Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET /10 HABERLER 19 NİSAN 1986 007JFM UGIIK MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Geçen yılın ocak ayında.. Amerikalılar, Türkiye'de, kjterine bir tek Türk yetkilisini sokmadıkları "üsTer kurarfar da bir limitet şirket kuramazlar mı? "Kuramazlar" diyenler de var. İstanbul barosuna kayıtlı bir avukat, baroya başvurarak, "Avukatiık yasasına göre hukuksal konularda danışmanlık yapma yetkisi Türk uyruklu avukatiara verilmiştk" diye ihbarda bulunmaz mı? Allah Allah!.. Gerçekten yasa böyle, hukuksal konularda danışmanlık işi ancak Türk uyruklularca yapılır. Avukatiık Yasası Madde 35. Şirket sözleşmesinde ne yazıyor: Yabancı ve milleöerarası hukukla UgUi konularda danışmanlık yapmak... Durum bu kadar açık... İstanbul Barosu, olayı, "suç duyurusu" ile savcılığa yansrtmış. Savcıhk, Adalet Bakanlığı'ndan bilgi istemiş. Adalet Bakanlığı da savcılığa yazı yazarak "şirket ortaklan yabancı otduğuna göre.. avukatiık mesleğmi icra etmeleri esasen söz konusu olmayacağı.. şirket faaliyeönin.. mali ve ekonomik konulan kapsadığı" görüşü ile yasaya aykın yön görmemiş. Bunun uzerine, Şişli Savcılığı şirket hakkında "takipsizlik" karan vermiş. Adalet Bakanlığı "şirket mali ve ekonomik konular ile ilgilenecek" diyor ama şirket sözleşmesi açık: Yabancı ve miltetlerarası hukukla ilgili konularda danışmanlık yapmak... Yasa, "kanun işlerinde ve hukuki meseleterde" Türk uyruklu avukatları görevli saymaktadır. Bu zorunluluğa uymamak da avukatiık yasasına göre suç sayılmaktadır. Adalet Bakanlığı'nın böyle bir konuda savctlıklara görüş bikjirmeye ne ölçüde yetkisi vardır? Bu da bir ayrı konudur. Türkiye Barolar Birliği, başkanı Teoman Evren imzası ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na başvurarak, şirketin kurulma izninin bakanlıkça iptal edilmesini istemiştir. Bakanlık "hayır" demiştir. Şirket kurutuşu yasalara ve 7.7.84 tarihli tBbHğe uygundur.. Barolar Birliği, bu yanıt üzerine Ankara İdare Mahkemesi Başkanlığı'na, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın bu Amerikan uyruklu şirketin kurulma iznini iptal ettirme amacı ile dava açmıştır. Araplara toprak satılır. Türklük uğruna.. Arap bankaJarına Türk yasaları uygulanmaz diye karariar alınır... Türklük uğruna.. Türk avukatlarının işleri Amehkalılara verilir. Yine Türklük uğruna... Ey Türk, titre ve kendine dön! Türkîş mektup yazdı İşSendika Servisi Başbakan Turgut Özal'ın dönem başkanlığını yaptığı OECD'de Türkiye ile ilgili karşı tez hazırlandı. Kısa adı TUAC olan OECD'ye bağlı Sendikal Danışma Komitesi'nin hazırladığı raporda, Türkiye'deki işçi ücret ve haklanndaki gerilemeler, sendikal hak kısıtlamaları, DİSK davası üzerinde duruluyor. Raporda TürkIş'in hazırladığı ve Özal'ın Türkiye'ye ilişkin açıklamalanm tekzip eden bir de mektup var. Sendikalar Daruşma Komitesi'nin raporu için bir süre önce Türkiye'ye gelen Komite Başkanı Bill Evans'a 10 gün kadar önce Türklş'ten ulastınlan mektupta, özetle, Özal'ın ekonomide mucize yaşandığı yolundaki tezinin doğruyu yansıtmadığı vurgulanıyor, sosyal gelişme ol ÖzoTı OECD'yeşikayet madıkça, ekonomik gelişmeden söz edilemeyeceği belirtilerek, son yıllarda işçi ücretlerinde, haklannda meydana gelen kayıplar açıklanıyor. Aynca sendikal haklarda ILO sözleşme ve ilkelerine aykın olarak var olan önemli kısıtlamaların bir dökümü yapıhyor. OECD'ye sunulan Türkiye'ye ilişkin rapor, hazırlanmadan önce Sendikal Danışma Komitesi bir ön toplantı yaptı. Türkîş'in mektubu da dahil Türkiye'ye ilişkin veriler ve Bill Evans'ın Türkiye ziyaretinin izlenimleri değerlendirildi. Edinilen bilgiye göre OECD'ye sunulmak üzere hazırlanan ve bugün Paris'te bir basın toplantısı ile kamuoyuna da açıklanması beklenen raporda Türklş'in mektubunun yanı sıra, DİSK davasındaki son gelişmelere yer verilivor. Raporda aynca Uluslararası Hür Dünya İşçi Sendikalan Konfederasyonu Genel Sekreteri John Vanderveken'in Türklş'in Ankara'daki genişletilmiş yöneticiler toplantısında yaptığı konuşma yer alıyor. Kısa adı ICFTU olan dünyanın en büyuk işçi örgütünün Genel Sekreteri1nin konuşmasında özetle işçi haklanndaki gerilemeler, yasal platformda sendikal hak ve özgürlüklere gelen kısıtlamalar ve DİSK davası ile ilgili gelişmelerin kaygı ile izlendiği dile getirilmişti. ASK Türkiye'deki gelişmeleri işçiler ve sendikal haklar açısından çok olumsuz olarak değerlendirmiş, 5'lerin Türkiye'ye ilişkin olumlu kararını şiddetle protesto ederek, sendikal ve işçi haklannda olumlu gelişme olmadan yumuşamaya karşı çıkmıştı. Chirac'tan yakınlık (Baştarafı 1. Sayfada) bakan Turgut Özal, olumlu bir hava içinde konuştu, özal Chirac*ı Türkiye'ye davet ettiğini ve Fransız Başbakanı'nın da bu davet i kabul ettiğini belirterek "tnşallah ilk fırsatta yerine getirecek. Valnız ondan evvel önemli bakanlanndan birini Türkiye'ye göndenneyi teklrf etti. Bizim bakanlardan biri de bu ziyareti iade edecek" dedi. Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilerin süratle geliştirilmesi aızusunda olduklannı ifade eden özal, bu çerçevede iki ülke arasındaki kultürel işbirliği ve karma ekonomik komisyon toplantılannın bakanlar düzeyinde toplanacağını açıkladı. Özal, "Cumhurbaşkanı Mitterrand faktörü flişkileri etkfler mi?" biçimindeki bir soru üzerine "Bir problem oldugunu zannetmivoram" yanıtını verdi. özal bir diğer soruyu yanıtlarken görüşmede Libya konusunun ele alınmadığım söyledi. Fransa Başbakanı Jacques Chirac da bir Türk gazetecisinin sorusu üzerine iki ülke ilişkilerinin geleceği hakkında bir değerlendirme yaptı. Chirac, Türkiye1 nin büyük bir ülke olduğunu, iki ülke arasındaki ilişkilerin çok eskiye dayandığını vurguladı. Chirac sözlerini şöyle sürdürdü: "tki ülkenin de geleceği için gerekii olan kultürel ve ekonomik ilişkiler geliştirilmelidir. Politik alanda da dünyada benzer sonınlaria karşılaşıyoruz. tki ülke arasındaki ziyaretlerin sıklaştınlması çağdaslaşmamız açısından gereklkJir. Dişkileriıniz zaten iyiydi. daha iyiye gidebilir. Türk Başbakanı da aynı şeyi istiyor. Her iki taraf da bu yolda çaba harcayacak. tmkânlardan biri karma ekonomik komisyon ve kultürel işbirliği komisyonudur. Bakanlar düzeyinde ziyaret de bunun başka bir yoludur." NELER KONUŞULDU? Türk ve Fransız başbakanlarının görüşmesinde ileriye dönük bazı önemli kararların çerçevesi çizdldi. Bakanlar veya teknisyenler düzeyinde ele alınarak somuta indirgenecek bellibaşk bazı anlaşma konuları şöyle sıralanıyor: 1. AET ve destek: Bu konuda genel bir destek vaadi alan Türkiye, söz konusu desteği Avrupa Konseyi dönem başkanlığı ile AET'ye tam üyelik için kullanmayı deneyecek. 2. Ortadoğu politikası: Başbakan Turgut Özal, Türkiye'nin Ortadoğu'daki yerel ağırlığının Batı tarafından olumlu yönde Sınav yann (Baştarafı 1. Sayfada) göre 2S0 bini aşkın genç, ilk engeli aşamamış kabul edilecek. Günalp'in belirttigine göre, "Sınav sorulan son derece koiay, adaylar kesinliklc şansa güvenmcdnler. akıllarını kullansın," öğrenciler ne kadar akıllanm kullanırsa kuilansıniar 29 haziran pazar günü yapılacak ikinci basamak üniversite yerleştirme sınavına yaklaşık 250 bin aday çağnlacak. SINAV NASIL OLACAK? Saat 9.5u'da başlayacak olan sınavın saat 12.00'de bitmesi bekleniyor. Sınavda adaylara sözel ve sayısal bölümlerde toplam 160 soru yöneltilecek. 57 il merkezi ve Lefkoşe'de yapılacak sınav için 23 bin 229 salon hazırlandı. 55 bin gözlemciyle yapılacak sınavda, her dört yanlış bir dogruyu götürecek. kullanılabileceği mesajını verdi. Bu yaklaşım, Fransız Başbakanı tarafından son derece olumlu bulundu. Fransa'nın uzun süreden bu yana Ortadoğu politikasına ağırlık koymak istedigi biliniyor. 3. Tcrorizm: Her iki başbakan ad vermeden terör hareketlerine şiddetle karşı olduklannı dile getirdiler. Bu yaklaşım, Türk tarafında Fransız ve Türk diplomatlarına karşı girişilen saldırıların son bulacağı umudunu doğurdu. 4. Savunma sanayii: tki başbakan savunma sanayii dahil her türlü ekonomik konuda işbirliğine gidilmesi konusunda ilke anlaşmasına vardılar. Avrupa'nın önde gelen silah üreticisi Fransa, Mersin Akkuyu Nükleer Santralı ile Sovyet doğal gazını Türkiye'ye taşıyacak boru hattı yatırımları ile ilgileniyor. Fransa aynca Türkiye'de ortak turizm yatırımları da planlıyor. 5. Komisyonlar: Bakanlar düzeyinde toplanacak olan karma ekonomik komisyonun yanı sıra, yine aynı düzeyde düzenlenecek kultürel işbirliği komisyonu 1982 yıhndan bu yana ilk kez çalışacak. Fransa Başbakanı Chirac, bu çerçeve içinde "egitim kalitesinin son zamanlarda diiştüğünü haber aldığı" Galatasaray Lisesi için her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu bildirdi. Başbakanlar arasındaki görüşmenin en önemli mesajı, Chirac'ın "Fransız dış polilikasını Türkiye lehine dengeleyecefi" yolundaki sözleriyle verildi. BASIN TOPLANTISI Başbakan Turgut Özal, OECD Bakanlar Konseyi Başkanı olarak iki günlük toplantı sonuçlarını bildiren bir basın toplantısı yaptı. özal, yaklaşık 200 dolayında yabancı ve Türk basın mensubunun katıldığı basın toplantısında yaptığı kısa açıklamada, OECD Bakanlar Konseyi'nin ticari alandaki kısıtlamaların kaldırılması yolunda görüş taşıdığını bildirdi. Baker Planı'nın desteklendiğini belirten özal, faiz oranlannın aşağı çekilme zamanının geldiğini de ifade etti. Özal, tarımda desteklerin azaltılması zorunluluğunu da vurguladı. Daha sonra basın mensuplannın sorulanna geçildi. Özal, yaklaşık 20 sorudan sadece ikisini yanıtladı. Kalan soruları OECD Genel Sekreteri Jean Q a ude Paye'ye bıraktı. Özal'a yönelik iki sorudan biri bir Türk gazetecisine aitti. Gazeteci Özal'a, "OECD içinde azgelişmiş bir ülkenin başbakanı olarak alınan kararlann olumlu sonuçlar vereceğine inanıyor musunuz?" diye sordu, Özal yanıtında, Türk ekonomisinin son 6 yıllık gelişmesinden söz ederek, uygulanan politikalann OECD kurallarına uygun olduğunu anımsattı ve OECD'ye yönelik ihracatımızın artacağı yolundaki beklentisini dile getirdi. Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu da yerel saatle 18.00'de Fransız Dışişleri Bakanını ziyaret etti. Yanm saatten biraz fazla süren görüşmeden sonra basın mensuplarının sorulannı yanıtlayan Halefoğlu, iki dışişleri bakanı arasında ilk kez yer alan bir nezaket ve tanışma ziyareti olduğuna işaret ederek, genel konulara ve iki ülke arasındaki ilişkilere değindiklerini söyledi. Özal ile Chirac arasında yapılan görüşmede varılan kararlann te>'it edildiğini belirtti. "Avrupa Konseyi dönemi başkanlığınuzla ilgili olarak kendisiyle meslektası arasında bir g ö r ü ş m e olup olmadığı" şeklindeki bir soruya, "AET dönem başkanlığı o kadar önemli bir mesele degil" yanıtını verdi. A E T y e ortaklık anlaşmasının yürurlüğe konması konusunda Fransa'nın desteğini isteyip istemediğimiz sorusuna ise Haiefoğlu. "Boyle spesifik konulara girmedik. Bilryorsunuz böyle ilk tanışma ziyaretlerinde bu tür konulara girilmez. Genel meseleler üzerine konuştuk" dedi. Bir soru üzerine AmerikaLibya çatışmasına değinilmediğini söyleyen Halefoğlu, Türkiye'ye Fransa'nın göndermesi söz konusu olan "önemli seviyedeki bir bakanın kim olduguna Başbakan Chirac'ın karar verecegini" söyledi. İLAN T.C. ALTINDAĞ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ GAYRİMENKUL SATIŞ MEMURLUĞUNA AİT GAYRİMENKULLERİN AÇIK ÂRTTIRMA İLANIDIR ESAS DOSYA NO: 1983/S95 SATIŞ DOSYA NO: 198Î/3 lzalci Şuyuu nedeniyle satışına karar verilen ve Aydınhkevler mevkiinde kain 4502 ada 15 parselini teşkil eden gayrimenkul Ozerindeki 12345789 ve 10 Nolu daireler ile 123 ve 4 Nolu dttkkânların Mahkememizce ittihaz olunan 10.5.1984 tarihli ve 1983/595 esas 1984/391 karar sayıh ilamı ile ortaklığın satıs suretiyle giderilmesinc karar verilmiştir. Bu karar gereğince satışa konu dairelerin ve dükkânlann durumlan ŞÖYLEDtR: Fiilen mevcut bulunan 22 kapı Nolu bina olup, Yapı zemin kat dahil 3 katlı ve ayrık nizamda, yığma kargir tarzda inşa edilmiş yaşı ise yaklaşık 28 yıldır, cepheler genellikle scrpraeli, ön cepfaede dükkânlar arası plasterler genellikle serpmelidir. ön cephedeki arası plasterler, zemin kat irtifaına kadar renkli tarak mozaiktir. Yan cephelerde de tarak mozaik yerden 0.60 m. yuksekliğe kadar yapılmıştır. Ve binanın zemin katında arkada 2 daire, önde 4 dükkân, 2 adet nonnal katta da 4'erden 8 daire yer almakta. Projesinde 4 dükkân olarak gOrulen kısmın fülen birleştirilmek suretiyle tek dükkân halinde kullamlmaktadır. Tüm bağımsız bölümlerde dökme mozaik kaplı, duvarlar kireç, badanaiı, dogramalar ahsap ve yağh boyalıdır. Dairelerin banyoları mevcut, musluklan yer süzgeçleri, lavabosu, davlumbazlan, WC.'leri1 mevcut olup ve 1 Nolu dairenin zemin katta ve arka cephede olup alanı 43.30 m1>dir. 2 Nolu dairenin aynı katta toplam alanı 42.20 m . 3. Nolu dairenin birinci katta ve ön cephede yer almaktaz alanın 33.28 m'*dir. 4 Nolu dairenin aynı katta, aynı cephede olup, alanı 33.38 m"dir. 5 Nolu dairenin aynı katta olup alanı 42.60 m 'dir. 7 Nolu dairenin ikinci katta ve ön cephede olup toplam alanı1>40.55 m"dir. 8 Nolu dairenin 2'inri katta ve arka cephede olup alanı 42.90 m"dir. 9 Nolu dairenin ikinci katta olup toplam alanı 42.90 m dir ve 10 Nolu dairenin ikinci katta olup ve ön cephede yer almakta ve bunun da toplam alanı 40.55 m"dir. Dükkânlann ise zemin katta ve ön cephede olup (1) Nolu dukkârun kuüanma toplam alanı 17.50 m"dir. (2) Nolu dükkânın toplam alanı 17.60 m"dir. (3) Nolu dükkânın toplam alanı 17.80 m"dir. (4) Nolu dükkânın toplam alanının ise 21.60 m1 olup, satısa konu olan ve özellikleri yukandaki bildirilen bağımsız bölümlerin arsa paylan da dahil olmak üzere diğerleri asağıda aynen bildirilmis ve sauşı yapılacak daireler ve dükkânlar Ozerinde herhangi bir müktesat ve takyidat yoktur. SATIŞA KONU DAİRELERİN VE DÜKKÂNLARIN SATIŞ ŞARTLARI VE SATIŞ GÜNLERİ AŞAClDADIR A) BtRİNCt SATIŞ GÜNÜ 26.5.1986 26.5.1986 26.5.1986 26.5.1986 26.5.1986 Pazartesi günü Pazartesi günü Pazartesi günü Pazartesi günü Pazartesi günü SAATİ 13.00 13.15 13.30 13.45 14.05 ile 13.10 arasında Ue 13.25 arasında Ue 13.40 arasında ile 14.00 arasında Ue 14.15 arasında DAİRELERİN NVMARASI 1 2 3 4 5 Nolu Nolu Nolu Nolu Nolu dairenin dairenin dairenin dairenin dairenin MUHAMMEN BED. TL. 2.900.000. TL. 2.850.000. TL. 3.200.000. TL. 3.000.000. TL. 3.000.000. TL. (Baştarafı 1. Sayfada) kanlık Divanı toplantısının dün ilk kez yapılmadığı dikkati çekti. Gürkan konuşmasında, sosyal demokrasi düşüncesini benimsemiş kişilerin SHP'>i kişisel çıkar kaygılanyla yıpratmamaları gerektiğini belirterek, bu amaçla daha önce kendisinin genel başkanhğa aday olmayacagını açıkladığını hatırlattı. Bu açıklamayı herhangi bir zorlamanın ürünü olarak degil, büyük bir içtenlik ve gönül rahatlığıyla yaptığını kaydeden Gürkan şöyle konuştu: "Çünkü aday olacagını açıklamış olan Sayın İnönü'nün genel başkanlığında partinin hedefe doğru sağlıkla yürüyebileceği inancını elde ettim. Bunda en ufacık bir kuşkum olsaydı, taiç çekinmeden koşulların elverişliligini de öyle uzun boylu ölçüp biçmeden ve çıkabüecek sonucu da fazla da önemsemeden demokratik hakkımı kullanarak aday olurdum. Bunu sosyal demokrasi adına kaçınılmaz bir görev sayardım. Oysa Sayın İnönıi'ye duyduğum güven tamdır. Kendisiyle, bazı odaklann çok görmek ve yaymak istediklerinin aksine, tüzük degişiklikleri de dahil hiçbir noktada bugüne değin farklı düşünmedik ve farklı tavır almadık. Bu nedenle temel görevimin Sayın tnönü ile anlarasız bir yanşma içinde bulunmak degil, ona, yükleneceği çok agır ve sorumlu görevde ivazsız bir biçimde katkıda bulunmak olduğunu düşündüm.. Erdal inönü'nün Başkanlar Kurulu üyesi sıfatıyla parti genel başkanı olarak kendisine her alanda ve her noktada hiçbir kişisel hesabın içinde olmadan yardıma olduğunu belirten Gürkan, kişisel tercihinin sade bir üyelik olmasına karşm kumltaydan seçilecek genel başkanın yönetiminde görev yapmayı parti açısından gerekli ve yararh saydığını anlattı. Gürkan, sözlerini daha sonra şöyle sürdürdü: "Ancak simdi görüyonım ki, benim bu sorumlu tavnm kasıtlı olarak yanlış yorumlanmakta ve kamuoyuna bilinçli bir biçimde yanlış yansıtılmaktadır. Genel başkanlığı bırakmak için partisiyle pazarlık eden, kurultayda koşullar öne süren ve yetkili organlardan tüzük değişikliği ile ayncalıklar isteminde bulunan bir insan konumuna itilmek isteniyonım. Bana sözde ustalıklı politikalaria ve kamuoyu yanıltraalanyla biçilmek istenen bu rolü ve düşürülmek istenen bu gölgeyi reddediyorurn. Bu tür politikaları kınıyorum.Özlemle ve umutla bekledigim kunıltayırruzda, partimiz sade, saglıklı ve ikirciksiz üyekrinuzin denetimine, yönetimine ve sahipligine teslim ettikten sonra hiçbir yonetim görevi almayacağunı, ama başta seçilecek yer.i genel başkan olmak üzere, yönetim görevi alacak tüm arkadaşlanma, elimdeki tüm olanaklarla yardımcı olacagıma, kamuoyuna ve partililerimize ikirciksiz ve büyük bir gönül hoşluğuyla açıklamak gereğini duyuyorum". Daha sonra konuşan Cahit Külebi, Gürkan'ın yeni bir politikacı olmasına karşın, durüst yaklaşımıyla halkın bağrından çıkarak Türk siyasal yaşamına kazamldığını bildirdi. Külebi, Gürkan'ın SHP'nin bir ayağını icazetten kurtardığını ve kendisine sevgi ve saygı dolu olduSunu da kaydetti. MKYK'de daha sonra tüzük komisyonunun çalışmalan görüşme konusu yapıldı. Komisyon Başkanı Kazun Venice 20 kişilik bir Merkez Yönetim Kurulu ile 40 kişilik bir Merkez Karar Kurulu oluşturulması eğiliminin belirdiğini ifade etti. Yenice, genel baskan yardımcıhklanrun kaldınlarak genel sekreterliğin güçlendirilmesi ve yetkilerinin arttırılması yolundaki eğilimleri de dile getirdi. Gürkan MEHMED KEMAL POLİTİKA VE ÖTESÎ Bülbül Sesleriyle Değil... Bir dönemın ünlü gazetesı Vakit'ın sahibi ve başyazarı Asım Us, 1930 yılmdan 1950 yılına değin takvim yapraklarının ardına yazarak kendine göre bir günlük tutmuş. llkin bunları yayımlamak niyetinde değilmiş. Ancak yayımladıktan sonra, olayların perde gerisini yansıtan bu notların tarihçiler için çok değerli olduğu anlaşıldı. 1930 yılı bir parti denemesiyle (Serbest Fırka) demokrasiye geçme çabası idi; 1950 yılı ise, hepimiz biliyoruz ki, CHP hükümetinin seçim sonucunda çogunluğu yitirerek iktidan DP hükümetine bıraktığı yıldır. Genel Yayın Müdürümüz Hasan Cemal de, 12 Eylül'den günümüze değin notlar alarak açıkta göremediğimiz ve perde ardında geçen olayların günlügünü tutmuştur. Zaten kendisi de buna "12 EylülGünlüğü" diyor. Gerçi kitabın adı "Tank Sesiyle Uyanmak'tır, ama tutulan notlaıia bunlar bir günlüktür. 12 Eylül, demokrasi getirmek ve kurmak üzere ortaya çıkmıştı. Aslında kendi, olağanüstü bir yönetimdi. Elbette askeri yönetimin birçok özellikleri olacaktı. Neydi bu özellikler? Kimini biliyorduk, kimi de bilmememiz için saklanıyordu. Hasan Cemal'in kitabı 12 Eylül yönetiminin bize duyurmak istemediği olaylann gün ışığına çıkarılmasıdır. Kitabın birinci cildi diyebileceğimiz bölümü, 1980 Eylül'ünden 81'e değin alıyor, 82 Temmuz'una değin uzanıyor. 1983'ten bu yana yazılacak olanlar da ikinci cildi oluşturacaktır. Kitapta kısa kısa aniatılan olaylar birer öykü; yayımlanamayan, yayın yasağı konan demeçler, makaleler, söyleşiler de birer roman gibi okunuyor. Kitabı okudukça içinde yaşadığımız nice olay ve haberlerden yoksun kaldığımızı açıkça öğreniyoruz. Benim başımdan geçen bir olayı da Hasan Cemal günü gününe not tutarak kitabına almış. Olayı, bana yakın olanların ilgisiyle birlikte buraya aktarmak isterim. Haziran'da şöyle yazıyor: "Rıfat llgaz, Kastamonu'da gözaltına alındı. Yaşlı ve hasta. Ne isterler ondan?" Ben gözaltına 5 haziran cuma günü akşam üzeri alındım. Hasan Cemal, 6 haziran cumartesi günlüğünde şunları yazıyor: "Her şey tam bir karabasan. Okay'la Mehmed Kemal'i bu akşam gözaltına aldılar. Birinci Ordu ve Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Necdet Üruğ'un emriyle. Resmi olmayan gerekçeyi öğrendik: Mehmed Kemal'in 5 Haziran 1981 tarihli yazısındaki şu pasaj: 'Madem paşadan açtık, bir paşa hikâyesi daha anlatalım. Abdülhamit'in ünlü paşalarından biri, yanına bütün dalkavuk larını alarak, Şair Nedim'in dizelennde andığı dört çifte saltanat kayıklarından birine biner, deniz safasına çıkar. Ama bakar ki bir yandan poyraz var, bir yandan da kayık hızlı gidiyor. Dayanamaz kayıkçıyı azariayarak, 'Bana bak hamlacı çok hızlı gidiyorsun!.' der. 'Bak sandalı oturtacaksın, kıyıya çok yanaştın!' Kayıkçı paşadan çekindiği için açıklamak gereğini duyar: 'Paşam bu kayık sağlamdır. Dört karış su çeker. Buradaysa altı karış su var. Siz hiç korkmayınız keyfınize bakınız. Şükür Allah'a, iyi gidiyoruz. Evelallah ben kayıkçınız oldukça, siz gönlünüzü ferah tutun.' Filan bir alay laf derken... Kayık birdenbire büyük bir gürültüyle karaya oturuverir. Paşa, alı al, moru mor kayıkçıyı azarlamaya davranır: 'Sersem herif, aptal herif, sen ne biçim hamlacısın, ben sana demedim mi? Bak işte oturduk, kaldık!' Dalkavuklann hepsi birden paşa hazretlerini eteklemeye dururlar: Güle güle oturun paşam, güle güle oturun! Allah oturduğunuz yerden kalkmak nasip etmesin! Size ne güzel de yakıştı paşam, ne güzel yakıştı!' Ne desin paşa bunlara.' işte böyle... Mehmed Kemal'e gittim akşama doğru. Küçük valizini hazırlamış bekliyordu. Altmış yaşındaki Mehmed Abi... Babamın meyhane arkadaşı... Fazla konuşamadık. Gayrettepe kavşağında polis arabası bizi bekliyordu. Polislerin arasında Okay. Mehmed Kemal de bindi emniyetin minibüsüne. Gittiler..." Pazar, 7 haziran da şöyle: "Okay'ı bugün serbest bıraktılar. Mehmed Kemal içerde." Çarşamba, 17 haziran da şöyle: "Geçenlerde Evren Paşa altı büyük gazetenin sahiplerini Çankaya Köşkü'nde toplamıştı. Nadir Bey de istemeye istemeye gitti. Konu açılınca, Nadir Bey Mehmed Kemal'in yazısından alınacak bir şey olmadığını söylemiş Evren'e. Evren de, Bizi kastediyordu o' diye konuşmuş. Bunun üzerine Nadir Bey, 'Şimdi kalkıp da ben burun diye bir yazı yazsam' şeklinde cevap vermiş. Nadir Bey'in kendi deyimryle bu yanrtı olacak şey değil' doğrusu". Pazartesi. 22 haziran da şöyle: "Mehmed Kemal, 18 gün sonra serbest bırakıldı diye seviniyorduk ki, olmadı; sevincimiz kursağımızda kaldı. Bu kez de Hikmet'i gözaltına aldılar (izmir temsilcimiz Hikmet Çetinkaya). Günübiriiğine İzmir'e gittim. Ailesini ve arkadaşlan teselli etmek için." 27 Mayıs'ı, 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü gördük. Şimdi ardmdan sıcağı sıcağına gelenleri okuyoruz. Hasan Cemal, okunaklı ve dokunaklı yeni bir tür getirmiştir gazeteciliğimize, gönülden kutlarım!.. Ne olsa babasının arkadaşıyız, biraz yeğenimiz sayılır PENCERE (Baştarafı 2 • Sayfada) Hürriyet'in 29 Mart 1986 günlü sayısmda Vahap Munyar'ın haberi ilginç bir tabloyu sergiliyor. Şöyle ki: "1985 yılında 'kar patlaması' yapan kamu iküsadi teşebbusleri (KİT) geçen yıl aynı zamanda yatırım rekoru da kırdılar. Türkiye'nin önde gelen 14 kamu kuruluşu, 1985'te toplam 1 trilyon 228 milyar liralık yatırım yaptı. Kamu kesiminin geçen yılki sabit sermaye yatınmlan toplam 3 trilyon lirayı aşarken, özel sektörün yatınmlan ancak 2 trilyon lirayı bulabildi. Bdylelikle kamu kesimi, toplam sabit sermaye yatınmlan içinde yüzde 60, özel sektör de yüzde 40 pay aldı. İşin ilginç yanı KİTIerin, ekonomiye yük" suçlamalarının yoğunlaştığı günlerden itibaren yatınm gerçekieştirme bakımından özel sektörün üstüne çıkmasıdır. özel sektörün 19751979 döneminde gayn safî milli hasıla (GSMH) içinde yüzde 10.8 olan sabit sermaye yatınmlarının payı 19801985 döneminde yüzde 7.6'ya gerüedi. Buna karşılık devlet sektörünün payı da aynı dönemde yüzde 10.9'dan yüzde 11.3'e çıktı." Görülüyor ki Türkiye'de kim ne derse desin devletçilik işliyor. * Ekonomide devlet müdahaleşi iki çeşittir; ya halktan yana, ya da sermayeden yanadır. özal, 'ekonomide liberaJizm" takJidi yapıyor ve "gözetilen holdingler"\ pompalamak için devlet müdahaleciliği siyasetini benimsiyor. Bu onun bileceği iştir; ama, madalyonun bir de öteki yüzu var. Cumhuriyet'in 14 Nisan 1986 günlü 'Ekonomi Sayfası'nda şu haber yayımlandı: Türkiye, OECD'nin en çok borçlu ülkelef listesinde 10'uncu sırada yer alıyor" Gerçekten 24 milyar dolar borcuyia ülkemiz dünyBdaiO'uncu sıraya tırmanmış durumdadır. 1979'da bu borç 13 milyar dolardı. Aradan geçen beş yılda 13 milyar dolar borç ödediğimiz halde, nasıl oluyor da borcumuz iki katına yaklaşık oranda artıyor? Yine Dünya Bankası'nın 8 Nisan 1986 günlü Cumhuriyet'te yayımlanan verilerine göre Türkiye'nin ulusal geliri 1979'da 70 milyar dolarken 1984'te 50 milyar dolara inmiştir. Demek ki dış borç toplamı ulusal gelirimizin yarısıdır. Satışa konu olan bu dairelerin açık arttırma suretiyle ve 10'ar dakika ara Ue ALTINDAĞ ÎKlNCt SULH MAHKEMESİ DURUŞMA SALONUNDA açık artürma suretiyle ihaleye çıkanlacaktır. Bu antırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacakülann alacaklanm ve rilçhanlı alacaklan ve satıs masraflannı gecmek sartı Ue ihale olunur. Böyle bir alacaklısı çıkmazsa en çok arttıramn taahhüdü baki kalmak suretiyle tKİNCİ SATIŞ GÜNÜ OLAN: 5.6.1986 PERŞEMBE GÜNÜ SAATLERİ BİLDİRİLEN SAATLERDE VE AYNI YERDE ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu antırmada da rüçhanlı alacakülann alacağını ve satış masraflannı gecmek ve yüzde 50'yi gecmek sartı ile en çok arturarun taahhüdü de baki kalmak suretiyle ihale olunur. B) BtRİNCİ SATIŞ GÜNÜ SAATİ DAİRELERİN NUMARASI MUHAMMEN BED.TL. Evren iptal (Baştarafı 1. Sayfada) giymesi' durumunda Cumhuriyet Başsavcılığı'nca partiden kesin olarak çıkarılmasına ilişkin hükmün iptali isteniyor. 2 Cumhurbaşkanı Kenan Evren, yasanın 22. maddesi ile getirilen '2. fıkrasının (d) bendi dışında' deyimini de anayasaya aykın bularâk, iptalini istedi. İptal istemine göre, televizyonda paralı propaganda konuşmalarında da, Türk bayrağı, parti bayrağı ve konuşmacı dışında herhangi bir görüntünün verilmesi anayasaya aykın oluyor. 3 Cumhurbaşkanı, yasanın 24. maddesi ile "298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri hakkında Kanun'un 94. maddesinde' yabancı ülkelerdeki vatandaşlann oy vermesine ilişkin madde başlığı, fıkra ve ilgili bentlerini de tümüyle anayasaya aykın buldu. Böylelikle, yasanın yabancı ülkelerdeki Türk vatandaşlarına tanıdıgı oy verme hakkının tümden kaldırılması istendi." Cumhurbaşkanı Kenan EvTen, iptalini istedigi maddelerin, anayasanın "kanun önünde eşitligi" düzenleyen 10., "din ve vicdan hürriyetine" ilişkin 24., "seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" maddesini içeren 67., "siyasi partilerin uyacakları yasakları" düzenleyen 69. ve "TRT kunımuna" ilişkin düzenlemeleri kapsayan 133. maddelerine aykın olduğunu bildirdi. 27.5.1986 Sah günü 13.00 Ue 13.10 arasında 7 Nolu dairenin 3.200.000. TL. 27.5.1986 Sah günü 13.15 ile 13.25 arasında 8 Nolu dairenin 3.000.000. TL. 27.S.1986 Sah günü 13.30 Ue 13.40 arasında 9 Nolu dairenin 3.000.000. TL. 27.5.1986 Salı günü 13.45 ile 14.00 arasında 10 Nolu dairenin 3.300.000. TL. Satısa konu olan bu dairelerin de açık arttırma suretiyle ve 10'ar dakika ara Ue ALTINDAG İKİNCt SULH HUKUK MAHKEMESİ DURUŞMA SALONUNDA açık arttırma suretiyle ihaleye çıkanlacaktır. Bu antırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacakülann alacaklan ile satış masraflannı gecmek sartı ile ihale olunur. Böyle bir alacaklısı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak suretiyle iKİNCl SATIŞ GÜNÜ OLAN: 6.6.19(6 CLMA GÜNÜ SAATLERİ BİLDtRİLEN AYNI SAATLER ARASINDA VE AYNI YERDE İKİNCt SATIŞA çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacakulann alacaklan Ue satış masraflannı ve yüzde 50'yi gecmek sartı Ue ve en çok arttıramn taahhüdü de baki kalmak suretiyle ihale olunur. O BİRİNCİ SATIŞ GÜNÜ 28.5.1986 28.5.1986 28.5.1986 28.5.1986 Çarşamba Çarşamba Çarşamba Çarşamba günü günü günü gunü SAATİ 13.00 13.15 13.30 13.45 Ue 13.10 arasında Ue 13.25 arasında Ue 13.40 arasında Ue 14.00 arasında DÜKKÂNLARIN NO. 1 Nolu dükkânın 2 Nolu dükkânın 3. Nolu dükkânın 4 Nolu dükkânın MUHAMMEN BED.TL. 1.800.000.TL. 1.800.000.TL. 1.800.000.TL. 2.000.000. TL. Satısa konu bu dükkânlann da açık arttırma suretiyle ve 10'ar dakika ara Ue ALTINDAG İKİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ DURUŞMA SALONUNDA açık arttırma suretiyle ihaleye çıkanlacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılann alacaklan Ue satış masraflanm gecmek suretiyle ihale olunur. (Böyle bir alacaklısı çıkmazsa ve en çok arttıranın da tahahhüdü baki kalmak suretiyle ihate olunur.) Böyle bir alacaklılan çıkmazsa tKİNCİ SATIŞ GÜNÜ OLAN ve ARAYA CUMARTESİ, PAZAR Ue RAMAZAN BAYRAM TATİLLERlNlN ginnesi nedeniyle saUşın 12.6.1986 PERŞEMBE GÜNÜ SAATLERİ BlLDtRİLEN SAATLERDE VE AYNI YERDE İKİNCt arttırmaya çıkanlacakur. Bu arttırmada da tahmin edilen kıymetin yüzde 50'yi gecmek ve alacakulann alacaklan ile satış masraflanm gecmek suretiyte ve en çok arttranın taahkttdö de baki kalmak suretiyle ibaic olnmır. Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin yüzde 10'u nisbetinde ayn ayn olmak üzere TEMİNAT YATTRMALARI ŞARTTIR. Satış peşin para Ue oldugundan satıs isteyenin mehil istedigi takdirde (20) günü geçmemek sartı ile mehil verilebilir. Belediye TeUaliyesinin satış gün ve saatinde hazır bulunması, bulunmadıjı takdirde Belediye Tellaliyesi ödenmez. Tellaliyenin hazır bulunduğu takdirde ayn ayn olmak üzere hesaplanarak Tellaliye resminin makbuz karşılıgında ödenmesine, Belediye Tellaliyesi ile bugüne kadar birikmiş emlak vergi borçlanmn da satısını isteyen hissedarlara ait olup, hisselerin nisbetinde kesilir. Satış anında yatıran alıcıya (Tellaliye resminin) ödenir. Alıcıya ise Tapu Emlak harcı Ue yüzde 03. Damga resminin vesair masraflann alıcısına aittir. Satışa konu daireierin (150 m') ^ecmedigJBden KDV'dndea maafür. Saüsa konu olan ve bunlann da Ticarethane olması nedeniyle ve kanunen alınması bildirilen DÜKKÂNLARIN SATIŞI HALlNDE ve satıs MlKTARI ÜZERİNDEN OLMAK ÜZERE KATMA DEĞER VERGlStNÎN ALINMASINA VE BUNUN DA ALICISINA ait olup, hemen saaş günü derhal İLGİLİ EMLAK VERGl DAİREStNE ahcısı tarafından ödenir. lpotek sahibi alacaklarla dijer Ugililerin (+ ) bu gayrimenkuller üzcrindeki haklanm hususu Ue faiz ve masrafa dahil olan iddialannı dayandığını belgelerle 15 gün içinde dairemize bUdirmeleri sartur. Aksi takdirde haklan tapu sicili Ue sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bıraküacaktır. Saüş bedeli hemen veya verilen müddet içinde ödenmezse tc. tf. K.'nun 133'üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İKİ ihale arasındaki farktan ve yüzde 10 faizden alıcısı ve kefılleri mesul tutulacaktır. Hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. Şartnamenin üan tarihinden itibaren herkesin görebılmesi için dairedeki mahkemeler divanhanesindeki tahtada asılı olup, masrafı verildigi takdirde isteyen alıcıya bir örnegi gönderilebilir. Satısa iştirak edeceklerin şartnameyi görmüş ve başkaca bilgi ve görmek isteyenlerin dosyalardaki mevcut bulunan 9.1.1984 tarihli 17.2.1985 tarihli ve 17.3.1986 tarihli bilirkişi raporlanndan bUgi alabiürler. Almak isteyenlerin 1985/3 satış ile satış dosyası içindeki mevcut ve mahkemenin 1983/595 esas sayıh dosya numarası ile satış memurluğumuza basvurmalan ve KEYFİYET BU ŞEKİLDE İLAN OLUNUR. i+) llgililer tabirini irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Neş'eyi ALKOLDE değil, tabiatın güzel sinesinde arayınız. YEŞtLAY