Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17MART 1986 Ozetle HABERLEk CUMHURÎYET/7 Özal 21 martta Bağdat'ta Başbakan Tltrgut Özal, Irak Başbakan Birinci Yardımcısı Taha Yasin Ramazan'ın davetlisi olarak 21 martta Bağdat'a gidecek. Özal, Irak gezisiyle bu yılın üçüncü resmi ziyoretini yapmış olacak. Başbakan Özal'ın Irak a yapacağı ziyaret sırasında iki ülkeyi ilgilendiren büiun konular ele aünacak. Görüşmelerde özellikle ekonomik üişkiler üzerinde durulacak. Bu arada, altınca yı1ını dolduran tran Irak savaşı da gündemdeki konular arasında yer alacak. Parti, makuP bir sürede MEHMET YAZARDAN ANAP iktidarda, ama oy kaybediyor. Ve bu oylar da DYP'ye gitmiyor. Demek ki sağ taban, sıkıntılarının çarelerini mevcut sağ partilerde göremiyor, sıkıntı sürüyor. MDP kurulurken bazı suçlamalar ve yargılarla karşı karşıya kaldı. Bu durumu millet bir ölçüde değerlendirdi. Bu gerçek karşısında, millete rağmen bir şey yapmak doğru olur mu? CANAN YAZGANGtL mıyor. Demek ki sag laban mevcul siyasi partilerde kendi sıkıntılarının çarelerini göremiyor. kendini göremiyor. Hiçbir kişiyi ve parti) i suçlaınıyonım ama, bu tespit doğru ise. demek ki sağ kanalta bir sıkıntı var. Safi kanattaki vapıda bir \elersirlik var. ANAP'ın kaybettigi oylâr. mesela UYP'de toplansaydı. o zaman 'tamam' derdik, 'sağ taban orada toplanıyor' derdik. Ama öyle değil". Mehmet Yazar, sormamız gereken soruları kendi kendine sorarak yanıtlıyor: "Çözüm ue olmaiıdır? Mesele>i mutlaka bir parti gibi almıyoruz. MUIetin ihtiyaçtanna uygun sonuç çıkannak gerekir. Bu ne mevcut partilerden birini devam eltirmek anlamındadır, ne do 'Ne olursa olsun bir parti kurmak' anlamındadır". Yazar, yaklaşık bir saatlik goriişmemizde, MDP Genel Başkanı Ülku Söylemezoğlu'nun çağrısının samımi bulunduğunu da sık sık vurgulayarak, kimseyi kırmak istemeyen dikkatli bir politikacı görünümü çıziyor. Acak, Söylemezoğlu'nun "MDP çatısı altında birleşme " formulu için Yazar'ın değerlendırmesi şöyle: bilir miyiz, vatandaşın beklentisine çözüm getirmiş olur muyuz? Ama Söylemezoğlu'nun çajıısı birsamimiyetin ifadesidir. Bunun üzerinde elbetle duracağız. Elbette ilk fırsatu kendisi ile gönişup çözüm yolları arayacağız. Diğer arkadaslafia da goruşecegiz. Mesela sayın Vural Ankan ile de gorüşmeyi arzu ederdim. MDP çatısı altında toplanmak.. Şekil olarak bu kolay bir yotdur. Hazır bir partiye girip çalışmak kolay bir >ol.. Acaba bu \ol millelin isteklerine. temayullerine uygun mu? Buna bakmam lâzım.Milletin islekıeri dısında kolay yolu seçmemiz yeterli olmaz. Biliyorsunuz, siyasette bazı prensipler var... tlkeler var. MDP kurulurken bazı sıkıntılar, suçlamalar ve yargilaria karşı karşıya kaldı. Bu oradaki arkadaşlanmızı ilzam etmiyor. Hepsi değerli arkadaslardır. Demokrasiye inanmış arkadaslardır. O şartlann koyduğu bir durum olmuştur. bu durumu millet bir ölçüde degerlendirmiştir. Bu gerçek karşısında millete rağmen bir sey yapmak iyi olur mu? Milletin benimsemeyeceği bir işi yaparsak iyi olur mu?Herşe>de millete bakmak lazım. Millete dayanmayan, milleılen destek almayan bir durum kafi değildir, sağlam değildir. Peşin hükıimle konuşmuyonım ama. bu noktalara bakmak lazım". TARtH İÇİN ERKEN Yazar, partinin ne zaman kurulacağına ilişkin soruları ısrarla yanıtsız bırakıyoT. Öncelikle sağdaki tüm kesimlerle ve kişilerle göruşmek istediğini tekrarlayan Yazar, "Bir zaman veırmiyorum ama bu makul bir süredir. Kendimi birtakım larih kalıplan içine sokmak istemiyorum" diyor. Yazar, parti kurmak amacıyla parti kurmadığını tekrarlayarak, kuracağı partinin ilkelerini şöyle anlatıyor: "Türkiye'deki mevcut partilerin yapısı, bilhassa sag kanat için loplumdaki, vatandaşı yeterii bir şekilde tatmin etmis olsaydı, arayışlar, sıkıntılar olmayacaktı. Vatandaşın bu beklentisi bir mevcut partiyi veya siyasi oluşumu devam ettirme manasına gelmiyor. O halde yeni bir oluşum.. Bu yeni yeni oluşumda milletin sıkıntı \e beklentilerine cevap verecek, hizmel dışı kalmış ve çeşitli yerlere dağılmış yetenekli kadrolar.mümkun olduğu kadar biraraya getirilmdidir. Yeteneği olan kadrolar ve imkânlanmı, bir yeriere sıkışıp kalmıştır. Ya birtakım parti tünellerine sıkışıp kalmış ya da parti dışı kanallara kısılmış kalmış. Bunlar, hizmete girmemişler. Bu değerli kadrolann topaıiayıcı ve seviydi bir siyaset anlayışı etrafında toparianması lazımdır. O halde loparlayıcı, Türkiye'nin ihtiyaçlanna, beklentilerine cevap verebilecek çağdaş yeni bir siyasi oluşum için çaba harayacağım. Bunu tek başına yapmamız mümkun değildir. Ben istedim parti kurdum gibi bir anlam çıkarmam mümkün değiknr, olamaz. Müietlmjzin her kesimindeki vatandaşlaria elele götürmek lazım. Bunu yapabiliyorsak bir anlamı >ar. Böyle yapamıyorsak kendi kendimize, kendi şarkınuzı söylüyoruz demektir, bu bir mana ifade elmez. Bir siyasi partiyi kurmak lek başına gaye de değildir. Gaye, içinde yaşanılan arantı ve boşluga en guzel çareyi bulmaktır". DYP'den aynlıncaya kadar sağdaki oluşumlarla ve liderlerle gorüşmeyi uygun bulmadığım anlatan Yazar, önumüzdeki haftadan itibaren temaslara geçeceğini belirterek, sözlerini şöyle noktalıyor: "Beni bir an yok farz edin. Sağ toparlanmışsa meseie yok. Sağ sağlıklıysa ben zaten yok olmaya hazınm. Benim yok olmamla meseie, millet açısından tatminkâr bir biçimde çözülmüş olacaksa, ben de yok olurum. Zaten o zaman biz kendi kendimize çıkıp da parti kuralım diyemeyiz. Bunun bir manası yok ki!" • Yazar, MDP'nin çağrısına "hayır" demeden "hayır" diyor 4 AINKARA'dan YALÇ1N DOĞAN "Aile Meclisi" İş Bitiriyori 22 Şubat 1986 tarihli Resmi Gazete'yi çerceveletıp duvara asnak gerek. Çerçeveletip, duvara asmak yetmez. Gelecekte bu dönemin öyküsü yazılırken, 22 Şubat 1986 tarihli Resmi Gazete'nin inceden inceye irdelenmesi için tarihe not düşmek gerek. Serbest piyasa ekonomısı adı altında "iktidar seçkinlerinin" hangi ışlerle uğraştıklarmı, bu işleri nasıl kotardıklarını, "aile meclislerinde" alman kararların, nasıl Bakanlar Kurulu kararına dönüşlüğünü çok iyi araştırmak gerek. Bu kadar "özel kararian" Resmi Gazetede yayımlayarak, bunları nasıl "devletin bir kararına" dönüştürüldüğünü ortaya koyan bu örnekleri çok iyi anımsamak gerek. "Aile meclisinde" ^^^^^^^.^^^ alman bir karar "ain le meclisinin" üyeBlr firmaya teşvik belgesi verirken, lerinden birine ne gibi olanaklar sağlıdiğerlerine yor? Bu olanağın vermemek, sağlanabilmesı için serbest rekabeti "iktidar seçkinlediğerleri aleyhine r i " yaptıklannın yabozmak oluyor. rın kendilerıne neleBozunca da, re malolabileceğini petrol taşımacılığı hiç hesaplamadan sadece belli bir bundan tüm hüküfirmaya kalmış met üyelennı nasıl oluyor. Hangi sorumlu kılabiliyorfirmaya? ^ ^ ^ ^ ^ ^ lar? Hükümetin ^ ^ ^ ^ ^ uyelen ise hangi karara, neden imza attıklarının acaba farkına vanyorlar mı? Nasıl varsınlar ki? Başbakanlık'ta her zaman önceden imzalanmış yeteri kadar Bakanlar Kurulu kararı zaten var. İş, önceden imzalanmış bu kararnameleri sadece doldurmaya ve sonra da onay için Çankaya'ya göndermeye kalıyor. Ertesi gün de buniar "Bakanlar Kurulu karan" olarak Resmi Gazete'de yayımlanıyor. 22 Şubat 1986 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu karan, zaman zaman olduğu gibi, "rthalat rejimine ilişkin" bir değişikliği yansıtıyor. Karar, çeşitli mallann ıthalatından alınacak fon miktariarım yeniden düzenliyor. Soya yağından, ayçiçek yağına, donmuş dana kursağından, elektrik akümülatörlerine kadar uzanan bir dizi malın ithalatında alınacak fonlar yeniden belirieniyor. Aynı kararnamenin 4. maddesinde bu kez petrol ürünleri tek tek sayıldıktan sonra, "Bu ürünlerin Türkiye üzerinden üçüncü ülkelere yönelik karayolu taşımalarından her ton üzerinde 10 dolar konut fonu tahsil edilir" denıyor. Kararnamenin bu maddesine kadar ilk bakışta her şey normal görünüyor. Geçi ithalatta alınan fonların bir azalması. bir çoğalması ve bu miktarlarınsık sık neden değiştirikjikleri üzerinde de belki durulabilir. Ama kararnamenin asıl önemlı yanı kendini daha sonraki satıriarda gösterıyor "Petrolün karayolu taşımalannda ton başına 10 dolar konut fonu tahsil edileceği" belirtildikten sonra, karar şöyle noktalanıyor: "Bu uygulamaya, karann yürürtüğe glrmesinden 30 gün sonra başlamr. Ancak Devlet Planlama Teşkilatı'nın vereceği teşvik belgesi ile mükellefter bu fondan muaf tutulabllir." Ve karann son maddesi: "Bu karan Başbakanlık yürütür." Düşünebiliyor musunuz, önce karar yazılıyor ve "petrolün karayolu üzerinden taşınması sırasında fon başına devlet 10 dolar konut fonu için kesinti yapar" anlamına gelen bir ılkeye yer veriliyor. Ama hemen ardından "DPT'den teşvik belgesi alınırsa belki bu 10 doları kesmekten vazgeçilebilir" ilkesi de gelebiliyor Ve kararname öyle yazılıyor ki, "fondan muaf tutulabllir" dıyerek, aslında DPT'den her teşvik belgesi alanın da mutlaka "fondan muaf tutulmayacagı" anlamını çıkarmak mümkün hale geliyor. Yanı DPT'den teşvik belgesi almak "bazı hallerde fon ödemeye yine de yeterli olmazken" buna karşıhk bazı hallerde, "ton baştna 10 dolar ödemekten pekala kurtulabileceği" ortaya çıkmış oluyor. Cumhuriyet tarihinde eşine güç rastlanır bir karar 22 Şubat 1986 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanıyor. Bu karan gören firmalar soluğu DPT'de alıyor. "Nasıl böyle bir karar alırsınız?" diye soruyorlar. DPT'nin yetkilileri ise firmalara, "Bize yaz dedller, biz de yazdık, ne yapalım?" karşılığıhı veriyorlar. Türkiye üzerinden üçüncü ülkelere petrol taşıyan firmaların sayısı aslında çok fazla değil. Bu firmalar arasında hem Türkler var, hem de yabancılar var. Firma sayısı az olduğu için İran ve Irak'tan petrol taşımak çok kârlı bir iş. Petrol ve petrol ürünleri şu sıralarda ton başına 28 dolardan taşınıyor. Yılda yaklaşık 20 milyar liralık bir taşıma ücreti elde ediliyor. Taşıma maliyetini yükseltmek için ton başına "10 dolarlık konut f o n u " kesildiğinde bazı firmalar için taşımacılığın cazibesi kalmıyor. Kâr çok düştüğü için firmalar petrol taşımaktan vazgeçiyorlar. 22 şubat tarihli kararnameye göre, bazı firmaların DPT'den teşvik almaları halinde "10 dolariık f o n " ödemekten muaf tutulabiliyorlar. Böylece tüm rekabet koşullarına uyulması gereken serbest piyasa ekonomisine bakıyorsunuz, bir anda "eksik rekabet" doğmuş. Bir firmaya teşvik belgesi verirken, diğerlerine vermemek, serbest rekabeti diğerleri aleyhine bozmak oluyor. Bozunca da, petrol taşımacılığı sadece belli bir firmaya kalmış oluyor. Hangi firmaya? Karayolu taşımacılığı yapan firmalar arasında kimler var? Hangi "kardeş " çalışıyor, bu karayolu taşımacılığı yan firmalarının birinde? Bu sorulara karşılık ararken, devletin resmi görevlilerine böyle bir kararnameyi yürürlüğe koymanın mantığmı sorduk. Aldığımız yanıt şu oldu: "Devlet bu kararla yeıii firmalan özendirmiş olacak. Yabancı taşımacılık flrmalanna teşvik belgesi vermeyecek. Yabancı firmalar taşımacılıktan vazgeçmek zorunda kalacak. Bizim hesaplanmıza göre yerlf firmalar yoluyla yılda 1 milyar dolarlık navlun geliri elde etmiş olacağız." Soruları ve resmi yanıtlan bir yana bırakır, şöyle "aile meclisi"nin içinden çekilmiş birfotoğrafı konuşturmak istemez misiniz? Uç kardeş başkentin en görkemli konutlanndan birinde baş başa vermiş, konuşuyorlar. En büyük kardeş, şu anda ülkenin en yetkili kişilerinden biri. Şu sıralarda "her şeye kâdlr" Ikinci kardeşin eski etkinliği yok. Ama bir zamanların ünlü ve etkili siyasi kişilerinden biri. Son birkaç yıl içinde ağabeyinin hızla yükselmesi onun da iş dünyasındaki etkisinin artmasına neden olmuş. karayolu taşımacılığında bu etkiyi görmemek mümkün değil. Üçüncü kardeş, alınan kararlan hızla pratiğe dönüştürecek ve uygulayacak bir göreve gelmiş. En büyük ağabeyinden aldığı talimatları kâğıda dökmekte her geçen gün ustalaşıyor. "Aile meclisi" tartışıyor. karar veriyor ve önceden zaten imzalanmış hazır kararnamelerden birinin altı daha doldurulup, Resmi Gazete'de yayımlanıyor "DPT'nin vereceği teşvik belgesi ile mükellefler fon ödemeden muaf tutulabilir" deniyor. Şu sıralarda gerek Avrupa'daki yabancı firmalar, gerekse İran ve Irak'ta petrol ile ilgili birimler, bu karardan oldukça tedirgin. Hatta, Irak, Başbakan Turgut özal'ın bu hafta Bağdat'a yapacağı resmi gezisi sırasında konuyu gündeme getirmeye hazırlanıyor. Iraklıların ya da yabancı firmaların ne düşündükleh o kadar önemli değil. Böyle bir karann nasıl olup da alınabildiğı, asıl üzeride durulması gereken konu. Boylesine pervasız, böylesine açık ve seçik. 22 Şubat 1986 tarihli Resmi Gazete'yi bulun ve mutlaka saklayın. İlerde çok işe yarayacak. SHP Başkanhk Divanı toplandı SHP Başkanhk Divam'nın dün saat 17.30'da Genel Başkan Aydın Güven Gürkan 'ın baskanlığında yaptıgı toplantıda, Şişli, Fatih, Çankaya ile htanbul il örgütündeki sorunlann ele alındığı bildirildi. Öğrenildiğüıe göre, genel sekreter ve iki yardımcısı için 25 civannda eski HP'linin imzaladığı belirtilen güvensizMk önergesi, bugün MKYK toplantısında ele alınacak. Kulu'da Palme sevgisi Stockholm'de silahlı saldın sonucu ölen ve dün toprağa verilen lsveç Başbakanı Olof Palme'nin adı Kulu ilçesinde, bu kez de bir çocuk bahçesi ileparka verildi. Belediye meclisinin oybirliğiyle aldığı karar uyarınca, söz konusu çocuk bahçesi ve parka yeni isim levhalan törenle takıldı. Geçen günlerde de belediye meclisinin karanyla Kulu ilçesinde en büyük caddeye Olof Palme adı verilmiştL Isveç'te hemen 10 binin üzerinde Kululu, işçi olarak çalışıyor. Hayvancılık sektörü kriz içinde Perakendeci Kasaplar ve Müstahdemin Derneği'nin 32. Genel Kurulu 'nda, hayvancılık sektörünün bir kriz içinde olduğu bildirildi. Beyaot Rüya Düğün Salonu 'nda yapılan genel kurulda bir konuşma yapan Genel Başkan Hüseyin Özçelik, devletin tanm politikasınm doğru olmadığmı belirterek bir an önce sağlam bir tanm planlamasına geçihnesini istedi. Hayvancılık sektörünün dağmık yerlerde üretimde bulunmasınm tüketim ve değerlendirme yerlerine güç koşullarda ulaşmasına ve maliyet artışlarına neden olduğunu belirten Özçelik, ihracat ve ithalat zamanlamasuun çpk iyiyapümasına işaret etti. ANKARA DYP'den ayrılması ile birlikte, büyük bir sıkmtıyı çozumlemenin rahatlığında görünen Mehmel Yazar, "Si>»si hayatıtnda Ülkü bey. bir arkadaş olarak ta yeni bir dönem başladı. Mevcut sibaşından beri bizi çağırmıştır. Ama yasi labloya göre. yeni siyasi oluşumeseie bu ınudur? Mehmet Yazar'mun çok dikkalli bir biçimde ın bir partiden çıkıp digerine girmehazırlanması gerekir" derken, si midir? Meseie bu kadar basitse, o MDP'nin açık çağnlarına rağmen zaman meseie yok demektir. Bu kayeni bir parti kurma kararlılığmı ordarla siyasi lablodaki sıkmtıyı çözetaya koyuyor. Mehmet Yazar, devamlı olarak kendisi ile görüşme talebinde bulunan MDP Genel Başkanı Ülkii Söytemezoglu başta olmak üzere, sağdaki tum oluşumlarla, bu arada Vural Ankan ve TBMM' dekı bağımsız mıllenekillerı ile goruşecek. Mehmet Yazar ile DYP Genel Başkanlığına Süle>m»n Demirel'e rağmen adayhğını koymayı düşünduğü günlerde çalışmalannı sürdürdüğu bürosunda görüşüyoruz. Mehmet Yazar, DYP kongresinden bu yana sürdürduğü parti için kav, gayı. artık bir başka oluşum içinde deneme karannda görünüyor. Yazar, kendinden emin bir rahatlık içerisinde konuya şöyle giriyor: "Türkiye'deki mevcut partilerin yapısı. bflhassa sağ kanat için vatandaşı tatmin etmiş olsaydı. arayışlar ve şimdiki sıkıntılar olmayacaktı. O halde valandaşın bu beklentisi, mevcut bir partiyi veya siyasi olusumu devam ettirme manasına gelmiyor. Şu anda sag kanatta 56 parti var. Mesele parti adedi mesetesi olsaydı, hakikaten kafi adette parti var. Bunlardan biri iktidar. Sagda bir parti iktidar. Sag iktidara alıskındır gibi sozler vardır. tyi ya iste. sag iklidarda. Sagın istedigi olmuş mu? Bütiin bunlar var da, acaba toplumda neden arayış var. Meseie parti adetlerinin ötesinde göriilüyor. ANAP iktidarda. Buna rağmen oy kaybedi DYP'den istifa eden eski Odalar Birliği Başkanı Mehmet Yazar, bir yor. Diğer sag partiler de oy kazan süredir sözünü ettiği "yeni oluşumlar" için çalısmalarına basladı. 12 Yazarcı DYP'den istifa etti DYP MKYK üyesi Bener Özcan ve eski Genel Sekreter Refik Sunol ile partinin 10 üyesi "Büyük Türkiye idealini gerçekleştiremeyeceği" gerekçesiyle partilerinden ayrüdüar. ANKARA (Cumtauriyet Bürosu) DYP'den istifa eden Mebmet Yazar'ın kuracağı yeni partide yer almak isteyen 10 DYP kurucu üyesi ve iki üyenin partilerinden istifa ettikleri dün açıklandı. tstifa eden kurucular, istifa mektuplarını önceki gün üye oldukları ilçelere taahhütlü olarak gönderdiler. Aralarında merkez karar organı ü>«si ve kurucu üye Bener özcan ve eski genel sekreter Refik Sunol'un da bulunduğu istifacılar, parti içi demokrasinin uygulanmadığı, DYP'nin büyük Türkiye idealini yürütemeyeceği gerekçesiyle ayrıldıklarını açıkladılar. DYP'den istifa eden kurucular ve üyeler şunlar: Bener Özcan (kurucu üye, MKYK üyesi), Refik Sunol (kurucu üye, eski genel sekreter), tbrahim Çetinkaya (kurucu üye), Gaiip OnursaJ (kurucu üye), Zeki Hatipoglu (kurucu üye), Yusuf Mergcn (kurucu üye), Tür kfin Aksu (kurucu üye), Yener Kalyoncu (kurucu üye), Ahmel Sanyer Dofu (kurucu üye), Fatih Özgiir (kurucu üye), Alaaddin Aksoy (BTP kurucu üyesi, DYP üyesi), Sahir Armaoğlu (DYP üyesi). Kendi başkanlığında kuracağı partinin kuruluş çalışmalannı yürüten Mehmet Yazar'ın partisine kurucu üye olmak üzere DYP'den ayrüan kurucu üyeler, daha önce de parti içi demokrasinin uygulanmadığını belirterek genel merkez yönetimine muhtıra vermişlerdi. Mehmet Yazar'ın Sıhhiye'deki bürosunda dün saat 11.30'da toplanan istifacı kuruculardan Zeki Hatipoglu, DYP yönetimini eleştiren bir açıklama yaparken, DYP yönetiminin demokratik düşünceye, parti tüzük ve programına aykırı çalışmalar yaptığını öne sürdü. Eski DYP Genel Sekreteri Refik Sunol ise istifa mektubunda DYP'ye üye olarak kalmayı inançlarına uygun bulmadtğını belirterek şutıları söyledi: "Israrlı bir şekilde yurtta demokrasi ve adaleti tesisten söz ederken, parti bünyesi içinde soyiediklerinin tamamen tersini yapan ve kendi iradesi ile değil de, parti dışı mihraklar tarafından yönetilen merkez organlarının hiçbir fonksiyonu bulunmayan DYP'nin bu tutumunu diizeltebileceği kanaatini tamamen kaybetmiş bulunuyorum. Bu durumda DYP'de bir üye olarak kalmayı da inançlarıma uygun bulmadığım için parti üyeliğinden istifa ediyorum." DYP kurucu üyeliğinden istifa eden eski Eczacılar Birliği Başkanı İbrahim Çetinkaya da DYP yönetimini demokratik olmamakla suçladı. SHP'nin ilk ilçe kongresi SHP'nin ilk ilçe kongresi, tzmir'in Dikili ilçesinde yapıldı. Tek aday olan Mustafa Tuna'nın başkanlığa seçildiği kongrede, öldürülen lsveç Başbakanı Olof Palme anısına, Dikili ve Çandarlı belediyelerinin birer alan düzenlemesi için karar ahndu OECD'nin davetlisi olarak ABD, Ingiltere, Hoüanda veDanimarka'aa belediyelerle ilgüi temaslar yapan Bakvköy Belediye Başkam Dr. Kemal Naci Ekşi, dün yurda döndü. Ekşi, gezisini değerlendirirken, belediye eğitim merkezleri kuracaklannı söyledi. Ekşi döndü ARAT'ın şubat ayı anketine göre 12 Eylül sonrası ilk kez konuştu Ağaç budama semineri Türkeş: Tanrı bizleri sınıyor SEYFİ ÇETtNKAYA YOZGAT 12 Eylül öncesinde MHP'nin kalesi olarak nitelendirilen Yozgat'a, 7 yıl sonra hafta sonunu geçirmek üzere gelen kapatılan MHP'nin Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, 12 Eylül sonrası ilk kez konuştu ve "Tann milliyetçikri sınıyor" dedi. Yozgat'ın eski belediye başçiligi yoludur. Bu millet çok büyük bir millettir. Bugüne kadar çok büyük badireler atlatmıştır. Bunu da kısa sürede atlatacakür." 12 Eylül'den sonra milliyetçilerin yanhş anlaşılma yüzünden mağdur duruma düştüklerini de vurgulayan Türkeş, "Bu mağduriyetin insanlardan kaynaklandığına inanmıyorum. Bizler Tann'nın varlıgına ve birlifeine inaden Türkeş, "Silahlı Kuvvetler, Türk milletinin koruyucusu ve savunucusudur. Bunlardan birkaçı bize kötü gozle baktı diye bizler icin mukaddes olan bu ocağa toz kondurtmayız" dedi. Türkeş, Türk milliyetçilerinin en geç 10 yıl sonra iktidar olacağını söyledi ve Türk milliyetçılığinden şartlar ne olursa olsun hiçbir zaman vazgeçmediklerini, Türkiye'yi ancak Türk milliyetçiliği iktidannın refaha ulaştırılacağını söyledi. Türkeş, yemekli toplantıda daha sonra gün boyu yanından aynlmayan ANAP Yozgat İl Başkanı Zülfikar Karakurt'un "Sağın dağınıklığı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sağda, her gün yeni insaniar, yeni isimler altında partiler kunıyoriar. Bu konudaki görüşünüz nedir? Acaba bu insaniar, bir ihtirasın mı peşindeler" şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi: "Bu konuya kuş bakışı bakmak gerekir. Değişik açılardan değerlendirmek gerekir. Mesela Türkiye'de sağda bir parti var. ANAP kurulmuş, iktidar olmuş, sağda diğer partilere ne gerek var, ANAP çatısı altında sağ birleşsin, seklinde düşünenler olabilir. Ancak insanların reyini almak mümkündür, ama fikirlerini gözardı edemezsiniz, fikirlere önem vermek gerekir. Kapıyı açmışsınız, herkes gelsin diyorsunuz, ama fikirler dışarda kalsın diyorsunuz, yani bedeni içeriye alıyorsunuz, lakin fikirleri dışanda bırakıyorsunuz. Böyle şey olmaz." TELESEKRETER Telefon cevaplama cihazı. İthalatçısından. 145 00 71 145 00 72 htanbul Anakent Belediyesi, lstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi işbirliği ile "Tüm Ağaçlarda Budama'' konulu bir seminer düzenlendi. Anakent Belediyesi İl Genel Meclis Salonu 'nda düzenlenen seminer, 3 gün sürecek. Inönü: Başkanhğa adayım ANKARA, (ANKA) SHP Başkanlar Kurulu üyesi Erdai tnönii, 3031 mayıs tarihlerinde yapılacak olağanüstü kurultayda genel başkanlığa aday olacağını yineledi. Ankara'daki temaslannı tamamladıktan sonra dün Istanbul'a dönen Erdal Inönü, ANKA muhabirinin konuyla ilgili sorusunu yanıtlarken, adaylık konusundaki tavnnda bir değişiklik olmadığını vurguladı ve gazetelerde yer alan bazı haberlere değinerek, "Ben bu konuda küaseye böyle bir demeç vennedim. Bu haber beaden çıkmadı. Ben de gızetderdeıı öğrendim. Ne klmse bana sorda ne de böyle bir şey söyledim • dedi. tnönü, SHP'nin demokratik yollardan kurultaya hazırlandığını, demokratik bir kuruluyda herkesin aday olabileceğini ifade ederek, "Ben SHP gend başkanbğına adayım" dedi. GÜRKAN DA YALANLADI SHP Genel Başkanı Aydnı Güven Gürkao da, ANKA muhabirine yaptığı açıklamada, Genel Başkanlığa aday olacağı yolundaki haberin, '•uydnrma" olduğunu savundu. Hiç kimseye bu konuda açıklama yapmadığınj vurgulayan Gürkan, "Tamamen hayal üriinii uydnrma bir haber. Ben bu konuda hiç kim»eye açıklama yapmadım" dedi. Ozal puan kaybediyor Haber Merkezi Hayat pahalılığı ve zamlar ile Başbakan Ozal şubat ayında da. halkın en çok ilgisini çeken konularından olmaya devam etti. Arat tarafından >"apılan ankette Başbakan Özal ve hayat pahalılığı "halkın gundeminin" değişmez birincileri olarak yerlerini koruyorlar. Ancak, şubat ayı sonuçlarına bakılınca Başbakan Özal'ın rx>pularitesini kaybettigi gözleniyor. Özal ocak ayına göre yüzde 15.4 popularite kaybederken anket ikincisi Aydın Güven Gürkan ise (yüzde 4.7) popülaritesi antı. Öte yandan Arat'ın, ilk kez uyguladığı şubat ayının en başanlı kişisi anketinde ise, Bedrettin Dalan yüzde 36.5 ile yüzde 27 başarılı bulunan Turgut Özal'ı geride bıraktı. En çok konuşulan k i ş i | Turgut özal Aydın Guven Gürkan Bedretttn Dalan tsmail Öıdağiar Ofof Palme Sakıp Sabanct Corazon Aquino Ferdinand Marcos Ronald Reagan Erdai inörtü Yuzde Neler konuşuldu? Hayat pahaEritğı^amtar, geçim sıkıntısi Poljtik sorurtar Kira ve konut sorunu .İş^fik Spor Vergiter Petrol ftyatlan Utaşım sorunu Ücretierin duşukJüğu Ûğrenci sorunlan Alman Heyeti 48 15 12 8 &8 3.1 24 13 U İA 12.7 47J ta 8.2 &4 16 &5 03 3.1 TBMM Başkanı rfecmettin Karaduman'ın davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Federal Almanya Millet Meclisi Başkanı Philipp Jenninger, dün VaU Nevzat Ayaz'ı ziyaret etti. Jenninger başkanlığındaki Alman heyeti, daha sonra kentin tarihi ve turistik yerleri gezdiler. Kazhçeşme'de kaza: 1 ö/ü, 3 yarah Kazhçeşme'de meydana gelen traftk kazasmda 1 kisi öldü, 3 kişi de yaralandı. Kaza, dün öğle saatlerinde "ölüm virajı" diye adlandmlan bölümde, aşın hız ve dikkatsizük nedeniyle meydana geldi. Kazada yaralanan Mustafa Coşkun, hastanede kurtanlamayarak ölürken, Saruhan Oğuz (20), Ertunç Taşarkuyu (16) ve Cem Büyüktuna adlı kişiler de ağır yarah olarak tedavi altma alındılar. Sınav: Bizleri yeni bir sınava tutan yüce Yaradan ileride bizlere daha büyük sorumluluklar verecektir. t ş k e n c e : tster komüniste, ister bölücüye, ister devlet ve millet düşmanlarma olsun, işkencenin her türlüsüne karşıyız. Kötü g#z: Silahlı Kuvvetler içinden birkaçı bize kötü gözle baktı diye bizler için mukaddes olan bu ocağa toz kondurtmayız. İktidar: Türk milliyetçileri en geç 10 yıl sonra iktidar olacaktır. AJSAP: Kapıyı açmış, herkes gelsin diyor, ancak fıkirler dışarıda kalsın diyor. kanlanndan Yaşar Erbaz'ın davetlisi olarak geldiği Yozgat'ta Çamlık Gazinosu'nda onuruna verilen akşam yemeğinde davetlilerle sohbet eden Türkeş, çeşitli konularda görüşlerini açıklarken, şöyle konuştu: "Türk milleti bir çatai kavşaktadır. Bu kavşaklardan aynlan iki yoldanbirisi Marksizm, komünizm, bolücüler, digeri ise Türk milliyetçiliğine giden yoldur. Ayniıkçı gruplar Türk milletini bölmek için, milletimizi MarksistLeninist yola doğru şartlandırmaya çalışıyorlar. Milletimiz bu yola gitmeyecektir. Refaha giden yol, Türk miüiyetnanlardanız. Cenabı Hakkın takdiridir bu. Bizleri yeni bir sınava tabi tutan yüce yaradan, ileride bizlere daha büyük sorumluluklar verecektir." Alpaslan Türkeş, kendilerinin geçmişte herhangi bir hata yapmadıklami! da anlattı ve şunları sövledi: "İşkencenin her türlüsüne karşı çıktık. tster komüniste, ister bölücüye, ister devlet ve millet düşmanlanna olsun, işkencenin ber türlüsüne karşıyız. tşkence bir insanlık suçudur." Silahlı Kuvvetler'in Türk milletinin değer verdiği ana unsurlardan biri olduğunu da kayde Şubat ayında halkın gündeminde yer alan konular arasında, bünyesinde yerel seçimler, af, iktidar muhalefet çekişmesi gibi başlıklar bulunan "politik sonınlar"ın ikinciliğe yerleşmesi ilgi çekici bir gelişme olarak görülüyor. Arat'ın uzun bir süredir DSP'nin ilk belediye meclisi üyesi Adana'da ADANA (Cumhuriyet Güney llleri Bürosu) SHP Adana Belediye Meclis üyesi Halil Acar ve Barbaros Mahallesi'nden 200 taraftarı, dün düzenlenen bir törenle DSP'ye geçtiler. Katılım nedeniyle yapılan törende konuşan DSP Adana İl Başkanı Ahmet Kücükmustafa, "DSP, sizlere olan güvenden dogmuştur. Tek davanagımız sizlersiniz. Bizim ağalarla. beylerle, seçkinci aydınlarla ilişkimiz yoktur. Bu duşüncelerle sizlere hoşgeldiniz diyonım" dedi. SHP'den istifa ederek DSP'ye geçen ilk belediye meclis üyesi Halil Acar da DSP'yi kendine daha yakın bulduğu için partisinden istifa ettiğini belirtti. Acar, SHP Adana il örgütünun delege seçimlerinde hizipçilik yaptığını ve yönetimin il ve ilçe örgütlerine sahip kalmak için kendi destekcilerini delege seçtirdiklerini öne sürdü. Halil Acar'ın DSP'ye geçmesiyle SHP'nin belediye meclisindeki üye sayısı 19 dan 18'e düştu. Bu arada DSP de parlamentodan sonra ilk kez Adana Belediye Meclisinde tek üye ile temsil edilmeye başlandı. DSP'ye katıhm ile ilgili Cumhuriyet muhabirinin sorularını yanıtlayan SHP İl Başkanı Av. Ziya Yergök, şöyle konuştu: "200 kişinin kaüJımıyb DSP'nin güçleneceğini sanmıyorum. Halkçı PartiSODEP birleşmesi sırasında bu birleşmeden doğacak sıkıntılardan medel umarak güç kazanmayı bekleyenler, o zaman nasıl umduklannı bulamamışsa, şimdi de SHP kongrelerinin yaratmasını bekledikleri muhtemel çekişmelerden umdukların bulamayacaklardır." sürdürdğü aylık anketler politik nıtelikli sorunlann ilk kez bu düzeyde ilgi uyandırdığını da ortaya koyuyor. Öte yandan, hayat pahahlığı en çok ev kadınları arasında şikâyet konusu olurken politik sorunlar en çok öğrencilerin ilgisini çekiyor. ÖZAL, POPÜLARtTESİNİ YtTİRDİ Öte yandan, şubat ayının en çok konuşulan kişilerinin başında gelen Özal'ın popülaritesini yitirdiği gözleniyor. Arat'ın anketine göre, Başbakan Özal'ın popülaritesi geçen aya göre yüzde 16.3 oranında azalarak yüzde 48'e geriledi. Geçen ayın en çok konuşulan ikinci kişisi olan Aydın Güven Gürkan ise, geçen aya oranla 43.7 oranında ilgi kazandı. Bu arada, Arat'ın ilk kez uyguladığı en başarılı kişi anketi sıralamasında ise, İstanbul Anakent Belediye Başkanı Dalan yüzde 36.5 ile birinciliği alarak yüzde 27 alan Başbakan özal'ı geride bıraktı. Aydın Güven Gürkan ise yüzde 11.6 ile üçüncü oldu. Şubat ayının diğer başarılı kişileri ise sırasıyla, Sakıp Sabancı, Simoviç, M. Ali Birand, Derwall, Vehbi Koç, Ali Uras ve Erdal İnönü olarak belirlendi. Bulgaristanh kınama seminer ve sergisi Ankara Üniversitesi Bulgaristan'daki Türklere, Bulgarhükümetince uygulanan insanlık dışt zulüm ve baskuan dile getirmek amacıyla, A nkara 'da bir sergi ve seminer düzenleyecek.