Katalog

CUMHURİYET/U Geçim mucizesi yaratan adam şimdi işsiz Bir avuç insan SUNUŞ Türkiye'nin yıllardır sosyoekonomik gündeminde kalan bir olgu "işstzUk". özellikle kırsal kesimde egemen olan "gizU ifstzBğin" doğurduğu sorunlar büyuk kentleri çepeçevre kusatan g&ekonduiarda düğüm oldu. Biz bu yazı dizimizi hazırlarken, bir başına "Ifsizük Dosyası" açmakla kalmayıp; büyük umutlarla, "iş bubnak" için kırsal kesimden yola çtkıp tstanbul'u, tzmir'i, Ankarayı"mesken tutan" bir avuç insamn yaşammdaki bekleyişi, umudu ve düş kırıklığını anlatmaya çalıştık. Amacımız bu insanları ekonominin salt işgücü malzemesi olan yanlanyla değil, kültürleri, tutkulan, arayışlarıyla yansttmaktı. Bunu yaparken de, günlük yaşamımızda görüp geçtiğimiz kâğıtçı çocuklar, tombalacılar, araba yıkayıcılan, sendikaya girdikleri için işinden atılanlar, salt Tunceli doğumlu olduğu için iş bulamayanlar, başbakana mektup yazıp "nasılyaşayacağtm" diye soranlar. iki gözü de görmedigi için kıdem tazminatı verilip kapı önüne bırakılanlar, 6 çocuğuyla çadırda yaşayanlar, algımtzın odağını oluşturdu. İŞSİZLİK DOSYASI Anlatacağımız öykü Türkiye'nin iki eski gart Haydarpasa ve Basmane'den başlıyor. Istanbul ve Izmir'de gelişen "bir avuç insan"tn çizdikleri görünüm alışılagelmiş, albümlerden çıkan soluk fotoğraflar gibi gelmesin size. Çünkü yaşadıklanmız, dinlediklerimiz ve aktardıklanmız her an Türkiye'de nâlâ daha soluk alıp veriyor. Bu yazı dizimiz bittiğinde kimi okurlarımız belki şöyle diyebilirler: tyi hoş ama, Türkiye'de işsizlik bu denli dar boyutta mı? Elbet değil. Biz özellikle eğitimsiz, kırsal kesim insanımn umutlannı, yıllardır süregelen acılannı sanayileşme süreci gelişkin iki kentimizde çizmeye çabaladık. Bir gün işsiz 1402'lik öğretim üyelerini, işsiz genç emekli subaylan, güvenlik soruşturması engelini aşamayan universite mezunu insanları, öğretmenleri, kısaca "eğitimli" ve "niteükü" işsizleri yazmak dileğiyle. Hikmet Çetinkaya Celal Başlangıç HtKMET ÇETİNKAYA CELAL BAŞLANGIÇ "Maaş alırken ayda yarım kilo kıyma alabiliyorduk, şimdi o dayok "Çabfma,herkesbthaklaveödevidir.Devlet, çahşanlarm hayat seviyestni yuksetimek, çahşma hayatmt geüşttrmek, çahşanlan korumak, çahşanlan desteiclemek ve işsizliği önkmeye elverişü bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleriaür..." Anayasa madde 43 Ük vapur Haydarpasa Iskelesi'ne yanaşü. Üç çunacı, halatlan babalara bağladı. Bir tren dudttgü gann traverslcrini titretti. İki kisiydiler. Gann merdivenlerinde bir süre yanaşan vapuru, simitçileri, salepçileri izlediler. Sonra merdivenlere çömdüler, soluklandılar. Marülar, kanat çırparak vapunın bacası üzerinde dönüyordu. Bir kadın, koşar adımlarla iskeleye yöneldi. Bu saatler, tUm garlar, iskeleler böyle mi diye düşünduk. Gann merdivenlerine oturan iki kişinin yanına yaklaştık. Ince uzun olanı Kars'tan gelmişti, kısa boylusu Sıvas'tan. Trende arkadaş olmuşlar, tstanbuTa iş aramaya gelmislerdi. tnce uzunun adı Recep Serinir, kısa boylusunun Ahmet Dede... Karstı Recep ile Sıvaslı Ahmet, soğuk bir tstanbul sabahında 1 aramak için yola koyuldular. O saatler5 de binlerce insan fabrikalara, atölyelere, bürolara, kısaca akşama degin çalışacaklan işyerlerine gidiyorlardı. Bir kez daha bakındılar denize. Vapunın ttze YAŞAMAK İÇİN İŞ LAZIM tsçi Aziz, kansı ve iki çocuğuyla birtikte ayda kazandığı 19 bin Ura ile geçim mucizesini gerçekleştiriyordu. Eti ayda yanm kilo yiyebiliyorlardı, ama yine de yaşamayı beceriyorlardı. Şimdi Aziz işsiz Bundan da vazgeçmis, "Şu anda çalışanlar işsiz kalmasa bari" diyor. her sabah bu merdivenlerden aşağılara, kentin içlerine doğnı koşuşturmalan geçiyor usumuzdan. Akşamlan aynı merdivenleriyeniden tırmanmalan... Bugüne değin Başbakan Ozal'a bile "Bu 19 bin Ura ile nasd geçinilir" diye soran işçi Aziz başka bir soru soracak: Çalışacak iş var mıydı acaba? Yalnız Aziz mi? Ya diğerleri... KARANLIĞIN İÇİNDEN Sabah başlayan yağmur Öğleye doğnı dindi. Gökyüzündeki bulutlar dağıldı. Şemikler'in çamurlu sokaklanndan geçip Mehmet Marsak'ın evini bulduk. Mehmet Marsak, 2 yaşına gözlcrini, 42 yaşında işini kaybetmişti. tşsizdi, çaresizdi. Karanhğın içinde yaşamının en a a günlerini geçiriyordu. Mehmet Marsak "Ben 1960 ydıda İzmir'e geldim" diyordu. Görmeyen gözleri üzerimizdeydi. Sonra susuyor, "Demek 25 yd olmuş" diyerek ekliyordu. Biz "Evet sizi dinliyoruz" yanıtını veriyor, o anlatıyordu: Camilerde müezzinUk yaptım bir süre. Sonra 6 yd körlere yardım derneginde solist olarak çalışüm. 1972 yıhnda ise Taç SanayU'nde ise başladım. 1977 ydında benim gibi gözleri görmeyen Havva ile evlendim. En büyügü 7 yaşında, en küçügii beş aylık dört kızım var. Mehmet Marsak'ın çocuklannın tümü de sağlıklıydı. Yedi yaştndaki Haflze, ilkokula gidiyor, beş yaşındaki Mürşide, iki yaşındaki Gazel, beş ayhk Esma evdeler. Mehmet ve Havva Marsak "Çocuklanmızı okutacagız" dîyorlar. Havva Hanım körler okulu mezunu. Mehmet Marsak ise ilkokulu bitirmiş. Mehmet Marsak anlatıyor: 1984 ydında 545 kişi Teksif Sendikası'ndan isttfa edip özipUklş'e gectik. Ne oldnysa bondan sonra oldu. Bizi sendika degiştinUgimiz için gece vardiyasına verdiler. Ayda eUme 25 bin lira geçiyordu. Namaz kıldıgımız için işimi aksatbgımı söyledüer. Sosyal haklanmı vennediler, sonunda çıkışımı yaptdar. Kıdem tazminatmızı vermediler mi? Evet, elime 840 bin lira tazminat geçti. Borçla* nmı ödedim. Gerisini bankaya yatırdım. Yaşamın ağırlığı, görmeyen gözlerinin karanlığında yok olup gitmişti. Uzun süre işsiz kalmıştı. Emekliliğine daha çok vardı. Yanından ayrıldık. Yağmur inceden yağıyordu. Komşulan her gün kapısını çalıyor, gözleri görmeyen bu emekçiye yardım ediyorlardı. Ban günler yedi yaşındaki kızı Hatice ile dolaşıyor. Şemikler'de ve tanıdıklanna haber salıyordu... Ve bir gün iş buldu Mehmet Marsak. Belediyenin organik gübre ve çöp fabrikasında işçi olarak çalışıyor şimdi. Bu kez çalıştığı yere uğradık. "Nasdsın" dedik. Sesimizden tamdı. "Yaşamak" dedi "Çok güzel şey kardeşim". Bir otobüse binip Karşıyaka'ya geldik. Sonra vapurla Konak'a. İnsanlar yumak yumak, Konak Alanı ana baba günü... 1 bin Ura maaş abyorum. Biri iki, di|eri dokuz yaşında çocugum var. Yedi bin Hnı Ura, iki bin Ura yol parası veriyonun. Banunla nasd geçinirim? Yümaz, kürsüden inerken Aziz'in oglu Erhan'ı öpmüş ve işcilere dönerek, "Bu çocnklara yann iş buimanuz, güvenli bir getecek hanrlaınanıiT gerekli" demişti. O günden bu yana işçi Aziz'in ödediği kira, yedi bin uradan on bin liraya çıktı, dokuz yaşındaki Erhan on, iki yaşındaki Vedat da üç yaşına girdi. İşçi Aziz, bir yıldan bu yana "Nasd geçinflir bu parayla?" diye sormuyor artık. Çünkü aldığı 19 bin Ura maaşı da almıyor. işçi Aziz şimdilerde işsiz. İşçi çıkarma yasağının kalkmasından hemen son Şn anda bir fabrikada çahşmakuyım ve 19 bin lira aytak alnuktayun. Ayda 10 bin Ura ev kirası, 2 bin Ura yol, 3 bin Ura elektrik ve sn parası vermekteyim. Bu hayat şartlan karşıunda bn parayla nasd geçinebilirim? Sayın Başbakanım, tzmir Fuan'nı açarken, Tnrkiye'de 19 binttrattcretleçalışan işçi yok, demiştiniz. Bnttcretişo an ben almakttyun. Venttgtan emeğe karsıbk hakkınu tam olarak alamadıguna da inanıyornm ve nzüntnden kahrolmaktayun. Saygdanmla..." Başbakan özal da Aziz'in mektubuna hemen yanıt göndermişti: "Sayın Aziz Knrtbofan, Memleket meseieleri ile UgiB görüskrinizi ifade eden Fabrikada isim bittikten sonra yem fabrikasında çuvalı 20 Uradan hamalhk yapıyordum, fuar zanuuu ahsamlan da calıştun. Bazen hiç ara vermeden 48 saat bUe çaustım geçinebUmek için. Eve iki gün gelmedigim de olnyordu. Her jey geçinmek içindi... Eşı Nezahat'a soruyoruz: Nasıl geçiniyor, neler pişiriyorsunuz? Ne olacak, bep kuru şeyler, Onlan da azar azar ahyomnı bakkaldan. Bir kilo kuru yiyecek bUe alamıyornm. Çocnklar et yiizii bile gönnttyorlar dogru düriist. Ay baslannda Aziz, maaş alırken bir tek yanm kilo kıyma ahyordnk. Hepsi o. Bir yere misafirUge gidince çocnklar eti görür görmez saldınyorlar. tnanın staaıyorum. Gözleri görmeyen Mehmet Marsak, uzun süre işsiz kaldıktan sonra belediyenin gübre ve çöp fabrikasında iş bulmuş. Mehmet Marsak şimdi memnun, "Yaşamak çok güzel şey kardeşim" diyor. rinde zikzaklar yaparak dönen martılara... ve yürüduler. O saaüerde Basmane Gan, Aksaray, Üsküdar alanı, Fatih Camii'nin avlusu onlarla doluydu... BU PARAYLA NASIL GEÇtNtRİM? Yuzde altnuşı gecekondudur tzmiı'in. Yuzde altmışı depremin birinci kuşağında "kaçak" otunır bu kentin insanlan. Yaz aylannda basık evlerin serin sohığu olan imbat, kışın kesik bir ayaz olur, tutar tzmir'in gecekondulanna gidcn dik yollan. Nefes nefese tırmanıyonız Aziz'in gecekondusuna doğnı. tzmir'in sırtma yerlesmiş Yalçınkaya'nın merdivenleri bitmek bilmiyor. Aziz Kurtbogan, 29 yaşında. Onu ilk kez geçen yıl 11raarttaTürklş'in yaptığı "tşçi Gorüşüni Duyurma" toplantısında görmüştük. Dokuz yaşındaki çocuğunu koltuklannın altından tutup, Atatürk Spor Salonu'nun zeminine kunılu kürsüden konuşan Genel Başkan Şcvket Yünuu'ın yanına dikivermişti. Yümaz konuşmasını bitirdikten sonra Aziz'in oğlu Erhan'a dönmüş ve eli öpülürken "Konuşmamın h f m d m beri ayakta bekliyor" dedikten sonra elindelti kâğıdı almış ve salondaki beş bine yakın isçiye okumuştu: Bir an fabrikasuda işçi otarak çahşıyornm. 19 Türkîş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, 9 yaşındaki çocuğun kendisine uzattığı kâğıdı Atatürk Spor Salonu 'nu doîduran beş bine yakın işçiye okumaya başladı: "Bir un fabrikasında işçi olarak çalışıyorum. 19 bin lira maaş alıyorum. Biri iki, diğeri dokuz yaşında çocuğum var. Yedi bin lira kira, iki bin lira yol parası veriyorum. Bununla nasıl geçinirim?" 19 bin lira aylık alırken işsiz kalan Aziz Kurboğan'ın kansı nasıl geçindiklerini şöyle anlatıyor: "Hep kuru şeyler yiyoruz. Onlan da azar azar alıyorum bakkaldan. Aziz maaş alırken aybaşlarında yarım kilo kıyma alırdık. Şimdi onu da ŞİMDİ YÜZLERİ CÜLÜYOR Gözlerigörmediğiiçin işinikaybeden Mehmet Marsak, gözleri görmeyen esi ve dört çocuğu ile zor günler geçirmiş. Şimdi belediyeçöp fabrikalannda çahşıyor ra işsiz kalnuş Aziz. "Ortada bir aksakuk var gaUba. İşçi çıkarma yasagı konmnş ve kaldınlmış. Ben de bunun sonucu işsiz kaldım. Eger böyle bir problem olmasa bu yasağı koymazlardı. tş problemi oldngn ortada. Hiç 'işçi alma yasagı' konuyor mu" diyen Aziz, hamaUık yaptığı un fabrikasından atılana kadar bir soruya yanıt almak istemiş hep: 19 bin Ura ile nasd geçinilir? Sonısunun yanıtını almak için her yere başvurmuş. Hatta Başbakan Özal, geçen yıl tzmir Fuan'nın açılışını yaparken "Türkiye'de 19 bin lira ile geçinen işçi yoktnr" deyince hemen bir mektup yollamış maaş bordrosu ile birlikte: Ben alıyorum... BAŞBAKANA MEKTUP Aziz'in Başbakan'a işsiz kalmadan önce gönderdiği mektup şöyle: "Sayı Başbakanım, yannız tetkik edilmiştir. Bahsedilen hususlar hiiknmeümizin de üzerinde önemle dnrdufu meseleierdir. lcraatınuz devam ettikçe, bu problemler zaman içinde azalacaktır." Azaldı da... Aziz'in böyle bir şey soracak hali kalmadı. Çünkü "icraat devam ettikçe" Aziz işsiz kaldı. Aziz, gecekondusunun camından İzmir'in tepelerine tırmanmış gecekondulara bakıyor bir bir. Siirt'in Kozluk kasabasından Aziz. İlkokulu burada bitirmiş. Daha sonra nkumamış. 14 yaşında annesini ve babasını yitirince tuünuş İzmir'in yolunu. Bir ev kurmuş kendine, olmadık işlere girmiş çıkmış, her işte çalışmış. Sonra Nezahat ile tanışmış ve evlenmiş. " t ş bulsa çahşır" Nezahat, ama şimdi ev kadını. HER ŞEY GEÇtNMEK İÇÎN "Çalışırken bile aldıgım para yetmiyordu" diyor Aziz. Sonra sürdürüyordu anlatmasını: etll Aziz giriyor araya: Sabah oknla giderken Erhan "Baba para ver" diyor. Çocuk haklı. Ama ben ne yapayım? YAŞAMA SAVAŞI SÜRÜYOR Aziz işsiz kalmasından bu yana hiç boş durmamış. Nerede taşınacak bir yük var, nereden ekmeğini kazanır, hemen oraya koşmuş. Siin'in Kozluk kasabasından başlayan öykü, bugün İzmir'in dar sokaklannda, gecekondu semtlerinde sürüyor. 14 yaşında kimsesiz kalan Aziz, geçinmek için geldiği İzmir'de yaşama savaşım sürdürüyor. Yalçınkaya'mn dar merdivenlerini inip bizi kentin merkezine ulaştıracak geniş caddeleri ararken, ardımızdan gelen Aziz son bir sözle yolcu ediyor bizi: CMan oldu, ben işsiz kaldım. Ama ya şu anda çalışanlar ne olacak? Bari onlar işsiz kalmasa... Aziz, merdivenlerin başında gittikçe küçülüyor. Yalçınkaya insanlannın iş bulma, ise yetişme telaşıyla SCRECEK Özal: Iran ile ilişkileriınizi bozmak isteyenler var (Baftarafi 1. Sayfada) zcnlediği basm toplantısında oldukça" yorgun görünüyordu. özal, kendisi ve Iran Başbakanı Musavi arasmdaki yakın şahsi ilişkilerin iki ülke arasmdaki dostluğa katkıda bulunduğunu da kaydetti. tran'la ilke olarak siyasi bir somnumuz bulunmadığını bildiren özal, daha sonra bu ülkeyle ilişkilerimiz açısından ilginj bir açıklamada bulundu: "OzeUikle her iki ülkede veya dışarda tranTürkiye uşkOerinin bozulmasuu isteyen çevreler olabflecegiııi karşddch olarak ifade etük. Bu bakımdan her iki tarafın da dflckatH ohnasnu, hiç nmmadıfım^ bir zamanda baiakım meseMerin ortaya getfcflebiecegini ve bu şeküde de iki ölkenin arasuun açdması için gayretler sarfedebUecefini ifade ettik. Bunda da birbirimize bir sıkıa* tunız olduğunda «iamşma metodunun kuUandmaanda, bir mesele varsa onu açıkça söylemekte fayda mütalâa ettigimizi karşdıklı olarak ifade etük. Bu da gösteriyor ki, tran'la TnrUye arasmdaki ilişkilerin boznlması yolnndald gayretler sonnç vermeyeccktir. Ama her iki ölkenin dikkatli davranmasında fayda vardjr. Ben kertUerine bir misal olarak bizgetmeden evvel Beyrut'ta İslami Cihad Örgütü, ki bazı çevreler bunu tran'la iüşkilendiriyorlar, AP ajanana bir açddama yapü. Bn gibi konnlar dahi benim seyahatimden bir gün evvel oiduguna göre maksat aramak laom geldigini kendüerine ifade ettik. Ashnda tenakuzlarla doluydu o yapılan açıklama. Bunu da Iran'la Türkiye arasmdaki iüşkiyi bozmak isteyen çevrelerin istismar edebüecegini kendüerine söyledim." Başbakan özal, Türkiye'nin tranIrak banşım en fazla arzu eden ülke olduğunu, ama koşullann bugün buna olanak vermediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim bir sene evvel görüştüğüm tranldann bu konudaki düşüncelerinde herhangi bir degişikUk yok. Onlar bu harbin kendileri bakımından iyi bir şekilde sonuçlandırdana kadar gidecegini ifade ediyorlar. Ümit edebüiriz ki, haUsane temennimiz, Iran için, bökje için, bu harbin, memleketler için iyi bir şekilde sonuçlandırdması, bölgemizde büyük sduntdara sebebiyet vermemesidir." EKONOMİK tLİŞKİLER 1986'ya ilişkin ekonomik konulann birkaç nokta dışında Devlet Bakanı Tınaz Titiz'in bir hafta önceki gezisi sırasmda karara bağlandığmı belirten Özal, "tran'ı ticari iüşkileri geliştirmede istekli ve arzulu gördüm" dedi. tran'la ticaret hacmimizin 2.5 milyar dolara ulaştığım anımsatan Başbakan özal, iki ülke arasmdaki altyapı sorunJannın giderilmesi konusunda adımlar atılacağım bildirdi. özal, PTT Genel Müdürlüğü'ne lran'la komünikasyon sonınlanmn aşılması yolunda direktif verdiğini açıklayarak, "Konusamadıgınız yerle işbiriigi yapmanıza imkftn yoktur" dedi. İran, Türkiye ve bir olasılıkla Pakistan'ın katılacağı bir uydu projesinin haberini veren Başbakan özal, projenin amacının komunikasyon hizmetlerinin geliştinlmesi ve dağlık bölgelere TV yayını yapüması olduğunu belirtti. 2 ülke arasında demiryolu taşımacılığına ağırlık verileceğini kaydeden özal, tran'a uçak seferleri konusunda da çeşitli olanaklann, havayollannın ve değişik rotaların inceleneceğini söyledi. İran'la anlaşması daha önce imzalanan doğal gaz ve petrol boru hatlan projelerinin tatbikata konulduğunu anlatan özal, Türkiye'nin tran'a ait boru hatlanndan da petrol alabileceğini ifade etti. Türk müteahhitlerinin tran'la ortaklaşa çalışabileceklerini, boru hattı, baraj gibi projeleri üstlenebileceklerini söyleyen özal, kara nakliyesi sorununa da çözüm sağlandığını bildirdi. Özal, "1986'da Iran kamyonlanna Türkiye'den daha fazla mal taşıma olanağı yaraulacak" dedi. EKONOMİ StYASETE YANSIYACAK Görüşmeler öncesinde Özal ve kurmaylan Tahran elçüiğinde 3 gün sürecek siyasi ekonomik pazarhğuı stratejisini çizdiler. Siyasi cephedeki stratejiyi değerlendiren üst düzey bir yetkili "Siyasi Uişkiler iktisadi iJişkilerin bir türevi olacak" dedi. tran'la gelişen ticaretin siyasi boyuta da yansıyacağı anlamma gelecek. Bu değerlendirme yine bir üst düzey yetkili tarafından şöyle dile getirildi: "Türkiye ile komşusu arasında, savaş sırasmda her iki tarafia da gelişen ticari Uişkiler kurdu, ancak bugün için denge politikasını korumak son derece zor hale geldi. Türkiye, Iraktran uçgeninde taraflardan birine verilecek bir taviz digerini rahatsız edecek. Metelemiz artık İran'dan bir taviz almak değildir. Yapdacak pazarlıkta bizim vereceğimiz en ufak bir tavizin Irak'a yansımasını nesaplamak zorundayız." Bu strateji çerçevesi gözönüne alındığında Türk tarafının "Kürt sorunu", "laikiiğe aykın yayınlar" gibi başlıkları gündeme getirmesi ancak bu konularda direnmemesi bekleniyor. Nitekim dış ilişkiler alanında Başbakana yakın bir kaynak, "Andan sorunlar sürekli yakınmı konusudur. Bu göruşmelerde de masaya getirilecek. bir kere söylenecek, ama fazlaca üzerinde duruunayacakbr" biçiminde konuştu. Ekonomik alanda ise pazarlığm ağırlıklı gündemini petrol fiyatı oluşturacak. Başbakana yakın çevreler özal'ın gelecek yıl İran'dan ahnacak yaklaşık 5 milyon ton petrolün fıyatında, bir indirim sağlanması konusunda kararh olduğu görüşündeler. Uluslararası piyasalarda düşen petrol fiyatlanmn yanı sıra, Türk ihracatçıları iç ve dış rekabet nedeniyle Iran'a yönelik satışlann "UÜı kâr" dönemini geride bıraktılar. Merkez Bankası'ndaki müşterek hesap Türkiye'nin 1985 sonu itibarıyla İran'a 350 milyon dolar borcu biriktiğini ortaya koyuyor. Başka bir deyişle 1985 başında tran'la imzalanan anlaşma ile Türkiye pahalı petrol ithalatı ve ucuz ihracat kıskacında kalarak, İran'a borçlandı. Ancak Iran Basbakanının hemen dünya piyasalannın dön dolar üstünde olan petrol fiyatlannda bir indirime yanaşmayacağı da biliniyor. Bu nedenle özal'ın önerisi "esnek petrol fiyatı" yönünde olacak. Arzulanan indirim 1986 başında sağlanamasa bile, yıl içinde fıyatlann belirli dönemler ve büyük olasılıkla her üç ayın sonunda gözden gecirilmesi ile ucuz petrol ithalatının kapısı aralanacak. Bu yolla uluslararası petrol fiyatlanmn yıl içindeki düşüşunun anında ithalat faturamıza yansıtılması amaçlanıyor. Petrol konusundaki bir diğer pazarhk noktası ise Körfez'e sefer yapan türk tankerlerinin güvenliğini yakmdan ilgilendiriyor. Türk tarafı tankerlerimizin Harg yerine, Sırrı adasından dolum yapmasını talep ederken, tran büyük olasılıkla siyasi nedenlerle buna karşı çıkıyor. tran tarafının petrol taşıyan sivil tankerlerin Harg yolunda Irak uçaklannca vurulması tehlikesini uluslararası kamuoyu oluşturma aracı olarak kullanmayı amaçladığı tahmin ediliyor. SORU VE YANIT özal açıklamalanndan sonra basm mensuplannın sorulanm yanıtladı. Özal'ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle: Göriişmelerde petrol fiyatlan belirlendi mi? Bu fıyat 1986 için sabit mi kalacak? ÖZAL Daha belirlenmedi. Ben gitmeden belli olacak. Belli periyodlar için fiyatlar tespit edilecek. ABD'nin Iibya'ya karşı girişimini degeriendirebUir misiniz? ÖZAL Biz de şu anda sadece basından takip ettik. Fazla bir şey söyleyecek durumda değilim. Bu şekilde tansiyonun artması arzu edilen bir hadise değildir. Özal'ın basın toplantısına çok sayıda tranlı gazeteci katıldı. Iran TV'si de Ozal'a ilişkin haberleri bültenlerinde ilk sırada yayımlamaya devam etti. özal'ın kaldığı otelin çevresindeki sıkı güvenlik önlemleri dikkat çekti. Özal resmi göriişmelerden önce sabah helikopterle Tahran şehitler mezarlığı olan Zehra Cenneti'ni ziyaret etti. özal, bugün görüşmelerine devam edecek, aynca tran Meclis Başkam Rafsancani'yle bir göruşme yapacak. HAMBURG, (a^.) Türkiye'de katil zanlısı olarak aranan AU Yddınm (38), Türkiye'nin isteği üzerine tutuklandı. Yaklaşık bir ay önce, eroin kaçakçısı bir Türkle Yugoslavın duruşması sırasında avukatlar tarafından ortaya atılan bir iddiada, Ali Yıldınm'ın Türkiye'de cinayet işlediğj, 20 yıl hapse mahkum olduğu, daha sonra kaçarak Federal Ahnanya'ya geldiği ileri sürülmüştü. Avukatlar, Ali Yıldınm'ın Hamburg Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şubesi hesabına çalıştığını iddia etmişlerdi. Mahkemede ortaya atılan iddialardan sonra, Hamburg'daki Astoria Oteli'nde kalan Ali Yıldırım, izini kaybettirmişti. Ali Yıldırun'm önceki gece yansı aniden tutuklanması üzerine bir açıklama yapan Hamburg Emniyet Müdürluğü Basın Sözcüsü Peter Kelling, Ali Yıldınm^ ın Türkiye'nin isteği üzerine tutuklandığını ve cezaevine konulduğunu bildirdi. Kelling, Ali Yıldmm'la ilgili işlemlerin tamamlanmasından sonra Türkiye'ye iade edileceğini açıkladı. Alnıanya, katil zanlısı Aü Yıldırım'ı iade edecek 25 Y1LUK ŞEBEKE Ali Gelcik (Çahkuşu lakabıyla tanımr, şebeke reisi), Ali Çakır, Kâzım Özsoy, Mehmet Acar, Mehmed Akdağ, Arif Kon yakalanan silahtarla birlikte görülüyorlar. Şebeke elemanlanndan Şevket Çubuk bir ay önce yakalanarak cezaevine konmuştu. (Fotoğraf: KÜTAHYACUMHURİYET) Kütahycfda 7 süah kaçakçm yukcdandı ALİ KEHRİBAR KÜTAHYA Kütahya'da yıllardır silah ve mermi kaçakcılığı yapan 7 kişilik şebeke, Kütahya Emniyet Müdürluğü, Silah Mühimmat Kacakçdığı Şube Müdürluğü ekiplerince yakalandı. Şebeke reisi "Çalışuku" Üasadışı ör^iitler Lozan'da çatıştı LOZAN, (Cumhuriyet) 12 Eylül sonrasmda yurtdışına kaçan yasadışı örgüt militanlan arasında, Lozan'da çıkan silah lı çatışmada Bülent Yaman adlı TİKKO Militanı öldü, iki milatan da ağır yaralandı. Lozan polisinden edinilen bilgilere göre TİKKO militanlarının dernek olarak kullandıklan Lozan'daki binanın birkaç sokak ötesinde pusu kuran silahlı kışiler, dernekten çıkanlara ateş açtı. Çıkan silahlı çatışmada Bülent Yaman adlı TtKKO militanı olay yerinde yaşamını yitirirken, iki militan da ağır yaralanarak Lozan Hastanesi'nde tedavi ve gözetim altına alındılar. Lozan Kriminal Polisi saldırganlann yakalanmadığım, bu nedenle herhangi bir açıklama yapılamayacağmı belirtti. lakabıyla tanınan AU Gelçik (55)'in, 25 yıldır silah ve mermi kacakçılığı yaptığı belirlendi. Emniyet Genel Müdürluğü, Kaçakçüık lstihbarat ve Harekât Dairesi Başkanbğı ile Kütahya polisinin yapüğı operasyon sonucu, Kütahya, tzmir, Aydm, Afyon, Manisa ve ilçeleri Ûe köylerinde yaklaşık 100 milyon liralık silah ve mermi sattıklan anlaşuan şebeke elemanlarının Şevket Çubuk (64), Ali Gelçik (55), AU Çakır (38), Kâzım Özsoy (52), Mehmet Acar (59), Mehmet Akdağ (55), Arif Kon (35) oldukları açıklandı. Ege bölgesinde binlerce silah, yuz binlerce mermi sattıklan anlaşılan kaçakçılar, aynı zamanda, yeraltı dünyasının " E g e bölgesi başbayUigi" görevini yapıyorlardı.