19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14MAYIS 1986 Özetle 39. CANNES FÎLM ŞENÜCÎ'NDEN KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Kirov Balesi ABD'de Sovyetler Birliği'nin Leningrad kentinin ünlü Kirov Balesi, yirmi iki yıl sonra ilk kez Amerika Birleşik Devletleri'ne bir tume düzenliyor. tkiyüz yıh aşkm bir süredir etkinliğini sürdüren ve birçok ünlü Rus balet ve balerini yetistiren Kirov Balesi, ABDnin Los Angeles, Philadelphia ve Washington kentlerinde Çaykovski'nin "Kuğu Gölü" balesini sergileyecek. Kirov Balesi topluluğunda yüz otuz dansçı, konçgraf, makyö'z, kostümcü, teknisyen ve sahne yetkilisi bulunuyor. tlgililer, Kirov Balesi'nin bugüne kadar yetistirdiği ünlü sanatçılar arasında Rudolph Nureyev, Mikhail Barishnikov ve Natalya Makarova'nın da bulunduğunu belirtiyorlar. (a.a.) 20 yıl sonra Lelouch Claude Lelouch, şenliğin en çok reklam edilen filmlehnden biri olan "Bir Kadın ve Bir Erkek: 20 Yıl Sonra"da 20 yıl önce Cannes'da büyük ödül alan fılmin kahramanlarım yeniden karşılaştırıyor. Ama sonuçta, gerçekten güzel bir konu, Lelouch'un elinde harcamp gidiyor. ATİLLA DORSAY CANNES Pınl pırıl bir gökyüzü altında Cannes yine bilinen parlaklığını ve hareketliliğini yaşıyor. Plajlarda "iistsüz" modasının alabildiğine egemen olduğu, kaldırımlannın insanları almadığı, buyuk otellerde bir yıl boyunca tüm sinema dünyasına egemen olacak tüm büyük projelerin anlaşmalannın imzalandığı Cannes, yine de ve her şeyden önce tam bir sinema sanatı şöleni, gerçek bir yedinci sanat cenneti... Sabah 8.30"dan başlayarak gece yarısından sonraya dek günün her saatinde ilginizi çekebilecek bir (birçok) film bulduğunuz, acaba hangisine gitsem diye nerdeyse kura çekeceğiniz bir şölen... Muhammed Lakdar Hamina'nin '"Son Göruntü La Derniere Image" filmi, bize 1939'da başlayıp savaşın sonuna dek suren yıllarda kuçuk bir Cezayir köyünde geçen bir öykü anlatıyor. Fransız etkisinin \e egemenliğinin tümüyle sürduğü ülkede Tino Rossi şarkılarıyla birlikte son savaş haberleri de dinleniyor. Fransa'nın tesliminden sonra Mareşal Petain hukümetinin paralelinde yer alarak Nazi politikasının gölgesine sığınanlann yanı sıra, işbirlikçilere karşı duran ve onurlu bir davranışı yeğleyen Fransızlar da bulunuyor. Gerçek Cezayir halkı ise, çeşitli siyasal ve kültürel veriler arasında oldukça şaşkın bir geçiş dönemi yaşıyor. Bu arada koydekı okula atanan genç, güzel \e sarışm Françok son yılların ozyaşamsal nitelikler taşıyan filmlerini, .örneğin Yusuf Şahin'in "Niçin İskenderiye?" yeya Emir Kusturica'nın "Babam İş Gezisinde"sini anımsatıyor. Hamina'nın ozellikle Mısırh Şahin'den esinlendiği ve kendi "Iskenderiye"sini yapmak istediği söylenebilir. Ancak film, adını andığımız iki filmin de ulaştığı kıvama, ilginç bireşime pek ulaşamıyor. Kimi çok guzel, sinemasal açıdan çok olgun çekimlere, ozellikle küçük oyuncuların ustaca yonetilmiş olmasına ve yer yer destansal boyutlara ulaşan anlatımına karşın, sonuç olarak zayıflıklarıyla da dikkati çeken e insanı pek etkilemeyen bir filt. HAYVANLAR ÎSMAİL GVLGEÇ 6£NPBM,ZOPERNt.Kı &UNCAN SONR4 KBIJKME^UM DUMA BEMÇ AK Türk sineması paneli Yüdız Üniversitesi Sanat Günleri kapsamında 16 mayıs cuma günü saat 15.30'da Yüdız üniversitesi Konferans Salonu 'nda Türk sinemasıyla ügili bir panel düzenlenecek. "Türk Sinemasının Bugunu, Sınema ve Gençlik" konuüi paneli Rekin Teksoy yönetecek. Panele konuşmacı olarak film yönetmeni Sinan Çetin, sinema oyuncusu Hale Soygazi, sinema oyuncusu Şener Şen, senaryo yazan Fehmi Yaşar ve film yönetmeni Atilla Candemir katılacak. Kâşifle re saygı Bu türde bir "ulusal ulusaicı" sinema da, son yıllarda kendi tarihine, geçmişine eğilen filmleri sıkça yapan ve "Breaker Morant", "Gelibolu" gibi filmlerle dünyada büyük ilgi çeken Avustralya sinemasından geldi. Türkiye'de "Frances" adlı filmini videolarda izlediğimiz Graeme Clifford adlı yonetmenin imzasını taşıyan "Burke ve Wills", yine Avustralya tarihinden bir yaprak. 1860 yılında bu kıtayı ilk kez baştan başa geçerek denize ulaşmış olan Burke ve Wills adlı 2 lngilizin oykusü... Clifford'un oldukça klasik bir sineması var.. Üstelik film kimi sahnelerinde. biraz mesafeli biçimde de olsa Batı sinemasında kaç zamandır karşımıza çıkmamış olan vatanmillet edebiyatı yapan, "uygar tngiliz" temasını sıkça kullanan bir yapıt olarak gözüktu. Ama ne olursa olsun. Clifford. usta bir sinemacı. Ve film, aşırı İngiliz propagandası yapmayı bir yana bıraktığında, kendilerini biraz seruven, biraz öğrenmek, keşfetmek tutkusuyla olmadık maceralara atan ve bu sayede insanhğa çok şeyler kazandıran tüm kâşiflere, araştırmacılara, ufuklar ötesinin doymak bilmez meraklılarına buyuk bir saygı niteliği de taşıyor ve ozellikle fınalde insanın gözjinden yaşlar getiriyor. AFSAD'ın sergisi "6arış" Ankara Fotoğraf Sanatçılan Derneği AFSAD'm 4. Ulusal Fotoğraf Sergisi'nin konusu "barış" olarak belirlendi. 1986 Bans Yıh dolayısıyla bu konu altında düzenlenen sergiyle, hem banşın önundeki engellerin, hem insanlann özgürlüğünü ve mutluluğunu kısıtlayan sorunlann, hem de barış özleminin geleceğe aktanlması amaçlanıyor. Sergiye katılacak olanlann, yapıtlarını en geç 6 Kasım 1986 gününe kadar "AFSAD, P.K. 830, Kızılay, Ankara"adresinegöndermeleri gerekiyor. Seçici kurulu Kemal Cengizkan, tsa Çelik, Reha İsvan, Ozan Sağdıç ve Mustafa Vural'dan oluşan sergi, aralık aymda tFSAK'ın düzenlediği 1. îstanbul Fotoğraf Cünlerinde yer alacak, daha sonra da İNANDIRICIDEĞİL Anouk Aimee ve JeanLouis Trintignant, Ankara'da sunulacak. Claude Lelouch 'un"Yirmi Yıl Sonra''sında yeniden bir araya getiyoruv. 20 yıl önce bulamadıklan mutluluğu bu kez yakalama çabalan, Lelouch 'un gösterisçiliği sonucunda inandıncı olamıyor. P I K N I K PtYALE MADR.A E.N DE BENİM UŞL43M M1ŞSIN T2vMAM M l ? Içi boş bir Lelouch Insanın gözunden yaş getirmeye daha doğrudan yönelik bir film ise, Claude Lelouch'un şenliğin en çok reklam edilen filmlerinden biri olan "Bir Kadın ve Bir Erkek: 20 Yıl Sonra" adlı yapıtı... Tam 20 yıl once Cannes'da olay yaratarak büyük odül alan fılmin kahramanlarım 20 yıl sonra yeniden karşılaştınyor Lelouch... Yapımcılıkta pek başarılı olamamış kadın (Anouk Aimee) ve araba yarışçılığını artık oğluğuna bırakmış erkek (JeanLouis Trintignant) yeniden bir araya geliyor ve 20 yıl önce değerlendiremedikleri ilişkiyi bu kez değerlendirmeye, erişemedikleri mutluluğu bu kez yakalamaya çalışıyorlar. Olur mu? Aslında olur... Ama Lelouch'un filminde her ne kadar "mutlu son" varsa da, bu olabijirlik hiç de inandıncı değil. Lelouch, 20 yıl sonra bir araya gelen âşıklar gibi çok guzel bir temayı geliştirecek, kahrarnanlarının ruhlarını, psikolojik ayrıntılanyla birlikte 20 yıl boyunca ve 20 yıl sonra özenle, sabırla çözecek ve irdeleyecek yerde, araya bir surü yan öykucuk sokuyor \e her zaman olduğu gibi nasıl usta bir sinemacı olduğunu kanıtlama gösterilerine dalıyor. Sonuçta oldukça oyalayıcı, rahatça izlenen bir film, ama her zamanki gibi boş bir Lelouch göz boyayıcılığı ve gerçekten guzel, ilginç bir konunun haıcanıp gitmesi. HIZLI GAZETECI *ECDET ŞE\ BlRAKiP VUCÜDUM . . . NE BM2LARDÛN 6 £ L £ \ . ELEKTROMIK. Büyük Bizans Sararı mozayikleri DE SUTUM &ECE Ç ETT16İM YO< .. <APAM O GlDlP HEMEN YA7MAL. , YARIM YOLCULUK A vusturya Kültür Ofisi taraftndan düzenlenen Prof. Df. Werner Jobst'un "îstanbul'daki Büyük Bizans Sarayı Mozayikleri" konuhı konferansı 22 mayıs tarihinde saat 18.30'da Almanca ve Türkçe olarak sunulacak. Aynca dia gösterismin de yer aldığı konferans, kültür ofisi salonunda gerçekleşecek. Biz, genelde resmi ve yanşmalı programa bağlı kalarak, gerek sonuçlarda adı edilecek, gerek ülkemizde videolarda ve umalım ki ozellikle buyuk ekranda gorme olasılıgı bulunan filmleri seçiyoruz. Ozellikle Cannes'da sinema tekniğinin en son gelişmeleriyle donanmış salonlarda film seyretmenin inanılmaz keyfini yeniden bulunca, bu filmlerin en azından bir bölümünun sinemalarımıza gelmesini dilemeden edemiyor insan... Daha evrensel bir birey Gunümüz Batı toplumlarındaki marjinal ve kendıne ozgü bireylerin oykulerini anlatan filmlerin yanı sıra, kuşkusuz kimi diğer sinemalar daha genel sorunlara değinen, daha geleneksel filmler de yapıyorlar. Sinemada "ulusaicı" bir tavnn yok olur gibi olduğu, bireyin, her turlü özellikleriyle bireyin, ustelik gitgide daha evrensel niteliklere bürünen bir birey anlayışının odak noktasını oluşturduğu filmlerden sonra bu tur bir sinema, nerdeyse insana yeni ve değişik gelmeye başlıyor. Cezayirli yönetmen sız oğretmen Mademoiselle Boyer, oğrencileriyle ve özellikle küçük Mulud'la yakın ve Sıcak bir ilişki kuruyor. Dünya olaylarından uzak, arkaik bir yaşam biçimini sürdüren köyde, güzel Fransız kızırun varlığı ozellikle gençlerin yureğini ısıtırken, kuçuk Mulud da ilk ve kaçınılmaz olarak karşılıksız aşkını yaşıyor. Savaşın etkisi bu küçük ve ırak Cezayir köyune de ulaşmakta gecikmeyecek, film boyunca tanıdığımız birçok kişi, bir daha gelmemek uzere kayıplara karışacaklardır. Mademoiselle Boyer de gorev inden ayrümak zorunda kalarak çekip gittiğinde ardında birçok kırık kalp, özellikle artık çocukluktan olgunluğa doğru geçmek üzere olan kuçuk Mulud'un kırık kalbini bırakacaktır. Ç İ Z G İ L İ K KÂMİL MASAK4CI Cezayir 1939 Yıllar önce Cannes'da "Ateş Yıllan" fılmiyle buyuk odul almış olan LakdarHamina, 1939'ların Cezayir'inden oldukça ilginç ve renkli bir kesit veren filmini, sonraları daha çok kimi bireysel ilişkilere kimi özel anılara (belki de kendi anılarına) kaydırıyor. Film bu haliyle daha İ0İR.IH M.'^J Yusuf İslamhn yvni plağı Islamiyeti seçtikten sonra Yusuf tslam adını alan eski pop şarkıcısı Cat Stevens, müziği bıraktığı halde, Afgan mültecilere yardım için yeni bir plak yapmayı düşundüğünü söyledi. Açlık çeken Müslüman ülkelere yardım amacıyla "Moslem Aid" örgütünü kuran Yusuf tslam, Afganistan 'da tedaviye muhtaç binlerce çocuk olduğunu, ancak Batının buna kayıtsız kaldığım belirtti. Bu konuda ' 'bilinci yukseltmeyi amaçladığını" söyleyen Yusuf İslam, yeni birplakla müZİk dünyasına dönüş yapmayı düşundüğünü söyledi. İslam, söz konusu plağın "İslamı sınırlar içinde yapılıp yapılamayacağının düşünülmesi" gerektiğini vurguladı. (a.a.) Andre Kertesz'in penceresinden ve Caponigro'nun doğayla köprüsü SEYİT ALİ AK İki unlü usta, Andre Kertesz ve Paul Caponigro'nun fotoğraf sergileri 1430 Mayıs .1986 tarihleri arasında Yıldız Üniversitesi Şevket Sabancı Kitaphğı'nda izlenebilecek. 1986'da 75. kuruluş yıluu kutlayan Yıldız Üniversitesi, özelhkle son yıllarda düzenlenen çeşitdir. Geçen yıl 91 yaşında ölen Kertesz, Macaristan'da doğmuş bir 19. yuzyıl çocuğudur. İki dunya savaşına yakından tanık olmuş, iki büyuk ülkede, Fransa ve ABD'de yaşamıştır. Kertesz, bu geniş bilgi ve gorgu birikimini yapıtlannda ustalıkla yansıtmıştır. 20. yuzyılın başlarında Eugene Atget, Ben Shahn, Jacop "Penceremden "dir. Biraz da son yıllarda artan hastalığının etkisiyle dar bir çe\re içinde kalarak yaşamın değişmez parçaları olan eşyalann aracılığıyla zengin iç dunyasının titreşimlerini bize iletmeye çahşmıştır. Fırtınalı uzun bir yaşamın sonunda, dingin bir çevrede san deftere kurşun kalemle şiir ya da öykü yazar gibi, en ufak ayrıntıyı değerlendirerek yaratmanın verdiği tadı duyumsuyoruz Kertesz'in fotoğraflarmı izlerken. 55'in üzerinde Polaroid gorünum ile 18 siyahbeyaz fotoğraftan oluşan dizi daha önce Fransa, Italya ve ABD'de çeşitli galerilerde gosterilmişti. Yıldız Universitesi'nde açılan serginin ikinci bölumü 1932 yılında doğan Amerikalt fotoğraf ustası Paul Caponigro'ya ayrılmıştır. Caponigro ile ilgili yazıları okurken, her satırında, yaşamı belli bir felsefeye bağlama isteğinin belirgin izlerini bulursunuz. Yaşamının özünu yakalama tutkusu onu doğaya, muziğe, giderek bir anlatım seçeneği olan fotoğraf a hmişür. "Doğa benim dinimdir" diyen Ansel Adams geleneğinin bir uzantısı olarak değerlendirebileceğimiz Caponigro'nun fotoğrafları doğa ile aramızda köprü niteliğindedir. Kent yaşamının odünsüz kısır döngusü içinde soluk soluğa şişirdiğimiz balona bazen hiç beklenmedik anda iğne batırılır. Bu kez, iğneyi batıran Kertesz ve Caponigro'duı. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA\ Edinburgh Festivali zor durumda Edinburgh Festivali, bu yıl 50 bin sterlin açıkta. tngiliz Uluslar Topluluğu Oyunlan ve Sanat Festivali'nin bu yıl Edinburgh 'da yapılacak olması, 10 ağustosta başlayacak Edinburgh Festivali'ne ayrılacak parada kısıntı yapılmasına yol açtı. 40. Edinburgh Festivali'nin ana konusu, "18. yüzyılİskoç aydınlanması" olacak. lskoçya'da da baslayan düşünce hareketi daha sonra bütün Avrupa'yayayılmıstı. Olay, festivalde müzik, tiyatro ve sergi gibi etkinliklerle kutlanacak. Bu yıl festivaldeki gösteri sayısı rekor bir sayıyı, üç yüzü bulacak. Festivale katılacak topluluklar arasında Toronto Senfoni Orkestrası, Oslo Filarmoni Orkestrası ve Moskova Virtüozları da yer alacak. İki fotoğraf ustasının, Andre Kertesz ve Paul Caponigro'nun sergileri Yıldız Universitesi'nde. Kertesz'in "Penceremden" sergisinde, 55 'ten fazla polaroid görünüm, 18 siyahbeyaz yer alıyor. Caponigro'nun fotoğrafları ise doğayla aramızda bir köprü niteliğinde. li sosyal etkinliklerle hızlı bir gelişim sureci yaşamaktadır. Üniversite Rektöru Prof. Süha Toner'in kuru bir oğretim kurumu yerine kültür ve sanat odağı çağdaş bir universite yaratma çabalarını kıvançla karşılıyoruz. iki ayrı kuruluş tarafından getirilen serginin göze ilk çarpan ortak yanı, Kertesz ve Caponigro'nun Polaroid tekniğiyle ilgilenmeleri, bu yolda yapıtlar vermeleri TARIHTE BUGUN S2L Andre Kertesz v 1340 'TA guGuti,ALMAN OZöULflRJ, HOLLAUDA, BELÇıfM tfS Ordu grulou A LUKSEMBUI2S UZERlMDEN FRANSA ' Ya GıRMEYE 8AŞLA lu grvbu C Pl. Pöer &UN ÖNCE, HOLLANOA V£ BELÇllCA'yA SALO/eAM ALMANL4R, B'ZLEÇiK İAIGILİZFSANSIZ *UJVVETLERıNlN HISA SÛJŞEM P/eBN/fî PtŞINPA, BUUL£EL£Rl KOL4YCA İŞGAL ETMıŞTİ. ONLAR.I LÜKSEKAgURJS'UN &UMEYİMPEN SEKLEYEN , BU&ADAKl ÜaA UATT/"NA ANCAIC , ZUZEYDEN BlR. ÇIG Gigi ÛLKE /Ç/AJPE iLEeaVECEKT/.£/& AY SOURA, BAŞICEMT PA/Zİ£,ALAAAN Çı2MELESI ALTIMPA KALACAKTfg./. ALMANIAR, FRANSIZ S/NIR/NI A$TfL MIMTAZ ARIKAS 14 Mayıs Ordutjrubu B Riis, Le>ıs Hine'm yaptığı gibi romantik bir yaklaşım biçimiyle toplum yaşamının aksayan yanlarını dile getirerek baslayan sanat yaşamı, Polaroid çeşitlemesiyle noktalanmıştır. İzleyeceğimiz sergide, Kertesz'in "'Nev* Vork'taki dairesinde pencereden gelen ve'surekli değişen ışıkta >akaladığı çok ince görünumlerden bir dernet sunulmaktadır." Serginin adı 50 YIL ONCE Cumhurivet Petrol araştırması Müreftedeki petrol araştırma sahasmda yeni bazı membalar bulunduğunu ve çok umid vericı olan buluşlar hakkında İktisad Vekaletine haber venleceğıni bildirmiştik. Mureftede petro! taharriyaıile uğraşan ve birkaç gündür şehrimizde bulunan Amerikalı muhendis M. Kesh ve M. Russel burada Maden Tetkik Arama Enstitusü petrol aratna şefi Cevad Eyüble konuştuktan ve keyfiyeti bildırdikten sonra hep beraber Murefteye gitmişlerdır. Mahallinde tetkik yapılacak ve verilecek karara göre ağiebi 14 Mayıs 1936 ihtimal sondajlara devam edilecektır. Maden Tetkik Arama Enstitusü memleketimizin diğer taraflarında da petrol arama işine buyuk bir faalıyetle devam etmektedir. Mardin civarında evvelce başlıyan sondaj 1000 metroyu geçmiştir. Petrol için musaid 19361986 topraklann 11001200 metro arasında kesilmesi beklenilmekıedir. Bu sondaj umid vericidir. Fakat vereceğı netice hakkında şimdıden birşey söylenememektedir. Adana civarında Tarsus eteklehnde de mıisaid bir struktürün mevcud olduğu tesbit edilmiştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle