. Halk Kongresi sonucunda, Devrim Komiteleri'nin delegeleri seçimleri kaybetti ve ordunun istediği delegeler yönetime geldi. Bu gelişmeden hemen sonra kabine değişikligi gerçekleşti. Libya hükümetindeki 18 bakanlıktan 7'si lağvedüdi. Devrim Komiteleri'nin elindeki Adalet ve Dış Güvenlik gibi iki önemli bakanlıgın feshedilmesi, Trablus'taki Batılı diplomatlar tarafından, ordunun yönetimdeki etkinliğinin artüğınj gösteren önemli bir gelişme olarak niteleniyor. Devrim Komiteleri'ne yakın olduğu için hükümetten uzaklastırılan eski Tanm Bakanı ve Türkiye Libya ekonomik ilişkilerinin koordinatörü Omar Durda'mn da ordu nezdindeki itibarının hayli zedelendiği öğrenildi. ABD saldınsında yaralanan Durda'yı hastanede ziyarete giden bazı diplomatlann, Trablus'taki karargâhtan aldıklan mesaj, "Bırakm o hırsuı" şeklinde oluyordu. BıHrçok teoriye karşüık, Nureyev dün gece tstanbuTda dans etti sa I f reyev, dün gece lstanbul Atatürk Kültür Merkezi'ncU sahneye çtktu Ontü baUt, kendi yönetüği ÇaykovsWnin "Uyuyan Güzel" baUsinde Prens Florimund rotünde dans ederken, kendisine Prenses Aurora rolünde Paris balesi bafbalerini Fabienne Cerruti eslik etti. Gazetecüerin sorulannı yanıtlarkert, "Kiasik baU, Çaykovikfntn Uyuyan Güzel, Kuğu Götii, Fmdıkkmm baiekri ve Marius Petipa'nm koregrafîleriyle kbnUk bubnustur. Kirov BaUsfnde öfrendiğim bütün önemtt parçalar, Petipa'nın koregrafOerinden ohtsuyordu, İstanbuTda da bunu gerçekîeştirdim" dedi. Nureyev, bir gazetecintn "Kendi dansaua nasü butuyonunuz.?" sorusuna, "mükemmel" diye karştük verdi. ^^^ ^ ^ You adopted me, Reagan assassinated me. Öğretmenlere eğitim programı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ortaöğrenimli ilkokul öğretmenlerine yüksekeğitim olanağı sağlayacak "eğitim ön ttsans programı' 'na ilişkin radyo ve televızyon yayınlan pazartesi günü başlayacak. öğretmenler, eğitim ön lisans prograadanna ilişkin radyo ve televizyon yayınlanm televizyondan pazartesi, çarşamba ve cumartesi günlerı sabah saat 09.0009.45, öğleden sonra saat 16.1517.00, radyodan ise salı ve çarşamba günleri saat 21.4522.20 saatleri arasmda izleyebilecekler. Anadolu Üniversitesi ile Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı 'mn işbirliği ile gerçekleştiriien eğitim ön lisans programından 130 bin ortaöğrenimli ilkokul öğretmeni yararlanacak. ABD saldınsında ölen küçük Hana: "Sen evlat edindin, Reagan öldürdü." ke yönetiminde hayli etkin olduğu şeklinde. Sirte böjgesindeki en etkili kabüeye mensup Kaddafidam kardeşlerin, başta Muammer Kaddafi olmak üzere, cunta olarak adlandınlan Devrim Konseyi'nin öteki üyeleri CaUad, Harabi, Hameydi ve Cabir üzerinde etki sahibi olduklan söyleniyor. Bütün bu teorilere karşın, Kaddafi'nin karizmatik liderliği tartışmasız kabul ediliyor. Ülke yönetiminde söz sahibi olduklan söylenen Hür Subaylar'ın, Muammer Kaddafi'nin "Mderiik" kimliğini içte ve dışta bir simge olarak sürdürmeyi uygun gördükleri göruşü savunuluyor. ABD saldınsından sonra Trablus'a akın eden yüzlerce Batılı gazeteciye rağmen, konuşmayı çok seyen Kaddafi'nin bir basın toplantısı düzenlememiş olması, Libya liderinin iplerini elinde bulunduran Hür Subaylar'ın, Kaddafi'nin imajını zedelemek için, sorulu cevaplı bir basın toplantısım engellediği şeklinde değerlendiriliyor. Dünya basınına göre Kıbrıslı Rumlar uzlaşma yanlısı değil (Ingiliz): Son planı reddeden Rumlar yeni müzakereler yapüması için BM'yi ikna etmeye çalışıyorlar. B a M k k b l a d (Hollanda): Rum tarafı, BM önerilerini reddettL Denktaş ise planı tümüyle kabul etti. ANKARA, (Cumhuriyet Bıirosu) Kıbns Rum yönetiminin geçen hafta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a verdiği yanıt, dünya kamuoyunda "uzlaşmaz bir tutum" olarak değerlendiriliyor. Uluslararası basında bu konuda çıkan haber ve yorumlarda Rum yönetiminin yanıtının "ret" şeklinde algüandığı bildiriliyor. Yabancı gazetecilerin bir bölümü Genel Sekreter'in anlaşma taslağına verilen yanıtlan şu şekilde değerlendirdiler: 1) "Guardian"(lngiliz): Kıbns Rum yönetimi, Kıbrıs sorununun çözumü için hazırlanan son BM plamnı reddetmiş olup. nihai bir karara varılmadan once taraflar arasında yeni müzakereler yapılmasına imkân sağlanması hususunda BM'yi iknaya çalışıyor, 2) "Fuumcial runes"(tngiliz): Kıbns Rum yönetimi, Cuellar'ın plamnı reddetmekte ve genel mahiyette bir karşı teklif ileri sürmektedir, 3) "Frankfurter Randsckau"(Alman): Kipriyanu hükumeti BM girişimine "hayır" yanıtı verirken, Türk toplumu lideri Denktaş planı kabul etti. 4) "Handelsblad"(Hollanda): Rum tarafı, BM önerilerini reddetti. Genel Sekreter "evet" ya da "hayır" şeklinde açık bir yamt istemekteydi. Rumlann yanıtı bu durumda kuşkusuz "bayır" anlamma gelmektedir. Türk Lideri Denktaş ise planı tümüyle kabul etmiştir. 5) "LeFıgaro"(Fransız): Lefkoşe hükumeti, Kıbrıs'ın kuzeyinin Türk kuvvetleri tarafından işgal edildiği Temmuz 1974 tarihinden bu yana ilk kez de Cuellar'ın yeni önerilerine karşı çıknuştır. Denktaş ise önerileri kabul etmiştir. 6) "ABC"(lspanya): Kıbns. BM'nin son arabuluculuk teklifini reddetti. Kipriyanu, Papandreu ile yaptığı değerlendirmeden sonra son teklifleri reddettiğini açıkladı. 7) "Xinhua Bülteni"(Çın Halk Cumhuriyeti): Türk tarafı BM'nin planmı kabul etti. Kıbns hükumeti, belgeyi reddettikten sonra durumu değerlendirmek üzere toplandı. 8) "The Egyptian Gazette"(Mısır): Kıbnsh Türkler, Kıbns Adası'nın birlestirilmesini öngören BM plamnı kabul ettiler. Manşetlerden inmek istiyoruz Nitekim, Libya Enfonnasyon Bakanlığı SözcOsü tbrahim Sakar, Trablus'ta bulunan Batılı gazetecilere gitmeleri için yaptığı çağndan sonra, Türk basın mensuplanna verdiği bilgide, "Artık maaşetlerden inmek istiyoraz. Bizi keadi haMmize bvatun, bir dnmm degerieBdtnned yapmaya ihtiyacımız var" sözleriyle Kaddafi ve ülkesi hakkında daha fazla spekülasyon yapümasmı önlemek istediğini açıkça ortaya İcoyuyordu. Kaddafi'nin, etkinliği konusundaki tüm spekülasyonlara karşm, içte ve dışta Libya'nın simgesi olduğuna hiç kuşku yok. Buna karşılık, Libya'nın özellikle dış politikasmda bundan sonra nasıl bir rota izleyeceğini, birleşmeleri hiçbir zaman mümkün görünmeyen Arap âlemindeki gelişmeler belirleyecek. Zeki Yavuztürk yurda dö'ndü İSTANBVL, (OM.) NATO Bağımsız Avrupa Planlama grubunun Madrit'te yaptığı 3. Savunma Bakanlan toplantısına kat dan Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk, dün saat 22'de uçakla Turkiye'ye döndü. Yavuztürk, Atatürk Havalimanı 'nda yaptığı açıklamada, "Yaptığımız ikili temaslar çerçevesinde, önümüzdeki aylarda Turkiye'de silah sanayii alanında bazı projelerin ele alınmasını kararlaştırdtk. Biz bu projelerin alt yapısını hazırladık. Toplantılar, lam bir görüş birliği içinde sona erdi" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle