15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NtSAN 1986 Ozetle KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 GÜLGEÇ HAYVANLAR İSMAİL 18 dalda yarışma Kültür ve lurizm Bakanhğı 1986 içinde Türk kültür ve sanat değerlerinin tanıtılması amacıyla 18 dalda yanşma düzenleyecek. Düzenlenmesi tasarlanan yanşmalarda, plastik sanatlarda 1 milyon 500 bin lira, Türk tarihi, Türk edebiyatı, fonetik sanatlar, sahne sanatlan, halkbüim, sanat tarihi dallarında l'er milyon lira ve sinema dalında toplam 32 milyon lira ödül dağıtılacak. "Kültür, Sanat ve Turizm ödülleri" adı altında 1. Devlet özgünbaskı Resim Yanşmast, 47. Devlet Resim ve Heykel Sergisi, Devlet Türk Süsleme Sanatı Sergisi, Çocuk Şarkıları Beste Yansması, Türk Müziği Beste ' Yansması, Sinema Senaryo Yansması, Belgesel Film Senaryosu Yanşması ve Tiyatro Eseri Yanpnast yer ahyor. (THA) PÎKNtK PtYALE MADRA DO32USU MOŞSUNUZ/ ÜNLÜLER 19. yuzyüda geçen "Ölümün Nefesi"nin yüdızlan fümin bir sahnesinde (soldan): Ayhan Işık, Klaus Kinski, Katia Christine ve Carmen Sevüla. Uluslararası lstanbul Sinema Günleri 86'nm büetleri bugün saat 11.00'de filmlerin gösterileceği sinemalann gişelerinden satışa çıkanlıyor. Satışlann yapılacağı sinemalar Beyoğlu Emek Sineması, Beyoğlu Dünya Sineması, Osmanbey Gazi Sineması, Şisli Kent Sineması, Atatürk yana dizip oyunculardan Erol Fümin ttalyan ortağı iflas edince yarıda kalan Kültür Merkezi ve Moda SineTaş'ın anlattıklannı değerlendiması. Sinemaseverler, tüm Sine "ölüye Hayat Veren El", yıllar sonra Yılmaz rerek yepyeni bir senaryo yazdı. ma Günleri boyunca görmek is Duru 'nun çabalarıyla bitirilebildi. Türk yapımcı Filmin eksik kalan bölümlerini tedikleri filmlerin biletlerini bu Hidiv'in Köşkü'nde kendi çekti. Ayhan Işık'ın Han Bey rolünü oynadığı ve gişelerden sağlayabilecekler. Kurgusunu, seslendirmestni yap"ölümün Nefesi" adını alan fılmde Klaus tırdı. Müziğini Arif Melikov'a Kinski, Carmen Sevilla, Katia Christina gibi hazırlattı. Ve "Ölümün Nefesi" adını verdiği Ayhan Işık'ın son uluslararası yıldızların yanı sıra Erol Taş da filmi ortaya çıktı. Türk sinemaoynuyor. sında çeyrek yüzyıl boyunca Timınmış ressam Nimetullah Gede de aynı kadro rol aldı. "Kral" unvanını korumuş olan TURHAN GÜRKAN rasim Ankara'da öldü. LeningYarım kalan ikinci film "ÖlüAyhan Işık'ın yapımcı, yönet•vd ve Paris Güzel Sanatlar Aka16 Haziran 1979 günü Istan ye Hayat Veren ET adını taşıyor. men, oyuncu olarak imzasını at'emilerinde eğitim gören ve tab bul'da beyin kanamasından ölen Filmin Türk yapımcısı, Ayhan tığı "Örgiit" onun son filmi olaloları Washington ve New York tanınmış sinema oyuncusu Ay Işık'tı. ttalyan yapımcı iflas edinrak biliniyordu. Yılmaz Duru 1 dahil birçok yabancı kentteki han Işık'ın (19291979) yanm ka ce, elinde bulunan negatifler iş nun tamamladığı "Ölümün Nemüzelerde bulunan ressam, lan filmi, yedi yıl sonra tamam adamı Şakir Sözen'e devredildi. fesi"yle bu değişmiş bulunuyor. Amerika'da, Kanada'da, Abnan landı. Tiirkltalyan ortak yapımı Yapımcı yönetmen oyuncu ya'da. Hollanda'da ve Çin'deser olarak bir bölümü ülkemizde, bir Yılmaz Duru da, tamamlamak giler açmısth 82 yaştnda ölen Ni bölümü Italya'da çevrilen ve ilk üzere filmin negatiflerini Şakir Ulnslararası yıldızlar metullah Gerusim, tran Şahı Rı adı "Canavann Sevgilisi" olan Sözen'den satın alıp işe girişti. za Pehlevi'nin saray ressamlığı bilimkurgu, gerilim, korku tü Ancak bu el değiştirmeler sıraYılmaz Duru, "Ölümün nıdayapmısa. Türkiye'ye yerleş ründeki fîlmin başlıca rollerinde sında filmin senaryosu yitirilmişNefesi" için şöyle konuşuyor: meden önce yıllarca Şanghay'da "Türk Sineması'nın unutulAyhan Işık, Klaus Kinski, Erol ti. Ne pahasına olursa olsun filyasayan ressam, bu ülkeye ait mayan sanatçılarından Ayhan Taş, Katia Christine, Carmen Se mi bitirmeyi amaçlayan Yılmaz tablolan ile ün kazanmışn. NiIşık'ın ölümüyle yanm kalan filvilla oynadılar. Bir Italyan yöneı Duru, olanaksız gibi görünen bir metullah Gerasimin cenazesi bu menin iç içe çektiği ikinci fılm işe koyularak, fotoğrafları yan minin negatiflerini ele geçirince gün Maltepe Camü'nde kılınadefine bulmuş gibi sevindim. cak öğle namazından sonra KarOnurlu bir sanatçı, Amerika'da şıyaka Mezarbğı'nda toprağa ve LONDRA MEKTUBU bulunduğumuz dönemden beri rilecek. arkadaşım olan, kardeşlikten de öte sevgi bağıyla bağlandığım Ayhan Işık'ın, bitiremediği için üzüldüğü bu yarım kalmış filminin atılmasına. yok olmasına gönlüm razı olmadı. Ulusîararası alanda adı olan yıldızlarla yapılan bu filmi bitirmek için tüm olanaklan zorladım. tş kopyalarım alıp fotoğraflardan oiayı çıLondra'daki Barbican konser salonunda Royal kararak, özunü bozmadan, heyePhilarmonic'i yöneten Mansur, çok canlı, düşündürücü, yepyeni bir soğukkanlıydı. Şefte olumlu gelişmeler vardı. film ortaya koydum. Ayhan Işık bu filmi görebilseydi, umanm o Çok çalışmış olduğu kesindi. Konserin solisti da beğenmezlik etmezdi. Bu zor ise, geçen yılki Uluslararası lstanbul işi sonuçlandırdığım için seviyoFestivali'nden tanıdığımız Peter Donohoe idi. rum. Böylece hem sevdiğim bir arkadaş ve meslektaşa, hem de tekim Mansur, tahminlerimin FtLİZ ALİ Türk Sineması'na şükran borcuçok üstunde bir soğukkanlılıkla mu ödediğimi sanıyorum. Ayhan yönetti RPO'yu. Bundan birkaç LONDRA Bildiğiniz gibi Işık çok sevilen bir aktördu. Heyıl önce yazdığım eleştirel bir yaCem Mansur, 1 Mart 1986'da defı, Türk Sineması'nın adını İlk yönetmenlik denemesi zıya, kendini savunan ve beni de Londra'da Barbican Konser Sa"YentV'depek başanh olamayan "genç bir Türk şefınin meslek ya dünyaya duyurmaktı. Son dölonu'nda Royal Philarmonic Ornemdeki çalışmaları, Uzakdoğu, ünlü şarkıcı ve film sanatçısı şamıyla oynayan eleştirmen" olkestrası'nı yönetti. Solist piyanist Avustralya ve Avrupa'da ortak Barbra Streisand, bu kez de makla suçlayan karşı yazısıyla Peter Donohoe bu konserde yapımlara yönelmekti. Bunun ilk "Normal Kalp" adlı oyunu yanıt vermışti Mansur. 196O'Iı beyaz perdeye aktarmaya hazır Çaykovski'nin " 1 . Si Bemol Miyıllarda rahmetli Faruk Güvenç adımlannı "Haşhaş", "Harakiri" nor Op. 23 Pi>^no Konçertosu le Sayın Hikmet Şimşek'in karfilmleriyle atmıştı. Ne yazık ki en lanıyor. AJDS'e yakalanan bir 'nu yorumladı. Donohoe'yu Isverimli çağında aramızdan ayrılgencin hastane yasammı konu şılıklı polemik yazılarını arumsatanbullu müzikseverler, 1985 dı. Eğer koşullar elverirse, aynı alan oyun daha önce Broadmay yarak, bu tur bir polemiğe girsahnelerinde büyük ilgi görmüs Uluslararası lstanbul Festivali'mek istememiş, Cem Mansur'un kadronun oynadığı yarım kalan nden anımsayacaklar. 1982 Mos konserlerini izlemekle birlikte, ikinci filmini de yine ben tamamü. lamak isterim." kova Uluslararası Çaykovski Yakendisinde herhangi bir olumlu rışması'nın birincilerinden olan gelişme görmediğimden, hiç yazDonohoe, hiç kuşkusuz solistik mamaya karar vermiştim. Çünnhelikleri üst düzeye ulaşmış bir 19. Yüzvılda kii ben, bir sanatçının herhangi sanatçı. Ne var ki, aynı konçer bir eleştirmene en doğru ve yetoyu 16 Şubat 1986'da yine BarGerilim, korku, bilim kurgu rinde ^ n ı t ı sahnede ve sanatıyNejat Uygur Tiyatrosu, "Demibican'da Londra Senfoni Orkest la verebileceğine inanıyorum. türlerinin iç içe geçtiği bir yapım rel'e Söylerim " adlı oyunu, 15 nirası eşliğinde ve eşi Gennadi Cem Mansur, işte bu yerinde yaolan "Ölümün NefesT'nin konusandan başlayarak Harbiye KenRozhdestvensky yönetiminde ça nıtı bana Londra konseriyle versu 19. yüzyılda geçiyor. Öykuter Tiyatrosu'nda sahnelemeye lan piyanist Viktoria Postniko di. nün başlıca kahramanları, Mabaşhyor. Halen Kocamustafapacaristan'dan gelen Türk kökenli şa'da sergilenen bu politik güldü va'mn yorumu, esere çok değişik 1 bir ritmik ve müzikal yalaşım geHan Bey (Ayhan Işık), Profesör rünün yazan, Türk Tiyatrosu tirdiğinden daha akılda kalıcıyRotsimov'un yardımcısı nun büyük ustalanndan Muamdı kanımca. Postnikova'mn ezgi Dr.Marshall (Klaus Kinski), dilmer Karaca. (THA) çizgisine getirdiği uzun soluklu, siz uşak Johnson (Erol Taş), "legatocantabile" yaklaşımla Marshall'ın kansı Tania (Carmen buna karşıt olarak uyguladığı Sevüla), Han Bey'in kansı Martkeskin ve belirgin ritmik vurguha (Katia Christine). Profesör Rotsimov, ağaçlara aşı yapıldığı Mimar Sinan Üniversitesi'nin 2, lar, eserin çatısını ve genel yapısını bir mimari başeser gibi orgibi, insandan insana aşı yapıltnönü Zaferi'nin 65. yıldönümü ması yöntemini geliştirmeye çanedeniyle düzenlediği "Kurtuluş taya çıkarmıştı. Peter Donohoe*nun üstün teklışmaktadır. Yürek, böbrek, daSavaşı Resimleri" sergisi Resim mar gibi organların değiştirilmeve Heykel Müzesfnde açıldh 17 niğine rağmen sıradan yorumuyla karşılaştırıldığında İngiliz piyasini basarıyla surdürmektedir. nisana kadar sürecek sergide, Korkunç görünümlü dilsiz uşak aralarında Çallı, Zeki Faik Izer, nistin heyecansızlığı ile Rus piyaJohnson, çevredeki güzel kadınTiırgut Zaim ve Sami Yetik'in de nistin teknik riskleri göze alarak, pis çalma pahasına ulaştığı heyeları kaçırıp profesöre getirmekbulunduğu toplam 20 ressamın canlı atmosfer arasında bir seçim te, o da çirkin kadınlan onlardan 30 yapıtt yer ahyor. yapmamız gerekiyor ve ben Postaldığı organlarla gu7el hale dönikova'ya veriyomm oyumu. nüştürmektedir. "Sinema Günleri" bilet satışları Ayhan Işık'ın yarım kalan 7 vıl sonra tamamlandı HIZLI GAZETECt NECDET ŞEN 1 Ressam Nimetullah Gerusim öldü ÇİZGILİK KÂMtL MASARACI Avrupa'da genç bir Türk şef ya da Cem Mansurdaki geüşme AĞAÇ YAŞKEN EĞİIİR KEMAL GÖKHAN Streisand yine yönetmen TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA\ 1 Nisan TİYATROMUZUN UAZ/M'L 1944'rE BU6ÜNr ÛMLÛ TİYAT8O OYÜMCUSU HAZIM KDg MUKÇÜ, 46 YAÇtolOA ÖLÜU. SAKAYOA MÛZİK ÖĞHETMEHLİĞİ YAPAN 8ABASININ ETldSİYLE KÛÇÜK yA$TA SANATtA İLGİLeNMEYE SAÇLAMfÇ, BAZI A*ÜZİIC ALSTLE&NI ÇAIAMVI r£ KABAGÖZ OYMATMAYt ÖĞgEA/to/ŞT/. İ91?'PE, DAHA KURULAU S YIL OLAH PAZULBEOAVİ rmmosu'NA şiepi. /ŞTE, O TJVÜH73BV SAÇLiyAgAfC, KÖGMÜ/GÇİJ 'A/ÛA/ OYUNCULUĞU ÖLUMÜNE D€6lN £Üe£CEXTİR. ÖZMUİKLE GÛLDÜfSÜ TÜRÜUPe ÇOK 8AŞAZILI OYUNLA£ VEREN HAZIM ICÖ&UÜKÇ.Ü, YENİ ÇEl/eıLMEYE BAÇLAAJAKI Si NEH4A FİLMLE&HPe DE ÖNEMÜ &OLLSIZ ÛSTLEUEGEK ÜMÛUÜ, ÜUC£ ÇAP/AJPA 6£fj!ÇL£7%f/ÇTİ Solda, otau ijarahan "l/&tinir> Çocuğu"adlı oj/uni d İ H t & l & B U A A U h Nejat Uygur Kenter Tiyatrosu 'nda 5 0 YIL ÖNCE Cumhuriiet Günü gününe yaşayan larım ızı düşünelUn Son senelerde hükümetimizin faaliyetinin temeltaşınt teşkil eden hareketlerden biri şüphesiz sanayileşme hareketidir. Muhtelif sahalarda kurulan fabrikaların sayısı, gittikçe artıyor. Makinalaşıyoruz. Bu hareketin, memleketimizin dışarıya karşı olan vaziyetinde bir inkılab yapacağını biliyoruz. En ufak teferruattan en hayaü ihtiyaçlanna kadar herşeyi, sanayi inhisarını elinde toplamış birkaç garb devletinden satın alan passif bir şark diyan olmaktan kurtulacağız. Bu yolda ilk adımlanmızı atmağa başladık bile. Fakat gözümüzden kaçan bir nokta var: Bu sanayileşme hareketi memleketimizin içinde de bir değişiklik doğuruyor. Günden güne, için için kendini gösteren bu değişiklik, sanayileşme hareketine muvazi olarak buyümektedir. Ve artık, bugüne kadar ihmal ettiğimiz içtimai bir mesele üzerinde ciddi olarak çahşma zamanı gelmiştir. tşçi meselesinden bahsetmek istiyorum. Türkiyede bir işçi meselesi var ntıdır? İşçi kelimesini "ekmeğini günü gününe kazanan adam" manasına alırsak Türkiye'de yalnız şu itibarla bir işçi meselesi olduğunu görüniz: Bugun bu adamlann hayatları ve istikballeri Allahın inayetine bırakılmış bir haldedir. Kö'ylü eker, biçer, elde ettiği mahsulü satar. O artık bir sene rahattır. Memur sigorta edilmiştir. trad sahibinin hali malum. Fakat işçi? Bugün çalışan, kendisini ve çoluğunu çocuğunu barındırabilen bir adam, ertesi akşam evine bir kilo ekmekle dönebileceğinden emin midir? Herhangi bir kaza neticesinde ölürse, kendilerıne miras olarak ancak dünden kalan 1 Nisan 1936 yanm tencere patates bıraktığı kansı ve çocukları ne yapacaklar? Ya ölmez de çalışamayacak bir hale gelirse? İçlerinde bir de kötürüm bulunan aileyi kim bestiyecek? Dahası var: İş saatlerinin tahdidi, kadınların çahştınlması şekti, çocuk doğuracak olan işçi kadının vaziyeti, işten çıkanlanlann vaziyeti yevmiyesi... Bugüne kadar kanuni bir şekle sokulmamış olan bu içtimai mevzuun ehemmiyeti bence işçi adedinin çoğalmasma bağlı değildir. Mesele bir kemiyet meselesi değil, daha ziyade bir keyfıyet meselesidir. Bazı müesseselerimizin işçilere yardım için kendiliklerinden bir takım usuller tuttuklarını işitiyoruz. Bu, takdir edilecek bir hareket olmakla beraber çok iptidaidir. Vatandaşlann istikballerini, rahat nefes almalarım patronlarm keyfine bırakamayız. Bu toprağın çocuklarmı "yarın ne oiacağım?" endişesi Kurtulıış Savaşı Resimleri 19361986 içinde kıvrandırmak onları burada yabancı tutmağa benzer. Bugün Fransada herhangi bir sebeble işsiz kalan bir amele açlıktan ölme tehlikesine maruz değildir. Bugün İsviçrede bir saat fabrikasında çalışan bir amele patronun keyfile dokuz saat, on saat iş başında alıkonamaz. Ingilterede bir kömür madeninde toprak altında ezilen bir madencinin çocukları sokağa atılamaz. Biz de memleketimizde işçi meselesile uğraşılmasım, günü gününe yaşayanlarımıza bir "yann" temin edilmesini istiyoruz. Bundan beş altı sene evvel Meclise verilmiş olan iş kanunu projesinin ciddi olarak tetkik edilrnesi ve memleketimizdeki içtimai şartlara uygun bir şekilde hayatımıza katılması zamanı artık gelmiştir. Yarınını endişe ile düşünen adam bugün eksik yaşıyor sayılır. tçimizde böyleleri o kadar çok ki.. NADİR NADt tstanbul Fotoğraf Evi kapanıyor Popüler eserler Cem Mansur'un yonettiği konserin öteki eserleri, Paul Ducas'nın "Sihirbaan Çırağı", Sibelius"un "Finlandia"sı, RimskyKorsakov'un "İspanyol Kapriçyosu" ve Ravel'in "Bolero"suydu. RFO'nunbu tur "Sevilen Eserler" nitelikli konserlerini Raymond Gubbay konser ajanlığı, yani ticari bir firma düzenliyor. Orkestrayı Cem Mansur yönetmeseydi, gitmeyi aklımdan bile geçirmeyeceğim konserlerden biriydi bu. Fakat salon tumüyle doluydu. Populer eserler dinleyicisini de garanti ediyor kuşkusuz. Raymond Gubbay de ne istediğini biliyor besbelli. Insan yabancı ulkede yaşadı mı, milliyetçiliği epe>' güçleniyor. Ben de konserden önce en az Cem Mansur kadar heyecanhvdım. Hatta Cem heyecanını kontrol altında tutmasını benden daha i>i beceriyor diyeceğim. Ni tstanbul Fotoğraf Evi, 31 mart12 nisan tarihleri arasındaki Nuri Belge Ceylan'm fotoğraf sergisinden sonra kapanıyor. lstanbul Fotoğraf Evi'nin ortaklan Gultekin Çizgen, Ayhan Erolgil ve İsntet Gürer arasmdaki bir anlaş^<ızlık nedeniyle kapatılacağı irenüdL tlhan trem, TRT'ye şarkı vermiyor Hafifmüzik şarkıcısı tlhan trem, dün bir basın toplantısı düzenleyerek, kendi sesiyle söylediği parçalann TRT Radyo ve Televizyonu 'nda çalınmasını yasakladtğını açıkladt trem, "Hiçbir eserimi, anlamaya, denetlemeye, duygu, düşünce ve müzikal kapasite olarak yeterli bulmadığım kişilerin denetimine göndermeyeceğim" dedL Cem Mansur Mansur'da olumlu gelişmeler vardı şef olarak. Boynundaki ve omuzlarındaki sıkışıklık gevşemiş, muzikle tempo tutarcasına ayak parmakları ucunda yaylanması azalmış, sol elini gereksiz yere ve bilinçsiz kullanmaktan büyuk ölçude vazgeçmiş, en önemlisi partisyona hâkimiyeti artmıştı. Butün bu olumlu gelişmelerden kendime pay çıkartacak değilim. Cem Mansur'un bu noktaya gelene kadar çok çalışmış olması gerektiğini tahmin ettiğimden, artık müzisyen olarak rayına girmesi beni sevindirdi, sadece. Cem Mansur için asıl zor dönem bundan sonra başlıyor. Elindeki olanakları çok iyi kullanmasını bilen bu genç şefin, Gürer Aykal, Rengim Gökmen, Erol Erdinç, vb. gibi çok iyi fakat kendisi kadar sanslı olmayan şeflerimiz düzeyine ulaşması tek dileğimiz veya isteğimiz olacaktır bundan böyle. Dr. Marshall, Rotsimov'un yardımcısıdır ve kızı Tania ile evlidir. Bir deney sırasındaki patlarnada Tania'nın yüzünün bir yanı yanıp tanınmaz hale gelince, Marshall profesörden öğrendiği bilimsel yöntemlerle karısını eski haline getirmek, ister. Uşak Johnson'ı güzel kadınlar bulmaya gönderir. O sırada Han Bey, yeni evlendiği eşi Martha ile çıktığı balayı yolculuğunda kazaya uğrar, arabacı kazada ölür. Olayı uzaktan goren Johnson, kazaya uğrayanları baygın bir halde malikâneye getirir. Dr. Marshall, Martha'nın kendi kansı Tania'ya çok benzedigini görünce, kadının yüzünü ona uygular. Marshall'ın karısı siyah tüller içinde Han Bey'e âşık olup onunla sevişmeye başlar. Beklemediği bu sonuçla çılgına donen Dr. Marshall, laboratuvarı ateşe verir. Gerçek karısını yaralı bir yüzle karşısında gören Han Bey çığlık çığlığa yere yığılır.. JİNEKOLOG OPERATÖR DOKTOK Dr. ŞEMSETTİN ATEŞ yeni muayenehanesinde hastalannı kabule başlamıştır. Adres: İncirli Cad. Ceylan Apt. No: 9 Daire: 3 (özel Çavuşoğlu Lisesi bitişiği) BAKIRKÖYİST. Tel.: 570 06 20 561 21 61 TAMER BAETACIOĞLU Göğüs Kalp Damar ve Genel Cerrahi Hastalıkları uzmaru Muayenehane: Altıyol Bahariye Serasker Caddesi Aybek Işhanı No: 103 Kat:S Daire: 15 Tel:338 70 81 KADIKÖY/tSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle