25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kaleme alırdı. "Dostum Mozart'ta bunu şöyle anlatıyor: "Miizik eleştirmenliği giiç iş. Gençliğimde amatör bir müzik sever olarak, lum bilgisizliğime karşın, daha doğrusu bilgisizligimden yüreklenerek uzunca bir siire ben de bu işe burnumu soktum. Genel olarak eleştirmenin görevi bir besteyi ya da bir konseri değerlendirmektir. Besteleri bir yana bırakalım. Zira diinyanın en büyük bestecileri arasında kimi eleştirmenlerin hırpalamadığı bir besteci hemen de yok gibidir." Nadir Nadi böyle söyler ama, Mozart'a hiç kıyamaz. Yukanki satırların bulunduğu sayfadan otuz sayfa sonra Alfred Einstein'ın (ünlü bilgin Einstein ile kanştırılmamalı) Mozart'ın 49 senfonisinden sadece 78'i güncelliğini sürdürüyor, demesüü Nadir Nadi şöyle eleştiriyor: "Alfred Einstein bu yargıya Beethoven'i savunmak amacıyla vanyor bertaalde. (...) Her gerçek sanatçıya olduğu gibi Beethoven'e karşı da derin bir hayranlık duymakla birlikte, bu konuda ben farklı düşünuyorum. Mozart'ı yalnız bir miizik dehası olarak değil, bana müziği ilk sevdiren, bana Beethoven'i de, daha onceki ve daha sonraki büyük müzik dahilerini de anlama. sevme olanağını sağlayan Mozart'ı dilimizde pek yerinde söylediğimiz gibi ilk goz ağrısı olarak bağnma basıyor, O'na candan bir arkadaş, koruyucu bir dost eözü ile bakıyomm." Göruiuyor KI, rsaaır Nadi vefalı bir dosttur ve bu dost eü yazmıştır "Dostum Mozart"ı. Işte bu içtenlik, besteciyi bize daha yakmdan tanıtıyor, daha bilinçli olarak daha çok sevdiriyor. Zaten Nadir Nadi de kitabının başlangıcında, amacını Mozart'ı başkaJanna sevdirmek, sevenlere ise daha çok sevdirmek olduğunu belirtmiyor mu? Bence bu kitap yalnız sevdirmekle kaimıyor; Mozart'ın mektuplanndan yaptığı çevirilerle O'nu çocuksu halleriyle, aşklanyla, kaba şakalarıyla daha yakından gösteriyor ve tanıtıyor. Bu kaba şakaların nedenini Nadir Nadi şöyle yommluyor: Mozart O'nun dehasını çok erkenden görüp sezmiş olan babasının koruyucu kanatlan altında normal çocukluk yaşamı diye bir şey görmemiş. Çocukluğu hep saraylarda, büyük müzik salonlarında "harika çocuk" olarak konserler vermekle geçmiş; hep müzik çalışmalanyla uğraşmış; besteler yapmış. Yirmi yaşmdan sonra gezilere çıkıp annesiyle birlikte baba evinden uzaklaşarak büyük kentlerde kendini rahat hissedince, hele annesinin Paris'te ölümünden sonra özgürlüğün tadını alınca, küçük yaşlannda hiç yaşamadığı çocukluk heveslerini mektuplanna yansıtmış; yapamadığı yaramazlık, hatta terbiyesizlikleri onlarda açığa vurmuş. Nadir Nadi, Mozart'ın mektuplannı bulup yayımlayan Stefan Zweig'ın, büyük adamlan yalnız dehalarım açığa vuran yönleriyle değil, kişisel kusurlarıyla da tanıyıp bir bütün olarak değerlendirmelidir düşüncesine katıhyor. Bence de doğru bir görüştür bu. Dostum Mozart'ı okurken 15 arahk 1985 tarihli yazımda belirttiğim gibi, düşüncelerim uzaklara da kaydı. Nadir Nadi Viyana'da yuksek öğTenim görmüş. Ben orada okumadım ama Viyana'ya birkaç kez bilimsel kongreler dolayısiyle, üç kez de kendi hesabıma olmak üzere epeyce gittim. Ve her gidişimde Beethoven, Mozart, Haydn, Schubert gibi ünlü bestecilerin yaşadıkları veya öldükleri evleri ve odaları ziyaret ettim. Ayrıca Viyana'nın ünlü büyük mezarhğında, hepsi birbirinin yakınında adeta toplu halde yatan Beethoven, Brahms, Schubert, Johann Strauss ve Mozart'ın anıtsal nitelikteki kış yaz çiçeksiz bırakılmayan kabirlerini ziyaret ettim. Mozart'ınki simgesel nitelik taşıyordu. Çünkü, O'nun, 1791 aralık ayının çok karlı ve fırtınalı bir gününde gömüldüğü yer kaybolmuştu. Ama Viyana Belediyesi, saydığım bestecilerin yanında Mozart için anıtsal bir mezar yaptırmış ve böylece onların hepsini birleştirmişti. Derken hayalim Salzburg'a gitti; oradaki Mozart Evi'nde görmüş olduğum kişisel eşyalan, el yazısı notaları gözümün önünde canlandı. Nadir Nadi, "Dostum Mozart"ın sonuna bu elyaasından bir fotokopi de eklemiş. Ne iyi etmiş. Yukanda, "Bu kitapta yalnız Mozart'ı değil, onunla özdeşleşen Nadir Nadi'yi de okudum" demiştim. Kitabı bitirince gördüm ki, yalnız onlan değil, kendi yaşamımın büyük bir bölümünü de okudum onlarla birlikte. Selam olsun dost Mozart'a; kutlamalar ve teşekkürler, dost Nadir Nadi'ye!... 19 OCAK 1986 İki Dosda HIFZI VELDET VELİDEDIÎÖĞLU "UIvi Cemal Erkin, Adnan Saygun, Necil Kazım Akses ve Ferit Tüzün'ün eserlerini içeren bir Türk müziği plağı Paris'te, Fransız Plak A k a d e m ^ Ödülü aldı. Avrupa MuzikJfÜKdolayısiyle, Fransa dışındaki 23 jAlkeden gelen eserler arasıçdja 'Tftrk Halk Türküleri' adlı plaklar ödüle layık görüldü." Yukanki güzel haberi 19 aralık 1985 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde okuduğum gun, Nadir Nadi'nin "Dostum Mozart" başjıklı yazı dizisi de yayımlanmıştı. Dizi, O'nun çıkacak olan kitabının başlangıcı niteliğini taşıyordu. Asıl bilgi hazinesi, kitapta saklı olmalıydı. îşte şimdi elimde olan kitabı okurken hem Mozart'la hem de Nadir Nadi üe birlikteyim. Yaklaşık iki yüzyıl ara ile yaşayan bu iki dost şu kitapta, "Dostum Mozart" da sanki elele tutuşmuş, Nadir Nadi'nin deyişiyle, "özdeşleşmiş" olarak çıktıiar karşıma. Mozart'ın bir flüt konçertosunu 57 yıl önce Avrupa'daki öğrenciliğimin ilk yılında ilk kez dinlediğim gün, bu büyük besteci ile kurduğum dostluk, Nadir Nadi ile yaklaşık yarım yüzyıl önce kurulan dostlukla bir araya geldi kitabı okurken. Ne var ki, benim genç yaşımdan beri Mozart'a olan yakmlığım, kimileyin aydınlık ve iç açıa, kimileyin romantık ve düş kurdunıcu, kimileyin de puslu ve hüzün verici arasından küçücük köpuklerle taştan taşa atyarJDf.billur bir dere gibi akıp gideh müziğini dinlemekle doğdu, l^ununla beslendi ve besleniyor bügüne değin. Onun hakkında okuduğum tek kitap, 1945'te Zürih ve Freibourg/Br'de beşinci basısı çıkan Bernhard Paumgartner'in 557 sayfalık "Mozart" adlı kitabı oldu. Aslında kitap 471 sayfa; ondan sonrakiler Mozart'ın yapıtlannın listesini, notları, kaynakçaları içeriyor. Bu kitaptan ne bilgi edindiysem onunla kaldım. Benim ilgimin hepsi bu. Nadir Nadi'nin durumu başka: O, yalnız müziğini dinlerken değil, O'nu kendi parmaklarıyla kemanının tellerinde yorumlarken, çok genç yaşında, vurulmuş Mozart'a. Bunu şöyle anlatıyor kitabında: "Notayı sehpaya koydum ve çalışmaya başladım. Birinci lemayı kafamdaki piyanist işliyor. bense ona kemanımia eşlik ediyordum. Daha ilk notalarda içimi birden bir a\dınlık kapladı. O ana değin ömrümde rastlamadığım harika bir şeydi bu. Sonatın bütün güzelliğini yudum yudum tadıyordum. Sanki tannsal bir dile ilk kez kavuşmuştum. Yiiz eili yıl önce yaşamış (•) bir sanatçının insanlara soylediklerini ben, aradan bunca zaman gectikten sonra şimdi aynı inanç. aynı beyecanla kelimesi kelimesine yineliyor. adeta Mozart'la özdeşleşiyordum. (...) Çalışmayı bitirip ışıl ışıl parlayan İstiklâl Caddesi'ne çıktığım zaman kendimi alabildiğine özgür duyuyordum. İçimin aydınlığı yanında caddenin ışıklan söniık kalıyordu. Deminki inanümaz miizik tüm varlığımı sarmıştı. O güzelliği yitirecekmişim korkusuyia vitrinlere bile bakmaksızın dogruca okuluma döndum..." Işte on beş yaşında başlayan ve şimdiye değin süren bu muzikal aşk, günumüzün 75 yaşındaki delikanlısına bu güzel kitabı yazdırmış. "Dostum Mozart" ta bu aşkın öyküsünü okuyoruz şimdi. Diyebiliriz ki, hem Mozart'ın hem de Nadir Nadi'nin bilinmeyen yönlerini de öğreniyoruz onu okurken. Nadir Nadi'yi ilk kez o daha çocuk denecek yaşta iken, 1924'te Ankara'da görmüştum. O zaman tanışmamıştık. tlk görüşmemiz 46 yıl önce Cumhuriyet Gazetesi'ndeki odasında oldu. Bizi, Nadir Nadi'nin Galatasaray Lisesi'nden arkadaşı olan rahmetli Medhi Bey tanıştırdı. Henuz bıyıkları bile terlememiş ilk gençlik çağını yaşayan Ankara'daki çocuğun yerinde şimdi gur saçiarı özenle taranmış, giyimi de özenli, karşısındakini dikkatli gözlerle süzen olgun bir delikanlı vardı. O tarihte Cumhuriyet Gazetesi'nde, adının ilk harfi olan N simgesiyle, çoğunca tek sütun üzerinde muzik yazıları ve konser eleştirileri PENCERE Çuvaldızı Kendimize Batıralım... Şu güzelim ülkede yaşayanlardan yüzde 99'u ortak fikirteri paylaşır: Elhamdülillâh Müslümanız... ,. Çok şükür Atatürkçüyüz... Ve demokratız. Ben kendi hesabıma Atatürkçü olmayana rastlamadım desem yalan mı olur? Bir tek yürekli adam çıktı içimizden; Başyazarımız Nadir Nadi bu Şark ikiyüzlülüğüne tepki gösterdi: Ben Atatürkçü Değilim!.." Ya demokrasi? İçimizde demokrasiye âşık olmayan var mı? GOnde beş vakit el pençe divan durarak demokrasiye okuyup üfleriz. Herkesin demokrasiye tutkun olduğu bu toplurnda demokrasi niçin Anka kuşuna dönüşmüş? Otuz yılı aşkın bir süredir çıkıp indiğim şu "Bizim )fokuş" namı diğer "Babıâli"de hepimiz demokratız değil mi? Gazetelerimiz bu yoldadır; yazarlarımız, müdürlerimiz, muhabirlerimiz, patronlarımız, sekreterlerimiz, dostlarımtz, arkadaşlarımız ve bendeniz; hepimiz demokratız... Öyleyse iğneyi bir yana bırakıp çuvaldızı önce kendimize batıralım... Türkiye'de altı yıldan beri yaşanan bir olay var. 12 Eyiül 1980'den önce ülkemizin iki büyük işçi konfederasyonundan birisi DİSK'ti, öteki Türkİş'ti. DİSK daha çok özel kesimde, Türkİş kamu kesimınde örgütlenmişti. Son yıllarda DISK'in üye sayısının Türkİş'i aştığı izleniyordu. 12 Eylül 1980'den sonra DİSK yöneticileri tutuklandılar; konfederasyonun milyariarı aşkın mal varlığı kayyımlar yönetimine verildi, sendikal faaliyeti durduruldu, örgütün sorumlu kişilerine ilişkin davaiar açıldı. Geldik 1986ya... Bunca yıldan sonra DİSK davasında savcının "esas hakkmdaki mütalaası" açıklandı; 1477 sanıktan 291'ine ilişkin ceza ıstemleri belli oldu; kimine 20 yıl, kimine 10 yıl, kimine başka sürelerde hapis cezalan gündemdedir. Haber açısından bu olayın önemi tartışılamaz. DİSK davası nedeniyle eski İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan ve Profesör Sadun Aren de tutuklanmışlardı; uzun süre dört duvar arasında yaşadılar; şimdi savcı, bu ünlü kişilerin "beraatini talep etti." Bu çarpıcı haberin gazetecilik açısından kıymeti harbiyesi yok mu? ( * ) Nadir Nadi'nin ilk gençlığinde Mozart'la arasında yaklaşık 150 yillık bir ara EVET/HAYIR AKBAL OKURLARDAK Zorla mal satılıyor zabıta görevlileri tarafından zorla satılmak isteniyor. Peşin olarak 3300 TL verip almayana zabıt tutularak su bedel makbuzlarma her av 150 TL 'lik ilavelerle, bu paranın tahsil edileceği söyleniyor. Evlerimizde, ticarethanelerimizde bulıınan çöp kutularımızı atıp, sağlıksız ve kullantslı olmayan kısa bir sürede paslanıp delinebilecek, bozuk standartlı çöp tenekelerini satın almak zorunda bırakılıyoruz. HALUK KURNAZ MAKISE XfÜHESDlS! Aradaki fark Meclisten geçip kanunlaşan Geç Emeklilik Yasası için her şey oldu bittiye getirildi. Mecliste A\AP sözcüleri, Avrupa'yı örnek gösterdiler. Almanya'da emeklilik yaşı erkeklerde 63, kadtnlarda 60. Eğer herhangi bir işçi, isvereni ile anlasırsa 58 yaşında emekliye aynlabilir. Tek koşul, 58 yaşına gelen bu işçinin yerine yeni işçi alma koşulu. Almanya'da emekli olan bir işçi uzun yıllar yaşayabiliyor. Her yıl bir işçi bizim kaplıca diye tabir ettiğimiz yerlere gider, 56 Elif Naci ile... "Benim de babam öldükten sonra annemle yalnız kaldığım günleri, çocukluğumu da bıraktığım evimizin önünden bir daha geçmek istemediğim o günleri anımsadım. Bana öyle geliyordu ki babamın ölümünden sonra Küçük Ayasofya'ya taşındığımız gün birdenbire bıyıklartm çıkıvermişti. O kadar ki senin yaşadığın evi değil de babasını kaybeden öksüz Elif Naci'nin çocuMuğunu geçirdiği evi yazmışsın gibi geldi bana. Birinci Cihan Savaşı idi. Suadiye'deki yedek subay karargâhında talime çıkarmışlardı bizi. Şiire hevesli bir teğmenimiz vardı. 'Evde kelebekler Naci beyi bekler' diye kafiyeli konuşmayı ve edebiyatı seven bu subay hailevi bir sesle kulağıma babamın hasta okJuğunu ve gitmek için izin kağıdını hazırladığını fısıldamıştı. Son trene nasıl yetiştiğimi Allah bilir.Hatırladıkça tüylerim di(Arkası 8. Sayfada) Samsun Belediye Başkant Kemal Vehbi Gul onderliğinde başlatılmış olan bir uygulamayla, demokrasilerin temel ve vazgeçilmez kurallanndan biri olan mal ve mülkiyet edinme hakkı, Samsun halkına Vehbi Gul zonıyla kullandmlıyor. hafta orada her türlü bakımı yapılır, bütün masraflan emekli kasasından karşılamr. A vrupa 'daki işçi her gün et, süt, yağ, bal yiyebilecek şekilde kazanç elde eder. Türkiye'de işçinin bırakın bir saatlik kazancını, I günlük yevmiyesi ile bunlan alabilmesi mümkün değildir. A vrupa 'da işçi emekli olunca, en son maaşının yüzde 75'inden emekli olur, geriye kalan yüzde 25 de isvereni tarafından calıştığı senesine göre tamamlanır, ayrıca her yıl hayat pahahlığınm oramndan fazla zam görur. EROL ÖZKA YA Var... Babıâli'deki dostlar, bizde pek önemsenen Batı gazetelerine, (postadan çıktığında) bir göz atsınlar; öyle sanıyorum ki DİSK davasındaki aşamayı, dünyanın ta öteki ucundaki büyük ve ciddi gazeteler yayımlayacaklardır. Ama biz ne yaptık? Günaydın'da haberi aradım, göremedim. Tercüman'da birinci sayfada tek sütun. Güneş'te altıncı sayfanın dibinde görünür (Arkası 8. Sayfada) Nasıl mı? Belediyeye gelir sağlamak amacı güden bu uygulamayla, Samsun Belediyesi tarafından bir şahsa yaptmlan binlerce çöp tenekesi, adeta bir tekelleşmis şirket gibi her bir mesken ve ticarethaneye belediyenin •••••IŞTE YENİ BMW TALIHLILERI !*•••• Vahide Yetik A.pazarı • Necla Yıldız Erzurum • Aysel Ertürkogluİstanbul • Hotice OnatAdana • İnayet Yıldırımer Elazığ» Naile Bahar Mamsa CAMAŞIR MAKİNESİ KAZANANLAR Metıtap DEMİR Dazığ Rukrye ESER Dıyarbakır Nunye IYİNACAR C Antep Hamdıye BULAÇ Mardın Zelıha ÇETİN Batman Hatıce USTÜNDAĞ K. Maraş Halıme BAYIR Ş Urfa A Kadır ARSLAN K. Maraş Adıl ALKİŞ Malatya Ümmu TÜRK Nazıllı Nun KAYACAN Mugia Nıhat ÖZKAYA Bursa Necmettın GUNDOĞAN A.pazan Seyyare KUNAK Adapazan Mahmure ÜNAL BaliKesır Mehmet GÜVENİLİR KarabOk Kafiye CEYLAN Bıga Sevınc GÖLPINAR Eskışehır Reşıde BORU Eskışehır Rahıme BAŞAK Kutahya Pullu ATA izmıt Ümıt DECERONUR Trabzon Ah YEŞER Turhal Fatma GUL Merzıfon Caflıde AYDINTAN Trabzon Nazmı YİIKSEL • Artvın Nezaket ÖZKARA Gıresun Mehmet GÜLTEKIN Havza Saadet ÖZTÜRK Sıvas Müshme YENİ Adana Sevım BUDAK Ankara Mustafa KOÇAKOGLU Kaysen M Adıl AKSU Konya Nazlı TOGAN İstanbul Melıha EKE İstanbul Gönul SARIGÖZ İstanbul Dudu YAZGAN İstanbul Rabıye KURTULUŞ İstanbul Gülser EVYAPAN İstanbul Naaye UÇTU İstanbui Ergün AVCI • Edıme Nesıbe AKÇA Edıme Canan MAT Malatya Nesnn ÖZSOGUK G. Antep Hatıce GÖKMEN Denızlı Salıha YENİLER Uşak Iraz BARUT Soke 1.000.000 TL. KAZANANLAR VİDEO KAZANANLAR Nevın KOCA Elazıg Hatıce BAŞKAYA Dıyarbakır Zehra KARACA Batman Ramazan DİNDAR Ş. Urfa Fıgen ÇORLU Adıyaman Remzı ÖZTÜRK K. Maraş Aysel ELGUL Malatya Yurdagül YAMAN Denızl: Ergün KARACAYIR Antalya Ah ÇATALYÜREK Bursa Ayten TOPLU Adapazan Hatıce AYDINALP Afyon Emur BELKIZ Balıkesır Kazım MUTLU Çanakkale Seyran BUZLUCAY Tokat Şaban ACET Sıvas Belgın KARTAL İzmıt Türkay ÇEBİ Trabzon / Şukran UÇUM • Samsun Nurettın GEDİK Ordu Makbule TEKER Çankın Kazım MATUR Çonım Dogan ÖZDEMİR Yozgat Suzan KÜRKÇÜ İstanbui Haynye SİLSUPUR İstanbul Melahat ÇIPA Tekırdag Kıraz VARDAR Edıme Turkan AKBULUT Luleöurgaz Fatma Sonbahar Kayseri Aysel Öztürk Van Cahide Kara Konya Fikriye Kamber Malatya Mihriban Erisanoğlu Tarsus Ayrıca 10750 kisi lOOOTL.'hk kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle