17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 NÎSAN 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 SİNEMA ATİLLA DORSAY HAYVANLAR ÎSMAÎL GÜLGEÇ Imamura'nın olgunhık ürünti N a r a y a n a Türkiis* (Narayama Bushiko) / Yönetmen: Shohei îmamura / Oyuncular: Ken Ogata, Sumiko Sakamoto, Tonpei Hidari, Takejo Aki, Seji Kurasaki, Junko Takada / Bir Japon (Gaumont) fılmi / 128 dakika (Emek, Gazi, Moda) Ilk kez, 1%3'te yaptığı "Böcek KadınLa Femme İnsecte" adlı çarpıcı filrale Batı'nın dikkatini çekmiş olan önemli Japon sinemacısı Shobei İmamura, bundan yaklaşık 20 yıl sonra, bir olgunluk ürünü olan "Narayama Türküsii" ile Cannes'da "Altın Palmiye" alarak yenıden kendinden söz ettirdi. "Furyo"dan sonra "N«rayama"nın da Türkiye^de gösterilmesi, pek az tanıdığımız, kendine özgü, bambaşka bir dünya olan Japon sinemasım tanımak acısından önemli bir fırsat. Evet, bambaşka bir dünya... Çünkü, anlatım özellikleri bir yana, "Narayama Türküsü"nün anlattığı, 1860ların dağlann arasında yitmiş olan bu Japon köyündeki yaşam, günümüz kentli Japonu için bile alabildiğine çarpıcı, "egzotik" olmah. (Nitekim kimi Japon eleştirmenlerinin, hele Cannes'da ödttl aldıktan sonra filme karşı bir tavır içine girdikleri biliniyor. Tlpkı bizim kimi sinema çevrelerinin ödül almış nimlerimize karşı tavırları gibi!..) Nasıl olmasın ki!.. Çağdaş Japon yazan Shkhiro Fukazawa'nın öykülerinden yola çıkan film, bize alabildiğine ilkel, bozulmarmş inançlan ve yaşam biçimleri içinde bir küçük topluluk tanıtıyor. Bu ırak, yoksul ve soğuk köyde, insanlann temel amacı hayatta kalmaktır, tüm gelenekler bu amaç çevresinde biçimlenmiştir. 70 yaşına gelen ve artık çalışamaz, yalnızca tüketir kabul edilen yaşlılar, Narayama Dağı'mn tepesine götüriilerek ölüme bırakılır.. Erkek çocuklar bazen "Nasıl besleyecegiz?" kaygısıyla öldüriilüp tarlalara bırakıhr. Kız çocuk ise, ilerde satılıp para getireceği için makbuldür, herkes kızı olsun ister!.. Kızları hırsızlık yapan bir ailenin, çoluk çocuk demeden en vahşi biçimde öldürülmesi karan alınır ve karar hemen uygulanır. İmamura, tüm bu olanlan, sanki bir bilim adamı, bir insanbilimci tavnyla gösterir filminde... Ne abartıp birer vahşet gösterisine dönüştürür, ne de duygusallıkla altını çizer... Tıpkı sık sık kamerasına takılan ve doğadaki en günlük, ama kimi zaman en yabanıl etkinlikleri içinde gösterilen hayvanlar gibi... İmamura, bu insanlann ilkel yaşamından " m o n ü " sonuçlar çıkarmaya, onlan yargılamaya filan da kalkmaz. Yüzyıljardır süregelen inançlann, çevre koşullanrun belirlediği âdetlerin sUregelmesidir bu... Büyük oğul Tatsuhei, anasını Narayama tepelerine götürürken, "Ben babamı öldürdüm.. Şimdi de seni ölüme götüniyonım.. 25 yıl sonra benim oğlum beni, bir 25 yıl sonra da onun oglu onu daga götiirecek" der. ilkel insanın gözünde her şey bir değişmezlik içinde süregidecek gibidir. Bu bakış açısı, zamanımızdan yalnızca 100 küsur yıl önce geçen hikâyedeki trajik yanı büsbütün beürler, onca küçülmüş, birbirine yaklaşmış olan (öyle olduğu varsayüan) günümüz dünyasında 100 yıl önce (giderek belki bugün de) var olan KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK ( 5 ana art«k YÜK OLMAK \w i5»emiyorum... yaşam biçimleri çelişkisi, inanç ve d'eğer farkhlıkları, giderek kargaşası üstüne düşünme fırsatı getirir. "Narayama Türküsü"nün asıl ilginçliği, kuşkusuz içerdiği bu insanbilimsel öğelerdedir. İmamura'run sinemasının, temelde hep asıl Japon insanına, Batılılaşmadan, özellikle Amerikalılaşmadan önce, temel özellikleri ve inançlarıyla Japon insanına yaklaşmaya yönelik olduğu bilindiğinde, "Narayama"nın bu niteliği de artar, pekişir. Ne var ki, filmin sinemasal yanı da güçlüdür. tmamura, doğayı, olaylann geçtiği çevreyi, yerli yerinde bir estetik duygusuyla betimler. İnsanlar, kuşlar, böcekler, yılanlar, bahar çiçekleri, sis ve yağmur, bu beümlemenin içinde enfes görüntülerle gelip yerlerini alırlar... Evin içinde dolaşan yılanlara dokunmayıp çocuklannı veya yaşlı ana babalannı öldüren bu garip klanın hikâyesi, ilkel insana özgü yaşam kavgası, azgın cinsel istekler, çiftleşme içgüdüsü, malını koruma ve onu çalanı cezalandırma kaygısı vb. özellikle tüyler ürpertici biçimde ortaya çıkarken, görüntülerin de bu uzak, ırak egzotizm duygusuna katkısı büyüktür. Doğayla kendilerine özgü bir tür uyum sağlamış, bir tür anlaşma yapmış olan ilkel Japon köylüsü, bu panteist ve hayvanst dünyada yaşamını sürdürür. Ama kuşkusuz Tatsuhei'nin kehaneti gerçekleşmeyecek, yaşlılar hep dağa, iskeletlerle dolu ölüm tepesine yazgılarıyla baş başa bırakılmayı sürdürmeyeceklerdir. Yaşlı Orin, son günlerini çocuklan, torunlarıyla geçirmek yerine dağa, ölüme bıraktlmış belki de son kusaktır... * ı Kann getirdiği sevinç... ..Ve her şeyin türkülerle anlatıldığı bu ıssızlıkta, anasını bırakıp aşağı dönmeye başlayan Tatsuhei, birden irkilir. Çünkü efsanelerdeki gibi, kar düşmeye başlamıştır. Hemen, hızla dönüp Orin'i bulur.. Onun, efsanelerdeki bir inanç gereği, anasını alıp aşağı götüreceğini sanırsımz. Ama hayır.. Yalnızca kann yağışından ötürü duyduğu sevinci bildirmeye gelmiştir ona.. Çünkü, kar yağmca insanın daha kolay, acı çekmeden ölüp gideceğine inanılır. Ve yaşlı Orin, yaklaşan ölümünün daha rahat olacağı sevinci içinde, bir el hareketiyle oğlunu uzaklaştırır... Yazgısıyla, ölümüyle, intiharıyla bir an önce baş başa kalmak için... P İ K N İ K PtYALE M4DH4 / ^ / ( "OSUN ! ^Nj J SENf BU U4LİMLE X DE BEĞEMlVO(2JJM. Açdan pencereden girenler Türkiye'de can çekişmekte olan sinema yaşamı, Sinema Günleri sayesinde yeni bir güç, yeni bir atılım kazandı. Sanki yeraltından çıkan bir seyirci kitlesinin uzun zamandır görülmedik biçimde sinema salonlarını doldurması, geleceğe doğru uzonan yeni umutlar, olanaklar müjdeleyen bir olaydı. Kimi zaman karikatürcü dostlara imrenirim. Satırlar, giderek sayfalar boyu söylenebilecek şeyleri bazen birkaç çizgiyle anlatıverirler. Tan Oral. dostumun Sinema Günleri üstüne karikatürü de böyleydi: Beyazperdede bir çift pencere kanadı açılmıştı, seyirciye doğru... Gerçekten de Sinema Günleri bir pencere açtı Istanbul kentinin yasamında... Bu pencereden süzülen olağanüstü görüntülerin, hikâyelerin, kişiliklerin anısı kimbilir daha kaç zaman belleklerimizde dolanıp duracak. Sinema Günleri'nin sunduğu sinema şöleni üstüne daha çok yazacak, konuşacağız... Genel bir bakışla, neler getirdi Sinema Günleri bizlere? Filmler üstünde teker teker durmadan, daha genel biçimde şunlar söylenebilir sanıyorum: Istanbul'da sayıları 3040 bine ulaşan bir sanatsever kitlesinin sinema sanatına olan ilgisi, inancı, sevgisi yeniden pekişti. Ülkemizin yoz sinema ortamı içinde hemen yalnızca video kasetlerinin, ne yazık ki çoğu teknik açıdan yetersiz, giderek bozuk görüntüleriyle doyurulabilen sinema merakı, bu kez geniş perdeye yansıyan nefis gönıntülerde daha iyi bir karşılık buldu kendine... Ayru seyirci kitlesi, oldukça anlayışlı davranan bir sansür kurulu sayesinde, kendini bu kez 'çocuk muamelesi' yapılan ve özbenliğine hakaret edilen bir kitle gibi değil, yetişkin, aklı başında, iyiyi kötüden ayırabileceği varsayılan olgun bir kitle olarak duyumsadı. Bunun verdiği sevinç, sanınm beyazperdeden yansıyan estetik keyiften daha aşağı değildi. doğru uzanan yeni umutlar, olanaklar getiren bir olay... Kapanmanın eşiğindeki birçok salon, bu durum karşısında yeniden düşünmeye, yeni tasanlar, projeler üretmeye koyuldu. Seyirciye iyinin, yeninin, güzelin verilmesinin salonları yeniden doldurmak için gerekli koşul olduğu anlaşıldı. Gerekli.. Ama yeterli mi? Kuşkusuz baska bir koşul da, salonların tepeden tırnağa yenilenmesi, çağdaş teknik koşullara kavuşturulmasıydı. Nitekim Sinema Günleri'nde görev alan hemen tüm salonlar, kendilerine çekiduzen verdiler, birçok şeylerini düzelttiler. İyi nim ve iyi salon birleşmesinin, önümüzdeki yıllarda sinemanın varlığını sürdürmesi için kâçınılmaz olduğu bir kez daha anlaşıldı. Ve bu kez, TRT'nin de şenliğe (elbette bir Batı ülkesindeki gibi ve özlediğimiz ölçüde değil, ama yine de geçen yıllara oranla daha çok) eğilmesi, bu önemli olayın 4050 bin Istanbullu sinemaseverle sınırlı kalmayıp tum ülkeye yayılması için önemli bir adım oldu. TRT yapımı "Bugiinün Saraylısı", Altın Lâle'de ("Kuyucaklı Yusuf'la birlikte) ülkemizi başanyla temsil ederken, TRT'nin bir yandan Sinema Günleri'nde gösterilen filmlerden bir seçme yapıp önümüzdeki aylarda ekrana getirme isteği, öbür yandan İstanbul'da sinema sanatı ve sinemayla ortakyapımlar için gerekli altyapıyı kurma girişimi, bu alanda çok olumlu ve sevindirici gelişmeler oldu. Sinema Günleri'nin gönlümüzde açtığı çiçekler, böylece ülke çapında yaygınlaşabilecek, giderek geleceğin Türk Sineması için önemli bir işbirliğini ve uygun bir zemini hazırlayabilecektir. Görüldüğü gibi, Tan Oral'ın penceresinden girenler, sanıldığından da çok ve önemlidir. fflZLI GAZETECI »ECDET ŞES SO^4 PERECE SIZLI 8iff EM1RLE BİB AKDENİZ ÜLKESİNE R GÖMDERlLlVORDUK ... 8İL BAkCİUM . UAM6İ ÜLKE. "?.. dardî ki t>u kordüğufn oimayacak bir yaröa, umulmadıt bir bıcrndc çözülSun °.. C 04 ORDA APTAKALANLÛBl Sinema Günleri'nin iyileri Sinema Günleri 86' da gösterilen 60 kadar yabancı film arasında bir sıralamaya gitmek kolay değil. Çünkü dunyanın ünlü şenliklerinden süzülüp gelmiş önemli fılmlerle doluydu, bu gösteri... Yine de, bu konuda bir liste vermemizi isteyen sayısız okurun dileğine uyarak, işte bana göre Sinema Günkri'nin en iyi 10 filmi: 1 Amerika'daki Amcam, 2Resmi Tarih. 3 Babam İş Gezisinde. 4 Aşk Irmakları, 5 Narayama Turküsü, 6 Gel ve Gör, 7 Vera'mn Eğilimi, 8 Alba> Redl, 9 Bir Vabancıyla Dans, 10 Dveda Bonapart. Ç t Z G Î L İ K KÂMİL MASAK4Cİ Iyi film iyi salon Bunun yanı sıra, Türkiye'de can çekişmekte olan sinema yaşamı, yeni bir güç, yeni bir atılım kazandı. Hürriyet gazetesindeki ilginç bir deyimle, sanki 'yeraltından çıkan bir seyirci kitlesi'nin uzun zamandır görülmedik biçimde sinema salonlannı doldurması, Sinema Günleri'nin kendi önemini asan, geleceğe V^KJFLA]* ÇENEL MUDURLUĞU'NDEN 1. Vakıflar Genel Müdüılüğü, Ta$ra Teşkilaüna (Bölge Müdürlüklerine) sınavla Brüt 300:000r TL. ücreüe î (beş) adet sözleşmeli avukat ahnacakur. 2. Giriş sınavına kaulabilmek için a) Hukuk Fakultesi mezunu ve avukatlık stajını yapmı? oimak, b) Kamu ve ozel sektörae en az (beş) S yü (taın gOn) çahjmış olmak, 3. Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesinde yanlı niteliklere sahip olmak. 4. Istenilen belgder dilekçc diploma ash veya noterden tasdikli sureti, staj belgesi, hizmet cetveli, 2 adet vesikabk fotoğraf. 5. htekliler, 9.5.1986 günü saat 17.00'ye kadar Vakıflar Genel Müdürlüğu Personel ve Egitim Dairesi Bajkaulığı'na istenilen belgelerle birlikte muracaat edecekleniir. Bu tarihten sonra yapılan müracaatlar, postadaki vaki gecikmeler ve eksik belgeliler dıkkatc aünmayacaktır. 6. tlanda ön görülen unvanlann dışındaki müracaatlar kabul edilmeyecektir. Adaylann durumu uygun görülenlere 12.5.1986 tarihinde Vakıflar Genel Müdürlugu Personel ve Egitim Dairesi Başkanhgı'ndan sınav giriş belgeleri verilecekür. Stnav yeri ve saati bu belgede belinilecektir. Basan gOsterenlerin alacaklan saglık kurul raporu ve tekemmül ettirecekleri tahkikat evraklannda mani halleri görülmediği takdirde puanlama sırasına göre atamalan yapıiacakur. DUYURULUR. Basın: 17772 İ.T.Ü. MİMARLK FAKÜLTESt DEKANLlGl Ue AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMALGÖKIL±\ T.M.M.O.B. MtMARLAR ODASI tSTANBUL ŞUBESİ'ne 25 Nisan 1986 günü saat 16.00'da İ.T.Ü. Taskışla Binası 109 nolu salonda duzenlemiş olduklan BİR SEÇKİN MÎMAR ŞANDORHADİ t.T.Ü. Eserleri ve Çahsmalan konulu toplanü ve sergi için candan teşekkür ederim. SEVİNÇ HADİ İLAN Erzurum Şeker Fabrikası Müdüıiüğüden 119861987 ve 19871988 yılı karopanyalannda kullarolmak toere fabrikanuza 31 km mesafede Serçeme kOyü civanndaki kireç ocağından 1986 yüı için +25 toleransb 5.000 ton 1987 yılı için +25 toleransu 17.000 ton olmak uzere toplam 22.000 ton kireç tasııun çıkamlnıası nakliyesi ve gösterilen yere istifa kapalı zarf usulü ile 2 yülık ibale edilecektir. 2 Ihale 5 Mayıs 1986 pazarteu günü saat 14.00"de fabnkamu ofıs binasında yapıiacakur. 3 Teklif mektuplan ihale gtlnü saat 13.45'e kadar fabrikaauz Muhaberat Servisi'ne verilmiş olacakur. 4 Bu işe ait şartname fabrikamız Ticaret Şefliginden mesai saatleri dahilinde temin edilebilir. 5 Şartnamemizin 13'üncü maddesinde belirtilen konkasor, kompresör enerji nak.il hatü gibi kireç tasuun çıkanlmasına yarayacak alet ve edevat şirketçe venilmeyecektir. 6 Bu işe ait muvakkat teminat teklif tutannın V«5'i kati teminat ise ihale bedelinin VolO'u kadaıdır. 7 Verilen teklif mektuplan 30 gün opsiyonlu olacaktır. 8 Verilen tekliflerde nakliye ve çıkarma ayn ayn belinilecektir. 9 Şirketimiz 2886 sayılı Kanuna tabi olmadığından ihalcyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yaptırmakta serbesttir. Basın: 17615 GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI ANKARA YENİMAHALLE 2. İCRA MEMURLUĞU'NDAN Dosya No: 983/702 Ta. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafr. Yuva köyü Kuşçuardı mevkünde tapunun 911 parselinde 85O0 m1 olarak kayıth gayrimenkulün 960/8500 hissesi saülacaktır. Gayrimenkul Ostim Sanayi Sitesi yakınında olduğundan bilırkişıce arsa olarak nitelendirilmiş ve satılacak hisseye 960.000r TL. kıymet lakdir edilmiştir. Satış Şartlan: 1 Satış 9/6/1986 günü saat I4.00'ten 14.15'e kadar ıcra dairesinde açık artırmaa suretiyle yapıiacakur. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin ""o 75'ini ve rüçhanlı alacakhlar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdu baki kalmak şaniyle 19/6/1986 günü aynı yerde saaı 14.00 14.15'te artırmaya çıkanlacaktır. Bu artırmada da ruçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflannı geçmebi >artiyle en çok artırana ihale olunur. 2 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin gorebilmesi için daire açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnefi gönderilebılir. 3 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve munderecatını kabul etmiş sayılaacakları, başkaca bilgi almak isıeyenlerın 983/702 Ta. sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza basvurmaları ilan olunur. Basın: 17714 TARIHTE BUGUN MLMTAZ ARIKAS DEMIRYOLU MOIOSIKLEm 25 Nisan 13O6 'DA BUGÜhJ, 'DSMİBYOIM MOWSHU£Tf° API VEZİL£ti TAŞIT, ILK KEZ FBAUSA 'DA kULLAMILOI. MOTOeu İKI gEYGi/Z GÜCÜ OLAM AtZAÇ, 4 KtÇiNİM KOLAVCA KAU>IEABiLECEĞi HA&FÜtcrEYPi. Y/A/E 4 YOLCU TAŞIYABİLEN VE £ĞikAİ AZ OLAN OBMıR. YOLLAHJHDA. SAATTE 3O H/2 YAFHBıLEKJ OSPÜSÜ içiu, LA KULLANILtoAK. ÜZEISE yAP/LMlŞTI. "DCMİR.YOLU MOTOSİCI£Tİ"AIİM <Set/fTıfULEISeK, SAATTE SO KİLOMETKe HIZ yAPAN,ÜÇ BEY6İR GÜCÜ MOTOIZLl OLAM y£A/' MOPEUUİU yAKINQA ÇIKAIS.ILACflGt 50 \TL ONCE Cumhuriyet Boğazlar meselesi Paris (24 Hususij Fransız hükümeti boğazlann tahkimine dair Türk hükümetinin notasma cevab vermiştir. Diin gece Paristeki Türk sefaretine verilen bu cevab, bu meseleyi tetkik etmek üzere müzakerelere girişmeyi prensib itibarile kabul ederek müzakerelerin şekli ile mahal ve tarihinin Boğazlar mukavelenamesini imzalayan diğer sekiz devletle beraber kararlaştınlacağtnı bildirerek, prensib itibarile Türk talebini kabul etmektedir. 25 Nisan 1936 oynanacak.Hr. Birinci likte beşinci olan Arsenalle ikinci likte dördüncü olan Sheffıeldunited arasında yapılacak olan bu müsabaka için 93.000 bilet satıldığından bugün gişeler iamamile kapalı bulunacak, binlerce halk siadın dışmda maçın neticesini bek.liyecek.tir. 19361986 Atatürkün Kral kupası maçı tngiltere Kral kupasmın finati bugün imparatorluk stadı olan meşhur Vembleyde Cumhur Başkanlığı Genel Sekreterliğinden: 23 nisan bayramı münasebetile yurdun her tarafından gelen ve vatandaşlann sevinç ve yüksek hislerini bildiren yazüara teşekktirlerini iletmeğe Cumhur Başkam Atatürk Anadolu Ajanstnı ödevlemiştir: teşekkürleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle