23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURlYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 23 OCAK 1986 Ozetle TELEVÎZYON 10.00 Açılış ve Program 10.01 Hanımlar Sizin İçin NUglin Ozhan ile Nedret Cüvenç'in sunduğu programda, sırasıyla şu konular yer alıyor. Aerobik, Türk halk müziği. hammlar yanşıyor, Türk sanaı müzıgi, çızgı film, çocuğun dünyası, Türk hafıf müziği. Profesor Ptkuysal, dış kaynaklı müzik ve dizi film. 12.00 Kapanış 17.30 Açıhş 17.35 Açık Oğretim Prof Dr. Turgul Akıntürk "Temel Hukuk" Prof. Dr. Femıh Çömlekçi "Cenel Muhasebe" vt Yrd. Doç. Zülal Balpınar ile Mıehael Smith "tngilızce" derslrrinî veriyorlar. Resmim kendi sorunlorını yaraHp çözüyor EMİN ÇETİN GİRGİN Türk resminin genç kuşak sanatçılarından Zahit Biiyükişliyen'in (1946) resimlerini nisan ayı içinde Istanbul'da izlemiştik. Sanatçı Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nü bitirdikten sonra 197276 yılları arasında Almanya'da Kassel Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde uzmanhk öğrenimini tamamladı. 1983'te htanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde "Türk resminde Ankaralı sanatçılann etkenliği" konulu doktora tezini tamamlayarak Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde yardımcı doçent oldu. 1985'te 46'ncısı gerçekleştirilen Devlet Resim ve Heykel SeTgisi'nde başan ödülü alan sanatçının bulunduğumuz günler içinde Ankara Tanbay Sanat Galerisi'nde açılan sergisi 4 şubat tarihine kadar sürecek. Büyıikişleyen'le resimleri ve sanatı üstüne konuştuk. Son sergisini Ankara'da da açan Büyükişleyen: StNEMA TARİHÎNDEN 17.59 1830 18.35 19.13 Açılış ve Program Haberler Silas11 tnanç Dünyası Resmi, tasarlamadan yapıyorum, tasarım olayına inanmıyorum'. Resim beni bir yerde götüriiyor diyebilirim. Ama resme kendime göre bir olayla başlıyorum.99 Resmi tasarlamadan yapıyorum, tasanm olayına inanmıyorum. Resim beni bir yerde götürüyor, diyebilirim. Ama resme kendime göre bir olayla başlıyorum. Bu olaylar belki de, benim değişime uğrayışımdaki nedenlerdir. Konseptüel denemeler yaparken, boya olayına girdim. Yağlıboyayla nasıl bir beraberlik gösterebilir diye düşündüm. Hem plastik öğelerin bulunduğu, hem de insanları düşünmeye götüren mekân, atmosfer içerisinde yabancılaşmayı gerektiren öğeler, kareler, skalalar oluştu resmimde. Gerçekten ilk skalayı koyduğumda, niye koyduğumu bilmiyordum; resim onu istemişti. Sonra bu hoşuma gitti. Resimde mekân içerisinde bazen soyut bir mekân oluyor doğayı çağnştıran birtakım görüntüler oluştu. Insanın var ettiği ve tamamen soyut denebilecek birtakım geometrik motiflerin, mesela bir karenin girmesi, resimde hem espas aramama yol açtı, hem de plastik öğe olarak resmi tamamladı... Kuranı Kerim Fecr Suresi'ni Kuram Kerim okuımanı Demirhan Ünlü okuyor Türkçe açıklamasmdan sonra, Kore'de Türk askerlennin kazandığı basarılar nedenıyk hazırtanan, "şehiliik ve gazilik" konusunda bir konusma yer alıyor. Türk Tasavvuf Müziği'nden bir eserden sonra sefmt şıirler bolümünde Yunus Emre'nin "tlim llim Bilmekrir" adlı şiıri okunuyor. Şeref Bigah 'nın resim sergisi 24 ocakta Edpa Sanat Galerisi''nde açılıyor. 1950 ytlında İstanbul Devlet GüzeiSanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümii Cemal Tollu atölyesinden mezun olan Bigah, çeşitli liselerde resim öğretmenliği yaptıktan sonra tzmir Eğitim EMStitüsü'nün (şimdiki Eğitim Fakültesi) resim bölümünün kurulusunda görev aldu Burada 20 yıl öğretmenlik yaptu 196364 yıllannda Paris'e giderek, Henri Goetz'ün yönettiği Raspail, Frochot ve Fontainebleau Akademilerine devam etti Yirmi beşi aşkın kişisel sergi açan Şeref Bigalı'mn resim sanatının düşünsel, felsefi ve teknik yönlerini inceleyen "Resim Sanatı" adlı bir de kitabı bulunuyor. Bigalı'mn sergisi 12 şubata kadar izlenebilecek. Şeref Bigah resim sergisi 19.43 Çocuklarla Baş Başa Progremda Mehmetçik konusu isleniyor. Grafikerlerin genel kurulu SEZAR VE KLEOPATRA Cecü R de NttUein 1934 yaptmı "Kleopatra smda Jül Stzar'ı Warrtn WUUam, Kleopatra'yı da dönemin yıldızlanndan Claudette Colbert canlandınyor. Daha sonraki "KUopatra'Tann tersine De Milletn "Kleopatra"sı siyah beyaz. n 20.00 Haberler 2030 Hava Durumu 20.45 Kuruntu Ailesi Kuruntu Aüesi, yeni evle birlikte yeni çevreyle de ilifki içine girmekıedir öle yandan, Hüsnil Kuruntu dışmda btiıün aite fenleri Mujgan'ın Adiie'nin kızı olduğunu uğrenmişlerdir. Müjgan'ı mümkün olduğunca Hüsnü Bey'den saklayacakiardır. Raif, Basiret'le evlenme konusunda acele etmekıedir. Bcsirtt'i ikna edebılmek için birıakım planlar kurar ve bunlan uygulamaya başlar "Kleopatra'ların en eskisi Kleopatra (Cleopatra) / Yöneîmen: Cecil R narken "Sunsel Bulvan" fılminseyretmiştik.. de Mille / Oyuncular: Claudette Colbert, Henry de"Kleopatra", tipik bir De Milk Wilcoxon, Warren William, Gertrude Michael, Jo filmi... Danslar, şölenler, zafer seph Schildraut, lan Keith, C. Aubrey Smith, trving geçitleri, Kleopatra'nm cilveleri, süt banyolan, şömine alevleri Pichel / 1934 yapımı / 98. dakika. Kültür Servisi Jül Sezar'la olan ilişkisi sürmekte olan Mısır Kralicesi Kkoparra, Sezar'ın ölümünden sonra kendisini yalnız hisseder. Ancak bu arada Roma'run güçlü komutanı Mark Antonius'la tamşır ve genç adamı da ağına düşürmekte gecikmez... Tarihsel film, üstün yapım denince akla ilk gelen isim olan Cecil B. de Mille'in Ilmleri, bugün sinema rarihinin paha biçilmez örnekleri arasında. Zamanında bilytik scr!d k't:?!cri~i ^a'onîara çekerken eleştırmenlerce ağır biçimde eleştirilen, "bayagı", "HCBZ", "yeni zengin begenisi" vb. biçimde nitelenen De Mille sineması, eski ve zamanında "zevksiz" bulunan şeylerin yeniden gözde olmasıni sağlayan "kitsch" modası sayesinde, yeniden büyük ilgi görüyor. 18811959 arasında yaşayan yönetmen, daha 1910'larda Hollywood'a gelerek westernler, sonra hafıf "sosyete guMüriileri" çevirmeye baslamıs, l920"lerden başlayarak tarihsel konulara merak sarmıştı. Bu konulan, o döneme dek görülmedik biçimde, bol parayla, inanılmaz kalabalıklarla, görkemli dekorlarla birer büyük gösteri haline getiriyor, tarihin ve özellikie dinler tarihinin çeşitli aşamalannı konu edinmekten çekinmiyordu. Bir söylentiye göre, "Kan, s*ks, biraz da Incü", cnun b ^ forî:ülüydü. Nitekim 2u'lerde "İsa'nın Hayatı", 30'larda "Haç lşareti", "Kleopatra", "Htçlı Seferteri", 40'larda "Samson ve Dalila", 50'lerde "10 Emir", bu türden fîlmkrdi. Yönetmenin TVde daha önce "Korsan" (çevirirken öldüğü film) ve "Harikalar Sirki" fılmlerini izlemiş, kendisini ise kısa bir rolde ve yine kendini oyönünde Romalı generalleri baştan çıkarmaları.. Hiçbir sey eksik değil rengin dışında.. (Film, siyahbeyaz) O dönemin ünlü oyuncusu Fransız kökenli Claudette Colbert'in Amerikan aksanıyla "darling"lerle dolu Kleopatra'sını da, De Mille'in gözde oyuncusu Henry Wilcoxon'un Mark Antonuis'unu de ciddiye almaya olanak yok kuşkusuz.. Ancak yine de, Mankiewicz'in EHzflbeth Taylor'lu (1963 yapımı) ve Gabriel Pascal'ın Vivien Leigh'li (1945 yapımı) renkli film'rr:r.d? sonra. b>j kez De Mille'in siyahbeyaz fılmini îilemek, bu yönetmenin ününün boşa olmadığını anlamak için gerekli. De Mille, her şeye karşın filmine çok daha fazla sinemasal hareket, gerilim sağlayabilmiş. "Kilsch" düşkünlerinin de, sinema meraklılarının da kaçırmamaları gereken, ilginç bir gösteri... 21.25 Dünya Tarihi 4 Bu bölum, mılaıtan önce 2000'le müoııan sonra 200 yıllan amsındaki dontmi kapsıyor. Dogadakı demir cnherinden demir eide elmenin yöntemlen Oğrenildigi zaman bronz çağı kapanmış, demir çağma geçümiştir. Artık ordular yeni demir silahlaria donanmakla, çıftçiler larlalarım demir pulluklarla sürmekledirler. Böylece üretım \e nu/us artacak eskı büyük uygarlıklar barbar kabilelehn islilasına uğrayarak yok olacaklardtr. Sonradan bunlann yerine büyük imparalorluklar kurulacak. Bu dunem boyunca Doğu, Batı'don çok daha ilerıde olacaklır Grafikerler Meslek Kuruluşu Derneği'nin yıllık olağan genel kurul toplantısı Büsak^ta yapıldu Yönetim kurulu üyeliklerine Ali Akdamar, Murat Egemen, Selçuk Cebecioğlu, Kezban Arca, Kemal Molu, Mesuı Kayalar ve Turgut Erentürk seçildi. Dernek yönetim kurulunun ilk toplantısında yapılan görev hölumünde Murat Egemen başkanlığa, Ali Akdamar ikinci başkanlık ve saymanlığa, Selçuk Cebecioğlu sekreterliğe getirildi. Kezban Arca'ya basın ve halkla ilişkiler görevi verildi. 22.00 Sinema Tarihinden: Kleopatra (Aynntıh bılgı yandaki süıunlardal 23.25 Haberler 23.30 Kapanış Ankaralı. İstanbullu ressam Doktore tezi olarak ele aldığımz konuyla birlikte Ankaralı bir sanatçı olarak, Türk resrninde Ankaralı sanatçılann etkenligjni nasıl değeriendiriyorsunuz? İlkokul öğrencileri resim yarışması Pınar Süt, ilkokul öğrencileri için TBMM Kültür Sanat Yayın Kurulu 'nun desteğiyle resim yanşması düzenledi. Yetkililer, dört yıldır düzenlenmekte olan ve ilkokul öğrencilerine güzel sanatlart sevdirme amacını taşıyan yarışma için son katılma tarihinin 28 Şubat I9S6 olduğıımı belırrıiier. Türkiye çupınüa duzenlenen yanşmamn "milli egemenlik" konusunda ve serbest dalda yapılacağı, ilk iki resme 75 bin liralık üstün başan, dereceye giren 4 resme de 50 bin liralık başan ödülleri verileceği açıklandı. (a.a.) Resimde espas endışesi ...Resmime giren bu yabancı öğeler ve kare olayı, bir espas endişesi yaratıyor. Ama ben espası bir mekân olarak düşünmüyorum. Tıpkı müzikte olduğu gibi seslilik olayı olarak düşunüyorum. Yüzeyi amaçlayan bir araştırma yapsam bile, rengin tınlaması, yandaki renkle titreşim yapması önemlidir. Bu yüzden benim resmimde renk ya da çizgi yalnız kendi endişesini taşıyor. KavramsaJ boyutta olayı oluşturmama rağmen, kendi sorunlarını kendi yaratıyor ve çözüyor. RADYO T R T I 05.80 Açılış, program vt kısa habCT'cr 05.05 E*gi kervanı 05V) Şarkılar ve oyun havaları 06.00 Koye habtrler. 06.10 Günaydın 07J0 Haberler. 07.40 GünUn içinden. 09.40 Arkası yann. 10.90 Kısa haberteı. 10.05 Reklamlar. 11.08 K\sa haberler. 11.05 Ok:ı' r?.Jyr«j. Ü.45 H':f ;"İV. 11.00 v.'<. H ? S'| C T 1^05 ReUaHjr. U.10 ÖJ'e U7C". T~SŞ 1:>:h~'T ve radyc rrpersmlan. 13.00 HaN:r!e. 13.15 MU7k 1350 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 tarihıe Türk dolokri. 1S.00 Kısa haberler. 15.05 O£leden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.95 OkuJ radyosu. 16.45 HaHf müzik. 17.00 Kısa haberler. 17.95 Köytlmüz koytümüz. 17.15 S»z rterleTİ 17J« Din ve ahlak. lg.00 Çocuk bahçesi 1115 Haflanm çocuk sarkısı 1».» B<vlgesel yayın 18.55 Rrklamla' 19.00 Haberler ve olayların içinden. 28.00 TRT Gençlik korolan. Î0.1S Şarkılar 20J0 Yurt laiı sesler. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Saz cserleri. 21.15 Türk \t fslam dılnyasından 2130 Açık öjreiim. 21.50 Hafif müzik. 22.00 Beraber ve solo şarkılar 22.30 Küçük konser. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün habcrlerinden Szeıler. 01.00 Program ve kapanıs. 01.0505.00 Gece yayını. T R T I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 0730 Haberler 07.40 Türküler ve oyun havalan. 08.00 Ikı solıstten şarkılar. 08J0 Sabah konseri. 09.00 Turküler 09.15 Çocuk bahtesi. 0930 Çeşiıli müzik. 10.00 Türk sineması konusuyor 10.20 Türkülerle o\Tinlarla Türkiye. 10.40 Insanın tarihi 11.00 Beraber ve solo sarkılar 11.30 Türküler geçidi. 12.00 Çeşitlı müzik. 12J0 Küçük koro 13.00 Haberler 13.15 Hafif muzik. 13J0 Amatör lopluluk. 14.00 Türküler gevidı. 14.30 Yabancı dil dersi. 15.15 Türküler. 15.30 Klasik koro. 16.00 Çeşiıli muzik. 16.20 Arkası yarın. 16.40 Türküler geçidi. 17.00 Küçük konser. 17J0 Usşak faslı. 18.00 Tjrkuler. 18.15 Tiyaıro dünyasından. 19.00 Haberler ve olayların içinden. 20.00 Sarkılar. 20.15 Türkçe sözlu hafif muzik. 20.30 Ynbancı dü dersi. 21.15 TUrkttleı. 2150 Solısılerden birer sarkı. 22.00 Çe5«li müzik. 2250 Bir roman/bir yazardan hikâyeler. 22.45 Türkaler. 23.00 Haberler. 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Hafıf müzik. 23J5 Perşembe konseri. 00.55 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Haıif müzik. 07J0 Sabah Konseri. 08.00 Sabah için muzik. 09.00 Haberler. 09.12 Müzikli dakikalar. 10.00 Muzik muzik müzik 11.00 ögkye dogru.12.00 Haberler. 12.12 Günün konseri. 13.00 Küçuk Koro. 13J0 Turk halk muzigı toptu programı. 14.00 Konser saati. 15.00 Halk ;algılarımızdan ezgiler 15.15 Çağdaş Türk sanaı muzigi. 1535 Hafıanın çocuk sarkısı. 16.00 Iki solistten lürküler 16J0 Solistler geçidi. 17.00 Haberler. 17.12 Sizlet için 18.00 Plak aJbumlerınden 19.00 Haberler. 19.12 Hafif muzik. 19.30 Caz panoraması. 20.00 Latin dünyasından 20J0 Bir konser. 22.00 Haberleı 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Opera saaıi. 24.00 Gece ve müzik 01.00 Program ve kapanış. TKVFİK FİKRET İLE MEHMET ÂKİF ŞlKRAy KIRDAKLL Imanh yenilikçi Fikret oldu Zahit Büyükişleyen 4 Şairimizin: "Türk Arapsız yaşamaz, j kim ki yaşar der, delidir, Arabın Türk ise, hem sağ gözü, hem sağ elidir" | dizeleriyle bağlandığını ifade 1 etıiği, henüz ulus olma asamasına ulaşamamış topluluklann, savaşta İngilizlerle işbirliği yapmalarına ve MUslüman Türk ordularını yer yer arkadan vurmalarına engel olamaz. Hem bu parçalanışın getirdiği umutsuzluk, hem yenilgi sonrası Batılılann ülke>i bölüşme tasarılan Âkif'i büyük acılara düşürmüş, sorunlan yeniden araştırmaya zorlamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni çaJışmaya başladığı evrede Balıkesir ve Kastamonu'da yaptığı konuşmalarda BatıDoğu sorununun özünde yatan nedenleri algıladığını anlıyoruz. Kastamonu'da Nasrullah Camii kürsüsünde konuşurken, kapitülasyonlarla yabancılara tanınan ayncalıkların ülke ekonomisinde yarattığı olumsuz etkilere dikkati çekerek ulusal endüstrinin gelişme koşullarını tanışır. Dışalımla gelen yabancı mallann yerli endüstriyi vurmaması için gerekli gümrük duvarının konması zorunluğunu vurgular. Özellikie, emperyalizmin Doğu ülkelerini sömürürken yerli tezgâhlara düşmanlığından somut örnekler verir. Artık sermaye ve sermayedar kavramlarının da düşüncelerine ışık tutmaktadır. Bu aşamada Almanya üzerindeki eski varsayımları da değişmiştir: "Almanlar gerek 1. Dünya Savaşından önce, gerek 1. Dünya Savaşı başlarında Türkiye'yi savaşa sürüklemek için bütün güçleriyle çahşmışlar, gerek İslâm âleminin başı olan Türkiye'ye ve gerek öteki MüsIüman milletlere karşı pek samimi duygular beslediklerini göstermeye çahşmışlardır. BUIMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Dairesel bir parIt ur üzerinde yapılan bisiklet yarışı. 2/ Kadınlann kirpıklerine sürdükleri boya... Bir göz rengi. 3/ÂJâ... Erzincan'ın bir ilçesi.4/ Beyaz ve pembe renkli çiçekler açan ağılı bir bitki... "Milattan S o n r a " anlamında kullanılan bir kısaltma. 5/ Bir renk.... Terbiyesiz kimse. 6/ Ekmek... Yasal. 1/ Divan şiirinin ölçüsü... Bayrarn.8/Bir tür kâğıt süslemeciliği... lşaret olarak yere dikilen çubuk. 9/ Bir konuğun yaıuna verilen kılavuz. YUKAR1DAN AŞAClYA: 1/ Kasunpatı. 2/ Eskiden hükümdara aynlan gerai... Bizmutun simgesi. 3/ B o ğaz, gırttak.. Zorunlu gereksinme maddeleri için devletçe saptanan fıyat. 4/ Bir tür cetvd... Türkçede ilgi adıb... Müslüman ülkderde oturan Yunan asıllı kimse. 5/ Rakım önadlı ünlü Türk müziği bestecisi. 6/ Deva... Namaz çağnsı. 7/ Hayvan yiyeceği... Gümüşün simgesi... Açı birimi radyan'ın simgesi. 8/ Kategori, zümre... Verdi'nin ürüü bir operası. 9/ Bitek, verimli. Bir tartışma konusu vardır: Ankaralı ressam denir, İstanbullu ressam denir. "Bozkır ekolü" diye bir sözcük vardır. "Okul" olur mu denilir. İstanbul'da ironik bir sekilde bakılıyordu, alaya bir hava esiyordu. Bir tez aramam gerektiğinde, Ankara'da yaşıyorum dedim. 1923'te cumhuriyetle birlikte Ankara başkent olmuş. O güne kadar, saray sanatının devamı biçiminde görülen resim, İstanbul'a yakıştırılmış. Başkentte de sanat ola>ı var tabii. 1923'te eski Türk ressamlar Cemiyeti, Güzel Sanatlar Birliği diyelim ilk genel kurullarını başkentte yapıyorlar. Başkentte, başkente özgü bir kültür olayı yaratılmak isteniliyor tiyatronun, müziğin >anı sıra. Sanatçıların gelip Ankara'da sergi açmalan isteniliyor. tnkılap sergileri, birleşik sergiler, ardından devlet resim ve heykel sergileri başhyor. O zamanki hükümet politikasının isteği üzerine bürokratlar da, bu işe u>Tam gösteriyorlar. Atatürk de zaten sanatı destekleyen bir lider. Başkentte bir çekirdek oluşuyor ve o yıllardan bugüne Ankara'da bir olay gelişmiştir. cephelerinde kavga veren halkın safındaki Âkif in, Batı'yı sadece Hıristiyanlığından ötürü değil, bütün geri bırakılmış ülkeleri bu arada yurdumuzusömürgeleştirmek isteyen emperyalistler olduğu için reddetme bilincine ulaştığını göstermesi bakımından önemlidir. Âkif, Kurtuluş Savaşı yıllarında kötümserliği yenme gücünü bulmuştu. Zaferden sonra Cumhuriyet'in getirdiği yeniliklere yol açan toplumsal değişimi algılama gücü bulamadı. Temelde Kuran'a dayanmayan bir devlet yönetimine inanmıyordu çünku. Hilafet kurumunun kaldınlmasından, Türkiye'nin İslam Birliği ülkü rak kabul etmişti. (Buhranlarımız, 135, 147. sf.) Mehmet Âkif, 1923'ten sonra okuyacağımız şu satırlara imzasını atabildi: "Erkekle kadın arasında, Darülfünun'da baslayan bu iştirak gitgide bir moda haline gelerek cemiyet hayatının her yanında kendini göstermeye başladı. Sokakta iştirak, sinemada tiyatroda iştirak, aktiristlikte iştirak, şarkıda iştirak, meyhanede iştirak..." Toplumsal gelenekleri ve şartları bilinen milletimizin 16 ila 18 yaşlarındaki kız ve erkek çocukları bir araya getirilmek isteniyor. Bazan şurada burada liselere giden üç beş ki$i var İnsanlar bazı şeyleri degiştirirler ...Ankara'da iki oluşum var. Biri 1932'de kurulan, eski adıyla Gazi Terbiye Enstitüsü. Bugün Gazi Eğitim Fakültesi haline gelmiş. Orada sanat ve iş eğitimcisi yetiştiriliyor. Yıllardır başkentte bir okul olma durumunu üstlenmiş. Nereye kadar ne getirmiş bilmiyorum. Ama başta oradakiler demişler ki, "Siz sanatçı degil. resim ogretmeni olacaksınız. O yüzden her şeyden bir parça yaparsanız yeter." Bu öyle bir anlayışa gelmiş ki, sergi açan adamı okuldan mezun etmemişler. Bunu bazı hocaların eksiklikleri veya art niyetleri olarak mı tanımlamak gerekir, bilemeyeceğim. Arna 1959'dan sonra durum değişmiş. İnsanlar bazı şeyleri değiştiriyorlar. Bir Adnan Turani dönmüş Avrupa'dan. Gene aynı tarihlerde Turan Erol Gazi Eğitım'e hoca olmuş. Genç kuşafcla yeni bi: Jüşünceyi paylaşma gereğini duymuşlar. Eğer bu insanlar öğrenciler sanat eğitimcisi olacaklarsa, başta sanatçı eğitimci olmalıdırlar. "Çünku öğrenci. hocası resim yapıyorsa sanata inanır" dendi. Gerçekıen de 1960'la 70 aras\ bunun neıicesinde Gazi Eğium'den bir kuşak yetişti. Bir kısmı Avrupa'ya giıtiler. Resminizin anlatıın, üslup özeilikleri konusuna girelim istersiniz... HAVA DURUMU MHUUU UlMBBl tZMhl MMU wr»uf* BBMIVM TMKM MltU rtnmum EDbUK Sislı Sısh Bulutiu Yajmurtu Apk Kir yajıslı Bulutiu Açık Buiutiu Stsk 5* •r r r p w «• w* ir •S" r •12* 4* w S" ir r 1* r r SUttM •OKU MUI nmk Buluüu Sısti Sisli stsiı r ir r 4° •S* AUSTERDAiâ ATİNA BAĞDAT BELGRAD BCRLlti BONN BRÜKSEL CENEVn£ CİDDE FRANKFURT SİRNE KAHIRE KÖLN LONORA MAORİD HOSKOVA UUNIH NEW YOHK OSLO PAPİS H/VAD ROMA SOFYA TEL AV(V TOXYO ZÜRİH Vağrrujnu Buiuthı Buluttg Bululiu Yajmurtu Ya$murlu Buiütlu Sısıi Acm 5C 10° M° 5° 7° 3° 4° 0» 1ff> r r Yajrrıurlu Buıutıu Acık V3jmuriu BuUtlL YaOmuriu Stsiı VaCrauriu Bukıttu VaOmurlu Açı* Açık Yajnninu S* «ç* A«* Buii.ru : SıSi f 17* 13° 3" f 2" 10° 5° <° 3° 6° K" 12° 3° 14° 15= y \ 4° I j | ' : ı ] ' ' , TEVFIK FİKRET 1861 Tevfik Fikret'in Gaiatasaray Lisesi bahçesindeki büstü sünü benimsemediği sonucunu çıkararak yeniden kötümserliğe düştü. Laisizm ve kadın haklarıkonulannda da öteki İslamcılardan farklı düşünmüyordu. Sait Halim Paşa, 1919'dan önce, "İçtimai geriliğimizin en tehlikeli neticelerinden birini de kadınlann iddiaları teşkil ediyor. Günümüzde bazı kadınlar örtünmeyi bırakmak, daimi olarak erkeklerle bir arada bulunmak, hürriyet ve serbestlik elde ederek Garp kadınları gibi yaşamak istiyorlar." diye. okumuş orta tabakadan kişilerin çağdaşlaşma istemini çöküntü simgesi olasa onlan da okuldan alıkoymaya sebep olacağız. Medreselerin kapanması ile on beş, on altı bin kişi eğitim nimetinden yoksun bırakıldı. Şimdi de böyle 'müşterek' bir öğrenim çıkarırsak kendi kendine liseler kapanır." Bu gibi haksız, yanılgıları sonradan kesinlikle belli olan, çağın gerisinde kalmış düşünceleri ileri sürdüğü zaman kendi kendisini yenileyecek yaşta olan şair, Cumhuriyet'in getirdiği yeni koşullara uyamadı. Kendi doğrulanna "sadık" kalacağı umudu ile Mısır'a gitti. (1925) Fikret'in çağdaslarınca, şii Oteki İslamcılardan farklı değildi Fakaı ne zaman ki Almanlar kesin zaferi kazandığı sanısına düştü, henıen Türkiye'ye ve İslâm âlemıne karşı davranışını değiştirdi. Yüzündeki sahte maskeyi aıarak suratını göstermekten çekinmedi(...) Türkler de Almanlardan soğuma\a başladılar. Acı tecrübelerlc, Almanya'nın İslam âleminc karşı İngiltere'den ve öteki emperyalist hükümetlerden farklı bir düşüncede olmadığını anladılar." Bu satırlar Milli Vlücadele fVl*t*on>lo/l Gtnml Uuduriuğü'ndtn a//nan Mlçiy gcre butur, b&gabr p m a ı ı tz batutluMtrmtrt Ih furöun /ç kaslmlerinö* tabah saaUerince rcğun almak ÜZT» tll girvlvcek H/UA SICAKUĞI: önemll bir aegis^filı olflıayacak HÜZGAR: önetltl kuny » <toğu, tonrtlın bttı bölgelartmizde gunty ve can yan.'eraen rttllt tn un ort» kuvnn» s»»c«k Ocnfzfcrds Doğu AManiztle gunbalıs, ve fotfMttn. mğv a»ntzl»rimlzat yıtaız » poyrtutSan 35 SMtte »027 a»mz m,l, htzll »fc*k. DEHtZ: Doğu AkOtnlı ytÇışU. dlger denizlerimız Mrcc;. e; cuiuiıu Marmare Mbcfı uattorinde sıs/ı ç>eçece< Oenu mL:ccw caqi oiuç, yotus uzakkğı 10 km jntftf r» tl% tnıntia 25 km Ooiavınaa olacatt. Van Golunae r.ava çok b v M k ı fçteak. Rvzgtr gurny ve M f ı vön/erden heftl asacak. GOi kuçuK ttiçmH o«ıp o*ruş u a k l ı j ı 38 km oottyınd* ofcMk. rin iç yapı sorunlan üzerinde kafa yoran bir yenilikçi olarak kabul edildiğini belirtmiştik. Ruşen Eşref'in Diyoriar U " (1918, 1972) adü kitabmda, konuştuğu düşün ve edebiyat adamlarından Abdülhak Hamit, Samipaşazade Sezai, HaUde Edip (Adıvar), Mehmet Fuad (Köprülü). Kefik Halit (Karay), Ahmet Haşim bu göriişü doğrular nitclikte yargılar sürerler ileriye. Genel kanı, şiirde bütün güzelliğini gerçekleştirirken yeni ve gerçekçi temalara açılabildiğidir. Yahya Kemal birkaç yazısında şairin, aruz ölçüsündeki becerilerini ve uyak seçimindeki beğenisini överek "Rübâbı Şikeste"den sonra nazımda Istanbul lehçesini duyduk, ahengin bütün mihaniki değişti." diye yazmıştır. Yahya Kemal'e göre Fikret, "Şürimizin alafrangaya doğru bir istikamet alacağı zamanda gelmiş, o istikametin başına geçmiş, göreceği işi görmüş, eserini, de şahsiyetini de Türk edebiyatına müebbeten hak etmiştir." (Edebiyata Dair sf. 245, Siyasi ve Edebi Portreler, sf. 22). Ziya Gökalp ise Fikret'in şiirimizin gelişme süreci içindeki işlevini şöyle anlatır: " Edebiyat ta bilhassa Şinasi ile baslayan devir bize zühdî (softaca) telakkilerin artık yaşamayan riyalı şekillerinden büsbütün başka bir yeni hayat çeşnisi veriyor, yeni bir medeniyet ufku arzediyordu. Fakat Namık Kemal ve Abdülhak Hamit'le devam eden bu cereyan eski ümmet zihniyetinden tamamen kurtulamadı. Edebiyatımızda yeni üınmet çeşnisi, Arap ve Fars tesirleri devam ediyordu. Bu çeşniyi, bu tesirleri kökünden söküp çıkaran imanlı yenilikçi yalnız Tevfik Fikret oldu. Tevfik Fikret, rönesansımızı ikmal eden, bizi Avrupa medeniyetinin vereceği hayat telakkisini pürüzsüz, saf, nezih bir şekilde gösteren bir yenilikçimizdir. (Seyit K. KaraaiiTürk Edebiyatı Tarihi 2, sf. 622) Tevfik Fikret topluma gören gözlerle bakıyordu. Daha II. Abdülhamid döneminde yayımlama olanağı bulduğu kimi şiirlerde, gerçeği yorumlarken, "yaşam gerçeğin gölgelerinden oluşmuşa benzemektedir." biçiminde düşüncelerle. idealisme'in etkilerinden kurtuldugu görülür. Gerçek acı verir, ağlatır, ama olayları doğuran yaradılışın ruhudur. (Zekâ, 1898) Arif Sağ İzmir'de Türk halk müziği sanatçısı Arif Sağ Genel Hizmet İs Sendikası üyesi işçiler için 9 şubatta Izmirde konser verecek. Ülkü Sineması'nda düzenlenecek geceye Arif Sağ ile birlikte Muhlis Akarsu, Sinem Bacı, tşçi Arkadaş Halk Oyunlan Topluluğu da yer alacak. (THA) Şair Jean Cassou öldü Paris'teki ünlü Modern Sanat Muzesinin kunıcusu, şair ve yazar Jean Cassou, 88 yaşmda öldü, tspanya'da doğan şair, oyun yazan ve romancı olarak tanınan Cassou, 2. Dünya Savaşı ytllannda direniş hareketine katıldu Savaştan sonra kurulmasma önemli katküarda bulunduğu Modem Sanat Müzesi'nin başına getiril fotoğraf sergisi 1987 yıh Birleşmiş Milletler'ce "Evsizlerin Barmağı Yılı" ilan edildi. UHESCO da aynı ad altında Paris'teki UMESCO merkezinde bir fotoğraf sergisi düzenlemeyi kararlaştırdı. Bütün fotoğrafçılara açık olan serginin konusu da "Evsizlerin Barmağı". Siyahbeyaz, renkli baskı ve dia dallarındaki fotoğraflann en geç 17Mart 1986 gününe kadar '•UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Goreme Sokak, A'o. 7, KavaklıdereAnkara'' adresine gönderilmesi gerekiyor. Sovyetler BirliğVnin en ünlü çağdaş oyun yazarlarmdan Edward Radzinski'nin son piyesi "Dostoyevski'nin Kansını Canlandıracak Orta Yaşlı Bir Artist" ilk kez Paris'te sahneleniyor. Küçük Odeon salonunda Viviane Teofılidis tarafından sahneye konulan oyunu tanıtmak için, elli yaşlarındaki yazar Fransa başkentine geldi. Grafik Sanatı dergisi konusu "kadın" olan bir takvim çıkarttı. Her sayfası değişik cins kâğıtlara basılan takvimin tasanmları da aitı ayrı sanatçı tarafından hazırlandı. Takvimin tasarımlarını hazırlayan sanatçılar Biilenı Erkmen, Mengü Ertel, Sadık Karamustafa. Paut McMillen, Cemalettin Mutver ve Erkal YavL Sovyet ynzar Radzinski Paris'te "Kadın'* takvimi SLRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle