13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Hızlı doldur, hızk boşalt 1968 öğrenci olaylanmn hemen öncesindeki yıllarda, 1966 yazında Batı Almanya'da "Eğitimin Yeniden Diizenlenmesi Konusunda Bilim Kunılunun Ögiitleri" adında bir rapor gündeme gelir. Rajporda, son yıllarda üniversitelerin istedikleri "reform" önerileri sistemleştirilmiş, iki temel eleştiri ortaya atılmıştı: a) ŞOD derece teorik biümsel öğretim, b) Üniversitenin eğitimlerinde öğrencileri biitünüyle serbest bırakması... Bunlan ortadan kaldırmak için de iki yol önerilir: a) Mesieki ögrenime esas olacak bOimiere yönelme... b) Eğitim siiresinin 8 yanyıla indirilmesi, çeşitii aşama ve eleme sınavlannın gündeme getirilmesi... 1964 temmuzunda, yaklaşık iki yıl önce ise Alman Kültür Bakanlığı üniversitelerdeki öğrenci kontenjanlarımn arttınlması için bir yığın öneri hazırlamıştı (1). 1980 sonrasındaki Türkiye'deki YÖK uygulaması bu açıdan bakıldığında "çok özgün" bir deneyi içenmez görünmektedir. YÖK'le beraber öğrenci kontenjanları arttınlmış, zaten tıp fakülteleri dışında 8 yarıyıl olan öğrenim süresi çeşitli "aşama ve eleme" sınavlan ile "hızk doldur, hızlı boşalt" sistemini doğurmuştu. Ekim 1985'leregelindiğinde YÖK bekienen çağrıyı yapıyor, işadamianndan meslek yüksekokuiları açmalannı istiyordu (2). 6 Kasım 1981 tarihinde yürürlüğe giren Yüksek öğretim Yasası, 5. yılını doldurmaya hazırlanırken, bu kısa süre içinde en çok değişikliğe uğratılan yasaydı belki de... 1974 yılındaki 1803 sayılı yasa dışında, 1980 yılından bu yana pratikte tam 6 kez "öğrenci affı" çıkıyor, ya TBMM yasa yoluyla ya da YÖK bazı yönetmelik değişiklikleri ile her yıl, okullardan uzaklaştınlan öğrencilerin bir bölümünü üniversite sıralanna tekrar oturtmak zorunda kalıyordu. 2547 sayılı Yüksek öğretim Yasası'nın kendisi ve ona dayanılarak çıkarılan yönetmeliklerde yapılan değişiklikler ve düzenlemelerin sayısı ise 1986 sonlarına gelindiğinde tutulamaz hale geldi. 198S nisan ayı sonuna kadar YÖK mevzuatında yönetmeliklerinde tam 52 kez değişiklik ve düzelttne yapılmıştı. Günümuze gelinceye kadar ise, örneğin Lisanüstü Öğretim Yönetmeliği 10'un üzerinde, Akademik Teşkilat ve Öğretim Üyeleri Yönetmeliği 78, YÖK Teşkilat Yönetmeliği 5 kez değiştirildi, düzeltildi ya da ekleme yapıldı. Değişen yasalar, ilgili kanun hükmünde kararnameler de göz önüne alındığında, kuruluşundan bu yana YÖK mevzuatında yaklaşık 15 günde bir değişiklik ya da yenilik olduğu ortaya çıkıyor. 1982 ve 1983 yılları YÖK'ün "hareketli mevzuat ortamıoın en hızlı olduğu" tarihler olarak saptanıyordu. CUMHURÎYET/10 5 EKİM 1986 MUSTfVFA EKMEKÇt ANKARA NOTLARI Muğla Şenliği'nda.. 2 Üniversite Üniversite Ümit Aslanbay Alman üniversitelerindeki reform arayışlan ardından gelen öğrenci olaylan ile benzeşmese de, her yıl üniversite öğrencilerini TBMM'de "lobfler" kurmaya iten, binlerce dilekçe vermelerine yol açan "aT* isteklerinin ortaya çıkmasının gelişimi tüm bunlarla ilintiliydi ve şöyleydi (3). 1981 tarihli Yüksek Öğrenim Yasası'nın lisans düzeyinde öğretimi düzenleyen 43 ve 44. nıaddeleri, öğretim sınav yönetmeliklerinin düzenlenmesini ilgili üniversitelere bırakırken, (üniversiteler hâlâ sınav ve öğretim yönetmeliklerini hazırlayarak Resmi Gazete'de ilan ediyorlar) lisans düzeyindeki 4 yıllık öğretimin 6 yılda bitirilmesini ve sınav değerlendirme esaslarmın YÖK tarafından belirlenmesini ongörüyordu. Bu tarihten sonra da "YÖK Yasası"mn geri adımları başladı. Yakla 1974 yılındaki aftan sonra 1980'e gelene kadar genel öğrenci affı getirilmeyen üniversitelerde, düzen kurmak üzere gelen YÖK'ün 1980 sonrasında çıkarttığı, (resmi adı af olmasa bile) aflann sayısı 6'ya çıktı. kümleri tek bir nedene bağlanıyordu: "Öğrenci kontenjanlannın aşın arttınlması..." Anfîlere, dersliklere sığmayan öğrenciler, "aT' ile dönenlerle birlikte, YÖK'ün övüncü "başan oranlannı" düşürüyordu. Çözüm 2547 sayılı, 1981 tarihli Yüksek Öğrenim Yasası'nda vardı zaten: "Öğrenim süresini indirmek." Öğrencilerin anfılere ve dersliklere doldurulduklan süratle boşaltılmalarını da sağlamak. Yasanm ilk hali son sınıf dışındaki öğrencilerin, bir dersi ikinci kez tekrar ederek başarısız olmalan halinde okuldan uzaklaştınlmalarına olanak veriyordu. Nitekim böylece, 6 yıllık öğrenim süresi pratik olarak işlemiyor, öğrenciler 2 yıl sonunda başarısız olurlarsa okulları ile ilişikleri kesiliyordu (4). Nitekim YÖK yetkililerinin de sık sık vurguladıklan üzere, böylelikle üniversite kapılanndaki yığılmanın getirdiği "tazylk" bir ölçüde azaltılırken, öğrenim süresi pratikte kısalularak, "öğrenci maliyeti" de ucuza çıkarıhyordu. (Öğrenim harcı paraları da düşünülürse üniversite rektörlerinin ve Maliye Bakanlığı'nın bir ölçüde rahatladığı düşünülebilir.) 8 Kasım 1985'te TBMM Bütçe ve Plan Komısyonu'nda YÖK bütçesinin görüşulmesi sırasında yoğun eleştirileri yanıtlayan YÖK Başkanı Prof. Dr. lhsan Doğramacı, 470 bin dolayındaki öğrencilerden 15 bininin başansızlık nedeniyle üniversitelerden ilişiklerinin kesilmesine "Bizim de yiiregimiz sızlıyor" diyordu. YÖK rakamlarına gore, bu öğrencilerden 5 bin 700'ünü sadece tek dersten başansız olan öğrenciler oluşturuyordu. AtıIan öğrencilerin TBMM'de ve basında bir kampanya halinde yürüttükleri "ek sınavaf" istemleri de tam bu sıraya rastlıyordu. Ocak 1986'da TBMM'den yeni "öğrenci affı" yasası çıkmadan 15 gün kadar önce ise, geçen ay bir trafik kazasında ölen YÖK'ün en önemli kurmay üyesi Prof. Gürol Ataman, "Öğrenci affının zarartı sonnçlanna" dikkat çekiyor, bunun etkilerinin yıllar sonra ortaya çıkacağını söyluyordu. Prof. Ataman'a göre, "Üniversitelerdeki yerterin sınıriı olması nedeniyle üniversiteye giremeyen yaklaşık 350 bin genci de düşünmek gerekiyordu..." Ancak parlamento "af" çıktıktan sonra, ona taraftar olacak YÖK üyelerini dinlemedi, 1980'den bu yana " 6 . af" yasalastı. YÖK'ün öne sürdüğü "Akademik başarısızuk" kavramı bir türlü yerine oturamamış, üniversitelere geri dönen sırurli öğrenci sayısına karşın, "hızlı doldur, hızlı boşalt" sistemi tam anlamıyla bir türlü uygulamaya konamamıştı. Bir yandan da YÖK'ün "başan oranlan arttı" iddialarmı sanki yalanlarcasına üniversitelerdeki mezun öğrenci oranı önceki yıllara göre yüzde 12.4'Iere kadar düşürüyordu (5). Sorunun öğretim elamanları cephesi ise, patlamayı lstanbul'da "profesörier toplantısı"nda yapacaktır. Başbakan Turgut Özal'ın önculük ettiği, geçen aylarda yapılan bu toplantıda eski ve görev yapan profesörler, YÖK Başkanı Doğramacı'yı tam bir yaylım ateşine tutacaklardı. Güvenlik soruşturmalarından kadro sorunlanna kadar, biümsel arastırma olanaklarından, sınav kâğıdı okumaya kadar tüm sorunlar İTÜ'nün basına kapalı olarak yaptığı "sempozyumlann" tersine açıkça dile getirilecekti (6). Şimdi sorun, YÖK tüm bu olası, ama "merkezkaç eleştirilcre" karşı ne tür önlemler alrruştı ya da neler yapacaktı? Gerek akademik yönetime iüşkin, gerek öğretim elemanlarına yönelik bazı önlemler alınması, 4 yıldan bu yana süren eleştiriler karşısında zorunlu hale gelmişti sanki. öğretim elemanlarının durumlan, akademik unvanları, özgeçmişleri konusunda YÖK'ün aslında bilgisayara işJenmiş formatları vardı. 1984 eylül ayında, ÖSYM ve Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümleri tarafından hazırlanarak basılan, "Öğretün Ekmanlanmn BilgOeriııi Deriemc Fonnu" yine "Lisanüstü öğrenci ve Mezun Sayılan Bilgi Derleme Fonnu" özellikle öğretim elemanlannın durumlan, sayılan hakkında YÖK'ün elinde iyi bir "doküman" olarak duruyordu. Sorun, belki de, eldeki "ince bilgikrin" de ışığında öğrencilere ve öğretim elamanlanna yönelik, kuruian sistemi sürdürme amacıyla yeni önlemleri ortaya koymak olabilirdi. YÖK'ün elinde tüm öğretim elemanlarının durumlarını ve akademik gelişimlerini içeren bilgisayar fışleri var. Böylece aslında YÖK nerede ne kadar öğretim üyesi var, nerede ne tür elemana ihtiyaç var ve bu ihtiyacı kim karşılar sorularmın cevaplarını elinde tutuyor. Ama bu "nazik" doküman nedeniyle defazla bir şey yapılamıyor. şık 2 yıl sonra, lisan düzeyinde öğretimle ilgili yasa maddeleri 2880 sayılı yasa ile değiştirildi. Ongörülen 6 yıllık süre sonunda en çok 3 dersten başanlı olamayanlara 2 yanyıl ek süre tanındı. Bu arada, ara sınavı ya da "aşama" sınavı ortalamalannın dönem sonu sınavma katılmak için bir önkoşul olduğu ve bu notun dönem sonu sınavma katkısının Üniversitelerarası Kurul tarafından belirleneceği karara bağlandı. (Bugün ara sınav notlarının dönem sonu sınavma katkısını belirleme yetkisi, son çıkan ocak 1986 affıyla YÖK'ün elinde). "Kargaşa"da bu tarihten sonra başladı. Birbiri ardından gelen Üniversitelerarası Kurul kararları (örneğin temmuz 1984), rektörlerin kararları değişik uygulamaları, geriye doğru işleyen yasa hü Bu yıl, Muğla KültürSanat Şenliği'nin üçüncü yılıydı. İlk iki yılına katılamadım. Muğla Belediye Başkanı Erman Şahin'in çağnsı üstüne, bu yıl gönüllü gittirn. Ara seçimlerinin ardından böyle bir şenliği istemedim değil doğrusu. Ankara'dan ayrılırken arkadaşlanm: İyieğlenceiert diyorlardı. Eğlenmeye değil ki, şenliği izlemeye gidiyordum usumca. Ama şenlik izlemek de şenlikli olur, öyle ya... Şenlik cuma günü başladı. Ankara'dan, uçakla Dalaman'a, oradan Muğla'ya geJdim. Uçak pilotunun adı "Domnf'di. /Vnlırfcon sordum, 1939 dogumluymuş. "uevrim" sözcüğü, ad olarak o yıllar konmaya başlamış belki de. Dalaman'da, eski Belediye Başkanı Musa Siva'yı gördüm. Daha önce de tanırdım. Musa Siva, yüklenicilik (müteahhitlik) yapıyormuş, ekonomik yönden işi oldukça iyiymiş. Eski solcuların çoğu, şimdi öyle yapıyorlar, işin temelinin ekonomi olduğunu onlar da öğrendiler. Musa Siva, beni Muğla'ya giden "Karadeveci" otobüsüne bindirdi, uğurladı... Otobus Antalya'dan Bodrum'a gidiyordu. Otobüste, yarı çıplak turistler göze çarpıyor. Kızın biri, çıplak ayakla dolaşıyor, ayak bilekJerine boncuklar takmış. Yadırgısız dolaşıyor, öyle... Ortaca'da, bir kızla oğlan turist mısırcıdan aldıkları mısırı ortaklasa yediler. Kız mısırı çok sevdi, belli. Otobüste, bir ön sırada, solda oturan bıyıklı genç, Tektaş Ağaoğ/ı/'na nasıl da benziyor. O denli çok baktım ki gence, içinden huylanmıstır belki, ne bileyim? Gencin kucağında küçük bir kız çocuğu var; onu seviyor, okşuyor, zaman zaman kucağında hoplatyor. Muğla'ya vardığımda, saat 18.00'e geliyordu. Doğruca belediyeye gittim. Öbür arkadaşlann gelip gelmediklerini sordum. llhan Seiçuk, Aziz Nesin, Turhan Selçuk, MeHh CevdetAnday, RahmiSaftuk, GüngörDilmen gelmişlerdi. "Özalp OteH"nde kalıyorlardı. Erman Şahin, daha gelenleri görmemisti. Birlikte, otele grttik. Aziz Nesin yorgundu, uyuyordu. Ali Nesin aşağıya indi. Onunla konuştum. Konya Askeri Mahkemesi, savunman Voli Devedoğlu'nun Ali Nesin'le ilgili başvurusuna olumlu yanıt vermemişti. Konu şuydu: Ali Nesin'in yurtdışına çıkabilmesi için, Veli Devectoğlu, Konya Askeri Mahkemesi'ne baş vurmuş, Ali Nesin'in yurtdışına çıkmasında bir sakınca olmadığına ilişkin bir karar almak istemişti. Mahkeme, henüz gerekçeli karann yazılmadığını bildirerek Veli Devecioğlu'na olumsuz yanıt verdi. Ali de bunun üzerine kalkıp Muğla Şenliği'ne geldi babasıyla... O akşam, Muğla'da Saburhane deresinde, "Divan" Ipkantasında akşam yemeği yedik. Biz yemekteyken, SHP Muğla İl Başkanı Tufan Doğu da eşiyie birlikte, "Divari'a gelmiş, bizlere görünmeden, yukarı çıkıp bir yere oturup yemek yemiş. Erman Şahin SHP'Iİ, ŞODEP'ten seçilmiş Belediye Başkanı. Tufan Doğu, SHP Muğla İl Başkanı. İkisi arasında, bir geçimsizliğın. küslüğün olduğunu duyuyor, biliyordum. Ancak SHP'nin özellikle, bu yönlerden eleş tirildiği bu ortamlarda, bunun sürdürülmesinin sakatlığını daha da gördüm. Muğla Şenliği'nde başka partilerin yöneticileri var mıydı, bilmiyorum. Ancak, SHP'Iİ beledıyenin düzenlediğı böyle bir şenlikte, SHP İl Başkanının unutulmaması, ya da onun olması gerekirdi diye düşünüyorum. Bilmem yanılıyor muyum? Muğla kültür ve Sanat Şenliği, görkemli oldu. Yukarıda belirttiğim eksiklikler tamamlansa, daha da görkemli olabilirdi. Muğla çok temiz bir kent. Belki Türkiye'nin en temiz kenti denebilir. Muğla'ya gelirken biliyordum halk sözünü: Ev yapacaksan, tuğladan; kız alacaksan Muğla'dan! Halkoyunları oynayan kızlannı da gördüm, güzeldi! Şenlik, Belediye önünden 'An/f ^an/"na yürüyüşte başladı. Anıt Alanı'nda toplanıldı. Atatürk'le silah arkadaşları için saygı duruşundan sonra, İstiklal Marşı çalındı. Arkasından Belediye Başkanı Erman Şahin, açış konuşmasını yaptı. Erman Şahin in konuşması beylik konuşmalardan uzaktı. Muğla'nın, denizi, kumu yoktu. Antalya gibi, sinema etkinlikleri de yoktu. Ama kültür, sanat etkinliklerinde başarılı olabilirdi. Onlar da buna yönelmişlerdi. Karikatürist Turhan Selçuk Muğla'da doğmuştu. Buralıydı. Muğla, Melih Cevdet Anday'ın dediği gibi, Bulgaristan'da düzenlenen "Gabrova ŞenliktBri"mn benzeri düzenlenen bir sanatkultür kenti olabilirdi. Erman Şahin şöyle dedi: Bu tür çalışmalan yapabilmek için attyapt sorunlan çıkıyor karşınnza. Gelecek konuklan ağıriayacağımız otelden, lokantaya değip. Bizim kentimizden karayolu, 19C9 yılında geçti, önumüzdeki yıl Denizli yolu açılacak. Bir Muğla üniversitesinin açılması emekleme devresinde... Daha sonra konuklar adına Melih Cevdet Anday konuştu, şenliğin gitgide gelişeceğini söyledi. Halkın katkıları giderek artıyordu. En son konuşan Muğla VSafi Vtekili Fevzi Çobanoğlu, "Muğla Evleri" üzerinde durdu. Gerçekten, Muğla evteri, özellik taşıyan evlerdi. Bunların korunması, bunlara sahip çıkılması gerekirdi... Daha sonra halk oyunlan başladı. İspanya'da birincilik alan Artvin yöresi oyunlarını oynayan Izmit Lısesı ekibı çok alkışlandı. ödemiş'in Ali Efe'si, zeybek oynadı. Silahlar patlıyor, şenlik, düğune, cümbüşe dönüşüyordu... Sonra ardı ardına karikatür, resim sergileri açıldı. Genç karikatüristlerden Avni Odabaşı'nm sergisinde ilk karikatür, "Ruhi So' nun anısına"çizilmişti. Ruhi Su'nun sazındaki küçük bosluktan çıkan kuşlar, gökte uçuşuyorlardı. Karikatürcüler Derneği nın sergisi, İzmir Öğrenci Dernekleri'nin fotoğraf sergisi, Fahir Aksoy ve öğrencileri resim sergisi, Turhan Selçuk karıkatürieri sergisi, BihratAlev Mavitan resim sergisi, Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün, Yarın dergisinin sergileri, şöyle sıralayabileceklerdendi. Nail Çakırhan (Nail V), Naim Kılıç, şölene gelenler arasındaydılar. İlk gün gerçekten dolu geçti. Ula'nın SHP İlçe Başkanı Ozer Ekmekçioğlu, Ula Belediye Başkanı SadiDündar, Yatağan Belediye Başkanı Ahmet Necati Özdemir, görüp konustuklarımdandılar. Saat 15.00'te Rahmi Saltuk dinletisi vardı. İlginçtir, iki yıl önce Rahmi'nm Marmaris'teki dinletisinde, orada "Tann Baba"y\ söyledi diye Muğla savcısı soruşturma açmış, Rahmi sonunda aklanıp çıkmıştı... SCfRECEK (1) Ne lstiyoruz R. Dutschke, W. Lefevre, D. Cohn Bendit, J. Sauvageot (Ararat Yayınevi). (2) 4 Ekim 1985 Cumhuriyet. (3) Aslında "«f" sözcüğü doğru bir kullanımı ifade etmemekle birlikte, 2547 sayılı YÖK Yasası'nda her değisiklik " » f ' biçiminde anıldı ve böyle yerlesti. (4) 3 Ocak 1986 tarihinde yürürlüğe giren, 2547 sayılı yasayı değiştiren yasa ile yeni esoeklikler getirildi. öğrenciler yine esasta 2 yıl sonunda okuldan uzaklaştınlabilmekle beraber ilk, ara ve son sınıflar için ayn ayn belirli ders sayısı saptanarak ek haklar tanındı. (5) 28 Ekim 1985 Cumhuriyet. (6) "1000 Yıhnda ITÜ" Sempozyumu. TİYATROGÖSTERİ I J T A N B I . L B E L E C I Y E S I ŞEHİR TiYATROLARI Türkçea biat Halman Yöneten Mnur Housmar Yöneten Nurtıan KARADAĞ (1 EKIM'DEN BAŞLAYARAK (1 EKIMDEN BAŞLAYARAK HARBIYE MUHSIN ERTUĞRULda) WIH'te) Tel 140 77 20 Tel: 526 53 80 CUÜDC MAfiNIER TUIM Turdçes Asude ZEYBEKOĞLU Yflneten Saltuk KAPLANGI ...19861987 SEZONU AÇILIYOR... MEDU Uyariayan Robmson Jerfers TAZIYE LEVENT KIRCA TIYATROSU ELALEM BIALEM MODASlNEMASI 3370128 NyikTı FTMCIS İNÖNÜ İÇİN SON RAUND örgöt SHP'yi ameliyat mosasına yatırdı • Erdal İnönü N o k t a ' y a açıkladı: "Hotaları tek tek sayamam. Zaten bilsek onları yapmazdık" • Aydın Göven Gürkon: "Bizi yanştıronların hesabı başka"» İsmail Cem: ^ "Çözüm olağanüstö kurultaydadır" • Seçim neden kaybedildi? »Seçim bittikten sonra basılan seçim broşürleri • MKYK Üyesi Seymen: "Seyircimizi yanımızda tasıyan tiyatro grubu gibiydik..." B a ş b a k a n V a r d ı m c ı s ı Kaya Erdem Yasadısı harcırahlan için Sayıştay sorujturma açtı istanbul'un yarısı krom, fosfat ve siyonürlü su içiyor. Neden ölmuyoruz? 3 aylık u z g ü r hastanede nosıl yakıldı? • Bobası, "dolctor hatası" yüzünden ölömden dönen ö z g ü r ' u yakanlan dava ediyor • Mastane yetkilileri: "İnsan hatası değıl, teknik hata" Kamuoyu araşhrmosı kuruluşları yetkilileri anlatıyor: Seçimlerde neden yanıldık? Dvnyanın en yeni ansiklopedisi Türkiye'de. Büyük Larousse'un hazırlanış öyküsü Demirel'in başansının ardındaki kurmaylor italyon komünistleri eğleniyor Yazan: Ahroet ONEL Muzik: Grup ÇAĞRI Muzıklı Güldüru 2 Ettlüm Tel 146 35 89KENTER TIYATROSU NOA Pe^s Cuma 21 15 C TesıPazar 16 30 W . GENÇ 0SMAN Yöneten Erol KESKIN (1 EKIMDEN BAŞLAYARAK USKUDAR'da) Te\ 333 03 97 Cumartcsı 15 00 (22 EKIMDEN BAŞLAYARAK USKUDAR'da) 2 0 3 0 Paîar 15.0U 18 30 S0KAK1AKİLER THE OUT SIDERS retfvEfluçıi) KAOMSIYU tarsamba 15 00 20 31) Pprsembe Cum.î 20 30 ŞEHİR STANB'JL TİYATROLARI Konuk Oyuncu BE>EDIYES! MEDEA Uyarlayan Robınson Jeffers Türkçesı: Talat Halman Yöneten Arthur Housmar ISTANBUl EÜRİPİDES Amerika'ya donuşu nedeniyle sadece I ay için HARBIYE MUHSIN ERTUĞRULDA 140 77 20 ÇİĞDEM SELIŞIK'ın JlMatt OtHon G Thomas HowHI Ralph MacaoPatnck Swayre Rob Lowe Dıana Lane Töm Cruıse yO Emek Bakırköy Renk • •fopfcas' Sur Aksaray Knstal Pek yakınaa Kadtkoy Moda ve Suadıyc Adannk sınemalarında ŞEHİR TİYATROLARI BELEDIVESI 121926 Ekım pazar gunlerı Saat 1500 ve 1830'da LÜKÜS HAYAT Y ö n e t e n : H A L D U N OORMEN E. REŞİT REY C. REŞİT REY TİYATROGÖSTERİ İLANLARI HER GÜN BU KÖŞEDE HARBIYE MUHSIN ERTUĞRULdi Tel 140 77 20 SORULAR1/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL "Eşim BağKur'a kayıth'? SORU: CAOSANLAR1N ZORUNLU ORGANLARA SEÇİLENLERİN, AD ŞOYADI, MESLEK VE SANATLARI İLE İKAMETLERİNİ GÖSTERİR LİSTE VÖNETtM KURULU Adı ve Soyadı lhsan Yener Kaya Munzur Pekgüleç Nevzat Yazgan Memet Kılınçaslan Ibrahim Kızıltan Yusuf Gökduman Rasim Aslan Ümit Bilgin Ali Karabulut DENETİM KURULU Ahmet Sarıgül Ahmet Yüksel Şükrü Metin DİStPLİN KURULU Süleyman Boral Gıyasettin Oemir Mehmet Seçkin Şeref Ceylan Ali Kahraman Meslek ve S»n»tı Puantör Zımparacı Köseie Ustası Kesici Gergevci Çivici Baş Planlama Yard. Kunduraci Taşçı Boyacı Kunduracı Firezeci Kurkçü Şoför Kunduracı Kunduracı Çivici Ikamelgâh Adresi Eski Taş Oca|ı No.3 BeykoztSTANBUL Cumhuriyet Cad. Kocasinan Mah. Molla Sok. No. 5 Kat 4 BağcılarBakırkoy/İSTANBUL Mezarhk Üstü Erbek Apt. No. 53 D. 26 BeykoztST. Şirinevler, Mahmutbey Yolu Menlis Sok. Apt. I D. 20 Bakırkoy/ISTANBUL 5 Telsiz Mah. 101. Sok. No: 91 ZeytinburnuİST. tkibinli Çeşme Sok No. II Huzur Apt. D.l YedikuleİSTANBUL Şerefiye Mah Leylaklı Sok. Küme Evler No. 13 VAN Tokatköyü Akbaba Cad. No. 38 BeykoztST Telsiz Mah. Gll Sok. No. 32 ZeytinburnuIST. Hacı Evhattın Mah. Hacı Manav Sok. No 146 D. 15 Deniz Apt. YedikuleİSTANBUL Paşamandıra Köyü Degirmendere Mah. No. 81 BeykozIST. Seyrek Selviler Sok. No. 30 BeykozİST. 5 Telsiz Mah. 116. Sok. No 48 ZeytinburnuİST. Şahin Kaya Meyveli Bahçe Sok. No. 13 BeykozİST. 5. Cevizli Mah No. 35 Yalıko>, BEYKOZ Gümüşsuyu Kemerustu Işçı Evİeri No 17 BEYKOZ Cumhuriyet Mah Gul Sok. No 1 D 1 KuçükçekmeceİST Basın: 10962 Migros Mağazalannda uygun fiyatlarla... DtVRİĞİ KÜLTÜR DERNEĞİ KÜLTÜREL ETKİNLİKLERİNE (SazFolklorTiyatro) 45 Ekim tarihlerinde başlayacaktır. Namık Kemal Cad. 36 K.4 AKSARAY Tel: 524 33 22 577 24 48 Kayıtlanmız devam etmektedir. Ulus, Etiler sakinlerine; Hafta sonralı çocuğunuzun gelişimi için resim çalışmalan. 1681719 Eski tablolarınız tuğralı gümüşleriniz ve elyazma eserleriniz için Troy 140 79 36 Laa İLAN KIRŞEHİR ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESt Dosya No: 1980/360 Davacı Halil Duzgun ve arkadaslan vekili Av. Tevfik Görkey tarafından davalılar Ramazan Dursun ve 70 arkadaşı aleyhine açılan, Kırsehir Boztepe köyıinde özlü mevkiinde kain 7327 parselin tapusunun iptali ile davacılar adına tescüine dair açılan tapu iptali tescil davasının yapılan yargılamasında bir kısım davalılann adresi zabıta aracüığı ile de tespit edilemediğinden dava dilekçesi ve teşmil dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmekle, Kırşehir ili Boztepe köyünden Hasan kızı Zeynep Doğan ve Cemile Doğan, Ziya kansı Meryem Meriç, Mehmet Ziya oğlu Ziya Gevrek'in duruşmanın bırakıldığı 11.11.1986 günü saat 09.00'da mahkememizde bizzat bulunmaları vey'a kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi takdirde gıyap karannın da ilanen tebliğ edileceği, dava dilekçesi ve teşmil dilekçesi yerine kain olmak üzere ilan olunur. 24.6.1986 Basın: 28661 Eşim ve ben diş hekimiyiz. Eşim BağKur'a kayıtlı olarak muayenehanesinde çalışmakta. Ben de aynı muayenebanede, askerlik dönüşü çalışmav^a başlayacağım. Bu dunıma göre; 1) BağKur'a mı, yoksa SSK'ya mı bağlı olacağım? 2) BağKur'a bağlı olduğum takdirde (aynı muayenehanede çalış&ğımızdan) ortak vergi numarasından mı yararlanmam gerekiyor? 3) Yedeksubaylıkta geçen 14 aydan BağKur'lu ya da SSK'lı olarak (hangi statüye girmem gerekiyorsa) ne şekilde yararlanmam gerekiyor? K. E. İSTANBUL YArVTT: 1) BağKur ya da Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı olmak sizin seçeneğinize bağlıdır. Eşinizle birlikte a>Tiı muayenehanede yasal deyim ile "herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın" kendi adınıza ve hesabınıza bağımsız çalışmanız, zorunlu BağKur sigortaüsı olmanızı gerektirir. Bunun yanı sıra Sosyal Sigortalar Yasası "Işverenin ücretsiz çalışan eşi"ni sigorta kapsamı dışında bırakmıştır. Eşinizin muayenehanesinde ancak ücret karşılığı çaüşmanız Sosyal Sigortalar Yasası kapsamında sigortalı olmanızı gerektirecektir. 2) Kendi adınıza ve hesabınıza çalışmayı seçmeniz nedeniyle BağKur sigortalısı olmanız durumunda, "gerçek kişi" olarak, eşinizden ayrı bir Gelir Vergisi hesap numarası almak durumundasınız. 3) Askerlik görevinizi yedeksubay olarak yapacağınıza göre askerlik borçlanması yalnızca yedeksubay okulunda eğitim göreceğiniz süre için söz konusudur. Yedeksubay olarak görev yaptığınız süre ise Emekli Sandığı kapsamı içinde olacaktır. Yedeksubay okulunda geçirdiğiniz süreyi, gerek BağKur, gerekse Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı olmanız durumunda borçlanarak yararlanmanız, isteğinize bırakılmıştır. Askerliğinizin yedeksubay olarak geçen ve Emekli Sandığı Yasası kapsamına alınan bölümü ise Hizmetlerin Birleştirilmesine İlişkin Yasa uyannca, diğer sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmet süreleriyle birleştirilir. KALBİNİZİ KORUYUN • • • • Fazla kitodan Asırı yorgunluktan İçki ve sigaradan Ruhsal gerılımden kaçının. Diş Hekimi ORHAN TÜZÜN Levent 4. Gazeteciler Sitesi C/3 D.7 Tel. 164 57 25 . 168 59 40 Randevu alınması rica olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle