Katalog

12 EKÎM 1986 F Almanya DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 144) bin kişi, Amerikan füzelerini protesto etti HASSELBACH, (ajı.) İzlanda'da, Amerikan ve Sovyet üderleri, nükleer siiahlarda indirime gidilip gidilmemesi üzerinde görüşmelerde bulunurken, F. Aİmanya'ntn Hasselbach kentinde yaklaşık 140.000 kişi, ülkeye Amerikan Cruise füzelerinin konuşlandırümasını protesto etti. Wüschheim'daki ABD Üssü yakınındaki gösteri, 1983 ekimindeki bir milyon kişinin katıldığı protesto eyleminden sonra bu ülkede yapılan en büyük gösteri oluyor. Polis, protestocularm sayısını 80.000 olarak açıklarken, gösteri düzenleyicileri ile olayı izleyenler, bu sayının 140.000 dolayında oldugunu belirttiler. 5 saat süren gösteriler sırasında olay çıkmadığı bildirildi. Ancak 5000 kişilik bir polis kuvvetinin çevredeki ağaçlık bölgede hazır beklediği gözlendi. 2000 otobüs ve 7 özel trenle Hasselbach'a gelen protestoculann eylemi, aralannda Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller'in de bulunduğu 1000 kadar örgüt tarafından düzenlendi. Federal Almanya'da terör F.Almanya Dışişleri Bakanlığı Siyasi Daire Başkanı Braunmuehl, evinin önünde taksiden indikten sonra açılan ateş sonucu öldü. Olay yerine bir mektup bırakan RAF, Batı A vrupa Devrimci Cephesi adlı yeni bir örgüt kurulduğunu açıkladı. BONN, (AP) Federal Almanya Dışişleri Bakanlığı Siyasi Daire Başkanı Gerold Von Braunmuehl, önceki gece evinin önünde, silahlı bir kişi tarafından vurularak öldürüldü. Suikastı, Alman Kıni Ordu Fraksiyonu (RAF) üstlendi. 51 yaşındaki Braunmuehl, Alman Dışişleri Bakanı HansDietrich Genscher'in en yakın danışmanlarından biriydi. Bonn polisi sözcUsü Hetmut Engelkenin açıklamasına göre, olay yerinde 7 sayfalık bir mektup bulundu. RAF'ın simgesi yıldız ambleminin bulunduğu kâğıtlara yaalı mektupta, suikastın örgüt Uyesi Ingrid Scbubert'in ölümünün intikamını alma amacı taşıdığı kaydediliyor. Schubert imzalı mektupta aynca, Batı Avrupa'da faaliyet göstermek üzere Batı Avrupa Devrimci Cephesi adında bir örgüt kurulduğu da bildiriliyor. RAF'ın kadın teröristlerinden Schubert, 12 Kasım 1977'de Stemmheim hapishanesindeki hücresinde kendini asmış ve görevliJer tarafından ölü olarak bulunmuştu. Dışişleri Bakanlığı görevlisi Braunmuehi'in evine bir taksi ile döndüğünü belirten polis sözcüsii, "Evin önünde, soför ile birlikte bagajdan çantasını alırken ateş açılmış.Kaçarken 2 el daha ateş edilmiş. Braunmuehl aldığı ağtr yaralar nedeniyle hastanede öldü" dedi. Olaydan yara alma<Jan kurtulan taksi şoförü, sadece bir kişinin ateş ettiğini ve birden sokakta beliren bir arabaya binerek kaçtığını söyledi. Dışişleri Bakanı Genscher, suikastı öğrendikten sonra olay yerine gelip incelemede bulundu. Olayla ilgili soruşturmayı Federal Almanya Başsavcılığı ytirütüyor. Sözcü Alexander Precbtd, suikastı düzenleyenlerin kimliği konusunda henüz bir ipucu olmadığını belirterek, araştırmayı büyük bir titizlik içinde SÜTdürdüklerini bildirdi. Bonn'da bir açıklama yapan hükümet sözcüsü Friedhelm Ost, "Bu tür saldınlar tüm demokratlar arasında güvensiztik ve korfcu yaratıyor. Hükümetin iist duzey görevlisine yönelik bu tür eyiemier devietinüze karşı yapılmış hareketlerdir, demokrasimize tehdittir" dedi ve şöyle devam etti: 'Federal hükümet, güvenlik göreviileriyle birlikte, katilleri yakalamak için ber yolu deneyecektirV Kızıl Ordu, Federal Almanya'da son olarak 9 temmuzda Siemens şirketi yöneticisi Karl Heinz Beckurts'u, otomobilini havaya uçurarak öldürmüştü. Dışişleri Bakanı Genscher'in danışmanıRAF tarafından sokak ortasında vuruldu DÜNYADA ALI SIRMEN BUGUN Batı Alman polisi, Dışişleri Bakanlığı görevlisi Braunmuehi'in cesedinı kaldmyor. Braunmuehi'in öldunilmesım RAF üstlendi "Encyclopaedia Britannica'ya sahip olmak banİcada paranız olmasına benzer: BiJgiye ihtiyacınız olduğu anda yardımınıza koşar, zenginleştirir." The New York Times "Encyclopaedia Britannica, hayranlık uyandıran eşsiz bir eser (...) sahip olanlar için hiç tükenmeyecek bir bilgi ve coşku kaynağıdır." New Statesnıan "Britannica, çağdaş insanın vazgeçemeyeceği bir bilgi kaynağı, benzeri olmayan bir kültür meşalesidir." The Wall Street Journal Britannica Türkiye'de, Türkçe: Dünyanın 1 numaralı ansiklopedisi AnaBritannica Türkiye, gerçek anlamda "evrensel ansiklopedi"ye ilk kez kavuşuyor. Dünyanın tanıdığı en mükemmel bilgilenme sistemi şimdi Türk insanına, Türkçe olarak sunuluyor. Bu benzersiz ansiklopediye kolayca sahip olmak için 3 Kasım'ı bekleyin. Yayıntarihi: 3 Kasım 1986 • Yayın süresi: 4 yıl • Cilt sayısı: 22 • Fasikül özellikleri: 64 sayfa, tamamı renkli, haftalık. • Görsel malzeme: 20.000 fotoğraf, harita, şema. • Katkıda bulunanlar: Her biri konusunda uzman 5000'i aşkuı bilim adamı, araştırmacı, yazar. Ana Yayıncılık, bu büyük bilgi kaynağına abone olmak isteyen herkese uygun, çok seçenekli abone koşullarr sunacaktır. •femal Tahir in Osmanlı devlet yapısıyfa ilgili özgun görüşleri vardı. Ünlü romancımız bunları "Devlet Ana" adlı yapıtında dile getirmişti. Yunus Emre'nin de konuşturulduğu. ama bu sözlerin hiç bir belgeye dayandırılmadığı romanında Kemal Tahir devleti, koruyucu, kollayıcı, tebaasına hizmet götürücü bir ana olarak betimliyordu. 12 Mart dönemınde "Devlet Baba", "Devlet Ana"yı toplatıverdi bırden ve rahmetli yazarımız da, bu olayla devletin ana mı baba mı oldugunu anladı mı bilmem. Paternalist bir toplum olan Türkiye'de devlete değgin deyimler içinde ana sözcüğüne çokça rastlanır. Nitekim eskilerin 'Teşkılatı Esasiye Kanunu" dedikleri devletin temel yasasının adı da bugün anayasa olmuştur. Bu anayasa adının sözü edilen yasanın encamının Anadolu'nun cefakâr analannkinden çok farklı olmamasından, ikide bir itilip kakılıp, orasına burasına el atılmasından kaynaklanmadığını belirtmek gerek. Buradaki ana, temel anlamında kullanılmaktadır. Yoksa anayasami2, herşeye karşın anaya benzemiyor, getirdiği paternalist yapıya, birbiri ardından gelen yasak ve kısıtlamalar ile çatık kaşlanna bakınca, onun anadan çok babaya benzediğini görmemek elde mi? Gerçekte anayasamıza, anayasa hukukunun ve siyasal bilimlerın gelişim çizgisi ve bugün vardığı evre doğrultusunda baktığımızda onun gerçek çağdaş bir anayasa niteliğınde bile olmadığını görürüz. Bu özellik, temel yasamızın, basit bir anayasa asıstanının bile düşmemesı gereken yanlışlarla donatılmasına neden olan, gaf üstüne gaf yapan, hani neredeyse "Biz tüm ünvanlarımıza karşın bu işin cahiliyiz" dercesine çocuksu teknik yanlışlan birbıri ardına sıralayan ve böylelikle temel yasada benzeıierinde az görünen boşluklar yaratan acemi "uzmanlann!" ürünü olmasından doğmuyor. Anayasamıza, çağdaş anayasa niteliğini yitirten, onun temelinde yatan düşüncedir. Bu temel yasanın yapımına egemen olan düşünce, gerçekte yurttaşın, bireyin, kurumların temel hak ve özgürlüklerini sınırlamak, onları var olandan daha geriye götürmek, yurttaşı teba durumuna indirgemek amacına yöneliktir. Oysa anayasalar tarih boyunca, bireyin hak ve özgürlüklerinin alanını genişletirken, iktidarın, devletin önceleri sınırsız olan yetkilerinın sınırlannı belirlemek amacına yönelik olmuşlardır Anayasa Hukuku'nun, anayasa kurumunun tarihsel geJişim çizgisi iste budur Bu açıdan bakıldığı zaman, toplumumuzda Gülhane Hattı Hümayunu ile 1839'da kaldınlmıs bazı uygulamaları bile kimi zaman geri getiren bu temel yasa, çağdaş bir anayasa değildir. Ona bir ad kondurmak gerekiyorsa eğer, yapısıyla müsemma bir ad olarak "amayasa" diyebiliriz. Çünkü bu temel yasa, tüm hak ve özgürlükleri maddelerinin başında var kabul edip, tüm yurttaşların bunlardan yararlanacağını söyledikten sonra bir "ama" getirerek, kısıtlama yöntemiyle yapılmıştır. Ömek mi? Tüm yurttaşlanmız seyahat hürrıyetine sahiptir ama tüm yurttaşlar öğrenim özgürlüğüne sahiptir ama düşünce özgürlüğü vardır ama... vb. Tüm bu yapısına karşın, bu anayasanın yapımında gücüyle etkin olmuş (nasıl bir güçse) öyle çevre ve kişiler var ki, bu temel yasanın güvencesi olduklarını açıklamışlar ve onu deldirtmeyeceklerıni. bırçok kez yinelemişlerdir. Gerçi bu açıklamalar, daha çok temel yasanın yasaklarla ilgili hükümleriyle ilgili olarak yapılmış, örneğin kitleleri son yerel seçimde peşinden sürüklemiş olan Süleyman Demirel'in siyaset yaşamına dönmesini geciktirmek ya da hırsızı, uğursuzu, yolsuzluk yapanı, devlet malı çalanı, rüşvet alanı, kaçakçıyı, hayali ihracatçıyı, katili affederken, düşünce suçu denen çağdaş ülkelerde var olmayan mahkümların affını engellemek amacına yönelik olmuşlardır. Ama ne ofursa olsun, bu açıklamaları yapanlar, anayasayı deldırtmeyeceklerini açıkça söylemişlerdir. Oysa anayasa. onu yapmakla görevlendirilenlerin, yapımında rol oynayan çevrelerin bu yasanın yapımı sırasındaki yanlışlarının ürünü olan boşluklar yüzünden delinmiştir ve delinmektedir. Nasıl mı? Çok basit ve güya kurnaz bir yöntem ile. Anayasanın 3. ve 7. maddelerine aykırı olarak çıkarılan "yabancılara Türkiye'de mülk edinme olanağını veren yasa"nın bu aykırılığı Anayasa Mahkemesi'nce daha önce karara bağlanmıştı. Ne var ki, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararının belli o(ması ile, yine Anayasa'nın 153. maddesi gereğince, kararm gerekçesinin yazılması (ki karar ancak gerekçesi yazılınca yürürlüğe giriyordu) arasında geçen zaman içinde satışlar yapılmış, Anayasa Mahkemesi kararı yok sayılmış, anayasaya aykırı uygulama sürdürülmüş, başka bir deyişle anayasa delinmiştir. Anayasanın delinmesi olayı, karar gerekçesinin yazılıp Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe girmesiyle de son bulmamış ve sürmüştür Turgut Özal iktidarı, ilk yasadan daha da aykırı olan, başka bir yasayı kendi çoğunluğuyla geçirtip uygulamaya sokmuştur Bu işlem yapılırken, uygulamanın anayasaya aykırı olduğu bilinmiyor muydu sanıyorsunuz? Bal gibi biliniyordu. Ama kurnazlık şöyle diyordu: "Biz yasayı geçirtip uygulayalım, sonra Anayasa Mahkemesi iptal etsin. Biz o zamana kadar, satışları yaparız. karar açık ' landıktan sonra da satışlar gerekçe yazılana dek geçecek süre içinde hızlandırılır ve bu iş böyle sürer gider." İşte mantık budur. Ve uygulama sürüp gitmekte, anayasa sürekli delinmektedir. Şimdi sorumuz şu: Gencecik çocukların ölüm cezalarının, ülkemizin çağdaş dünyada yüzünü kızartan, çağdaş kurumlarda yer almasını engelleyen düşünce suçlarının affına karşı "Anayasayı deldırtmem" diyenler yurt topraklarının yabancılara satışında anayasanın kanuna karşı hile, ya da onların anlayacağı dille hilei şeriye yoluyla delinmesi karşısında sessiz mi kalacaklardır? Ne dersiniz? Bugün Türkiye'de bazı kişiler anayasayı tebdil, tağyir diye başlayan 146/1 maddeden ölüm cezasıyla yargılanıyorlar ve bugün Türkiye'de anayasanın yabancılara yurt topraklarının satışı ile ilgili maddeleri dolaylı yoldan da olsa ihlal ediliyor, anayasa deliniyor. Şimdi şu hale bakın: Anayasa delik... Yasaklar delık... Bütçe delik... Ödemeier dengesi delik... YÖK delik... Yurttaşın cebi delik... Cep delik Cepken delik Kevgir misin be kardeşlik? TEKİRDAĞ MURATLI SULH HUKLK HÂKtMLİGÎ'NDEN Anayasayı Deldirtmemek... E ncyclopaedia Britannica. bütun dünyada "en geniş kapsamlı. en mükemmel ansiklopedi" olarak bilinir. İlk basımı 1768de, İngilterenin Edinburg kentinde yapılmıştır. Bugün. ABD'nın ünliı bilim merkezlerinden Chicago Üniversitesi ile. ABD. İngiJtere, Kanada, Japonya ve Avustralya'nın önde gelen sekiz büyük üniversitesinin akademisyenlerindenoluşan bir yayın kurulu tarafından hazırlanmaktadır. Her biri kendi alanının uzmanı 5000"i aşkın bilim adamı. araştırmacı ve vazarın katkısıvla yayımlanan dünyanın en önemli. en geniş kapsamlı ve en prestijli ansiklopedisi. 150 ülkede.vüzmilyonlarca insanın bilgilenme kaynağıdır. naBritannica. dünyanın 1 numaralı , ilgili özel önem taşıyan bilgilerle zenginleştirilmistir. Türkiye. AnaBritannicavla ilk kez dünya çapında bir ansiklopediye kavuşmakta. bilgi ve genel kültür alanında. dünyadaki en önemli kaynağı ele geçirmektedir. belki de en büyuğüdür. A A A naBritannica'nın temel ilkesi bilgiyi. "özef olarak değil. "özlü" biçimde aktarmak; her meslekten. her eğitim aşamasından, heryaştan okura. aradığı bilgiyi özlü. kapsamlı. doğru ve en son gelişmeleriyle sunmaktır. naBritannica ile. insanoğlunun iki bin yıllık evrensel bilgi ve kültür birikimınin mirası şimdi de Türk insanının hizmetine Türkçe olarak girmektedir. 1985/263 esas 1986/170 karar Davacı Tekirdağ Muratlı Kazımdirik mahallesinden Hasan Salud tarafından davalı Muratlı Tapu Sicil Müdürlüğu ve dahili davalılar Akif Ulu, Hatice Atakol ve İsmail Atakol aleyhine açılan, tapuda soyadı tashihi davasının sonunda verilen 17.7.1986 tarihli karann hüküm bölümu "Muratlı Kurudere mevkü, kütük 12, sayfa: 1273, pafta: • 2, ada: 60, parsel: Il'de kayıtlı taşınnıaan 1/4 hissesinin maliki Celadin oğlu Hasan'ın Sabudi olan soyadının Salud olarak düzeltilmesine, peşin alman harcm mahsubuna ve masraflann davacı üzerinde bırakdmasına dair olup, dahili davalılar Hatice Atakol ve tsmaiJ Atakol'un adresleri bulunamadığından ilanen tebliği istenen bu karann ilanın yapıldığı tarihten itibaren 7 gun sonra tebliğ yapılmış sayılacağı ve teblığden itibaren 8 gün içinde yasal yollara başvurulmadığı takdhde karann davacı yaranna kesinleşeceği ilan olunur. 12.9.1986 A ansiklopedisi Encyclopaedia Britannica'nın 1986 basımı temel alınarak hazırlanmıştır. Britannica daki bütün genel kültür maddelerini kapsamaktadır. Ayrıca Türkiye ve Türk kültürüyle naBritannicanın 3 Kasım 1986'da başlayacak yayını, matbaanın gelişinden bu yana. yurdumuzdaki önemli kültür ve yayımcılık olaylarından biri. ANKARA YENİMAHALLE 2. tCRA MEMURLUĞUNDAN MENKL'L MAL SATIŞ İLAM Dosya No: 1983/2256 Es. Bir borçtan dolayı hacizli bulunan 2.500.000. TL.sı muhammen bedelli bir adet Çekoslovak imalatı Mez. FRENStot marka faa? jeneratör satışa çıkanlmıştır. Birınci anırma 3/11/1986 gOnü saat 10.30'da Istanbul Yolu 20. kilometrede yapılacak ve bu günü muhammen bedelinin •» 75'ine ? ıstekli çıkmadığı takdirde 4/11/1986 günü aynı yer ve saatte ikinci artırmasının yapılarak % 50'sine fiyat verene ihale edileceği, belediye tellaliye ve damga resmi ile % 10 KDV'nin alıcıya ait olduğu, başkaca bilgi almak isteyenlerin >ufcarıda yazıL dosya numarası ile memurluğumuza muracaat etmeleri ilan olunur. 3.10.1986 Ana Yayıncılık A.Ş. ve Encyclopaedia Britannica, Inc. işbirliği ile yayımlanmaktadır.