18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLERİN DEVAMI 28 MART 1986 Etkl flyıtı 1.200 3.000 2.300 2700 CıfVV 1.500 2.850 1.385 160 380 240 110.000 30.000 TMI «mt flyab 1.500 25 3.200 66 8.6 2.500 3 000 11 1 233 1.850 2.800 5.6 35 1.870 180 12.5 425 11.8 270 12.5 125.000 \22.7 33.000 10 OO7JFM UĞURMUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Yasa, partiler ile dernekler arasındaki "sfyasel lllşkl veya lşbirliği"n\ yasaklamıştır. Ana muhalefet partisi liderinin Türkiş mitingine katılmasını "anayasa suçu" sayan ANAP'ın yasakçı mantığına göre bunun da suç olması gerekmez mi? Gereklr, ama biHyorsunuz, bizde vatandaşlar, Anavatan Partisi'nden yana "ana vatandaşlar" ve Anavatan Partisi' ne karşı olan "üvey vatandaşlar" olarak ikiye ayrılırlar. Başkaları için yasak olan, bu "ana vatandaşlar" için "ana autü glbl helal" sayılır. Futbol kulüplerinin başlarına son zamanlarda hep müteahhitler getiriliyor. Fenerbahçe Kulübü Başkanlığı'na da daha geçenlerde ünlü muteahhii Tahsin Kaya seçilmedi mi? Müteahhit Suphi Ayrı, Yüksel Inşaat Şirketi'nin sahiplerinden Güven Sazak, müteahhit Mehmet Sadıkoğlu, müteahhit Aziz Yılmaz, Kestel inşaat Genel Koordlnatörü Oktay Evgln, eski futbolcu ve ANAP istanbul örgütünden ihracatçı Ogün Altıparmak da Fenerbahçe yöneticilerindendir. FB yöneticileri arasında bir de Emekli Sandığı Genel Müdürü Ateş Amikoğlu var. Ya Trabzonspor? Irabzonspor'un Başkanı Mehmet Ali Yılmaz da büyük müteahhitlerden.. Yılmaz, Güneş Gazetesi'nin de sahibi. Müteahhit Sadri Şener de bu kulübün yöneticilerinden.. Tüccar Zeki Erkuloğlu, tüccar Kenan Iskender, tüccar Macit Sarı, tüccar Süleyman Atal, nakliyeci Tacettin Gürkök, banka müdürü Sabahattin Karadeniz de Trabzonspor yöneticilerindendir. Trabzonspor yönetlcfliği "hemşerillk IttşkUerine" dayanmaktadır. Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, Deniz Harp Okulu inşaatı müteahhidl; FB Başkanı Tahsin Kaya da Hava Kuvvetleri binasını yapan müteahhit. Yılmaz gibi Tahsin Kaya da gazete satın alırsa şaşırmayın... Trabzonspor ve FB ancak böyle berabere kalırlarl özal'ın bacanağı ve eski Içişleri Bakanı Tanrıyar'dan başka kimler var Galatasaray Kulübü'nde? Sanayici Alp Yalman var. Sanayici Selçuk Uygur, sanayici özkan Olcay, Koç Holding genel müdürlerinden Ali Kurt var, Bornova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Bortecen var. Doganer Hastanesi sahibi Dr. Dogan Sarıbey var. Tofaş bayii Ergun Gürsoy var. Prof. Istemi Unsal var. Transtürk Holding sahibi Fuat Süren'in oğlu aynı kuruluşun yönetim kurulu üyesi Faruk Süren var.. Beşiktaş'a gelince... Ferhan Dinçer, ekonomlst ve spor yazarı.. Atfan Keçeci, Emniyet Yabancılar Şube Müdürü.. Halil Ata, Anadolu Bankası Genel Müdürü, Saim Eraslan, mali müşavir. Metin Keçeli, madencl, Zekerlya Alp, SporToto bayii. Yalçın Çoktum, tekstil sanayicisi, Mehmet Aşıcıoglu serbest, San Öktem müteahhit, Oktay Sol müteahhit, Şirin Kuru armatör, Ergun Gökalp Aygaz bayii, Hulusi özdurmaz petrolcü, Mazun Arda ithalat ve ihracatçı, Kadir Gözükara demir tüccarı.. Futbol kulüpleri, mason dernekleri gibidir. Toplumun bütün egemen ve ayrıcalıklı kesimleri bu kulüplere yansır. Şaşıracak pe var bunda? Daha önce de Haydarpaşa ve Yeşilkoy gümrük müdürleri ile dışsatımcılar aynı kulüplerde yöneticilik yapmadılar mı? Yaptılar, hem de "milli birlik ve beraberlik ruhu içinde!" Evet, Galatasaray Kulübü'nde bunca yıl adaylığını koyup da kazanamayan Ali Tanrıyar'ın yıldızı niçin ANAP ile birlikte parlamıştır? Konu, herhalde budur? Bu işler böyledir, yetenekli birader Korkut özal'a milyarlar kazandıran düzen nasıl kurulursa; bacanak Tannyar da Galatasaray Kulübü'ne işte böyle başkan olur. Şimdi okul arkadaşlarının "Eşkıya Vural" diye andıkları sevimli Vural Arıkan: Ali Tannyar, QS Başkanı olamaz, dlyor. Olur da ötesine bile geçer. ANAP bu.. Tannyar da "ana vatandaş".. Ne isterse onu yapar. Size, bize ne demek düşer? Re, re, re/Ra, ra.ra/Gass'saray, Gass'saray cim bom bom... işte o kadarl Hangi mal. ne kadar zam gördü? (TL.) Ortataa* Pamak W |k|.) 'CfltiMi a^M^a^Lfr f M t 1 U ı a ı ı m a l C*MA •k*^B^at*taa *M İlk ziyaretini Isparta'ya yapacak \ahya Demirel: Uluslararası ticarette yerüni alacağım dır görmedlgim yerlere gidecegim" yanıtını verdi. Başında tek bir kır saça rastlanmayan Yahya Demirel'den "içeride geçen günlerin kendisinde bir iz bırakıp bırakmadığım" öğrenmek istedik. Demirel'in anlamlı yanıtı, "Hayır şimdilik bir iz yok. Bundan sonra kalır mı b i l m e m " biçiminde oldu. "Olayların gelişimi içinde kimseye kızgın olup olmadıgım" sorduğunuzda ise, "TUrkiye'de olayların nasıl gelişeceğini kimse bilemez. O yüzden kimseye kızgın deŞilim" diye konustu. Son yıllar içinde tekrar gündeme gelen bir dizi "hayali ihracat" soruşturmasını da ima ederek, "kendisine haksızlık yapıldıgı" kanısını laşıyıp taşımadığını sormak istediğimizde, eliyle sorumuzu geçiştirdi. İş yaşamını yeniden nasıl düzenleyeceği yolundaki planlarını ise, "Benim yerim uluslararası tlcarettir. Buradaki yerimi alacağım" diye açıkladı. MMHCIı SIHt. pMMKM Mş> T«kw kadHt Davar Mftttfı (WNw 10 art.) Rtttufsysnn I U N M R GaUmlz tac 0.35 htıal uNMkt 2. katltf BtaclandOfcktr *ftaç k a t M M * . StlMpaU Kıncı takaacı Kawasakl ttmavMa * o t AmrikaM kfmartso'r •Mcknatkap BMchtatlaM Aıtro koya takMca» E I M M maktaı ucu 7 ma. 500.000 590 000 88.000 105 000 8 500 000 9 500 000 33 000 29.000 100.000 110 000 18.000 25.000 350 500 1 *M I.OIAJ 18 19.3 11.7 13.7 10 38.8 42 c.0 ANKARA, (Cnmhuriyet Bürosu) Güniz Sokak'taki 42 numaralı Demirel Apartmanı, Yahya Demirel'in eve dönüşü ile birlikte canlandı. Kapının önünde kesilen kurbanın kanı, Yahya Demirel'in alnına sürüldü. Kurban etlerinin bir bölümü bir tepsi içinde Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu'na gönderildi. Yahya Demirel, akşam saatlerini, "Geçmiş olsun" demeye gelen konuklannı kabul ederek geçirdi. Bu arada babası Hacı Ali Demirel'in evinde Cumhuriyet muhabiri ile de sohbet etti. Demirel ailesinin konukları yanında geçen bu kısa sohbette, Yahya Demirel'e ilk sorumuz "gelecege ilişkin planlan"na yönelik oldu. Yahya Demirel ise, en yakın gelecekten söz ederek " b u gün Isparta'ya Rİdecegini" söyledi. Isparta'ya mı yerleşeceği" sorulduğunda, gülerek "Hayır, biz göçmen kıışlar gibiyiz, bir yere ycrlesemeyiz. Sadece 810 yıl dün de Muhsin F.rtuğrul Ttyatrosu 'nda yapılan törenle kutlandı. Türk Tiyatro Yazarlan Demeği ve Lions kulüplerinin birlikte düzenledlkleri kutlama töreninde, Sabahattin Kudret Aksal tarafından hazırlanan Dünya Tlyatrolar Günü bildirisi, yazann kendisi tarafından okundu. İstanbul Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan 'ın da bir konuşma yaptığı törende, daha sonra, bu yılki tiyatro başan ödüllerl dağıtıldı. En iyi Türk oyunu ödülü "Tamirci"ye, en tyiyönetmen ödülü de Engin Uludağ'a verildi. "Lüküs Hayat" oyunu ve yönetmeni Haldun Dormen, en iyi müzlkal ve yönetmen ödülünü, "Gazete Gazete" en iyi oyun, Burçin Oraloğlu, en İyi yönetmen, Yıldız Kenter, en iyi kadın oyuncu,, Genco Erkal, en iyi erkek oyuncu, Tilbe Saran, en iyi yardımcı kadın oyuncu, Osman Görgen, en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü aldılar. İstanbul Şehir Tiyatrolan Sanat Yönetmeni Gencay Gürün, yılın tiyatro adamı olarak ödüle layık görülürken, Vasfi Rıza Zobu 'ya da onur ödülü verildi. Aynca kültüre verdiği destekten dolayı Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'a bir "ştikran plaketi" verildi. Dünya Tlyatrolar Günü nedeniyle bazı tlyatrolar, dün geceki gösterilerinl ücretsiz sundular. (Fotoğraf: MERT ALİ BAŞARIR) Dünya Jlyatrolar Günü (Baştarafı Sayfada) <n**tnrnf. 1. i C/...A./4/.I dinamit konulmaktadır" diye konuştu. ANAP hukumetini, "sorumsuzluk'Ma suçlayan GUrkan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Baraj eşi görülmemis bir biçimde yiizde 17'ye kadar yükseltilmiştir. Meclis'te bir partinin grup oluşturabllmesi için en az yiizde 20 oy alması gerekmektedir. Bu durumda oyların yiizde 40 veya 6O'ı Meclis'te temsil olanagından yoksun kalıp parlamentu dışı (ululabilir. Bugün seçim yapılsa, yiizde 2025'lik bir oy çoğunlugu Meclis'te temsil edilmeyecektir. Bu yasa degisikliginden sonra Türkiye'de yiizde 21 oy alan bir partinin ik Askeri idare ÖzaTdan ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN ken arkadaşımız Enis Berberoğlu 'nun bu yoldaki sorusuna verdiğiyanıtta, "Bazı bankalara çekidüzen verileceğlni, bu çeki düzen sırasmda Ziraat liankası'na inşallah görev düşmeyeceğini" belirtiyor. Ziraat Bankası Genel Müdürü iki noktanın altını çiziyor. önce "hükümetin dolar yanşına giren, dolara yüksek faiz veren bankalara çekidüzen verileceğini" vurguluyor, sonra da, "Çeki düzen sırasmda görevin Ziraat Bankası'na vtrilmtstnden" endişe edebileceğini bildiren bir üslup kullanıyor. Çünkü, 1982 yılında Hisarbank ile İstanbul Bankası'nın "kurtarılması" sırasmda bu iki bankanın tüm borç ve alacaklarının nasıl Ziraat Bankası üstüne kaidığını ve bankanın hâlâ bunun acısını çektiğini en iyi kendisi biliyor. "Böyle bir görev inşallah bize düşmez" derken geçmişteki acısını anımsıyor. Son para operasyonunda üç banka kurtarıldı. Kısa vadeli dış borç alan üç banka önce kurtarıldı, ardından da özel bankaların "yurt dışında kısa vadeli borç almalan" ünlendi. Çünkü bankalar aldıkları dış krediyi Odeyemeyince, iş yine devletin başma kaldı. Türkiye'nin "dış kredi itibarı" uğruna, bunun maliyetini devlet üstlendL tşte, Sabancı'nın da TV'de altını çizdiği düşünce bu idi. Ama şimdi görüyoruz ki, hükümet "kısa vadeli dış kredi suıırlamasıyla" kalmayacak. Belki de bir yandan doları tırmandıran, öte yandan çok üst düzeyde bir yetkilinin deyişiyle "Hâlâ dolara yüksek faiz verme yarışmdan kendini kurtaramayan bankalara"gereken karşılığı verecek. Bunu nasıl ve ne zaman yapar? Bu henüz bilinmiyor. Ama hükümetin, tepelerinde bu yönde rüzgârların estiği başkentin havasından belli oluyor. özal'ın Başbakan Yardımcılığı sırasmda Turk Lirası 'na yüksek faiz veren iki bankanın başına gelenler belli. özal'ın Başbakanlığı sırasmda ise aradan zaman geçtiği ve "ekonomide büyük ilerlemeler kaydedildiği için" Türk Lirası'na yapılan ışlem bu kez dövize yansıtılıyor. Ne de olsa, 'Ilerleme kaydedildi". Aradakifark sadece Turk Lirası ile dolar arasındaki farktan kaynaklanıyor. Yoksa yapılan ya da yapılması beklenen aynı. (Baştarafı 1. Sayfada) Ekonomide çok önemli bir dönemin arifesinde bulunuyoruz. Bir zamanlar Türk Lirası tasarrufuna yüksek faiz vererek güç duruma düşen birkaç banka, nasıl "Ziraat Bankası 'nın himayesine alınıp yaşamlanna son verlldi" ise, bir başka deyimle "fiilen batarken devletin denettminealınarak hukuksal yollarla ortadan kaldırıldıysa", şimdi de benzer işlemin dövize yüksek faiz veren bankalar hakkında uygulanması düşünülüyor. Türk Lirası tasarrufuna yüksek faiz vererek, sonradan bufaizlerin altından kalkamayan istanbul Bankası, Hisarbank ve Odibank, Ziraat Bankası 'na devredildi ve çok ciddi bir ekonomik bunalım 1982 yılında böylelikle atlatılmış oldu. Serbest faize devlet müdahale etti ve iki banka "verdikleri yüksek fatzln bedelini hayatlanyla" ödemiş oldu. Şimdi de, benzer işlem ve gelişmenin, bu kez dolara ytiksek faiz veren bankalar için uygulanabiteceğine ilişkin ciddi işaretler ahyoruz. Bunun ilk işaretini eçen hafta sonunda TÜSİAD laskanı Sakıp Sabancı verdi. Üstelik biriki gün önceden televizyona yapılan çekim öyle bir zamanda yayımlandı ki, tam son banka operasyonuna ve Başbakan özal'ın lstanbul'daki uluslamrası ekonomik forum sırasındaki basın toplantısına rasttatıldı. Sabancı TRT'den açıkça, "Döviz yanşına giren bankalar cezalandmlmahdır ama bu cezalandırmayı hükümet yapmadı" dedi. özal hükümetinin "tek sesi" haline gelen TRT'den böyle bir mesajın verilebilmesi, özal'ın ya da yurdımalarının haberi olmadan mümkün değil. Aksini söylemek çocuk kandırmak olur. Açıkçası, Sabancı, özal'ın bilgisi dahilinde bu tür açıklamada bulundu. "özel kesimin en önemli ve etkin seslerinden birlnln" devletin televizyonundan, "Döviz yanşına giren bankalar cezalandmlmahdır" demesinin hiç başka açıklamast yok. özal'ın bu bankalarla ilgili alacağı önlemler için kamuoyu oluşturma yoluna gitmesinin ikinci önemli işareti, dün Ziraat Bankası Genel Müdürü Kemal Akkaya'dan geldi. Akkaya dün düzenlediği basın toplantısından sonra gazetecilerle sohbet eder (Baştarafı 1. Sayfada) Türkiye'nin stabilizeye gereksinimi olduğunu ve tek partinin iktidar olduğu döncmlerde önemli icraatlar yapılabildiğini kaydetti. Siyasi Partiler ve Seçim yasalarında yapılan değişiklikle iki partili sistemin benimsenmesi konusunda Cumhurbaşkanı'nın görüşlerini almadığını kaydeden Ozal, "Şimdi ne düşündügUnii sormuş degilim. Yalnız Cumhurbaşkanımızın daha evvel muhtelif vesilelerle ifade ettigi görüşlerini biliyorum. Zaten dikkat ederseniz mevcut seçim kanunumuz da az parti esprisiyle hazırlanmıştır" dedi. Seçim yasasındaki yüzde 10'luk baraj ın daha az partinin TBMM'ye girebilmesi için MGK döneminde getirilmiş olduğunu anımsatan Ozal, bu yasalardaki değişiklikle bir partinin TBMM'de grup kurabilmesi için gereken oy barajının yükseltildiğini söyledi. Başbakan özal, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Şadi Pehlivanoglu'nun ara seçim tarihinin 12 ekim olarak belirlendiğini söylediğinin anımsatılması Uzerine, "Seçimin ne zaman yapılacagını ben dahi bilmiyorum, şu anda kimse bilmiyor" karşılığını verdi. özal, Güneydoğu'da meydana gelen olaylar ve alınacak önlcmlerin Cumhurbaşkanı Evren'le yaptığı görüşmede ele alınmadığını söyledi. thracatta vergi iadelerinin zamanla kalkacağını kaydeden özal, "Birden olmaz. Hayali ihracaü önlemenin yolu ekonomik tedbirierdir. Vergi iadeleri bugün zaten nonnal seviyeye gelmiştir" biçiminde konuştu. özal, petrol Ureten ülkelerin ithalatındaki kısıtlamalar nedeniyle Türkiye'nin ihraç pazarlan arama çabasında olduğunu belirterek, "thracata kalkınmanın muharrik bir gücii olarak önem veren bir iilke olarak devamlı yeni arayışlar içerisindeyiz" dedi. özal, Irak'ın ithalatında pet rol fıyatlarırun düşmesi nedeniyle 22.5 milyar dolar tutarında kısıntı yaptığını da sözlerine ekledi. Ozal f Sigara (Baştarafı 1. Sayfada) sigara satışı 4 nıilyon 543 bin kilogram olarak gerçekleşirken, ithal malı sigara ise, 420 bin kilogram olarak belirlendi. Buna göre yerli sigaralara 43 milyar 55 milyon lira ödcnirken, ithal malı sigaraya ise, 11 milyar 956 milyon lira ödendi. 1985 yılı ocak ayında ise yerli sigara satışı 4 milyon 678 bin kilogram, ithal sigarada 215 bin kilogram olarak gerçekleşti. 1986 şubat ayında satılan 4 milyon 574 bin kilogram yerli sigaraya karşın, 42 milyar 997 milyon lira ödenirken, ithal edilen 417 bin kilo sigaraya da 11 milyar 948 milyon lira ödendi. 1985 yılı şubat ayında ise 4 milyon 437 kilo yerli sigaraya karşın 208 bin kilo ithal sigara satılmıştı. (Baştarafı 1. Sayfada) gerek" dedi. Akbulul, "Suriye, 'bizde eğitilen insaıılar Türkiye'ye karşı eğitilmiyor. Bizim Türkiye'den bir cndişemiz yok. Onun için sınır korunıamıza gerek yok! cevahı veriyor" biçiminde konuştu. Içişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, GUneydoğu olaylarını Cumhuriyet'e değerlendirirken, "VaUndafimız bu Işleri benimsemiyor. Ancak silah zoruyla, korkuyla, belki bazılanndan destek gordukleri duşunulebilirse de, yaygın defcildir" dedi. Akbulut'a yönelttiğimiz !>orular ile yanıtları şöyle: Olayların son gelişimini anlatır nusınız? AKBULUT Olay mahalline gittik. Olayın nasıl cereyan ettigini, orada görgü şahitlerinden ve ilgililerden dinledik. Olaylar, pusu kurmak suretiyle olmuş. Tabıi arazi buna müsait, bir taşın, birçok taşın arkasın da pusu kurmak mUmkUn. Bu şekilde de bundan bihaber olan güvenlik güçleri ve vatandaşlarımızı öldürmüşler. özet olarak görduğumuz manzara budur. Tabii o zaman mesele daha çetin bir hal alıyor. Yörenin engebeli olması, her taşın arka(Baştarafı 1. Sayfada) sında bir pusu kurulabileceği düşünolan bilgiyi açıkladıgı ve yargıca ccsinden de hareket edildiginde olaetkide bulundugu" ileri süyın zorluğu anlaşılıyor. Bir de tabii rülüyor. memnuniyet verici olan olay şudur; tstanbul Cumhuriyet Savcılıköylülerimiz olayın cereyan ettiği yerde konuştuğumuz köylülerimiz o ğı'nın talimaiı üzerine dün ifadeeşkıyanın bu şekildeki hareketini lasi alınan Hüsnü Göksel, yazısınctlıyorlar, tasvip etmiyorlar. Esanııı gazetede yayımlandığı sırada sında köylerine katiyen bu cşkıyayı TTB Merkez Konseyi üyeleri sokmamamakta hemfikir olduklarını hakkında yalnız hukuk davası beyan edıyorlar. Demek ki, valandaaçıldığını, ceza davasının ise daşımız bu işleri bcnımsemiyor. Ancak ha sonra açıldığını belirterek, silah zoruyla, belki bazılanndan des"Yazımdu ceza davusından hiç tek gördükleri dUşünulebilirse de, bu yaygın değildir. söz edilmedigi gibi, o zaman ceza davasının açılıp açılmayacağı Bu gelişmelerden vonra ek onkonusunda da hilgim yoktıı. Belemler alınarak mı? Ha ıgi yöntemlerle mücadele cdilecek? nim yazım yazıldıgı zaman Sulh AKBULUT Değişik önlem deHukuk Mahkemesi'nde dava ğil, her hadıseyc göre yeni yeni hal açılmıştı ve ilk durusması yapıltarzları bulunabilir. Mesela denebimıştı. Böylece dava aleniyete dölir ki, güvenlik güçleri daha değişik külmuştu. Bu nedenle suç unsuusullerle araziye çıkmalı. Hele bıliru oluşmadıgı kanısındayım. Yayorsunuz, bilhassa jandarmanın adlı zımda ceza davası hflkimini etkigörev i de var. İşte, 'falanca yere gileyecek hiçbir düşünce de yok din, ihzarlı olarak Ahmei'i, Meht u r " şeklinde konuştu. mel'l mahkemeye getirin' emri veriliyor. Şimdi jandarma mahkemeden Hüsnü Göksel, İstanbul Cumaldığı bu emri yerine getirmek için huriyet Savcıhğı'ndan gelen taliköye gidiyor. Jandarma o köye gimat yazısında yalnızca ceza daderken normal bir görevin ifası rahatlığı içinde davranınca böyle puvasından sözedildiğini, hukuk suya da duşebiliyor. Mesela Adıyadavasından ise bahsedilmediğini man'daki olay böyle olmuştur. O kösöyledi. ye giderken her zaman pusuya duşeHalen yürürlükte bulunan Babileceğini hesapetmesi lazım. Onun sın Yasası uyarınca, henüz görültcdbirlcrinı alması, o şekilde hareket mekte olan ceza davalarına ilişetnıesi lazım. Bunun gibi hadisedcn kin olarak basın yoluyla işlenen doğan tecrübelerden istifade etmek suretiyle tedbirler alınabilir. Ama suçlardan ötürü ceza davası açılana tedbirlerde güvenlik güçlerimiz ması öngöruluyor. tldar olması mümkündiir. Mectldar olması mümkündiir. Meclis'in yasal temellerine dinamit konulmaktadır. tktidar anlasılmaz bir sorumsuzlukla, 1988 parlamentosunun zedeli bir biçimde görev yapması koşullarını hazırlamaktadır. Tüm partilerin propaganda olanaklan kısıtlanmıştır. Bir askeri hükümetin dahi öngördüğU propaganda Imkanları sivil bir hükümet tarafından yarıya indirilmektedir. ANAP para gucüyle propaganda yapma imkflnını elde etmektedir. 810 holdinge sırtını dayayıp sadece ABD'de uygulanan paralı propagandayı getirmiştir". Gürkan, yeni düzenlemelerle partilerin seçime katılmasının zorlaştığını ve seçim güvenliğinin ortadan kalktığını belirterek, yurt dışındaki vatandaşların oy kullanmalan konusunda iktidara güvenmediklerini bildirdi. Gürkan, yurt dışındaki vatandaşların oy kullanmasında her çeşit hileye başvurulacağını da öne sürerek, "Sandıga oy farcsinin girecegl delik maalesef açılmıştır" dedi. özal'ın demokrusinin en küçük bir kınnlısıııa bile tahammül edemedigini belirten Gürkan, özal'ın parti içi demokrasiden korktuğunu, ne olursa olsun başbakan ve genel başkan olarak kalmak istediğini kaydetti. GUrkan, konuşmasını şöyle sürdürdü: " ö z a l , politikalanyla beceremediği sağda bütünleşmeyi kaba kuvvetle yapmak istemektedir. 'Ya oyunu bana ver, ya da yakarım' anlayışı nasıl bir demokrasi anlayışıdır? özal demokrasiden korkmaktadır. 12 Eylül 1980 ile 1983 dönemi olaganüstü bir dönemdi. 6 Kaüim'da sozümona demokratik bir dönem başladı. özal askeri hükümetlerin bile yapamadıgı şeyi yapmıştır. Olaganüstü hükümet sansür yasasını çıkarmadı, Özal çıkardı. Polis yasasını yine Özal çıkardı. Kooperatiflere devlet müdahalesini getirdi. Güvenlik soruşturmalan Özal döneminde daha yogunlaştırıldı. Askeri hükümet, hiç olmazsa işkenceye karşı olduldarını belirtmiştir. Ama Özal, işkence meselesine milletvekillerinin sakalları çerçevesinde bakmıştır. ANAP iktidan Tiirkiye'yi adım adım, olaganüstü dönemde tanınan demokratik çerçevenin dışına çekmektedir. Türkiye bugün askeri dönemden daha antidemokratik koşullar içindedir." sev konilSUVOr 7 • / JF J (Baştarafı 1. Sayfada) yapıldı. Bunun hemen ardından, pamuk ve sentetik ipliği üretimlerinde girdi olarak kullanan tekstilciler de, perdelikten pamuklu döşemeliğe, kadifeden iç çamaşırlarına, çoraba kadar pek çok üründeki fiyat artışlarını toptancılara gönderdikleri listelerle ilan ettiler. Toptancılar, önümüzdeki günlerde geri kalan tekstil ürünlerinin de zam görmeye devam edeceğini belirtiyorlar. Kâğıtta SEKA'nın zam yapması beklenirken, özel sektör sürpriz yaparak zamk konusunda liderlik bayrağını SEKA'nın elinden aldı. Izmirli Yılka fırması, aldığı yeni kararlar gereği birinci hamur kâğıtlarına yüzde 14.9 ile yüzde 16.3 arasında değişen oranlarda zam yaptı. Firma yetkilileri, yılbaşından bu yana yurtdışından dolara bağlı olarak ithal edilen selüloz fiyatlarında ve elektrik fiyatlarında meydana gelen artışların maliyetleri yükselttiğini ve bunun da fiyatlara yansıtılmamasının imkânsız olduğunu söylüyorlar. SEKA'nın önUmüzdeki hafta başında birinci, ikinci ve Uçüncü hamur kâğıtlara yine aynı nedenlerden dolayı yüzde 10'un üstünde zam yapacağı piyasa ilgililerince vurgulanırken, Toprak Kâğıt yetkilileri bu konuda, "SFKA'nın ardından haliyle biz de ürünlerimize zam yapacagız. Bu kaçınılmazdır" şeklinde konuşuyorlar. Havaların ısınması ile birlikte K)!asatekbir 1500 25 1.200 500 19 420 * DaH* ( M ^ m Hı,|> tty 450 11.2 406 it lUVnMlld kTMR 315 10 5 285 * Dfllal ıflntf yafhMcM kfy 1.350 56 865 • Ambrt tolalr |fMf ya«ı 1.100 86 590 * I m i f i ı Amtol 1.100 33.3 825 790 20 * Shtttoı AtniMİ 655 * Rıcumlnhaşere fildurficu 42 400 280 SfCfHk yarıın kol 5.600 4.700 19 SabaMıktakım 26.000 20.000 30 Sntym 1.200 1.500 25 Çfran12 atffi 6.600 7.500 13.6 Erkek tttaU 1.100 1.500 36 RttMMtri 2.000 2.500 25 rltnl « d f ItMtl (1000 k M | 1.000 1.300 30 ÇMHİH I f M (144 MM) 500 56 320 El mkatı 1.800 3.000 66 Çıt çıt (144 a#tt) 500 25 400 Yılka1. hamar SS ı m 710 15 5 615 " 60 g n « 690 15 600 14.9 " M ırM 655 570 NOT: Yıldıt olan ürıinlerin nyatlan topundır. Dljtrttrunlerinnyatlan lac plyata perakende ııtıı flyatıdır. •Jtattt S'll kattl OQ "1 OO. J \ahya DemireFe tahliye (Baştarafı 1. Sayfada) rüştü. Incelenen dosya hakkında verilen bozma ve tahliye kararının ardından durum, telgrafla tnfaz Savcılığı'na bildirildi. Savcılık, bunun üzerine Yahya Demirel'in tedavi gördüğü Ankara Numune Hastanesi ve Kapalı Cezaevi Müdürlüğü ile ilişkiye geçerek, serbest bırakılması için işlemlere başladı. Yahya Demirel, Numune Hastanesi 3. Hariciye Bölümü'nden işlemleri tamamlanarak saat 16.20 sıralarında serbest bırakıldı. Yahya Demirel, serbest kalmadan önce, gazetecilere, " 2 3 yıl hapse mahkum oldugum gün bile ilahi adaletc olan guvenimi kaybetmedim. Bunda bana inanan ve destek olan insanların büyük rolü oldu. BUtün Türk milletinln ve basının destegine teşekkür ederim. Kimseye kırgın ve kızgın degilim. Bu topraklar benim, burada dogdum, burada ölecegim" dedi. Daha sonra 06 NF 500 plakalı kırmızı Mercedes otomobille amcası Süleyman Demirel'in Güniz Sokak'taki evine doğru Akın Simav, avukatı ve arkadaşları ile birlikte gitti. Saat 16.30 sularında Güniz Sokak'taki eve gelen Yahya Demirel, burada amcası ile görüşmek için 15 dakika kadar bekledi. SUleyman Demirel bir gazeteci ile yaptığı görüşmeyi yarıda kesmeyerek, konuşmasını bitirdikten sonra çalışma odasında Yahya Demirel'i ve gazetecileri kabul etti. Yakınları Süleyman Demirel'in tahliyeden haberi olmadığını belirtirken, Süleyman Demirel, Yahya Demirel'e hitaben şöyle konuştu: "Yahya geçmiş olsun. Sen bu gazetecileri 12 sene meşgul ettin. Tekrar geçmis olsun. Allah herkesin yardımcısı olsun. Sen Türkiye'ye döndügünde de söylemiştlm: Ateş düştügü yeri yakar. Vebalini yigitçe çektin, selamete eriştin. Yahya metanetlidir ". Gazeteciler bu arada fotoğraf çekerken, Süleyman Demirel, fotoğrafta beraber çıkmak isteyenlere izin vermeyerek, "Hayır yalnız biz iklmiz çektirecegiz" dedi. Yahya Demirel gazetecilerin isteği Üzerine iki kez amcasının elini öptü. Amcası Süleyman Demirel'le Ust katta gazetecilere kapalı olarak bir süre görüşen Yahya Demirel, daha sonra aynı sokaktaki Demirel Apartmanı'na giderek annesi Şefika Demirel'in elini öptü. Apartmana girmeden önce de apartman sakinlerince alkışlanan Yahya Demirel için burada da bir kurban kesildi. Yanından ayrılmayan hapishane arkadaşları da gazetecilerden birlikte resimlerini çekmelerini istediler. Komşuları tkbal Baysal ve Yüksel Baysal'ın da Yahya Demirel'in ellerini öpmeleri sırasmda ağladıkları görüldü. güneş yağı ve haşere öldürücü üreticiler, zamlardan geri kalmadılar. Güneş yağları yüzde 50'nin Uzerinde zam görürken, haşere öldürücülerde fiyat artışları yüzde 30'un üstünde gerçekleşti. Bu arada demir Urünlerine zam yapılacağı haberleri üzerine, Karabük Demir Çelik'in satışlarında patlama oldu. Karabük Demir Çelik'in önceki gün yaptığı 650 milyon liralık nakit satışın, işletmenin bugüne kadar yaptığı günlük satışlar içinde rekor niteliği taşıdıgı belirtiliyor. Bir hafta öncesinde "Dolar, mark, yenin degeri gittikçe yükseliyor. Gümrukten çektigimiz yeni parti malları hep yeni kurlarla ahyoruz. Biz yeni fiyatlardan mal çekince, bunu da piyasaya yansılmak durumunda kalıyoruz" şeklinde mazeretlerini belirten ithalatçılar, "yeni fiyat ayarlamalarına" bu hafta da devam ettiler. Başta endüstriyel mallar olmak üzere, çeşitli iğneler, makaslar ve çıtçıtlar, zam gören ithal Urünler arasında yer alıyor. İthal Urünlerini satanlar, ithalatçı firmaların satış temsilcilerinin her dcfasında kendilerine yeni fiyatlarla geldiklerini hatırlatarak şöyle konuşuyorlar: "Biz de şaştık. lthalalçılar, zamlarını günlük olarak ulumatige baglıyorlar. Dolar, mark, yen arttı mı, onlar da satış fiyatlarını hemen arttırıyorlar. Biz de buna karşı çıkamıyoruz. Çünkü başka bir seçencgimiz yok." 2am Hayali mobilya davasından yeniden yurgdanacak Yahya Demirel, 23 Şubat 1974'ten 26 Kasım 1974'e kadar Karadeniz Ereğli'den Kıbrii, Italya ve Libya'ya sunta ihraç ederek mobilya ihracatı yapmış gibi 20 milyon 694 bin 675 lira vergi iadesi alıp Hazine'yi zarara soktuğu gerekçesi ile 1976 yılından bu yana yargıİanıyor. . Türkiye'nin ilk "hayali ihracat" olayımn ortaya çıkartılması üzerine 27 Şubat 1976'da hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen Yahya Demirel, 3 Mart 1976'da tutuklanmış, olaya adı kanşan bazı işadamları ve gUrnrük görevlileri ile birlikte Zonguldak Ağır Ceza Mahkemesi'nde 23 Mart 1976'da yarglanmaya başlamıştı. 18 Mayıs 1976'da 59 bin lira kefaletle tahliye edilen Demirel, yargılanması tutuksuz devam ederken 21 Nisan 1978'de Cilvegözü sınır kapısından yurtdışına kaçmış ve lsviçre'ye yerleşmişti. Mahkeme, hayali mobilya ihracı davasında ilk kararını 5 Haziran 1980'de vermiş ve Yahya Demirel 4 ' yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Yargıtay, davanın tüm sanıkları hakkında verilen mahkumiyet karannı bozmuş ve davanın yeniden görülmesine başlanmıştı. Ancak bu kez, Demirel ve Atilla özçelik yurtdışında oidukları için yargılanmalanna ara verilmişti. Mahkeme, ikinci kez gördüğü davada Demirel ve özçelik dışındaki sanıklara 5 yıl 10 ay ile 11 yıl 8 ay arasında hapis cczası vermişti. Mahkemenin bu karan da 31 Ekim 1984'de Yargıtay'da yine bozulmuştu. Bu arada Yahya Demirel, Türk vatandaşhğından çıkarılmıştt, Isviçre1 de bulunduğu süre içinde ticaretle uğraşan Yahya Demirel'in iş durumu giderek bozulmuş ve bir ara Enis Karaduman tarafından kaçınlmıştı. lsviçre'de barınamayacağını anlayan Yahya Demirel, 26 Temnıuz 1985'te Türkiye'ye geri dönmüş ve tutuklanmıştı. Cezaevinde tekrar Türk vatandaşlağıha alınan Yahya Demirel, yeniden görülen hayali mobilya davasında bu kez 25 Aralık 1985'te 23 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmış ve dava dosya,sı yeniden Yargıtay'a gönderilmişti. Yargıtay son olarak Yahya Demirel hakkında verilen mahkumiyet karanna bozarak. tahlivesini kararlaştırdı. Oemirel, Zonguldak'ta yeniden yargılanacak. Güneydoğu'da yoğun arama bölgc bakımından gerek jandarma kuvvetleri, gerek sıkıyönetim bölgesindeki askeri kuvvetler, gerek yine bölgedeki polis gücumu? va/.ife başındadır. Oyle tahmin ediyorum ki, devam eden aramalar sonucunda bunlar yakalanacaklardır. Umut ediyorum ki, kısa bir zaman sonra yakalanacaklardır, gerekli cezayı göreceklerdir. Yöre halkına ne gibi lavslyelerde bulundunuz? Yöre halkına nasıl davranmalarını oneriyorsıınu/? AKBULUT önce yöre halkına başsuğlığı dıliyorum. Tabii yöre hal kından istcğimiz şudur; devletimiz guçludür. Devletin bu şekilde eşkıyaya pabuç bırakması duşunulemez. Yöre halkının da güvenlik guçleri yetişinceye kadar mılcadele etmeleri gerek, şu veya bu sebeple bu eşkıyaya yardımcı olmamaları, bize haber vermeleri, bilgi akımmda bize yardımcı olmalarını isteriz. Çünkü arazi çok gayri müsait ve tabii sınır bölgelerinde sınırdan geçme, vurkaç usulünde tatbik etme imkânları da oluyor. O bakımdan bize bilgi bakımından halkın yardımcı olmasında fayda vardır. Bu eşkıyayı yakalamamız böylece daha kolay olacaktır. Köy koruculan bu mücadelede etkili oluyorlar mı? AKBULUT Evet. Etkili oluyorlar. Zaten onların da bunu fark etmiş olmaları nedeniyledir ki bu baskıyı yapıyorlar. Yani etkin önlemler alındıkca. leroristler de vurkaç eylemlerini artınyorlar mı? AKBULUT Evet. Son olaylan gerçeklejliren eylemcilerden yakalanan var mı? AKBULUT Hayır, yok. Ama aramalar devam cdiyor. Arazide gece gündüz çalışıyorlar. BAHAR TAARKUZU Ga/rlelerdt onceki gun yer alan bir haberde PKK'nın yayın organında 'bahar taarru/u'na ba^lanacagı belirtUiyor. Bu haberlerden de anlaşıldıgı gibi, bu terorisllerin bir ıııtrkezden yönlendirildikleri soylenebilir mi? AKBULUT Evet, biz onu ihtimal dahilinde görüyoruz. Ama bunlar dışardan yönetiliyor. Dışardan aldıkları bu emirler üzere hareket ettiklerini söylememiz mümkUndür. önümüzdeki günlerde kendf deyimleriyle 'bahar taarruzu' beklenebilir mi? AKBULUT 'Bahar laarruzu' beklenir ya da beklenme/ şeklinde birşey söyleyemeyiz. Ama muhakkak ki, bunlar dışardan yönlendiriliyorlar. Eğer böyle bir karar almışlarsa, o kararı gerçekleştirmek için çaba sarfedebilirler. Bu durumları ben 'bayır efendim böyle şey olmaz' şeklinde yorumlamıyorum. Olabilir. Böyle bir şey olabileceği noktasından hareket ediyoruz. Terörlstler nerelerde saklanıyorlar? İçerde mi üsleniyorlar, yoksa sınırdan mı içeri girip geri sınır dışına kaçıyorlar? AKBULUT Sınırdan geliyorlar ama Türkiye'de de belli yerleri var. Hadiselerin oluş larzına bakılırsa mesela Siirt ve Mardin tarafından geliyorlar. Daha ziyade SiirtUludereFındık güzergâhında faaliyet gösteriyorlar. Sınır buyunda mayınlama, aydınlatma gibi önlemler lamamlandı mı? Kıı çulısmaların mahiyeti nedir? AKBULUT Tamamlanmadı. Devam ediyor. Zor iştir. Zor iş demeyelim de uzun zaman içerisinde halledilebilecek bir iştir. Nusaybin'i biliyorsunuz. Fiziki engel sisterni Nusaybin'de yapıldı. Oradan itibaren Cizre'ye doğru da uzanıyor. Onu da bir an evvel bitirmek istiyoruz. Sınır aydınlatılmaya calışılıyor. Fakat geçişleri önleyecek olan asıl tedbir bu fiziki engel sistemidir. Bunun bir an evvel bitmesı lazım. Tabii onun inşaatı da masrafı da biraz uzun süruyor. Maliyetini bilemiyorum. Sınır güvenligi konusunda Irak ve Suriye ile yapılan gorüşmeler ne aşamada, sonuç alınabildi mi? AKBULUT lrak'ın lran'la olan harp nedeniyle sınırlara sahip çıkacak hali yok. Suriye zaten diyor ki, 'bizim Türkiye'den bir endişemlz yok onun için sının konımaya da grrek yok' cevabı veriyor. Bu, Suriye'nin yardım etmemesl anlamına gelmiyor mu? AKBULUT Yoo... Bizim bir endişemiz yok. Ama biz her türlü yardımı yapmaya hazırız. Biz komşumuza /.arar gelecek her türlü davranışa mani oluruz, diyor.. Suriye'den leröristlere karşı fiilen destek görüleblliyor mu? AKBULUT İşte biz, 'o gayret icerisinde' olmalarını umut ediyorıu. Basında terorisllerin Suriye'deki kamplarda egilildikleri belirtilmifti. Bu haberler dognılanıyor mu? AKBULUT Onlar 'bizde eğitilen insanlar TUrkiye'ye karşı eğitilmiyor. Türkiye'ye, komşumuza zarar yerecek unsurlara biz fırsat vermiyoruz' diyorlar. Terorisller silahlı leror eylemkrri dışında gazete, bildiri dagıtma gibi ideolojik propaganda eylemlerinde bulunuyorlar mı? AKBULUT Yok, hayır, henüz bu bilgilcr alarnadık. Ama bunlar kendilerinde var. Kendileri yakalandıkları zaman Uzcrlerinde propagandaya yönelik buna benzer bıldiriler vesaireler çıkıyor. Silah bakımından belli bir kaynak belirlendi mi? AKBULLT Çeşitli silahlar kullanıyorlar ama Kalaşnikoflar ağırlıkta. Prof. Göksel
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle