Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHVRtYET/10 HABERLEKİN DEVAMI 75 NtSAN 1986 ULAYLAR1N ARDINDAKI Saldırı öııcesi gelişmeler Kaddafi, Amerika'nın saldırması halinde Libya'nın savaşmaya hazır olduğunu yineleyerek, "Amerika'ya kendi topraklannda vurmaya hazırız... GerilIaJar ve intihar mangalan şu anda Amerikalıları birer birer haklayacak ve onlara en bfiyük darbekri indirecek kahramanca bareketleri baslatmak için yalnızca bir işaret bekliyorlar" dedi. Başkan Reagan'ın, temsilcisi Vernon VValkers Avrupa'daki temaslarını sürdürürken, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı John Whitehead, CBS televizyonuna verdiği demeçte, Libya'nxn diskotek saldırısına kanstığına ilişkin "güçlü kanıtlar" elde ettiklerini söyledikten sonra şöyle devam etti; "Aynca, dünya çapında düzinelerie terör eylemi gerçekleştirilmesi için yapılan planlan ortaya çıkardık. Bu planlann hepsi özgül. Belirli hedeflere yönelmiş. Planlan uygulayacak olanlar da seçilmiş." Whitehead, Libya'ya karşı operasyon düzenlenmesi için belirli bir tarih,saptanmadığıru söyledikten sonra, "Eğer Kaddafl tatmnunu değiştirir ve terör eylemleri düzenieroekten vazgeçersc ABD, Libya ile bir çatışmaya girmez. Bizim istediğimiz Kaddafi'yi devirmek değil, onu tutumunu değiştiraıeye zorlamaktır" dedi. HİTLER'E BENZETTt VVhitehead konuşmasmın bir bölümünde Kaddafi'yi Hitler'e benzetti. VVhitehead, "Eğer Hitler, iktidara gelmeden dünyanın gözleri açılsaydı, insanhk bir felakete sürüklenmezdi. Kaddafi konusunda da artık dünyanın gözleri açılmalıdır" dedi. Bu arada, Time dergisi, Kaddafi'nin Trablus'tan gönderdiği bir mesajla Libyalı ajanlara ve Filistinlilere "ABD vatandaşlanna kar$ı eyleme geçmeyi" emrettiğini yazdı. Dergi bu mesajda, 10 terör eyleminin planlannın yer aldığıru da öne sürdü. Newsweek dergisi de, Libya'nın dış ulkelerdeki Amerikan vatandaşlan ve bürolan üzerindeki gözlemlerini arttırdığını ve Trablus'un NATO ülkeleri ve 10 Afrika ülkesindeki ABD büyükelçilikleriyle, Avnıpa ve Ortadoğu ülkelerindeki Amerikan ticari kuruluşlannı hedef aJdığını bildirdi. Libya Dışişleri Bakanlığı, Libya'nm terorizme ve hava korsanIığına karşı olduğunu açıkladı. Açıklamada, son zamanJarda Amerikan hedefierine karşı gerçekleştirilen saldınlara Libya'yı karıştırma çabalanna karşı çıkıldı. Libya Haber Ajansı "JANA" tarafından yayımlanan açıklamada, ABD'nin Libya'ya yönelttiği suçlamalann temelsiz olduğu kaydedilerek, Amerikan çıkarlarının, "ABD'nin Federal AJmanya'daki varbgına karşı çıkan Almanlann hedefi haline geldiği" öne sürüldü. Libya'nın açıklamasında, "Libya, Akdeniz in bölge ülkeleri için bir banş ve işbirliği denizi oimasını istemektedir. Ancak saldıraya maruz kalraası halinde nükleer silahlan bulunmayan knçük bir ülke olan Libya, ABD'nin devlet terorizmine son verene kadar güçlerini bütün dünyada seferber edecek ve bu ülkeye Vietnam'da ödediğinden daha ağır bir bedel ödetilecektir'r dendi. YJĞESAK AP ajansının Londra kaynaklı bir haberinde ABD'nin Ingiltere'deki üssünde yığınak yaptığı bildirildi. AP'nin görgü tanıklanna dayanarak verdiği habere göre, ABD üssüne üç gündür büyük nakliye uçakları silah ve malzeme getiriyor. Bazı tngiliz gazeteleri ise, Başbakan Thatcher'ın, ABD'nin Libya'ya karşı Ingiltere ve Kıbns'taki üsleri kullanmasına izin verdiğini öne sürdüler. Ancak bu iddialar doğrulanmadı. ATtNA KARŞI Atina muhabirimiz Stelyo Berberakis'in bildirdiğine göre Yunanistan hükümeti, ülke topraklannda bulunan ABD üslerinin Libya'ya karşı bir eylem için kullanılmasına karşı olduğunu bildirdi. Yunan hükümet sözcüsü, dün Atina'da yaptığı açıklamada, Yunanistan ile ABD arasında 1983 yılmda yapılan anlaşmada "Üsierin yalnızca savunma amacına yönelik olduğunun ve saldırgan amaçlarla kullanıldığı takdirde anlaşmanın hiikümsüz kalacagınıo" açıkca belirtildiğini söyledi. Ote yandan, "Time" dergisi, "Kaddafi'nin, Lübnan'da tutulan Fransız ve Amerikah rehineleri "satın almak" istediğini öne sürdü. Dergi, Amerikan haber alma servislerinin bir yetkilisini kaynak göstererek, Kaddafi'nin Lübnan'da tutulan altı Amerikalı rehineyi 100, yedi Fransız rehineyi de 50 milyon dolara "satın almak" istediğini yazdı. a.a.'nın haberine göre tngiliz basını, Amerikan yönetimine, Libya'ya karşı askeri bir operasyon düzenlememesini salık veriyor. "Daily Telegraph" gazetesi, "Günlerce, Birieşik Devletlerin saldırgan emperyalizminin kınandığı gösterilere tanık olacağız" diyor. Aynı gazete, "Libya lideri Kaddafi'yi düşen petrol fıyatlannın yarattığı mali sonınlarla baş başa bırakmak herhalde en iyisi olacak" göriişüne yer verdi. FRANSIZ BASINI Fransız basınına göre ABD, Libya yönetimine karşı saldınlarında kendisini desteklemeleri için Avrupalı müttefiklerini kandıramıyor. Sosyalist "Le Matin" gazetesi, Avrupa ülkelerinin hemen hepsinin NATO ittifakına dahil olmasının AET'nin durumunu nazik bir hale getirdiğini yazdı. Gazete, AET ülkelerinin bir yandan VVashington'un Orta Akdeniz ve tüm Ortadoğu'da tehlike yaratabilecek girişimlerde bulunmasından korku duyduklarını, bir yandan da ABD'yle dayanışma zorunluğu hissettiklerini belirtti. Sağ eğilimli "Paris Günlüğü" ise, Avrupalılann sonuçta hiçbir şey beklemedikleri Amerikan askeri operasyonlarma artık daha az taraftar olduklarını yazdı. Solcu "Liberation " da Reagan Kaddafi bunalımının bedelini bir kez daha ödemek zomnda kalmaktan endişe eden AET'nin, ABD'yi Trablus'a karşı temkinli olmaya ve Akdeniz'i krize boğmaktan kaçınmaya inandırmak için zamanla yarıştığını belirtiyor. DtE ^TLT'tN İDDİASI Die Welt Gazetesi, aşın solcu Türk teröristlerin de Libya'da eğitim gördüklerini öne sürdü. Alman gazetesi, Kaddafi'nin tüm dünyadaki terör hareketlerinde parmağı olduğunu ve şimdiye kadar Libya'daki terör eğitim merkezlerinde 7 bin teröristin eğitim gördüğünü iddia etti. Die VVelt, Libya'da terörist eğitimi için 21 merkez bulunduğunu ve eğitim süresinin de 6 ay olduğunu yazdı. Gazete, Libya'nın teröristlerin eğitimi için her yıl 100 milyon dolar harcadığını öne sürdü. Libya Haber Ajansı "JANA", Libya'da oturan yabancı uyruklulann kurduğu "halk kongrelerinin" intibar komandolan oluşturduğunu ve Libya'ya karşı bir saldın olduğu takdirde dünyanın her tarafında Amerikan hedefierine saldırılar düzenlemek için hazır beklediğini bildirdi. Yayınlannda ilk kez "intihar komandolarının" varlığından söz eden "JANA", bu gruplarda yer alan yabancıların hangi uyruklardan olduğunu beliıtmedi. TUTUKLANDILAR Vatikan'm Libya temsilcisiyle 3 misyoner ve bir rahibenin Libya'da tutuklandıklan bildirildi. Dış Haberfcr ScrrW Washington'un Libya'ya karşı bir askeri operasyona girismesini engellemek amacıyla Moskova'nın (Baştarafı 1. Sayfada) dir. Cumhurbaşkanı'nın gittiği Beyaz Saray'la temas kurduğu yerlerde yollan bunun için kesi bildirildi. ABD Dışişleri Bakan yorlar. "Bircok ülkelerde olduğu Yardımcısı John VVhitehead, gibi gelip Cumhurbaşkanı'nm dünyanın çeşitli yerierinde teröarabasma çarpsalar, infilak ettir rist saldırılann düzenlenmesine seler bir kaza yapsalar, (yollan ilişkin Libya tarafından hazırlakesiyorlar diye yazan gazeted) nan bir planı ortaya çıkardıklaarkadaşımız sevinecek ml?" 7) nnı öne sürdü. VVhitehead ancak Cumhurbaşkanı Saytn Evren Kaddafi tutumunu değiştirir ve ikinci kez seçilemeyecektir. Ana terorizmi desteklemekten vazgeyasa böyle diyor; ikinci kez se çerse ABD'nin Libya'ya saldırmayacağını da belirtti. çilmeyi kendisi de istemiyor. Yukanda Ozetini verdiğimiz konuşmayı yapmak gereğini Sayın Cumhurbaşkanı duymuş olabilir; Trabzon'da halk hükümet meydanma toplanarak bu konuşmayı elbet izleyebitir; ancak öğrencilerin toplu halde alanda bulundurulmaları onaylanacak bir tutum ve davranış değildir. Sayın Evren'in konuşmalannda Cumhurbaşkanı'nın yansızltğı kuralı çoğu zaman gölgelenmektedir. Bu, olayın biryanıdır. Ancak öyle sanıyoruz ki, Cumhurbaşkanı'nın gittiği her ilde Öğrencilerin toplu halde okul giysileriyle konuşma alanında bulundurulmaları, yerel yöneticilerin gayretkeşliklerinden kaynaklanmaktadır. Küçük öğrencilerin siyasal tartışmalar içine çekilmesini en başta Sayın Evren'in istemeyeceğine inamyoruz. Dernek ve sendikalardaki yetişkin veyaşlı insanlann bile siyaset yapmasım sakıncalı bulan bir anlayışın savunmasını yapan Cumhurbaşkanı'nın orta dereceli okullara politika girmesine karşı olması doğaldır. Bundan böyle valiliklerin bu konuda daha dikkatli davranması ve Cumhurbaşkanlığı'nm da bu konuda ilgilileri uyarması gerekmiyor mu? Sayın Cumhurbaşkanı Karadeniz gezisinin duraklanndan olan Rize'de de 1982 Anayasasını ele alarak açıklamalar yapmıştır. Cumhurbaşkanı anayasamn hazırlanmasında ve oylanmasında demokratik koşullann geçerli olduğu kanısındadır. "Oysa şimdi anayasa bir emrivaki ile kabul ettiribniş gibi takdim edilmeye baslandı" diyen Cumhurbaşkanı sözlerini şöyle sürdürmüştür: "Bunlan savunacak ortada kimse kabnadu Bunu savunacak bir ben kaldım. Aleyhte mütemadiyen yazı yazthyor; ama, lehte Danışma Mecttsi üyeleri şimdi çıkıp da biz bunu böyle yaptık diyemez ki. DM yok ortalıkta." ' Sayın Evren basının 1982 A nayasası'nın "savunuculuğunu üstlenmesini" beklemekte ve "tek taraflı bir mekanizmanmn çalıştığını ileri sürmektedir. Gerçekte de 12 Eylul'de birlikte kurulan iktidarın yandaşı görünen çoğu kişi bugün başka yerlerdedir. Ancak Danışma Meclisi dağılsa bile üyeleri yaşamaktadır. 12 Eylül'ün kurduğu partiler de parlamentodadır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın yalmzlığı ne yazık ki bu kalabalık içinde belirginleşiyor. 1982 Anayasası'nı gerek içerik gerek yöntem bakımından kim savunacaktır? Partileri kapatan, sendikal hakları kısan, özgürlükleri darlaştı•ran, üniversiteleri YÖK'e bağlayan, demokrasiyi vesayet altına alan, eski politikacuann ve liderlerin siyasal haklannı yok eden, yargıçlann bağımsızlıklarını olumsuz koşullara bağlayan ve kendi içinde bile tutarsız olan anayasayı savunmak kolay mi? Sayın Cumhurbaşkanı böyle bir pzveriyi kimden bekleyebilir? Hele 1982 Anayasast'mn referanduma sunuluş biçimini savunmak kolay olmayacaktır. Siyasal partilerin kapalı olduğu bir ortamda, tekyanlı ve baskılı bir propaganda mekaniz/nası çalıstırılmış ve "Hayır"ın yasaklandığı oylamadayüzde 91.5 "evet" ile anayasa onaylanmıştır. Sayın Evren'in bugün ileri sürdüğü "tek taraflı mekanizma" 1982 Anayasa referandumunda çalışmıştır. Eğer bugün Sayın Cumhurbaşkanı'nın ileri sürdüğü gibi 1982 Anayasası'nı savunan yalnız Sayın Evren ise yapılacak iş derhalyeni bir anayasa yapmak olmalıdır. Çünkü hiç kimsenin savunmadığı bir anayasayı ayakta tutmaya çalışmak zorlama olmaz mı? öyle görünüyor ki, 1982 Anayasası gündemdedir. Eğer halkın demokrasi anlayışı, bilinci, istekleri bu anayasayı aşıyorsa güzel birşey sözkonusudur. Bu nedenle mutlu olmak gerekmez mi? • • * Libya terorizme ve hava korsanlığına karşı olduğunu açıkladı. ABD'nin ise üç gündür İngütere'deki üssüne yığınak yaptığı bildirildi. Sovyet Dışişleri Bakan Yardımcısı Georgi Komienko, düzenlediği basın toplantısında, "Önemli olan, ABD'nin Libya'j * bir saldında buhınmasına izin vermemektir" dedi. Komienko, ülkesinin elinden gelen her şeyi yaptığını ve bu konuda ABD ile teroasa geçtiğini bUdirdi. Moskova'daki Batılı diplomatik çevreler, Kremlin'in Beyaz Saray'la temas için "kırmızı lelef<w"u kullandığını belirtiyorlar. AKDENtZ KONFERANSI TEJOİFETTİ Ote yandan Libya lideri Muammer Kaddafl, dünyada gelişen şiddet olaylannı engellemek amacı ile uluslararası bir Akdenİ2 konferansının düzenlenmesi için çağnda bulundu. Malta Devlet Başkanı Agatha Barbara'ya konu ile ilgili olarak bir mektup gönderen Kaddafi, "Akdeniz ülkelerinin bir beraberlik içinde çalışarak şiddetin sebebi olan olaylan ortadan kaldırmaşı gerektiğini" söyledi. Ülkesinin terorizme ve şiddet olaylanna karşı olduğunu vurgulayan Libya lideri, Libya'nın Amerika Birieşik Devletleri tarafından yöneltilen "devlet terorizminin" hedefi olduğunu ileri sürdü. Mektubunda, "Bir yandan Afrika ve Arap ülkeleri. diğer yandan da Avnıpa ve diğer ülkelerin arasında yakın işbirliği olması gerektiğini" belirten Kaddafi, "Libya, özeUikle dost Avnıpa iilkelerinde şiddetin yaygınlaşma nedenlerinin tartışılması ve çözülmesi için bütün bu ülkeleri uluslararası bir Akdeniz konferansına çağırmaktadır" dedi. GERÇEK AETden ABD'ye sınırh destek LA HAYE Washington'un bütün ısrar ve baskılarına rağmen, Avrupaljlar, ABD tarafından Libya'ya karşı girişilecek bir askeri harekâtı desteklemeyi reddettiler ve Kaddafl yönetimine karşı nispeten sınırh tedbirler almakla yetindiler. Dün Hollanda ba$kenti La Hayede olağanüstü bir toplantı için buluşan 12 AET dlşişferi bakanı, ilk kez isim vererek Libya'yı terörist eylemlere kol kanat germekle suçladılar, ancak "Akdeniz'de gerilimi arttıracak berhangi bir askeri (ırmanmaya karşı oldukJannı vurguiayarak taraflan ılımlı davranraaya" çağırdılar. Reagan yönetiminin Trablus'a karşı girişeceği bir operasyonu Avrupalılann desteklemeyeceği aniamına gelen bu açıklamaya paralel olarak Ortak Pazar dışişleri bakanlan, Libya'ya ilişkin bir dizi karar da aldılar. Bu kararlar arasında şunlar var: AET ülkelerindeki Libyalı diplomatlann hareket serbestisi kısıtlanacak ve diplomatik misyonlardaki Libyalı görevlilerin sayısı azaltılacak. Libya vatandaşlanna vize verilmesi zorlaştınlacak. Trablus hükümetine askeri malzeme ve silah satışı yapılmayacak, gerektiği takdirde üye ülkeler, Kaddafi yönetimine karşı ekonomik yaptınmlar uygulanması hususunu da görüşecek. Tercrizmle mücadele ve önlenmesi için önlemler artünlacak ve AET ülkeleri dışmdaki başkentlerle de bu konuda işbirliğine gidilecek. Libya, Güney Avrupa'ya karşı bir askeri saldın gerçekleştirirse buna karşı konulacak. Gözlemcilere göre AET dışişleri bakanlanmn dün almış olduğu kararlar, daha fazla destek bekleyen Washington'u tatmin edecek nitelikıe değil. Bunun birinci nedenini Libya'ya karşı girişilecek herhangi bir ABD harekâtını Avrupalılann desteklemeyeceği oluştururken, AET hükümetierinin Kaddafi hükümetine karşı ekonomik ambargo uyguJama karan almamalan da Washington açısından ikinci hoşnutsuzluk nedenini oluşturuyor. Dünkü toplantıda Kaddafi'nin Güney Avrupa ülkelerini tehdit eden sözlerine yanıt olarak bir Libya askeri harekâtı durunıunda buna karşılık verileceği de açıklandı. Müdahaleye hayır". yaptırımlara evef MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Serçenin Öyküsü... Geçen hafta pazartes* günü, 7 nisanda latanbul'da Kadıköy 2. AsHy© Ceza Mahkemesi'nde, durusmamız vardı. TörcCıman Gazetesi yazan Ergun Gözefnin, THnkara NotiarTnöa çıkan yazıiar nedeniyle, Cumhuriyet ile benim aJeyhime açtığı kjsiael ceza davasmm duruşması. Konusu da, Eıgun GözB"nin, i980Tertlen sonra, Djyenet Vhkn le hlmn AnsHopadUT hazırtamak için yapoğı girisimler. Göze ile savunmanı, bu yazılarda kandiaini kuçük düşürdüğumüzü Heri soruyoriar; ben ise bunun "8«a«n kendi kendhl deneOemosT otduğunu savunuyordum. Göze'nin, aynı konuda açtığı hukuk davastnda, istanbul 7. Asliye Hukuk Mahksmesl, bizl 1 milyon iratazminata mahkum etmiş, Ybıgtty A. Hukuk Dairesi, mahkBmenin bu karannı, 1 mRyonu fazla butarak bozmustu. Geçen duruşmada bulunan savunmarNmız Ohan Apeydn, bu duruşmamızda yoktu. O öimöstu. öbür savunmanlanmtz Gutçln Çe> ile öznur GOndoğdu, savunman olarak durusmaya girdiler. Ergun Guze geknemisti, savunmanı vaıtfc. Ornan Apaydm'ın eşi, Oursal Apty&n, dk*leyict »rasından durusmayı izledi. Yargıç Lsnont Ardahan, Basbakanlık'tan gelen betgelere bir dryeceğimiz olup olmadığını sorduktan sonra, dosyeyı bilirkişiye göndereceğini açıMadı. Durusmayı bir başka güna bırakn. Durşmamızın arkaandan Ergun Göze'rtn OMay Akbal aleyhine açtığı davanın duruşmasına geçildi. O daha kna sürdü. YargK Levent Ardahan onu da, dosyayı bilirkJslye göndererek ortolodl. Durusmadan çıktık. Vapurda Gursel Apeydın, BiHm ve Sanat dergisinde Ataot Behramoğlu'nun Orhan Apaydın'la ilgili yazısını okuyordu. Orhan Apaydın yaşasaydi, İstanbul Barosu Başkanı oteaydı, Bursa toplanbst Iptar ecNlir mJydi hiç, dlye dusundum... Karşıya geçtttc, Karakuy'e. Gütçin Çaylıgil: Şimdi. dunyetm en kuçuk metrosuna tjkıeceğtz... dedi. TünekJe meboya binip, yukan çıktık. Ben onlan ağırtayacagım yerde, savunmanlanm ağırlryortardı; Gulçin Hanım'la, öznur Hanım, "Şimc» Çatrya gktp Ekmekçfyo bir öğle yeme9 yedMm..." diyortan*. Cat, Ankara'nm MüRdyaMer Birüği gfci bir yer; çok kisinin buluşmayeri. OktayAkbal, A. And, Oatp Ûatun masayı kurmuslar çoktan. Bizi de buyur etöter. Oturduk. Sonra, savunman Flkret Iktz, Bügosu Erenus, VUpn Kuçuk, MOşiak Ennus da gekJiler. btanbut1 da o hafta K»n haftasrydı. Bitet bulaoilenler. çağnk olanlar sinemadan sinemaya tosuyortardı. ftrnfer Ankarafya da goKr mi acabe? drye dusOnuyordum. Durusmaya gelmistim, ertesi gün Ankara'ya dönecektim. Cumhurtyet'e uğradım. Herkss an gibi çaJısryordu. bhan Selçuk'un odast kalabalık, Aztz Mssfrı ite okurtan oturmuslar; Nadt MauTyte, AM SkmerfUi, SanH Karaöfeffto, Okay Öonenaime, AM >tea/la, Emine UsaMgirie, Füsun özbikjenie, Hasan Cematte ayaküstü konuşma. Hasan Cemalln 12 EyKH Gunluğu" krtabı, guzel yankılar yaptı. Sah akşamı yote çtkacağım Ankara'ya, akşama dek ne yapaytm? S H kıltrdım istanbul'cte, Ahmet /svao arabasıyla boğazı gezdirmese. Rumelikavağı'na dek uzandık. Kireçbumu'nda Sette balık yedik. Uçakla Ankara'ya dönerken havaalanmda, VMat Daiokay'ı görmeye yim mi? O PaMstan'dan donOyormuş. Ikimiz de sevindik. Ona soracaklanm vardı. Anlatöm; "BOyfe, böyie... Başbakan Turgut Bey, Teknik ÜntvaraltBthr gecestKie Nasnttin hkxa hkma anlattığında, yan/na gtdip k> nuşmuşsunuz, ne konuştun?" VMat Bey, o 'Ankara Notian" yayımlandığında Pakisten'daymış, okuyamamts. 1 ntsan günü çıkmıştı yazı. "Fttvalaria Otaytar..." baslıldıydı. GirisJ i HğTntn geleneksel toplanosmda Başbakan Turgut Bey de vardı. Bt an mlkrotona o da gekM, muhendtslorB: Sizteri neşelendirmek için ben de bir fıkra anlatayım, dedi, aOyle konuştu: 1980 yazında Basbakanlık Müstesanyten, Paris'e kredi bulmaya grtmistim. OECO'nin borç verme grubuyia topiantılar yapıyordum. Bir yandan da borçlann ertelenmesini tonusuyorduk. Para grubunun başkanı bir ara sordu: Bay(^,Ğe(S, Hem bofçiusunuz hem yeni baçlsOyotsijnuz.Bunlen rmsıl ödeyecakstntz? Size, dedtm, bir NasretOn Hocaftkrası anlatayım, ftkrayı anlatnam hoşlanna gtdeceğinl dusundum; bastootm antetmaya: Na&ettin Hoca, yol kıytsına çaMar dHdyormuş; 'Hocam, buniar ne?' dfye sormuşlar. Hoca karşâk vemiş: 'Bu çalılaria borçlanmı ödeyeceğim'. EHemiş: 'Bu yoilardan Koyuniar, kuzular geçecek, yünleri bu calılara takılacak. Yunleri topJeyıp eğireoeğiz, sonra dokuyup satacagtz, borçianmı da bOytoce ödeyeceğiml' Turgut Bey ektodi: Ben fıkrayı anlattıktan sonra baktım, gOlmek bir yana, gülOmseyen bile yoktu. Para grubu başkanının da, öbürierinin de surattan aa*k... "hjrgut Bey hkrasmı anlattıktan sonra yerine oturdu. Muhendlsler ananda fıkraya guten olmadt! Vedat Dehkay: Turgut Bey fıkrayı bağlayamadt! dedi; bir ara yanma gkSp konuştu. Kiml muhondister de: Başbakan bu fıkrayla bir mesaj veriyor, Turkrye'nin durumuyla ilgili... dediler". işte vedat Bey*den oğrenmek istediğim şimdi başlıyordu. Uçakta, o anlattı gerisini: Aziztn, Türgut Bey konuştu. Ben, 'Bağlayamadıl' dsdrn. Kafiapymnına gittim. Turgut Bey okukian arkadaşnn. Kendisini de severim. 'Siz, dedim, suvariler fıkraanı biliyor musunuz?' Msoo, dedi Turgut Bey, neymiş o? Anlatayım: Suvanier caddeden geçlyortanmş. TabM, atiar pislemişferyota. Bunu gören setçetet, uşuşmuşiat Bir guzel arpeJarta kannlam doyurmuştar, caddede. Sonra pmr uçup gttmlşiec. Serçelerden biri, kam doyrmış t* btçknde keyM, artedaşlan ie gldecek yerde, bir taşmuzarine çthp öimeye başlamtş. Tam o snda, bJr hayiaz oğlan sapanına taşt yerteşürip, ötup duran aerçeyi vurnıuş... Turgut Bey yuzOme baktı: Haaa, dedim, kıssadan hisse: Serçe, yol ustundeki arpalan yedikten, o işi yaptıktan sonra, çıkıp ötmeyecektil Vadat Dalokay, ömür adam... "feknik Ûniversiteliler Birligi'nin yemeğine, SOIeyman Bey gelmemisti. Belki o gelse, Turgut Bey gelmeyecekti ne bileyim? Turgut Bey'in işi gerçektsn güç. Süleyman Beyie karştlaşmamak için, kendini gezilere mi vuruyor? iç geziler, dış geziler... Bir okur, Turgut Beyin nisanm aV haftaanda ÇanaMale yoreeine yaptığı gezinin perde arkasmı yazmış bir mektubunda. Şoyte diyor Ozetle: "Bigafda Endustri Mealek Uaesi öğntmen ve öğrancteri çakşma saaOeri içinde ve de ctşnda gecet gunduzlO dfyebMrtz bir hafta çak*BbtoiibJkutâhİdteKötâtuuk fş lanimadi. Başbakan heükoptBrie dolaşıyor. ÇanOga ydu uzBtMeM kö/lerinöğntmen ve oğrencâerine yol uzahnde taktar yaptmrak, onlan saadetce getda kOyU halk hemen hemen yok denecek dent azt*. MiOng alann » h & ty k f l lş 1 b i ğ 0 ğ t l e ^ & ^ ktkit Bb dunjyordu. Okullar, saat JfiOOöa mUng atanma dokturukiutar. BaşbekamzoO'deBigetyageldi.Saabeıce alanda bekleyen öğmndler, tuvaJet oknad&ndan akt&p kakMar. Ertek öğrancier, KocabatfGranUos) Çayfi nm kBname dtzüerek aorunlannı bt Olçude çuzumledKer. OankaöğrencHere oktu. Biga haBo da pok Bgi göstBmeoi rrMnge. Ç^ktku miOng Kurtvluş Sai t o A A h t k B i t i & i ! } f â B M 1 £ % y p y . O kisiler halâ sağ oiduldanna göre, o kotü gunleri bir daha yaşamamak için dsa gerek Biga halkının bu ilgisizJigi. Biga'ya getirilecek içme suyunun temelini de Başbakan gelmişten abversin dedi Bigalı yoneticiler. Suyun kaynağı, deposu ve suyun geçiş yoluyla hiçbir ilgisi oimayan Çınartkta Biga içme suyunun uydurma temelini, kendi sunucusunun Ertel Zenger"m "Analar ne arslaniar doğuruyof dediği Başbakanımız hemen oraakta atıverdi..." Ortak Pazar dışişleri bakanlanmn dün yaptıklan olağanüstü toplantıda, "gerginliği arttıracak askeri tırmanmadan" sakınılması istendi. AET, Libya'yı terorizmi desteklemekle suçladı, ancak ekonomik ambargo uygulamayı reddetti. Topluluk ülkelerindeki Libyalı diplomatlann sayısı azaltılacak. öte yandan, dünkü olağanüstü HADİ ULUENGİN toplantıda AET üyesi hükümetler, Libya'ya karşı izlenecek tutum konusunda tam bir görüş birligj içinde görünmediler. "Şafajaleriıı" başını çeken tngiltere Dışişleri Bakanı Sir Gcoffrey Howe, Avmpa Topluluğu ülkelerindeki bütün Libya elçiliklerinin kapatümasmı ve Trablus'a ekonomik ambargo uygulanmasını talep etti. Buna başta Yunanistan, İspanya ve ttalya olmak üzere güneyli üyeler karşı çiktılar. Yunanistan'ın AET işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Pangalos, "en çok libya yanhsı" tutumu takındı ve Atina temsilcisinin girişimlerınden dolayı ortak bildiri geç saatlerde yayımlandı. ltalya Dışişleri Bakanı Andreotti de "ılımlılann" arasında yer aldı ve Washington'un ftaîya'nm terorizmle uzlaştığı yolundaki suçlamalarını "Bizim Idmseden den alacak haHnuz yok. ttalya'nın alnı açıktır" sözleri ile yanıtladı. Federal Almanya Dışişleri Bakanı Genscber'in ise toplantı sırasında yaptığı komışmada, Libya'nın Berlin'deki terör eylemine kanştığı hakkında kesin veriler bulunduğunu ve bu konudaki "sa götiirmez bdgelcrin" ABD temsilcisi W«Jters tarafından kendisine sunulduğunu bildirdi. Toplantının Türkiye açısından en önemli yanını ise AET dışişleri bakanlannın, terorizme karşı mücadelede topluluk üyesi obnayan ülkderle işbirliği yapma istegini vurgulamalan oluşturdu. Bu konuda herhangi bir aynntı verilmemesine karşın, söz konusu "AET dışı ülkderin" hem ılımlı Arap devletleri, hem de Türkiye, Isviçre, Avusturya gibi ülkeler olacağı sanılıyor. Diğer taraftan AET dışişleri bakanlanmn NATO'yu "dıjlayarak" Libya konusunu yalmz kendi aralannda tanışmalannın Ankara tarafından "seria" karşılandığı da diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiler arasında. Dün Brüksel'de yapılan NATO konseyinin gündemine Libya konusu resmen gelmedı, ancak "dirsek temaslan" sayesinde görüş teatisinde bulunuldu. Bu bağlamda Türkiye'nin "üye ülkeleri ilgilendiren her konunun ittifak bünyesinde de tarU$ılması gerektiği" fikrini vurguladığı öğrenildi. X Ege'de fıili \ifte denetinı* (Baştarafı 1. Sayfada) gerek Türkiye gerek Yunanistanın sorumluluğu kendi karasuları ile sınırlanmıştı. Bu formülle ulusal karasuları dışında kalan uluslararası suların komuta kontrolü Napoli'deki NATO karargâhının sorumluluğuna verilmişti. Sonuçta Ege"nin tümünde hak iddia eden Yunanistan kendi karasulanna çekilmeyi kabul ederek geri adım atmış, aynı şekilde sorumluluğunun Ege"nin ortalarına kadar uzanmasını savunan Türkiye de kendini ulusal karasulanyla sınırlayarak zemin kaybetmişti. FttLt DURUM ORTAYA ÇDiIYOR Tatbikat senaryosunun bu şekilde kesinleştirilmesine rağmen, halen Ege'de sürmekte olan tatbikatta uygulamada farkh bir durumun ortaya çıktığı öğrenildi. Buna göre, hem Türk hem de Yunan genelkurmayı, soramluluklannı kendi ulusal karasularının dışına çıkararak Ege'de uluslararası sularda seyreden ticari gemileri denetlemeye başladılar. Türkiye ve Yunanistan'ın komuta kontrol sorumluluklarını tek taraflı olarak genişletmeleriyle birlikte Ege'de "özel" bir durumun ortaya çıktığı biîdiriliyor. Her iki tarafın da uygulamada bu durumu kabullendikleri sağlanan bilgiler arasında. haklarıyla yakından ilgili görülüyor. NATO tatbikatı Napoli karargâhının hazırladığı ilk senaryo taslağı üzerinden uygulamaya konsaydı, Yunanistan Ege^ deki uluslararası sulann tümünün komutakontrolünü üstlenecek ve böy ielikle Ege'nin hava sahası ve deniz alanlarıyla kendisine ait olduğu yolundaki görüşüne NATO çerçevesinde destek kazandıracaktı. Ancak halen uygulanan fiili senaryoda Yunanistan'ın Ege'deki komuta kontrol sorumluluğunu ne kadar genişlettiği bilinmediğınden Türkiye aleyhine bir durumun ortaya ÇJkıp çıkmadığı da açıklık kazanmadı. Lord Carrington'un demeci üzerine Kaddafi, Türkiye ve NAID ülkelerinden açıklama istedi ANKARA. (Cumhuriyet Burosu) NATO Cenel Sekreteri Lord Carrington'un ABD'nin Libya'ya yapacağj misilîemenin, ittifak içinde "sempati" ile karştlanacağı yolundaki açıklaması NATO'nun Avrupalı üyeleri ve Türkiye'yi güç duruma soklu. Kaddafi'nin bunun uzerine Türk Buyiikelçısi Biigin L'nan da dahil olmak üzere Trablus'ta görevli NATO büyükelçilerini çağırarak açıklama istediği bildirildi.Lord Carrington'un geçen hafta sonunda bir Amerikan televizyonuna verdigi ve ABD'nin Libya'ya askeri müdahalesine "veşil ışık" yakan açıklamasını NATO ülkelerinin onayını almadan yapmasımn NATO'daki Avrupaİ! müttefiklerin eleşiirilerine yol açtığı büdirildi. Ancak Ankara'daki Türk yetkililer dün Lord Carrington'un açıklaması karşısında herhangi bir yorumda bulunmayarak, "Başbakan Savın Özal f ürkiye'nin bu konudaki göruşlerini açıklamış bulunmakladır" demekle yetindiler ve üstü kapalı bir şekilde Özal'ın ''Akdeniz'de sıcak bir çatışmadan endise duyuyoruz" yolundaki sözlerine atıf yapttlar. Öte yandan edinilen bilgiiere göre, Lord Carrington'un açıklaması uzerine Libya lideri Kaddafi Trablus'taki NATO ülketeri büyükelçilerini topluca makamına çağırarak, hükümetierinin NATO Genel Sekreteri'nin açıklamasına katıhp katılmadıklan yolunda yanıt istedi. Toplanüya, Türkiye'nin Trablus'taki büyükelçısi Biigin Ünan'ın da çağrıldığı ve böylelikle Kaddafi'nin açıklama talebinin Türkiye'ye de yöneldiği öğrenildi. A N K A R A D A SESSİZLtK Ancak Dışişieri yetkilileri, Kaddafi'nin bu girişimini doğrulamakla birlikte, kendisine bir yanıt verilip verilmedigi konusunda bilgi vermekten kaçındılar. Man ayı sonunda ABD'nin Sirte Körfezi'nde giristiği askeri harekât sırasında Libya, Ankara'dan Türkiye'deki Amerikan Uslerinden harekâta katılan Amerikan donanmasına destek sağlanmamasını istemişti. Bu girişim üzerine Türk büyüketçisi Biigin Ünan, Libya Dışişleri Bakanı Ali TVeiki*ye Türkiye'deki ortak savunma tesislerinin Libya aleyhine kullanılmasının söz konusu olmadığmı bildirmişti. Başbakan Özal da, daha sonra bir açıklama yaparak aynı güvenceyi tekrarlamıştı. Bununla birlikte, Kaddafi'nin son girişiminin Ankara'da ciddi bir rahatsızhk yaratmadığı anlaşıhyor. Libya liderinin son açıklamalannda daha çok İspanya ve ttalya gibi Güney Avrupa ülkelerinin adını vermesinin Türkiye'yi ayrı değerlendirdiği şeklinde yorumlanıyor. Aynca gerginliğin sürdüğü bir sırada Libya'nın Türkiye'ye petrol anlaşması yapmak üzere bir heyet göndermesi de bu ülkenin kriz sırasında Türkiye ile iiişkilerini >Timuşak tutmak istediği şeklinde dejerlendiriliyor. Tİ RK tŞÇİLERİNİN DURUMU öıe yandan, Libya makamlannın A B D misillemesine kar$ı önlem olarak ülkedeki yabancıları rehin alarak ABD'nin saldırabileceği hedeflere yerleştireceği yolundaki açıklamalanna karşıîık, Türk işçüerine dönük herhangi bir uygulamamn söz konusu olmadiğı da Trabius'tan Ankara'ya ulaşan haberler arasında. Türk yetkilileri, Libya'da çaiışan 100 binin üzerindeki Türk işçi topluluğu açısından kaygı duyulacak bir durum olmadığını bildirdiler. Denktaş, ABD'yi aklıselime çağırdı LEFKOŞE (Cumhuriyet) KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ekonomik boykot için bile müttefiklerini ikna edemeyen Amerika'yı, dünyaya, Libyaya saldınsım kabul ettirebileceğini sanmamn gülünç olduğunu belirterek, "aldıseüıne" çağırdı. Dar ve anlamsız bir siyasetten doğan tehdit ve şantajla gereksiz bir kriz yaratıldığını belirten Denktaş, "Büyük ülkelerin küçük ülkeler karşısında dengeii hareket etmemeleri ve güçlerine güvenerek küçük yangınlar çıkannakta kendileruü yetkili saymalan halinde yangınlann nasıl ymyılacağının bilinemeyeceği" uyarısında da bulundu. Libya lideri Kaddafi'nin aldığı önlemlerin, nefis müdafaası için olduğuna işaret eden Denktaş, Amerika'nın tehdidinin kendisine yakışmadığını, bundan vazgeçmesi halinde krizin atlatılacağuıı belirtti. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, "Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti olarak bağlanUsızlıkJa bagdasma^n bu tutumu protesto ettigini" belirtirken, "Amerika'nın, Güney Kıbns Rum Cumhuriyeti'ndeki Ingiliz üslerini Libya'ya karşı saldın üssü olarak kullanması için Kipriyanu ile Rum hükümetinin buna göz yummuş olması gerekiyor. Oysa Rum lideriiğinin bona kesinlikle hakkı yoktur" ded>. "Kıbns'ın güneyi ilc kuzeyinin. sfiper güçlerin küçük ülkelere şantajla korku yayacaklan ve insanlık dışı saldırılannda üs olarak kullanacaklan birer ülke baline getirilmemesi gerektiğini belirten Denktaş, "Kuzeyde buna olanak bulunmadığını, Güney Kıbns'm ise bu alanda çok oporlünist ve laçka bir tutum içerisinde olduğunu" kaydetti. RUMLAR KAYGDLI öte yandan Kıbrıs Rum Kesimi Pışişleri Bakanhğı'nın, tngiliz Yüksek Temsilcisi VV'ilberforce'u, bölgedeki Ingiliz üslerinin kullanımı konusunda basında yer alan haberlerle ilgili açıklamalarda bulunmak üzere bakanlığa çağırdjğı açıklandı. Bu arada, Napoli'deki NATO karargâhının Türkiye'nin ABD ile Savunma İşbirliği Anlaşmasını müzakere ettiği, dolayısıyla ABD karşısında güçlı; pazarlık kartlarına sahip olduğu bir dönemde Yunanistan lehine bir tatbikat senaryosu hazırlayabilmesi Türkiye'nin bu kartlanm ne ölçüde etkili bir şekilde kullandığı konusunda soru işaretleri doğurdu. Napoli karargâhının başmda ABD Başkanı tarafından atanan Amerikalı bir oramiral görev yapıyor. IŞIK: HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMEYİZ Öte yandan Milli Savunma ve Dışişleri eski bakanlanndan Hasan Esat Işık, Başbakan Turgut Bununla birlikte Türkiye ve Özal'ın önceki gün Yeni DelhiYunanistan'ın, Ege'nin uluslarade yaptığı "Kıbns ve Ege sorunrası sulanndaki ticari gemileri lannın Türkiye'nin dış politikadenetlerken, sorumluluklannı sını ipotek altına almaması gehangi sırurlara kadar uzattıkları rektiği" yolundaki sözlerini eleşaçıklık kazanmadı ve konu tam tirerek, "tktidarlar ulusal çıkan bir belirsizliğe büründü. konımaya, izJedikleri poiitikanuı Bu arada, NATO yetkililerinin isabetb* olduğunu iddia edebilde Ege'de ortaya çıkanfiilidu mekten daha fazla önem rumu Yunanistan'm NATO'nun vermelidirler" dedi. askeri kanadına dönüşünü sağlavan Rogers anlaşmasındaki Hasan Esat Işık, "Dış ilişkile"özel Görev Kuvveti" (Task For rimize Ege, Kıbns ipoteği koyan ce) kavramma uygun buldukları biz değiliz. Bazı müttefiklerimizhaber veriliyor. Rogers anlaşma dir. Elbette bizim için dış politismda, Ege'deki deniz aianlannın ka da Ege'deki, Kıbns'taki hak komuta kontrol sonınuna ilişkin ve sonımluluklanmtz] konunakolarak "Türkiye ve Yunanistan'a tan ibaret olamaz. Fakat bunlargörevin gereğine göre yetki veridan vazgeçmemiz de mümkün lebileceği" belirtilmişti. Son de değildir" diyerek şunlan söyledi: rece kapalı bir şekilde ifade edi"Aynca Ege, Kıbns sorunlan len bu formülle Türkiye ve Yudaha çok müttefiklerimizie ilginanistan'ın deniz sorumluluğuli sorunlardır. İttifak dışı ülkeJernun duruma göre değişebileceği le ilişkilerimizi geliştirebilmek hükme bağlanmış, ancak Yuna için bunlan ihmale veya buniar nistan NATO'nun askeri kanadıüzerinde ödünler venneye hiç gena döndükten sonra Rogers anrek yoktur. Başbakan Özal, mütlaşmasını uygulamayınca bu fortefiklerimizie savunma ve ekonomül de uygulama şansı bulmi alanında işbirliğini sürdüremamıştı. bilmek için Ege, Kıbns, Ermeni Türkiye ile Yunanistan arasın sorunlan gibi konularda bazı da NATO içindeki başlıca anlaş şeyleri görmezlikten gelmemiz mazlıklardan bıri, banş zamagerektiği görüşünde ise bu göriimnda Ege'de yapılacak manevra şe katılmak asla mümkün degillarda ülkelerin sonımluluklanm dir. Zaten bu yolla savunmamız belirleyen "Komuta Kontrol veya ekonomimiz güvence altına Bölgeleri" (Command Control alınmış olmaz, sadece başkalanRegion) üzerinde çıkıyor. Komunın güvenliginin bekçisi veya feta kontrol alanlan, Türkiye ile daisi haline gelmiş oluruz. ÖzelYunanistan arasında Ege"ye iliş likle Birleşmiş MOIeÜer Genel kin sorunlar açısından bir emsal Sekreteri ortaya yeni öneriler atoluşturduğundan her iki ülke ta mış olduğu bir dönemde böyle rafından da Ege'deki egemenlik bir açıklamaya hiç gerek yoktu." Simone jie (Baştarafı 1. Sayfada) lanmadı. Simone de Beauvoir, 1908 yılında Paris'te doğdu. İlk ve orta öğreniminden sonra felsefe öğrenimi de gören Beauvoir 1929'da felsefe profesörü oldu. 1980 yılında ölen ünlü düşünür Jean Paul Sartre'la 50 yıü aşkın çok yakm bir birliktelik sürdüren ancak evlenmeyen Simone de Beauvoir, pek çok eserinde Sartre'ın görüşlerinden de etkilenmişti. 19311942 yıllan arasmda öğretmenük yapan Beauvoir, edebiyat dünyasına pek çok eser kazandırdı. Beauvoir'ın eserleri arasında "Konuk Kadıa" (1943), "Başkalanmn Kaaı" (1944), "Kadın NedJr" (1949), Goncourt ödülünü kazanan Çağı" (1960), "Nesaelerip Gücü" (1%3) adlı yapıtlannda anılannı topladı. Son kitaplan Töreni" idi. Ünlü yazann, en yakm dostu ve can yoldaşı Sartre'la birlikteliğini anlattığı "Jelı bir eseri de buiunuyor. an Paul Sartrt Oe Söylcşfler" ad ise "TatJı Bir ö i ö m " (1964), "Yasiıbk" (1970) ve "Veda Çin üzerine bir inceleme olan "Mandarenler" (1954), Kızü labilir. Beauvoir aynca "Bfa* Gcnç Kızm Anılan" (1958), "Otfnnlıık "Uzun Yarüyüş" (1957) sayı Dinleli: 19.00 "CUMHURİYETİN MÜZİK SERÜVENt" Murat BELGE CafeFoyer: 10.00 Lokanla: 20.00 Hafif Batı Müziği BİLSAK KÜLTÜR GEZtLERİ Kültür dünyamızın önde gelen mimar, sanat larihçisi, araştırmacı, sosyolog ve arkeologlannın rehberliğinde şehir içi geziler sürüyor. BİLSAK 143 28 79143 28 99 Sıraselviler, Soğancı Sok. 7 BILSAK'TA BUGÜN