Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER men güç çıkmaktadır: Bankalar. Banka sıstemi, emirleri nereden aldığı ve oyunun kurallarını hangi ölçuler ıçinde ustlendiğinın behrsızliği ıçinde, bugun 24 Ocak sisteminin en büyuk sorunudur. Gerek Turk Lirası, gerekse dövizli hesaplann ışlem boyutlan ve gensınde yatan gerçekler endişe verecek duzeyde kapalıdır ve uzun dönem bankacıhğının temel sonınudur. Kredi sisteminin esaslan, dağılan fonların firma olarak kullanım yeri ve şekü, verimliliklen, ekonomiye getirdıği yuk ve götürduğu değer fazlalan tamamen birer sırdır. Batık krediler, kurtarma operasyonlan, faiz dondurmalan neye göre yapılır kimse bilmez. Bır başka deyişle, banka kalelennden geçme zomnluluğunda olan tum ışletmeler, kredı soyguncusu ve dilendığı an boynu vurulacak bırer candır. Bankalar da bu kelle uçurmaya her an hazır, gözu pek bir cellat. Bu cellat, kâr ve venmlilik hesaplan bır yana, her an ilgili firmalan kapatmaya ya da kendi mamelekı arasına katmaya hazırdır. Tabii bunu yaparken de hizmet göturduğu bir başka egemen sermayeye yoğun şekilde taze nefesler taşıyarak, tekelci birikimlere olağanüstu guçlulukte ek fikırler sağlayarak... Bır kuruluş, daha bır iki yıl önce milyarlarca lira fonla desteklenmiş ve yaünmlanyla ve dış tıcaretiyle on plana itilmış olmasına karşın, pazar politıkasında küçuk bır sabnca sezildıği ve en ust politika karar verdiği takdirde derhal köşeye sıkıştırüıp yağmalanabıhnektedır. Böylece akıtılan para en kestırme yoldan geri alınmakta, o ışletmeler ekonominin dışına atılmaktadır. Bunlar nasıl olsa bir başka şekilde çalıştınlarak, yeni emekçilerle yeni sermaye tekellerinde ekonominin bır başka halkalanna eklenecektır sonunda... Ve bunlar yapılır ken, sanki o işletmeler daha bır yıl önce ödüllendirilen üretim vaadıyle, dövız girdisiyle, vergisiyle baş köşeye oturtulan işletmeler değildır! Özetle tam giyotin sıstemi geçerlidir. Malı sıstemde: önce ışletmeleri yakan yıkan, sonra da işletmeler bunyesinde kitlelerı ve ekonomiyı kavuran bır giyotin. Bir bakıma, "kalan sağlar" felsefesınin çok doğal bır sonucu ve anlayışıdır bu. Adresi bilırıemez bir dükalık yönetmektedir ekonomide adım adım parsellenmiş her şeyi. Batışı da çılaşı da... örnekleri çok: Şöyle bir anımsayın o firmalann adlannı. PARANIN UCRADIĞIYIKIM Yalın anlamda para ıse başlı başına bır felâkettir. Ne ışletme ölçeğı tammaktadır, ne de banka ve kişiler. Ekonomiyı kasıp kavurmaktadır yerli ve yabana göruntulu para olgusu 1980'h yı 1larda. Kunıfasulye ete kafa tutmuş, fîyat ve para ölçeği tanımaz şekilde 1.000 TL. barajlannı çoktan aşmış geçip gidiyor. Bir yerli otomobil bir yU ıçınde fiyaü iki kez katlamış ve üç milyon TL.'den 7 milyon TL. sınırlarına dayanmış. Ve bu çarpık olguya karşın da talep kuyruğundan ve üretim sıkıntısından kurtulunamıyor. Bır şişe su 250 TL, 1980'lerde 1.000 TL. olan bır dairenın kırası 1986'larda 125.000 TL.'ye varmış da, enflasyon ve para nerelerde ve kımlerle flört ediyor hıç kımse farkında değıl. Bır cumhuriyet altmı bir yıl önce 30.000 TL. dolayında seyrederken şu günlerde 73.000 TL. duvarını çoktan aşmış. Mark ve dolar ise, bir hesap şaşırtıcı casustur, Türk sermaye piyasasını altüst eden. özellikle mark, dolann kendı ulusaJ sorunlanna bağlı duraksamalanndan da hız alarak 198086 döneminde kırk kata yakın bır artışla ınanılmaz bir rekor kırmıştır. Yıllık seyri bir yana, genel görüntusü itibarıyla, altm da aynı seyır ıçmdedir. Aslında ayınmsız, dayanıklı dayanıksız tüm tüketim mallannda gözlemlenen parasal çarpıklık aynı yöndedir. Yani yangın yerrne dönmüş bir çarşı pazar söz konusudur. öte yandan, banka ve para diktasına karşın, doğal olarak bu iki dev ve özgur guce bağlı başka kesımler de dinmeyen bır baskı altındadır. Makro ekonomik dengeler giderek bozulduğu gibi, işsizlik ve işten çıkarma olayı da dayanılmaz boyutlara varmıştır. Ekonominin en güvenilir kaleleri denilen bazı kesimler sürekli ve hesapsız şekilde işçi kıyım hareketlerine katılmıştır. Tıpkı batırılan finnalar, kurtanlan fırmalar ve esnek faiz oyunlarındaki keyfilığe dayalı şekilde! Aslında ekonomide gözlenen bu son görüntüler, gercekte bır sürekli illetin de süngesı. Yani değışen bir şey yok. Ekonomı politikasıyla öbür polıtikalann aynlıgı başlangıçtan ben değişik bakış açılarıyla hep vurgulanıyordu. Acaba öyle mi ve eğer öyleyse, bu çarpık olgular hep "enflasyon ezilecek, ekonomı duzelecek" avuntulanyla daha da bozulup gıdecek mı? 4 EKİM 1986 Ekonomiden Manzaralar ve Suçlular Banka ve para diktasına karşın, doğal olarak bu iki dev ve özgür güce bağlı başka kesimler de dinmeyen bir baskı altındadır. Makro ekonomik dengeler giderek bozulduğu gibi, işsizlik ve işten çıkarma olayı da dayanılmaz boyutlara varmıştır. Ekonominin en güvenilir kaleleri denilen bazı kesimler sürekli ve hesapsız şekilde işçi kıyım hareketlerine katılmıştır. Tıpkı batırılan firmalar, kurtarılan fırmalar ve esnek faiz oyunlarındaki keyfıliğe dayalı şekilde! FAtK Y. BAŞBUĞ Ekonomist Bankacı Sular artık ıyice dunıldu ve ıktidar her şeyıyle ortada; gızleyebileceğı, saklayacağı, başkalannın ustüne atabıleceğı bir nokta kalmadı. Ne "sıyasi pobtika başkasına aıt de ekonomik politikalar bana ait" diyebılecek dunımda, ne de çarpılan alanlardakı, örneğin enflasyon dişksine sıkışmış öğutülen dar gelırlıyi başkalarina faturalayabüecek rahatlıkta ' Döviz derdı de kendısine ait, radyasyonlu fındık da, esasen bep ayakta olan son günlenn ıyıce hortlamış altını da. Tüm sosyal ve ekonomik konular Meclise egemen sandalye sayısına sahip ıktıdar partisine bağımlı ve ona yakışıyor! Tabu bu arada aym sevap ve gunahlan onlarla bırlikte yaşayan bir de 50 milyonluk bir kitle var. Onlar da belki sermaye olarak değil, ama yaşam cüveleri olarak aynı ölçude tum politıkalara ortak ve dönemsel açıdan en bıiyuk genel kurul uyelerı gibi hep sorumlular arasında. Ve bu sorumluluk her vekalet döneminde oyların kullanılış şekhne göre yınelenıyor ya da yenileniyor. Partisine bağlı olarak, enflasyona, batık şirketlere, uretim fazlasına ya da aczıne, sahte ihracat ve vergı ıade soygunlanna hep onları da hissedar ediyor. Pekı, 1986 Turkıye'sınde gözlenen bu manzaralardan 1980 öncesı yıllar hıç mi sorumlu değil? 1980'li yıllara devredilen miraslar nelerdir? Bu açılardan konuyu tekrar ırdelemek ve basıte ındirgemek hiç de kolay değildır. Daha doğrusu altı yıllık bır sistem yenilenmesi ve sabnndan sonra tekrar çok eskılere ınmek, hakça bir yaklaşım olarak duşunulemez. Sistem, 24 Ocak adlı bır dev teraziye oturtuhnuş ve tum geleceğini cesaret yanı ve en açık bir görüntuyle de piyasacı ve paracı boyutlan çok ağır basan "ekonomik devrim" hareketlenne kendıni emanet etmıştır. Toplanan butun urunler, bu ınancın ve yaklaşımın sonucudur. Dönemın özellıği, bağımsızlığında ve bu 24 Ocak girışıminı mutlaka başaracağı ınancında duğumlüdur. Onun için de başlangıcıyla, geçnıişiyie ve hele bugunüyle yeni dönem ekonomı pohtikasını yargıç karşısına çıkarmak çok kola> ve doğaldır. EGEMEN GÜÇ: BANKALAR PENCERE Kitaptan Korkmayalım! "Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Demeği"nden bir mektup aldım. Kısaltarak ve ozetleyerek yayımlıyorum. "Bizler ceza ve tutukevlerindeki siyasi tutuklulann anne, baba, eş ve yakınlarının kurduğu 'TutukSu ve Hükümlü Ailelen Vferdımlaşma Demeğı'nın Yönetım Kurulu üyeleriyız Yıllardır ceza ve tutukevlennde ınsanlık onurunun korunması ve koşullannın yaratılması içın çalıştık, çabaladık, her makama başvurduk, n^ yazık ki kalıcı bır çozum bulamadık. Bugün özellikle, askeri ceza ve tutukevlennde bulunan yakınlanmızın öğretim durumları incelendiğinde, kultür düzeylerinin ıleri olduğu gorülecektir. Yüzde yetmışi yükseköğretım gençliği olan tutuklu ve hukümlülerin okumak ve yazmak konusundaki gereksinimleri, onlar ıçin ekmek, su, güneş kadar elzemdir. Ûlkemizde eğitım alanında 'İlköğretım Haftası', 'Kitap Haftasr) 'Kendi Okulunu Kendin Yap Kampanyası' gibi gınşımler, 'Oku ve okut' gıbı özdeyişler radyo, televızyon, gazetelerle kamuoyuna duyuruluyor. Buna karşılık ceza ve tutukevlennde okuma özgüriüklen kısıtlanıyor, engellenıyor. 'tenı Gündem, Yann, Nokta, Bilim ve Sanat, Gökyüzü gıbı aylık ve haftalık dergilerin girdiğı cezaevlen parmakla gösterilecek kadar azdır. Tutuklu ve hükümlünün kitap okumaktan başka vakitgeçirebilecek bir uğraşı da olamaz Kitap okumanın faturasının hayli yüksek olduğu şu dönemde, aıleler en zorunlu ıhtıyaçlarından vazgeçerek aldıkları kıtaplan çocuklarına ulaştıramıyorlar. Zaman zaman kıtaplar aıleleraen alınıyor, bır hafta sonra kapağı açılmadan lade edılıyor, çocuklarımıza verilmıyor. Oysa klasıklerden tutun da bugünlerde yayımlanan, yasak edilmeyen ve kovuşturmaya uğramayan bütün kitapiann ceza ve tutukevlerme girmesı, cumhuriyet devletınin yasaları gereğidir. Özellikle Metris'te olumsuz koşullar yaşanmaktadır )remek, tedavı, havalandırma, avukat zıyaret kitap, devamlı sorun hatine gelmıştır Aynı adlı muşavırlığe bağlı cezaevlerınde alınan kıtaplar, Metns'te alınmadı. Üyemız Sevgi Erdoğarfın, eşı İbraNm Erdoğarfa göndermek için istedığı altı kıtaba ihşkin adli müşavıriıkten emır ve izin çıkmasına karşın, şu kitapiar engellenmıştir: Perde Arkası, Şişedeki Zenci, Eylem Adamlan. Her hafta ailelerden alınıp ertesi hafta aynen iade edilen kitaplardan bazılan şunlardır Türkiye1 nin Düzenı (Doğan Avcıoğlu), Eleştınye Beş Kala (Bedrettın Cömert), Dıpten Gelen Dakja (llya Ehrenburg), Tank Sesıyle Uyanmak (Hasan Cemal), Ketepçelı Yazılar (Ait Sırmen), Sosyal Demokrası Nedır, Ne Değıldır? (ismaıl Cem), Zor Oyunu (Erol Toy), Duşünuyorum öyleyse Vurun (llhan Selçuk), Kutsal Isyan (Hasan Izzetbn Dinamo), Mıllı Kurtuluş Tarihı (Doğan Avcıoğlu), Kufü, Fiomanlan Çialçın Küçük), Ekonomı Sozlüğu, Felsefe Sözlüğü, vb... Bizler tutuklu ve hükümlü yakınlan olarak cezaevferinde rahat okuma koşullannın sağlanmasmı diler, yasadışı uygulamaları protesto ederiz. Yetkilılenn gerekli işlemleri yapmalannı diliyoruz." 12 Eylül 1980'den bu yana altı yıl geçtı, yedincı yılın içindeyiz. Yedı yıl ınsan ömrunde azımsanmayacak bır süre sayılabılir; hele gençlik dönemı ıçin yedı yıl bir ömürdur. 12 Eylül davalarının yedı yıl sonra surmesı, tutuk ve cezaevierı koşullannın tartışma konusu olması, toplum duzenınde oturuşmamışlığı gösterır Zaten temelde çağdaş hukuk düzenine oturmayan hıçbır sıyasal düzen; yerleşık, dengelı, sağlıklı, güvenilir sayılamaz Mahpushanelenndeki gençlenne baskı uygulayan, tutuklu ve hükümlü gençlerın kitap okumasından korkan yönetımler ve dıken üzerınde oturan yöneticıler de hastalıklı bir toplumsal ortamın ışaretlerıdır Gençlenn her türiü krtabı okumalarından korkmayalım; kitap okumamalanndan korkalım. Çunkü doğrular kitap okumakla bulunur. Dünyanın neresinde uygarfık varsa, orada ınsanlar çok kitap okurlar. Dışarda okunan kıtaplan ıçerdekılere yasaklayan bir yönetım, tutukluya veya cezaevındekı yurttaşa yargıcın verdığı cezadan ayn olarak ikıncı bir ceza uyguluyor demektır. Ekonomı, hiçbir açıdan tartışılamayacak şekilde malı sıstemın emrıne terk edılmiş durumda. Başta mark ve dolar olmak uzere tum parasal ölçuler, uretım ve tüketim içın "temel katalızör" kabul edilmiş, iç ticaretten dış ticarete kadar butun kesimler para ve piyasa denilen sıhirli gücün tekeline terk edilmıştır. Savlandığına göre sonuçta, enflasyon boğazlanarak, gelir artışı ve dağılışı rasyonel kılınacak, ihracat ve tüketim haysiyetle ekonomik yaşam çızgilerine cekilecektir. Yani bir bakıma para imparalorluğu ve bu ımparatorluğu egemen ıktıdar teziyle pekıştiren liberal ağırlıkh ekonomik yapı tek reçetedir ve 24 Ocak'm özudur. Ekonomiye bu ölçuler içınde bakılınca da, sonuçta ortaya gerçek ve tek ege EVET/HAYIR OKTM AKBAIy BAŞSAGLIGI Muessesemiz Personel ve Idarı Işler Grup Müduru Aras Çeımıkh'nın babası, emekli hâkim, Demokrasiyi Yaşatmak Için... Bu seçımın 'ara' değıl de genel' bır seçım olduğunu varsayalım Yüzde on barajı aşabılmış uç partı var ANAP, DYP ve SHP Otekı partıler yüzde on barajı geçememışler, hatta bu çızgıye yaklaşamamışlardır DSP 86, RP 55'te kalmıştır Demek bu, bır genel seçım olsaydı, barajı aşabılen uç partı 400 sandalyeyı aralarında bölüşeceklerdı Yanı hıçbır partı Meclıste çoğunluğu elde edemeyecektı Ister ıstemez ANAP'la DYP'nın ortaklaşa kuracakları bır hükümetle yurt ve ulus ışlerını yönetmek olasılığı doğacaktı Ya da hiç sanmıyorum ya SHP ıle DYP ortaklığı1 12 Eylul olgusunu yaratanlar, 82 Anayasası'nı ve Seçım Yasasını hazırlatanlar, ülkenın ortak hükumetlerle yönetılmesını onlemek ıçın türlu çareler duşundüler, engeller, barajlar koydular, ama halkımız bütün bunların üstesınden gelıyor, yenıden ortak hükümetler donemı başlayacak gıbı görünuyor 1988'de bu olasılık ortaya çıkabılır O güne dek gucunden çok şey yıtıreceğe benzeyen ANAP'ın yüzde 32'yı bulması bıle kuşkuludur Derlenıp toparlanacak, oylarını boşa atmamayı oğrenecek, en güçlü sol partıde bırleşmeyı başaracak sosyal demokrat taban, yanı Sosyal Demokrat Halkçı Partı, belkı geleneksel oy toplamını, yanı yüzde 35'lerı yenıden elde edecektır DYP de bugunku çızgısınde kalmayacak, o da aşağı yukarı bu kadar bır oy toplamına ulaşacak, böylece Meclıste eskısı gıbı bır yanda orta sağda DYP, orta solda SHP yer alacak, Özal'ın ANAP'ı 12 Eylül öncesının MSP'sı, MHP'sı gibi küçük bır partı olarak Meclıste anahtar rolunü üstlenecektır Bütün bunlar varsayım Türkıye'de varsayımlar her zaman gerçekleşmıyor, bunu sık sık görüyoruz Ama yüzde onluk baraj sürdükçe, meydanda da bır surü mınık partı ayrı ayrı cephelerde yer aldıkça, bu üç partı dışında bır sıyasal eğılım Meclıse gırebılecek oranı bulamayacağa benzer Ya bu mmik partıler çozülecek DYP'ye, ANAP'a, belkı bır bölumu SHP'ye katılacaktır, ya da hıç kuşkusuz 88'dekı genel seçıme şımdıkı on bır partının katıldığını görmek olanağı bulunmayacak Ara seçımde DSP'ye gıden yüzde 86 oranda oy ne olacak dersınız? Bay Ecevıt'ın kışısel çabası ıle elde edılen bu oy oranı, belkı CHP eskı Genel Başkanı ıçın bır basan sayılabılır Ama neye yarayacak bu başarı? Meclıse tek bır temsılcı bile sokamadıktan, atdığı yuzbınlerı bulan oy havaya uçup gıttıkten sonra1 Bu ara seçım deneyının ardından ılgınç gelışmelere tanık olacağımızı sanırım Once DSP'ye bağlı olanlar yenı bır karar almayı duşuneceklerdır 'Ben ve halk' dıyen Bay Ecevrt'e halk güvenmemış, onu oylarıyla gereğınce desteklememıştır Eskı CHP seçmenı yüzde 8.6 azınlıkta bır oy gucunü Ecevıt'ın partisine ayırmış, yuzde 22.8 oranda oy ıse SHP'de kalmıştır Bu gerçeğın 88 seçımıne kadar DSP lehıne bır değışme göstermesı beklenemez Soldakı oy bırikımı yüzde 30'la 40 arasındadır, bunu hep bılıyoruz. CHP'nın mırasçısı olarak ortaya çıkan SHP'nın gerçek gucüne, daha doğrusu tanhsel mısyonuna uygun bır nıtelığe kavuşması beklenmelıdır. Inönü'nün lıderlığı SHP'ye çok şey kazandırmıştır Denecek kı, öyleyse nıye SHP bu ara seçımde yenıldı'? Coşku yaratmayan, akla seslenen bir lıderın vartıgı mıdır bu yenılgının nedenı? Sanmam Olsa olsa SHP ıçınde surup gıden bırtakım kışısel çekışmeler, HPSODEP dönemınden kalmış tatsız, yersız anlaşmazlıklardır bu yenılgının gerçek nedenı SHP önumuzdeki yH ıçınde belkı örgüt kongrelerını yenıden yapacak, kurultayını yeniden toplayıp, partının üst yönetıcılennı bu kez daha dıkkatle, özenle seçecektır Ancak o zaman deneyımlı kışılerın çoğunlukta olacağı bır yönetım kadrosu ıle SHP, 88 seçımlerıne şımdıkınden daha hazırlıklı, daha nitelıklı olarak gırebılecektır Demırelcı DYP, 'erken seçım' ıstıyor Yasakların kaldırıldığı bır ülkede erken bır genel seçım kaçınılmaz gıbı görünuyor DYP ıle SHP Meclıste böyle bır konuyu sureklı gündemde tutabılırler ve Özal'ı böyle bır sonuca ıtebılırler ANAP da zamanla daha çok yıpranacağını düşünerek bır erken seçıme gönulsüzce 'evet' dıyebılir Günler yenı olaylara, beklenmedık durumlara gebedır Şu gerçek artık anlaşılmalıdır Türkıye'de özgur, eşıtlıkcı, çağdaş anlamda demokratık kurallara bağlı bır seçıme dayanmadan ışbaşına gelmek yolu kapanmıştır Yurrtaş oylarıyla ıstedığını seçecek, bakacak kı o seçtiklerı ışe yaramıyor, ılk fırsatta onu devirecek Demokrası adlı kutsal oyundan vazgeçeceğımız yerde bu oyunu tüm kurallarıyla uygulamayı. yaşatmayı oğrenmelıyız Kırk yıllık deneyım, bunca aa olay, çırkın tutum, yanlışlık, yanılgı bıze özgür seçımlere dayanan demokratık yaşamın degerını, onemını öğretmıştır Daha doğrusu artık öğretmış olmalıdır1 M. NEDİM ÇERMKLFnin vefat ettiğini teessurle öğrenmış bulunuyoruz. Merhuma Allahtan rahmet, ailesine, arkadaş ve dostlanna başsağhğı dilerız T.E.K. SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜGÜ Merhume Zehra Butüner ile merhum Tevfik Sezan'ın oğlu; özcan Sezan'ın bırıcık eşı, Guluştan Uçak, Ibrahım Sezan ve Emre Sezan'ın sevgılı babalan; Zelıha Mavitan ve Güzın Dıno'nun sevgılı kardeşlerı; Beste Uçak ve Murat Uçak'ın sevgilı dedelerı; Aydın Dıno, Ayşe Dıno ve Gül Mavitan'ın dayılan; Nun Kayacan ve merhum Osman Kayacan'm yeğenlerı; Nusret Mavitan ve Vehap Dino'nun kayınbiraderlen; Bülent Uçak'ın kayınpeden, Istanbul Barosu avukatlanndan VEFAT KEMAL SEZAN 2.10.1986 gunu anı olarak vefat etmiştır. Cenazesi 5.10.1986 gunu öğle namazını muteakıp, Şışli Camii'nden kaldınlarak Zıncırlikuyu Mezarhğı'nda ebedı ıstırahat gâhına tevdi olunacaktır. Mevla rahmet eyleye. ILIŞIK KESME Fırmamızı temsıle yetkilı AİLESİ ÜMİT TUFAN GENÇ Görülen lüzum üzerıne ,\nkara 28 Noterhgı 2 10 1986 tanh ve 19403 nolu azılname ıle fırmamızla ılışığı kesılmış olup, tum vetkılennden azledılmıştır 3 şahıslara duyurulur ÖLÜM Merhum Abdurrahman Cemıl Bey ile merhum Kevser Hanımın kızı, merhum avukat Nejad Sav'ın eşı, avukat Atılâ Sav ıle Katar Büyukelçısı Ergun Sav'ın annesi, avukat Nuyan Sav ıle dış hekımı Jale Sav'ın kayınvaldesı, Dr Aydın Sav ıle avukat özden Sav'ın babaannesı AKTAŞ DAYANIKLI TÜKETİM MALLARI AKTİF SATIŞLAR TİCARET A.Ş. Diş Hekimi ORHANTÜZÜN Levent 4. Gazeteciler Sitesı C/3 D.7 Tel. 164 57 25 168 59 40 Randevu aünması rica olunur. AYŞE HANDAN SAV 2 ekım perşembe gunu Hakkın rahmetıne kavuşmuştur. 4 ekım cumartesi gunu Hacıbayram Camısı'nde kılınacak öğle namazından sonra toprağa verılecektır. AİLESİ fGKI HKtM TMHM PMRİT0N ARÇELİK'LER PEŞİN FİYATINA TAKSİTLE KATILMA FORMU ÜKÜNLBR AYLIK TAKStT AILM'K Oiet 87000 Tl 79 000 Tl tt/mfacm 87 OOO n KUSAMU KUUMU ALMRA KŞİNAT '87modelArçelik'ler, bugünkü fiyaHarla... Fırsatı kaçırmayın. Arçelik 1er katılma sırasına göre Ocak ve Şubat'ta eve teslim. Ürünlerle ilgili genis bilgi için, Arçelik Yetkili Satıcılan'na mutlaka uğrayın. A B C D E G H I J K L M N O P R S T U V O AR351LÜKS BUZDOLABI 18.500 Tl O AR401LÛKS BUZDOLABI 20.500TL D AR^50LÜKSBUZDOIABI 23.500TL 25500TL D AR4I5LÜKSBUZDOIAB111KIKAPIL% • D AR3540 ÜÇ KAPllt BUZDOLABi (BoschStemens 59.000 TL insSpi) üp) D ARY5 MINIÇAMAŞIR MAKİNESİ 8.500 TL D ARY7ŞANZIMANU ÇAMAŞIR MAKINESI 19.000 TL D ARY41 ÇAMAŞIRKİMJTMA MAKINESI 17.500 TL D ARY33BUIAŞIKMAKINESI 50.000 TL O ARF2 "KTASfK" ffllN U500TL D ARF7 "ELEKTROTURSO" fflfN 16500TL D ARF4 "AKtLU" FIRIN 19.500TL D ARF8 "SÛPER"F!RIN 24.000 TL D ARS20 "PRATİK"MİNISÜPÜRGE 2.500 TL D ARS5 "TORPİDO" ELEKTRİKl! SÜFVRGE 5.600 TL O ARS7 ELEKTRONIK' SUPÛRGE 9.500 TL D ARMS39E"SKY$ONIC"STEREOM!Nİ$ET 16 400 TL O ARMS49 "SUPER WOOFER"STEREO MINISET22 500TL ET D ARMZS249 "DOLBYSYSTEM"MÜZIKSETI 72500TL ü ARVD80 VIDEO PLAYER 42.000 TL Soyadırnz: 18.500 TL 20.500 TL 23.500 TL 25.500TL 59.000 TL 8.500 TL 19.000 TL 17 500 TL 50 000 TL H 500 TL 16 500TL 19500TL 24.000 TL 2.500 TL 5600TL 9.500 TL 16 400 TL 22500 TL 72500 TL 42 000 TL ooon 104 ooon ffVtf MUİNOTU 7 W<f IGdN TMHM MJNTDN 72 ooon wo ooo n HJEî* UMKOT TftSMMM REDUKTOR VE MOTORLU REDÜKTÖR İMAL ETTİRİLECEKTİR 1 Denızlı tesısımız ıçin reduktör ve motorlu reduktör ımal ettırılecektır Bu konuda detayh bılgı ıhale şartnamesmde tnevcuttur. 2 Kapalı zarfla venlecek teklıflenn, en geç 14 10 1986 gunu saat 15 00'e kadar Genel Müdürluğumuz Haberleşme Servısı'nde bulundurulması gerekmektedır. Bu tarıh ve saatten sonra gelecek tekhfler ve postadakı gecıkmeler dıkkate almmayacaktır 3 Ihale şartnarnesı, Eskı$ehır yolu 7 km Ankara adresındekı Genel Mudurlüğumuzden ve Meclısı Mebusan Cad Dursun Han, kat: 4 SalıpazarıIstanbul adresındekı Istanbul Alım ve Satım Muessesesı Mudurluğumuzden temın edılebılır. 4 Teşekkulümuz 2886 sayılı Devlet Ihale Kanunu'na tabı olmadığından, ıhaleyı yapıp yapmamakta ve ışı dıledığıne vermekte serbesttır Basın: 28559 SABİTFİYAT GARANTİLİ KAMPANYAVA NASIL KATILACAKSINIZ: • Kahlma foımundo, sectığınız urun/ürvnlen ısoretieyıp admızı, soyadıı dınızı, açık adnesınızı ve posta kodunuzu okunaklı ofarak doldurvnuz (Katılma formunda, bize bildireceğınız adresinız, yazışmalarda ve urun teslimınde kullanılacak tek adres olmalıdır) • Pesınatij Arcelık A Ş 'nın aşoğıdah banka hesap numarasına yoîrnnız TOriaye Iş Bankası BEYOĞLU Svbesı Hesap No. 7500 U Banka makbuzunu katılma formuna ekleyıp, en gec 15 Ekim 1986 aksamıno kadar urunünuzu almak ıstedığınız sıze en yakın Arçelik Yetkılı Satıası 'no teslim edınız ya da asağıdakı adresımıze postalayınız ARCELIKA.S. "Satış" Karaağaç Cad. No. 2/6, 80330 SüHücelstanbul U Mektubunuz bıze ulaştığında, bılgısayarla değeriendınlerek düzenlenecek satıs sözleşmesı adres nıze göndenlecektır. Adınız: Ürununuzö teslım ahcağınız adresinız K ÖY S \ W MERkEZİ .Tel: Semt/Hce: II: Posta kodu: Imzanız: \ E ş TL Urünü teslim almak ıstedığıniz ArceHk Yetkiti Saha unvanı, varsa adresi: DEVRİM ERBİL Sergisi 423 Ekim 1986 |stis\ ın(d ^ ~71 1141 Sanat Galerısı 15 EKİM SON GÜN Bu formu doldurup, banka makbuzunu ekleyerek, en gec 15 Ekım 1986 aksamına kadar, ürununuzü almak ıstedığınız sıze en yakın Arcelık Yetkılı Satıası 'na teslim edınız ya da Arçelik A.Ş. "Satış", Karaağaç Cad 2/6, 80330 SürlOcelstanbul adresıne gonderınız C Eskı tablolannız tuğralı gumüşlenniz ve elvazma eserlerımz ıçın Troy 140 79 36