Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EYLÜL 1985 Evreıı: Parti kapatmayahm ki ardından suııi parti doğmasm Bir dönemin perde arkası CUMHURİYET/U DAR SOKAKTA SİYASET12S3 Yalçın Doğan 12 Eylül'lü günleri yazdı sözleri söylerken Evren Paşa'nın kendisi de herhalde bilmiyordu. Adnan Başer Kafaoğlu ile Coşkun Kırca, Büyük Ankara Oteli'nin bir odasına yerleşmişler, harıl harıl 12 Eylül'ün birinci bildinsinin taslağını hazırlıyorlardı. Sıcak bir ağustos günü, 12 Eylül'den yaklaşık üç hafta kadar önce neredeyse 25 yıldır politikanın, diplomasinin, ekonominin içinde olan, sivıllerle olduğu kadar askerlerle de ilişkilerini hiç kesmemiş olan Kafaoğlu ve Kırca, şimdi, çok tarihsel bir görev üstlenmişlerdi: "12 Eylül'ün birinci bildirislnl hazırlamak!" Buyük Ankara Oteli'nde hazırlanan taslağın daha sonra tarihe geçecek olan bıldirisınde yer almayan çok önemli bir cümle vardı: "Partiler feshedilmiştir." Parlamentonun ve hükümetin feshedildiği, parlamento üyelerinin dokunulmazlığının kaldınldığı, hazırlanan birinci taslakta da vardı. Yine aynı taslakta "Partilerin feshedilmesf" kararına da gelinmişti. Ancak bu kararı veren askerler değil, bildiri taslağını hazırlamakla görevli Adnan Başer Kafaoğlu ile Coşkun Kırca idi. Madem ki askerler ülke yönetimine "bütünüyie" el koyuyorlar ve hatta bunun da ötesinde "İklnci Cumhuriyetin temellerini atmak için" yola çıkıyorlar, o halde partiler de neden bu arada ve daha başlangıçta feshedilmesindi? Kırca ve Kafaoğlu'na egemen olan bu düşünce, birinci bildirinin taslağına yansıdı. Ağustos ortalarında hazırlanan taslak Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülend Ulusu'ya verildi. Komutanlar taslak üzerinde kendi aralannda uzun uzun tartıştılar, biçimlendirmeye çalıştılar. Taslağın "Partiler feshedilmiştir" cümlesine gelince, birden tedirgin oldular. Derin bir nefes alarak birbirlerine baktılar, "Ne yapacağız?" gibilerinden... Çeşitli düşünceler ileri sürüldü. Ülke Nedım 27Mayıs'taki hatayı yapalmfi)pca1^ kapatahm. Teşküaüan var, maHarı var, birokadarda insan var' T dttrmeniz artık söz konusu değildir. Çünkti uçağın Yeşilköy'den kalktığı an 12 Eylül'de iilke yönetimine el koyduğunuz andır. Uçakta da 45 milyonla birarih, 4 Ekim 1980. likte uçuyorsunuz. Esenboğa'da bazı maceracılann "Mümkttn olan en kısa sürede, demokrasiyc ge pisti işgal etmeterine izin vermemeniz gerekir. Bu maçişi sağlamak için biz Ubü hâkim kurafana uyalım" ceracılar, pistte çukurlar açmış olabilirler. Havaadiye söze başlayan Devlet Başkanı Orgeneral Kenan lanı binası işgal edilmiş olabilir. Pistte çukur açılEvren, birkaç gün önce kendisine sunulan MHP ve ması ya da havaalanı binasının işgal edilmesi söz koMSP raporlannı gözden geçiriyordu. nnsu olmasa bile, o gtinku hava sartlanndan dolayı Milli Güvenlik Konseyi, siyasal partilerle ilgili en alan mesela sisle kaplanmış olabilir. Sizin vazifeniz, önemli toplantılanndan ilkini yapıyordu. MGK'nın kaldırdığınız bu uçağı, yolcularıyla birlikte. emnibeş üyesinin dışında MGK Genel Sekreteri Orgene yetle Esenboga'ya indirmenizdir. Yolcularla birlikral Haydar Saltık, Başbakan BülendUlnsu, Devlet te alana inerken, emniyeti düşünülmesi gerekea kiBakanı tlhan Öztrak, Ankara Sıkıyönetim Komuşiler arasında uçağı kullanan beş kişi de vardır. Yatanı Korgeneral Recep Ergun ile Sıkıyönetim Savcısı Hâkim Albay Nurettin Soyer, Türkiye Büyük Mil ni yolcniamı emniyeti saglanırken, bu beş kişinin emlet Meclisi'nin MGK için ayrılan odasında toplantı niyeti sağlanmtş olmalıdır." halindeydiler. lşte Esenboğa'daki pistin temizlenmesi, o tarihte 1 lendirmeler, Milli Güvenlik Konseyi'ni şu yargrya götürmüştü: "Yaptıklanınızın iilkede kalıcıtaalegelrnesi, ancak siyasal partilerin kapatalması ile rniimkündiir." 1981 ekim başlarında Devlet Bakanı Ühan Öztrak, kabine arkadaşı Kultür ve Turizm Bakanı îlhan Evliyaoğlu'na, "Onümuzdeki günkrde galiba partilerle ilgili bir karar aunacak ' dediğinde, aslında siyasal kadrolarla ilgili bir yıl sonra anayasanın geçici maddelerinde yer alacak beş ve on yıllık siyasal yasaklar da belirmeye başlamıştı. Bu konuşmadan bir ay kadar önce ise MGK Genel Sekreteri Orgeneral Haydar Saltık, o günlerin Çankaya'daki danışmanı, 1982 temmuzundan sonrasının Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu'na, "Partfleri fesbedeceğiz ' demişti. Saltık, "Fesaede i i Komutanlar 'Partiler 9 feshedildi cümlesini ilk büdiriden çıhardı aşırdım" diye söze başladı 9 Evren Paşa, "Hükümeti kurarken blzlm ıhmlılardan ve iki büyük partiden deneyli polrtlkacılar alalım diye düşünmüştüm, ama şimdi bakıyorum ki bızim güvendlğlmiz ve tamdığımız polltlkacılar bile Hamzakoy'a telefon edlp onlardan izin istlyorlar.' Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren'in 12 Eylül'ün hemen ertesınde partı lıderlerıne ilişkin ilk göziemi buydu. 12 Eylül'le birlikte ulke yönetimine bütünüyie el koyan askerler, ilk iş olarak yeni bir hükümetin oluşturulması girişimine başladılar. Ve 12 Eylül'ün üzerinden daha 24 saat ancak geçmişti ki, Evren Paşa'nın yukarıdaki gözlemine yol açan bir olayla karşılaştılar. Aslında bu ilk gözlem askeri yönetimle siyasal partilerin arasını giderek açacak ve derin uçurumlara sürükleyecek ve hatta sonunda partilerin kapanmasına kadar gidecek yolun sadece bir başlangıcıydı. Ama böyle bir gözlemin partilerin kapatılmasına kadar gideceğini, bu s bir araya geldiği kısa görüşmelerden birinde aldıkları ortak kararı tarihe mal ediyordu: "Neden 27 Mayıs'taki hatayı yapalım?.. Partileri neden kapatahm? Teşkilatları var, malları var, işte bir o kadar da insan var. Partileri kapatmayalım ki, suni partiler doğmasın..." AP ile CHP'ye "parti olarak" dokunulmayacağı, daha 12 Eylül öncesinde kesinleşmişti. Her iki partiden belli suçlar işledikleri düşünülen parlamenterlerin dışında, doğrudan bu iki partiye yönelik herhangi bir önlem düşünulmüyordu. Bu nedenle hazırlanan raporlar sadece MHP ile MSP'yi içeriyordu. MGK Başkanlığına sunulan rapor, çoğaltılmış ve Konsey üyesi komutanların süzgecinden geçtikten sonra, iş bu konuda karar vermek üzere toplantı dUzenlemeye kalmıştı. Evren, konuşmasını sürdilrdü: varolan siyasal partilerin kapatılmasıyla mümkün olabildi. Pistte çukur açabileceklerin, ya da havaalanı binasını işgal edebileceklerin önüne Anayasa ve Siyasi Partiler Yasasındaki geçici maddelerle geçildi. Cumhurbaşkanlığı Konseyi düşüncesi de "ucagı kullanan dört kişinin emniyeti" için duşünüldü. Milli Güvenlik Konseyi ve o tarihteki Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren, yani uçağın kaptanı ise 1980 Anayasasının halk tarafından kabulü ile birlikte Cumhurbaşkanlığına seçildi. Partilerin kapatılması ve ondan sonraki yılın kasunında anayasanın halkoyuna sunulmasından sonra geriye tek bir iş kalacaktı: Havaalanını kirletmeyecek yeni partilerin kurulması. Baştan beri özetlenen tüm izlenimlere, gözlemlere, yargılara, askerlerde oluşan duşüncelere ragmen, partilerin kapatılmasından üç ay önce kuruluş yasası açıklanan Danışma Meclisi Yasası'nın bir maddesi, bu tarihsel süreç içinde olağanüstü dikkat çeker. ilgili yasanın bir maddesinde aynen şu ilke yer alır: "Danışma Mectisi'ne mevcut siyasi partilerden konlenjan üyesi aday gösterilemez." Bir başka deyişle 1981 yılının 29 ekiminde göreve Ekendi arasında daha önce vren, MGK'nın belki de 4tEkim 1980... Milli Güvenlik Kurulu, TBMM'nin MGK için ayrılan odasında toplantı halindeydiler. Önünde MHP ve MSP dosyalan duran Evren, şunları söylüyordu: "Partilerle ilgili davalara hangi mahkeme görevli ise, o mahkeme bakacak... 27 Mayıs'ta Yassıada Mahkemesi kuruldu." cegiz, ama mal varlıklan ve özellikle CHP'nin Atatürk'ün vasiyeti sonucu tş Bankası'ndaki payı ne olacak, diye düşünüyonız. Bu işin o tarafını bir düşünür müsnnüz?" diye ekledi. Kafaoğlu, "Neden feshediyorsunuz?" diye sorunca, Saltık Paşa, "Başka çare kalmadı" karşılığıru verdi. Kafaoğlu, sorularını sürdürdü: Neden başta feshetmediniz? Saltık Paşa: Yanlış yapmışız. Çankaya çevresinde panilerin kapatılmasına ilişkin daha sonra şu tür değerlendirmelere sık sık rastlanacaktı: M Fevkalade mahkemeler "Partilerte ilgili davalara hangi mahkeme görevli ise, o mahkeme bakacak. Sıkıyönetim görevliyse sıkıyönetim bakacak. Bakanların suiistimali varsa, Anayasa Mahkemesi bakacak. 27 Mayıs'ta Yassıada Mahkemesi kuruldu.Bu tabii hâkim kuralına aykırıdır. Madem ki, yeniden normal rejime geçmek istiyoruz, o zaman fevkalade mahkemeler kurmaktan kaçınmalıyız. Bu döneme siyasi mahkeme kavramı girraemelidir. Bu dönemin hukuk literatürüne tstemeyerek el koydu" "Ordu, 12 Eylül'de ülke yönetimine istemeyerek el koydu. Ama bunu ne partiler, ne de liderler anlayabildi. Bir önemli lider, dış basına demeçler verip, içerde yazılar yazarken, digeri askeri yönetimin yaptıgı bütün işlere karşı muhakfet ediyor ve bunu kendi örgütü aracılıgıy'a ülkenin dört bir tarafına yaymak KAFAOĞLU VE KIRCA Parlamentonun ve hükümetin feshedüdiği, parlamento üyelerinin dokunutmazItğının kaldınldığı, hazırlanan birinci taslakta da vardı. Yine aynı taslakta "partilerin feshedilmesi" karanna da gelinmişti. Ancak bu kararı veren, askerler değil, bildiri taslağını hazırlamakla görevli daha sonra da Maliye Bakanlığı yapacak Adnan Başer Kafaoğlu ile Büyükelçi Coşkun Kırca idi. yönetimine emir komuta zinciri içinde el konuyordu. Gerçi ülkenin içinde bulunduğu sorunları çözmek ana amaçlardan biriydi. Ama bu sorunları çözerken partıleri kapatmaya ne gerek vardı? Onlerinde heyula gibi duran, ülkeyi iç savaşın eşiğine getirmiş bir anarşi vardı. Asıl amaç, bunu durdurmaktı. Kaldı ki, kısa süre içinde de yeniden parlamenter demokrasiye dönülmesi amaçlanıyordu. Özellikle bu nedenle de siyasal partilerin kapatılmalarına bir gerekçe gösterilemezdi. Ayrıca anarşi ve bölücülüğün önlenmesi açısından askerlerin ülke yönetimine el koymasını halk bir ölçüde anlayışla karşılayabilirdi. Ama siyasal partilerin kapatılmasını halk acaba nasıl karşılardı? Komutanlar arasındaki bu tartışmalardan sonra, taslakta yer alan "Partiler feshedilmiştir" cümlesi çıkartıldı. Dolayısıyla siyasal partilerin varlıklarının sürdürülmesi, ancak sadece siyasal faaliyetlerin durdurulmasına karar verilmiş olunuyordu. "Partileri feshedeceğiz, ama mal varlıklan ve özellikle CHP'nin Atatürk'ün vasiyeti sonucu İş Bankası'ndaki payı ne olacak diye düşünüyoruz. Haydar Saltıh: tüm A dalet Partisi,kalınca ve örgütüyle ayakta Kafaoğlu: Neden feshediybrsunuz? SaltthıBaşka çare kalmadı. Kafaoğlu: Neden başta feshetmediniz? SalttteYanlışyapmışız... ben böyle ginnesinden yana degilim." Demirel'in "Biz tek başımıza iktidara geliyorduk, 12 Eylül bizim iktidarımızı engelledi..." gibi sözleri yayılınca, Evren yargısını kesinleştirdi: "Anlaşılan partiler bizim yeni düzeni benimsemeyecekler, bize çok zorluk çıkaracaklar." istiyordn. Oysa yönetim, 12 Eylül'ün liderler tarafından desteklenmesi bir yana, en azından onlardan bİT muhalefet ve bir direnme beklemiyordu. Liderler, yeni rejime belli bir uyum gösterebilsderdi, belki de ne partiler kapatılır, ne de siyasi kadrolara getirilen yasaklann kapsamı böylesine geniş olurdu. Ama, olmadı." Bayar: Askerler kapatma işiyle yanlış yaptılar... elal Bayar, önce "Partilerin kapatılması yanlıştır" dedi, ancak ziyaretçileriyle bu yöndeki tartışmaları yoğunlaşınca, kafasında bir "belki" uyandı. ! 'Be!ki de askerler partileri kapatmakla haklı" yargısına ulaştı. Partilerin kapatılmasıyia birlikte, sağda asıl tartışmayı "CHP'nin kapatılması" oluşturdu. Neden CHP hiç kapatılmamıştı?.. CHP'nin dokunulmazlığı mı vardı?.. Sağ 120 yıllık olayın bitişini tartışırken, dönüp dolaşıp bu sorulara takılıyordu. Osmanlı'dan bu yana nereden gelirse gelsin, tekmeye neden hep sağ hedef oluyordu?.. 27 Mayıs'tan çok kısa bir süre önce, hatta dörtbeş ay kadar önce Adnan Menderes, Memduh Yaşa ile siyaset üzerine sohbetinde Yasa'ya "CHP'nin muhalefetinden bıktığım" aktarmış, ardından da şu yoruma girmişti: "Atatürk'le elbette rekabet edilemez. Ama, CHP'nin sürekli olarak Atatürk'ün mirasına sahip çıkması, Atatürk'ü kendisiyle özdeş görmesi bizimle CHP arasında haksız bfr rekabetin doğmasına sebep oluyor. CHP ile ordu arasındaki özdeşlik de işte bu miras meselesinden ileri geliyor. CHP orduyla kendini özdeş görüyor. Bu bağlantıyı koparmak için, CHP'nin belki kapatılması gerek." c Ekim 1981'de Memduh Yaşa eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar'la partilerin kapatılmasını tartışırken, önce Menderes'ten bu aktarmayı yaptı. Bayar hemen itiraz etti: Olmaz, hoca, olmaz... Partilerin kapatılması iyi degildir. Bana kalırsa, askerler bu kapatma işiyle yanlış yaptılar. Yaşa aksi düşüncedeydi: Bakın efendim, rahmetli Menderes de aynı şeyi söyledi. Bence iyi, hem de çok iyi olmuştur partilerin kapatılması. Artık, bundan sonra Türkiye'de kimse kendisini ne Atatürk'le, ne de orduyla özdeş göriir. CHP Atatürk'ü de, orduyu da hep kendinden saydı. Ne orduyu, ne Atatürk'ü yıllar yılı hiç kimseye bırakmadı, hep kendi sahiplendi. Bu sahiplenme artık burada biter. Böylece gerçek manada sivilleşme başlar. Bugün başlamasa, yarın başlar. Nasıl başlar... Ben kaç yıldır bu işin kpindeyim... Sadece ben oldum tek sivil Cumhurbaşkanı... İşte, bunun için başlar efendim. Bundan sonra, CHP dahil, hiç kimse, Atatürk'ün manevi mirasını ve orduyla özdeşliğini kendi lehine artık kullanamaz. Partiler artık bu mirastan bağımsız olarak davranacaklardır. 0nun için partilerin kapatılması iyi olmuştur. Bayar, günlerdir bu konuyu ziyaretçileriyle ele alıyordu. Hiç kimse olaya bu açıdan yaklaşmamıştı. MGK Başkanı'nın bu sözlerini oy hakkı bulunan diğer dört Konsey üyesi ve kuvvet komutanlan Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer ile Sedat Celasun onaylıyorlar, Evren ise MGK'nın belki de kendi arasında daha önce bir araya geldiği kısa görüşmelerden birinde aldıklan ortak kararı tarihe mal ediyordu: "Neden 27 Mayıs'taki hatayı yapalım? Partileri neden kapatalım? Teşkilatlan var, mallan var, işte bir o kadar da insan var. Partileri kapatmayakm ki, suni partiler doğmasın." başlayacak olan Danışma Meclisi için yayımlanan yasa, partilerin kapatılmasından üç ay önce hâlâ siyasal partilerin varbğını kabul eder. Siyasal partiler 16 ekimde kapatılırken, Danışma Meclisi bundan 13 gün sonra, 29 ekimde göreve başlamıştı. Peki, Danışma Meclisi Yasası'nın çıkmasıyla partilerin kapatılmasına dek geçen üç aylık süre içinde ne olmuştur da partilerin kapatılması uygulamaya dönüşmüştür? Ciddi eleşdriler Partili yaşamın sonu özellikle Adalet Partisi, tüm örgütüyle dimdik ayakta kalınca, hele de kendi içinde hiç yıpranmadan varhğını sürdürünce ve hatta askeri yönetime çevredeki siviller tarafından Demirel'in, "Biz tek başımıza iktidara geliyorduk, 12 Eylül bizim iktidanmızı engelledi" doğrultusunda söylediği one sürülen sözler iletilince, Devlet Başkanı Evren, yargısını artık kesinleştirecek ve şöyle diyecekti: Uçak ve > oleulan Danışma Meclisi Yasası'nın ilkeleri, Meclisin işleyiş biçimi, ondan da önce üyelerinin nasıl ve kimlerden oluşacağına ilişkin siyasal partilerden tepkiMilli Güvenlik Konseyi'nin o gunlerde kendine ler gelmişti. Özellikle üye seçimi hem CHP, hem de yardımcı danışman sivil kadrolarıyla yaptığı görüş AP tarafından ciddi eleştirilere uğruyordu. Belki meler sırasında partilerin kapatılması gundeme gel bunlar o günün basınına yansımıyordu, ama eleştidiği zaman en önemli danışmanların başında gelen rileri içeren raporlar, günü gününe, düzenli bir biEmin Paksut, "İhtilalin liderini kısıtlayan mantık. çimde Evren'in masasına ulaşıyordu. yoktur" derken, gerçekte partilerin kapatılması ve MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, zaten sesiyasal kadrolann yasaklanmasımn "bir bütün" ol vilmiyordu. MHP Genel Başkanı Alpaslan Turkeş, duğuna dikkat çekmek istiyordu. "orduya politika sokmak istediği için" zaten affeYine Paksüt'ün tanımlamasıyla Türkiye'yi 12 Ey dilmiyordu ve hiçbir zaman da affedilmeyecekti. Bülül'den partilerin kapatıldığı 16 Ekim 1981'e getiren lent Ecevit ile Süle>man Demirel ise, ulkeyi 12 Eyve oradan da 1983 seçimlerine göturecek olan olay lül öncesine getiren iki önemli sorumlu olarak gölar zincirine egemen mantık, kendisi tarafından Kon rülüyor ve bunlara da çok soğuk bakılıyordu. Kosey üyelerine, başta Evren olmak üzere, bir toplan mutanlar arasında "Demirel ile Ecevit varken ve de tıda şöyle aktarılıyordu: onlann partileri variıklarını sürdürürken, tencerenin temizlenmesi çok zor olur, bu nedenle partileri kapatmak gerek" göruşü sık sık dile geliyordu. Tarih, 1981 agustosu... "Zorluk çıkarac^ıklar99 "Anlaşılan partiler bizim getirdiğimiz yeni düzeni benimsemeyecekler, bize çok zorluk çıkaracaklar. Demokrasiye yeniden geçerken, bu guçJüklerimiz daha da artacak. O zaman partileri kapatmaktan başka çare kalmıyor." 16 Ekim 1981 tarihinde siyasal partilerin kapatılmasıyla birlikte 120 yıldan bu yana her koşulda kesintisiz sürmüş olan "partili yasam" sona eriyordu. Bu 120 yıllık sürecin ardından, Türkiye, ilk kez partisiz bir döneme adım atıyordu. "Şimdi şöyle farzedeiim: Siz Yeşilköy'den bir uçak kaldırdınız. Esenboga'ya ineceksiniz. Uçağın Esenboga'ya salimen ineceği an, seçimin yapılacağı gündür.O halde Esenboga'ya salimen inmek için havaalanında bir düzenleme yapmanız gerekir. Yani, Esenboğa'daki pisti inişe musait hale getirmeniz gerekir. Kullandığınız uçağı yeniden Yeşilköy'e dön Partileri kapatmak gerek Devlet Başkanı Evren, her fırsatta halka gidiyor, ülkenin dört bir tarafında konuşmalar yapıyordu. Her gezisinden belli izlenimlerle dönuyor ve sonuçta bu izlenimler komutanlar arasında ortaklaşa değerlendiriliyordu. Geziler sonrasında yapılan değer Yarın: Ecevit'in hapse girmesine neden olan açıklama