11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
% CUMHURlYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER geri alınabilmesi olanağının varlığına güvenilemez. Yabancının her an kendi devletinin himayesinde olduğu dikkate alındığmda böyle bir yola başvurmanın devletlerarası çetin sorunları davet etmesi kaçınılmazdır!' kuruluş ve kişilerin bu hukuk duzeni dışına çıkması engellenmiştir. Başlangıç'ın 4. paragrafındaki; Turkiye Cumhuriyetinin " Dünya milletler ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi" olduğu ilkesiyle de devletin beşeri unsurunu oluşturan milletin diğer milletlerle hak eşitliğine sahip bulunduğu vurgulanmıştır Başlangıç'ın 7. paragrafında ise "Hiçbir duşunce ve mülahazanın Türk milli menfaatlennin... karşısında korunma göremeyeceği" ilkesi ile de Anayasa'nın öngordüğü hukuk duzeni içinde milli menfaatlerin her şeyin ustünde tutulması gereği belirlenmiştir. Ülkede yabancının arazi ve emlak edinmesi salt bir mülkiyet sorunu gibi değerlendirilemez. Toprak, devletin vazgeçilmesi olanaksız temel unsuru, egemenlik ve bağımsızhğın simgesidir. Karşılıklı muamele (mutekabiliyet) esası uluslararası ilişkilerde eşitliği sağlayan bir denge aracıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, değişik iktisadi politikalar ve kendi olanaklanmızla gerçekleştirebileceğimiz konut sorununda önemsiz bir kaynak yaratmak maksadıyla ülke topraklarının yabancı unsurlar eline geçmesine imkân sağlayan 3029 sayıh kanunun 1. maddesinde "Ancak hangi ülkelere yukardaki fıkradaki mutekabiliyet şartının uygulanmayacağını... tespite Bakanlar Kurulu yetkilidir!' ile aynı kanunun 2. maddesindeki "Hangi bölge ve illerde bu maddedeki kısıtlamalardan hangi ülkelere istısna tanınacağını... tespite Bakanlar Kurulu yetkilidir" hükumlerine, Anayasa'nın 2. maddesi karşısında Başlangıç'ın 4. ve 7. paragraflannda yer alan Anayasa'nın yorumu ve uygulamasmda siyasal kadrolann öznel değerlendirmelerini etkisiz bırakmak amacıyla getirildiği kuşkusuz bulunan temel iklere aykın bulunmuştur" (s. 37) CUMHURBAŞKANI EMtR VEREBtLtR Anayasa Mahkemesi'nin tarihi kararlarından anlaşılıyor ki, konu, devletin milleti ve ulkesiyle bölünrnezliği ve bütünlüğü ilkesi ile ilgilidir. Sorun "Bundan sonraki tarihlerde satış yapmayız olur biter" şeklindeki bir anlayışa terk edilemez. Ya ne yapılabilir? Kamulaştırma kolay ve çıkar yoldur. Bilindiği gibi anayasanın 46. maddesi kamulaştırmayı düzenler. Kamu yararı var mıdır? Anayasa Mahkemesi kararına göre vardır. Kim yapacaktır? Elbette ki hukümet. Ya hükümet yapmaz, bu yola gitmezse? Yine 46. madde çareyi getirmiştir. DEVLET YAPACAKTIR. Kim emir verecektir? Yine çareyi anayasanın 104. maddesi gösteriyor. Bu hukme göre, cumhurbaşkanı devletin başıdır ve anayasanın uygulanmasını gözetmekle yükümlüdür. Saym Cumhurbaşkanı'nın bu tarihi emri vereceğine içtenlikle inanıyoruz. 26 EKİM 1986 Yabaneılara Satılan Mülklerin Kamulaştımlması Anayasa Mahkemesi'nin, yabancılann mülk edinmesini sağlayan yasayı ikinci kez iptal edişine dair gerekçelî kararı okuyunca görüyoruz ki, konu mülk edinmeyi aşan büyük boyuttadır. Satılan bu mülkleri kamulaştırmak için Cumhurbaşkanı emir verebilir. VURAL ARIKAN Vatandaş Partisi Genel Başkanı mizde gordüğümüz, konunun, ne sadece basit bır mülk edinmek, ne de fona kaynak sağlamak şeklinde telakki olunabileceğidir. Konu, çok daha büyuk boyutludur. KARARDAN BAZI PARÇALAR "Yabancının klasik insan hak ve özgürluklerinden bazılanndan vatandaş gibi yararlandırılmamasının, bu hakların kimi sınırlama ya da kısıtlamalara tabi tutulmasının nedenlerini, devleti kommak, onun devamlılığını sağlamak gibi duşuncelerde aramak gerekir. Devletler arasında, ticari, iktisadi, askeri ve kultürel ilişkilerin olabildiğince arttığı, insanal düşuncelerin son derece yaygınlaştı günümüzde aynı müİanazalann büsbütün gucunu yitirdiği söylenemez. Tarih boyunca devletler ülkelerindeki yabancı unsurlara kuşku ıle bakmışlar, bazı haklan onlardan esirgemişler, bazılannı ise kimi koşullara bağlamak suretiyle sınırlamışlardır. Sınırlamaya tabi tutulan hakların başlıcalanndan biri mulk edinme hakkıdır. Zira bu hak ulke denilen yurt toprağıyla ilgilidir:' Savfa: 35. Yabaneılara mulk satımı ile ilgili yasanın Anayasa'ya aykırılığından bahisle Halkçı Parti iptal davası açmış ve Anayasa Mahkemesi iptal karan vermişti. Gerekçeli karar 24 Ağustos 1985 günhi Resmi Gazete'de ya• yımlanmıştır. . İkinci kez, bu konuda çıkarılan yasada henüz gerekçeli karan yayımlanmamakla beraber, Anayasa Mahkemesi'nce iptal olun. muştur. Bu arada, geçen haftalarda televizyonda bazı yabancı konuklara Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesi Genel Müdürü'nun , "koru" aramakta olduğunun gorüntülerini izledik. öte yandan, Anayasa Mahkemesi kararlannın geriye doğru işlemezliği ilkesi geçerlidir. Bu il ke gereği, 2 iptal kararı arasında yapılan hukuki edinmeler geçerlı mi olacaktır? lşte sorun bu noktada toplanmaktadır. Şeklen hukuki edinimler geçerlidir. Olayın cereyan tarzına bakılırsa hükumetten bir tavır gelmedigine göre, adeta hukümet bu yolu büerek ve isteyerek yeğlemiş, tercih etmiş gibidir. Oysa, Anayasa Mahkemesınin gerekçeli kararını incelediği "Anayasa'nın 176. maddesinde, Anayasa'nın dayandığı temel görüş ilkeleri belirten Başlangıç kısmının, Anayasa metnine dahil olduğu açıklanmış, anılan maddenin gerekçesinde de Baş"Toprak ile alakalı konuda inlangıç kısmının Anayasa'nın disan haklarına saygüı, ölçülü, adil ğer hükümleriyle eşdeğerde olbir smırlama devlet için bır nefduğu vurgulanmıştır. Cumhurisi müdafaa tedbiri niteliğindedir, yetin niteliklerini belirleyen 2. böyle bir tedbirden vazgeçebilmaddesinde ise "Türkiye Cummek çoğu kez olası değildirf' (s. huriyeti, toplumun huzuru, mil36) li dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, "Bir de\letin, ülkesinde, ya Ataturk milliyetçiliğine bağh, baneılara haklar tanımasının ve Başlangıçta belirtilen temel ilkebu konuda karşılıklı muamele lere dayanan demokratik, laik ve esasından vazgeçmesinin bir iç sosyal bir hukuk devletidir" kuhukuk sorunu olduğu göruşu geralı ile Başlangıçta belirtilen tenelde yadsınamaz. Toprak edin mel ilkeler Cumhuriyetin nitelikme konusundaki mutekabihyet Ieriyle özdeşleştirilmiştir. esasınm başka konulardaki mutekabiliyet esasından farklı yonü, 1982 Anayasası'nın 2. maddedevletin, ülke denilen asli madsinde, insan haklarına toplumun di unsuruyla olan ilişkisidir. Söz huzuru, milli dayanışma ve adakonusu ilişki bu noktada farklı let anlayışı içinde saygıh olunabir düşunce ve hassasiyeti zorun cağı hukmüne yer vermek surelu kılar. Bu koşullardan herhangi tiyle 1961 Anayasası'na nazaran bir nedenle tek taraflı vazgeçdevlet ve toplumun çıkarlanna mek, Devletler Hususi öncelik tanınmıştır. Hukuku'nda Yabancılar HukuBaşlangıç'ın 5. paragrafında ku alanına etkisi zaruri eşitlik getirilen "Millet iradesinin prensibini benimsememek anlamutlak üstunluğü, egemenliğin mı taşır. Kaldı ki; bu alanda hakkayttsız şartsız Türk milletine ait kın süjesi bireylerdir. Kendi vaolduğu ve bunu millet adına kultandaşına yabancı ülkede aynı lanmaya yetkili kılınan hiçbir kihakkı sağlamadan, ülkesinde yaşi ve kuruluşun, bu Anayasa'da bancıya hak tanıması kolaylıİcla gösterilen hurriyetçi demokrasi savunulamaz!' (s. 36) ve bunun icaplanyla belirlenmiş "Yabancıya satılmış topraklahukuk duzeni dışına rın yasal yollardan yerine göre çıkamayacağı'•' ilkesi ile tüm UYANMAK IIH \3 1 U ,Y • I 11 ,7,•*>> ** 6. baskı çıktı EGEKENT'TE İNŞAAT YAPTIRILACAKTIR EGEKCXDP'a bağh S.S.2.Semeykop Konut Yapı Kooperotifine ait B.Çiğli Maltepe Mevkiinde 1654 no.lu adada yer aian 256 konutun üst yapı inşaat işleri kapalı zarf usulüyle ihalefeçıkarılmıştır. 1 işin l.keşif bedeli 1.524.345.192.TL.dir. 1986 birim fiatlarıyla EVET/HAYIR OKTM AKBAL OKURLARDAN AÖF'ün sorunları AÖF sisteminin Türkiye'de uygulanacağı açıklandığı zaman binlerce genç bu habere çok sevinmişti. Çünkü bu haber benim durumumda olan binlerce lise mezunu gencin hem çalışmasma engel olmayacak hem de bir yüksek öğrenim imkânı sağlayacaktı. Bizler dersler başladıktan sonra ilk senelerdeki eksiklikleri hep hoşgörüyle karşıladık. Herşeyin zamanla iyiye gideceğini düşünduk. Fakat hiçbir şey düşündüğumuz gibi çıkmadı. Bu sene son sınıfların derslerinin TV'de nasıl bir program halinde yayımlandığını anlayamadık. Çünkü TVde hocalanmız 15 dakikada 3 üniteyi birden anlatıyorlardu Ders kitaplan ise 3 fasikülden olusuyordu. Ilk kitaplar suresi içinde gönderildi. İkinci ve üçüncü fasiküüer ise derslerin yayımlanmast bittikten sonra, sınavlara 2 hafta kala geldi. Donem sonu sınavında geçen öğrenci sayısı ise yaklaşık 4 bin öğrenci arasında 56 öğrenci olarak açıklandı. Bütünleme sınavı da pek iç açıcı değil. Bu durum dahi sistemin ne durumda olduğunu ortaya koymaya yetiyor. Sistemin en önemli eksiklerinden biri de ekonomik durum. Bizlere gönderilen sınav sonuçlanyla birlikte gelen banka havaleleri de öğrencileri son derece zor duruma sokuyor. Banka havaleleri ayın 20'sinde bize ulasıyor ve ayın 31'inde Ankara'da olması isteniyor. Bizlere bu ücreti ödeyebilmemiz için 23 günlük bir süre kalıyor. Bu ücret 20.000 ila 30.000 TL arasında değisiyor. Yani çatışan bir kişi için ayın en zor döneminde öğrencilerden bu para isteniyor. Pek çok öğrenci bu paraları bulabilmek için adeta dilenecek duruma geliyor. Yetkililerin bu durumları göz önüne almalart ve dar gelirli öğrencilere verdikleri öğrenim haklarına biraz saygı göstermelerini diliyoruz. ERCAN AKCAN AÖF son sınıf öğrencisi 169 lira kilo başına kalıyor. 6 aydır yalnız mayıs ayına ait para aldık. Onu da Çaycılar Kooperatifî'nden aldığımız gübre parasını kestiler. 5 aydır çay parasını alamadık. Alacağımız da belli değil. Çay parasını zamanında alsaydık, odun, kömür ve hayvan yemlerimizi almış olacakttk. Hem de bu maddeler yan fiyatına. 3 ay evvel bunları alsaydık, odunun çekisi 6 bin lira, kömürun tonu 20 bin, hayvan yeminin kilosu 45 lira idi. Şimdi ise odunun çekisi 12 bin, kömürun tonu 30 bin, hayvan yeminin ise 75 lira. Bu durumda bizim çay parası 169 lira değil, 90 liraya geliyor. Sonuçta çok zor durumdayız. Kime dediysek kimse ilgilenmedi. Binlerce Doğu Karadenizli aynı durumdadır. YAŞAR TURNA ARHAVt/ARTVtN Kendi Kendime... Kısa da olsa, uzun da olsa her yolculuğa çıkışta içimde bir ürperiş... Buna bir çeşit korku da denebilir. "Gıdip de gelmemek var Gelip de bulmamak var" gibi değil, daha başka!.. Yanıma neleri almalıyım, havalar soğur mu daha, bir kazak, ya Irençkot, haydi şapkadan vazgeçelim, ama bir kasket olsa! Muhakkak bir iki kitap. Hangileri? Daha çok şiir, ya da bir anı, bir deneme kitabı... Uzun zamandır roman okumuyorum. Ya da atlaya zıplaya göz gezdiriyorum. Öykü daha iyı. Hiç değilse kısa, çabuk okunuyor. Ama üç beş yüz sayfalık bir romana bir dahyorsunuz dalabilirseniz bir de bakıyorsunuz boş yere zaman yitirmişsiniz... , Uçak gece kalkacak. Geceyarısı varacağım gideceğım yere. 'Mayonu a/' dediler. Oysa yazın bile denizle o kadar başım hoş değildir. Su ılık olmalı, kumsal ince kumla kaplı olmalı, fazia kalabalıkolmamalı... Yanibir sürü ayrıntı. Deniz kıyısında oturup düş kurmak en iyisi. Çantamı hazırlıyorum. İkı gömlek, bir de kravat, ne olur ne olmaz. ille de ıki pantolon. Bir kez tek pantolonla gttmiştim Ankara'ya. Otelin önünde düşünce pantolon yırtıldı. Haydi otele koş, odaya kapan, terziye gönder. Bu yüzden hep iki pantolon alırım. Traş makinesini unutmamalı. Ya ilaçlar? Onları en başta yerleştirmeli. Daha bir kaç saat var uçağa. Ama ben sabahtan başlanm, telaşla, bir çeşit üzüntüyle... Ne var işte sıcak oda; karşıda, epey uzakta sisler içinde Marmara; radyo çaltyor, yazı makinem önümde, sabah gazeteleri gelmiş, kitaplar beni oku, beni oku diye çığlık çığlığa... Yaşlılık belirtisi mi? Belki. Ama ben öteden beri her yolculuk öncesi böyle duygularla iç içeyimdir. Bir koltuğa oturup, okumak, yazmak, hayal kurmak en iyisıdır, bana öyle gelir. Salâh Birsel'in 'Pineklemeye Çağ/v'sını anımsıyorum, ne diyordu şair dostum: "Duralım efendiler biraz Koşmayalım öyle delice Yormayalım kalbimizi Katmerlendirip gerdanımızı Oturalım efendiler biraz." Son bölümü nasıldı? Birsel'in yeni çıkan "Bütün Şiirleri"n\ arayıp buldum, son dizeleri şöyle: "Aldırmayaiım ö/le üçe öese Yayalım göbeğimiziiyice Dönelim sırtımızj işe akla Acıyan çıkmaz sonra halimize Vakitken çocuklar büyükter henüz Pinekleyelim pinekleyelim Horlayalım efendiler biraz." Yok, öylesine değil. Zaten tersini söyiesem kimse inanmaz. Bunca yıldır her gün yazı yazan, yayımlayan bir kişinin pineklemeye vakti olmaz ki! Ama sessiz bir yerde, ya da derinden gelen bir çalgının etkisiyle, bır rahat koltukta oturup çayını iç^ e s i , kahvesini höpürdetmesi de gıizeldir. Rahatınız yerindeyse, sıkıntınız yoksa, her şey yolundaysa. Ama boyle bırinı nerde bulmalı? Kişi hayal eder. Edince de işte böyle olmayacak şeyleri aklından geçirir. Şiir kitaplarını alt üst ettim geçen gün. Kitaplığın üç rafı iki sıralı şiirle dolu. Hepsini seviyorum, şiir yazan insanlar, bu dünyanın 'en iyi' insanlan mıdır? Şair, en dürüst, en sağlam, en güvenilir kişi midir? Soyut olarak öyle de, somut olarak pek de öyle değil? Nice şair tanıdım katı yürekli, acımasız, hoşgörüsüz... Üstelikde içlerinde kıyıcı olanları davardı. Ermiş kişiliğine yakın bir tek şairi anımsıyorum: Ziya Osman Saba.. Biraz da Behçet Necatigil. Tahir Alangu pek bu kanıda değildi. 'O öyle görünür, ama ..." der susardı. Ne var ki, Necatigil'in şiirieri ile kişiliği güzel bir uyumu yansıtır. Böyle bir şaire bır sokak adını vermeyen katı yüreklileri gözümün önüne getirmeye çalıştım birden. Olmadı. Yaşamlarında bir tek dize ezberlememiş, bir tek şiir okumamış insanlardan başka ne beklenir ki! Yağmur yağdı yağacak. Daha saatler var uçağa. Siz bu satııiarı okurken ben çoktan o gıdeceğim yere varmış olacağım. Belki de bir gölgeli bahçede çay içerken bu yazıyı okuyacağtm. Neler de yazmtşım, ne diye yazmışım diye kendime kızacağım. Öyle ya, bakın başımızda yeni bir hükümet var, eskinin yenisi mi, yeninin eskisi mi bilemem! Ülkemizi dertlere sokmak girişimleri var. Mektuplarla binbir dert, acı, sıkıntı yığınlarını bana duyuranlar var. Böyleyken sen kalk, bir yolculuk öncesinin sıkıntılarını yaz. Sevinçle sıkıntının karıştıgı bir duyguyu... Bir anlığtna duyup geçtiğin bir duyarlığı. Olur mu hiç? Ama oluyor işte! Birsel'in eski bir şiirini, ama eskimeyen bir şiirtni okuyorum: "Yaşamak diyordu Güzindk Bir anı bir anı ancak Dostlar da anı Saksı Misafir odası Su içsen o da anı oiur Koltuk oturunca anıdır Tütün yakılınca Dünyamız da anı tilkicik Kaçan geyik tosbağa gelıncik." 2 Geçici teminatı 45.730.356.TL.dir. 3 Ihale »arih ve saati 7.11.1986 Cuma günü saat15.00'dir. 4 Ihale Izmiroğlu İşhanı 857 Sok. No:6/108 Konak/İZMİR adresindeki kooperatif merkezınde yapılacaktır. 5 Bu iş için verilecek avans ihale bedelinın %10'udur. 6 Ihaleye girebilmek için en az 1 .keşif bedeli kadar A ya da B grubu Müteahhitlik Karnesi sahibi olmak ve Şehirfethibey Caddesi Sardalar İşhanı 23/6 IZMİR adresindeki EGEKOOP Genel Merkezinden ihale dosya^sını 50.000.TL.karsılığında satın almak gereklidir. 7 Isteklilerin yeterlik almak için en geç 31.10.1986 Cuma günü Soot 18.00'e kadar vukanda adresi belirtilen EgeKoop Genel Merkezine dosyalannı vermeleri gerekmektedir. 8 YeteHik alon firmolor 7.11.1986 Cuma günü saat 9.30'da belirlenecektir. 9 EGEKOOP ve S.S. 2. Semeykop Konut Yapı Kooperatif i 2886 sayılı yasaya tabi değildir. Çay paralarunız neden ödenmiyor? Bütun geçim kaynağırmz çaydır. Mayıs haziran temmuz ağustos eylül ve ekim aylart ÇayKur'a çay veriyoruz. Yaş çay fiyatı 177 lira. Bunun 8 lirası kesiliyor. TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ • Yeni bir "müdahale" gündemde mi? • 2000 yılının komutanlan nasıl yetistiriliyor? • NATO dışı Milli Strateji nasıl hazırlandı? • Evren, özal ve Ûruğ'a ne dedi? • "Emret Komutanım"ın yazarı M.Ali Birand, Nokta'ya aakladı: "Kitabımı kimseye denetlettirmedim." "Yazdıklarıma kızanlar olabilir." "Ordu Anayasa ile oynanmasından rahatsız." • Sosyalist Enternasyonal Başkanı • Babıâlideki fırtınanın öyküsü Brandt'ın N o k t a ' y a özel demeci: #Sperm alerjisinden çocuk alerjisine kadar "SHP ile DSP'yi ayırmıyoruz" çağımızın en yaygın illeti: Alerji # Din dersinde aşağılanan Hıristiyan öğrenciler yakınıyor: "Kokuyorsun diyorlar, gâvur diye çağırıyoriar..." • İran'dan kaçan saray kuaförü, FaHaftalık Haber Dergisi rah Diba'yı anlattı. BİLMEDİĞİNİZ BÜTÜN YÖNLERİYLE EGEKOOP YÖNETİM KURULU n©Kta GÖZDE ONARAN ALÎULÜSOY evlendiler. İSTANBUL, 25 Ekim 1986 Ue Sayın Doktor ve Eczacılann Dikkatine <OCERAL> ROCHE oksikonazol MANTAR HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE Prarik uygulama • Hızh, etkin, uyumlu tedavi • Geniş spektrum • Üç dermatolojik form bosfor turizm ISTANBULKÖLN Bütün Avrupa şehirleıiyle bağlantılı muntazam otobüs seferleri. t&tanbui. Mele Cadues> No 18 TaksımTel 143 25 25 Ankara: Adem Yavuz Sokak No 3/1 Kızılay Tel 34 47 40 Oceral > Rocbe SpreySolüsyon GUND K UYGULAMA ROCHE MÜSTAHZARLARI SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle