23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 Izmir Halkın Kurtuluşu davasında karar: HABERLER 8 OCAK 1986 11 sanığa toplam 43 yıl hapis Adana'da yasadışı örgüt üyesi 5 kişiye ömür boyu hapis cezası verildi. Haber Merkezi 6 yıldır süren İzmir "Halkın Kurtuluşu" grubu davası sonuçlandı ve 11 sanık toplam 43 yıl ağır hapse mahkum oldu. Izmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde karara bağlanan davada, 11 sanığın 1978 yıhnda Izmir'de Halkın Kurtuluşu örgütü adına halktan izinsiz para topladıklan, izinsiz gösteri yürüyüşü düzenledikleri ve güvenlik güçlerine karşı koydukları bildirildi. Mahkeme sanıklardan Ersin Üeten, Kamil Bodur. Murat Koç, Enver Er, Yiiksel Erdoğan, Turan Karataş, Uf uk Aydın, Deniz Çiçek ve Serpil Bayram'ı 4'er yıl 2'şer ay, Hulusi Akkaya'yı 3 yıl 2 ay, ağır hapis cezasına çarptınrken, Mahmut Esat'a da 2 yıl 9 ay ağır hapis cezası verdi. ANKARA Ahmet Fethi Tasan'ın ölüm cezasının yerine getirilmesine ilişkin Başbakanlık tezjceresi dün TBMM Başkanhğı'na sunuldu. Böylece TBMM Adalet Komisyonu'nda bekleyen halen 80 idam dosyası bulunuyor. S ÖMÜR BOYU HAPtS ADANA 6. Kolordu Komutanlığı Adana 1 Numaralı Askeri Mahkemesi, anayasal düzeni zorla değiştirmek amaayla eylemlerde bulunmaktan sanık yasadışı örgüt üyesi Gazi Ersoy, Hasan Akbaba, Mehmet Ali Meriç, Mahmut Baica ve Mehmet Yücekaya'yı ömür boyu hapis cezasına mahkum etti. Samsun'da 5 kişilik hayali şirket SAMSUN, (Cumhuriyet) Samsun'da piyasaya 2 milyar lira dolayında naylon fatura kesen hayali şirketin beş elemanı polisçe yakalandı. Samsun 19 Mayıs Mahallesi'nde kurdukları SağlamUslu Tanm Ürünleri Limited Şirketi adı altmda faaliyet gösteren ve piyasaya beş ay içerisinde 2 milyar liralık naylon fatura kestikleri saptanan hayali firmaıun üç elemanı Fahri Uslu (29), Harun Sağlam (28), Cahit Kışla (27), Samsun Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Mali Şube dedektiflerinin yaptıklan seri operasyonlar sonucu ele geçirildiler. Alınan bilgiye göre, hayali şirket elemanlannın firma adına bastırdıkları faturaları büyük meblağlar karşılığı Samsun, Ünye, Terme, Bolu, Düzce ve Akçakoca'da özellikle % 5 Stopaj 2 milyarlık naylon fatııra Vergjsi ödemek istemeyen fmdık ticareti yapan tüccarlara ve fabrika sahiplerine ayçiçeği, ceviz gibi maddelerin saüşlan yapılmış gibi göstererek fatura kesen ve kestikleri fatura karşılığı yaptıklan anlaşma gereği kesilen fatura üzerinden yüzde olarak komisyon alan şebeke elemanlarının emniyette alınan ifadelerinden sonra, bunlara suç ortaklığı yaptıklan ve Ünye'de bir tüccara 402 milyon 400 kilo fındık satmış gibi fatura kesen şebeke mensubu Dursutı Şimşek (30) üe Hüseyin Kibar (23) yakalandılar. Yakalanan fatura kaçakçılan, çıkanldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine kondular. tlgililer, naylon fatura olayı ile ilgili olarak soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğunü bildirdiler. 39 TStP'tiye 515 yıl hapis istendi ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) 31'i tutuklu 39 sanıklı Türkiye Sosyalist İşçi Partisi davası, Ankara DGM'de dün görulmeye başladı. DGM Savcılığı tarafından hazırlanan iddianame ile samklar hakkında 515 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor. "Kapatılan TStP'i 12 Eylii] sonrasıoda yeniden canlandırarak teşkilatlanmak, bu yönde çalışmalarda bulunmak ve bir sınıf ın diğer bir sosyal sınıf ttzerinde tahakkiimünii tesis etmek" gerekçesiyle haklarında dava açılan sanıkların dün kimlik kontrolleri yapılarak sorgulamalanna geçildi. Ankara DGM SavcıhğYnın iddianamesini hazırlaması üzerine 25 Kasım 1985 tarihinde toplam 45 sanık için açılan davada daha sonra 6 sanık için görevsizlik ve kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Davada, 9 sanık için Türk Ceza Yasası' nın 141/1'inci maddesi uyannca 815 yıl arasmda hapis cezası istenirken, diğer 30 sanığın ise aynı yasanın 141/5'inci maddesi uyannca 510 yıl arasmda hapis cezasına çarpunlınalan isteniyor. Duruşmanın dünkü bölümünde sanıkların sorgulamalan yapılırken, tutuklu sanıklardan Cihandar Yılmaz, emniyete insan onuru ile bağdaşmayan işkenceler gördüğunü öne sürerek, daha sonra DGM savcı Ülkü Coşkun'un huzuruna çıkarıldığında savcının kendisine "zabıtadaki beyam gösteren zaptın altındaki imza sana ait, neden bunu kabul etmiyorsun" şeklinde sözler söylediğini iddia etti. Savcının bu sözleriyle "taraflı ve duygusal davrandığını" kaydeden sanık, daha sonra duruşma yargıcı Ekrem Çelenk tarafından duruşma salonundan dısarıya çıkarıldı. Sanık Cihandar Yılmaz' ın avukatı Günfer Karadeniz ise, müvekkiliginin salondan çıkanlması üzerine duruşma yargıcından söz istedi, ancak yargıç Ekrem Çelenk avukata söz vermedi. Duruşmada sorgulamalan yapılan samklar, emniyet ifadelerinin zor ve baskı altında işkenceyle alındığını öne sürerek bu ifadeleri kabul etmediler. Zonguldak ve Ankara yöresinde faaliyet gösterdikleri sırada yakalanan sanıklardan 31' i tutuklu bulunuyor. İki sanık hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunurken 3 sanıkda tutuk suz olarak yargılanıyor. MUST4FA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Koro Türü Yazı... TürkIş'în (Bastarafı 1. Sayfada) edilecek bir arkadaşımız eylemler konusunda basına bilgi verecek. Kapalı salon toplantısında olsun açıkhava toplantısında olsun etkin olması için kalabalık ve canlılık önemlidir. Ege sizce yeterii mi? YILMAZ Yalnız Izmir'de 100 bin Türklş üyesi var. İzmir toplanbnız hükttmete karşı mı yapılıyor? YILMAZ Hayır, hükümete değil parlamentoya karşı, işçi hareketinin noksanlarının tashihi için yapılıyor. Yılmaz, bir başka soru üzerine 15 ocak tarihinde yasa önerilerini vereceklerini, kıdem tazminatlan fon yasa tasansımn görüşülmesi için Çalışma Bakanlığı'nın şubat ayı içinde bir toplantı düzenleyeceğini belirterek şöyle dedi: "tşçi kesiminden iki, işveren kesiminden iki, hukümetten iki üniversiteden de iki iiye katılacak. Hatta İstanbul'da Çahşma Bakanına, üniversiteden katılacak iki kişiyi kimin sececeğini sordum. O da birini siz, birini biz dedi. Narin Bey de oradaydı 'Biz niye seçmiyoruz?' diye sordu. bu sorusu cevapsız kaldı." Yılmaz'ın bu sözü üzerine BASSlş Genel Başkanı Servet Kahyaoğlu "Çalışma Bakanı ayrımız gaynmız yoktur" demiştir diye mudahale etti. Çalışma BakanlığVnca düzenlenecek toplantıya Türklş'in katılıp katılmayacağı sorusuna Yılmaz "Katılacağız, niye katılmayalım" dedi. Bir başka gazeteci "Türkİş daha önce yürüttüğü politikaya bükümetle di>alog adını vennişti. Şimdiki politikanın bir adı var mı?" sorusuna "Bunun ismi belli iiyelerimizi uyarmak, yetkililere bildinnek" karşılığını verdi. Yılmaz ile basın mensupları arasındaki diyalog şöyle sürdü: Yani size göre yetkilller işçilerin haklanndaki eksiklikleri, işçilerin durumunu bilmiyor mu? YILMAZ Bilmeyenler var, öyle gözüküyor. Bu bilmeyenler kim? YILMAZ Peki bu yetkililer lzmir'de yapacagınız toplantıdan sonra bunlan öğrenirlerse durumda diizelme olacak mı? Yani >aptığınız eylemlerin caydıncı olduğuna inanıyor musunuz? YILMAZ (Gülerek) Caydırıa, benim umudum var. Caydıncı olmazsa zaten devam ederiz. Aynı biçimde eylemlerie mi? YILMAZ Onu sonra belirleriz. Aldıgınız kararla iki yıl önceki duruma, yani başa dönmiiş olmuyor musunuz? YILMAZ Duvar yıkıldı 4 öğrenci Zeytinburnu Veliefendi tlkokulu'nda meydana geien duvar çökmesi olayında 4 öğrenci yaralandı. Yenı bır duvar örulurken, eski duvann çökmesi sonucu meydana gelen olayda yaralanan 5. sınıf öğrencileri Mehmet Ali Olgunsoy, Yakup Bayraktar ve Saffet Azizler tedavilehnden sonra taburcu edilirken, Nihat Günes'in durumunun ağır olduğu belirtiliyor. Okulun yanmda bakkal yaralandı İslanbul Haber Servisi İstanbul 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülen 48 sanıklı Barış2 davası, Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'nca bozulup, Barış1 dava dosyasının beklenmesine karar verilerek, 4 Şubat 1986 günü saat 14.00'e ertelendi. Sanıklar Turgut Kazan, Rasim Öz ve Asım Bezirci ile iki avukatın katıldığı dünkü oturumda delil olarak dava dosyasında bulunan Banş Haberleri bültenleri okundu. Barış2 davası ertelendi dukkânı bulunan Murat Yılmaz, "Küçük öğrencileri yıkılan okul duvarının parçaları arasmda gördum. Zaten duvann her an yıkıiacağı belliydi. Geçen akşam yağan yağmur ve inşaat ustalarının dikkatsizliği bu kazaya neden oldu" diye konuştu. Okul Müdürü de olayın basit bır kaza olduğunu, nedenini anlayamadıklarını belınti. (FotoZraf: ESAT PALA) Uğur Dtindar'ın TV programı yayından (Bastarafı I. Sayfada) hiçbir soru yöneltmedigi" gerekçesiyle yayımdan kaldırıldı. tlki 15 ekimde yayımlanan ve konut sorununu konu alan programın YÖK'ü konu alan ikincisinin çekimine, YÖK Başkanı thsan Doğramacı'nın yurt dışında olduğu gerekçesiyle ara verilmişti. TRT Haber Dairesi Başkanı Ülkii Kuranel, " V a t a n d a ş Soruyor" programının bundan boyle yayımlanmayacağını belirterek, "Basın ilk programı 'vatandaş soramadı' diye eleştirdi, biz de yenisiıü yapmadık" dedi. çekleşemedi. TRT'den yapılan açıklamalarda, bu bölumün çekiminin YÖK Başkanı Doğramacı'nın yurt dışında olması ve programın Doğramacı katılmadan çekilemeyeceği belirtilmişti. Ancak önceki gün Cumhuriyet muhabirine "Yatandaş Soruyor" programının yayımlanmayacağını söyleyen TRT Haber Dairesi Başkanı Ülku Kuranel, "Basın eleştirdiği için yenisini yapmadık. Ama ilerdeki günlerde Uğur Dündar ile görüşiip programı daha başka ve uygun biçimde yeniden hazırlayabiliriz" dedi. ikinci bölümün çekimi YÖK Başkanı thsan Dogramacı'nın yurt dışında olması nedeniyle çekilemediği açıklanırken, YÖK yetkilileri, "TİRT'den programın çekim tarihi için bir başvuru olmadığını. thsan Dogramacı'nın programa katılmak istediğini" belirttiler. îhsan Doğramacı: Enflasyoıi 3 Dermgarmeyen öğmnciye suıaı hakkı yok KAYSERİ, (THA) YÖK Başkanı Prof. Dr. tbsaa Dogramscı, kuruma yönetik suçlamalan ccvaplayarak, " A f kftrarı, YÖK'ö kesinikle zcdetemedi. Derse girraeyea ojrendye stnav hakkı yok. Haksulığa meydaa verBmeyccekür" dedi. Üniversitelcrarası Kurul toplantısı nedeniyle Kayseri'de bulunan Prof. Dr. thsan Doğramacı, yaptığı acıklamada şunlan soyledi: "Ban çtvTtterin öae sordügü gibi öniversitderde geriye dönöş yoktur. ÖzdUkk eski tas eski hantam dB?ancesi çok yersizdir. TBMM taraftndaa çıkanlan öfresti affıadan sosra knram zedelcBmedl. YÖK'ön bftpndan beri beh d i H ve frçaniı otecaİ 2g etmektedir." (Bastarafı 1. Sayfada) mik ve askeri yardımı sayesinde saldırganlık ve yayılmacılık politikasını devam ettirebiliyor," dedi. Pirzade, ikisi de konferans üyesi olan İran ve lrak arasındaki savaşa da değinerek, "tslam Konferansı Örgüiü, 5 yıl önce oluşturdugu Barış Komisjonu her ne kadar hiçbir olumlu ilerleme sağlayamamışsa da. savaşa çözüm bulma konusundaki çabalanna son vermeyecek" dedi. Pirzade açılış konuşmasında ABD ile Libya arasındaki gerginliğe değinmedi. Ancak toplantıya katılan bazı delegeler, "Arap ülkelerinin tehdit altındaki bir Arap ülkesini desteklemesi gerektigi" yolundaki goruşlerini Programın kasım ayında ya belirttiler. yımlanacak olan ikinci böluFas Dışişleri Bakanı Abdüllamünde öğrenci sorunlarının ko tif Filali başkanhğında toplanan nu edileceği ve programa Milli konferansın, kişisel ve devlet teEğitim Gençlik ve Spor Bakanı roTİzmini de kınamalan bekMetin Emiroğlu, YÖK Başkanı leniyor. Prof. tbsan Doğramacı, SHP 45 ülkenin dışişleri bakanlarıAdana MiHetveküi Cüneyt Canver ile MDP Genel Sekreteri Ab nın katıldığı 16. İslam Konferansı Örgütü Dışişleri Bakanları durrahman Karaa'nın katılacağı belirtildiği halde çekim ger Toplantısı'nın gundemi son de'Konut sorununun' işlendiği ilk vatandaş soruyor programı 15 ekimde yayımlanrruş, programa Bayındırhk ve Iskan Bakanı Safa Giray, o dönemin HP Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan, MDP Genel Başkanı Ülkii Söylemezoğlu ve gazeteci Necati Doğru katılmıştı. Konuklann konut sorununa bir açıklık getiremediği programda çekime katılan vatandaşlar "program konut sorununa az geldi" diye itiraz etmiş ve stüdyoda beklediği halde soru soramayan elliye ya, kın vatandaş, Bakan Giray'ı çekimden sonra soru yağmuruna tutarak uzun süre stüdyodan aynlmasını engellemişti. Lslam Konferansından rece yuklu. "Arap ülkelerine ABD ve İsrali tehdidi" konusunun da ele alınacağı toplantının gündeminde 90 madde bulunuyor. Bu arada, İslam Konferansı Örgütü toplantısına katılan dışişleri bakanlanndan Libya, Suriye ve İran Dışişleri Bakanlannın, Israil ile diplomatik ilişkı kuran Zaire, Fildişi Kıyısı ve Liberya hükümetlerini kınamalan bekleniyor. Toplantı gündeminde Kudüs ve Filibtin'in statüleri de önemli bir ver tutacak. Almany a' dakiler, Türkiye'dekiler BİZİM ALMANCA'YA SİZ DE ABONE OLUN Çağdaş Yayıncılık Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu/İST. 528 66 29526 10 00/412 Sana Tütün \e JesrJİh Yolluyorum SEMIHA BERKSO^'un Anıları Nâzım Hıkmeı \e Fıkreı Mualla ile Mekıupla^malan Özgun foıoğrat ve desenlerle FÜSLN ÖZBİLGEN GALERtLER Maltepe Ressamları dBrtboyUaaratgriariai UfiOAT CAO ?M/J OkDOEBOSTDM 55C99 78 URART SANAT CALCRISI (Bastarafı 1. Sayfada) nin disipline edildiği" belirtıldikten sonra, hukümetin "zarar eden KtT'leri özel sektöre satmak için hazırlıklar yaptığı" kaydediliyor ve "politik goriışleri ne olursa olsun Turklerin çoğ^unun, Evren'in soyledikleri ve Ozal'ın icraatı ile hemfikir olduğu anlaşılıyor" deniliyor. " O z a l ' ı n zamana karşı yanştığı" kaydedildikten sonra yüzde 42'ye ulaşan enflasyon oranının "grev yapması yasak olan işçileri cezalandırdığı" bildiriliyor. ABD ile sorunların "Tiirkleri luzdumaktan ziyade üzdügiı" kaydedilen "Reform Sancılan" başlıklı yazı şöyle devam ediyor: "ABD ile ilişktlerinde tek soru n askeri yardım değil. Yunanistan ile Tiirkiye'ye yapılan >ardımda gözetilen oran Ankara'yı 'neden bö\le bir oran kuruyorsunuz?' diye sormaya zorluyor. Savunma ve ekonomik işbiriiği muzakerelerinin de, biraz da Turklerin ABD sistemi konusundaki eksik bilgileri nedeniyle, biraz uzun siirmesi beklenivor. Turkler, ayrıca 3 milyar dolar yardım alan ve ABD pazarına rahatlıkla girebilen İsrail ile karşılaştınldığında, kendilerine ikinci sınıf muamele yapıldığını inanıvor. Ayrıca, ABD Kongresi'nin Ermeni soykınmı konusundaki karar tasanlan da Türkleri yaralıyor ve kızdırıyor." CAN GÖKNIL Mi ÖDÜL ALMIŞ ÇAĞDAŞ RESSAMLARDAN BtRKESrT GÜLER ÛZER »49 MispMıy* C«d **Tİ etrtar TH I«5 >9 35 Ramts Aydm Erol Bukıt AİCandaş Nüshct Kuttag Mehmet özel Ka*k*r Sutar Idares Mmys SaTifai Sckak No 37 I lok M tc«k HM Iş Svm GMnsı PARMAKKAPI Sağlığımm donemeç noktasında, koktencı ameliyatla sayrılığımı hıç \ar olmamışa donuşturen, ııstun uzmanlığını dostluk olarak gerçekleştiren TEŞEKKUR PROF. DR. HÜSNÜ GÖKSEL'E ameliyat ekibinden, ameliyaı sonrası tedavımı bu\uk bir ozen \e sevecenlikle surduren Vakko Sanat Galerileri 1985 86 SEMINER/SER GIDIZISINDEN İÇ VE DIŞ DUVAR MALZEMELERİ VE KAPLAMALARl Sunar. Vakko/lstanbul 731 Ocak 1986 Söbutay Özer Resım Sergisi Vakko/İzmir 731 Ocak 1986 Ekrem Kahraman Resim Sergisi OP. DR. DEMİRALİ ONAT'A AS. DR. SEYMEN BORA VE AS. DR. YAVUZ ERYAVUZ'A içten, yurekıen sağolsunlar, \arolsunlai di>orum. lyıleşmemi çabuklaşuran Hüsnü Göksel'le, Vedat Türkali dünürdür. İkisi de aynı torunlann dedeleri. Çok da sevişirler, birbirlerine takılmadan edemezler. Aydınlar Dilekçesi Davası nın sonuna yaklaşıyorduk. Herkes, birbirine takılıyordu: Hangi cezaevinde yatsak acaba? diye. Vedat Türkali, Hüsnü Göksel'e: Bir cezaevinde yatalım! dedi. Olur, dedi, Hüsnü Göksel, vallahi memnun olurum. yalnız, dedi Vedat Bey, ben ağa olacağım, sen meydancı olacaksın! Çay istediğim zaman çay getireceksin! Aaaa, dedi Hüsnü Bey, o işleri çok iyi yapanm! Vedat Bey, "Seninte konuşurken, ağzımdan bir laf çıkacak diye ödüm kopuyor, hemen yazıyorsun!" dedi. "İşimiz bu" diye karşılık verdim. istanbul'da Vedat Bey, "Ara sıra gel Istanbul'a demişti, memleketin kuyruğu burada kesilir!" Çok kimse okur okumaz sormuş ona, "Ne demek bu?" diye. "Kalabahkta kuyruk kesilmez" diye bir söz varmış. Vedat Bey, İstanbul'un kalabalıklığını. orada bana çok konu çıkacağını anlatmak için söylemiş. Doğru gerçekten, kalabalıkta kuyruk kesilir mi? Kimi uzun der, kimi kısa... Her şeyi de yazmıyorum, bazı bilgileri yazmayayım diye. saklandığını biliyorum. Almanlar geçen yıl, Vedat Türkali'yi romanda Nobel'e aday gösterdiler, yazdım mı? Altı ay yazmadım! Hiçbir yerde de çıkmadı... Bu cuma dilekçe davasına gidiyoruz. Savunmanlar, savunma yapacaklar. Duruşmaya Aziz Nesın de gelecek. Aziz Nesin'in cuma, cumartesi günleri, Ankara'da "İlhan llhan"da imza günü var. Yalçın Küçük Malatya'da "Kerem Kitabevi"nde aynı günlerde yapıtlarını imzalıyor. Hasan Cemal bir gün şöyle dedi: Yazılannda daha çok ad geçmeye başladı, türü değiştirmiş gibisin... Evet, diye karşılık verdim, böylece gazeteyi daha çok kişi altyor! "Ankara Notları" çok kez, adların bolcana geçtiği bir biçime dönüşüyor. BasınYayın'da "yazı türieri" öğretmeni olan Emin Özdemir, bu yazı türüne '*oro türü yazı" diyor. Çok kişi bu koroda yerini alıyor. Özyaşamsal, öyküsel ve sorunsal yani ağırlığını koruyor. Bunu geliştirmeyi düşünüyorum. Burada güncel bir konuya geçebilirim; pazar günü SHP'nin MKYK toplantısı vardı. Orada ilginç tartışmalar oldu. Benzeri tartışmaları çoktan beri duyuyor, izliyordum. Gazetelere de yansıyanlar oluyordu. Ancak, boyle ağırı olmamış mıydı? Zaman zaman, bu kurulda Hinthorozu Erdal Bey'in eksikliği duyuluyor muydu? Aydın Güven Gürkan, başkanlık yerinde, Ankara ilçelerine sıra gelmişti. Genel Başkan Aydın Güven Gürkan bilgi veriyordu. Birçok kişi, Ankara ilçelerinde göreve alınmamışlardı. Genel Başkan, "Efendim, ilçede birçok kişi hem Belediye Meclisi üyesi, hem II Genel Meclisi üyesi... Bunlar, hem de ilçede olmasınlar diye çıkarıldılar" biçiminde, gerekçeyi açıkladı. Ayrıca, "dar kadroculuk" anlayışı dışlanmak istenmişti. Bu sırada Erol Köse. ayağa fırladı: Yeter, dedi, dar kadroculuk diye diye dar kadroculuk yapıyorsunuz. Bu ne saygısızlık! (Genel Başkana dönerek) size de yakıştıramıyorum... Aydın Güven Gürkan'a yakınlığıyla tanınan Erdoğan Erman el kaldırdı. (Erdoğan Erman'ayakın arkadaşları "halaoğlu" der. Çünkü, Erman, bir söze başlarken "halaoğlu" diye konuşmaya başlar). Genel Başkana dönerek: Beyefendi, dedi, Köse'nin dedikleri doğrudur. Siz bizi MKYK üyeleri olarak Mecliste topladınız,il başkanını da çağırdınız. Oturduk bir güzel Ankara ilindeki pazarlığımızı yaptık. II başkanı 20 ilçedeki örgütü istediği gibi kuracaktı, dört merkez ilçesi de HP'liIere bırakılacakt. Anlaştık, ayrıldık. Ondan sonra bir adam önerdik, onu kabul etmiyor. Niye kabul etmiyor? O, TKP'liymiş! Ben bunu kabul etmiyorum, ret oyu veriyorum. Ben kimseyle toplantı yapmadım Sayın Erman, dedi, genel başkan. Yaptınız beyefendi, yaptınız. Ben Medise kendiliğimden mi geldim? Lütfen, sizi sözlerinizi geri almaya çağınyorum! Ne bağınyorsunuz? Geri de alırım sözümü... Türkân Akyol söz aldr. "Birçok şeyden başkanlık divam olarak tabiı bilgimız olmuyor" dedi, Erdoğan Erman'ın açıklamalarını üzüntüyle karşılıyorum, başkanlık divam adına. Bunlar olmamalıydı. Genel Başkan Aydın Güven Gürkan, kendini savundu. Fikret Ünlü, "Bile bile ilke yanlışı yapılıyor, sonucu ben de kaygı ile karşılıyorum" dedi. Atila Sav söz aldı; "Geçiş sürecinde bu olumlu başlangıçta ben de bulundum, emek verdim" dedi, şöyle sürdürdü konuşmasını: Bazı arkadaşlar "birleşmeye karşı" diye göstermeye çalıştılar. ama kimin karşı olduğunu herkes bilir. Başından sonuna kadar, birleşme için çile çekmiş bır insanım. Ben gözlerinizi meselenin sıkıntı kaynağına çevirmek istiyorum: Olay birleşme sağlandıktan sonraki, ilk MKYK'da, SODEP içindeki bir grubun, HP'den gelen arkadaşlara yanlış bilgileri aktararak. onlan yanlış yönde oluşturarak, başkanlık divanına yara aldırmalarında başlamıştır. Mesele odur. Bütün bunlan kapatalım. Size çağnda bulunuyorum; lütfen SODEP'ten gelen 2627 arkadaşı dışlamaya çalışmayın. Onlar, SODEP'in ılkelehni savunarak gelmişlerdır. Önlara "hizip" denilmiştir. "Hizip" küçük bir grubun adına verilir. Kaba kuvvet her zaman kas gucüne bağlı kalmaz. Demokrasi yalnız oy demek de değildir. Bazen büyük, birlesik bir çoğunluğun azınlık üzerinde baskı kurması da kaba kuvvettir. 1960 öncesinde Türkiye'de parlamento vardı ve meşru idi. Millet iradesıyle seçilip gelmişti. Ama iktidan meşru değildi. 0nun için ihtilal olmuştur. Sizi uyanyorum. Bir kurulun meşruluğu önemlidir. Parti üst yönetiminin davranışları önemlidir. Bunlan bir uyarı olarak söylüyorum. Suphi Karaman söz ald,, özetle şöyle konuştu: Hizipçilik diye diye. bugün 1975 lerin hizipçiliği yapılıyor Parti, 1975'teki CHP hizbine tekrar dönmüştür. Geçmışte, SODEP'te bir KentKoop olayı yaşandı. Ben KentKoop yöneticilerini, KentKoop olgusunu yadsımıyorum. Doğru buluyorum. Kurucularına hizmet ediyor. Ancak, şunu söylemek istiyorum; KentKoop'culuk yaparak, SODEP'te partiyi kanştırdılar bazı arkadaşlar, oraya dayanarak, şimdi SHP'yi karıştırmaya kalkıyorlar. Muzaffer Saraç (oturduğu yerden) Kimmiş, daha açık konuş! Suphı Karaman Sensm! Dün SODEP'i karıştırdın, bugün SHP'yi karıştırıyorsun. Buna hakkınız yoktur. Şiddetle reddediyorum... SHP'deki tartışmalar, çekişmeler doğal karşılanabilir; bunlar, oradaki çalışmalar bır "koro"ya dönüşebilirse yararlı olur. Demokrasi, çoksesli bir koro değil midir? Ancak, uyum içinde bır koro, o koroda demokrasiden yana herkese yer var. Değişik görüşler, düşünceler sergilenir orada. Kişisel çıkarlar dışında bir amaca yöneliktir her şeyden önce... 9 Ocak, Saat: 9.3017.00 9 Ocak18 Ocak 1986 yapı endüstri merkezi B E V M EN SEMINER SEBGİ Bizimle uzun ve saglıkh yaşayın! PROE DR. ONUR EROL ile Vakko/Ankara 731 Ocak 1986 Mahmut Celayir Resim Sergisi AS. DR. FİGEN ÖZGÖR'E şukranianmı sunuvorum. MECDA ÇAĞLAR ile Hemşıre NİMET AYGLN'e, Hacettepe L'nı\ersitesı Tıp Fakultesı Hastanesı 73'uncu bolumun tum personeline candan teşekkur ediyorum. Hastalığını suresınce azalmayan ilgi, yardım \e sıcak sevgilerivle, sağlığıma kavuşmamı hızlandıran, benı mutlu yapan tum dostlarıma sonsuz sevgilerimi sunuvorum. GLLÇÎN ÇAYLIGİL • Nu/us cüzdammı zayi ettim. HukümsUzdür. NURAY TLMEL • Nüfus cuzdanımı zayi ettim. Hükümsüzdür. ADNAN VARINCA « B U U T CALIMS AEDPA SISLİ SANAT MERKEZİ Mo2ik dersı kayıtlar dev^m etmek tedır. Turhan Vecdi Karal ' Istanbul'dan Köşeler Husrm GerMe Cad 12S I Î M Mcydm IST 1«l 141 V 11 3 tcak • 22 teat 1 W "Doğantn derinliklerinden gunumuze Afrika buyusu..." ı e trafeler... 318 Ocak '86 Buıvan U9 Kızjlay ANKARA18 4. 87 18 43 42 TOPKAPI HASTANESI tri MII3tf OLCA Y TEMEL Tel 524 19 194hat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle