18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 1986 EKONOMt Gecen hafta CUMHURÎYET/9 EKONOMIDE DIYALOG thsan Ersan 1950'de doğdu. lstanbul Erkek Lisesi'ni ve lstanbul Üniversitesi îşletme Fakültesi'ni biürdikten sonra Londra'da tngiliz bankacılığı üzerine incelemeler yaptı. 1979 yılında "Europazarlardan Borçlanma Olanaklan" konulu teziyle doktorasım veren Ersan, 198082 yılları arasında Isvıçre Bankaalık Enstıtusü ile Credıt Suisse bankasmda araştırmalar yaptı "Europazarlar ve Türkiyt" adlı yapıtının yanı sıra çok sayıda bilimsel çalısması ve makalesi yayımlanmıs bulunan thsan Ersan, halen lstanbul Üniversitesi îşletme Fakültesi öğretim üyesi. gösterebUiyoruz. Gerçekte olay basittir. Enromoney dergisi Türkiye ik ilgili ban gelişmeleri olumsuz değerlendirmiş ve kredi değerliliği sıralamasında Türkiye'yi altı basamak düşürmüştür. Buada etkili olan baslıca unsor Türkiye'nin kısa vadeli borçlannın oranının artması mıydı, yoksa baska etkenler de var nuydı? ERSAN Euromoney dergisi değerleme kıstaslannı geçen yü değiştirdi. Bir ülkenin almış olduğu kredinin teknik koşullan yüzde 25, bir ülkenin uluslararası pazarlara giriş yöntemi, pazarın çeşitli bölümlerini kullanma yeteneği yüzde 50, kredinin toparlanrnasındaki zorluk ve kolaylık yüzde 25 ağırlık taşıyor Eoromoney'in yeni değerleme yönteminde. Euromoney dergisi Türkiye'nin geçen yıl pazan fazlaca zorladığına inanıyor. Geçen yıl "melez kredi" yöntemini deneyen Türkiye'nin bu açıdan yeterli performansı göstermediği kanısuıa varmış olacak ki, Türkiye'yi altı basamak düşürdü. Yani konu sadece kısa vadeli borçlann artmış olması değil. Türkiye ülke riski ve kredi değerliliği açısından bu tür bir borçlanmada henüz olgunluğa erişmemiş olarak değerlendirilmektedir uluslararası bankacılarca ve bu yöntemle piyasa fazlaca zorlanmış, bunun da olumsuz etkisi olmuştur. Dolann üzerinde gri bulutlar Uluslararası döviz piyasalan geçen hafta içinde iki önemli olayla sarsıldı. Birincisi, uluslararası finans dünyasımn kalbinin attığı New York Wall Street borsasında temel gösterge Dow Jones Endeksi'nin tarihinde ilk kez tek bir günde 39.10 puan düşmesiydi. Hisse senedı ve tahvil piyasasındaki bu hızlı duşüşüne faiz oranlarımn da yükselmesi eklenince Amerikan Dolan büyük güç kazandı ve dolar çarşamba günü New York'ta 2.50 marka fırladı. İkinci önemli gelişme ise ABD ile Libya arasındaki siyasal gerginlikti. Birinci gelişme dolara guç verirken, ikinci geüşme dolann gücünü azalüa etki yaptı. Nitekim haftanın ilk günlerinde 2.47 marka kadar çıkan dolar haftanın son gunünde Londra'da 2.44'e, New York'ta da 2.43'e geriledi. Amerikan parası Japon Yeni karşısında yine 200 ile 203 yen arasında değişen değerlerden işlem gördü. Dolar bir önceki haftamn kapamş değerlerine kıyasla tüm sert paralar karşısında haftayı daha düşük değerlerden kapattı. Dış piyasalardaki hareketli gelişme içeriye biraz geç yansıdı. Merkez Bankası dolann alış kunınu ilk dört günün sonunda 577.95 TL'ye çıkardı. Ancak dolann çarşamba günkü hızlı yükselişini Merkez Bankası cuma günkü kura yansıtabildi ve dolar bir gun Dolar 583 05 582 30 (Mvfıaltş) 57760 57795 575.75 Ocak n de 510 kuruş birden arttırüarak 583.05 TL'ye çıkanldı. Merkez Bankası gelen haftanın ilk günü için dolann döviz alışını 582.30 TL olarak açıkladı. İçerdeki bir önemli gelişme, dolann bankalarda ilk kez 600 liranın üzerinde işlem görmesiydi. Ticari bankaların bir kısmı dolann efektif satış kurunu ilk kez 600 liranın üzerinde açıkladılar. Batı Aiman Markı da hafta başmdaki 233.85 TL'lik değerinden 425 kuruş yükselerek 237.10 TL'ye çıktı. Serbest piyasada ise dolar genellikle 600 liranın üzerinde alıcı bulurken, mark 246 liraya kadar satıldı. Siyasal ortamın belirsizliği yanında ABD'de faiz oranlannın yüksek kalacağımn kesinleşmesi karşısında dolann gelecek günler içinde nasıl bir grafik izleyeceğı kestirilemiyor. Ulagay sordu, Ersan yanıtladı: 1986 dışfinansmanaçısından Türkiye için kolay bir yıl değil Sayın Ersan, siz Uk oiarak bize nlusterarası kredi ve tahvil plyasalaruda son yıüarda meydana gelen geiişmekri kısaca özetler •UHİZ? Türkiye'nin kısa vadeli dış borçlarının toplam dış borca oranı 1982'de yüzde 13'e kadar indikten sonra bu yılın eylülünde yüzde 29'a yükselmiş. Kısa vadeli borçlann artışı ve kredi pazannı geçen yıl fazla zorlamış olması Türkiye'nin Euromoney sıralamasında 6 sıra gerilemesine yol açtı. O haMe, "melez finansman" yönteminin bu yıl yeniden den r n f r i n i nygun gönnuyorsunuz herhalde? ERSAN Türkiye için melez finansman olanağını fazla görmüyorum. Kredi pazanndaki yerimizi sağlamlaştırabilirsek ne âlâ. Tahvil pazannda ise Japon pazanndaki ihraçlar bu yıl da denenebilir. Daha sonra yabana tahvil pazannda lsviçre ya da Almanya denenebilir mi konusu var, ama biraz güç gözüküyor. Burada unutulmaması gereken şey Japon tahvil pazannın gelişmekte olan ülkelerin tahvil ihraçlanna, özellikle Japonya'nın ticari bakmıdan ilgilendiği ülkelerin tahvil ihraçlanna adeta bir jest olarak öncelik vermesi, bazı kolaybklar sağlaması. Bu bakımdan Japon "Samurai pazan" na girmekle "uluslararası tahvil piyasasının kapüannı açtik" demek çok farku şeyler. Bu durumda sizin 1986 yılı için öneriniz, Türkiye'nin daba çok kredi pazannda yeni kredi imkanlan araması ve pazan fazla zoriamamas olnyor galiba.. ERSAN Sayın Ulagay, "Europazarlar", diğer bir anlatımla devletsiz paralann oluşturduğu uluslararası para ve sermaye sistemi, borç krizinin ortaya çıktıgı 1982 sonrasında köklü bir değişimden geçti. 1982 yılında 90 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen uluslararası krediler Meksika ve Brezilya ile gündeme gelen borç krizinden sonra 1983'te 60 milyar dolara, 1984'te 48 milyar dolara kadar düştü ve 1985'in ilk yansında da 28.8 milyar dolar oldu. Uluslararası kredi pazan darahrken, meydana gelen ilginç bir gelişme pazardan pay alma imkinını bulan borçlular için borçlanmanın teknik koşullarında, "tpread"lerde (ek faiz marjlannda) ve vadelerde olumlu gelişmeler olmasıydı. Kredi pazan daralırken uluslararası tahvil pazannın ise büyük çapta genişlediğini ve özellikle birinci sınıf borçlular için, gelişmiş ülkeler için önemli biı finansman olanağı sağladığmı görüyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin payı ise hiçbir zaman yuzde 10'u geçmiyor tahvil pazannda. Aynca son yıllarda para ve sermaye piyasası araçlannı birleştiren "melez" finansman araçlannın da giderek yaygınlaşan bir uygulama alanı bulunduğunu ve 1985'in Uk dokuz ayı sonunda bu gibi yöntemlcrle 26 milyar dolarlık bir boyuta erişildiğini izliyoruz.. Saym Ersan, anlayabüdigim kadar son ydlardaki geUsmeler Mrind sraıf borçinlar açumdan otamla. Şimdi bnrada ba sınıflamaya esas olan bir 'ülke riski' kavramı var. Bnna biraz açıklayabittrmisiniz? ERSAN 'Ülke riski' çok öz oiarak tanımlanacak olursa, bir ülkenin kredi riski açısından, kredi verilebiürlik açısından değerlendirilmesi demektir. Riski en az olan ülkeler ya da kredi değerliliği en yüksek olan ülkeler birinci sınıf borçlu sayılıyor ve uluslararası finansal pazarlarda uygun ve gerçekçi koşullarda borçlanma olanağına kavuşuyor. Ba apdan, kredi degeriffigi aasmdan Türldye'nin darumn nasd gerçekfcşti son yıllarda? ERSAN Gayet iyi hatırlıyonım, 1980 yılında Türkiye bu tür sıralamalarla son bcş sıra içinde yer abyordu. O yülann ekonomik ve politik tablosundan kaynaklanan bu durumun 1985 yılına geldiğimizde oldukça değişmiş olduğunu görüyomz. Türkiye artık listenin ortalannda yer alıyor, Euromoney dergisinin sıraJamasına göre, 119 ülke içinde 56. sırada. Yani Türkiye'nin kredi değerliliği görecdi biçimde düzeLmiş. Ama ulaşılan yer "yabana bankaalar Türklye'ye kredi vennek için yanşıyor" biçiminde yorumları hakh çıkaracak nitelikte değil ne yazık ki. Ba koşallar altında Türkiye'nin 1986 da nluslararas finansman piyasalanndan yararlanma olanaklan neler olabilir? ERSAN Izin verirseniz bu sorunuzu cevaplamadan önce yabana bankaalann Türkiye'ye bakış açılan üzerinde biraz durmak istiyorum. 1985 yıümn son aylannda F. Almanya ve Isviçre'de ülke riski ve Türkiye örneği konusunda bir dizı konferans verdim ve uluslararası bankaalık çevrelerinin Türkiye ile ilgili son görüşlerini izleme sansım oldu. Türkiye'nin son sckiz yılını iki döneme ayırarak 19T780 ve 198184 dönemlerini karşılaştırdığımız zaman politik tablonun olumlu geliştiğini görüyoruz. 1980 öncesinin iç savaş benzeri deme getiriyor. Döviz rezervleTİ konusunda da 197879 döneminden sonra izlenen olumlu gelişmeler oldu tabii. Ancak özellikle 1985'in son aylannda izleyebildiguniz kadanyla bazı olumsuz gelişmeler var. Ekonomik göstergeler üç grnpta toptanıyor demiştiniz. Ülke riski apsından, uçtucü grup göstergelerde neler var? ERSAN Üçüncü grup göstergeler dış borçlara ilişkin göstergeler. Türkiye'nin 1979 yılında 13.6 milyar dolar olan dış borçları 1985'in ilk dokuz ayı sonunda 21.1 milyar dolara yükselmiş durum Altın, "altırı" hajtasmı yuşadı Altın fiyatlan geçen yıl ağustosundan bu yana en hareketli dönemini yaşadı. Dış borsalarda altın fiyatlan bir hafta içinde 13 dolarlık bir artış kaydederek geçen yıl temmuzundan bu yana en yüksek değerine çıktı. Hafta başında borsalarda 327 dolar civannda işlem gören altının 31.1 gramlık bir onsu cuma günü 340 dolara fırladı. Altının yükselişindeki en önemli iki neden de siyasaldı. Biri, altın ülkesi olarak adlandınlan Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki siyasal kanşıkhğın geçen hafta içinde iyice şiddetlenmesi, diğeri de ABD ile Libya arasındaki ilişkilerin Libya'nın ABD'deki mal varlıklannın dondurulmasına varacak kadar gerginleşmesiydi. Borsalara, aynca petrol zengini Arap ülkelerinin Libya'ya destek vermek amacıyla bol miktarda dolan elden çıkarmaya başladıklan yolunda söyientiler yayıhnca altına büyük talep artışı oldu. Böylece "sarı maden" uluslararası alanda siyasal gerginüğin tırmanışından fazlasıyla etkilendi ve kendisine yatınm yapanlan sevindirdi. Dış borsalardaki bu gelişme sonucu içerde de altın fiyatları anormal yukseliş gösterdi. Cumhuriyet İÛlke riski analizinde kullanılan tekniklerin büyük ağırhğı enflasyona dayanıyor. Uluslararası bankaalar yüksek enflasyonun gelir dağüımı üzerindeki olumsuz etkilerinin uzun vadede politik risk doğurmasından kaygı duyuyorlar. Yüksek enflasyonun sürmesi özal'ın başan karnesindeki notlan düşürüyor. da. Borçlann gelişimi içinde olumsuz oiarak değerlendirebilecek gösterge, kısa vadeli borçlann oranının artması. 1982 yılında yüzde 13.3'e kadar inen kısa vadeli dış borçlann toplamdaki oranı 1985'in ilk dokuz ayı sonunda yüzde 28.5'e yükselmiş bulunuyor. Bu olgu Earomoney dergisinin son yaptığı sıralamada Türkiye'yi 50. sıradan 56. sıraya düşürmesinde de rol oynamış bulunuyor. O konuda Türkiye'nin bir itirazı oldu ve Euromoney dergisi de hatasını kabul ettl dendi galiba. ERSAN Bu konuda biz biraz duygusal davranıyoruz galiba ve "Euromoney bize hakaznk etü, aitı basamak düşürdü' diye tepki Melez kredinin Türkiye için en uygun araç olmadığı geçen yıl anlaşıldı. 1986'da Türkiye, pazan yoklayarak ve çeşitli borçlanma araçlannı profesyonelce kullanarak dış kredi ihtiyaanı sağlamaya çalışmalı. Büyük rakamlarla pazan ürkütmekten kaçınmalu. ERSAN Benim önerim Türkiye'nin Merkez Bankası'nın bu yıl pazan zorlamayacak miktarda, en fazla 250300 milyon dolarlık bir rakamla ve pazann teknik koşullannı çok iyi değerlendirerek pazara cıkması, çeşitli olanaklan profesyonelce deneyerek ilerlemeye çalısması. Kredi pazannın dışında dalgalı faizli tahvil ihraanın teknik koşullannın çok iyi değerlendirilmesinde yarar vardır. özetle 1986 yüı Türkiye'nin teknik koşullar üzerinde çok iyi düşünmesi, iyi planlama yapması gereken bir yıl olacaktır. Uluslararası finans sistemindeki ilişkilerde daha profesyonelce davTanmanın, oyunu kurallanna göre oynamanın önem kazanacağı bir yıl olacaktır. Bir de duyduguma göre, Dünya Bankası'nın katkısıyla "ortak finansman" girisimi var Türkiye'nin. Bunu nasıl degeriendiriyorsnnnz? ERSAN Sayın Ulagay, Dünya Bankası kredi değerliliği tartışmalı ülkelerle bu ülkelerin uluslararası finansal pazarlardaki yerlerini sağlamlaştırmak amaayla ortak finansmana gidebiliyor. Bu açıdan bu model Türkiye için yararlanılabilir bir model olabilir. Dünya Bankası ile bir ortak finansmana gidilmesi uluslararası tahvil pazannın kapılannı açmada da Turkiye'ye yardımcı olabilir. Bunun ötesinde Türkiye'nin serbest bölgeler ve kıyı bankacılığı imkânlannı iyi değerlendirerek, "leasing" konusunu iyi değerlendirerek yeni finansman olanaklan sağlayabileceğini duşünüyorum. Csmtariyet AİtilH «400 Yerü otomobil sanayünin 9 1986 da korkusu yıne ithalat rine Otomotiv Sanayicileri Derneği Başkanı Binbir, "Bize ihracata yönelin diyorlar. Kendi iç piyasasına yerleşemeyen bir sektörden nasıl dışa açılması istenir? tthalatın yarattığı endişe nedeniyle yerli sanayinin sarsıntısı sürecek" diyor. NECMİ ÇELİK Türkiye oto pazannda paylarını iki yıl içinde yüzde 7'lerden yuzde 20'lere çıkaran ithal malı arabılar, 1986'da da yerli otomobil sanayünin en büyük korkusu olacak. Özellıkle Doğu Bloku ve Japonya'dan yapılan araba ithalinin "dizginlenemeyen" artışı karşısında iç pazardaki paylarını koruma telaşına duşen yerli firmalar, bu yıl için kendilerine belirli bir üretim hedefi koymakta zorlanıyorlar. Bu nedenle Tofaş, yıllık program yerine aylık üretim hedefi belirleme politikasına dönüş yaptı. Piyasaya ağırlıkla bu yıl girecek olan Otosan, 6 bin civannda bir üretim planlarken, Oyak Renault 1985'in üretim düzeyini aşmayı düşunmuyor. Yerli firmalar, iç pazann geleceğine "her an ithalat artabilir" kaygısıyla güvenle bakmadıklan için yeni yatırımlara girişmekten de kaçınıyorlar. Yerli sanayinin 1986 için en olumlu gelişmesi, kurulu kapasite kullanım oranımn yuzde 70'lere çekilmesinin amaçlanması. Dolayısıyla kapasite kullanım oranındaki altını hafta başına oranla 1.600 TL değer kazanarak haftanın son gununde 44 bin liradan satıldı. Reşat altını da uzun bir hareketsizlik döneminden sonra geçen hafta hızlı bir yükseliş gösterdi ve satış fiyatı 48 bin 500 liraya fırladı. 24 ayar külçe de hafta başına kıyasla 250 lira yükselerek dün Kapahçarşı'da 6640 hradan ahcı buldu. Bu gelişmelerle Cumhuriyet ve 24 ayar külçe geçen ağustostan bu yanaki en yüksek değerlerine ulaştılar. NELER OLDU? Emisyonda yılbaşı şoku: 79 milyar genişleme Emisyon hacmi, 1986 yılı başında 79.4 milyaı lira genişleyerek yeniden 1.3 trilyon liranın üzerine çıktı. 27 Aralık 1985 itibarıyla 1 trilyon 285.8 milyar liraya kadar düşürülen emisyon hacmi, Merkez Bankası'nın 3 Ocak 1986 günlü son haftalık durumuna göre 1 trilyon 365.2 milyar lira olarak belirlendi. 1986 yılı başındaki emisyon genişlemesinde, Hazine'ye sağlanan 24 milyar liralık yeni avans ile Toprak Mahsulleri Ofisi'ne sağlanan 25 milyon liralık yeni kredi etkili oldu. (ANKA) 1980 yılında bankaalık dünyasımn ülke riski sıralamasında son beş ülke arasında bulunan Türkiye, şimdi listenin ortalarına gelmiş bulunuyor. Ancak bugün ulaşılan yer 'yabana bankaalar Turkiye'ye kredi vermek için yarışıyorlar' türünden yorumları haklı çıkarcak nitelikte değil. görüntüleri, yerini politik istikrara bırakmış görünüyor. Bu tabii uluslararası finansal kuruluşlar açısından önemli bir konu. Ekonomik göstergelere gelince, burada olumlu ve olumsuz göstergeler var. Ne gibi olumlu ve olumsuz göstergeler? ERSAN Ülke riski analizlerinde ekonomik göstergeler genellikle üç grupta ele almıyor. Birinci grup ekonominin gücünü ortaya koyan göstergeler, büyüme hızı, kişi başına milli gelir, vergi gelirleri, enflasyon nasıl gelişmiş? Turkiye'ye bu açıdan baktıklannda 197980 yıllannda eksi olan büyüme hızının daha sonraki yıllarda yuzde 4 dolayında ve 1984'te yüzde 5.9'luk bir artış göstermesini olumlu değerlendiriyor uluslararası bankaalar. Son yıllarda izlenen gelişmeler yatınmlar konusunda iyimser olmayı güçleştiriyor. Bir de tabii enflasyon konusu çok önemli. Bu konunun ülke riski analizlerinde büyük ağırhğı var. Eaflasyon koonsu nasıl değerlendiriliyor Türkiye ik Ugili oiarak? ERSAN Şimdi burada da 197980 yıllannın yüzde 90100'e yaklaşan oranlanndan 1982'de enflasyonun yüzde 2425'lere düşmesi ubii olumlu bir gösterge. Ancak sonra özellikle 1984'te yüzde 50'yi gecen, 1985'te yüzde 45'i bulan enflasyon oranlan son derece olumsuz değerlendiriliyor ve tabir caizse özaJ'ın başan karnesindeki notlan iyice düşüren bir gösterge oiarak niteleniyor. Uluslararası bankaalar enflasyonun uzun dönemde gelir dağüımı üzerinde yapacağı olumsuz etkilerin yeniden politik risk doğurabileceğinin bilincindeler ve bu açıdan endişe duyuyorlar. Benzer biçunde vergı geürlerinin milli gelire oranımn düşmesi de olumsuz bir gelişme oiarak değerlendiriliyor. Diger ekonomik göstergeler nasıl görülüyor? ERSAN Ülke riski açısından önemli olan ekonomik göstergelerin ikinci grubu dış ekonomik göstergeler. 197780 döneminde 14.2 milyar dolar olan dış ticaret açığı 198184 döneminde 12.8 milyar dolara düşmüş, ytlzde 9.4'lük bir düzelme var. Cari işlemler açığı 197780'de 9.1 milyar dolardan 198184'te 6.6 milyar dolara inmiş, buradaki iyileşme daha da belirgin. 1985 yılında cari işlemler açıgının on yıldan beri ilk kez 1 milyar dolann altına inmesi söz konusu. Tabii bu da kredi değerliliği açısından olumlu bir gösterge. Ama bu olumlu göstergenin gerisindeki olaya baktığımız zaman büyuk ölçüde ödemeler dengesindeki yeni düzenlemeden kaynaklandığını görüyoruz. Ve çok ilginçtir, 1985 yılının ilk dokuz ayı sonunda ödemeler dengesinde ahşılmamış ölçüde büyük bir "hata ve noksan" rakamı var. Evet, bu 1.1 milyar mertebesindeki "hata ve noksan" rakamuı siz nasıl degerlendiriyorsunuz Sayın Ersan? ERSAN Son derece esprili diyorum ben bu rakama. Muhasebe kayıtlannda toplanamayan dövLz gelirgideri farkı neredeyse işçi dövizleri tutarım buluyor. Demek ki Türkiye'nin bu boyutta bilançolaştıramadığı bir döviz harcaması var. Bu durum yabancı bankacılann, ülke riski analizi yapanlann dikkatini çekmeyecek mi? ERSAN Çok esprili bir "bata ve noksan" rakamı, sanıyorum açıklaması oldukça güç olacak Ankara açısından. Aynca dışsatım cephesinde de belirsizlikler var 1986 yılı için. özellikle vergi iadesi konusu, Türkiye'de bir dışsatımı özendirme sisteminin olmayışı, bankalanmızın dışsatım finansmanındaki yeni yöntemlere yabana olnusı, 1986 yılında acaba dışsaüm hedef tutacak mı sorusunu gün Erdem: Akaryakıt fiyatları yüzde 30 düşebilir Devlet Bakam ve Başbakan Yardıması Kaya Erdem 1986 yılında akaryakıt fiyatlannda yüzde 30 düşme olabileceğini öne sürerek, "Bu da diğer maddelere hiç zam yapmama şansına sahip olduğumuzu gösterir. Dolayısıyla enflasyonla mücadelede bu yıl başan kazanmak mümkün olacakur" dedi. Izmir'de ANAP il örgütünün düzenlediği bir toplantıda konuşan Erdem "Iktidar, en guç iki yıllık döoemi, en az güçhilderie aüatmıştu. Türkiye geri gidiyor laflan ile karstlaşıyonız. Türkiye 19811984 arasında Almanya'ya göre, iki kat, Fransa'>a göre üç kat, Yunanistan'a gdre de 10 kat daha fazla büytimüstür" dedi. DİE milli gelir ve endekslerde çıkan sorunları tartışacak Yerü ve yabana arabakum pazar kapma yanşı haianacak. artış üretimin de 1985'e oranla yüzde 67 civannda bir yükselişini beraberinde getirecek. Ancak Uretimdeki bu artışın buyuk kısmı Otasan'ın FordTaunus modeliyle piyasaya daha fazla sayıda girmesiyle karşılanacak. 1986'da toplam iç pazardaki genişlemenin ise, ithalat da dahil yuzde 10 ile yüzde 13 arasında bir oranda olacağı tahmın edıliyor. Pazardaki bu genişlemeden mümkün olduğunca fazla pay kapabilmek için bir yanda ithalatçı firmalar, diğer yanda da yerli üreticiler yoğun rekabeti sürdürecekler. Pazardaki bu genişlemenin özellikle üst gelir gruplarının bir diğer deyişle ahm gücü yüksek gnıplann talebindekı artıştan kaynaklanacağı göruşü hâkim. Dolayısıyla bu gruplann talebinin de teknolojinin en son yeniliklerini taşıyan lüks ithal arabalanna kayacağı savunuluyor. BİNBİR: NASIL İHRACAT YAPALIM Otomotiv Sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Binbir. yerli firmaların ancak orta gelir gruplanna hitap edebildikleri ölçüde üretimlerinı antırabileceklerini belirterek şoyle diyor: "Fiyaüar yüksddikçe cebine elini sokanlann sayısı hızla azalıyor. Otomobil alanların grafigi sürekli usl gelir gnıplarına dogru ka>ıyor. Orta gelir gruplannın araba satın almalannı sağlamak için tüketici kredisi sisteminin getirilmesini isti>oruz." Binbir, şöyle ekliyor: 'İthalalçı firmalar. 1985'te ulastıklan pazar düzeyini korumak ve iç piyasaya iyice yerleşmek, sağlam temeller atmak arzusundalar. Dışardaki ana firmalar, içerdeki pazariayıcılanna daha fazla kredi açarak, gozde pazar olarak gordukleri Türkiye'de daha fazla araba satmaya calışacaklar. İthalatın >arattığı endişe nedeniyle yerli sana>i sarsıntılı halini siırdıirecek. Bize ihracata yönelin diyorlar. Kendi iç piyasasına yerleşemeyen bir sektorden nasıl dışa açılması istenir? Daha da onemlisi yatınm >apılamayan. bir sektörden gelişme beklenemez." Yerli firmalann pazardaki paylarını koruma konusunda atacaklan önemli bir adım, me\cut modellerını daha da geliştirmek veya yeni modeller pi>asaya sunabilmek olacak. Oyak Renault, nisan ayında pıyasava çıkarmaya hazırlandığı Renault9"un dizel modeliyle pazardaki yerini pekiştirmeye çalışacak. Tofaş'ın ise mevcut modellerinde bazı değişikliklere gidebileceği belirtılirken, yeni bir modelin üretiminin planlanıp planlanmadığı konusunda bilgı verilmiyor. Devlet lstatistik Enstitüsü, milli gelir hesaplamaıan ve indeks çalışmalan sırasında karşılaşılan güçlükler ile çözüm yollannın ele alınacağı bir toplantı düzenledi. DtE'nın düzenlediği toplantı 1314 ocak tarihlerinde yapılacak. Enflasyonda kamu sektörü öncü Enflasyon hızı açısından kamu kesimi özel sektörün önüne geçti. Devlet lstatistik Enstitüsü'nun 1985 yılı fıyat endekslerine göre, kamu kesiminde fiyatlar bir yılda yüzde 44.3 oranında arttı. özel sektördeki fiyat artışı ise yuzde 35.7'de kaldı. Kamu sektörünun enflasyonda özel sektörü geçmesinde, enerji gruplan endeksinde bir yıldaki yüzde 95.0 oramndaki yukselme etkili oldu. 1986 yılı ödeneklerinde yüzde 8 kısıntı Bakanlar Kurulu 1986 yılı bütçesinde yuzde 8 kısıntı yapılmasını kararlaştırdı. Bakanlar Kurulu'nun Butçe Kanunu'nda venlen yetkiye dayanarak aldığı karara göre, genel ve katma bütçeli kuruluşlann 1986 mali yılı ödeneklerinden yüzde 8 oranında kesintı yapılacak. Karar, 1 ocaktan itibaren geçerli olacak. (a.a.) Gübrenin dolar fiyatmda indirîın Gubre cinslerinin dolar fiyatları Gibreniı cinsl AalOttyMI SVİfSt AmoByiM nltrat Eski (lyat Y M I fryat Nomul sâptf fosfıt Trinte stşer (osfat DiMMnyMi ftsfst Kompoze (H202OO) Konpozı (H151S15) K M H M U (%fc2fi13) Üre 110 116 200 60 170 230 180 175 105 110 200 55 170 230 170 165 160 : ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Dış pıyasalarda duşen gubre fıyatlanna paralel olarak, dap ve ure dışında kalan gubre cinslerinin dolar fiyatlannda indirime gidildi. Dap ve üre gübrenin dolar fiyatları ise aynen korundu. tç fiyatlarda bir düşüş yaratmayacak, bu karar sonucunda, yeni yılın gubre zamlannın daha aralıklı ve daha az yuklu cıkması bekleniyor. Para Kredi Kurulu'nun konuya ilişkin tebliği Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yer aldı. Türkiye'nin Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptığı pamuklu kadın ceket ve palto ihracatında Amerika'mn tanıdığı yıllık 37 bin 377 düzinelik kota, sürenin bitişine 5 ay kala doldu. Pamuklu kadın ceket ve palto kategorisinde Turkiye'ye tanınan kota miktannın, sürenin bitmesine 5 ay kala dolması, Amerikan piyasası nda Türk tekstil ürünlerine karşı talebin giderek arttığını gösteriyor. (a.a.) ABD'ye kadın ceketi ve palto ihracatında kota doldu Bakanlar Kurulu, yurt dışında çahşan Türk müteahhilerinin istihkaklan karşılığında aldıklan senetlerin Merkez Bankası'nca satın alınabileceği yolunda bir karar yayımladı. Yurt dışında çahşan muteahhitlerin nakit sorunlarına yardımcı olması amacına yönelik bu kararın işleyişinden Ekonomik tşler Yüksek Koordinasyon Kurulu soıumlu olacak. Satın alınacak senetlerin kararı da yine bu kurul tarafından verilecek. Senetler üzerinden ülkesine göre, yüzde 4'e kadar varan risk primi kesilebilecek. Yurt dışı müteahhitlik firmalarına destek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle