13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EKİM 1986 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR tSMAtL GÜLGEÇ CUMHURİYET/S 300 yıllık vesikalık fotoğraflar Londm'da sergileniyor Tarih boyunca insan yüzleri FÜSUN ÖZLEM LONDRA Kuruluşunun onuncu yılını kutlayan Londra Müzesi ile " N a T kozmetik firmasınrn ortaklaşa düzenledikleri "Yöaler" sergisi, kozmetik aiannda belgesel bir nitelik taşıyor. Serginin amacı, 18. yüzyıldan günümüze, Londralılann değişen çehresini dönem dönem toplumsaJ eğüimler ve moda çerçevesi içinde gözler Önüne sermek. Sosyal ilişkilerde insan yüzünun önemli bir etken olduğu tezinden yola çıkıldığında, insanoğlunun sürekli çehresiyle uğrasması da o ölçiide anlam kazanıyor. Londra 18. yüzyıldan beri, hep çok çeşitli ırk ve renkten insanın biı arada yaşadığı bir kent. 1700lerde Londra'nın insan çehrelerini oluşturan Asyalı, Avrupaü, Irlandalı gibi değişik ırklann yanı sıra sosyal farkhlıktan olusan sağlıklı ve sağlıksız yüzler, müze duvarlannda sergilenmiş. Kötü beslenme ve çalışma koşullan, konut sorunu, fazla içki, kadınlarda sürekli hamilelik ğal görünme modası gündeme geliyor. 19. yüzyılda sağlık koşullan daha geniş bir kitle yararına gelişiyor. Artık sabun en temel kozmetik olarak hemen herkese ulaşmakta. Krem, pudra, ruj kullammı çok hafıf, belli belirsiz olmak kaydıyia destekleniyor. Kadmlann temiz, sade görünmeleri çok önemli. Bu arada, Avrupa, Ingiltere ve Amerika'da güzellik kuruluşlan, kozmetik sanayicileri giderek çoğalıyor ve son derece canlı bir rekabet gözleniyor. Büyük kozmetik firmalannın kuruluşu ve gelişmesi bu dönemde (19. yüzyıün ikinci yarısı) gerçekleşiyor. Bugün hâlâ bu alanın önde gelen isimleri Vardley, Heleaa Rubinstein, Elizabeth Arden, Gülette, Marcel Grateau bunlardan birkaçı. Bu firmalann o zamanlarda ürettiği kozmetik örnekleri bugüne oranla çok sınırlı olsa da, vitrinlerde güzel bir düzenleme ile sunulmuş. LÜKS YÜZLER 20. yüzyünı başlannda savaşın da etkisiyle, erkeklerde kısacık saçlar moda oluyor. Savaş sonrası plastik cerrahideki hızlı gelişmeler güzelleşme alanına taşarak yeni bir çılgınlığın, estetik ameliyatlann başlamasına neden oluyor. Burada da ameliyat öncesi ve sonrasını gösteren asker fotoğraflan sergilenmiş. 20. yüzyılda yeni reklam kaynakları ve moda öncüleriyle giderek yaygmlaşan kozmetik sanayii, bugun yaşamımızın önemli bir parçası artık. Birkaç yüzyıl öncesi bize ancak küçuk el ilanları ya da sözlü tanıtımla ulaşan kozmetikçiler, şimdi televizyonda, sinemada, gazete ve dergilerde, duvar ilanlarında dış görünümümüzü belirleme çabası içindeler. Çıkışa yakın vitrinler ise, bugün bilinen bellibaşh kozmetik firmalannın ürünleriyle dolu. Gökkuşağı gibi rengârenk yüz, göz ve saç boyalan, pudra, krem ve rujlar, her firmanın kendine özgu ambalajlan içinde sergilenmiş. Sergiden aynldığında insan, istemeden, bütün bu sanayi olmasaydı, şu sokakta gördüğumüz çehreler gene böyle mi gozükürdü diye düşünüyor. KİM KJME DUM DUMA BEHÎÇ AK Bir saç kremi rtklanu. olduklannı izleyebiliyoruz. Ve sabunun bile bir lüks sayıldığı bu dönem Londra'sında, varlıklılann çehrelerini daha hoş ve çekici kılma eylemlerine yardımcı olan tüketim maddelerinin çokluğu şaşırtıcı. Bu konuda vitrinler dolusu eski krem kavanozlan, sabun kutuları, rengârenk pudrabklar, saç kı vrrma maşaJan, toka ve fiyonklar, boy boy Vktoria döneminde kadın yüzü. dalını oluşturuyor o dönemde. Zevk ve modaya uygun biçimde hazırlanmış peruklann nasıl üzerine yağlı bir pomat sürülerek bozulmaz hale getirildiği, daha sonra da nişasta ile pudralanarak bembeyaz şeker helvalan gibi kafalara yerleştirildiği, aynntılarla gösterümis. Fransız ıhtilali, kozmetiğe uygulanan vüksek verei tR yüzyı David Bowietnin yüzü kitap kapağında. "Gülünç zevk ya da kadmlann saçmaüğı." parfum şişeleri yer almış sergide. AKSESUAR VE tHTTJLAL Her dönemin modasını yansıtan çeşit çeşit peruklar, takma saçlar da sergi dışı bırakılmamış. Bir bölümde bu peruklann nasıl hazırlandığı ve takıldığı, şekiller ve balmumu heykeller üzerinde gösteriliyor, peruklann yapımı oldukça zahmetli bir sanayi Londra Müzesi ve "Na 7" kozmetik firmasının düzenlediği serginin amacı, değişen toplumsal eğilimler ve moda çerçevesi içinde insan çehrelerinin görünümünü belgelemek. Avurdu çökmüş Londrah işçinin 1700'lerdeki yüzü ile 19. yüzyıl sonundaki bir kontesin çehresindeki farklar nereden kaynaklanıyor? hn sonunda kadın ve erkek modasını doğallığa yönelme biçiminde etkiliyor. Sergi duvarlannda zamanın geçerli vergi sertifikalanndan örnekler de yer almış. Peruk takma modası giderek azahyor, pudra ve ruj kullanımı düşüyor ve nihayet Kraliçe Victoria dönemı, Londralılan zonınlu bir püritenliğe iterken, do A PİKNİK PtYALE MADRA BİZDEM BAŞtiA BIÇILE.PI VAQ.DE.oiL gibi faktörler yoksullann yüzlerinde erken yaşlanma biçiminde ortaya çıkıyor. PARAYLA GÜZELLÎK Buna karşılık, zengin azınlığın, daha iyi yaşam koşullarının sağladığı sağlıklı göriınümün yanı sıra, yüzlerine ve saçlanna gereğinden fazla dikkat, ihtimam gösterebilme ayrıcalığına sahip HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEN SÖREV BAŞIMDAVCİ Bl<? S Ö R E V L / V E *SAÇMALİMA" Pi'VEREK U A K İ B F T ULd "> Flütçti Kutluer'in Viyana başarası ANKARA, (Cnmhuriyet Bürosu) Flütçü Şefika Kutluer, Viyana'da düzenlenen Doblinger Uluslararası Yaz Kursu Ustalık Yarışması'nda fliıt dalında birincilik ödülünü kazandı. Dünyarun sayılı flütçülerinden, en iyi Mozart yorumcusu Prof. Wtrnef Tripp, kursa katılan Kutluer ile birlikte Türkiye'de konserler vermek istediğini Türkiye'deki ilgili makamlara bildirdi. Prof. Tripp'in açtığı kursa katılmak üzere Viyana1 ya giden Kutluer, Gutenbrunn'da bir Bach resitali verdi. Kutluer ödülünü ve sertifikasını, diğer dallann birincileri ile birlikte Beethoven'in evinde bir konser vererek aldı. Yanşmadaki başansından sonra Bosendorfer Salonu'nda bir resital veren sanatçınuı Viyana'daki etkinliklerini izleyen Viyana Müzik Semineri yetkilileri, sanatçının başansından dolayı Viyana Belediye Baskanı'nın verdiği yemekte sanatçının başanlanndan söz ederek, bir dinleti sunmasını istediler. Halen Ankara Devlet Konservatuvan'nda flüt öğretmeni olarak çabsan ve konser faaliyetlerini sürdflren Kutluer 1961'de Ankara'da doğdu, 1969'da Ankara Devlet Konservatuvanna girdi. 1979 yılmda üç sınıf atlayarak pekiyi derece ile mezun olan Kutluer aynı yıl Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın sınavmı kazanarak orkestranın üyesi oldu.^ 1980'de Italyan hükümetinîn ihtisas bursunu kazanarak Roma'ya giden sanatçı S. Cecülia Akademisi'nde Prof. Viırvenzoni, Prof. BalboBİ ve Prof. Ancillotti ile ihtisas çalışmalan yaptı. Velletri Primavera MusicaJ'de konser vererek yorumlama kursundan sertifıka aldı. 1985'te Viyana'ya giderek Prof. Karl Bernard Sebon tarafından verilen "Wiener Meisterkurs" ve Prof. Winner THpp tarafından verilen "Wiener Müzikseminar" ustalık kurslarına katıldı. Aynı yıl Viyana'da flut dalında düzenlenen uluslararası Doblinger yanşmasmda üçüncülük ödülünü aldı. Viyana televizyonu bu etkinlikler sırasında sanatçıya iki kez programlannda yer verdi. Makedonya Cumhurbaşkanbğı Kurulu üyesi, ozan Fahri Kaya 4TIN ŞUNU NEZAPETE ' Dilimizi arılaştırdık, bu yoida geri dönmeyiz ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Altmış iki Türk ozanının şürleri "Çağdaş Tiirk Şiirieri Antolojisi" adh bir kitapla Makedoncaya çeviren Yugoslav Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kurulu uyesi ozan Fahri Kaya Kültür ve Turizm BakanlığYnın çağnlısı olarak Türkiye'yi ziyaret etti. Cumhurbaşkanlığı Kurulu üyeliği görevinden önce Kultür Bakanı Yardımcılığı görevini de yapan Kaya, bu ziyareti sırasında önümüzdeki aylarda Belgrad'da Türkiye ile Yugoslavya arasındaki kültürel ilişkileri daha da zenginleştirecek bir anlaşma imzalanacağını belirterek, "Türkiye ile Yugoslav >a arasında kültürel ilişkilerin daha etli kanlı olması için çok fırsatlar var. Yugoslavya Türkleri olarak iki ülke arasındaki baglann, özellikle kultür baglannın gelişmesi için koprü olmaya uğraşıyoruz" dedi. Kaya, bu kültürel köprüden Türk halkıyla tüm Yugoslav ulus ve halklarının geçmesini istediklerini vurguladı. Yugoslav Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kurulu üyesi, ozan Fahri Kaya, 62 Türk ozanının şiirlerini çevirdi ve "Çağdaş Türk Şiirieri Antolojisi" adh bir kitapta topladı. Kaya, "Türkçemizin Türkiye Türkçesi olduğunu öne sürdük. O günden bu yana Türkçemizi anlaştırmaya çalışıyoruz," diyor. Yugoslavya'daki Türk topluluğunun birçok hakkma Tito döneminde kavuştuğunu ve Atatürk'un yaptığı devrimleri bu dönemde yaşadıklarını belirten Kaya "Atatürk'un 1928'de yaptığı harf devriminden biz 1944e kadar yararlanamadık. O zamana kadar kimi dini okullarda çocuklar eski hurufatı ögreni>orlardı. Veni \ugosla\>a"nın kurulduğu ilk günden Latin alfabesini kullantnava başladık. Kadınlanmız çarşafını da yine Tito döneminde, 1950'de atabildi. Tito ile Atatürk arasında benzerlikler çok. Her ikisi de bü>uk liderler. insanların eşit ve özeür yasamaları için çalıştılar" diye konuştu. Kaya ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Turkçe ilkokuliar açıldığını belirterek, "Bugün çoculdanmu çok iyi Türkçe konuşuyor. Biz Latin alfabesini benimsedikten sonra Türkçemizin Türkiye Türkçesi olduğunu öne sürdük. O günden bu güne TUrkçemizi anlaştırmaya çalışıyoruz. Türkçenin gelişmesini yakından izleyip bizi an Türkçeye götüren her şeyi benimsedik, Türkçemizin anlasması için her şeyi yapıyoruz. Bu yolda geriye dönmüyoruz" diye konuştu. Yugoslavya'daki 130 bin kişilik Türk topluluğunun gereksinimlerini karşılayacak tüm eğitim ve kültur kurumlarına sahip olduğunu vurgulayan Kaya, şunları söyledi: "42 yıMır Üsküp'te gün aşırı 'Birlik' gazetesi çıkıyor. 20 yıldır da her ay 'Sesler' adh toplumsanatedebiyat dergisi yayımlanıyor. 160180 sayfalık Sesler Dergisi Yugoslavya'daki TUrkler tarafından da sevilerek okunuyor. Dergide kendi yazarlanmızdan başka Yugosiavya, dünya ve Türk edebiyatından yazarlara da yer veriliyor. 20 yıldır dergide anılmayan, yapıtlan yayımlanmayan bellibaşlı Türk yazarı kalmadı. Mevlana'dan Yalvaç Uraİ'a kadar hepsi yer aldı dergimizde." Daha önce, Garipçiler diye anılan Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat ve Orhan Veli'nin şiirlerini "Eski'den Yeni" başlığıyla Makedonca'ya çeviren Kaya, Makedonca'da yayımladığı "Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi" için de "Yahya Kemal ik başlayan Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi Hüseyin Haydar ile sona eriyor. 470 sayfalık antolojiye 62 Türk ozanını aldım. Her yazarla ilgili Makedonca kısa bilgiler de verdigim kitap 6 bini aşan dizeden oluşuyor. Kitap Yugoslavya'da çok tutuldu. Kitaptan övguyle söz eden eleştirmenlerin birçogu Turk şiirinin bu kadar zengin olduğunu geç anladıklarını belirttiler" diyor. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI m SES EPEM Mi Vdl?< y. 30 sosm :l İÇfflKLiYİM AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS KIZAK OTO 4 Ekim 13O8'PE SUGÜKI, YAP/LAM İLK KJ2AICLI OTO~ MOBİL BASlkJA TAUITtLDI. İklGİLlZ tOJTUP İCAÇİFİ ERA/EŞT SHACKLETOti 'UM 8UZ. 7VKkAUŞ AfZAZl İÇiPJ ÖZEL OLARAK YAPTlRDlĞl OTr*AOBİU£eiM İLICİYOİ BU"THE NEVU AR&OLJOHUSON CAR * TAgAfrfiJDAU >MAL eDİLSM OTOMOBİL; BEYGİR GÜCÜ B/e ÜAOTOIZA M/Ş OLAH OTOMOB/LİM ÖAf TEfCERLEIC • LEHlME BİIS. ÇİFT /ClZ/lfC MOhire ePİL MffTİ. EPAJEST SUACKLETOU, İ3O9 'PA, GÛAİEY MANYETİtC (CUTSU'MU KEŞFEDECEKTİ& İT'C/ SÜÇ A&KA TBK£/Si£/tl£/e& TÜRKİYE GENfİ SANAYİİ A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İKMAL DAİRESİ BAŞKALIĞINDAN Ajagıda cins ve miktarı belirtilen malzemeler kapatılmış zarfta leklıf almak sureıiyle salılacaktır. lhaleye ait satış şartnamesi "Evliya Çelebi Caddesi No: 6 KasımpaşaISTANBUL" adresindeki "Türkiye Gernı Sanayii A.Ş. tkmal Dairesi Başkanlığı"ndan temın edilebilir TekJifler aşağıda bejirtilen tarihte en geç saat 16.30'a kadar lkmal Dairesi Baskanlığı'na ulaştınlmış olacak, postada meydana gelebilecek gecikmeler kabul edilmeyecektir. Şirketimiz 2886 sayılı Devlet lhale Kanununa tabi değildır. Duyurulur. Dosya .No: 1986/508 1986/509 1986/510 Malzemenin Cinsi: Miktan: Geçici Teminal: 240.000.92.500.687.500 6.00015.000.1.750.3.000137.500. Son Teklif Verme Tarihi: 15.10.1986 15.10.1986 16.10.1986 1986/511 Pırınç Talajı 8.000 kg. Boş Alkid Solisyon Bidonu İ.000 Ad. Demir Parçası 250.000 kg. Demir Döküm Torna Talaşı 3.000 kg. Tutya Talaşı 1.000 kg Bakır Tel 50 kg. Kablo 150 kg. Sac Artığı 50 000 kg Basın: 28760 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET Almanyanın ilk büyük harb gemisi Berlin 3 (Hususi) Almanya ile Ingiltere arasında aktedilen son deniz anlaşması dfıkamı mucibince inşa edilen 26.000 tonluk Şahnhoşt kruvazörü bugün Wilhelmshafen limamnda denize indirilmıştır. Merasimde hazır bulunan M. Hitler, Alman bahriyedlerini tebrik etmiştir. Bahriye Nazırı Meraşal Blomberg bu münasebetle söylediği nutukta ezcümle demiştir ki: " Bu yeni genti denizde de Almanyanın yeniden 4 Ekim 1936 doğuşunun bir ümsalidir. Almanya bundan sonra deniz kuvvetlerine de büyük bir ehemmiyet verecekrir. 19361986 dahilindeki merkezlerde nöbet .bekleyecektir. Herhangi bir hadise vukuu bulduğu zaman en yakın \ merkezdeki motosikletli polislere haber verilecek ve polisler motosikletle kaçacak olan suçluyu takip edecektir. 16.10.1986 Motosikletli polUler Istanbul emniyet müdürlüğü motosiklet bölüğü, bundan sonra ikişer ikişer şehir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle