24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
:UMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 25 NÎSAN 1986 Strasbourg'Uaki Oylama.. (Bastarafı 1. Sayfada) mişti. Türkiye'ye önümüzdeki kasım ayında ddnem başkanltğ/ yoJunu açan Strasbourgdaki dünkü oylama ise bir bakıma bu süreci noktalamış oldu. Avrupa Konseyi ile ilişkiterin rayına oturması Türkiye açısından olayın bir bacağını otuşturmaktadır. Diğer bacak, Ortakpazar'la ilişkilerimizin normalleşmesidir kuşkusuz. Şimdilik bu noktaya pek yakın değiliz. Ortakpazar, 12 Eylül sonrası 600 mityon ddarlık 4'üncü Mali Protokolü askıya almış ve Türkiye ile ilişkilerini dondurmuştu. Mali Protokolün serbest bırakılıp bırakılmaması ise ilişkilerimiz açısından bir simge niteliği kazanmıştı. Bugün için bu konuda belirsJzlik sürmektedir. Sonbaharda, yillardır topianmayan AETTürkiye Ortaktık Konseyi'nin bir araya gelmesi ilke olarak karartaştırılmıştır. Fakat bu toplanttnın hangi düzeyde olacağı henuz belli değildir. Daimi delegeier düzeyinde mi, yoksa dısişleri bakanlannm katılımıyla mı bu toplantı yapdacaktır, bilinemiyor. Ankara'nın hakft isteği, toplantının bakanlar düzeyinde gerçekleşmesidir Aynca toplantının gündemi de önem taşıyor. Acaba gündemde, Ortakpazar'la ilişkilerin normalleşmesinde bir simge olan 4'üncü Mali Protokol yer alacak mıdır? Bu da bir başka bilinmeyendir. Avrupa Konseyi ile ilişkilerimizin normalleşmesi diplomatik açıdan nispi olarak daha kolay gerçekleşmiştir. Aynı hedefe Ortakpazar'la ilgili olarak varmanın o kadar kolay olmayacagı açıktır; çünkü bu kez karşımızda AETye "tam uyeT olan ve "vettf hakkına sahip bir Yunanistan vardır. Yunanistan NATO'ya dönerken, Türkiye 12 Eylül döneminde "veto" hakkından feragat edivermişti. Ama ne var ki Yunanistan'dan buna benzer esneklikleri kendiliğinden beklemek hiç kuşkusuz hayal gücünü zoriamakla eşanlam taşımaktadır. Atina, Türkiye'den olmayacak ödünler elde edebilmek amactyla kapryı sımsıkı kapalı tutmaya çabalayacaktır. O zaman ne yapmalı? Turkrye, öncelikle uyesi bulunduğu Avrupa Konseyi'ne vücut veren statudeki demokratik ilkeleri birer birer sonuna kadar gerçekleştirmelidir. Demokrasi açısından evin içini düzenlemek, birincil görevimiz olmalıdır. Bu işi yaparken, Batı'ya da anlatmalıyiz ki, onlaria ortaklığımız yalnızca "askarT boyuttan oluşmuyor, oluşamaz. Demokrasryi kendi evimizde yoluna koyarken, elimizdeki kartlan da akıllıca, çekinmeksizin ve de inandıncı bir biçimde oynarsak, herhalde karşımızda "Yunan engeli" diye de bir şey kalamaz. Aşar geçeriz... Avrupa Konseyî 'e\e€ dedi (Baştorafi 1. Sayfada) leşmediği için de oturumlannı boykot ettiği Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne Ankara'nın dönem başkanı sıfaüyla yeniden dönmesi kesinlik kazannuş oldu. Bulunan fonnüle gOre Türkiye, bugunden itibaren Liechtensiein'in yerine dönem başkan yardımcıhğını üstlenecek ve kasım ayından itibaren de fiilen dönem başkanlığmı yapacak. Strasbourg Ankara ilişkilerinin "salflha kavuşmasında" sembolik bir önem taşıyan dünkü oylamanın kayda değer olayi ise, Yunanistan dışmdaki iki AET üyesi, Lüksemburg ve Danimarka'nın aleyhte oy kullanması, lsveç'in çekimser kalması oldu. LUksemburg Dısişleri Bakanı'nın sosyalist olmasından dolayı, bu ülkedeki koalisyon hükümetinin, sol kanadı "gocundunnamak" için aleyhte oy verdiği ifade edilirken, Danimarka'nın iurumu da yine azınlık hükümetinin konurauna bağlandı. Ancak gözlemciler, bu iki başkentin AET bünyesi içinde de potansiyei bir "tehlike" oluşturabilecekleri üstünde durdular. lsveç'in çekimser kalması ise, Stockholm'ün "şikâyetçi beşler" içinde yer almış olmasıyla yorumlandı. Buna karşılık İskandinavya ülkelerinin tam bir blok oluşturmaması ve değişik yönlerde oy kullanması "Tiirkiye sorununun" çözümlenmesinde önemli bir rol oynadı. Yine "şikâyetçi beşler" arasında yer almış olan Fransa'nın ise bu defa son derece olumlu bir tutum takındığı, Ingiltere ve Almanya ile beraber "Tiirk yanlısı" grubun başını çektiği de kayda değer diğer bir nokta olarak değerlendirildi. Günün en sürpriz olayını ise, Dısişleri Bakanı Vahit Halefoğlu'nun hiç beklenmedik bir anda Strasbourg'a gelmesi oluşturdu. Oylama sonucunun belli olmasından beş dakika sonra, Dışişleri Bakanı, toplantıların yapüdığı "Avrupa Sanıyı"na TRT kameıalan altında girdi. Çok sevinçli olduğu gözlenen Halefoğlu şu açıklamayı yaptı: "Sonucu şu anda öğrendim. Bu Türkiye'de demokrasiye inananlann bir zaferidir. Menfi oj lann daha az olmasını isterdim. Ancak Yunanistan ve Kıbns Rumlannı iflah etmenin imkânsız olduğu ortadadır. Bunlann. Tiirk düşmanlığından mıizdarip, ıslah olmaz hastalar olduğu açıktır. Ne var ki bu iki iilke dışındaki diğer olumsuz oy verenleri mutlaka tedavi edeceğiz." Bakanlar Komitesi'nde bu olumlu gelişmeler olurken, konseyin diğer organı ParlamenterICT Asamblesi'nde de dün yeni bir olumlu sonuç elde edildi. Üye ülke milletvekilleri, 12 Eylül müdahalesinden bu yana ilk defa önümüzdeki dönem için Türkiye'nin bir "sorun giindem" maddesi olarak tartışılmamasını kabul ettiler. Konsey raportörleri, Steiner ve Stoffelen tarafından hazırlanan metinler olduğu gibi benimsendi. Söz konusu rapor ve karar belgesi, Türkiye'de demokrasiye geçiş sürecinin Türk Dısişleri Bakam'nın olumlu bir biçimde sürdüğünü Strasbourg'a gelmesinin çok önvurguluyor. lnsan haklanna ilişceden planlandığı, fakat bunun gizli tutulduğu da anlaşıldı. El kin uygulamalarda iyileşmelerin de edilen bilgilere göre, dün öğ olduğunu belirtiyor. Siyasi fikir suçlarından yargılanan ve ceza leden sonra Ankara'dan ayrılan alan kimselerin affedilmesi için Haiefoğlu, Frankfurt'a uğrayarak geceyi burada geçirdi. Ak TBMM'nin girişimlere devam etmesini talep ediyor ve ilk defa şam geç saatlerde, Türkiye'nin Konsey Daimi Temsilcisi Büyü olarak konsey siyasi ve hukuk komisyonlannın "Türkiye'deki kelçi Filiz Dinçmen ile bir telefon görüşmesi yapan Türk ba durumn yakından takip etmekkan, oylamaya itiraz edilmeme le" yetinmesini istiyor. Yani, ilk si talimatım verdi. Bu talimat, kez söz konusu komisyonlar, yeni bir rapor hazırlayarak asdönem başkanhğı için gereken on bir oyun garantiye bağlanma samble gündemine sunmayacaklar. sından kaynaklandı. Dün sabah Strasbourg'da hazır bulunan ise Vahit Haiefoğlu, yanında DıTürk milletvekilleri tarafmdan sişleri Bakanhğı Sözcüsü Yalım Eralp olduğu halde Frankfurt' son derece sevinçle karşılanan bu tan yola çıktı ve gizlice Strasbokarar, Bakanlar Komitesi'nin dıurg'a gelerek oylamanın yapıldışında da Parlamenterler Asambğı "Avrupa Sarayı"ndan beş yüz lesi'nin Türkiye'ye karşı "bariz metre uzaklıktaki Türk delegas birşekilde" yumuşadığını ortayonunda sonucu beklemeye başya koyuyor. ladı. Sonucun hemen kendisine Bütün gözlemcilere göre, gebildirilmesiyle, Avrupa Konse rek bakanlar organında gerek yi'ne hareket eden bakan, beş Parlamenterler Asamblesi'nde dakika sonra Avrupa Sarayı'na dün aJınmış olan kararlar, 12 girdi ve dısişleri bakanlannın ye Eylül müdahalesinden sonra meğine katıldı. Böylelikle başlayan "fırtınalı döoemin" "onıcu" bozan Haiefoğlu, 1984 bittiğini gösteriyor ve "tek kasımından beri ilk defa Avru püriiz" durumunda kalan "beş pa Konseyi'ne girerek "boş ülke şikâyetinin de" 1987 şubakoltuk" politikasmı fiilen sona undan itibaren ortadan kalkacaerdirdi. ğım haber veriyor. HÜKÜMETtN AÇIKLAMASI General Mac Arthur'un Devlet Bakanı Mesut Yümaz, "Şimdi gidiyorum, ama yine geleceğim" sözünü hatırlatan Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nHaiefoğlu, üç saatlik Strasbourg deki başkan yardımcılığına secilikâmetinden sonra yeniden mesiyle ilgili olarak dün yaptığı açıklamada, "Bu gelişmeyi Frankfurt'a döndü. Avrupa KonseyVnde sancıh 5 yıL, HADİ ULUENGİN STRASBOURG Türkiye'nin, dünden itibaren Avrupa Konseyi dönem bafkanlığım garanıiye almasıyla, artık hemen hemen noktalandığı sOylenebilecek "Strasbourg maceran" 12 Eylül müdahalesinden bu yana ne tür bir seyir izledi ve nereden nereye gelindi? Bu sorunun cevabım verebilmek için hafızalan yoklamak ve eski defterleri kariftırmak gerekiyor. "Dtmokrasinin IMF"si olarak adlandınlan Avrupa Konseyi'nde de aslında 12 Eylül müdahalesi olağanüstü bir infialle karşılanmadı. Yirmi bir üyeli organ, müdahale ertesinde, Yunanistan'daki albaylar cuntasma karft uyguladığı "dtrhal ihraç" karanm Türkiye için geçerlikılmadı ve Türk parlamenterierin "parlammtosuz bir yönetimi" Avrupa Konseyi'nde anlatmalanna izin verildi. Müdahaleden hemen sonra Strasbourg yolunu tutan eskiyönetim milletvekilleri, esas olarak 12 Eylül'ün kaçınılmaz olduğunu vurguladılar ve askeri yönetimin en ktsa dönemde demokrasiye geçeceği konusunda güvence verdiler. "NetameH" bu ilk Strasbourg yolculuğundan en çok hatııiarda kalan, "Tunm Güntş"in "sefer" dönüfünde, "ftrif kuiübünde poker oynamanm " mümkün olmadığını söylemesi oldu. 1981 mayısında gerçekleştirilen konsey oturumlannın kayda değer en önemli iki olgusu ise, Avrupalı parlamenterierin "Türkiyt'deki durumu çok yakmdan vüeme" karan alarak Bardens'ı raportör tayin etmeleri ve Türk milletvekillerinin artık yetki belgelerine sahip olmalanydı. Zaten, Strasbourg'daki rüzgârlar değismis ve sol kanat, demokrasiye aykın uygulamalar konusunda seferberlik bayraklannı açmıstı. 1981 bahanndan 1982 yazina kadar geçen dönem, bütün batıh kurumlann olduğu gibi, Avrupa Konseyi'nin de Ankara'ya karşı sertleşme sürecini otuşturdu. Pek çok heyet Türkiye'nin yolunu tutarak uygulamalar konusunda rapor üstüne rapor hazırlarken, askeri yönetimin "Baü kulubünden" ihraç edilmesi de her toplantmın gtindem maddesini olusturdu. Ancak Ankara, bazen tatlısert, bazen de acı sert bir politika uygulayarak ihracın bu dönem içinde gerçekleştirilmesini ustaca bir yöntemle engelledi Bu arada Avrupa Konseyi, Türkiye'de en iyi bitinen Batılı kurum haline geidi ve Stainer, Stoffelen, Bardens gibi isimler, sıradan Türk gazete okuyucusunun ezberine yerleşti. Avrupa basınında hemen hemen hiç sözü edilmeyen konsey, Türkiye sayesinde güncellik kazandı. 1982 yılının en önemli geiismesi ise, beş üye ülke, Danimarka, Norveç, lsveç, Fransa ve HoUanda'mn Türkiye'yi işkence iddialanndan dolayı Avrupa Konseyi lnsan Hakları Komisyonu'na fikâyet etmesi oldu. Şikâyetler, 82 kasımmda kabul edildi ve Avrupa Konseyi Parlamenj£rler Asamblesi, halkoylamasına sunulacak yeni Türk anayasasının kurum ilkeleriyle çatıştığı yolunda karar aldı. Aynı yılın kasım aymdaki diğer gelisme ise, Türkiye'nin üyeliğinin askıya almması için yapılan basvurunun reddedilmesiydi Yani bu dönem içinde, Ankara temsilcileri, konsey organı Parlamenterler Asamblesinde "namevcut" olarak gözükürken, diğer organ Bakanlar Komitesinde ise, Dısişleri Bakanı llter Türkmen'in şahstnda temsil ediliyor ve gönderdeki Türk baynığı, her sabah "Avrupa Sarayma" çekiliyordu. 1983 yılı da iyimser başlamadı. Bir yandan eleştiriler doz artarak sürerken, 6te yandan şubat ayında da "}ikâyetçi befkrin" davası, lnsan Haklan Komisyonu 0nünde ilk celseye geliyordu. Yılın sonuna doğru, 6 Kasım seçimlerinin gerçeklesmesi ve Ozal hükümetinin iktidara gelifi, Ankara'da umut ısıklan yanmasına yol açtu Sivil bir hükümetin işbaşmda oiması, Strasbourg'a giden yollardaki engelleri de ortadan kaldıracaktı. Ne var ki, 1984'ün ilk gelismeleri, bu doğrultuda olmadı. Şubat ayında Avrupa Konseyi'ne gelen Türk parlamenterierin yetki belgeleri, kabul edilmedi ve başta sol kanat olmak üzere değisik eğilimler, Türkiye'deki durumu "güdümlü demokrasi" olarak nitelendirdiler. Yılın ikinci yansına doğru ise, üç yılı aşkm süredir devam eden fırtına, yavasyavaş mutedil bir rtizgâra dönmeye basladı. Sıkıyönetimin kademeli olarak kaldınlmasu Türkiye'de demokrasiye dönüs sürecinin gözle görülür biçimde hızlanması, Strasbourg'da ılkbahar yellerini estirdi. Mayıs ayında yapılan asamble toptantısında, TBMM temsilcilerinin yetki belgeleri onaylandı ve Türk parlamenterler, dört yıl sonra ilk kez yeniden yerlerini aldılar. Dönüs, kuşkusuz şanlı bir dönüstü. Durum bir yıl sonra yeniden tartışılacak ve yetki belgeleri tekrar gözden geçirüecektl Ancak artık tehlike atlatümıs ve badireden büyük ölçüde çıkılmiftu 1984 kasımmın geiismesi ise, Türkiye'nin, daha önce feragat ettiği, ancak sembolik bir anlam taşıyan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı 'nı yeniden talep etmesiydi. Bunun onaylanmaması ile, artık kendisini daha rahat hisseden Ankara, komitede "bos koltuk" siyaseti uygulama kararı aldı ve bu organı boykot ettl 1985 yılı ise, artık "rutin" haline dönüşmeye başlamıştL Türk parlamenterierin yetki belge/erinin artık kesinlikle kabul edilmesinden sonra, TBMM üyeleri Strasbourg uçaklanrun aklarmasını artık iyice ezberlediler ve bütün toplantılarda sandalyelerini buldular. Yumuşayan havanın diğer bir göstergesi ise, Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi'nin 1986 haziranında tstanbul'da toplanmasına karar verilmesi oldu. Geçen yılın ikinci yansından itibaren ise, beş ülkenin şikâyetlerini geri çekmesi için Ankara ile davacı başkentIer arasında yoğun dirsek temasları başladı. Bu temaslar, atalık ayında sonuç verdi ve "Dostane Çözüm" adı verilen birformülte Türkiye aleyhindeki dava düştü. Ankara, lnsan Haklan Komisyonu'na ve "fUeiyetçi beşiert" 1987 şubatına kadar üç tane rapor verecek ve bu raporlar tatmin edici bulunduğu takdirde, fikâyet, artık kesinlikle geri alınmış olacaktı. "Dostane Çözüm" aslında beş başkentin zevahiri kurtarmasına yarıyor ve da' vamn yeniden güncellik kazanmayacağı konusunda herkes görüş birliğine varmış oluyordu. Türkiye'nin, dün yeniden Konsey Bakanlar Komitesi Dönem Başkanlığı'nı da güvence altına almasıyla ise, Ankara, aslında 12 Eylül'den bu yana Strasbourg organında elde ettiği diplomatik başanlan perçinlemiş oldu. Çünkü, Batı demokrasilerinin "ahlak ve namus mübaşiri" Avrupa Konseyi ile beş yıllık bir macera yaşıyan Türkiye, Slrasbourg'daki büttin gözlemcilerin üzerinde görüş birliğine vardığı gibi, bu macerudan nikâhı bozmadan çıktL Ancak Türkiye, nikâhı bozmadıysa da belki nikâhı bozutan biraz Avrupa Konseyi oldu. Turan Güneş'in "Briç kuiübünde poker oynanmaz" lafının her zaman gerçeği yansıtmadığı ve bazan briç kulübündekilerin de zoraki "reel potitik " sayesinde poker öğrendikkri bir Voka oldu. ne yurı'aşlan davet eden ANAP'lı(Basiarafi 1. Sayfada) reni nedeniyle Süleyman Demirel de lar, 10 bir. kadar Özal posteri dağıtIsparta'ya girmeden Keçiborlu'ya ge tılar. Hazırlanan 200'e yakm pankart lecek. Kardeşi Şevket Oemircİ, Sü da partililere verildi. ANAP'lılar leyman Demirel'in bu sabah karayo özal'ı karşılayaraklan Dereboğalu ile Ankara'dan hareket edeceğini a'ndan kente 1.500 otomobillik bir ve Keçiborlu'da öğle namazından konvoyla girmeyi amaçlıyorlar. Başbakan özal, saat 18.00 sıralasonra cenaze törenine katılacağını söyledi. özal'ın Isparta programın rmda özel uçağıyla yanında Devlet da Keciborlu ilçesi bulunmuyor. De Bakanı Ahmet Karaevli ve Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy ile birlikmirel, aynı gün Ankara'ya dönecek. te Antalya Havaalanı'na geidi. HaDemirel, bu akşam saat 20.30'da Anadolu Kulüp'te eski AP'li parla vaalanında Özal'ı karşılayan yurttaşmenterlerle bir yemek yiyecek. Ye lardan bin, "Çok yaşa Özal paşa" meğe, DYP Merkez Yönetim ve Ka diye bağırdı. Uçağın kapısından havaalanı ginşıne kadar yere serilen kırrar Kurulu üyeleri de katılacaklar. Isparta muhabirimiz A. thsan ÇaJ mızı halının her iki yanına da yaklaşık 20'şer santim araiıklarla kırmızı ü'nın haberine göre, ANAP Isparta 11 tkinci Başkanı Mahmut Çetintnrk, guller dizildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaözal'ın Isparta gezisi nedeniyle tüm hanrlıklann tamamlandığım söyle nı Sodi Törei ile vatandaşlar özal'ı karşıladılar. Karşılama öncesinde şedi. Çetintürk'ün verdiği bilgiye göref salonunda Süleyman Demirel'in re, özal'ın Antalya'dan helikopterle gelisi sırasında inecegi Dereboğa bugün Isparta'nın Keciborlu ilçesin yolu Üzerinde karşılama töreni ya ne geleceği haberi heyecan yarattı. pılacak. Ispartaiılann DereboğazT Partih'ler Demirel'in gelişi konusunda gazetecilerden bilgi almaya çalışna gitraeleri için belediye otobüsleri tılar. Bu arada ANAP Antalya Milçalışacak. özal'ın gezisi nedeniyle bugün kamu kuruluşlanmn ve res letvekili Cengiz Dagyar. "Demirel mi dairelerin tatil edilmeyeceği, an Isparta'ya gelirse muhabbet olur. cak dersi boş olan sınıflardan öğret Tatsız bir olay, orada cenaze oMumen ve öğrencilerle yoğun işi olma gundan Keçiborlu'ya daha fazla kalababk gidebilir" biçiminde konuşyan devlet memurlannın Özal'ı kartu. Sudi Türel de, "Herkesin keodişılamaya gideceği öğrenildi. sine göre müşterisi var" diyerek DeÇevre ü örgütierinin de yardımı ile mirel'in gelişini Özal'ın Isparta ilinIsparta'nın köy, kasaba ve ilçelerini de karşılanmasını etkilemeyeceğini dolaşarak özal'ın karşılama törenisavundu. Başbakan Turgut özal da, Demirel'in gelişi haberini özel ucağında Başbakanlık Danışmanı Can Pnlak'dan öğrendi. Ancak tepkisini memnuniyetle karşüıyonız" debelinmedi. di. Yümaz, oturumda aleyhte oy Başbakan Özal, ANAP'ın Petek çıkmamasının tercih edilmekle adlı otobüsüyle şehire girdi. Havaa lanj yolunun son üç kilometrelik böberaber, bu karann, Amıpalılalümünde yol kenanna dizilen vatannn Türkiye'de demokratik sistesevgi gösrerisınde bulundu. me gönülden bağlıiığına olan inançlannı gösterdiğini kaydetBaşbakan Turgut özal, Cumhuriti.Mesut Yılmaz, mesajında "Bu yet Meydanı'ndaki konuşmasına saat 19.45'te başlayabildi. Otobüs üzeringelişmeyi memnuniyetle karşılıyor ve Türkiye'nin Batı Avrupa den kalabalık bir topluluğa hitaben camiası içinde yerinin güçlendi yaptığı konuşmaya özal, işlerin iyi rilmesine yol açmasını diliyo gittiğini ifade ederek başladı. Diş itibann yukselmesinin işlerin nız" dedi. iyi gittiğinin göstergesi olduğunu söyÖZAL'IN SÖZLERİ leyen Ozarın konuşmasını keserek, Antalya'da dün halka hitaben akşam ezamnı dinlemesi, alkışlarla bir konuşma yapan Başbakan karşılandı. özal, sözlerini özetle şöyTurgut Özal, Avrupa Konseyi ile le sürdürdü: ilişkılere değinerek, "Pariamen"Turizm gefirieri bu sene daha to çalışmaya başladığında mem fazla oldu. Kııveyt'ten 100150 kişi leketimizi sevmeyenler. Türkiye bu yaz için yer ayırdı. Paris'ten herburaya giremez, demokrasi bu gün 4 Türk tayyaresi turist geüriyor. na müsait degil dediler. Girdik, Bannn sebebi Türkiye'de istikrarlı şimdi de Türkiye buraya başkan idare, emniyet ve güven olmasMİır. 61 bin turistlik yatak sayisını 100 biolamaz dediler. Türkiye Avrupa ne çıkardık. Bu sayi bir iki senede Konseyi'ne başkan da oluyor" 150 bini bulacak. 40 senede 600 bin dedi. konut yapmışlar, biz 5 senede 600 AP'NİN YORUMU bin konut yapacağız. öte yandan AP ajansı, TürBu sene yagışlar iyi gidiyor. Bolkiye'nin Avnıpa Konseyi Bakan luk olacak, ucuzluk gelecek, muhalar Komitesi Başkan Yardımcı liflerimiz son üç dört aydır artık enflığYnın onaylanmasını Türkiye lasyondan bahsetmiyoıiar. Çünkü aldığımız tedbirler sonuç vermeye için "diplomatik zafer" olarak nitelendirdi. AP'nin Strasbourg başladı. Mesela vergi adaleti konukaynaklı haberine göre, Strasbo sunda ciddi adımlar atuk. Arük kioıse vergi kaçıramaz." urg'taki gözlemciler, Türkiye'Gezisi sırasında Kuveyt halindeki nin önemli bir diplomatik başa meyve ve sebzelerin yüzde SO'inin n kazandığını belirttiler. Türkiye'den gittiğini öğrendiğini belirten özal, "Türkiye artık 50 milyonu değil, 7075 milyonu besleye(Baştarafı 1. Sayfada) cek hale gelmiştir" dedi. Hedefleriradan yürüyerek Türk Büyükelçilik nin Türkiye'yi ileri götürmek oldubinasma gelen göstericiler 71 yıl ön ğunu, Allah'tan başka kimseden ce Türkler tarafmdan işgal edildiği korkmadıklarını kaydeden Başbakan ve Ermenilere an olduğunu One sür "Azunle yürümeye devam edeceğiz, dükleri topraklann geri verilmesi ge çünkü biliyoruz ki milletiınizin desrektiği iddiaJannı içeren pankartlar tegi vardır" biçiminde konuştu. özal tasıdılar, sloganlar attılar. Aynca sözlerinin sonunda, kimseyle kavgaYunanistan'da yaşayan 10 bin civa lan olmadığını vurguladı ve "Birtannda Ermeni'nin de dün dükkanla kım laflara inanmayın, ber şey heruu aymadıklan ve çocuklannı okula saplıdır, kilaplıdır. İki seneden beri göndermedikleri gözlendi. yapükianmu bundan sonra yapacaklanmızın teminatadır. Çünkü biz aa.'nın haberine göre, Türkiye'nin Kanada Büyükelçiliği Ticaret Ataşesi aranızdan çıktık" dedi. Kâni Güngör'ü 1982 yılında öldürBaşbakan Turgut özal, konuşmameye teşebbüs eden 3 Ermeni, suçlu sından sonra özel idare binasında olduklannı kabul etti. yaptınlan kongre salonunun açılışıErmeni sanıklar Harutiyan Kevork na katıldı. Geceyi Antalya'da geçi(41), Raffie Balian (29) ve Haig Ga ren Başbakan ve beraberindekiler, rakanyan, mahkemenin dünkü otu bugün Ispana'ya gidecekler. Özal, nımunda "cinayet işlemek amacıyla Isparta'da ve bazı ilçelerinde halka kompto kurduklannı" kabul ettiler. hitaben konuşmalar yapacak ve baErmeni teroristlerin suçlu olduk zı tesisleri hizmete açacak. larını kabul etmelennden sonra du DEMİREL RAKİP DEĞİL ruşma sona erdi. Ermeni teröristler Başbakan Turgut özal, dün akhakkındaki karann mayıs ayı ortaşam Talya Oteli'ndeki yemek öncelarında açıklanması bekleniyor. sinde gazetecilerin "Süleyman DemiÜç Ermeni terörist, Türİciye'pin Ottawa Ticarel Ataşesi Kâni Gün rel'in sizınle aynı gün Isparta'ya gidişini nasıl karşılıyorsunuz" sorusugör'ü 8 Nisan 1982'de öldürmeye tena "Kaç defa söyledim, Süleyman şebbüs etmiş ve arabasına binerken Bey bizim rakibimiz değil. Siz hep Güngör'e tabanca ile ateş açmışlaröyle rakip diye çıkarmak istiyorsudı. Omuz ve bacaklarmdan yaralanuz, ama değil" yanıtını verdi. nan 54 yaşındaki Kâni Güngör, relç özal'a, Demirel'in gezisinin kendiolmuştu. Mahkemenin Ermeni teröristleri 14 yıl hapis cezasına çarptır sinin Isparta gezisi ile aynı güne rastladığının anımsatılması üzerine de ması bekleniyor. "Olabilir, ne olacak?" dedi. Savcılık, Kâni Güngör'ün kendisine ateş eden iki kişi hakkında çelişkili ifade verdiği gerekcesiyle, Ermeni terörisüeri yalnızca "cinayet işlemek amacıyla komplo kurmak"la suçladı. Güngör, kendisine ateş eden kişinin kımliğini kesin bir sekilde belirleseydi, mahkeme sanığı ömürboyu hapis cezasına çarptırabüecekti. KIBRISTA BtLDtRİLER ANKARA, (Cumhuriyet BüKıbns'ın Rum kesiminde yaşayan rosu) SHP'li üyelerce verilen Ermeniler de dün "Enneni Haik Hareketi" adı altında bir bildirı ya YÖK hakkında Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge yımlayarak Ermenilerle Rumları, TBMM'de reddedüdi. ANAP üe Türkiye'ye karşı silahlı bir mücadebazı MDP'li ve bağımsız üyeler, leye çağırdılar. araştırmaya "hayır" derken, FRANSA'DA SÖNÜK araştırma açılmasını isteyen GÖSTERİLER Paris muhabirimiz Sabetay V» SHP'den çok sayıda üyenin gerol'un haberine göre Fransa'daki Er nel kurulda bulunmadığı gözlenmeni cemaatinin bu yıl düzenlediği di. ANAP sözcüsü, anayasa targösteriler, geçen yıla oranla olduk tışması gerekcesiyle önergeye ça sönük gecti. Geçen yıl aynı gün, karşı çıkarken, Milli Eğitim Paris Belediyesi tarafmdan kendile Gençlik ve Spor BakamMetin rine ayrılan yerde " Paris'te bir Er Emiroğlu, YÖK'ü savunmakta meni anıtı"mn temelini atmak için güçlük çekti. SHP, YÖK ve uytören düzenleyen, ancak o tarihten beri yapımına geçilmeyen amt hak gulamaJannı sert biçimde eleştirdi. kında yeni bir gelışme olmadı. Buna karşılık Paris'teki Ermeni Teröristler için örgütleri, Charles de Gaulk Meydaoperasyon nı'ndaki Zafer Anıtı'nda toplaı.:>rak saat 18.00'den itibaren iki ayn go^ sürüyor teri yürüyüşü düzenlediler. Haber Merkezi KahramanALMANYA'DA maraş'm Pazarcık ilçesine bağlı 21 nisan akşamı Federal Alman teTilkiler köyü yakınındaki Taşolevizyonunda gösterilen " Artık Erbası mevkiinde bulunan BOmeni sorunu diye bir şey yok" adlı programa Türk çevrelerin tepkisi süTAŞ'a ait petrol pompalama rerken Ermeniler dün bir basın topistasyonuna saboıaj düzenlemek lantısı düzenleyerek filmin yapımcıisteyen teroristlerin aranmasına sına teşekkür ettiler. "Ermeni Uludevam ediliyor. Kahramanmaraş sai Konseji" adlı urgütün Aimanya Valisi Adnan Darendeliler. teröSeksiyonu tarafmdan Bonn'da dürislerin yakalanmalarırun an mezenlenen basın toplantısına lsviçreL selesi olduğunu söyledi. den konsey başkanı rahip James KarBölgeye takviye gönderildiği, austyan ve Alman televizyonundaki bu arada köylülerin silahlandınlfilmin yapımcısı Raiph Giordano da katıldı. maya başlandığı öğrenildi. Ozal Isparta smavında Ecevit Libya elçisini ziyaret edecek ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) CHP'nin eski Genel Başkanı Bülent Ecevit, FKÖ'nün Ankara Temsilcisi Abu Firas'ı ve Libya Halk Bürosu Sekreteri Muhammed Abdülmalik'i ayn ayn ziyaret edecek. Ecevit'in Abu Fıras'ı bugün, Libya Halk Bürosu Sekreteri Abdülmalik'i ise yann ziyaret edeceği bildirildi. ANKARA...ANKA MUSERREF HEKİMOĞUJ Ödül Töreni... Geçen akşam, şimdi resim ve heykel müzesi olan eski halkevinde güzel saatler yaşadık. Bir süre önce onarılan tiyatro salonunda bir tören düzenlendi. Kimi sanatçılar, bilim adamları ve kuruluşlar ödül aldılar. Türk Tanrtma VakfYnın kuruluşu, döneminde hayli tartışıldı ama o tartışmalar hayli geride şimdi. Son ödül töreni de iyi bir izlem verdi. Elbet elestiritecek yanlan da var. önce hayli geç başladı, nerdeyse bir saat, Meclis başkanı tocasında, bakanlar, yabancı elçiler kottuklannda, gözler sahnede, Başbakan özal ve eşinin gelmesi bekleniyor. Vakrf yöneticileri bir duyuru yapsalardı, ya da program başlasaydı daha iyi olurdu hiç kuşkusuz. Başbakana saygı için de öteki konuKlardan özür bile dilenmedi... Başbakan özal'ın Paris'teki yoğun trafik, uçak yolculuğu, istanbul'da torununun doğumunu da kutladıktan sonra bu ödül törenine de katılmasına şaşıranlar var. Haksız değiller ama Özallann yaşam biçimi bu. O akşam da yorgun görünmüyorlardı hiç. Tersine çok neşeliydiler. Türk Fransız ilişkilerinde buzlu donemin sona ermesi herkesi neselendirdi doğrusu. Eski Paris büyükekjimiz rahmetli Adnan Bulak'a da ödül verildi, düzelen ilişkiler çerçevesinde. Eşi Lale Bulak'a, Bayan özal verdi plaketi Paris büyükelçisine ölümünden sonra öngörülen ödül biraz kara mizah nrteliğinde değil mi acaba? Türk Fransız ilişkilerindeki gerginliği birtikte yaşadık. Paris'teki kanlı olaylar, Fransız devlet adamlarının Türkiye'ye bakışlan, Fransa TV'sinin yayınları yıllarca hiç değişmedi. Hamit Batu'nun elçilik döneminde atılan tohumiar uzun süre yeşermedi. Bence o kuraklığın boyutları çok başka. 12 Eylül döneminin Dısişleri Bakanı llter Türkmen'in Paris'e gitmesini anımsıyorum şimdi. O Paris yolculuğu kimi gazetelere pariak bir başan diye yansıdı, ama sonraki gelişmeler? Adnan Bulak güc, gerilimli günler yaşadı Fransız başkentinde. Türk büyükelçisine kapılannı açmayan Fransız bakanlar, cenaze törenine gelebildiler ancak. Bu gerçekleri görmezlikten gelemeyiz. Türk Fransız ilişkilerinde karakıştan bahara geçmek elbet ilginç bir olay, ama bu bahann başka esintileri olmalı. Lale Bulak'a plaket verilirken dısişleri bakanımız ya da eşi neden yoktu, yadırgadım, meğer çağrılı değillermiş, ertesi günü Kore elçisi için verilen yemekte, Zehra Haiefoğlu üzüntülerini bildirdi bana. Protokolda bir yanlışlığın dısişleri bakanına rastlaması çok ilginç... * • • GüherSüher Pekinel kardeşleri ilk kez bu törende dinledim, önce küçük bir konser verdiler, sonra ödüllerini aldılar. Dostt muz Mozart'ın iki piyano sonatından bir bölüm çaldılar. Tören* den sonra karşılaştık. YÖK Başkanı Prof. Doğramacı ile konuşuyoriardı. Biri sordu: Hangisi Güher, hangisi Suher eyırabilir misin? Belki gtysilerinden, biri pembeler, öteki maviler içinde, dikkatle bakınca başka ayrılıkları da var ama piyano çalarken bütünleşiyortar. Dört el, bir kafa, bir kalp oluyorlar. Büyük bir uyum, sıcak bir diyalogla müzik yapıyoriar. Her zaman yazanm, ödül vermek de, almak da güzel bir olay. özendirici bir anlamı var. Bir savaşın, bir ürünün değerienmesi, o savaşı, o ürünü verene sevgiyi, saygryı gösterir herşeyden önce. O kişileri yetistiren topluma bir umut, bir soluk verir. Ancak bu konuda çok dikkatli olmak gerekiyor. Seçimde bir unutkanlıktan, tartışmaya yol açmaktan kaçınacak ölçüler gerekiyor. Tanrtma Vakfı'nın seçimini saygıyla karşılıyorum, ama kimi ödülleri biraz yadırgadım. örneğin Japonya'da açılan bir sergideki Türk pavyonu dünya basınında geniş yer aldı, bu köşede ben de o sergiden söz ettim bir kaç kez. Tanrtma Vakfının bu sergi nedeniyle Kültür Bakanhğı müsteşanna ödül vermesine akıl erdiremedim. Çünkü Sayın Oluş Ank bu göreve yeni atandı. Bu tür bir ödülün o sergiyi gerçekleştiren kişilere verilmesini beklerdim ben. örneğin eski tanıtma müsteşanna ya da Türk pavyonunun mimarına... Bu bir unutkanlık mı acaba? Sanırım burada basına görev duşüyor. önce uyarı gorevi, sonra eteştiri.. Tanrtma Vakfı da bu uyarı ve eleştirilere açık olarak gelişir ye yörüngesine girer kuşkusuz. Bence TÜTAV bir de kitap yayınlamalı, ödül alan kişilerin öykülerini de yazmalı. Ara sıra böyle öyküler de okumalıyız. örneğin Mine Sunar'ı kaç kişi tanıyor ülkemizde, profesör Ekrem Akurgal'ı da. Arkeoloji dalında dünyaca ünlü bir kişi ama ülkemizde? Topraklarımızda gömük uygariıkları karanlıktan aydınlığa kavusturmak için bir yaşam boyu çalışan Akurgal'ı kaç kişi tanıyor? Ödül aianlar arasında bir de doktor var. Kanserolog Fatih Mehmet Uçkan, ödülünü babası aldı. Böytece yalnız dışa dönük tanıtıcı çalışmalar değil, dışardaki çalışmalarıyla olay yaratan, iyi izlem bırakan kişiler de ödülleniyor. Olumlu bir yaklaşım ama insana buruk bir acı veriyor. Çünkü bir bilim adamının, bir sanatçının iyi bir ortamdaki üretkenliğini de kanrtlıyor. Ödül alan kanseroloğu biraz da hüzünle alkışladım. Hikmet Şimşek'i alkışlarken de Gürer Aykal'ı anımsadım. Acaba duydunuz mu, ABD'de Indiana Üniversitesi'nin orkestra yönetimi bölümüne başkan oldu değerli sanatçımız. Oysa Ankara Konservatuvan'nda yıllarca ders vermesine karşın profesör yapılmadı. Neyse Tanrtma Vakfı gelecek yıl onu da düşünür belki... Bu törende kimi yazar ve gazetecilerin de ödül alması beni çok duygulandırdı. Meclis Başkanı, Başbakan ya da bir başka bakan onları kutlarken güzel bir tablo oluştu. Ya şar Kemal, M.AIİ Birand ya da Mümtaz Soysal Başbakan ya da Meclis Başkanlyla Devlet Bakanı Mesut Yılmaz ve Feyyaz Tokar gibi öpüşmediler ama gülümseyerek konuştular. Ben de birbirine ters düşüncede olanların da gülümseyerek konuşacakları bir düzeye varmanın güzelliğini düşündüm. Bu güzelliği yalnız törenlerde değil günlük yaşamda da hissetmeyi diledim. Törenden sonra çok görkemli bir büfede ağıriandı konutlar. Başbakan ve eşi geç saatlere kadar kaldılar, Sayın Özal Paris izlenimlerini anlattı biraz, buzları kırmaktan mutlu ve umutlu görünüyor. Semra Özal da yakın günlerde Fransa'dan üç bakan eşini ağıriamaya hazırlanıyor. Kırmızı mor turkuaz kanşımı ipek elbisesi, kırmızı iskarpinleriyle öteki bakan eşlerinden ayn bir görüntüsü ve havası var Semra özal'ın. Fransız bakanların eşlerini de etkilemiş olmalı, uzun süre Paris'teki elçiliğimize gelmeyen kişileri Ankara'ya getirmek kolay değil. Ancak Semra Özal çok güç şeyleri de kolayca yapabiliyor. Neyi, nasıl yaptığını da zaman yargılayacak bence. Her zaman yazanm, siyasal, sanatsal, bilimsel kişilerin gerçek portresini en iyi zaman çizer... ANTALYA'dan YALÇIN DOĞAN (Bastarafi 1. Sayfada) Çünkü özellikle Amerikan turist gruplan, güney kıyuanmızda önceden ayırttığı yerleri iptal etmeye başlamış. Beklenen turist gruplan, büyük turistik merkezlerde gelmeyeceklerini tek tek bildirmeye başlıyorlar. Bu iptallerden etkilenenlerin başmda "ustl dolar bekleyen" büyük turistik yerler geliyor. Ancak çok fazla karamsarlığa kapılmamak gerek. Büyük otellerin dışında Avrupa'dan gelecek gruplar, şu anda iptal karanm henüz bildirmiş değiller. Otelcilerin söylediklerine göre Libya saldınsmın etkisi, Ayrupa'dan gelecek gruplara kehdisi bir süre sonra gösterebilecek. Turizm gelirlerinde yine de çok fazla karamsar olunmaması gerektiğini söyleyen Antalyatılar, dün turizmden uzak, ama tümüyle iç politik ve ekonomik nedenlere bağlı olarak Başbakan özal'a "oldukça karamsar bir karşılama" ikram ettiler. ANAP da artık bu işi öğrenmiş. Havaalamndaki karşılamaya diyecek yok. Yolla'rda bindirilmiş kıtalar, havaalanmdan konuşmanm yapıldığı alana kadar uzanan yollarda görünüşte özal'ı sevindirecek bir karşılama sergilediler. Karşılamanın etkin katıhmcuan arasında okul çocuklannı, öğrencileri, fabrikalardan boşaltılıp tulumlan çtkanlmış işçileri de unutmamak gerek. "Devlet memuru" olan bazı görevliler, Başbakanı görünce heyecana kapılıp onu karşılamakla görevli öğrencileri sık sık uyarmayı ihmal etmediler: "Alkışlasamza, bağırsanıza". Ama kimsede alkışlayacak ve bağıracak halyok ki. "Ayaklanm geri geri gidiyor, ama yine de gidip görmek istiyorum" diyen bir emekli, yanındakine dayanmış ağır ağır alanın yolunu tutuyor. Yanında yüriiyen çiftçiler, buyılki pamuk ürününü ve taban fiyatını eleştiriyor. Başbakan özal, konuşmasında her ne kadar "75 milyonu besleyecek boüuk içinde yüzen bir ülkeyiz " diyorsa da A ntalyalı çiftçilere bakılırsa, bölgedeki kuraklık nedeniyle bu yıl tarımda beklenen ürün elde edilemeyebilecek. Tabii bunda Tarım Orman ve Köyişleri Bakanı Hüsnu Doğan'ı Mecliste gensonıya kadar götüren tanm politikasmı da unutmamak gerek. "Taban fiyatından memnun musun?" diye bir çiftçiye sormaya kalksamz, sanki nasırına basmış basmıs gibi arka arkaya yamtlar alıyorsunuz. Esnafa dönseniz "Mart ayında ancak masrafı karşılayacak ahsveriş yaptık" yanıtını alıyorsunuz. Esnafla iki söz etmeye başlasanız, çiftçi hemen bıraktığı yerden devam ediyor: "Pamukta 300320 lira fiyat verdiler. Düsük bulduğumuz için pamuk ekimini azaltmaya başladık. Gidiypruz kredi alıyoruz, ürün krediyi karşılamadığı için, kredi borcu diye yakamıza yapışıyorlar, ödeyemeyince eve hacze geliyorlar." Dün alanda toplananlara bakmca, kendi kendimize sormadan edemedik "Acaba Başbakan Özal buraya neden geidi?" Ceçmişdönemi hatırlıyoruz, Antalya 7 milletvekili çıkarıyor. Demirel'in 7'de 2 ya da 3 milletvekili çıkardığı ya da Ecevit'in 7'de 2 veya 3 milletvekili çıkardığı dönemleri gözlerimizin önüne getirince, aynı soruyu yeniden soruyon/zv "Acaba Başbakan Özal buraya neden geidi?" Eğer ara seçimler için nabız yokluyorsa, hemen şunu söyleyelitn, dün Antalya'da gördüğü manzaradan sonra Özal ara seçim yapmaz Böylesine durgun, böylesine hareketsiz ve böylesine az sayıda bir topluluk karşısında konuşan bir Başbakan, herhalde ara seçime gitmez. Yaklaşık 20 dakikalık konuşması boyunca kalabalıktan sadece bir kez bir tepki geidi. O da doğrusunu söylemek gerekirse topluluktan değil, "ANAP'lı amigolardan." 1983 seçimlerinde ANAP, 7 milletvekilinden 4'ünü kazanmış Antalya'da. Kürsüden Özal, "Türkiye'nin isleri iyi gidiyor" diyor, ama dün Antalya'da gördüğümüz manzara "ANAP'ın işlerinin pek iyi gitmediği" yolunda. Belki de şu söylenebilir 12 Eylül'den sonra Türkiye'ye getirilen siyasal rejim, kendine özgü bir topium yaratmaya başladı. Sessiz, hareketsiz. tepkisiz. Ama tepkisiz de kalsa, yine de ilgisini göstermek için bir araya gelmez mi bu insanlar? Hayır gelmıyor. Alandan çıkarken bir vatandaşın söylediği gibi "Millet neden gelsin bey, tencereler boş, neden gelsin?" Doğru tencereler boş, o zaman nutuk alanlan da boş. Ermeni YÖK için araştırnuı reddedüdi Haiefoğlu, Shultz'a mektup gönderdi Usler anlaşması pazarlığında yeni adım ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Dısişleri Bakanı Vahit Haiefoğlu, ABD ile ytirütülmekte olan üsler anlaşması pazarlığının yeni bir adımı olarak ABD Dısişleri Bakanı George Shuitz'a bir mektup gönderdi. cak bu ödünler Türk tarafınca yeterli bulunmamıştı. Shultz'un mart ayı sonunda Ankara'ya yaptığı ziyaretten sonra Haiefoğlu, ilk kez Shultz'a bir mektup göndererek mektup diplomasisini canlandırmış oluyor. Halefoğlu'nun Shultz'a gönderdiği son mektupta, Reagan 9 yönetiminin ekonomik alanda bazı özlü ödünler vermesi gereğine işaret ettiği, aynca savunma işbirliği anlaşması üzerindeki teknik görüşmelerin hızlandıANKARA, (Cumhuriyet Bünlmasını istediği bildirildi. rosu) Ankara, Yunanistan Başbakanı Andreas PapandreuHatırlanacağı gibi, Türkiye ile nun önceki gün parlamentoda ABD arasındaki Usler anlaşma yaptığı ve Türkiye'ye yönelik suçsı pazarhğı, bir süredir Haiefoğlu İamaJarda bulunduğu konuşmaile Shultz arasında süren "mek sına dün herhangi bir resmi teptup diplomasisi" yoluyla yürütü ki vermemeyi yeğledi. lüyor. Shultz, son olarak geçen Gerek hukümet çevrelerinde, mart ayında Ankara'ya yaptığı gerek Dısişleri Bakanlığı'nda dün ziyaretten önce Halefoğlu'na bir Papandreu'nun açıklamasıyla ilmektup göndererek, bazı sınırlı gili herhangi bir resmi yorum yaödünler vermeye yanaşmıj, an pılmadı. Papandreu yu tepki vermedi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle