29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 NtSAN 1986 Ozetle KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Beyoğlu Küçük Sahne 36. yılında Beyoğlu Küçük Sahne'nin 36. yıh dün üyatroda düzenlenen bir törenle kutlandı. Kurulduğundan bugüne Küçük SaJme'de çalıştmş tiyatro sanatçüanrun katıldığı törenden sonra Nöbetçi Tiyatro, Ferhan Şensoy'un derlediği "Çehov'lardan Bir Demet"adlı oyunu sahneledL Küçük Sahne'nin şimdiki sahipleri Ortaoyuncular'ın kurucusu Ferhan Şensoy 36. yüa ilişkin şunlan söyledL "Biz 6 yıldır bu sahnede oynuyoruz. Gönül ister ki Küçük Sahle sizden sonra da yaşasın ve 100. ytlını da kutlayabilsin. Beyoğlu 'nda biracılar, meyhanele'r arasmda böyle bir tiyatroyu yaşatmak ve korumak güzel bir Sey. Nöbetçi Tiyatro da bunu simgeiiyor. Yani, biz olmasak da burada tiyatro var." Edward Bond tiyatrosumın izlenmesi gereken örneği / Yazan: Edward Bond / Çeviren ve Yöneten: Genco Erkal / Dekor: Koray Ariş / Kostüm: Sevim Çavdar / Oynayanlar: Zeliha Berksoy, Güler Ökten, Nefrin Tokyay, Mehmet Akan, Özgür Yalım / Müzik: Vangelis / Dostlar Tiyatrosu. DtKMEN GÜRÜN UÇARER "Bir çagın sanatuu o çagın politikası belirier" diyen Edward Bond, "rasyonel tiyatro" kavramını benimsemiş bir yazar. Gerçeği açıklayan ve değişimi etkili kılmayı amaçlayan tutumunda Brecht diyalektiğinden esinlendiğini öne sürüyor. "20. yüzyılın trajedisi, Brecht'in son dönem oyunlanna geçmeden ölmesidir" diyen Bond, onun ölümünden bu yana geçen sürenin yazarları daha değişik deneyimlerle, tarihsel gerçeklerle yüzyüze getirdiğini öne süruyor ve "Brecht'in yazamadıklannı biz yazmak zonındayız. Brecht'le baslamalı, ama onunla biürmemeliyiz" diyor. Bond'un oyunlannda aksiyonun temelini toplumsal, ekonomik ve duygusal gerilımin oluşturduğu ve bu aksiyon sürecinde gerekli toplumsal değişime değişik kesimlerden gelen tepkinin tartışıldığı öne sürülüyor. 1982'de National Theatre için yazdığı "Yaz' bunun en güzel örneklerinden. Olay günümüzde ve bir Doğu Avrupa ülkesinde yaşanıyor. Bond, çaiışmalarında Yunan trajedüerinden Restorasyon komedilerine uzanan bir çeşitlilik gösterebiliyor. Burada da anlatımın Çehov atmosferi içinde tbsen'i anımsattığı öne sürülüyor. Ksenia ve Ann'ı, Martha ve David'i ilk kez durgun bir yaz günü tanıyoruz. tbsen'in dünyasma giriş, Ksenia'nın geçmişe dönük anıları, imaları, tedirginlikleri, vurup kacışlanyla belirleniyor. Ne var ki bir süre sonra bu çizgiden uzaklaşılacak ve Ann ile Martha'nın kısa ama anlamlı konuşmalan oyunun politik temelini oluşturacaktır. DEĞİŞÎK BtR TATLA... Genco Erkal'm çevirisindeki akıcılığın yanı sıra Bond'un diyaloglanndaki gerilimi ve yoğunluğu her sahnede gerekli dengede tutan yorumu, yazarın politik tiyatrodaki gücünü daha da belirliyor. İzleyici, öykünun ("şimdi" yaşanmakta olanın) dışına çıkarak yürütülen tanışmada yerini alıyor, Bond'un bilimsel dünya görüşunü yansıtan çekişmede değişimin gerekliliğıni yaşıyor. Feodal kökenli bir burjuva olan Ksenia çelişkileriyle dikkatini çekiyor izleyicinin. Bir bakıma Bond'un dramatik tiyatroda diyalektiği kullanış biçimini sergiliyor. Alman'ın "beyazlı kız" olarak tanımladığı bu kadın geçmişle hesaplasmasında babasınm partizanlar tarafından tutuklanmasının nedenlerini hâlâ anlamaktan uzaktır. Korkunç bir ironidir bu. Ölümden kurtardığı Martha'nın ise bunu değerlendirmemesi bir paradoks. Tiyatromuzun en iyi Brecht yorumcularından biri olarak tanıdığımız Zeliha Berksoj'u bu kez dramatik bir rolde izliyoruz. Onca yaşadığı olayı bir yere oturtamamanın sancısını çeken, mutluluğu geçmişte arayan, aradığını bulamayan, boşluğunu yetişme biçiminden gelen otoriter tavrıyla kapatmaya çalışan Ksenia'da Berksoy, son'a tartışa tartışa giderek her zamankinden çok değişik bir rolü yine aynı ustahkla kotanyor. Güçlü bir kadındır Martha. Yaşamının anlamı 'iyilik' ve *adalet' arasındaki farkı bilmesinden kaynaklanmaktadır. Lşte onun için de Ksenia'nın temsil ettiği sınıfın karşısındadır. tyiliğin adaletsiz bir toplumda hiçbir anlamı yoktur onca. Güler Ökten, Martha'nın bilinçlendiği andan itibaren (adadaki tutsaklığı ve kurtanhşı) içinde taşıdığı boğukluğu, haykınşı (buna 'kin' demiyorum, çünkü iki kadının da birbirlerine, evlerine, topraklarına bağhlıkları ilginçtir) aşırılığa kaçmayan doğru bir oyun biçimiyle sergiliyor. Her an patlamaya hazır bir saatli bomba gibi kurulu bekliyor. Gerginliği bir an olsun düşürmeden politik görüşlerinin savunusunu yapıyor ve patlamadan sonra "Yaz" yine başlangıçtaki Çehov atmosferine bürünuveriyor. Ksenia ve Martha'nın dünya görüşlerinin gözlemcisidir Ann. Insanlarla arasına çektiği duvar, kuşkusuz Ksenia'nın yanlışını doğru göstermesinden kaynaklanmaktadır. Martha'ya yakınlığı, ondaki bu çelişkinin belirlenişidir. Nefrin Tokyay, annesinin ağ\ırlığı altında ezUen ama doğru olaru seçtikten sonra 'sevgji ye açılan Ann'ı tutarh bir çizgiyle veriyor. David'de Özgür Yalım yetkin bir kişi olarak belirleniyor, gerek Martha gerek Ksenia ve Ann ile olan ilişküerinde. Ayaklan yere basan bir kişidir David. Hümanisttir, gerçekçidir. İnişleri çıkışları olmayan bu rolde özgür Yalım ezilmiyor. Alman, savaş yıllannın özlemiyle adaya gelen, sürekli suçsuzluğunu savunan ama savaşta her seyi mübah sayan bir palyaçodur sanki. Suçsuzluğunu savundukça suçluluğu daha da belirlenmektedir. Mehmet Akanın bu rolde sergilediği ölçülü oyun Bond'un vurgulamak istediği kötülüğü, sadizmi, korkuyu, şaşkınlığı yansıüyor. Alman'ın ve Ksenia'nın suçlanndaki ortak yan 'beyazlı kız' fıgürüyle vurguİanırken Bond'un politik tiyatrosundaki boyutu daha da belirginleştiriyor bu eski Nazi askeri. Ksenia, Martha ve Alman; burjuvazinin, sosyalizmin ve faşizmin bir çeşit sözcüleridir, Müzik, Bond'un tiyatrosunun önemli bir öğesi. "Müzik sonı soramaz anta ürkütebilir ki bu da soru sormak kadar önemlidir." Vangelis'in müziği oyuna çok şey katan bir seçim. Dekorda sanırım izleyenlere bırakılmalıydı ölüler, ölüler, ölüleri görmek... Daha flu bir tasanmla verilebilir ve daha etkileyici olabilirdi yığmlann yok edilişi. Sevim Çavdar'ın kostümleri her zamanki gibi esere ve role uygun nitetKllYlOYUNCU Güler ökten (üstte), Martha'nın içinde tap likte, özenli. İzlenmesi gerekli bir cağı haykmsı asınhia açmadan sergüiyor. Nefrin Tbkyay ise, Ann'ı oyun "Yaz." tutarh bir çizgtyU veriyor. HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ AflKCA A&Ü&. HBJ/A AYINCH HBLVA OJOU6U ıÇiN F.IM y. P İ K N İ K PtYALE MADRA Aqua konseri Aqua Müzik Topluluğu 19nisan cumartesi günü saat 14.00'te Ortaköy Kültür Merkezinde bir konser verecek. Cem Berksoy (gitarvokal), Cem Canbay (gitarvokal), Ahmet Altuğ (davul), Canan Tollu (flüt), Erkut Akyazı (solo gitar), Levent Genç (bas gitar), Seden Kutlubay fvokal), MertolŞalt (kenumvokal), Mete Düren fklavye) ve Yusuf Yakınbaş'tan (klavye) oluşan topluhık bu 10. konserierinde de, yine sözleri, müıikleıi, düıenlemeleri kendilerine ait parçalannı seslendirecek. fflZLJ GAZETECt NECDET ŞEN Paraşuhün açılmayacağ t u t m u ş t u işte . Ve Edvırd'dan olma, Bcti 'de.n doğma, T96<+ Mcvada <6H\ £EVANJI <3OI?UMCE IÇIM KALKTI... 8EYMİNİM BİR KlSMI KAPATA5IMDAKİ D0<ULMU6TU . Cılbırt .. Günümüs Sanatçıları 7. Istanbul Sergisi İstanbul Mimar Sinan Üniversi'si Resim ve Heykel Müzesinin Jesteğiyie Resim ve Heykel Müzeleri Derneği'nin altı yıldır tstanbul Festivali kapsamında gerçekleştirdiği Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi'nin yedincisine başvuru 5 mayısta basüyor. Sergiye kattlmak isteyen sanatçüann yapıtlannı 512 mayıs arasmda istanbul Resim ve Heykel Müzesine teslim etmeleri gerekiyor. Seçici kurulun başanlı bulduğu üç sanatçıdan birinciye 500 bin, ikinciye 300 bin, üçüncüye 200 bin lira ödul verilecek. Sergiye katılacak yapıtlarda (resim, heykel, seramik. ö'zgünbaskı) konu, boyut, gereç, yöntem ve uygulamada sınır olmadığu ancak yapıtlann 198586 yıtian ürünü obnası gerektiği betirtildi. (UBA) karpuz gibi parçalanıvermişti ..." ÖLUMUM DE Bİf? E6TETİSİ VAPDI O AM Bl ŞEY FARkTETTİVV. ÇİZGİLÎK KÂMİL MASARACl Çin'de Shakespeare Festivali Çin Halk Cumhuriyeti'nde ilk kez bir "Shakespeare Festivali" düzenlendl tki hafta surecek festival boyunca başta "Kral Lear", "III. Richard" ve "Othello" olmak üzere Shakespeareln birçok oyunu sahnelenecek. Bilindiği gibi, Wüliam Shakespearein yapıtlan Çin Halk Cumhuriyetfnde 19661976 arasmdaki Büyük Proleter Kültür Devrimi sırasında yasaklanmıştı. (UBA) AĞAÇ YAŞKEN EĞÎLİR KEMAL GÖKHA\ AÇOK'un özel gösterisi Anadolu Çocuk Oyunlan Kolu (AÇOK), işitme engelli çocuklarayönetikgöstertlerdizistniyann fatihSağuîarOkulu'ndabaflattyor. AÇOlTun "Aksak TımurUe Hoca Nasreddin" adh oyunu, tkulsalonunda, iftimeyen vekonusamayan çocuklam üeretsU olarak gösterilecek.Göstertmdtn sonra ögrencüerleyüzyüzt veyazıhanketleryapüacak. tstanbıd Fotoğraf Evif son TARÎHTE BUGÜN sergisi ve hapamşı üzerine SEYİT ALİ AK 1985 yılı mayıs ayında kapısını fotoğraf dostlanna açan İstanbul Fotoğraf Evi'nin (İFE) kapanış sergisi Nuri Bilge Ceylan'ın yapıtlarından oluşmuştu. Son 5 yıl içinde yurdumuzda fotoğrafçılık, eğitim kurumlarının, derneklerin ve basının etkisiyle daha geniş bir amatör kesimi ilgilendirir duruma geldi. Aynı paralelde gelişen ikinci bir yan da öz ve biçim ara>ışı. Bu durum, güzergâh fotoğrafçılığının gençl.erin karmaşık duygu ve düşüncelerini yansıtmaya yetmediği biçiminde yorumlanabilir. Batıya öykünme, belü bir yaşam felsefesinin olmayışı, yurt gerçeğinin uzağına düşmüş olmaları gibi savlar bir kenara, katı kuralları aşma, rastlantı öğesini süpürüp atma isteği teknik yetkinliğe ulaşrruş bir sanatçımn yapıtlarında oldukça inandırıcı gelmektedir. örnek mi istiyorsunuz? lşte N. Bilge Ceylan'ın sergisi. Ceylan, son yıllarda karşılaştığımız en yetenekli ve başarılı gençlerimİ7den biridir. "Yeni Fotograf Dergisi"nin düzenlediği "Genç Fotoğrafçı Yanşması" birincilik ödülü (1981), Çekoslavakya Fotoğraf Akademisi'nin üniversiteler arası yarışmasında iki yıl üst üste büyük ödülü (1983, 1984) ve ENKA Vakfı'nın düzenlediği "Türkiye" konulu yanşmada birincilik ödülü kazanması, değişik kesimlerin başarısını onaylaması anlamına gelmektedir. Fotoğraflarından edinüen ilk izlenim, siyahın ağır bastığı bir karamsarlık havasıdır. Kendısi bunun yasama negatif yaklaşmasından kaynaklandığını söyluyor. Ceylan'ın yapıtlarııu, kaynağı ne olursa olsun ezilmeden büzülmeden sürdürülen geniş bir yaşam açısının izdüşümü olarak değerlendiriyoruz. Sanatçı, teatral bir yapısallaşmanın olanaklarını iyi bir biçimde kullanarak şiirsel mıştır. bileşime ulasÜzerinde durmamız gereken ikinci konu, iFE'nin ortaklan tarafından kapatılması karandır. Ancak 11 ay açık kalan İFE'de 26 dia gösterisi, 18 fotoğraf sergisi ve 22 sözlü program izleme olanağı bulduk. Büyük bir coşku ve heyecanla açılışı yapılan İFE'nin birçok programı olağanüstü ilgi gördü, bazıları aşırı kalabalık nedeniyle birkaç kez yinelendi. 6 milyonluk bir kentte küçük de olsa bir fotoğraf galerisinin açılması, bir yuva bulma sevinci duymamıza neden oldu. Ne yazık ki bu sevincimiz uzun sürmedf. Türk fotoğrafınm belü nedenlere bağlı rahatsızlıklarından biri de süreksizlik. Kısa zamanda pasifleşen demek ve gruplar, bir iki sayıda biten dergi çıkarma atılımlan, ömürsüz amatör hevesleri fotoğrafçüığımızın gelişim hızını düşürmektedir. İFE'nin fotoğraf dostlanyla arası nda dengeli ve karşılıklı bir alışveriş ortamı yaratamamasının, rasyonel bir işletme tavına gelememesinin istenmeyen sonu hazırladığı kanısındayız. Ele güç geçen bir olanağı daha yitirmiş bulunuyoruz. Türk fotoğrafında bir yıldız daha kaydı. Kaymayabilirdi. MÜMTAZ ARKA\ BUGÜH,ÜNLÜ Ş SMITH PO6PU. YOKSUL BİR ZeMCİ AİLENİN ÇOCUĞU OLAM SMITH, SESİHİU GÛZELUĞlYtE ÇABUCAK t^eşpeP'teee/i. KISA sâeeoe PLAHPOL PURMAYA 8ASUYACAlcri.i4MeG.ikAU ZEMZİ iJ Ö2SÜH 8UUIŞLA&.IHDAU S'Rİ "BLUES*TÜRÜur>e ÇOK BAÇABILI £4YILAM 15 Nisan "BLUES UN İMMRATOR/CES//. n Bir Yürekten Bir Yaşamdan "Bir Yürekten Bir Yaşamdan" topluluğu 19 ve 20 nisan günleri saat 12.30'da Sırasehiler'deki Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu nda iki konser verecek. Konserde Yaşar Miraç, Cahit Külebi ve Ali Yüce'nin siirlerinden yaptıklan kendi bestelerini seslendirecek olan topluhık, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde okuyan Sami (bağlama), EnverErgin (gitar), Yasemin (piyano), Işıl (flüt), Bilgehan (keman), Tayfun (cura), Cemai (bas gitar) ve solistler Şansın, İnci, Candemir, Saadet, Alev ve Salih'ten oluşuyor. İ i ÜKILÜ ŞA&kLlCI, 193CLAIZDA PEŞİÇEN MÜZİGlMe AYAK. UVDURAMtYACAK, YlLLAZtNDA l£E AUCOLÜU PGMÇe DUŞECEKTİR, Ç*8azı kayrfhrda 1898") PiYE AUfLAOMate., YO£SULLUK.,BA£Ş ÇUt & Ğ UÜ2ÜMLÜ ŞABtLtLAKPIR CAZ Bessrs SMcm, "stues //^PASATV 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Sekizinci spor kongresi Ankara 14 (OMJ Sekizinci spor kongresi bugün sabah saat 9'da Halkevinde ikinci reis General Hikmet başkanlığmda ikinci umumi toplantısını yapmıştır ve Futbol Federasyonu raporuna aid encümen mazbatası okunmustur. Bu mazbatada futbolun yükselmesi için federasyonun hakem ve antrenörler yetiştirmesi hakkındaki teklifînin memleket için faydalı olacağı tespit edilmiş, lisansların kati olarak muteber olması ve lisansı elinde olan oyuncu hakkmda hiçbir itirazın kabul edilmemesi hakkındaki federasyonun teklifi tasvib edilmişür. Bundan başka sporculanmızın yaptığı harici temaslarda aldıkları neüceler takdirle karşdanmış ve bu temaslann çoğaltılması temenni ve Balkan kupasma iştirak için tazminat kabul edilmemesi hakkındaki federasyonun verdiği izahat faydalı bulunmuş ve Ankara şildinin Gençler birliğine verilmesi lazım geleceği hakkmda federasyon kararının tatbik edilmesi hususunda yeni teşkil edilecek umumi merkeze 15 Nisan 1936 vazife verilmesi kararlastırılmıstır. 19361986 Şimdi elektrik sayesinde sinema bile seyrediyoruzBelediyemizin bu ilk icraatından hız alarak daha büyük ve daha nafi işler gormesini candan ve gönulden dileriz. Mülkiye mektebi Ankara 14 (Telefonla) Mülkiye mektebinin dört seneye çıkanlması ve Ankara hukuk mektebinin de İstanbul hukuku gibi dört senelik olması esas itibarile tahakkuk etmiştir. "Eros'un Oklarıyla Vurulanlar" adlı karma resim sergisi 19 nisan cumartesi günü Sevimce Sanat Galerisi'nde açüıyor. 9 mayıs gününe kadar açık kalacak sergide Ali Ismail Türemen, Bedri Ruhmi Eyuboğlu, Berna Türemen, IIhan Berk, tsmet Doğan, Şenol Yorozlu ve Tayfun Erdoğmuş'un yapıtlan yer alacak. "Eros'un Oklarıyla Vurulanlar" Van elektriğe kavuştu Van (Hususi) îsmini işitmekle imrenerek özlediğimiz elektrik tenviratma nihayet kavuştuk. Şehrin ehemmiyetli ve kalabalık yerleri karanlıktan kurtuldu. itıf Özbilen'in ağaç oymaları AtıfÖzbilen'in "Ağaç Oymaları" sergisi, 24 nisan gününe kadar Mersin Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde sürüyor. DUYURU GÖNEN ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1986/28 Davacı. Gönen ilçesi, Sanköy bucağı Fındıklı Mahallesi, Okullar Caddesi, No: 12'de oturur, Melek Özsoy vekili Av. A.Tuncer Kızıldağ tarafından açılan Gaiplik davasının mahkememizde yapılan açık yargılamasında verilen ara kararı uyannca: Balıkesir ili, Gönen ilçesi, Sanköy bucağı Orta Mahallesi 177 sayılı hanesinde nüfusa kayıllı Mustafa oğlu, Melek'len otma 1932 doğumlu Muhsin Necip özsoy'un Sarıköv bucağında lerzilik yaparken İstanbul iline iş aramak için gittiği ve 1415 yıidan beri kendisinden hiçbir haber alınmadığı gibi kendisini de gören olmadığını, bütün aramalara karşın ölusunün de bulunamadığını, büyuk bir olasılıkla hayatından endise edildiğıni belırterek. Gaipliğine karar verilmesini istemiş olmakla; Muhsin Necıp Özsoy hakkında bilgi sahibi olanlann, kendisini uzaktan ve yakından tanıyanların ya da Muhsin Necip özsoy'un bizzat kendisinin duyuru tarihinden itibaren üç ay içinde mahkememiz 1986'28 esas sayılı dosyaiina başvurmalan duyurulur. Basın: 17041 İLAN ÇAYELİ ASLtYE CEZA MAHKEMESt'NDEN Dosya No: 985/11 Mahkememizin 3.10.1985 gün ve £s: 985/11, Kr. 985/78 sayüı kararı ile 30.9.1984 tarihinde islemiş olduğu karşılıksız çek vermek suretiyle dolandıncılık suçundan sanık Ardeşen ilçesi Seslikaya köyü nüfusuna kayıtlı olup halen Ardeşen Düz Mahalle Trafo karşısı No: 18'de mukim Mehmet ve Havva'dan olma 1935 doğumlu sanık Ali Okutan'ın TCK'nun 503/ilk, 522/1,647/4, TCK, 72, 40. maddesi uyannca sonuç olarak 47.250. TL. ajır para cezası ile cezalandırılmasına dair verilen gıyabi karar samğın adresinin tespiti mumkun olmadığmdan ve tüm aramalara rağmen bulunamadığından 7201 sayılı tebligat yasasının 28 ve 29. maddesi gereğince ilanen tebliği, ilan tarihinden itibaren 15 gun içerisınde yasa! yola baş vurulmadığı takdirde karann kesinleşip infaza verileceği ilanen tebüğ olunur. 4.2.1986 Basın: 17098 Ankara'da yeni çocuk tiyutrosu Ankara Büyüksehir Belediyesi, Çocuk Tiyatrosu kuruyor. Devlet Tiyatrolan Genel MUdürlüğü'nün işbirliğiyle, belediyenin 1986 kültür etkinlikleri içinde uygulamaya konulan Çocuk Tiyatrosu ile çekirdek bir kadro obisturulması ve bu kadroyla çocuklara yöneOnmesi planlanıyor. SON SERGİDEN Çekoslmakya'da iki büyük ödO, ENKA nsması'nda birincilik ödülü alan Nuri Bilge Ceylan, tFE'deki son sergisinde de, bir örneğini yukanda gördüğünüz Ugtnç yapttlar sundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle