17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıhı Cumhuriyet Matbaacılık ve Ga/etecılık TUrk Anonim Şırkclı adına N«dir Nadl, • Gcncl Yayın MUdUrU. Ha*«n Cemal, MUessese MUdUrU F.mlne Ujiklıgtl, Ya/ı ljlen MUdUrU. Okly Gönensln, # Haber Merkezı MUdUrU Yalçın Bayer, Sayfa DUzenı Yönetmenı. AU Acv, • Timsılaler ANKARA. Yılçın Doj»n. İZMİR. Hlkmtt Çeunkaya, ADANA. Olal BafUngıc. Istanbul Habcrlcri Rthı öz, Dıj Haberler: Ergun Balcı, Ekonomi Oanun Ulagıy, KUltUr Olal Oslcr, Magarın Mrhmrl Y*fln, Spor Danışmanı AbdUIUdir Vücelmın, DU/ehmc Rcflk Durbâf, Bılımfcjmnr Şahln Alpay, I; Scndıka Şiikran Kctcnd, HahcrAraşlırma Ufuk Guldemir, • Koordınalör: AhnKI Konıltan, • Malı Ijler: Erol trkul, Idare: HUseyla Gurer, Ijleımc: önder Çcllk, Bilgılslem: N«ll Inıl. Basan ve Yayarv Curahurtyel Matbaıcıbk ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocajı Cad. 39/41 Cajaloglu, J4334 Isı , PK. 246lsıanbul, Tel 512 05 05 (20 hat), Telex: 22246 • Bürolar. Ankara: Zıya GOkaJp Bulvarı Inkılap Sokak. No: 19/4, Tel: 33 1 1 4147, Telex 42344 • lımlr H Zıva Bulvan, 1352. Sok. 2/3, Tel: 25 47 0913 12 30, Telex: 52359 • Adanr Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731. Telex: 62155. TAKVtM 21 KASIM 1986 tmsak: 3.21 Güneş: 6.50 öğle: 11.54 tkindi: 14.26 Aksam: 16.49 Yatsı: 18.13 Avrupa'nın tizerîndeki delik giderek büyüyor NASA'nın bulgularına göre Iskandinav ülkeleri ve Rusya üzerindeki ozon miktarı tehlikeli biçimde azalıyor. Ozonun yok olmasına klorflorlu karbon gazlannm neden olduğu belirtiliyor. Magazin Servisl Yeryüzünün 2030 km üzerinde yer alan delik ve zararlı ultraviyole ışınlannı süzen ozon tabakası, giderek inceliyor. Geçen haziran ayında NASA uzmanlan, yaptıklan araştırmalar sonucunda Gttney Kutbu üzerinde atmosferde bir delik açıldığinı ve burada ozon kütlesinin yok olduğunu açıklamışlardı. Son araştırmalar, ayru boşluğun bu kez Iskandinavya ülkeleri ve Sovyetler Birliği üzerinde de oluştuğunu gösteriyor. Aralık ayında Cenevre'de toplanacak uluslararası bir konferansta bu sorun üzerinde durularak ne gibi önlemler alınabileceği belirlenecek. YeryUzü için büyük bir önem taşıyan ozon tabakası, zararlı ultraviyole ışınlarının yüzde 99'unu süzebiliyor. Ozon tabakasının daha da incelmesi halinde yeryüzü ısısının yükselmesi, buzların erimesi ve deniz yuzeyinin yükselmesi gibi aşamalı tehlikeler söz konusu. "Panorama" dergisi, ozonun yok olmasına klorflorlu karbon gazlannın neden olduğunu belirtiyor. Bu gazlar arasında yer alan freon, sanayi eriyiklerinde, buzdolapları ile bazı plastik kopüklerin yapımında kullanılıyor. Bunun dışında spreylerde de bulunuyor. Atmosferde yavaş yavaş vükselen bu gazlar, ozonla bütunleşerek ozon molekullerini yok ediyorlar. Nimbus 7 adını taşıyan ve meteorolojik amaçla kullanılan uydudan gelen bilgiler, ozon tabakasındaki incelmenin lskandinav ülkeleri ve Sovyetler üzerinde ciddi boyutlara ulaşmak üzere olduğunu gösteriyor. New Scientlst dergisine bir açıklamada bulunan NASA uzmanı Donald Heath, "tskandlnavya ve Kuzey Buz Denlri arasında buldugumuz delik, Gttney Kntbundakinden daha az derin, ama hızia Uerliyor. Ydda yüzde 1.5 2 oranında bir hızla büyüyor" dedi. Bazı ulkeler şimdiden klorflorlu karbon gazının kullanımını sımrlandırdılar. örneğin Amcrika Birleşik Devletleri Ve Kanada, spreylerde bu gazın kullanımını yasakladı. AET ise bu gazın Uretimini belli bir miktarda dondurdu. Ancak uzmanlar, bunun yeterli olmadığını, yüzde 35 oranında indirim yapılması gerektiğini belirtiyorlar. Bu konuda bir öneri de Amerika'nın en btlyUk kimyevi madde ureticisi Dupont fırmasından geldi. Dupont, bu gazı artık kullanmamayı düşündUİderini ve eğer hükümetler yardımcı olursa, 5 yıl içinde klorflor karbon yerine kullanılabilecek yeni bir gaz Uretebileceklerini açıkladı. ÇernobiVden Türkiye'yi lodos kurtardı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı, çevre ülkelerdeki nükleer reaktörlerin tehlike oluşturduğunu söyledı. Prof. Özemre: Semizotu doktorlarm gözdesi oldu Faydaiart: Bazı kalp rahatsızlıklarını önlüyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, mesane ve böbrekleri rahatlatıyor, midedeki yanmaları gideriyor, sinirleri yatıştınyor, cinsel isteği artırıyor. Semizotu ülkemizin yani sıra Yunanistan, Lübnan ve diğer Akdeniz Ulkelerinde de geniş bir kullanım alanına sahip. Bu Ulkelerde semizotunun salata ve çorbası da yapılıyor. "The Intependent" gazetesinde yer alan haberde bu ülkelerde kalp hastalıklarına Kuzey Avrupa ve Amerika'ya oranla daha az rastlandığı belirtiliyor. Semizotunun Amerikan mutfağmda hiç kullanılmadığını göz önünde bulunduran ABD Tarım Bakanlığı bunun yerini alabilecek sebzeler konusunda bir araştırma yürütüyor. Kalp hastalıklanna iyi geldiği söylenen "Omega3" semizotunun d^şında balıklarda da bol miktarda bulunuyor. Balıkların bu maddeyi büyük oranda "Omega3" içeren planktonlardan aldık'arı belirtiliyor. Bugün sofralanndan balığı eksik etmeyen Eskimoların kalp hastalıklarına ender olarak yakalandıkları biliniyor. Aynı şekilde balık sever bir ulus olan Hollandalıların da kalp hastalıklarına yakalanma oranı çok düşük. uç tarafı denizlc çevrili olan ülkemizde ise balık yeme alışkanlığı oldukça az. Hem kalp hastalıklarına iyi gelen hem de etten yarı yarıya daha ucuz olan balık sadece bir kaç kıyı kentimizde tüketiliyor. Kandaki kolesterol ve trigliserini düşüren "Omega3" yağ asidinin aynı zamanda mesane ve böbrekler üzerinde rahatlatıcı etkiyesahip olduğu belirtiliyor. Semizotunun faydaları bu kadarla da kalmıyor dişlere iyi geliyor, midedeki yanmalan gideriyor, sinirleri yatıştırıyor ve eskiden beri bilindiği gibi cinsel isteği arttırıyor. Isık Gölü bildirgesi tSTANBUL, (ANKA) Sovyetler Birliği'nde, dünyanın çeşitli ülkelerinden ünlü sanatçıların katılımıyla yapılan "Isık Gölü Forumu"nda alınan ' rar uyannca, Yaşar Kenuu Zülfü Livaneli, forumun sonuç bildirgesini Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Başbakan İurgut özal ve siyasi parti liderlerine ilettiler. Forumun sonuç bildirgesinde çeşitli alanlarda karşılaşılan krizlerin insanoğlunun yaratıcı dehası ile aştlabileceği vurgulanıyor, iletişim alanında özgürlüğün önemine değiniliyor. "Isık Gölü Forumu"nun sonuç bildirgesi daha önce Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Gorbaçov'a elden verilmiş, Reagan, Mitterrand ve Thatcher'e de o ülkelerin sanatçıları tarafından UetiImiştL AIDS KongresVnde giriş ücreti kavgası Istanbul Haber Servisl lstanbul'da dun Sheraton Oteli'nde "kapalı kapdar ardında" düzenlenen AIDS Kongresi, "AIDS" adının kopardığı denli bir gürültüyle başladı. Bir Alman lur ajansı tarafından düzenlenen kongreyi izlemek isteyen basın mensuplarından 500'er mark istenirken tur ajansının yetkilisi TanJu Gezgln zor kullanarak basın mensuplarını toplantı salonundan dışarıya çıkarttı. Sert tartışmalara neden olan, Türk biliro adamlarının şaşkınlık ve kızgınlıkla izledikleri blay sırasında Tanju Gezgin, Türk toplumunun AlDS'le ilgilenmediğini belirtti. Tanju Gezgin, bu olayın aleyhine olacağım hatırlatan basın mensuplarına da "iyi de olsa kölii de olsareklamreklamdır.Parayı basüran glrer" yanıtını verdi. Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği'nce Turkiye'de ilk kez Uluslararası anlamda düzenlenen "AIDS Kongresl"ne 160 yabancı ve 40 TUrk doktoru katıldı. Konuyla ilgili haber toplayabilmek ve kamuoyunu aydınlatabilmek amacıyIa çeşitli gazetelerin mensupları, içeri alınmayınca, toplantı arasında açış konuşmasını yapan Istanbul Tıp Fakultesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Kalırcıoglu ve Istanbul Tıp FakUltesi (Atkası 13. Sayfada) ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Atom Bncrjisi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yüksd özemre, Çernobil'de meydana gelen nükleer kazanın Türkiye üzerinde herhangi bir etkisi kalmadığını söylcdi. özemre, "Ancak Türkiye polansiycl bir nükleer lehlikc içinde bulunmak(udır. Turkiye'nin v'"k yakınında bulunan reaktörier ülkemiz için tehlike olusturmaktadır. Yani bizler radyasyonla iç içe ya^ıyoru/" dedı. özemre, Gazi Üniversitesi'nde düzenlenen bir seminerde, Türkiye'nın 2 bin kilomctrclik çevresi içinde 115 nükleer güç reaktörU, 165 araştırma reaktörü bulunduğunu bildirerek, "Bunlar emniyetli ulmalannu karsın, bizim için büyiık tehlike oluşturmaktadır" diye koııuştu. özemre, konuşmasını şöylc sürdürdü: "Türkiye bir nükleer enerji potansiyell lehllkesi içinde yaşamakladır. Çernobil reaklorune benzeyen, ancak onun kadar güvenilir olmayan, sınırlanmuu cuk vukın reaklorler bizim için lehlike arzediyor. Bunlan ortadan kaldırmak iınkânsı/. Peki o zaman ne yapmalıyız? En iyi silah, ilim ve irfandır. Halkımızı nükleer enerji konusunda bilinçlendirmeliyiz." özemre, Çernobil kazasının hemen ardından TUrk insanımn büyük bir kuşku içcrisine düştUğünU bclirterek, konuşmasını şöylc sürdUrdü: "Her seye karsın, Çernobil kazasının olumlu bir yani vardır. Bizler, bu ka/adan sonra anladık ki, elimizdeki gerecler ikinci ke/ hoyle bir ka/a olması durumunda hiç dc yetcrli olmayacaktır. Çernobil kazasından sonra radyasyon arastırması yapabil(Arkası 13. Sayfada) Magazin Servisi Türk mutfağının en alçakgönüllü yemeklerinden biri olan semizotu Batılı doktorlar tarafından kalp hastalarına öneriliyor. Doktorlar içinde çok değerli maddeler bulunan semizotunun her sofrada yer alması gerektiğini söylüyorlar. Diğer sebzelere oranla çok daha fazla "Omega3" isimli bir yağ asidi içeren semizotu bazı kalp rahatsızlıklarını önlediği gibi, bedenin bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. Bilimsel dildeki adı "portulaca oleracea" olan semizotu üzerinde çahşmalar yapan Dr. Artemis Simopoulos ve Dr. Norman Salem bu sebzede bulunan "Omega3" yağ asidi oranının ıspanağa göre üç kat, marııla göre de 12 kat daha fazla olduğunu bulguladılar. "Omega3"ün en önemli özelliği kandaki kolesterol oranını düşürmesi. Bilim adamları "New England" tıp dergisine araştırma sonuçlarını yollayarak, herkesi semizotu yemeye çağırdılar. Zihin özürlü çocuklara okul ANKARA, (a.a.) Milli Eğitim Gençlik ve Spor' Bakanlığı'nca eğitilebitir çocuklar için açılan iş okulu sayısı beşeyükseldi. a.a. muhabirinin aldığı bilgiye göre. iş okullarına, alt özel sımflardan mezun olan 1216 yaşları arasındaki zekâ özürlü çocuklar alınacak. Okullarda. çocuklara "kendi kendine yetme" eğitimi verilecek. Ankara, Bursa, lzmir ve Kayseri'de bulunan bu okullarda eğitim gören öğrenci sayısı bin dolayında bulunuyor. Bu arada zekâ düzeyleri 25 ile 45 arasındaki çocuklar için açılan "öğretilebilir okulu" sayısı da üçeyükseldi. Ankara, Bursa ve Izmir'deki bu okullara 714 yaşları arasındaki zihinsel özürlü çocuklar alınabilecekler. AIDSHn akrabat NEW YORK Çağımızın korkunç hastalığı AIDS virüsüne benzeyen yeni bir virüsün varlığı saptandı. AIDS konusunda çahşmalar yapan Amerikalı doktor Robert Gallo, henüz resmen açıklanmayan bu buluşun, Stockholm'deki Karolinska Enstitüsü 'nde gerçekleştirildiğini belirtti. Amerikan Kanser Merkezi doktorlarından Robert Gallo, New Yorkta düzenlediği basın toplantısında, yeni bulunan virüsün, Batt Afrika kökenli olduğunu ve AIDS virüsü gibi insan vücudunun bağışıklık sistemini etkilediğinin anlaşıldığını kaydetti. Doktor Gallo, bağışıklık sistemini etkileyen yeni virüsün, Senegat'de300 hasta üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda belirlendiğini ve virüsün bazı kişilerde ise hastalık belirtilerini ortaya çıkarmadığını kaydetti. Krallaruı aşçısı Hindistan yemeklerini tanıttı Magazin Servisi Geçen hafta başlayan Hint Yemekleri Festivali önceki gUn sona erdi. Sheraton Oleli salonlarmda düzenlenen festivalde Hindistan'ın en iinlü aşçısı Muhammed Imtiyaz 'ın yaptığı yemekler Hintlı bir dansöz ve Hintlı bir sihırbazın gösterıleriyle konuklara tanıtıldı. Geneltıkle devlet başkanları ve krallar içın yemek pişiren ve Hint yemeklerini tanıtmak için 7 yıldan berı dünyanın çeşitli ülkelerini gezen ünlü aşçı Muhammed ımtiyaz, Başbakan Tiırgut özaVa yemek pişırdığını söyledı. Hindistan'ın çok sıcak bir ülke olduğunu, halkın serınlemek ıçın yemeklerine bol bol baharat koyduğunu belirten Muhammed Imtiyaz Hint yemekleri konusunda şunları söyledı: "Kaküle, zencefil, tarçın, anason, biber gibi baharatlar yemeğe lezzet katar. Aynca bu baharatiı yemekleri yiyenler terleyip serlnlerler. Dikkat ederseniz dünyanın butun sıcak bölgelerinde yemekler bol baharatlıdır. Biz baharatlan yemeğe kattığımız gibi yoğurtla karıştmp salata niyetine de yeriz. Bol kullandığımız sarmısak ise yemeklerin hazmına yardım eder." Muhammed Imtiyaz festıvale gelen konuklara mihrace usulü tavuk raytalt ekmek, Biryani pilavı. sutlu safranlı kuzu pırzolası, konlı karides ve kaküle tatlısı sundu. Ölüm sınırını 14 kez aştı Magazin Servisi Dağcılar arasında "8 bin" sayısının özel bir anlamı vardır. 8 bin metre, yaşamla ölüm arasındaki sınırın ta kendisidir. Bu sınırı geride bırakan birinin en çok iki saatlik ömrü kalmıştır ve deneyimli bir dağcının belirttiği gibi insan önce bilıncini yitirir ve kendini çok güçlü sandığı bir anda ölümle kucaklasır. Yeryuzunde bu sınırı aşan tam 14 zirve var. Reinhold Messner adındaki ttalyan dağcı kısa bir süre önce bu 14 zirvenin tümüne birden tırmanarak inanılması güç bir başarı elde etti. Tek başına tırmanmayı seven Messner, benmerkezci olduğu yolundaki suçlamaları doğrularcasına "Bu işi sadece kendim için yapıyorum. Ben kendimin vatanıyım, bayragımsa cebimdeki mendil" diyor. Yeryüzünde 8 bin metfe'yi aşan 14 zirve Kuzey Pakistbn'dan Himalaya zincirine, oradan da Sikkim'e uzanan dağ sırası üzerinde yer alıyor. Son 16 yıl içinde zirvelerin 13'üne yedek oksijene gerek duymaksızın tırmanan Messner, ekim ayı ortalarında dünyanın dördüncü yüksek dağı Lhotse'u da fethederek büyük bir rekorun sahibi oldu. ltalyan dağcı dünyanın en yüksek zirvelerine ulaşmak gibi çılgınca bir fikre nasıl kapıldığını şu sözlerle anlatıyor: "1982'de tek bir sezon içinde üç daga bir Semizotu salatası (6 kışılık) / kg. semizotu 1 salatalık (dilimlenecek) 1 küçük yeşıl marul ya da marulun göbeği 3 çorba kaşığı maydanoz (çok iyi kıyılacak) 2 çorba kaşığı nane (kıyılacak) 1 soğan (ince doğranacak) 2 diş sarmısak (iyice dövülecek) 3 tatlı kaşığı limon suyu 2 kaşık zeytinyağı Arzu edildiği kadar tuz ve karabiber. Baharatlan ve sebzeleri bir kaba koyun. Sarmısağı, limon suyunu veyağı salataya ekteyin. İyice karıştırın ve servis yapmadan önce yarım saat kaflar dinlendirin. Bu kadar bol vakti olmayanlar için bir başka semizotu salatası: Semizotlarını ayıklayın, yıkadıktan sonra bol sarmısaklı yoğurtla karıştırın.Semizotu salatanız hazır. Anadolu Basını toplanUsı AMASYA, (a.a.) Anadolu Basın Birliği tarafından düzenlenen, "Anadolu Basmının Sorunları"konulu toplantı 56 aralık tarihleri arasında Amasya 'da yapılacak. Devlet Bakanı ve Hükumet Sözcüsü Hasan Celal Güzel ile Kültür ve Turizm Bakanı Mesut Yılmaz 'ın da katılacakları bildirilen toplantıya, yurdun çeşitli bölgelerinden gelecek gazeteciler s> runlarım dile getirecekler. b» arada yılın gazetecileri ile birlik çalışmalarını başarılı bir şekilde surdüren şube başkanlurına plaket verilecek. tNANILMASI GÜÇ BAŞARI Reinhold Messner adındaki İtalyan dağcı yeryüzünde 8 bin metreyi aşan 14 zirvenin tümune birden tırmanarak inanılması güç bir başarı elde etti. den tırmanabMeceğimi keşfedince, insan ömrünün sanılanın aksine yeryüzünün en yüksek 14 zirvesine tırmanmak için yeterli oldııgıına inundım." Time dergisi, Messner'in başarısının en önemli sırlanndan birinin tırmanma sırasında yanına fazla yük almamasında yattığını belirtiyor. Birçok dağcı Messncr'i taklit edip asgari miktarda ip ve kamp malzemesi ile tırmanmayı denerken, kimileri de onun fiziksel yönden diğer dağcılardan üstün olup olmadığını tartışıyor. 1975 yılında Everest'e başarılı bir araştırma gezisi yapan Chris Boninton, Messner'in güçlü bir fiziği olduğunun inkâr edilemeyeceğini belırterek, "Ama onu diğerlerinden üstün kılan, yaratıcı ve yeniliklere açık bir kisiliğe sahip olması. Yaşamın her alanında aşılması imkânsız gibi görülen duvarlar vardır. Ama diğerlerinden daha fazla hayal gücü olan biri çıkıp bu duvarı ıı^ar. İşte Reinhold Messner bunlardan biri" diyor. Ünlü aşçı Yalnııca krallara ve devlet başkanlarına yemek pişiren Hindistan 'ın ünlü aşçısı Muhammed Imtiyaı, şimdi ülke ülke dolaşıp Hint yemeklerinin tanıtımım yaptyor. Hindistan mutfiağını dinler yönetiyor GÜNEŞ SCHNEIDER Baharat olarak da bilinen Hindistan'da halkın yediği yemekleri "Hint yemekleri" olarak tanımlıyoruz, ama gerçekte bu yemeklerin çoğu birbirinden kilometrelerce uzak bölgelere aittir. Hindistan, "veaan"ların, yani sırf sebze ile beslenen, lakto (süt ve sebze) ve ovo lakto vejetaryenlerin (yunıurta, süt ve sebze) en çok olduğu ülkelerden biri. Güncy Hindistan'da yaşayanların çoğu sadece sebzeyle beslenirfer. Başlıea yiyecekleri pirinç, mercimek ve acılı sebzelerdir. Kuzey Hindistan'da halk, daha çok et yer; Hunzarlar hariç. Hunzanlar, belki dünyanın en sağlıkh insanları. Hunzanlar'da büytikannenin torununun çocuğunu emzirdiği çok görülmüştür. Kış ortasında buz gibi çaglayanın altına girip ılık bir banyoda yıkanır gibi yıkanırlar. 90 yaşındaki dedenin cildi parlak, gözleri keskin, bedensel ve ussal etkinliği yerindedir. Hintliler, pirinç ya da ekmek yerine yağda kızarmış çavdar gözlemesi, yani "çapati"yi tercih eder. Eti kilden yapılmış tandırlarda, kor üstüne asarak pişirirler. Kıyılarda yaşayan halk genellıkle deniz ürünü yer. Bombay'ın en ünlü yemeği "parsee"dir; yani muz yaprağına sarılarak pişirilmiş balık. Hindistan'da dinin yemekler üzerinde de buyuk etkisı vardır. Çeşitli dinlere bağlı halkların yeme alışkanlıkları da epey çeşitlilikler göstermekle beraber, halkın yüzde 83'ü Hindu olduğundan "kutsal hayvan" ineğin etini yemezler. Müslümanlar ise domuz etine yaklaşmazlar. Yogilere göre ise besinin asıl özu, tadı ve kokusu, damak yoluyla bedene geçer. Damaktan alınan enerji hem bedensel hem zihinsel gereksinimleri karşılar. Mideye inen besin ise ancak fiziksel bedeni ayakta tutar. Gandhi katı besinlerin çiğnenmesini, sıvı besinlerin ise yutulmasını öğütlemiştir. Yani katı besinler, o kadar fazla ağızda çiğnenecek ki, sonunda kendiliğindcn boğazdan geçecek. Hintliler genellikle çatal ve bıçak kullanmazlar, sağ elleri ile yemek yerler. Sol elin kullanılması kabalık sayılır. Yemek üstüne de tatlıyı pek ender yerler. Çok lezzetli şekerlemeleri vardır, ama bunlar daha çok cğlencelerde armağan olarak dağıtılır. Hint mutfatında her yemek için değişik ve bol miktarda baharat kullanılır. Bakanhktan 6fUme 4?er milyon ödül Konnln film: Konulu film dalmda 4'er müyonluk altı sinema ödülü, yapımalığını Osman Kara'nın yaptığı "Gündoğmadan" ve "Mertoğlu ömerbey", Mahmut Tuluğ'un "Beyaz Bisiklet", Selim Soydan'm "Kurbağalar", Kadri Yurdatap'ın "Züğürt Ağa" ve Ismet Kazana'mn "Kan" adlı fılmlerine verildi. Semaryo: Bakanlığm, bu yıl ilk kez ödül verdiği konulu film senaryosu dalmda 500 bin lira ödüllü birinciliği Ertuğrul Kapusuzoğlu'nun'Bizim Eller'adlı yapıtı kazandı. ANKARA, (Cumhuriyel Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanhğı'nın Türk sinemasının kültür ve sanat yönünden geliştirilmesıni sağlamak, sinemayı desteklemek ve film yapımcılarıııu katkıda bulunmak amacıyla üç dalda verdiği sinema ödülleri ile film senaryosu ödülleri belirlendi. Konulu film dalında 4'er milyon liralık altı sinema ödülü yapımcılığım Osman Kara'nın yaptığı "Gundogmadan" ve "Mertojlu Ömerbey", Mehmet Tuluğ'un "Beyaz Bisiklet", Selim Soydan'm "Kurbağalar", Kadri Yurdatap'ın "Zügiirt Aga" ve lsmet Kazancı'nın "Kan" adlı filmlerine verildi. Belgesel film dalında Şenol Demiröz'ün yapımcılığım yaptığı "Türk Vakıf Medeniyeti Köprüler" ile Nevin Dal'ın "Milli Egemenlik ve Saraylarımız" adlı filmleri 2'şer milyon liralık ödüllere değer görüldü. Animasyon film dalında ise "Agustos Böcegi ile Karınca"yı çizgi film yapan Bahatlin Alkoç ve tsmet Keten ile "Nasrettin Hoca'nın Üç Hikâyesi"ni çizgi film yapan Tonguç Yaşar'a2'şer milyon liralık ödııller verildi. Bakanlıgın bu yıl ilk kez ödül verdiği konulu film senaryosu dalında ise 500 bin lira ödullü birinciliği Ertugrul Kapusuzoğlu'nun "Bizim Eller", 400 bin lira ödüllü ikinciligi Erdal Özkan'm "Kerhat ile Şirin", 350 bin lira ödüllü üçünculüğü Mustafa Kemal Kara'nın "Çözgü" adlı yapıtları kazandı. Belgesel film senaryosu dalında ise 400 bin lira ödüllü birincilik özdemir Birsel'in "14. Yüzyü Türk Aöaç Oymacılıgı", 350 bin lira ödülİU ikincilik Ruhi Tek'in "Halı", 300 bin lira ödüllu üçüncülük Ünver Oral'ın "Karagöz" adlı yapıtlarına verildi. Konulu film senaryosu dalında 250 bin lira ödüllü üç mansiyona HUrol Llu'nun "Sevgili Üsteğmenim", Mustafa Kutlu'nun "Kapılan Açmak" ve Nezih Demirtepe'nin "Yunusları Seviyonım", belgesel film senaryosu dalında 150 bin lira ödüllü üç mansiyona da Zafer Füsun Yaraş'm "Kursunlu Iayfası", Prof. Reha Oguz Türkkan'ın "Türk Mavisi, Türk Yeşili ve Turkuvazı" ve Çerkez Karadag'ın "Bir Yalnız Anıt" adlı yapıtları değer görüldü. Kırsal kesimin sorunları ANKARA, (ANKA) Zengin göl ve akarsu kaynaklarma sahip, üç tarafı denizle çevrili Türkiye'de, köylülerin en büyük sorununun su olduğu belirlendi. Köy Envanterı Etütleri'nde yer alan verilere göre, köylülerin devletten çözümünü bekledikleri sorunların başında yüzde 20 ile su geliyor. Köylülerin başlıea istemlerinden yüzde 16'sınıyol, yüzde 14'ünü ekonomik tesis, yüzde 13'ünü elektrik ve yüzde 10'unu kültürel tesisler oluşturuyor. Çöztimü istenen sorunlar içinde sağlık yüzde 5, sosyal tesisler yüzde 3, köy konağı yüzde 4, cami yüzde 3, kanalizasyon yüzde 2, nakil ve iskan yüzde 2', veteriner hizmetleri yüzde 1 ve diğerleri yüzde 7'lik bir oran tutuyor. Sarhoş kocasınm dilini kesti YENİ DELHİ, (a.a.) Hindistan'ın Karnataka eyaletinde bir kadın, eve sürekli sarhoş gelen kocasınm dilini ve kulaklarını kesti. Hindistan haber ajansı UNt'nin haberine göre öfkeli kadın, eve "zil zurna sarhoş" gelen kocasını, ibret olması içinde elmde bıçakln karşıladı ve yüzüne bir ov> pul biber fırlattı. Ardından kadının babası da olaya karıştı ve damadını bayıltıncaya kadar dövdü. Artık geriye, korumasız kalan adamcağızm dil ve kulaklarının kesilmesi kalmıştı. Kadın kocasınm dilini ve kulağını da kestikten sonra, görevini yerine getirmiş olmanın verdiği rahatlıkla odasına çekildi. NÜFUSU AZALIYOR Eskt binalarda oturmak istemeyen genç nesil kent dışına kaydığı için Venedik'in nüfustı giderek azalıyor. \fenedik yeniden kurulııyor Magazin Servisi Venedik, büyüleyici guzellikleriyle turistleri kendisine çekerken VenedikliIer tarafından yavaş yavaş terk ediliyor. Eski binalarda oturmak istemeyen genç neslın kent dışına kaymasıyla nüfus giderek azalıyor. Şimdi efsane kent Venedik'in önünde iki seçenek var: Ya belirli sâatler içerisinde ziyaret edilebilen bir müzekente dönüstürülecek, ya da eski yapılardan e.>inlenerek kent başka bir yerde yeniden inşa edilecek. Kent yöneticilerinden birinci görüşü destekleyenler, tamamen turizme dayaü bir müzekent Üzerinde duruyorlar. Bu görüşe göre Venedik belirli saatlerde ziyaret edilebilecek, bu saatlenn dışında parmaklıklar ardına kapatılacak dev bir müzeye dönüstürülecek ve kentin her köşesi, turistlerin her aradığını bulabileccği şekilde yeniden düzenlenecek. Diğer görüşü savunanlar ise Venedik'in Mestre, Lido ve diğer uzak bölgelerde yeniden kurulmasını, kentin gençleştirilmesini istiyorlar. Eski binaların mimarisinden esinlenerek inşa edilecek sitelerin Venedik'in o esrarengiz havasını yansıtacağıru söylüyorlar. Bu konudaki ilk girişim sonuçlandı bile. Yapımına 1980 yılında başlanan Giudeccadaki yeni site ilk 94 kiracısına kavuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle