11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Kosta Rika televizyonunun haberinde Richter ölçeğine göre 5.4 şiddetindeki depremde 1.000 kişinin öldüğü, 4.000 kişinin de yaralandığı belirtildi. Sahıbi: Cnnaariyct Maıbaacıhk ve Gazeıecılik Türk Anonım Şırkeu adına Nadir Nadi, • Gene! Yayın Müdürü H u ı n Cemal, Müessese MıldUrU: EmİM Ufakhfil, Yan Işlerı MüdUrU: Okay Gooeasiıı. Q Haber Merkezı Mudurü: Yalpa B*m. Sayfa Dttzeni Yöneımenı. Ali Acar, • Temsılcıler ANKARA: Yalcıa Dotao. İZMIR: Hlkmct Çcüakaya, AOANA: Mekmel Mereaa. Isıanbul Haberlerı: Reaa Öz, Dış Haberler: Eıgun Bakı, Ekonomı. Ouaaa Ulafay, Kültür Cdal Üster, Magazın Yalçın Peltfea, Spor Danışmanr Abdalkadlr Yncebnan, Duzdtme. Reflk Darba*, Arasıırma. Şakia Alpay, lşSendıka. Şukna Keteaci, HaberAraştırma: Ufak GoMcmir, 0 Koordınaıör: Akmet Konılsan. # MaJı Işler Erol Ert.t, tdaıc: Hascyia Garer, lşletme: ÖMİer ÇeUk, Bılgı Işlera: Nail laal. Basan ve Yayaru Cumkariyet Maıbaacıhk ve Gazeıecılik T.A.Ş Türk Ocaftı Cad 39/41 Cajalo&lu, 34334 lsı., PK. 246Istanbul, Tel 512 05 05 (20 h»ı), Telex: 22246 • Burolar Aakan: Ziya GökaJp Bulvan Inkılap Sokak, No: 19/4, Tel: 33 11 4147, Teta 42344 # Izmir H. Ziya Bulvarı, 1352. Sok 2/3, Tel: 25 47 0913 12 30, Telra: 52359 • Adara: Çakmak Ca<> No 134 Kaı 3. Tel: 1455019731, Telex: 62155. TAKVİM 12 EKİM 1986 İmsak: 4.40 Güneş: 6.04 öğle: 11.56 Ikindi: 15.03 Akşara: 17.37 Yatsı: 19.56 El Salvador'da 1000 ölü var SAN SALVADOR, (AP) El Salvador'un başkenti San Salvador'da önceki gün meydana gelen depremde ölenlerin sayısımn bin kişiyi aştığı haber veriliyor. Kosta Rika televizyonunun haberlerinde Richter ölçeğine göre 5,4 şiddetindeki depremde bin kişinin öldüğü, 4 bin kişinin yaralandığı ve başkentin büyük bölümünün yerle bir olduğu bildirildi. Ülkede olağanüstü hal ilan edildi. San Salvador'da önceki gün öğle saatlerinde meydana gelen depremin ardından 4,1,44 ve 4,9 şiddetlerinde 78 yer sarsıntısı daha meydana geldı. Sarsıntılann devam edebileceği haber veriliyor. Depremler nedeniyle başkentteki birçok bina yıkıldı ve yangınlar çıku. 800 bin nüfusiu kentte büyük hasar meydana geldi. Depremde ölen yüzlerce kişi arasında çok sayıda çocuğun da bulunduğu açıklandı. önceki günkü depremin, El Salvador'un son 5 yıldan bu yana gördüğü ikinci büyük felaket olduğu belirtiliyor. Ülkede 1982 yıhnda meydana gelen bir depremde 20 kişi ölrnüş, 300 kişi yaralanmış, S0 bin kişi de evsiz kalmıştı. önceki günkü felaket nedeniyle San Salvador'da elektriklerin ve haberleşme bağlantılannm kesildiği bildiriliyor. Depremden sonra acele olarak başkente dönen El Salvador Devlet Başkanı Jose Napoleon Duarte, radyoda bir konuşma yaparak halkın paniğe kapılmamasını ve yardımlaşma içinde olmasını istedi. Devlet başkanının ülkesine uluslararası yardım çağnsında bulunduğu haber veriliyor. Depremde yaralanan yüzlerce kişinin askeri hastanelere kaldınldığı, yaralı sivillere yer ayırmak amacı Ue El Salvador'daki iç savaşta yaralanan askerlerin hastanelerden boşaltıldığı bildiriliyor. San Salvador'daki hastanelerde yer kalmadığı için depremde yaralananlardan bir bölümünün içeri alınamadığı, geceyi hastanelerin önünde sokakta yatarak geçirdikleri belirtiliyor. dım malzemesi gönderdiğini açıkladı. El Salvadorhı yetkililer tarafından dün yapılan açıklamaya göre, şiddetli deprem nedeniyle başkent San Salvador yakınlanndaki Soyapango kasabası haritadan silindi. Santa Ana, San Miguel ve Usulutan kentlerindeki yerleşim merkezleri de büyük hasar gördü. Depremden sonra meydana gelen yer sarsıntılan nedeniyle kurtarma çahşmalan aksıyor. Başkent San Salvador ve çevresindeki kentlerde halk geceyi sokakta geçirdi. FRANSA'DAN YARDIM Fransa'daki yardım kuruluşlan ve ülkedeki doktorlar El Salvador'daki deprem kurbanlanna yardım amacıyla bu ülkeye sağlık ekipleri gönderdiklerini acıkladılar. Honduras ve Guatemala'da bulunan uluslararası yardım ku Ülkede olağanüstü hal ilan edildi, yeni sarsıntılar yüzünden kurtarma çalışmaları aksıyor Ortak anten zorunluluğu ANKARA (a*.) Sekiz ve sekiz daireden fazla apartmanlarda, ortak radyo ve televizyon anteni bulundurma zorunluluğu getiriliyor. Ulaştırma Bakanlığı Telsiz Genel Müdürluğü üe TRTnin ortak çalışması sonucu hazırlanan "Radyo, Televizyon Müsterek Anten y YönetmeUli ' Başbakanlığa su nuldu. Yönetmelik uyarınca, sekiz ve sekiz daireden fazla apartmanlann hepsi 1990 tarihine kadar ferdi antenlerini değiştirmiş ve yönetmelik esaslarına uygun ortak radyo ve televizyon anteni takmış olacaklar. Yeni yapılacak binalara da, 1 Ocak 1987 tarihinden itibaren inşaat ruhsatı verilirken, bu yönetmeliğe uygun ortak anten projesi aranacak. ruluşlannın merkezlerinin de El Salvador'a yardım ekipleri gönderdikleri bildirildi. San Salvador'daki hastanelerde yer kalmadığı için depremde yaralananlardan bir bölümünün içeri alınamadığı, geceyi hastanelerin önünde sokakta yatarak geçirdikleri belirtiliyor. Bu arada tsrail'deki amatör bir telsizci, Orta Amerika'dan, San Salvador'daki ölü sayısımn 400 ila 500 olduğunu haber aldığını açıkladı. Telsizci, aldığı haberlere göre, başkent San Salvador'daki Amerikan Büyükelçiliği'nin yakınındaki bir okulun da yıkıldığım, enkaz altında çok sayıda çocuğun kaldığını belinti. Bu arada, El Salvador'da yönetime karşı savaşan solcu gerillalann, kurtarma çalışmaları tamamlanıncaya dek tek taraflı ateşkes ilan ettikleri bildiriliyor. El Salvador hükümeti, depremde ölenlerin sayıssna ilişkin kesin rakam vermiyor. Ülke çapında olağanüstü hal ilanının ardından, yağmalama eylemlerinin önlenmesi amacıyla başkent sokaklanna ordu ve polis birlikleri yerleştirildi. Deprem merkezinin, San Salvador'un 90 kilometre uzağında olduğu belirlendi. Uluslararası Kızılhaç örgütü felaket bölgesine, dun sabah Panama'da 13 ton çadır ve ilk yar Türkiye Küba'da tanUüıyor İLK YARDIMSan Salvador'daki depremde ölenlerin büyük çoğunluğu çocuklardan ohtşuyor. ÇeşÜU ülkeler, başkente yardan ekipleri gönderdi. Enkazların alttndan kurtarma çahşmalan yeni sarsıntılar nedeniyle aksıyor. (Fotoğraf: AP) tSTANBUL, (a.0.) Dünyadaki turizm profesyoneUeri için yayımlanan aylık "International Tburism Magazine" ekim sayısını Türkiye'nin tanıtımına ayırdı. 1824 ekim tarihlerinde Küba'da düzenlenecek Dünya Seyahat Acentelert Birliği'nin 20. kongresinde dağıtılacak olan özel sayıda, Türkiye'nin tarihi ve turistik yerleri ile doğal güzellikleri, Türkiye turizmi ve turizmcileri tanıtılıyor. Film, insanları tartışmaya sürüklemeli Susmak ya da söylemek. Bence en önemli olan doğruyu söylemek. Yani söyledikleriniz gerçekse, öyle olduğuna eminseniz geçerli ahlak kurallarına ve resmi görüşe uyup susmak niye? Susmamak, göze almak. özgür olmanın tek koşulu bu bence. IŞIL ÖZGENTÜRK CEZAYtR Cezayir'in Constantine kentinde havaalanındayım. 8 saattir benimle birlikte 10 kişiyi Paris'e götürecek uçağın kalkmasını bekliyorum. Constantine kentinin görkemli uçurumları, geniş avlulu beyaz evleri, Büyük Sahra Çölü'nün gizemli fısdtılan, kent hallunı 10 gün boyunca bir sinemadan ötekine koşturan, "Images de Fenımes" başlığı altında Üçüncü Dünyalı yüzlerce kadınerkek yaratıcıyı, bir o kadar yepyeni, umutlu Üçüncü Dünya insanını, Güney Afrika'daki ırkçılıgı, Filistin sorununu, yeryüzünde sürüp giden katliamları, adaletsizliği anlatan fılmleri aynı sıcak çatıda toplayan festival geride kaldı. Uçak bir türlü kalkmıyor. Az ötemde Costa Gavras bir derviş sabnyla oturuyor. Yorgun. Dün gece gencecik yüzlerce Cezayirli tam 6 saat sorguya çeküler onu. Filistin sorununa insancıl bir bakışla yaklaşan filmi HANNAK'nın gösteriminden önce, elli yaşını çoktan aşan ve yaptığı her film politik bir olay olan Costa Gavras heyecanlıydı. HANNAK ilk kez bir tslam ülkesinde ve çok politik bir ortamda gösterilecekti. Filmin gösterileceği sinemanın üç adım ötesindeki lokantada akşam yemeği yerken masadaki güzelim Cezayir şaraplanna hiç iltifat etmiyor ve "epe> terieyeceğim herhalde" diyordu. vönetim'de CIA'yla uğraştınız. Sonra Çekoslovakya olaylannı o günlerde Avrupa komünist partilerinin resmi gönişü dışında ele alan bir "hiraf' filminiz var. ltiraPı yaparken soldan gelecek eleştiriler gözünüzu korkuttu mu?" "ltirafı yapmaya karar verdiğimizde Simone Signoret, Yves Montand elimizde Arthur London'un kitabı, birbirimize hep şu sornyu sorduk: Susmak ya da soylemek. Yapraalı mı, yapmamalı mı? Bence en önemli olan dognıyu söylemek. Yani söyledikleriniz gerçekse, öyle olduğuna eminseniz geçerli ahlak kurallarına >e resmi gönişe uyup susmak niye? Hayır susmamak gerek. Eger Oeridlifin bir anlamı varsa burada aramak gerek. Susmamak. Göze almak. Özgür olmanın tek koşulu bu beace. "ttiref", çok eleştiri aldı. Bu eleşÜriler yıpraücıydı, Fransız Komünist Partisi beş yıl sureyle filmi afaroz etti, sonra onlar da pek çok şeyi ve filmi kabul ettiler. Çekoslovakya olaylan buyük acılara mal olmuştu." Gavras'a "Itiraf' filminın Türkiye'deresmidevlet televizyonunda, bir özeleştiri filmi değil, bir karşı propaganda filmi niyetine oynatıldığmı söylüyorum. Elini iki yana açıp, "Bu filmin tuhaf bir şansı var" diyor. "Bu, Kore'de de başıma geldi. Ama ben eleştirilere uzun bir süredir bagışıklıyım." "Dun gece sizi oldukça sıkıştırdılar. HANNAK'yı yazarken de eleştinyi göze almış mıydınız?" "Bence bir film ber şeyiyle kabul edilirse pek geçerli defildir. Bir film, insanlan tartışmaya sürüklemelidir. Coşkuyla onaylanan filmlerden ge Ünlü yönetmen Costa Gavras'la söyleşL Hükümet YÖK'e el atU ÜMtT ASLANBAY ANKARA "YüksekögrerJmin tümünü düzenkyen, yasayla kendine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde özerk" olan YÖK'e, hükümet yapılan etkinliklerde "koordinasyon saglama" amacıyla el attı. YÖK'le, hükümet arasında üç kişilik "trtibat Komitesi" oluşturuldu. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı kontenjanından YÖK üyesi olan Uygur Tazebey ile birlikte YÖK üyesi Orhan Baysal ve YÖK Başkan Yardımcısı Prof. Kemal Karhanın yer aldığı "komite" YÖK Ue hükümet arasındaki "koordinasyon" yanında yapılan etkinlikler, yeni düzenlemeler konusunda hükümete bilgi verecek. Cumhurbaşkanı tarafından, tercihen rektörlük yapmış kişiler arasından seçilen 8, Bakanlar Kurulu'nca üniversiteler dışında üst düzey devlet görevlileri ya da emeklileri arasından seçilen 6, Genelkurmay Başkanhğı'nca seçilen 1, Milli Eğitim Bakanhğı'nca seçilen 2, ve Universitelerarası Kurul tarafından kurul üyesi olmayan profesörlerden seçilen 8 üyeden oluşan, YÖK üyeliklerinin tamamı Cumhurbaşkanının onayı ile kesinleşiyor. "Özerklige ve kamu tüzel kişüigine sahip sürekli görev yapan" bir kuruluş olan YÖK'e yasa uyarınca Milli Eğitim Bakanı gerekli gördüğü hallerde katılıyor, toplantılara başkanhk edebiliyor. Ancak, bugüne kada." Milli Eğitim Bakanlannın YÖK top YÖK'le hükümet arasında 3 kişilik "trtibat Komitesi" oluşturuldu. Komite, YÖK ve hükümet arasındaki "koordinasyon "un yani sıra yapılan etkinlikler, yeni düzenlemeler konusunda hükümete bilgi verecek. lantılanna katılarak "başkanlık" etmeleri bir kaç kez gerçekleşti. Oluşturulan "trtibat Kotnitesi"nin YÖK ile hükümet arasındaki "enfonnasyonu" sağlamak, "kopuklugu" gidermek amaçlanm da taşıdığı öne sürüldü. Şağlanan bilgilere göre, halen Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı ile YÖK arasında "ögretmenligi özendirıne" konusunda da bazı çahşmalar sürüyor. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emirogiu, cahşmalann önümüzdeki aylarda sonuçlanacağını ifade ederken, eğitim bilimleri fakültelerine girişte, öğretmen okullan mezunlanna kolayhklar sağlanması, kredi burs imkânlan ile bazı öncelikler tanınması üzerinde duruluyor. Böylece trtibat Komitesi'nin ilk uygulaması gerçekleşecek. 2547 sayılı YÖK Yasası uyannca, yükseköğretim kurumlannın faaliyetlerine yön vermekle yetkili olan YÖK, Yükseköğretim Denetleme Kurulu yanında öğrenci Seçme ve YeTİeştirme Merkezi'ni de bünyesinde banndınyor. Yükseköğretimin "tümüne" yön veren ve düzenleyen YÖK'ün kunılan "trtibat Komitesi" ile bu konularda aldığı önlemler hakkında da yasa uyarınca kendine başkanlık edebilen Milli Eğitim BakanlığYna da bilgi vermesi bekleniyor. Daha önce YÖK'un yaptığı tüm düzenlemelerde "tek başına hareket ettigi" yolunda bazı eleştiriler getirilmişti. Akbulut döndü, Doğan gidiyor tSTANBUL (OM.) Avusturya'nın Salzburg kentinde, Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin mahalli idarelerinden sorumlu bakanlar toplantısma katılan tçişkri Bakanı Yudmm Akbulut, dün yurda döndü. Akbu lut, Atatürk Havaalam'ndu yaptığı açıklamada Türkiye'de cinayet işleyen adi suçluların gittikleh bazı ulkelerde siyasi mülteci muanudesı gördüklerini bıldirerek, "TerorizmU mücadeiedebaşanholabibnekiçm bu canilerin suçu işlediği ülkeye iade edilmeleri gerekir" dedi. Akbulut, bazı ülkelerle terorizmle savaşımda işbirliğine gidilmesi konusunda görüş birliğine vanldığını bildirdi. Tarım Orman ve Köyisleri Bakanı, Hüsnü Doğan,resmi bir ziyaret için bugun Hollanda 'ya gidiyor. Seksi reklamlar fark ediliyor Fran&zlar makarnadan bira reklamma kadar hemen her şeyde seksi ön planda tutuyorlar. Bir Fransız reklamcı, seks unsuru katılmadan tanıtımı yapılan bir ürüne alıcınm rağbet etmediğini söylüyor. Dış Haberler Servisi Dudakları aralanmış, gözleri arzuyla parlayan bir sarışın şehvetin doruğunda soruyor: "Beni kim tatmin edebilir?" Sorunun yamtı hiç de beklenildiği gibi değil; çünkü reklam afişinde yanıt olarak: "Makine" yazıyor. Afışten sonra Fransız televizyonunda gösterilmekte olan bir makarna reklamına göz atalım. Adanun biri telefonda seks yapar gibi görünen bir kadmla konuşuyor. Kamera, kadınm kıpkırmızı kalın dudaklannı zumlamış. Ve kadın şöyle diyor: "Suyu ısıtıyorum. Makarnayı suya boşaltıyorum. Üzerine kremayla domatesi dökiiyorum." Kadının bu konuşmasmı dinleyen adam, büyük bir heyecanla kadına telefon numarasını soruyor; ama kadın hiç yanıt vermeden telefonu kapatıyor. Ancak tıpkı reklamdaki adam gibi tahrik olmuş izleyicilerin sinirlenmesi için hiçbir neden yok. Dilerlerse özel telefon mez." Batı Almanya'da bir reklam acentesinin müdürlüğünü yapan Norbert Herold'ın ise bu konudaki düşünceleri şöyle: "Reklamlar cogunlukla bUdirikre benziyor. llgi çekicilikten çok uzaklar. Hem görsel hem de anlam olarak daha çok emir niteliği taşıyorlar." Ancak bazı banknotlarda bile "topless" kadın şekillerine rastlanan Fransa'da ise reklamcı lar, seksüel kinayelere, Freud sembollerine ve tabii daha çok da dişiliğe yönelmişler. Londrah birreklamcryagöre erotizm çoğu zaman reklamlarda kullanılan bir silah olmuştur; fakat Fransa1 da bu çok aşınya kaçmış durumda. Gerçekten de, Fransızlar, sinemalarda gösterilen reklam filimlerinde manken kızlann çıplak göğüslerini seyredebilmek için sinemaya filmin başlama saatinden çok önceden gitme alışkanlığını edinmiş bulunuyorlar. Madison caddesindeki bir sutyen reklamında bütün dişiliğini gözler önüne seren bir kadın, trafiği sutyeninin içerisinde durdurmayı hayal ediyor. Televizyonda gösterilen bir bira reklamında ise genç bir kadınla bir adamın oturdukları kahvede bakışmalan ve kurduklan cinsel fantazüer anlatılmak isteniyor. Politika reklamlarında bile cinsel konulara değiniliyor. Bazı reklamlarda ise tecavüz, sadist, mazohizm gibi konulara yer veriliyor. örneğin, bir parfüm reklamında bluzunun bir omuzu parçalanmış mütevazı görünümlü bir sanşm iskemlede oturuyor. Bir jean reklamında ise jean giymiş >an çıplak bir kadın iple bağlanmış olarak görülüyor. Fransa'da diğer Avrupa ülkelerinde ve ABD'de birçok televizyon ve film reklamları yönetmiş olan Alain Franchet: "Dişilerin çıplaklığı herkese hitap ediyor. Çıplak ya da yan çıplak erkekler yalnızca erkeklerie ilgili urunlerin saülmasında basanlı olurken çıplak kadınlar herşeyi rahatlıkla pazariayabiliyorlar" diyor. Bazı erotizm yanlılan ise Fransız reklamlannda kullanılmakta olan "yüksek dozajlı" seksin kaygılanılması gereken bir durum yaratmadığını savunuyorlar. Birtakım kişiler ise, "ucuz seks" gibi görünen baa unsurların aslında markalann fark edilmelerini sağlayan yaratıa teknikler olduğu kanısındalar. ABDde çıkartılmakta olan haftalık bir derginin Paris muhabiri Claire Wilson bu konuda şunları söylüyor: "Tüketiciler tahrik edilmeli. Alıcı gendlikle, ürünün niteliğiyle ilgilenmiyor. Bir Fransız kadını, her zaman ürünün kendisini daha seksi kılacağı konusunda ikna edilmeli. Bu nedenle Fransız reklamcılıgının hayal üzere kurulmuş bir reklamcılık olduğunu soyleyebiliriz. Denizden telefon görüşmesi tSTANBUL (a.0.) tstanbulKuşadası seferini yapan Ankara feribotunda duzenlenen "Uluslararası Deniz Taşımacıhğı ve Eğitimi Sempozyumu"nda, "iink haüan" kulldnılarak ilk kez denizden karayla telefon görüşmesi sağlandu PTTyetkililerinden alman bilgiye göre, telefon görüşmesinin gerçekleştirilmesi için, Ankara feribotuna yerleştirilen iki kanallı seyyar sistem kullanılarak sahillerdeki PTT merkezleri ile bağlantı kuruldu. "Radyolink bağlantısı" olarak adlandınlan gbrusmeler, gemiye yerleştirilen iki kanallı sekiz adet radyo cihav ile daha önceden belirienen 12 merkez arasında yapıldL "Karamsarım" diyor Costa Gavras. "Fakat bunun, aklın ve bilginin karamsarlığı olduğunu biliyorum. Geçmişe bakarsak pek çok gelişme, iyileşme görebiliriz. Beni karamsar kılan daha bir yüzyıl bekleyecek olmamız." Dediği çıktı. Sorular... Sorular... Neden açıkça taraf tutmamıştı Costa Gavras? Neden böyle hümanist, her tarafa çekilebilen bir bakışın ardına gizlenmişti? Altı saat sürdü bu sorular ve Gavras yanıtladı. Toplantı, günün ilk ısıklannda Lübnanlı çok genç bir kadın yönetmenin sorusuyla bitti. "Sayın Gavras, bazan bir tarafı tam tutmamak, karşı tarafı savunmak anlamına gelmez mi?" Lübnanlı genç kadın yönetmenin gözleri yaş içindeydi, onun filmi çocuklan öldürülmüş Füistinli kadınlar için yakılmış bir agıt niteliginde, belgesel bir filmdi. Gavras bir an durdu, basını salladı, "Haklısınu" dedi. O sırada tsveçli başka bir yönetmen, "iste tam bir terbrist manbgı" dedi ve Lübnanlı yönetmeni gösterdi. Ve Gavras dahil bütün salon bu tuhaf yaklaşımı protesto ederken gün ışıyordu. Böyle yoğun ve zorlu bir geceden sonra Costa Gavras'a ne tür sorular sormah? Mesleki mi? "Vfni rılminizin konnsn ne? Hangi ovuncuyla caiışacaksuuz?" Bütün bu sorulann ne yeri, ne de zamanı. Yanıbaşımda çok genç yaşta kurtlann kenti Paris'te ayakta durmayı başaran, Yunan cuntasınuı ipliğini pazara çıkaran "Z"nin, CIJV nın Latin Amerika'daki oyunlarını anlatan "Sıkıyönetim'in, Allende'ye adanan Missing'in, Çekoslovakya olaylarını resmi düşüncenin dışında ele alan "ltiraTın yapımcısı, cogTafyası çok geniş bir yönetmen, bir insan var. Kendisine "Mösye Gavras" denmesini sevmeyen bir insan... "Costa, Z'den, Sıkıyönetim'den, Missing'den sonra yeryüzü size nasıl görünüyor?" Bir süre susuyor. Sonra yüzünde buruk bir gülümseme, "kanunsanm" diyor. "Fakat bunun aktan ve bUginin karamsarlığı olduğunu biliyonım. Geçmişe bakarsak pek çok gelişme, iyileşme görebiliriz. Beni karamsar kılan daha bir yfizyd bekleyecek olmamız. Bu çok uzun bir zaman. Daha bir yüzyıl kimbilir ne acüar görecek yeryüzü, işte bo nedenlc karamsarun." "Birkaç film dışında, hep geniş insan kalabalıklarını ilgilendiren çok politik fılmler yaptınız, siz bir eylemcisiniz. öyle değil mi?" Gülüyor Gavras, "Bu benim şansım, daha dofrusu seçimim. Ancak yeryüzsnde benim yapt4iffl fllmlerden çok daha fazla politik filmler yapıhyor. Düsünmeyi öakyen filmler bunlar. Duşünmeyi ÖDlemek bir poütika degü midir? Ne yazık yeryüzü bufflmlerledota. Sfam akunıza onlara politik film demek hiç gctdi mi? Ülkenizie de böyle fUmler yok mn?" Olmaz olur mu. "Siz hep zor olanın üstüne gittiniz" diyorum. "Z"de Yunan cuntasıyla, Sıkı KIRMIZIDUDAKLAR VE MAKARNA Dolgun, kırmızı dudaklar, çatalın ucundaki makarnayı yemeye hazırlanıyor. Reklam afişinde yer alan numaraya telefon edenler, bu kırmızı dudaklann sahibinin seksi sesinden makamanın nasıl pişirileceğini öğreniyor. hattından nefis makarna tarifleri alabüirler! Yılda 20 milyar dolardan fazla gelir elde eden Batı Avrupa1 daki reklam endüstrisi, milletler arasındaki ayncalıklann belirlenmesinde büyük rol oynuyor. Fransa'dan Italya'ya kadar bütün reklam şirketleri, tüketicinin cüzdanına giden yolun toplum yapısmdan gectiği konusunda hemfikirler. Örneğin Ingilizler, reklamcılıktan seksi pek onaylamıyorlar. Ülkede başanya ulaşmak için çaba gösterenreklamşirketleri, reklamlarında erotik bölgelerden uzak duran, akılcı, olağandışı ve biraz da mübalağalı unsurlara yer veriyorlar. İtalyan televizyonu Roma reklam görevlilerinden olan Franco Cuccu ise şöyle diyor: "ttalyanlar, aileyie ilgili reklamlardan hoşlanırlar. Kendilerini güldüren reklamlar da onlar için Ugi çekicidir. Çıplaklıksa onları pek ilgilendir Ekreri'in konserine bomba ihbarı COSTA GAVRAS Coşkuyla onaylanan fümlerden geriye güzei duygular kahr, ama tartışma akh harekete geçirir. riye güzd duygular kalır, ama tarbşma aklı harekete geçirir. Dün akşam doğrusu benim için çok yararhydı. Uzun zamandır bo>lesine aktif bir seyirci önünde sınavdan geçmemiştim, on yaş gençleşüm diyebilirim." Halk lideri Allende'nin yaşamınızda önemli bir yeri olsa gerek, öldüğunde neler hissettiniz? Çok mu özel bir soru bu?" "Hayır, hayır... Evet onu çok iyi tanırdım. Sıkıyöneüm filmini onun sayesinde Şili'de çektim. Onun ölüm haberioi aldığımda Roma'daydım, sabahtı, gazeteler geldi. Allende ölmüştü. Öldüriilmuştü. Babamı yitirmiş gibi sarsıldım. tspanyolca bildigimden Şili'de çok dolaşnusbm. O yoksullann babasıydı, uyguladığı politikayı gönnüştüm, halkın onu nasıl sevdigini görmüştüm. O, tüm Latin ulkeleri için, bütün dunya için büyük bir ömekti." "Sizi anılara süruklediğim için üzgunüm, Simone Signoret anılannda sizden ve Z filminizin yapımından uzun uzun söz eder. Galiba hiç kolay olmamış." "Simone, tanıdığım en büyük kadındı. Yiğit, gerçek bir dost. "Z" için tam iki yıl her kapıyı çalıp para aradım, Hiçbir Fransız yapımcısı fılmi Çekmeye yanasmadı, Yunan cuntasıyla köhi olmak istemiyorlardı belki... Sonra CezayirUler el uzatülar, para koydular, maddi, manevi destek koydular. "Z" onlar ve Simone'nun inanılmaz desteğiyle çekilebildi. Yazık, ölüm bütün dostlan birer birer alıp götnrüyor." Costa Gavras birden sustu. Gözleri yasarmıştı. özur diledim, onu üzmek istememiştim. "Hayır, özür dilemeyin" dedi. "Dün akşamdan beri her şey beni geçmişe çağınyor zaten." Tam sırasıydı, ondan Türk yönetmeni Yılmaz Güney'le Cannes'da büyuk ödülu paylaştıkları günü anlatmasını istedim. Yüzü ışıdı. "Büyük ödülü onunla paylaşmak büyük bir sevinçti. O gece yüzü ülkesi gibi umutlu, ışıkhydı. O büyük bir sinema sanatçısıydı..." Gavras'a teşekkur ettim. Bizi Paris'e götürecek uçak için çağrı yapılıyordu, az sonra 8 saatlik bir gecikmeyle Paris'e uçacaktık. Elinde çantası, önümde ilerleyen Gavras'a baktım. Ne güzel ölüm, ne çok dost ve ne çok sevinç yaşanmıştı. İslam Ulkeleri Ekonomik İşbirliği Konferansı başladı Denktaş'tan Islam ülkelerine çağrı: Kıbrıs Türkünü destekleyin Haber Merkezi tslam Konseyı tarafından lslanbul'da duzenlenen "tslam Ulkeleri Ekonomik Işbiriigj" konulu konferansta sivil gjyimli emniyet mensuplan "kadlanlar içiade MSP'li bulunup bulunmadıgını" soruştururken, hükümetin, "başan dikyen" telgraflar dışında konferansta temsil edilmediğı dikkatı çekcı. Ancak lstanbul Valisi Nevzat Ayaz açılışta hazır bulundu. Konferans dün saat 10.00'da OTlM'de Kuranı Kerira okunmasırun ardından Islam Konseyi Gene! Sekreteri Salim Azzam'ın açış konuşması ileçalışmalanna başladı. Başkanlık Divanı'nın, Konsey Genel Sekreteri Azzam, Sudan Başbakanı Sadık El Mebdi, KKTC Başkanı Rauf Denktas, Afganistan direnişçilerinden Hlonetyar, Pakıstanlı Senatör Hurşid Abmed. Mısırlı felsefeci Omer Abdullah ve kapatılan MSP'nin Genel Başkanı Prof. Necmetlin Erbakan'dan oluşturulmasından sonra salonda bulunan sivil giyimli emniyet mensuplannın konuklar arasında bulunan "Eski MSP'D ve nüUetvekiUeriniıı" adlannı belirlemek Uzere diğer konuklara onları tanıyıp tanımadıklarını sorduklan ve not aldıkları izlendi. Bu arada, ANKA Ajansı'na göre, salonda çoğunluğunu lmam Hatip Lisesı öğrencılerinın oluşturduğu genç bir dınleyıci topluluğu vardı. Divan üyelerinin, başkanlıga Erbakan'ı seçmesinden sonra konuşmalara geçildi. KKTC Cumhurbakam Rauf Denktaş, konuşmasında "Kıbns'ta tslam kanı akarken, hürriyeti engellenirken islam ülkrieri uzaktan bakarsa Islam ekonomik işbirliği nasıl saglanır" dedi. Denkta; şöyle devam etti: "BM'de 'Bu Rum Yönetirai tüm Kıbns'ın resmi idaresidır' diye karar çıkarken, kaç Islam ülkesi ve devletin 'Durun, Kıbns'ın diğer ortagı Mılsluman Turk halkını da dinlememiz gerekır' demiştir? Kıbns'ta tslam kanı akarken, hürriyeti engellenirken, tslam ulkeleri uzaktan bakarsa, tslam ekonomik işbiriigi nasıl saglanır? tslam ulkderi yabnmlannı, turizm ziyaretlerini Rum tarafına yapmaktadırlar. tslam ulkeleri, Kıbns Rum Kesimi'ne yol yapmak, su bulmak için kredi verdi. Biz. baa blam ulketerine gkkbümek için vtz* alamadık. Ben, tslamın vicdanına sesleniyorum. Harekete geçiniz. Bizimle işbirögi yapınız. Kulakianntn \e kalbinizi bize daha fazla açınız. Bizi >ok elmek için ugraşıyoriar ve Islam ülkeierini yanlannda bulujoriar, çunku onlara 'Sızde de azınhklar var. Siz Türklerin istedıklerı hakları azmlıklara verir misiniz?' diyoriar. Bümiyoriar ki, biz Kıbns'ta azınlık degiliz. İki halktan biriyiz." Çeşitli Islam ülkelennden 40 delegenin ve çok sayıda Türk davetlinin kauldığı açıhş töreninde, Denktaş'ın konuşması, a.a.'nın haberine göre sık sık alkışlarla ve "bravo" sesleriyle kesildi Sudan Başbakanı Sadık ElMehdi de konuşmasında, Batı ve Doğu'da şu anda uygulanan ekonomik sistemlenn hiçbirinin tarafsız olmadığını belinti, "Bu sâstemler bizim inaacımıza ters dtışen yakiaşımlar içerdlgi için kendi ekonomik sistemimizi kunnalıyu" dedi. tslam Konseyi Genel Sekreten Salim Azzam da, konuşmasında şunları soyledi: "Tiirkiye'ye ve tsiam balkına Urihi tslami rohinü, sahip olduğu tslami miras dolayısıyla teknır iistlenmesi ümıdiyle bakıyoruz. Bu oyk bir mirastır ki, bütun olurnsuz şartlararağmen>ok edilememiştir. Bu olumsuz şartlan vucuda getirenler, tslam mirasını yok edeceklerine inanıyoriardı. Ama sonuçlar tam trrs o!du, bütün dönya açıkça şunu gordu ki, Müsluman TurkJer inanılandan daha guçlu ve daha saglam idiler." Konferansın öğleden sonrakı bölumünden sonra Sudan Başbakanı ve beraberindekıler, OTtM ihraç ürünleri sergisini gezdıler, bugun sona erecek konferansta, Islam ulkeleri Ortak Pazarı, petrol, tslam bankalan ve ortak planlama gibi konular görüşüluyor. HAMBURG (a.a.) Asım Ekren ve Osman YağmurdereU'nin de katıldıklan "Yüdız Yağmuru" adlı konser dizisi, olaylar dizisine dönüştü. Muazzez Abacı, Ahmet Ozhan gibi sanatçılann da yer aldıkları konserin ilki olan Köln konserinde, Asım Ekren'in kaçırılacağı yolunda ihbar yapılmasından sonra, önceki akşam da Hamburg'daki konser, bomba ihban nedeniyle iptal edildi. Hamburg polisi, kimliği belirsiz kişiler tarafından yapılan bomba ihban üzerine konsere izin vermedi. Konseri izlemek için bilet alan yüzlerce Türk, bomba ihbanndan haberleri olmadığı için sanatçılan protesto etti. "Basının Görevi" Semineri tSTANBUL (OM.) Hürriyet Vakfı'nın, basın yayın yüksek okullannda görev yapan öğretim üyeleri için düzenlediği, "özgür Bir Ülkede Basının Görevi" konulu seminer, 2023 ekim tarihleri arasında Tarabya Oteli'ndeyapılacak. Amerika Basın ve Kültür Merkev'nin de katkısıyla duzenlenen seminer tartışmalarına Ankara, Anadolu, Ege, Gazi, Istanbul ve Marmara üniversitelerine bağlı basınyayın yüksekokullarından 30 öğretim üyesi ile gazeteciler katüacak. tzmir'de toplu mezar LZMİR(CumhuriyetEge Bürosu) Anafartalar Caddesi'nde eski bir binanın bahçesinde toplu mezar bulundu. Çıraklık Eğitim Merkezi olarak kullanılan binanın bahçesinde bodrum inşaatı yapılırken bulunan 50 kadar kafatası ve insan kemiklerinin hangi yıldan kaldıkları, inceleme sonucunda bellı olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle