Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 HABERLER 26 OCAK 1986 Çizgi romandan Pravdaya 8 Sürücü Portresi 5 SABETAY VAROL PARİS Petrol fıyatlan konusunda Suudi Arabistan Bakanı Zeki Yamani ile lngiltere Başbakanı Bayan Thatcher arasında ortaya çıkan son çatışmaya kadar Paris borsasında hisse senetleri durmadan değer kazanıyordu. Iktisatçılar varilin hızla değer yitirmesinden sonra kıymet piyasası grafiğinin nasıl bir hat izleyeceğini bilemiyorlar. Yalnız bu arada, Fransızlar bazı borsa kuraJlannı daha iyi öğrenmeye başladılar. Şöyle ki, sağlam bir kıymete oynarsanız borsa yükseldikçe kazançh çıkarsınız, ama borsa inişe geçerse en hızlı değer yitiren hisse senetleri gene bunlar olabilir... Borsa'da geçerli olan bu kural pazar ekonomisinin diğer sektörlerinde geçerli mi, bilemeyiz. Son günlerde Fransa'nın Angouleme kentinde açılan 13. Çizgi Roman Fuan dolayısıyla, son zamanlarda Fransa'da bu sanat dalının ekonomik güçlüklerle karşılaştığı açıklandı. Fransızlar çizgi romarun kelimenin gerçek anlamıyla hastası. Bu dalda o kadar büyük bir pazar oluştu ki, önüne gelen, eline rapidoyu alan çizmeye başladı. Bu yüzden sadece çizgi romarun klasikleri, bir anlamda "saglam defcerleri" sayılan eserler satılmaya devam ediyor. Bir çoğu büyük yetenek olarak kabul edilen, ancak yeterince tarunmayan çizerlerin ürünleri Fransızca tabiriyle "bande dessinee", kısaca B.D. ormanında kayboluyor. Tintin'ler, Asterbc'ler, Red Kit'lerin dışmda kalan çizgi romanların ve HaraKiri gibi aynı alanda yayın yapan bir derginin dışında kalan dergilerin satmakta güçlük çektiği Fransız yayın yaşamında, geçen persembe günü tüm bayilerde satışa çıkanlan bir yayın, aynı gün içinde kapışıldı. Sözünü edeceğimiz yayın Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin yayın orgaru ünlü "Pravda" gazetesinin, 7 ocak 1986 tarihli sayısının Fransızcaya tıpkı çevirisi. Iki Fransız gazeteci Philippe Joste ve Mkhel Guegin, başlangıçta sağcısıyla solcusuyla Fransız kamuoyu "Pravda"yı o kadar zararsız bir şey olarak görüyor ki, yayına girişenlerin antikomünizm yaptığı bile iddia edilebiliyor. Nitekim bir gazete, Pravda'nın Fransızca nüshasının yayımlanma haberini "Fransız Komünist Partisi'nin yayın organı Humanite'ye rakip bir gazete cıktı" başhğıyla verdi. Meslek icabı, TV ve radyolardaki haber bultenlerini ve gazeteleri olabildiğince izlemeye çaüşıyoruz. Fransız TV birinci kanalı TF1' in öğle haberlerini sunan muzip sunucusu Yves Mouroıui gecen çarşamba günü elinde tuttuğu Fransızca Pravda'yı okuyarak çıkü ekrana. Akşam bülteninde diğer kanalların düğmesine basıyorsunuz gene Pravda, radyolar, gazeteler keza. Sonunda 7 ocak tarihli Pravda'nın Fransızca çevirisi çıktığı gün rükendi. Yayını hazırİayanlar satılan 100 binin üstüne bir 250 bin daha basmaya karar verdiler. Hatta ilgi sürerse bu işi ciddiye alıp S.B.K.P. Merkez Komitesi yaym orgarunı Fransızca olarak günluk basmayı bile düşündüklerini açıkladılar. Paris'ten Brüksel'den HADİ ULUENGİN Londra'dan BRÜKSEL Iki haftadır burada otomobil fuarı var. Modern insaıun hayatında otomobil yalnız pratik işleviyle sınırh kalmayıp, çağdaş bir mitos oluşturduğundan, ekonomik krize ve alım gücünün düşmesıne rafemcn Belçikaklar fuann yapüdıgı salona akın akın geliyorlar. Müşteri çekmek için bin bir şaklabanhk yapan değişik otomobil fırmalannın önünde uzun kuyruklar oluşturuyorlar. Çağdaş mitosların parlak metalden nrhları önünde hayaUere dalıyorlar. Ne yapıp yapıp eskisini elden çıkarüp yeni bir otomobil edinmeye çalışıyorlar. Otomobil, toplumun sosyokültürel hiywarşismde bir gösterge niteligi taşıdığından ve bu mülkler, mülk sahıpleri hakkmda bazı açıklamalar g«irdijinden, bu pazaı Belçika'da subjektif sekiz sürücü portresi çizelim. Sıradao kuçiik baıjımu Haraâlem otomobillerirı geleneksel müşterisidır ve en yaygın sürücü kitlesini oluşturur. lstikrarlı ve sadıktır. Denenmişin heı zaman en iyi olduğu ilkesinden hareket eder. Fanteziye kapalıdır Motoru 1200 cm. küp ile 1600 cm. küp arasında degişen dört kapvh, çok fazla benzin yakmayan bir otomobili tercih eder. Son yıllarda dizele kaymaktadır. Cumanesi gunleri, arabasını önce yıkar, sonra da parlatır. Pazar günleri Mans sahillerine iner. Temmuzlarda Upanva'ya ve Güney Fransa'ya gider. Otomobilini 75 bin kilomeırede dejiştirir ve krediyle yenisini alır. Orta değerlerin ortalama sürücüsüdür ve ortalama araba kullanır. e K Metxxdt d a w ^' ^ ? >" Barcıâlem arabalann D B n ZCn8m . wiüi ^ " " ^ gdeneksel mi&erisi küçük 1 1 kişi ve bir geçit Fransızca Pravda ve okuru önce biraz da gergin olsun diye, Sovyetler Birliği'nde 10 milyon satan gazetenin bir sayısının aynen Fransızcaya çcvirerek basıldığı takdirde, Fransızlann ilgisinj cekebileceğini düşünmüşler. Hazarbk çahşmalan sırasında çevrelerinden o kadar büyük ilgi görmüşler ki, sonradan bu işi ciddiye alarak 110 bin basmaya karar vermişler. Şimdi Fransız aydınlannın 1960'h yülara kadar devam eden Sovyetler Birliği hayranlığı hastalığuun ekonomik bunalım ortamında yeniden depreştiğini ve çizgi roman hastalığının yerini aldığını sanacaksınız. Hiç de öyle değil. Gerçekte Fransızlar aydınıyla, cahüiyle bu büyük ve uzak komşulanna, uzakta duran garip ve ilginç bir olgu gibi yaklaşıyorlar. Tıpkı Avrupalılann 17 ve 18. yüzyülarda Türkiye'ye ve Çin'e baktıklan gibi, hatta biraz da çağdışı kalmış dev bir yaratık gibi yaklaşılıyor bu ülkeye. Zaten öyle olmasaydı, daha doğrusu Pravda'mn Fransızca nüshası komünizm propagandası yapmaya yönelik olsaydı, Paris'teki sıkı antikomünist çevrelerden bir tepki gelirdi. Biliyorsunuz seçim kampanyası sırasında her sey mübah sayüıyor. Ama lletişim alanında Fransızlan asıl korkutan önümüzdeki yülarda yağmur gibi yağacak olan Audiovisuel imge bolluğu. Paris kenti en geç kasım ayına kadar kabloyla donatılacak. Bazı Avrupa ülkelerinden sonra Fransa da, artık "WaWoln" bir ülke olacak. Bunauydu aracılığıyla yayını da eklerseniz Amerika, lngiltere hatta diğer ülkelerden gelip küçük ekranda ızlenebilecek yayınlara karşı Fransız TV prodüktörleri, hangi kanallardan rekabet edeceklerini düşünüyorlar. Bu yüzden mevcut dört kanala ve halyan TV ağası SUvio Berinsconi'nin ortaklığa ahndığı 5'inci kanala aynı günlerde yani şubat ortalannda müzik yayını yapan bir altıncı kanal eklenecek. Uranus gezegeninin de sırn çözülürken, çağda$la$ma diye buna derler. İnsan bazen, keşke biraz daha az hızlı gitseler de geriden yetişmeye çahşanlan bekleseler diye düşünüyor... statüs^ünaynas.d.r. Aksamlanne S " " * * . ^ olur ne olmaz diye arabasım gara Merctdes ı, ja bırakır. Arabasım degiştirebil BMWyi seçer. Havai diyse de sıruf kaygılannı henüz tam zeflginierifl tercifri, Ostti açık anlamıyla değiştirememiştir. İyi Alfa Romeo'dur, araba kullandıgım iddia eder. Emirdağh Türkler H»nU zentin: Üstü açık Alfa minibüslerle göçebe Romeo'larla "Şablon" meydanın geleneğını sürdürür, aydm ve da ve kontak anahtarım arabanın mü,ereddid solcular arasmda üstünde b,rakarak kahvcyt prmek Q | ^ r. 2 CR gözdedi fıyakalıdır. Dön çarpı dört Range RoverTarla dön dörtlük kızlan gezdirmek fıyakalıdır. Her yıl otomobil degiştirir. iyi araba kullamr. Emirdath Tttrk: Minıbüs, göçebe geleneklerinin devamıdır. Mınibüs, yaylı arabaya binmeden kağnıdan motorlu vasıtaya geçişin izdüşümüdür. Zevkler ve renkler tanışılamazsa da, Brüksel'deki oto boyacılannda nasıl olup da bazı renklerin bulunabildigi tartışılabilir. Bozkınn ortak mekan kavramı Brüksel caddeleri için de geçerli olabilir ve trafik kurallannın bozkır kurallanyla çalıştığına dair yaalı bir kanun yoktur. Allah'a emanet araba kullamr. Emirdafli olmayan Törk: 'Bahçelerde yarim var, BrOksel'de Fordum var! Fordum yoksa Opelim var. Opelim yoksa Mercedesim var. Hem Opelimde, hem Fordumda, hem Mercedesimde Orhan abim var. Arabanın arkasında minderlerim var. Dikiz aynamda maşallahım var. Maşallahlık araba kullamr. Aydııı vc mütemldii soku: Parası varsa yeni araba alır, yoksa elden düşme alır. Citroen 2 CV hâlâ modaysa da, 78 model bir Saab 66'nın keyfıne doyum olmaz. Arabasından "takam" diye söz eder ve "Fuıdere hayır" ya da "Körtıja evet" skitlerini otomobiline yapıştırır. Fena otomobil kullanmaz. Kafariınmış soku: Skoda, Wanburg ve Ladalann mudavimidir. Ne var ki, Skoda ve VVartburglann satısı pek çok düşmüştür. Lada ise piyasa ekonomisine ayak uydurmus ve mUşteri yelpazesini değiştirebilmiştir. Altmış yaşından sonra ne kadar iyi araba kullanılabiline o kadar iyi araba kullamr. DAF sabipleıi: Nevi şahsına münhasırdır ve nasıl ehliyet aldıkları muammadır. Sürat sımtlamasımn 60 olduğu yerde 30'la, 120 olduğu yerde 60*la giderler ve dayak düşmanıdırlar. DAF otomobiller otomatik vueslidir ve DAF sahiplerinin otomatik pilota ihtiyacı vardır. Otomobil çağımızın mitosudur. Brüksel otomobil fuarında yeni mitoslar aramr Stuttzart'tan Yabancı Gözüyle Hitler'in Angaryası. ULYA ÜÇER STUTTGART Dünya oto mobil endüstrisinin kaymağı önümüzdeki çarşamba günü Stuttgart'ta biraraya gelecek. Ev sahibi: Daimler Benz Mercedes. Konuklar: General Motors, Rolls Royce, Jaguar, V olvo, Alfa Romeo, Toyoıa gibi yeryüzünün belli başlı otomobil firmaları. Davetin nedeni, otomobilin 100. yüı. Bundan tam 100 yıl önce 29 Ocak 1886 günü mucit Kari Benz, Kralhk Paıent Dairesi'nden kıçtan motorlu üç tekerlekli arabası için ilk lisansı almıştı. Yine aynı yilda, Benz'den birkaç hafta sonra da, Cannstatt'h muhendis Gottlieb Daimler, lisansını kabul ettirmiş ve dört tekerlekli "motorlu fayton"u . ile Cannstatt Unterturkheim arasıru katetmişti. O günden bu yana otomobil yuzydm en önemli buluşu niteliğini yitinnedi. Otomobilin anavatanı Almanya ise şu günlerde "Otomobilin 100. Yılı"nı kutluyor. Federal Posta tdaresi'nin "motorlu fayton"un evrimini simgeleyen pullan, bu hafta piyasaya çtktı. Otomobilin icadı, tüm Almanya'da tarihi bir olay olarak kutlanıyor. Varlığını 100 yıldan bu yana sürdüren, hem de büyük bir başanyla, giderek genişleyen, aynı ölçüde de kalitesinden ve dünya çapındaki prestijinden bir sey yitirmeden gelişen Mercedes Benz firmasındaki kutlama, tabii daha bir ba$ka. Mercedes tarafmdan Stuttgart'ta "Otomobilin 100. Yıh" adı altmda düzenlenen kutlama ve "World mobil" sergisinin politika alamndan şeref konukları, Devlet Başkanı Richard von YVeizsaecker, Başbakan Helmut Kohl ve Ulaştırma Bakanı Werner Dollinger. Para dünyasını banka yöneticileri temsil edecek. Davetin tuzu biberi de eski GrandPrix şampiyonları olacak. Otomobilin mucidi titrini taşıyan DaimlerBenz 100. yıldönümünde bir de potitik jestte bulundu. Bir araştırma enstitüsune fırmanm "Üçüncü Reich" dönemini inceletti. Hazırlanan raporun ilk bölümü önumüzdeki hafta kamuoyuna açıklanacak. Daimler Benz son haftalarda güncel hale gelen Hitler döneminde Yahudilerin Alman firmalarında angarya calıştınlması konusunda da ek bir araştırma yaptınyor. Daimier Benz sonbahara yetişeceği belirtilen bu araştırmanın sonuçlanna dayanarak kesin bir olasıhkla 1945 yılına dek angarya çahştırdığı Yahudi, komünist, sosyaîist ve yabancı devlet uyruğu tutsaklara veya mirasçılarına tazminat ödeyecek. "Yuzyılın buluşu''nun sahibi, yüzuncüyılına geçmişini temizleyerek, sanma layık olarak girmekte kararlı. Demre: Noel Baba'nın beşiğinde CORDT SCHNIBBEN DIE ZEIT Noel Baba vadisine ister Antalya, ister Fethiye tarafmdan yaklaşılsın, görunüş, ilk nntiba yönünden aynı kapıya çıkıyor: Demre, yukarıdan kuşbakışı bakıldığında, uçsuz bucaksız, her yanı cam bir fabrika alanı görünumunde. Ancak, güneş ışıklanm yansıtan cam değil, aksine plastik seralardır. Burada imal edilenler plastikten oyuncak değil, seralar içinde yetişen domatestir. Çocukların elmayı, fındık ve fıstığı sevdikleri bir gerçek, ama hiçbir Noel şarkısında domatesten söz edilmez. Gene dunyanın hiçbir yerinde, NoePde yenilen sazan bahğını kızartmadan önce una bulamaktan neden söz edilmez? Burada, Noel'in gerçek kaynağında, sazan balığı farklı şekilde tufekle avlanır. Balıklara, askerlere ve çocuklara Noel Baba'yı sorduğumuzda farklı yanıtlar alıyoruz. Askerler, sağa sapmamızı söyluyorlar, sağa sapınca çocuklar sola sapmamızı ro^cccocc salık veriyorlar. Bu defa bir jandarmaya rasthyoruz, o ise dogru gitmemizi söyluyor. Biraz sonra rastladığımız bir çoban ise tam aksi yolu gösteriyor ve de ben; yavaş yavaş, burada en azından iki Noel Baba olduğuna inanmaya başlarken, Allah'tan Mustafa'ya rastlıyorum. Mustafa bir zeytin ağacının golgesinde. Almancası pek yeterli değil, ama kullandığı kısa ve kesin ifadeler, tarihin buradaki akışını tasvir için bırebir. Mustafa izahatini gene kısa ve kesin el işaretleriyle tamamlıyor: Myra, M.ö. 500 yılında kurulmuş, M.S. 400'de Bizans'a geçmiş, 9O0'de Araplara, 1200'de Selçuklulara geçmis. Sonraları ise şiddetli bir deprem sonucu toprağın on metre altına gomulmüş. Meydana çıkanlanlar mezarlarla, tiyatro. Mustafa, kayalar içine mağara gibi oyulmuş mezarlan göstererek, bunlann M.Ö. 400 yılından, Likyalılardan kalma olduğunu söyluyor. Bu arada, farklı mezar modellerine işaret ediyor: Bu diyor, e\ benzeri, bu ise gemi benzeri, söyledikleri ne kadar dogru. Mustafa, bu mezarlan ortaya rcOCOOCOCCCOCC1"' çıkaran Ingiliz arkeoloğu George E. Bean ile iki yıl birlikte çahşmış. Şimdi ise zeytin ağacının aliında gelecek yabancıları beklemekte, onlara rehberlik etmekte. Noel Ba'ba'yı soruyorum, cevabı şöyle: "Noel Baba Demrc'de jaşadı, zengin bir ailenin, kapitalist bir ailenin çocugu>du. Öğrencilere bol bol hedijeler dagıttı, oldü ve öldukten •sonra azizleşti." Nikolaus olduğünde bu kilise içine gömuldü, ama Barili korsanlar kemiklerini 1087 yılında Bari'ye göturdüler. Demreliler buna çok kızdılar. Ancak Nikolaus, İtalya'ya göturuldükıen sonra basit bir bölgesel azizlikten Batı âleminin bir külturel sembolu haline dönuştü. Şimdiki adı Demre olan Myra'da, hediye ve ihsan gunü, eskiden de olduğu gibi gene 6 aralık. Burada, minarelerin arasmda Nikolaus, Noel Baba olarak gokten inmemektedir. Nikolaus burada, fakir çocuklara hedıyeler dağıtmakta, kendi adıyla anılan kilisede kendinden bol bol söz ettirerek sitayişle bahsettirmektedir. bah kahvaltısmda hamhum yaptıklan domuz pastırması, Manş Denizi'nin altından geçecek bir LONDRA Burada işler cid S air yazar Robert di. Geçen haftaki 'mutlu' Akde Grave'in cenaze töreninde, demiryolu tüneli ile birleşecek. Büyük Britanya, Avrupa kıtaniz tatilinin açığıru kapatmak yaşhhğında bile 'güzellik' sına bağlansa ne olur ki? Adalı için Beatles'ın şarkısındaki gibi kokan bir kadm ortaya ve kapalı kafaların ne otoyolla, 8 gün çahştım bu hafta. Tüm ha çıktı. Genç foto berlerin en ince aynntısına dal muhabirleri bu bayana pek ne de demiryolu ile açılabilecedım. Hep notlar aldım ki, zen yüz vermediler. Yaşlı sirler, ğini söylüyor kimi toplumbilimciler. Zaten İngilizler, Fransızlargin bir pazar yazısı çıksın. Şimlordlar ve baronlar ise dan nefret ediyor. Eee, Frenklediyse önümde o kadar çok konu rin de İngilizleri pek sevdikleri notu var ki, hangisini yazacağı işaret parmaklanyla söylenemez. Aşksız birleşme olur rnı büemiyorum. tyisi rni her bi gösterdiler bu tanrıçayı: mu? Gelen Ava Gardner'di... rine ufak ufak değinelim. lngiltere'de ortaöğrenim gören Şair yazar Robert Grave"ın ceöğrencilerin sadece yüzde üçü naze töreninde yaşhhğında biie güzellik koklanan bir kaduı or tüylerimi diken, kanımı mazot Fransızca öğreniyor. Fransızlann taya çıktı. Genç foto muhabirle yapan sesiyle bir savundu ki... lngilizcesi de bizim Kapalıçarşı ri, cahüce, pek yüz vermedüer bu Avam Kamarası'ndaki neredey tngilizcesinden zayıf. Kimi mutanrıçaya. Eski toprak 'sir'ler, se tüm milletvekilleri kahkahala hafazakârlar da, sanki pek kıylordlar ve baronlar ise yeni yet nyla vitraylan kıracaklardı... De metli bir şeyleri varmış gibi, melere işaret parmaklanyla gös mir Leydi, yine 'sefiller'i oynu "Ama özgünlüğümüz gidecek... terdiler siyahbeyaz filmlerin yor. Muhalefet, basın ve pub'da Avrupalılaşacağız" feryatlanyla manşetlik yıldızını: Ava Gard ki adam şimdilik 'Brittan istifa geçide muhalefet ediyorlar. ner!.. etan' demekle yetiniyor, ama baMilyonlarca dolar harcanacak Suudi Arabistan Petrol Baka kanın kurban gitmesi bu kez Ba ve 1993'lerde fılan LondraParis nı Şeyb Yamani uyardı: "Petro yan Thatcher'v kurtaramayacak kara yolculuğu 3,5 saate inecek. liin varil fiyatı yakında 15 dolar galiba. Bakan da geçen gün isti Bense uçak yolculuğunu tercih olabilir." Ingiltere'nin Kuzey De fa etti, ama ... Zaten muhalefet ederim hep. Üstelik denizin altmnizi'nden çıkardığı petrol artık lideri Kinnock da "Bu hukümet da, tünelin içinde, arabanın, vasterlinin tek ölçütu. lngiliz lirası artık gitmelidir" dedi. Yoksa bu gonun içinde kapalı yer kompleksi zirveye cıkınca baş ağnsı yabu hafta borsaların tembel öğ bir erken seçim çağnsı mı? rencisiydi. Bir de tünel hikâyesi var tabü. par vallahi... Camembert peyniri ile Bacon Ajans, radyo, TV, gazete ha* • • Mısırlı ElFayed kardeşlerin gizlice evleniyor. Ağız tadı olma berlerine bakınca yakından, bu esrarengiz bir şekilde satın aldık yaların "Asker çorabı gibi ada çöküyormuş gibi geliyor baları söylenen ünlü Herrods ma kokuyor" diye tanımladıkları na. Geçit yapıhrsa adayla birlikte ğazasmda 300 işçi greve gitti. Fransız peyniri ile Ingilizlerin sa kıta da çöker mi acaba? Kürklü, makyajh, bol paralı, ama tıntın kafalı fifilerle fufular, akşam eve döndüklerinde olayı şöyle aktardılar: Bevefendkigim görecektiniz ne korrrkkunnnçcc bir manzara... Birtakım insanlar, aralannda siyahlar ve Asyahlar da var, ellerinde pankartlar, diikkânın kapısının onune dikilmişler. Beyanname filan dagıtıyorlar. Çinli gibi bir adam da elinde hoparlöıie bir şeyler bagınyor. lnanın giremedim içeri. Giysileri asil, gerisi basit hatun özentisi. Sanki grev gözcüsü değil de okyanusun dibinde kartal görmüş. * * * Times Gazetesiise hafta boyunca patronu Rubert Murdoch ile sendikalar arasındaki anlaşmazlığı birinci sayfadan verdi. "Times", "Snnday Times", "The Sun" ve "The Nevvs of the Worid" gazetelerinin Avustralya doğumlu Amerikan yurttaşı patronu, sendikaların evetini almadan yeni kurduğu matbaada basmak istiyor gazetelerini. Sendikalar ise, yeni işten çıkarmalara ve işçi sayısının azaltılmasına neden olacak bu yeniliği kabul etmiyor. Ya da uzlaşmaya gidilmesini savunuyor. Ingiltere'nin basın ağası ise "Ben 6 yıldır işlelmemi modemleşürmeje çalışıyonım. Bu ülkede yuzlerce insana iş sahası açtım. Gazetelerimiz ne pahasına olursa olsun basılacaktır. Gerekirse sendikasız işçi de çalıştınnz" diye inat ediyor. ü n l ü Ufukta bir grev daha görünüyor T\f>nt>ttnn Deneııun m o d a şirketi derken grev geldi bile. Türkiyt'ye geldi. Bir yılhk bir haıırlıktan sonra Türkiye'de Altınyüdız flrmasıyla ortak olarak üretimine başlanan giysiler dün Etap * * * Westland şirketinin mali bu Marmara Oteli'nde düzenlenen bir defîle ile Türkiye'deki 12 bayiine ve gazetecilere tanıtıldı. Şirketin Italya 'daki merkezinden gelen nalıma girip Savunma BakanıMaurizio Ventuaro ve Paris üe Atina temsikilerinin de izlediği denın istifasıyla mola veren gelişfüe oncesi bir konufma yapan Ventuaro, Türkiye 'deki üredmln Ormeler bu hafta içinde de Sanayi tadoğu pazanna girme amacıru taşıdığını beürtti. Bu amaçla kurulan ve Ticaret Bakanı'nın gizli bir belgeyi basına sızdırm2isıyla sur Benkar şirketinden Cem Boyner ise mağaza sayılannın 1986 sonuna kadar 22'ye, beş yıl içinde de 60'a ulaşacağım söylerken, "Asıl dü. Başbakan Thatcher, Sanayi sürprizi nisan ayındafiyatlaraçıklandığmda göreceksiniz'' dedi. (Fove Ticaret Bakaru Brittan'ı o toğraf: MEHMET AKÎF) anaç koltuklarının altına alıp RAGIP DURAN ccococxxx ^aoooooooooooc • New York'tan DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞINA BAĞLI OKULLARA ÖĞRENCİ ALINACAKTIR 1. 19861987 Eğitim/Öğretim yılı için Deniz Kuvvetleri bağli aşağıdaki okullara sınavla öğrenci alınacaktır. DENÎZ HARP OKULU KOMUTANLIĞI DENİZCİLİK YÜKSEK OKULU KOMUTANLlCl DENİZ ASTSUBAY SINIF OKULLARI (Kararaursel Eğitim Merkezı Komutanlığı) DENİZ LİSESİ KOMUTANLlGl HEYBELİADA/İSTANBUL Komutanlığına Kişi haklarif papağan ve FUipinier TANJU AKERSON NEW YORK Garip işler yapan kişiler var New York'ta... Bunlardan biri park yapılmaz levhalanru soküyor.. Ama iyi niyetle.. Çünkü bu işi, park levhalarmı özellikle gece sokakların boşaldığı saatlerde birtakım saldınlardan korumak için yapıyor.. Aldığı önlem şu: Her akşam işyerinin bulunduğu sokaktaki tüm park yapılmaz levhalaruu, bağh bulunduklan direklerden söküyor ve götürüyor.. Sonra sabah çok erken saatlerde trafik yasaklan başlarken tekrar eski yerlerine takıyor.. Martin Prince adındaki bu kişi bir fabrikatör.. Brooklyn'de Manhattan Köpnisü'nun yanında bir plastik fabrikası işletiyor.. Olayın gectiği yer de burası.. Park yapılmaz levhalanrun çeşitli biçimlerde tahrip edilmelerine çok üzüldüğünü söyleyen fabrikatör Prince şöyle diyor: "Her sabah işyerimin bulunduğu sokaktaki Sabah 8, Akşam 6 Park Yapılmaz' yazüı levnalann başına geknleri gördökçe dayanamaz oldum.. Ne insanlar var şu kentte.. Gelip park levhalannı ya boyuyorlar ya da sağını solunu büküyorlar.. En kötüsü kesip biçiyorlar.. Emir verdim, fabrika kapanırken işcilerim son iş olarak sokakta sıralanan tüm park levhalarını sökiip fabrikaya taşıyoriar.. Sabahlan da mesai oncesi hepsini yerlerine takıyorlar.." Fabrikatör Prince'e göre, park levhası olaymın yaratıcısı yabancılar.. "Bakıyorum plakaİanna, sokakta park eden arabalann çoğu ya New Mexico ya da Indiana falan.. Hepsi New York dışından.. Ne işleri var burada? Niye kendi kenUerinde oturmuyorlar? Onlar buraya gelmese New York'un trafik sorunu olmayacak.. Park levhasına da gerek kalmayacak.. Sonuç olarak ben de park tevhalarun korumak zorunda kalmayacağun" diyor.. Ne var ki New York Trafik Müdürlüğü, fabrikatör Prince ile aym kanıda değil.. "Park levhaları gece ölii saatlerde sökiilâp sabah yerine takılsa bik yapdan iş suçtur" görüşünde.. Bu yüzden park levhası sever fabrikatör ile trafik müdürlüğü, mahkemelik olmuşlar. Fabrikatör Prince ise kendisini mahkemeye veren trafik müdürlüğünden çok, komşularından yakımyor: "Son derece ilgisiz kişiler.. Mahkemedirilerde Porsche firması protesto ediünekte... Yaftada iri harflerle şu yazıyor: "Porsche firması garanti belgesindeki yukumlölöklerini yerine getirmiyor.." Olay şundan çıkmış: Protestocu Mr. Schupak, bundan bir süre önce aldığı Porsche928 model arabası arızalanınca fırmadan garanti belgesindeki yükümlülüğü yerine getirmesini istemiş. Porsche firması hemen tamir faturasını ödemiş.. Ancak araba kısa bir süre sonra yeniden arızalanmış.. Mr. Schupak, yine tamir faturasını götürmüş, ancak Porsche firması bu kez ödememiş.. Bunun üzerine Mr. Schupak, mahkemeye başvurmaktanbbğa yılanı ve bir papağan calındı.. Hayvanat bahçesi yetkilileri, hayvanlann para kazanma amacıyla çalınmadıkları duşüncesinde.. "Ortalama degerleri 400 dolan gecmez.. Bu para için profesyonel hırsızlar bu işe girmezler" diyen yetkililer, olayın altmda ekonomik değil dinsel nedenler yattığmı belirtiyorlar.. Değişik inanç sahibi kişiler, bu hayvanları törenle tanrılara kurban ediyorlarmış.. Yetkililer, "Bundan önce de oldu, çalınan hayvanlann cesetlerinden parcalan sonradan parklarda bulduk" diyorlar.. Yetkililer en çok papağana üzülmekte.. "Yazık oldu.. Epey İngiüzce öğrenmişti.. Hello, goodbye. Hadi Metropolitan Operası'na gidelim diyebiliyordu" şeklinde konuşuyorlar. Bazı kişiler Filipinler Devlet Başkanı Marcos'un seçimi kazanmaması için kolları sıvamışlar.. Filipinler seçimleri sanki Amerika'da yapılmakta.. Televizyon, radyo, basın, Kongre üyeleri her gün Marcos ile ilgili.. Karşılarında Amerika'da seçime giren bir başkan adayı varmış gibi uğraşıyorlar.. Kongreye, Marcos ailesinin Nevv York'ta emlak yolsuzluğu yaptığı yolunda iddialar getiriliyor, soruşturma açılması isteniyor.. Gazeteler Amerikan resmi arşivlerinden Marcos'un savaş kahramanlığunn sahte olduğu yolunda raporlar bulup yayımlıyor.. Siyasal çevrelerde Marcos'un yeniden seçilmemesi gittikçe büyük bir tutkuya dönüşuyor.. Marcos giderse kimse üzülmeyecek.. Marcos'un İngilizcesinin Central Park'tan tanrılara kurban edilmek için çalınan papağandan çok daha iyi olmasına rağmen... TUZLA/İSTANBUL TUZLA/İSTANBUI KARAMÜRSEL/KOCAELİ DENİZ ASTSUBAY HAZ1RLAMA OKULU KOMUTANLlGl BEYLERBEYİ/İSTANBUL 2. Yukanda belirtilen okullardan; a. Deniz Harp Okulu için ÖğTenci Seçme Sınavı Ö.SS.»na girme koşulu aranacak, kazanma koşulu aranmayacaktır. b. Denizcilik Yüksek Okuluna Öğrenci Seçme ve Yerleştirme MerkeziO.S.Y.M.» sonuçlarına göre öğrenci ahnacaktır. c. Deniz lasesi için ortaokulu bitirme not ortalamasmın (diploma derecesinin) en az 6.50 (5'li not sistemine göre en az 3.25) olması aranacak, Fen Lisesı giriş sınavına katılma koşulu aranmıyacaktır 3. Deniz okullarına ilişkm tanıtma broşüru ve başvuru formları MART 1986 ayı içerisinde yayınlanacaktir. 4. Ayrıntıh açıklayıcı bilgiler Okul Komutanhklarmdan alınabileceği gibi NİSANMAYIS 1986 ayları içinde basın yolu ile de aynca duyurulacaktır Bir adam, orta yaşlı bir adam, neredeyse bir aydır New York'takl Porche firmasımn önünde gösteri yürüyüşü yaptyor, gelen geçene bildirüer dağıtıyor. Adamm derdi, Porche firmasımn, satın aldığt araba için bulunduğu taahhütleri yerine getirmemiş olması. ye tanık olarak çağnldıklannda ifade vermeye gitseler bile eminim biz hiçbir park levhasının tabrip edildigini gonnedik, diyeceklerdir.. Bir kez bile başlannı kaldınp içinde yaşadıklan diizenin nasıl bozulduğunu görmek istemiyorlar.. Yalnız para kazanmayı düşunüp, olup biteni seyretmekle yetiniyorlar.." Yaklaşık bir aydır orta yaşh, iyi giyimli bir adam sabahtan akşama kadar önune ve arkasına taktığı yaftalarla Manhattan'daki Porsche satış merkezinin önünde dolaşıyor.. Dolaşırken bir yandan da elinde tuttuğu bir tomar bildiriyi tek tek yoldan geçenlere dağıtıyor.. Hem üzerinde taşıdığı yaftalarda hem de bilsa olayı kamuoyuna mal etme yolunu seçmiş.. Kişisel protesto yolunagitmiş.. Mr. Schupak'ın protesto eyleminin kendisine maliyeti, yaklaşık 1800 dolar olan tamir faturasını çoktan geçmiş durumda.. Kendisini her gün Prosche merkezinin önüne getirip götüren özel şoföru, "Mr. Schupak, neden bu iş için adam tutmadı?" sorusuna şu yanıtı veriyor: "Bu olaya büyük önem veriyor.. Bizzat kendisinin yürüteceğini söyledi bizlere.. Çok inatçı adamdır.. Dediğini yaptırana kadar bu işi sürdürür." Üç gun önce geceyarısı Central Park'taki hayvanat bahçesinden altı tavşan, iki saksağan, bir DENİZ EĞİTİM KOMUTANLIĞI KaramurselKOCAELİ