22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/4 TELEVÎZYON 10.00 Açılış ve Program 10.01 Hanımlar Sizin tçin Nednt Gavenç ve Nilgiln Ozhan'ın sunduğu programdn ansıyla şu konular yer alıyor. Aembik, Yemek Sohbeti, Türk Halk Muzifı, Çizgı Film. Türk Sanat Müagt, Ev Ekonomısi, Türk Hafif Muzıği, Beyaı Gömlekltler, Nisa Smzlı ile Totge Askmer'in sohbeti, Dy Kaynaklı Müıik ve Dio Fıim. KÜLTÜRYAŞAM TV'de Sinema 21 OCAK 1986 TRTNIN ICINDEN MAHMUT T. ONGOREN Ozetle İstanbuVda "SıTıir/i Flüt" 12.00 Kapanış 1730 Açılış ve Program 17.35 Açık Oğretim Doç. Dr. Ersoy Canküyer ile Yrd. Doç. Dr. Fethi Şernş "Isıatistik". Prof. Dr. Aykul Hertkmen "Kamu Maliyesi" ve Prof. Dr. Necat TOzun Tkarel Hukukv" derslerini venyorhr. "Yıldız Savaşlan", Sinema, TRT Bir yanda "Yıldrz Sevaşları" v© "Sinema ve Vkteo Eserieri Yasası", öte yanda TRT'nin tutumu... Amerika Birleşik Devletleri'nde bile banşseverlerin karşı çıktıkları "Stratejik Savunma Girişimi" (SDI) ya da takma adı ile "Yıldız Savaşlan" TRT Televizyonu'nda her gün reklamlardan önce gösterilen kısa tanıtma filminde kamuoyunun bilinçaltına yerleştiriliyor. Kim hazırlamış bu fılmi? Kim bu denli çekincesizce yayımlatıyor onu? TRT yönetiminin arnacı nedir? Türk halkına "Yridız Savaşlw"n\ benimsetmenin "milliyetçffl(Te nasıl bağdaştığını TRT açıklayabilir mi? Bu filtnde, TV görüntülüğünün artında, dünya yuvartağının üst eğmecini andıran bir karaltı ve onun üzerinde de uzay görünüyor. Uzaydaki yıldızlar bize doğru hızla yaklaştıklarından ötürü boşluga çekiliyormuşuz gibi bir izlenıme kapılıyoruz. Sonra, tepeden düz ve köşeli bir nesne geliyor. Sanki bir uzay gemisi ya da gerçek "Yıldız SavaşJan" girişimindeki uzaya yerleştirilmesi öngörülen dev aynalardan biri... Bu aynadan fışkıran dümdüz bir ışın demeti ile dünya yuvarlağını andıran karaltının öbür ucundaki gorülmeyen bir hedef vuruluyor ve patlatılıyor. Hedef patlayınca, bembeyaz ve dağınık bir ışık çevreye yayılıyor ve sonra yitip gidiyor. Işın demetini fışkırtmış (ya da "Yıldız Savaşlan" girişimine göre yansrtmış) olan dev ayna da bombardımarv dan sonra uzaklaşıyor ve "reklamlar" yazısı görünüyor. Müzik ve ses efektlenyle de desteklenen bu görüntülerin "reklamlar"\a hiç bir ilişkisi yok. Haluk Gerger'in "Yıldız Savaşlan" adlı kitabını okuduğunuzda, bu ABD girişiminin barışı nasıl tehlikeye attığı açıkça anlaşılıyor Türkiye'nin de gizlice içine çekilmek istendigi"V(/d/z Savaşlan" konusunu kendi ulusuna anlatmayan ve bu amaçla bir yayın bile yapmayan TRT'nin, hiç yeri olmamasına karşın bir tanrtıcı reklam filminde aynı konuyu gizlice bilinçaltına yerleştirmeve çalışmasının en azından yurtseveıiik oimadığı bilinmelidir. öte yandan, içinde bulunduğumuz günlerde "Sinema ve Video Eseneri Yasası" TBMM gündeminde yer alacak... Yasa tasarısındaki en büyük yeniliklerden biri, film sansürünün İçişteri Bakanlığı'ndan, yani polisten alınıp Küitür Bakanlığı'na verilmesiydi. Oysa tasarı TBMM komisyonlarında görüşülürken eklenen bir maddeye göre Küitür Bakanlığı'na bağlı sinema sansür kurulunda İçişteri Bakanlıgı'ndan ve Dışişleri Bakanlığı'ndan da birer temsilci bulunacak ve eğer tasarı böyle kabul edilirse, polis ve bürokrasi sansürü ile sinemamızın soluk almasına yine izin verilmeyecektir. Sinemamızın sorunlarına bu yasa ile çözüm arayanların fılmciliğimize TRT'nin desteğini de sağlamaları gerekir. TRT hiç olmazsa sinemalarda gösterilecek yerli ve yabancı sinema filmlerinin TV reklamlarmda belli bir indirimli tarife uygulamalı ve kendi hazırlayacağı sinema izlenceleri içinde de sinemaianmızda gösîerilen yerü ve yabancı niteiikli filmleri tanıtmayı önemsemelidir. Ne var ki, bir yandan sinema sansürünün ağırlaştınlmasına çaltşılırken, öte yandan "Yıldrz Savaşlan" girişimini kamuoyuna sinsice yerleştirmeye uğraşan TRT yönetiminin içinde bulunduğumuz dönemde sinemamızı desteklemeyi düşünmesi beklenemez. 1830 Haberler 18.45 Jane Eyre III Jane, okuldaki gOrevım bafanyla sürdürmekledir. Ancak, hergttn öfleden sonra heyecanla okuldan aynlması okuldaküen şafirtmaktodır. Bu arada Jane'in rtjFenmstannm tyı olması halmde, kendısıne 30 srrrlm karşılığmda kuçuk btr kıv eğitmesi için görev verilecektır. 19.18 Bilim ve Biz Kore Savaşlan ile ılgili bır sohbet pro$ramda yer alıyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi, beş yıldan bu yana ilk kez repertuvanna bir Mozart operası katıyor ve 25 ocak cumartesi gtcesi "Sihirli Flüf'e başhyor. Daha önce İstanbuVda hiç oynanmayan operayı Yekta Kara sahneye koydu. Orkestrayı Cem Mansur yönetecek. Çevre düzeni ve masklar Osman Şengezer'in, giysiler Erkan Kırtunç'un. Koroyu Gökşen Koray çahstvdı, operada Suna Korat, Ayhan Baran, Müveddet Günbay, Cemalettin Kurugüllü, Mesut Iktu, Müjgan Özsan, Ömer Sabar, Faruk Göker, Şamil Gökberk, Sema Uğur başlıca roüerde oynayacaklar. 19.43 Uykudan Önce Cütgöz. Dtrya Abia"ya ders çalışmak ne demek diye sorar. ÇOnku kendm oyun oynamak istemekte, arkadaşlan ders çalıştıfı için yalnız kalmaktodır. Bunun Hzerine Derya Abla, ders çalışmanm anlammt ve yamrmı anlattr. Program, çizgi film "The Great Thıin Rubbery" ile sona erer. Kahire Kitap Fuarı tslam Konferansı örgütü Islam Tarih, Sanat ve Kültürü Arastırma Merkezi (İRCtCA) bugün Kahire'de açılacak olan Kitap Fuan'na katıuyor. İRCtCA, Fuar 'da Beyazıt Köprülii Kütüphanesi'nde bulunan Fazıl Ahmet Paşa, Hacı Ahmet Bey ve Mehmet Rasim Bey koleksiyonlarau içeren ve ilk kez merkez tarafindan hazırlanıp basılan elyazmalan kataloğunu sergüeyecek. Kahire 'deki A Uı Saray 'da dü'zenUnen ve 3 şubata kadar sürecek olan fuara İRCtCA ayrıca 15151980 arasında basılan "Kuranı Kerim" çevirilerinin bibUyografyasını da götürecek. 20.00 Haberler 20.30 Hava Durumu 20.45 Haberden Habere 2135 Dikkat 21.50 TV'de Sinema: Topkapı (Aynntıh btlgı yandakı sütunlarda) İSTANBUL 'DA ÜÇ ÜNLÜ önemli bir bölümti tstanbul'da çeküen "Topkapı"nın bajhca oyuncularmdan üçü: Maximilian Schell, Yunanistan Küitür Bakant Melina Mercouri ve Robtrt Morley. Topkapı Sarayı'nda soygun Tophapt / Yönetmen: Jules Dassin / Oyuncular: Melina Mercouri, Maximilien Schell, Peter Ustinov, Robert Morley, Akim Tamiroff, Gilles Segal, Jess Hahn / 1964 yapımı / 115 dakika. "solcu avı" sırasında ABD'yi terk ederek Fransa'ya yerleşti. Dassin. Fransa'da "Du Rififi Chez les Hommes" adlı çok ilgınç bir karafilm çevirdi. Sonraki filmleri ıse, çokluk yaşamını birleştirdiği Melina Mercourinin başrollerine çıktığı edebı uyarlamalar ya da tipik Akdeniz etkileri taşıyan hafif öykuler oldu "Topkapı". Dassin'in ustası olduğu "so\gun filmi" turunün \e •JTÎ ^incTr.c.'.':' <>.gun. fiimier1nm en ılginv ^e se\ım!ı olanlanndan biri. Fılmın 1963 yılında İstanbul'daki çekimi sırasında Topkapı Sarayı, Fenerbahçe Stadı, Eminönu Hali, Sara\burnu gibi yerlerde >apılan çekimleri 23.50 Haberler 23.55 Kapanış RADYO T R T I 05.00 Açıiı», proeram ve kua haberler. 05.05 Eigi kervanı. 05J0 Şarlular ve oyun havalan. 06.00 KOye haberler. 06.10 Ganaydın 07J0 Haberler. 1HM GOnün içinden 09.40 Arkası yann. 10.00 Kısa haberler. 10.05 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Oku! radyosu. 1100 Kısa haberler. 12.05 RektamUr. 12.10 ÖJle Ozen. 12J5 Reklamlar ve rsdyo programlan. 13M Haberler. 13.15 MOzik. 13J0 Bölgesel yayin ve reklamlar. 14.45 Hukuk köjesi. 15.00 Kua haberler. 15.05 ÖJleden sonra. 16J» Kısa haberler. 16JK Okul radyosu. 17.00 Kısa haberler. 17^*5 KeyümOı köylümüz. 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar. IS.00 Çocuk bahçesı. 18.15 Hafunın çocuk sarkuı. \tM Süznlk faslı. 1130 Hafif mttrik ve reklamlar. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. MJHŞarkılar. 20.20 TOrkOler geçidi. 20.40 Türkçe sözld h»fiı müzık. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Konulann içinden. 21JS Türk Halk Mtoğı dinleyıci ıstekleri. 224» Caz müzifi. 22J0 Sobstlerden seçmder. 23JM Haberler. 23.15 Gecenın içinden. 00J5 G0nQn haberlerinden özetlm. 01.00 Program ve kapanış 01.0505.8© Gece yayıru. T R T I I 0 7 . 0 0 Açıbs ve program. 07.02 SoUalerden seçmeler. 07JO Haberler. 07.40 Tttrkulev ve oyun havalan 08.00 Iki sclistten şarkılar 0OJO Sabah Konseri. 09J0 Türküler. 09.15 Çocuk bahçesı. 09JO Çesıtli müzik. 10.00 Şarkılar 10JO Türküler geçidi. 10.40Kültür kaynaklanmız. İIJM Küçük koro. 11J0 Türküier. 11.45 Hafif müzik. 1LO0 Berabcr \ soio saric.îar. 12J0 Vjıttan seslrr fcadînlar tc^rulağu. 13.00Haber!tr. 13.15 ™ Hafıf müzik. 13.30 BeVocr ve solo şark;!ar. 14.00 Tarkaler geçıd. 1U0 Yabano dil dersi. 15J0 Erkekler toptulugu. 14.00 Çesıtli mUzık. 16.20 Arkası yann 16.40 Haik mazi|imizde deyi$ler. 17.00 Barok mOzik. 17J0 ŞedAraban faslı. 1M0 Yurttan sesler. 1SJ0 Dın ve ahlak. 1 9 M Haberler ve olaylann içinden. 20J0 Türküler geçidi. 2»J0 Yabancı dıl dersi. 21J0 Çesilli müzik. 22.00 Solinlerden birer sarkı. 22J0 Bir roman / bir yazardan hikâyder. 22.45 TOrküler. 23J0 Haberler. 23.15 Soiistler geçidi. 23.40 Hafıf müzik. 2335 Dört mevsimden. 0035 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açıhş ve program. 07.02 Hafif müzik. 07.30 Sabah konseri. « . 0 0 Sabah için mdzık 09X0 Haberler. 09.12 Müzikb dAkıkalaı. 10.00 Plaklar arasında. 11.00 ÖJIeye dotru. 12.00 Haberler. 12.12 Günfln konseri. 13.00 Solıstltr geçidi. 13J0 Türk halk uıtlngı toplu programı 14.00 Konser saatı 15.00 Türkçe sözlü hifıf müzik. 15.2Î Caz sanatı. 1535 Haftanm çocuk sarkısı. 16.00 Soiistler geçidi. 16M) Türküler geçidi. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler ıçm. 1S.00 tkı soiut iki albüm . 1I.4Î TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu. 19.00 Haberler. 19.12 Müzik ve yorumcular. 20.00 Müzık demeli. 21.00 Senfonik müzık. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Saiı konseri. 24.00 Gece ve müzık. 01.00 Program ve kapanı$. Kultiır Servisi Zumrute karşı dayanılmaz bir tutkusu olan Elisabeth. Topkapı Sarayının en değerli eşyalarından zumrut kakmalı hançeri çalmayı kafasına koymuştur. Bu iş için \Valter'den yardım ister. Bir plan hazırla>"an Walter de Arthur'u yem olarak kullanır. Turk polisi ise, bambaşka nedenlerle onlardan kuşkulamr \e peşlerine duşer... 1911 doğumlu yönetmen Jules Dassin. 1941'de kısa filmlerle sı•*?~'>.va eırdı. ' Q f > snr!3:;dar. başlavarak "Kaba Guç", "New York Esran", "Gece ve Şehir" gibi gerçekçi tondaki polisiye filmlerle bü>uk ilgi topladı 1950'lerin başında. senatör McCarlh>"nin başını çektiğı halkımızdan buyuk ilgı görmüstu. Sonralan, Istanbul'un yoksulluğunu. pisliğini. "hamallarını" fazlaca gosterdiğı gerekçesiyle bizde eleştiriye uğramadı da değil. Ama sonuçta "Topkapı", rahatlıkla, keyifle izlenen bir yapım olmakla kalmadı, Topkapı Saray Müzesi'ni ve Istanbul'u dunyaya tanıtmada da buyuk işle\ gördü. Egzotik gerilim romanlarıyla tanınan Eric Ambler'in bır romanından alınan filme Henri Alekan'ın göruntuleri ve Manos Hadjidakis'in rr\üz\ği buyuk katkıda bulunuyor. Artık sinemayı tumuyle bırakıp kendını Yunan kulturünun sorunlanna vakfetmişe benzeyen Melina Mercouri'nin yanı sıra, Peter l'stino\. Robert Morlt), Akim Tamiroff. Je^s Hahn çibi kr.Tikrer ovuncuları iıimde *,ok renkli tıpler çiziyorlar. L'stinov. bu roluyle bır yardımcı Oscar bile aldı. Bunca \ıl sonra "Topkapı"yı \eniden i/lemek üginv \e ze^kli olacak sanıri7 Taner Barlas Moda'da * Taner Barlas Mîm Tiyatrosu, "Sanat Uzun, Hayat Kısa" adlı oyunu, 25 ve 26 ocak günleri saat 16.30 ve 17.45'te Moda Slneması Küitür Merkezi'nde sahneleyecek. John Arden'ın "Ars longa vita brevis" adlı oyunundan Metin Deniz'in uyarlayıp sahneye koyduğu oyunun özgün müziğini Atitla özdemiroğlu gerçeklestirdL (THA) BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Kalbin ve iç organlann hareketini dinlemeyc yarayan araç. 2/ Bir madde üzerinde yapılan kimyasal islemler sooucu elde edilen bir başkamadde... Kansık renkli. 3/ Hayvanlara viırulan damga... Pamuk ipliğini ya da berini bol ve soguk su ile yıkayarak ağartma isi. 4/ Kum fah... Bttyük erkek kardes. 5/ Dogu kiliselennde tahta pano Ozerine yapüan her türlü dinsel resmc verilen ad... Dinknme. 6/ Konut... Sodyumun simge»i. 7/ tnce urgan... MlZrak nytanna Talrilttn Yugoslavya'da Türk Şiiri Antolojisi yayımlandı Kiliür Servisi Yugoslavyanın Üsküp kentinde 61 Türk şairinin şiirlerini içeren geniş kapsamlı bir Türk Şiiri Antolojisi yayımlandı. 380 sayfahk antolojiyi Fahri Kaya hazırladı. Antolojinin başında Fakri Kaya'nın çağdaş Türk şiiri üzcrine kapsamb bir incckmesi yer alıyor. Antolojide yer alan şairlerin adlan şöyle: Yahya Kemal, Ahmet Haşlm, F»mk Nafiz Çamtabel, Kemaletda lüunu, Ahmet Kutsi Tecer, Nazırfl Hikraet, Ercument Bchzai \JKO, ÖBMT Bcdrettiıı Usaklı, SdaJuUÜn Bata, Asaf Halet Çelebi, Yaşar Nabi Nayır, Abmet Muhip Dranas, Hasan tzzettin Dinamo, Ziya Osmao Saba, Cahit Sıtkı Tarancı. Rıfat Ilgaz, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Fanl Hüsnü Dağlarca, Orhan VeJi, Okta> Rifat, Melih Cevdet Anday, Cahit Irgat, Behçet Necatigü, tlluuı Berk, Catoh Kiilebi, A. Kadir, Ceyhun Atırf lüuua, Saat Taser, Salah Bind, Ömer Faruk foprak, Sabahattin Kndret Alual, Mehmed Kemal, özdeair Auaf, Nrnat Üstön, Feyri Haba, Arif Danar, Atflla tlhaıı, Ümit Yaşar Ognzcan, Ahmed Arif, Şükran Knnlaknl, MetJn E3o^a, Torgut Uyar, Hasan Hii•eyİH, Edip Cansever, Tahsin Saraç, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Gihea Alan, Cengiz Bektaş, AB PfiskMllnotiu, Hilmi Yavuz, Özdemir İnce, Ülkü Tamer, Tür kân bdeniz, Afşar Timuçin, Ataol Behramoğlu. Sennur Sezer, Süreyya Berfe, Refik Durbaş, Ismail TJyaroğhı, Hüseyin Haydar. TEVFİK FİKRET İLE MEHMET AKİF ŞİKK4\ KiRDAKLL Fikret öncü? Akif onun takipçisi Mehmet Âkif kişiliğîni arama dönemindeyken kendisinden yedi yaş büyük olan Fikrel'in yarattığı yeniliklerden etkilenmişti. Şürleri, Yahya Kemal'in ifadesiyle "felsefede muanzı'* olmasma karşm, "Sanatta Fikret'in takipçisi" olduğunu gösteriyordu. Fikret, Meşrutiyet'ten önce "Hasta Çocuk", "Balıkçılar". "Haluk'un Bayramı" vb. gibi gerçekçi temalann ağır bastığı şiirler yazmıştı, Akif, 1908'de "Sıratı Müstakim"de yayımlanan ürunlerinde ("Küfe", "Seyfi Baba", "Hasır") aynı teknik özelliklerinden yararlanıyordu. Her iki şairin ınsanları ve yaşam koşullarını algılayışları da bırbirinden uzak değildi. Ve geçmiş dönerne, Suitan Hamid'in saltçı iktidar yıllanna bakışlan da çelismiyordu iki şairin. Tevfik Fikret "Bir Lanzai Teahhur" şiirinde Abdülbamid'e nefretini belirtmişti. Akif, "istibdat" şiirınde (Safahat, 1974 bas. sf. 85) Padişah ve yöneticilerini 'insanlık yeteneklerinden yoksun kişiler" olarak niteledikten sonra şöyle sesleniyordu: "Hâmiyyet gamz eden bir pâk aiın kimde gördünse "Bu bir câni" dedin surdün, ya mahkum eyledin hapse. Müvekkel eyleyip câsusu her vicdaua, her hisse, Düşürdün milletin en kahraman evladını ye'se... Ne mel'unsun ki rahmetler okuttun ruhu iblise.!' lkisi de, Meşrutiyet'in ilk evresinde umutlanmışlardı. Fikret, "Riicu"yu yazdı. Akif, "Yaşasın hürriyet! Derken alkış geliyor, nevbet nevbet Ya Vatan Şarkısı, yahud ona benzer bir şey Okuyup her köşe çın çın ötüyor.. Hey gidi hey, bir mezarlık gibi dalgın yatıyorken daha dün Şu sokaklarda bugün daigalanan ruhu görün. (Safahat sf. 93) dizeleriyle coşkuyu belirtirken, "Hürriyet Bayramı" adlı şürinde de saltçı iktidardan kurtulma başansı gösterdiği için ulusun geleceğine güvenini belirtti. Tevfik Fikret, dönemine bakarken tepki duyuyor, hesaplaşmaya çaüşıyor, çağının sanat ve bilim ahlakını temsil ediyordu. Akif de isyan halindeydi. Akifin isyanı, inandığı lslam öğretisine sahip çıkanlann ülke yönetimindeki başansızlıkları ve Hıristiyan dünyası karşısında ülkeyi küçük düşürücü düzeye getinnelerinden kaynaklandı çoğu zaman: "Bakın da haline ibret alın şu memleketin Nasılsın ey koca millet? Ne ol 2 küçuk bayrak. 8/ btenç zayıflıgı... Hz. Muhammed'in niteliklerioi övmek amacıyla yazılan kasıde. 9/ Avrupa, Asya ve Afrika'ya topluca verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Her türlü mikroptan annmış. 2/ Kümes hayvanlannın üzerinde tOnedikleri dal ya da sınk .. Oyunculardan birinin topu başkasına geçirmesi. 3/ Yigit... Bir renk... Temiz, namuslu. 4/ Eski Türklerde bir babanın taşuımaz mallannın mirasçısı olan en küçük oğul... Caka. 5/ Yumurta biçiminde olan... Yabancı. 6/ tki urafı a£açhkb genis kenl yolu. 7/ Ajya'da bir ülke... Bır ilimız. 8/ Normal... Kamer. 9/ Kadın giysisi yapunında kullanılan çok ak dokunmus bir çeşit hafıf kuma$. du âkıbetin" Toplurna, olaylara, insanlara bakarken algıladıklarında birbirleriyle çelişkiye duşmeyen bu iki şairi birbirleriyle uzlaşmaz duruma getiren dünya görüşleriydi kuşkusuz. Akif, tslam öğretisinin geleceğine inanıyordu. Fikret, bilimin. Akif, Islam'daki çöküşün önlenmesiyle Osmanb tmparatorluğu'nu oluşturan Müslüman halklann birlikte ve uyum içinde yaşayacaklarını sanıyordu. Bu nedenle Şeyh Cemsüettin ve Şeyh Abdu gibi duşün adamlannın göruşlerıni benimseyerek manzumelerinde, vaızlarında, yazılannda tslam öğretisinin temel ilkelerine ilişkin esbaktaki) şeldini kastediyoruz. Şu medeniyet dünyası, bırakalım peygamberi, acaba Ebubekirgibi, acaba Ömer gibi, acaba Osman ve Ali gibi yahut diğer eshâbı kiram (peygamber arkadaşlan) gibi adam yetiştirdi mi? "Kuran'dan Ayetler, 1944, sf. 114) Geçmişle yaşadığı dönem arasında koptuğunu ileri sürdüğü bağlann yeniden kurulması için sık sık "Maarif ve ilim" yolunu öğütler Akif. Çünkü cehalet, ilerlemeye engeldir. "Terakki ile Muhammed dini içinde yeni yeni birçok incelikler" görünecek, anlaşılacaktır. Çocuklanmıza önce "milli terbiye" vermek, sonra cağın 'müsbet bilimlerini" p 0 1 T 6 E R 6 L A R 1 e T s A L A M A AMSTEROAM KTİMA BAĞCAJ BBJ3RÂD BERÜM •• • •• • A • A \ T 0 F A L \ K A M | N 0 I M İ ş E K P A K L \ L A K B A h A A K | 0 % K L £ A R £ N J HAVA DURUMU : Buuttj : Bulutlu • Saü .•YjOjTKlflu Ac.k •n* 14» BONN BR0KS£l CİOOE FRAHKHMT GlftNE KAHİRE 10° 17° 7» f T S° 20° 2° 16° 17» V 4° Bulutlu VkOmurkı HYAMl HYAMl SAFA n l u furknnuı ı Nunık K«n.U« , T«fik Fikntk *nm «kn «• pm. dOn. t/Umtd AJdfl. bmtoç^t* linDİ* ^vUbib. MÜÜ beoe oUufU U U e , haca k N«mA KMMGD « V f , ÜUmİM ri «*i, T«*fik <Sin i, «RBtıliM c m f c o , Mehmed Akif Buluito Yjjmufiu Bulutlu tr Ohttum KÖIM LONDM IUDMD MOSKOVA MÛNİH NBWYOftK Açık Klr^ıS» Stf K»yag*ı YaCmurlu Bukıflu BukıDu Bubitu Yağmurlu YaOmırtu OSLO PARİS RİYAD ROUA SOFtA ŞAM BuMkı Ac* VaOmurlu Aç* Apk Yümurkı TELAYİV 7OKYO 6" 10» 3" 5° 1° 5» 17» 15° î° 14° 17° Piyanist Ender Aksoy resital veriyor Küitür Servisi Piyanist Ender Aksoy (Ormanlar), bugün saat 18.30'da Ataturk Kultür Merkezi konser salonunda bir resital verecek. Sanatçı bu resitalinde, Mozart'ın "Re Minör Fantazi"sini. Beethoven'in "Op. 57 23 No.lu Fa Minör 'Appassionata' Sonat"ını,Debussy'nin " 3 Prelüd"ünü (Brouillards, Ondine, Les Tierces Alternees) ve Chopin'in "Op. 44 5 No.iu Polonez"ini yorumlayacak. 1958 yılında doğan Aksoy, beş yaşında Rana Erksan'ın öğrencisi oldu. Istanbul Belediye Konservatuvan'nda Ergican Saydam'la çalıştı. 1974 yılında konservatuvardan, 1977'de Galatasaray Lisesi'nden mezun oldu. Aynı yıl Paris'e giderek uç yıl Germaine Mounier ile çalıştı. 1980 yılında da istanbul Devlet Konservatuvan Yüksek Piyano Bolumu'nu bitıren Aksoy, halen İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde koıepetitör olarak çalışıvor. Şfa MK H A H ÜÇ BÜYÜĞÜNDEN BİRİ Peyami Safa, Mehmed Akifin ölümü üzerine 30/12/1936 tarihli CumhunyeVe yazdtğı 'Mehmed Akif başhkh yazısmda onu, Namık Kemal ve Tevfik Fikret'le birlikte "Vatan şiirinin üç büyüğünden biri" sayıyordu. öğretmenin gereğini vurgulayarak sorar: " Müslümanlık bize dünya hesabına iyi bir hayat vaat ediyordu. Ni>« vermedi?.. t$te bep bizim cehaletimiz yttziinden." (a.g. sf. 115) Akif, vaızlarında, yazılannda, manzumelerinde cehalet, cahil, softa, sofu sözcükleriyle tutucularla hesaplaşırken, büyük tslam uygarhğının oluşumunu sağlayan Kuran'ın "nergün ezbere okunduğu halde" bile bilinmediğinden yakınır. "Ya acar nazmı celîlin bakanz yaprağına Ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına. tnmemiştir Kur'an bunu hakkiyle bilin, Ne mezarhkta okunmak, ne de fal bakmak için!' (Süleymaniye Kiirsiisiinde, Safahat, Sf. 169) Çunl.u toplum. çoküntuye uğrarr.ş, kişisel ahlak bitmiş. 'Hmi>ye bayağıdan aşağı bir MU Va^murtıı TRABUISGARP ZÜtiH Suhmu Acık 3° V^murtu «•oroto/f SaraJ MDdıMu^a'ndMi alutan bUgty oöm. ru/öun *uz^ fcmfcnfcrf f»ftı çok bı/Mfu, MarnMra'nm kunjr/, Kandtnte, (ç 4n»öo*u'nun tuityl r*df'> 9«çwMİt. >**»!« ki)n kMimtanta yagmur, (ç kMimtoni* lartı kanşı* rairnır «• tor f^cltndt oMcrt. HAVA SKAKUĞl: Btı t>6tg*l*Hmi2x>t Mnz «ftacM. H t e rwtanX d»tf<»m«|»c«». «ÛZOÂfi: Oün^ n b** y«n(»rriwı hWtf. *n ttn ort» lmn«(tt, furtu/ı kuzfbttı kMfmto^nd* r»/ rw *ur»»tn otenk »MCMI. OwıWwtfwı Satı KtndMilz, Manura n EytU* gAntelMi *• (odoöKi, Ooeu KandmnU n « M ı M gdnMm «• tany^tfM 39 kuvvM/nd* «Mttt 7021 tfmte «M fnzlı m c M OEN/Z. Kndmft «• M m n y*jmurtu. <Mğ* dmtaMr p«v<A « butokı g»ç»e»k. Denlı muttöK dtlgalı ofup, aöruf uzMHığı K km. yaftf •mmto 25 km. doltyınd» buhıifeak. V*n 06lü kar nğışl' gaçacmk. Ruzgif kutf M teb fönfrtfn haHt, <n n n ortt JruırvetN ı ı t a t Oö; ımrt««/ cUgalı otacafc. tt«ni| uulclıtfı K) km ytğış tmndt t3 km doltyınöa buluntctk M« telkinlerde bulundu. Şürlerinde ve yazılannda ortaya koyduğu görüşlere bakarak AkiFin ideolojisine temel olan ilkeleri şoyle saptayabiliriz: 1 Dinsel kurumlar bozulmuş ve işlevlerini yerine getirmez duruma gelmişlerdir; 2 İnançsızlık, tembellik, yoksulluk, acımasızlık ve tevekkül genel ahlakı etkilemektedir; 3 Bilginin karşısında hurafe. mukaddesatın karşısında taklit, dinsel öğreti karşısında softalık toplumsal guç duruma gelmiştir. En güçlü tslam devleti olan Osmanlı Imparatorluğu'nda dinsel kurumlardaki bozulmanın önlenmesiyle Doğunun yıkılış tehlikesini atlatacağına inanan Akif, ilk Islam devletinin yükseliş dönemine dikkati çeker. "Müslümanlık deyince dinin asıl doğru şeklini (şekli sahıhini), geçmiş dönemdeki (devri turşu, vükelâ , curnalcı, müzevir bir sürü hırsız çetesi" durumuna gelmiştir. "Sığmıyor en büyük endâzeye işler artık, Saltanat nâmına, in namına maskaralık Ne felaket, ne rezalettir o devrin hâli, Başta bir kukla, bütün milletin istikbâli. tki üç kuklacının keyfıne mahkum olmuş. Bir siyaset ki didikler eminim Karakuş! Nerde bir maskara sivrilse, hayasızlara pîr, Haydi.. mâbeyni Hümâyuna!. Ya bâlâ, ya vezir. Ümmetin haline baktım ki yürekler yarası! Ne bir ekmek yedirir iş, ne de ekmek parası. Kışla yok, daire yok, medrese yok, mektep yok, Ne kılıç var, ne kalem.. Her ne sorarsan hep yok!' (Safahat, sf. 162) Bir yıkılış öncesinin toplumsal gönınümünü çizerken öfkesini gizlemeyen Akif, yıkıhşm nedenlerini yazarken tek yönden bakar gerçeğe. "Bakın da ibret alın haline şu memleketin Nasılsın ey koca millet? Ne oldu âkıbetin? Yabancılar ediyormuş eder yaistikrâh, Dilenciler bile senden şereflidir biUâh. Vakaan çoktan unuttun, hayâyı kaldırdın Mukaddesâtı ısırdın, Hüdâ'ya saldırdın. Ne hâtırata hürmet, ne an'anatını yâd, Deden de mi böyle yapmıştı ey sefih evlâd.!' (Safahat, Fatih Kürsüsü) Toplumsal olan, Akif te, sadece yargılama, hesap sorma çizgisinde gelişir çoğu zaman. Sonuç eskiyi yadsıma önyargısına karşı öfkeden doğmuştur çünkü. Eski, tslam öğretisinin yaşama geçmesidir. Çahşma, bilgi ve erdem beraberliği ister. Bu durum sağlanınca uyum kendiliğinden gelecektir. lslam'ın "terakkiye uhammül edemedigi" yolundaki savlar yamlgıdır. tslam öğretisi "terakkiye" dayanır. Bu gerçeği görmek için tslam'ın doğuşuna yakın döneme bakmak yeter. O dönemde "Otuz yüda otuz bin senelik bir terakki ile" erdem dolu bir uygarlık sağlanmıştır. (Safahat, sf. 185) "O ne dehşetli terakki, o ne müthiş sür'at öyle bir hârika gösterdi mi insâniyyet.!' Dizeleriyle somutladığı eski, kendi gerçeğıni yadsımadan, kendi yasalan çerçevesinde yeniyle uzlaşacaktır. "Pencere" resim yarışması Pimapen Pencere Sistemi'nin tanıtun etkinlikleri çerçevesinde Pimaş tarafmdan Gençlik Yüı dolayısıyla düzenenlenen "Pencere" konulu resim yansmasının sonuçları açıklandı. 1955 yılı ve sonrası doğumlu sanatçuara açık olarak düzenlemm yansmada birincilik ödülünü "Lorca Bana Dedi ki" adlı yapıtıyla Alp Tamer Ulukılıç, ikincüik ödülünü "Pencere"adlıyapıtıyla tnci Eviner Günvar, üçüncülük ödülünü "Dışardaki Hız" adlı yapıtıyla Neşet Fahir Yazlık aldılar. Mansiyonları ise Kerim Kılıçarslan, Serdar Simge ve YusufGönden kazandılar. PangaUVda kartna sergi Pangaltı Sanat GalerisVnde Mehmeı Akbaba, Halis Başarır, Behçet Malikler ve Sefer öztürk'ün yağuboya resbnierinm yer aldığı bir karma sergi açddu Karma resim sergisi 15 şubatgününe kadar izlenebilecek. Japon ressam Umenara öldü Çağdaş Japon ressamı Ayuzaburo Umenara 97 yaşında öldü. 1952 yılında tmparator Hirohito tarafmdan küitür madalyastyla ödüllendüilen sanatçı, ögrenimine Paris'te Auguste Renoir'nın öğrencisi olarak 1908 'de başlamıştı. ttalya, tspanya ve Çin 'de değişik dönemlerde resim çaaşmalannı sürdüren Umenara'da Renoir etkisi hep kendint gösterdi. (THA) Ocak ayının fotograjî Ön seçicüiğmi Hasan Kurbanoğlu 'nun yaptığı İFSAK Aytn Fotoğrafi yanşmasmda ocak ayı birincisi Metiner Gören oldu. Cengiz Büyükünsal ikinci, H. Kemal Çağın üçüncü oldular. Yıldız Çelik, Basri An ve Nurşen Şahin 'in yapıtlan sergilenmeye değer bulundu. Ayın saydamı ise Orhan Karaalioğlu'nun oldu. H. Kemal Çağın ikinci ve üçüncülüğü kazanırken, Metiner Gören, Celal Yılmaz, Erhan Saralıoğlu'nun yapıtlan gösterime girdiler. AFSAD'ın Adana sergisi SClRECEK Ankara Fotoğraf Sanatçılan Derneği AFSAD 'm geçen yti düzenlenen çeşitli yanşmalarda dereceye giren foıograflardan oluşan sergisi, Adana'da Sabanct Küitür Sitesi Güzel Sanatlar GalerisVnde açıldı. Gençliğin sorunlannı yansıtan serginin açıüşuıda konuşan AFSAD Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Arat, fotoğraf sanatma olan eğilimin giderek arttığım vurguladı. Sergi 30 ocak gününe kadar açık kalacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle